Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Üyelerin Değişim Günlükleri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/uyelerin-degisim-gunlukleri/)
-   -   Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm.. (http://www.hayatimdegisti.com/forum/uyelerin-degisim-gunlukleri/463190-yeniden-dogus-surecimi-izledigim-gunlugum.html)

imported_Angel 31-12-2009 03:38 PM

Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
Merhaba arkadaşlar actionsmile
aslında yeni falan değilim....ama yeni yıla girerken kendime yepyeni ve taptaze bir günlük açmak istedim..

öncelikle şu anki durumumdan bahsederek bir giriş yapayım...
4 aydır telkin dinlemekteyim..
şu anda dinlediğim telkinler..

* ego
* kendine güven
* sosyallik arttırıcı
* sosyal fobi
* başkalarının düşüncelerini önemsememe
* koruma kalkanı

ayda 1-2 kez arasıra suçluluğu da ekliyorum..
bi zamanlar listemde erteleme telkini de vardı ancak aşırı sinir yapınca çıkarmak zorunda kaldım..şimdilik tekrar eklemeyi düşünmüyorum..

daha listeye eklemeyi düşündüğüm telkinler var tabiki hepsi bu kadarla sınırlı olmayacak...mesela topluluk karşısında konuşma, kilo verme ve sınav heyecanına da ihtiyacım var....ancak bunlar için şu an acele etmiyorum herşeyin bir sırası var...

çünkü kendimi içten dışa doğru yapılandırmanın daha doğru olacağını düşündüm...yani önce içimdeki sorunları çözüp, sonra iç sorunların dışa yansıması olan konulara daha sonra el atmak istiyorum...böylesi daha sağlıklı....mesela en basitinden dışarı çıkarken hazırlandığımızda bile hazırlanmaya içten dışa doğru başlıyoruz öyle değil mi ? yani önce saçımızı makyajımızı yapıp sonra giyinmeye başlamıyoruzy789 zaten böyle yapıcak olsak önceki yaptığımız işler de boşa gidecektir....saçlar yeni giyilen kıyafetlerin etkisiyle dağılıp bozulacak, ve makyaj da dağılarak kıyafetlere bulaşacaktır..dolayısıyla önce kıyafetlerimizi giyip sonra saçımızı ve makyajımızı yapıyoruz...bu da tıpkı onun gibi işte...sevincli

yeni yılın herkese sağlık,mutluluk, başarı, bolluk bereket ve iç huzuru getirmesini diliyorum arkadaşlar...sevgi ve huzur peşinizi bırakmasın smil56

Elektra 31-12-2009 03:41 PM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
İyi yapmışsın tatlım. İnşallah herşey dilediğince olur. Mutlu yıllar...actionsmile

imported_Angel 31-12-2009 03:43 PM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
Alıntı:

maviş.cadı Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 577468)
İyi yapmışsın tatlım. İnşallah herşey dilediğince olur. Mutlu yıllar...actionsmile

Mutlu yıllar canım k8908
günlüğüme konuk olduğun için teşekkür ederim ayrıca blissy

imported_Angel 31-12-2009 04:04 PM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
evet sevgili günlük...
seni açtım ama açıp da bu noktada bırakmak içime sinmedi...çünkü telkinlerimle beraber geçirdiğim 4 aylık bir geçmişim var..
4 aylık süreç içinde nelerin olup bittiğini paylaşmazsam bu değerli zaman sürecini yoksayıp ona saygısızlık etmiş olurum öyle değil mi ?

önce hangi telkinin bende ne gibi etkileri olduğunu tek tek yazıyım buraya..

* Ego güçlendirici : şu ana odaklanmamı sağlıyor, geçmişle veya gelecekle ilgili düşünmemi büyük ölçüde önlüyor, yaptığım herşeye dikkat etmemi sağlıyor, bir günlük tutma isteği oluşturuyor, fiziksel değişim olarak gözlerimin rengini 1-2 ton kadar açıyor, zamanın yavaşladığı hissini yaratıyor ; dünyanın işini yapmama rağmen zaman eskisinden çok daha yavaş geçiyor..sanki zamanın akışını kontrol ediyorum gibi, ve günlük hayatta gördüğüm ufacık bir görüntü veya en ufak önemsiz bir düşünce bile gece rüyamda aynı şekilde veya daha farklı şekillerde karşıma çıkabiliyor..
zihnimin her görüntüyü ve her düşünceyi algılama kapasitesinin çok geliştiğini ve hassaslaştığını hissettiriyor.

* Suçluluk : Gündüz dinlediğimde acayip uykumu getiriyor, yatmadan önce dinlediğimde kötü rüyalar görmeme neden oluyor ancak uyandığımda bu rüyalardan olumsuz olarak etkilenmediğimi tam aksine rahatladığımı farkediyorum....uyurken dinlediğimde ise uyku süresini çok bariz şekilde uzatıyor bu açıdan biraz zararını gördüm diyebilirim..o yüzden uyurken dinlemiyorum bu telkini..

Sosyallik arttırıcı : yeni arkadaşlar edinme, yeni insanlarla tanışma isteğimi arttırdı, konuşulan konularda görüşlerimi zevklerimi daha kolay ifade ettiğimi gördüm ve ayrıca extradan hiçbir çaba sarfetmeden insanların bana doğru bir mıknatıs tarafından çekiliyorlarmış gibi olduğunu hissettim...çaba göstermediğim halde benle konuşan ve/veya konuşmak isteyen insanların sayısı arttı..

Koruma kalkanı : uyurken dinlediğimde beni mışıl mışıl uyuttuğunu ve sabah da erken ve dinç kalkmamı sağladığını farkettim..

erteleme ve başkalarının düşüncelerini önemsememe telkinleri :
bu telkinler bende stres yaratan hatta ters tepen telkinler oldu...başkalarının düşüncelerini önemsememe telkinini inatla sabırla dinlediğimde ters tepme etkisi ortadan kalktı ancak gözle görülür bir faydasını şimdilik göremedim....erteleme telkinini ise listemden tamamen çıkarttım ve eklemeyi düşünmüyorum...gelişimimi hiçbirşey için acele etmeden ve sindire sindire sürdürmek istiyorum...

neyin nasıl etki ettiğini tek tek yazmamın nedeni ; ileride yine hangi etkilere daha fazla ihtiyacım varsa o telkini daha da çoğaltmak için rehber olması amacıyla yazdım...çünkü liste kabardıkça arkada kalan telkinlerin tekrar sayısı azalıyor ve etkileri de azalıyor ona bağlı olarak...

bunun çözümünü de şöyle buldum...mesela toplam 6 telkin dinliyorum ya..
3 ünü gündüz akşama kadar..diğer 3 ünü de gece uyurken dinliyorum..
gerçekten işe yaradı...ego güçlendirici hepsini topluca dinlediğimde arkada kalmış ve etkisi azalmıştı...ama böyle gruplandırarak dinleyince yine ego güçlendiricinin etkisiyle göz rengim tekrar açıldı ve hafızam yine güçlendi..
böylece bölerek ve gruplandırarak dinlemenin bütün telkinlerin tekrar sayısını arttırdığını ve buna bağlı olarak de etkilerini arttırdığını anlamış oldum.

imported_Angel 01-01-2010 03:04 PM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
tekrar merhaba arkadaşlar ve merhaba sevgili günlük defterim..
şu an yepyeni bir yılın en ilk gününe ait olan günlüğümü tutmaktayım k8908

bugün sosyal fobi ile ilgili nette biraz araştırma yaptım ve konularla ilgili sitelerdeki yazıları okudum...her birisi birbirinden farklı cümlelerle bu durumu ifade etseler de ortak paydaların aynı olduğunu farkettim...
işin daha da ilginç yanı bunları okudukça bu sosyal fobi denilen sorunun kendimde de varolduğunu...hatta bazı diğer sorunlarınım kaynağının da bu sosyal fobi dedikleri şey olduğunu farkettim...
ve bunun kesinlikle herhangi bir hastalığın belirtilerini okuyarak 3-5 tanesini kendime uydurmaya çalışarak "aaaaaa ben de falanca filanca hastasıyım" şeklinde yapılan yanlış yakıştırmalardan olmadığına da % 1500 eminim...
tamamiyla beni anlatıyordu çünkü...

kendini geliştirirken ve sorunları çözmek isterken,
insan kendisindeki bütün sorunlarının temelinin ne olduğunu farketmesi ve bunu adlandırabilmesi kadar büyük bir adım atamazdı heralde..
işte o adımı atmış olduğum için kendime gurur duydum bugün 956k956k
ve benim bu adımı atmamda yardımcı olan herşeye...yaradana, evrene, aklıma ve benimle ne şekilde ve hangi platformda olursa olsun bilgi alışverişinde bulunan..belki farkında bile olmadan bana katkıda bulunan insanlara sonsuz şükranlarımı sunuyorum..

geçen sene nisan aylarında sorunumun esas kaynağının ne olduğunu bile bilmeden psikiyatriste gitmiştim...ve ona ne diyeceğimi nereden başlayacağımı bile bilmediğim, ve aklımda sorun olarak gördüğüm 1000 lerce değişik ayrıntı olduğu için...hatta onların hiçbirini unutmayım hepsini söyleyim diye düşünüp onları kağıtlara not aldığım için...tabiki bana doğru teşhisler konulamadı...çünkü konulan teşhislerin benim esas sorunumla uzaktan yakından alakası yoktu...ya ben kendimi doğru dürüst ifade edememiştim yada psikiyatrist beni anlamamıştı.. ve psikiyatriste göre ben en az 2 sene boyunca ilaç kullanmalıydım...1 ay boyunca verilen ilaçları kullandım...

ama birşeylerin ters gittiğini farkettim ve bu tedavinin bana yarar sağlamayacağına dair olan içimdeki sesi dinledim...bu sesi duymama hayatımdaki en yakın kişinin de çok yardımı oldu...kendi kendime o tedaviden vazgeçtim ve bir daha gitmedim...

kendi kendimi tedavi etme kararı aldım...çünkü ben kendimi anlamadığım sürece karşımdaki insan da (psikiyatrist bile olsa) beni anlamayacağını anlamış oldum...nihayetinde karşımdaki de bir insandı ve beni ancak benim ona anlattığım kadarıyla tanıyabilirdi ve de kendi değerlerine göre değenlendirebilirdi...objektif olması da çok zordu..

düşünce gücünün herşeyi iyileştirebileceğini düşünerek internette yeni yollar yöntemler aramaya koyulmuştum ki bu siteyle karşılaştım...ve şu an 4 aydır telkin dinliyorum ve inanın o 1 aylık tedavi denemesinden kat be kat daha iyi sonuçlar aldım....şu an telkinlere devam ediyorum...olumlamalar yapıyorum ve hoşuma giden kitapları okuyorum....kendi teşhisimi yaptım ve tedavimi de sürdürüyorum...başka bir insandan yardım eli bekleyerek ve "lütfen beni şu çukurdan çek çıkar" diyerek o çukurdan kurtulunmayacağını anladım...

size tavsiyem lütfen başkalarına dayanarak yaşamayın...herşeyi doktorlardan, psikiyatristlerden, arkadaşlarınızdan veya sevgilinizden beklemeyin..kötü durumlarınızdan sizi "o kişinin" kurtarmasını beklemeyin...siz kendinizi düzgün tanımamıyor bilemiyor ve anlamıyorsanız karşıdaki hiç anlamıyor...

vitamin61 01-01-2010 03:24 PM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
Her şey dilediğince olur inşallah. Gerçekten her şeyi başaracak olan biziz biz ve kalbimiz başkası değil...

imported_Angel 01-01-2010 03:35 PM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
Alıntı:

vitamin61 Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 577720)
Her şey dilediğince olur inşallah. Gerçekten her şeyi başaracak olan biziz biz ve kalbimiz başkası değil...

düşüncemi desteklediğin için teşekkür ederim actionsmile
yani tabi ki başkalarından da destek alacağız onlar da bize katkıda bulunacaklar ancak kendimizi tamamen de başkalarının eline teslim etmemek gerekiyor..
bu yüzden dünyada sayısız "yanlış teşhis kurbanı" hastalar var..ben de onlardan birisi olmak istemedim...bu konuda uzmanlığı olan kişilere de saygı duyuyorum sonuçta o kadar tahsil yapıyorlar..ama onların bile bizi doğru anlamaları için önce bizim kendimizi anlamamız gerekiyor ki karşıdaki kişiye kendimizi doğru ifade edelim ve o bizi doğru anlasın..ve buna göre yapacağı yardımı da doğru yapsın....bir uzman biz ancak kendimizi iyi tanıyıp ifade edersek faydalı olabilir ama çoğu hasta tıpkı benim yaptığım gibi...onu bile yapamayacak durumda oluyor..boşa zaman,para ve sağlık kaybına yol açıyor..

imported_Angel 06-01-2010 10:27 PM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
Hay Allah yine silinmiş mesajlar...ooo67
neyse herşeyde bir hayır vardır..demekki olması gereken böyleymiş..

belki de evren bizi günlüklerimize olumsuz şeyler yazmamak konusunda uyarmak istemiştir smil56

Biz sosyal fobili insanların bugün böyle oluşunun kaynağının ailenin yanlış tutumlarından kaynaklandığını söylemiştim...başkalarında aramadan kendi kendine özgüven sahibi olmayı başaramamış (ve daha doğrusu evrenin bu kanununun böyle işlediğinden bile haberi olmayan) aileler çocuklarını da kendi korkularının sınırları içinde yetiştirdiklerinde bu çocukların da tam özgüveni olmayan ve sosyal fobisi olan bireylere dönüşmeleri kaçınılmaz bir sonuç...aslında bizim böyle olmamız onların da suçu değil..çünkü kendilerinin dünyaya bakış açıları da bizim şu anki fobik halimizden farklı değil...dikkat ederseniz böyle aileler dış dünyaya ve çevreye de düşmancasına duygular besliyorlar ve dış dünyanın, ondan korunmak zorunda olduğumuz bir öğe olduğunu düşünüyorlar....yani hayat güzel, insanlar iyi falan gibi pozitif düşünceye sahip olsalar bugün biz sosyal fobiyi yaşamıyor olurduk...onlar da sosyal fobi yaşıyorlar ama bunun farkında bile değiller..

ama biz şanslıyız ki özgüven duygusunu başkalarında arayarak ömrümüzü tüketmenin yersiz olduğunun farkına vardık ve şu an bu sitede olmamız da bunu gösteriyor zaten....özgüveni kendi kendimize sağlayacağımızı bilmek bizi bu siteye kadar sürüklemiştir...ve bunu telkinlerle, kitaplarla ve diğer yöntemlerle destekleyip tamamlayacağız ve sosyal fobiyi aşacağız inşallah....onlar aşamadı diye bizim de aynı zincirin halkası olmaya devam etmemiz gerekmiyor...

özgüven başkalarından sağlanan birşey olsaydı dünyada 40-50 belki de 60 veya daha fazla yıldır yaşayan anne ve babamızın o seneler içinde karşılarına çıkan o yüzlerce binlerce farklı insandan bunu çoktan sağlamış olmaları gerekmez miydi ? demekki işin aslı böyle değil...

neyse...gittiğim psikiyatristin beni tedavi anlayışı..korktuğum ve istemediğim şeylerin ve durumların üzerine gitmek şeklindeydi...ve ben nedense bu tarz bir yaklaşımı hiç doğru bulmuyorum...çünkü üzerine gidilen şeyden kötü sonuç alınırsa veya istenen derecede sonuç alınmazsa bu o kişiyi daha fazla üzülmesi için geçmişine kötü bir tecrübenin daha katılcak olmasından başka birşey değildir.. ha peki hiç mi iyi sonuçlanmaz bu girişimler..tabi sonuçlanır ama o haldeki o psikolojideki bir insanın olumlu sonuç alma olasılığı baya düşük..

o yüzden hep çevremde bana "çık, dolaş arkadaş edin, bi kursa yazıl, selam vermeyene sen ver, sen giriş " diyen insanlara hep kıl olmuşumdur...bunlar bizim gibi sosyal fobisi olan kişiler için yemek yemek su içmek kadar kolay gözüken şeyler değil...bu kadar kolay olacağını düşünen insanlar zaten böyle fobisi olmayan kişiler...o yüzden bizi anlamıyorlar ve afedersiniz sanki biz mağarada yaşıyormuşuz gibi dağdan inmişiz dünya yüzü görmemişiz gibi...hiçbirşeye aklımız ermiyo gibi şunları diyebiliyorlar...
ayrıca bu tarz tavsiyeler sosyal fobisi olan kişilerin kendini daha kötü hissetmelerine yolaçıyor ve bunları söyleyen kişilere "kendi eksiklerini hatırlatan kişi" olarak baktıkları için yoktan o tavsiye veren hatta zorlayan kişilere düşmanlık bile besleyebiliyoruz..çünkü canımızı sıkıyorlar..
bu gibi eylemler bizim için o kadar kolay olsaydı zaten bugüne kadar yapardık...hiç aklımıza bunları yapmak gelmiyor mu sanki ? belki daha önce yaptık ve tatsız sonuçla karşılaşınca vazgeçtik nereden bilecekler ki ?

önce özgüvenin kendi içimizden sağlanabileceğini..bunun için başkalarına veya bir ortama gerek olmadığını öğretip...sonrada bunun nasıl olacağının yollarını öğretseler...aslında "üstüne gitmek" denen olaya da gerek kalmayacak...ve kişi güveni içinde hissettiği zaman kendi isteğiyle ve güvenle ortamlara katılacak ve aldığı sonuçlar da tatmin edici olacaktır...
bence böyle yani...."üstüne gitmek" demek bizim için bir savaşa bir sınava gitmekle eşanlamlı...bunun bilinmesi gerekiyor...

srkn54 06-01-2010 10:57 PM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
imported_Angel kesinlikle dediklerine katılıyorum

bizde biliyoruz selam vermeyi çıkıp dışarıda dolaşmayı ama bizim gibi geniş kapsamlı düşünemiyenler bu öneriyi verir
Biz kendimizde neyin eksik olduğunun farkındalığıyla burada bulunan toplumuz
Dediğiniz gibi üzerine gitmek yerine kendimizi güvende sağlayabilicek ortamda bulunsak bu tür sıkıntılar tez zamanda yok olurdu

spestnaz 06-01-2010 11:02 PM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
evet bence de doğru. mesela güvenebileceğim biri olsun yanımda, tüm dünyayı yürüyerek dolaşırım; ama bileyim ona arkamı döndüğümde beni bırakmayacağını. zor olan da böyle birini bulmak sanırım. . ama bizim gibilerin böyle birini hak ettiğini düşünüyorum ben. .

imported_Angel 06-01-2010 11:20 PM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
Alıntı:

srkn54 Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 577942)
imported_Angel kesinlikle dediklerine katılıyorum

bizde biliyoruz selam vermeyi çıkıp dışarıda dolaşmayı ama bizim gibi geniş kapsamlı düşünemiyenler bu öneriyi verir
Biz kendimizde neyin eksik olduğunun farkındalığıyla burada bulunan toplumuz
Dediğiniz gibi üzerine gitmek yerine kendimizi güvende sağlayabilicek ortamda bulunsak bu tür sıkıntılar tez zamanda yok olurdu

düşüncelerimi doğruladığın için teşekkür ederim arkadaşım actionsmile
evet haklısın..bize o tarz öneriler veren insanlar malesef empati yeteneği zayıf olan kişiler..halden anlamıyorlar ve biz istemediğimiz veya akıl edemediğimiz için yapmıyoruz zannediyorlar...oysa daha önce kaç kere yaptık ve güvensiz olduğumuzdan ötürü de ağzımızın payını aldık...onun yüzünden çıkıp dolaşıp arkadaş edinmiyoruz..daha doğrusu edinemiyoruz..



Alıntı:

spestnaz Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 577945)
evet bence de doğru. mesela güvenebileceğim biri olsun yanımda, tüm dünyayı yürüyerek dolaşırım; ama bileyim ona arkamı döndüğümde beni bırakmayacağını. zor olan da böyle birini bulmak sanırım. . ama bizim gibilerin böyle birini hak ettiğini düşünüyorum ben. .

inşallah hakettiğini düşündüğün kişiyi bulursun smil56
fakat yaşantımızı hangi döneminde ve kaç yaşında bulacağımız konusu muamma...o yüzden biz bugünden başlayarak egomuzu ve güvenimizi pekiştirme çalışmalarına tam gaz devam etmeliyiz...o kişi belki bizi 40- 50 yaşımızdayken..belki de hiç bulmayacaktır..onu bekleyerek boşa ömür geçiremeyiz...belki de işin sırrı biz sorunlarımızı aşar aşmaz karşımıza çıkacak olmasıdır o da olabilir....yeter ki biz çitin öte yanına geçip bir de dünyaya o taraftan bakıyor olalım...şimdi çitin bizim tarafımızdan bakıyoruz herşeye...

spestnaz 06-01-2010 11:23 PM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
benzetme güzell: çitin bizim tarafı actionsmile dediğin gibi, üzerimize düşeni yapalım biz. . sonra sı kısmett guitar

imported_Angel 07-01-2010 12:00 PM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
yeni bir günde tekrar merhaba actionsmile

Bugünkü durumumuzdan ailemiz de sorumlu..onların da bizim üzerimizde azımsanamayacak ölçüde olumlu veya olumsuz katkıları var...dünyaya yeni geldiğimizde ilk gördüğümüz tanıdığımız kişiler onlar..
ancak şu anki halimizden yüzde yüz sorumlu olduklarını düşünürsek onlara da büyük haksızlık etmiş oluruz..

insan denen şey, yani bizler tek bir kaynaktan veri alarak kendimizi geliştirip niteliklerimizi oluşturan varlıklar değiliz...ailenin haricinde çevre şartları var, medya var, yaşam koşulları var, maddi imkanlar var..hatta coğrafi konum...var da var yani... o yüzden topu aileye atmakla diğer etkenlerin üzerimizdeki olumsuz etkilerini de kaldıramayız...

çünkü her etken birbirinden bağımsız..ancak hepsinin etkileri tek bir noktada yani bizde toplanıp buluşuyor ve bugünkü bizi elde etmiş oluyoruz...
kısaca insan denen varlık yani bizler "toplama bir ürünüz"...evet sebeplerin, sonuçların ve değerlendirmelerin toplamıyız...bir bedene sahip olmamız bizi yanıltmasın..sadece göründüğümüz bedenle sınırlı değiliz...insan sadece içinde ruh taşıyan bir beden değildir...yaşadığımız yaş kadar yaşanmışlıkları da içimizde barındırıyoruz ve kişiliğimizi bunlar şekillendiriyor....aslında şu bildiğimiz sudan farksızız...yani hangi kalıbın içine dökülürsek onun şeklini alırız..
Bu özelliğin umut verici tarafı da, aslında her an kişiliğimizi yeniden şekillendirme gücüne sahibiz..

biz sosyal fobiklerin ailelerine tekrar gözatalım şimdi ; bi düşünün şöyle...aileniz sizi yetiştirirken veya hayatınızın her aşamasında size yapmanız gerekenlerden çok "yapmamanız gerekenleri" hep söylemişlerdir..
yani hep yasaklar ve kısıtlamalar ağırlıktadır isteklerin ve kriterlerin yerine...
peki bunun sebebi nedir ? bunun sebebi daha önce söylediğim gibi ailemizin de özgüvenden yoksun oluşu ve bugüne kadar bunu sağlamayı başaramamaları..ve aslında kafalarında neyin doğru olduğuna neyin iyi olduğuna dair çok az kriterlere sahipler....sadece korkularına göre yaşarlar ve bunların gerçekleşmemesi için de bize yasaklar koyarlar..çünkü onlar sürekli neyin yanlış olduğuna neyin kötü olduğuna odaklanmışlardır...işin ilginç tarafı o şeylerin neden kötü olduğunu geçerli bir nedene bile dayandıramamışlardır çoğu zaman...çünkü kendileri de ailelerinden gördükleri iyiyi kötüyü sorgulamadan almıştır..neden niçin demeden...o yüzden kötü dedikleri şeylerin neden kötü olduğuna dair bile fikirleri yoktur...onları yönlendiren sadece korkularıdır..ve bizi de buna göre yönlendirirler...

yazıkki ailemizin birikimi koca bir hiçlikten başka birşey değil...çelişkiler yumağı sonucu oluşan bir hiçlikten başka birşey değil....mesela başarılı olmamızı isterler ama diğer yandan başarı için gereken fedakarlığı göstermekten kaçınırlar...ve sonuç "hiçliğe" çıkar....alın size çelişkiler yumağının doğurduğu bir hiçlik örneği...
onların birikim havuzu koca bir hiçlik yani...ve bu boş havuzda boğulmaktalar..

koskoca insanları kendileri istemedikleri sürece düzeltemeyeceğimiz için biz kendimizi düzeltmeliyiz...
ailenin çelişkiler sonucu oluşan hiçlik havuzu ne yazıkki şu an bizim havuzumuzun da boş olduğunu gösteriyor...kendimde sık sık şikayetçi olduğum durumlardan birisi (belki de en büyük ve en ciddi sorunum) sürekli kafamın dolu ve meşgul olması ama neyle meşgul olduğunu bile bilememem...yani boş bir doluluk böyle ilginç bir durum...sevdiğim ve sevmediğim şeyler hakkında kesin kriterlerim sınırlarım bile yok...birisi birşey sorduğunda net cevaplar yerine dolaylı ve uzun cevaplar veriyorum...
sanırım çoğu sosyal fobili kişiler de bundan şikayetçidir..

mademki havuzumuz boş...hedefimiz yok..zevklerimiz yok..ne hakkında ne düşüdüğümüzü bile bilmiyoruz...madem durum böyle buna bir de iyi tarafından bakalım...boş olan bu havuzu istediğimiz şekilde doldurma lüksüne sahibiz... artık bilgi çağında yaşıyoruz ve her konuda seçeneklerimiz çoğaldı..artık herşeye kolayca erişebiliyoruz...kendimizi tanımak için kendimize fırsat vermemiz ve daha sonra özgüven geliştirip diğer şeylerimizi ona göre şekillendirmemiz lazım....sosyal hayatta dış dünyada başarılı olmak için önce temel hayatımızda başarılı olduğumuzdan emin olmamız lazım...kişisel bakım ve düzenden ve oda düzeninden başlanabilir mesela...kendi seçimimiz olmayan herşeyi odamızdan eleyip kendi hoşumuza giden şeyleri yerine koyarak işe başlayabiliriz...

imported_Angel 07-01-2010 10:27 PM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
merhaba günlükcüğüm :)
yine sana yazmadan edemiyeceğim...çünkü artık yavaş yavaş geçmişi irdeleyip sosyal fobinin nedenini..hatta kaynağının en derinini keşfetme yolculuğuma son verip bugüne ve geleceğe bakmak istiyorum...

geçmişe baktığımda sonuçta ailemin de aslında aciz olduğunu anladım ve herşeyimden ötürü tamamıyla onları suçlamaktan vazgeçtim...herşeyi affetmek tabi ki benim için kolay olmayacak ama en azından ufak şeyleri gözardı etmekten başlayarak sonra daha ciddi hatalarını da zamanla affetmeye başlarım artık...yeterki bir noktadan başlayım da....zaten en zor adım en ilk adım değil midir herşeyde ?

bugüne kadar geçmişi irdeleyerek kafamda neleri çözümlemişim onları buraya madde madde toplamaya çalışayım

* Aslında böyle olmamın nedeninin sadece ailem olmadığını ve aslında onların da sorunları olduğunu ve bu sorunların baskısı altında oldukları için bizi böyle yetiştirdiklerini anladım...ve böylece onları affetmeye eğilimim daha da çoğaldı..

* fakat herşeye rağmen elimin altında internet gibi bir bilgi deryası olduğu için ne kadar şanslı olduğumu anladım ve şükrettim...bu nimet sayesinde insanlarla fikirlerimi paylaşıyorum ve onun haricinde özgüvenimi sağlayıp arttırabilecek bilgi kaynaklarını araştırıyorum hatta bu konuda başkalarından tavsiye alabiliyorum..hemde oturduğum yerden..

* sürekli beni rahatsız eden, zihnimdeki doluluk hissinin (ne olduğunu bile bilmediğim doluluk hissinin) şimdi ne olduğunu biliyorum...
sosyal fobiden ötürü başkalarının düşüncelerini fazla önemsemek ve kendimi aşırı derecede inceleyip eleştirmekten ve mükemmeliyetçilikten ötürü veya sürekli kendimi insanlar tarafından hayran olunan birisi olmak üzerine kurduğum hayaller ve bunu alışkanlık haline getirmem sonucu...ve olur detaylara kafamı taktığım için kendimi daha önemli ve daha büyük şeylere veremiyordum...ne enerjim ne de zihnim buna yetemiyordu...kapasitemi haddinden fazla zorluyordum..
bunu çözmenin tek yolunun ve ego ve özgüveni sağlamlaştırmak olduğunu anladım...böylece gereksiz detaylara kafamı takmayacağım..beynimin enerjisi böyle şeylere harcandığı için belki diğer konularda başarılı olamadım..
enerjimi kendi hatalarıma düşüncelerime korkularıma odaklamaktan aklımı başka şeye verememiş olduğumu anladım..


* hayatımı başkalarının beğenileri üzerine kurmamam gerektiğini öğrendim..çünkü başkalarının beğenileri bir hayat için asla sağlam bir temel değildir..çünkü herkesin zevki farklı olduğu gibi..söz konusu olan belli bir kişi bile olsa o kişinin bile zaman içinde zevkleri değişip gelişebilmekte...sürekli değişken olan birşey de kesinlikle hiçbirşeyin temelini oluşturamaz...adı üstünde temel sabit ve sağlam birşeydir...

* kendime ait kriterleri zevkleri görüşleri tam olarak oturtamadığımı ve bunu oturtamamanın verdiği üzüntüyle zihnimi gereksiz yere aşırı yorduğumu farkettim...yani olmayan şeylerin üzerine kafa yormuştum...ve artık kendi kurallarımı oluşturmaya başlamaya karar verdim...
bunu öncelikle en ufak konularda bile seçeneklerimi elimden geldiği kadar arttırdıktan sonra bu seçeneklerin arasından beğendiklerimi seçmek..ve beğendiklerimin içinden de en son olarak en beğendiğimi seçerek alıştırmalar yapmayı düşünüyorum...söz konusu olan şey dinlemek istediğim bir şarkıdan tutun da, bir resim koleksiyonundan en beğendiğim resmi seçmek, hatta son çıkan filmler albümler arasında en beğendiğimin hangisi olduğunu seçmek bile olabilir....hergün aksatmadan ufak şeylerde bu tür bir alıştırma yapacağım..hergün yaparak karar verme becerimi geliştireceğim ve kendi zevklerimi keşfetmiş olacağım..

* ve son olarak da ego ve özgüven denilen şeyin kimseye bize veremeyeceğini ve onu kendimizin oluşturup geliştirmemiz gerektiğini öğrendim

imported_Angel 08-01-2010 02:22 PM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
evet sevgili günlük...
artık bugünden sonra kendimi tanımaya çalışma ve kendimi iyileştirme çalışmalarına başlayabilirim..

nasıl olsa geçmişi irdeledim...olan biten kötü şeylerin sebeplerini ve sonuçlarını da çıkardım...
Bugünden itibaren artık geçmişle kafamı yormayı bırakıp bugünden sonrasını kendimi tanımaya çalışmaya ve özgüvenimi geliştirmeye adayacağım..

kendimi tanımaya çalışmak aşamasında kendimce ufak şeyler yapmaya başladım...mesela şu herkesin övdüğü alacakaranlık filmlerini bir izleyim bakıyım dedim...aslında bu film hiçbir zaman ilgimi çekmemiş ve bende merak uyandırmamıştı..ama yine de bir şans vermek istedim ve önyargısızca izleme kararı aldım...o kadar çok kişi izlediğine ve beğendiğine göre vardır bir sebebi diye düşündüm...aslında böyle düşünmem yanlıştı ve her zamanki sosyal fobik olan benim düşüncemdi...yani kendi görüşlerini veya ilgini çekip çekmediğini bir kenara bırakıp başkalarının düşüncelerinin seni kendi düşüncenden saptırmasına izin vermek....
neyse anladımki bu konuda 6. hissime güvenmeliymişim..filmi hiç beğenmedim....ama en azından izlemiş birisi olarak bir fikre sahip olmuş oldum ve bu konuda kendime ait bir görüşüm olmuş oldu...o bakımdan faydalı oldu...hem ben de önemli birşeyleri kaçırıyomuşum gibi dünyaya duyarsız ve ot gibi yaşayan biriymişim hissinden kurtulmuş oldum...

ama kendini tanıamya çalışmak aşamasında sadece iyiydi veya kötüydü demek..yada beğendim yada beğenmedim demek de yeterli değil..bunun nedenleri üzerinde de düşünüp onları da bulmak gerekiyor..o yüzden bu film konusunda görüşlerimi detaylandırmak istiyorum ;

bi kere filmin çekimindeki renk tonları baştan soğuk geldi bana..ağırlıklı olarak yeşil ve gri tonları hakimdi bu filmde..ve ilk baştan soğuk bir hava katmış ve beni itmişti bu...belki filmin başlarında durum böyle olup daha sonra filme daha başka çeşitli renklerin hakim olduğu mekanlar girseydi fikrim değişebilirdi.. ikincisi olaylar çok çabuk gelişti ve olayların arasında kopukluk vardı...herşey oldu bitteye getirildi...ama bunun yanında filmde hareketlilik ve hız da yoktu..ve yavaş ne de hızlı diyebileceğim orta tempoda bir filmdi...görsel efektler de yetersizdi....aksiyon yoktu..romantizm doruklarda değildi...ne tür bir film olduğu belirsizdi....aksiyon film idesen değil..gençlik filmi desen değil...bilim kurgu hiç değil...aşk filmi desem çok daha iyilerini gördüm....bildiğimiz klasik amerikan gençlik filmine her türden azar azar birşeyler katalım demişler herşeyden biraz olsun demişler ama iş aşureye dönmüş...güzel harmanlayamamışlar..

evet bu filmi neden beğenmediğimin sebeplerdi bunlardı....daha sonra başka şeyleri de böyle yorumlayama çalışacağım...böylece kendimi yeniden tanımış ve oluşturmuş olacağım.....sevgilerle..k8908

imported_Angel 09-01-2010 12:26 PM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
Yeni bir güne daha hoşgeldik günlükcüğüm sevincli
Bugüne kadar insanlarla ilgili genel görüşümde acayip çelişkiler yaşıyordum..onları seviyormuyum sevmiyormuyum...insanlar hakkındaki düşüncem nedir bilemiyordum..çünkü aklım beni zaman zaman yanıltıyordu..
gerçi şu anda da hala net bir görüşüm yok ancak bu çelişkinin kaynağını buldum şimdilik..


insanlardan hep olumsuz ve kötü davranışlar görmüşüm..sonra bunlar birikmiş...ve ben de bu kadar eksinin dengelenmesi için bu sefer insanlardan sevgi bekleyerek hayatımı geçirmişim
bi yerde bozdukları beni sevgiyle dengeleyerek beni tamir etmelerini istemişim...yani yaptıklarının faturalarını çıkarmışım onlara...
ve ödemelerini düşündüğüm bedeli..yani bana sevgi göstermeyi yapmadıklarında da onlara daha fazla kin duymuşum...kıskanmışım..nefret etmişim vesaire..
ve bu faturalandırmada bazen belli kişileri seçmişim onlardan beklemişim...bazen de falanca kişinin bana verdikleri zararı o kişiyle hiç ilgisi olmayan başka bir zamanda ve başka yerde
karşıma çıkan herhangi bir insana ödetmeye çalışmışım...(sırf karşıma çıkan insan olmaları bile bunun için yeterliydi bana göre) aslında sanırım şu an insanlara karşı nötr duygular içerisindeyim bilemiyorum...

ama artık bildiğim birşey var ki insanlar bana sırf sevgi ve ilgi göstermediler diye onların bana borçlu olması gerektiğini veya bir şekilde cezalandırılmaları gerektiğini düşünmem yanlıştı...çünkü benimle arkadaş olmayı yakınlaşmayı istemeyen kişileri bazen yokluğumla cezalandırmak istesem de asla peşimden koşmadılar...ve asla bana hayatlarının herhangi bir alanlarında çok yoğun şekilde ihtiyaç duymadılar (ki cezadan kastım ve olmasını hep beklediğim buydu)..senelerce bu benim olması gerektiğini düşündüğüm adalet sistemin asla yerine gelmedi ve işlemedi..çünkü evrenin sistemiyle örtüşmüyordu..

ben de anladım ki artık bundan sonra bana yakınlık duymayan bana ilgi ve sevgi göstermeyen insanlar zaten bana bunu yapmak zorunda değildiler..ve onların seçimlerine saygı duymalıydım...belki ben de farkında olmadan benden ilgi ve sevgi bekleyen insanlara istedikleri şekilde davranmamışımdır veya reddetmişimdir zamanında...ve asla bunun için cezalandırılmak ve bedellendirilmek istemezdim..çünkü kendime göre haklı nedenlerim vardı, seçim hakkımı kullanıyordum ve belki böyle yaptığımın farkında bile değildim....olaya böyle bakarsak bu şey diğer insanlar için de geçerli...

ve bir de kıskançlık huyum vardı...kendi hemcinslerimi kıskanmaya çok meyilliydim...hep herkesin benden daha güzel olduğunu daha çok beğenildiğini daha çok sevildiğini düşünürdüm...hatta kendimden daha çirkin gördüğüm kişilerin bile etrafta daha çok sevildiğini gördükçe deliye dönerdim..çünkü bana göre, daha güzel olan daha çok sevilmeliydi ve ben ondan daha güzeldim ama benim görmeyi hayal bile edemeyeceğim kadar sevgiyi o kişi görüyordu..hem de hiçbir çaba sarfetmeden...saçına başına makyajına giyimine benim kadar detaylı dikkat etmediği halde...
mesela sokaktaki bir kızı yanında sevgilisiyle göreyim, hemen o kız hakkında kötü düşüncelere kapılırdım...oysaki tanımam etmem adını bile bilmem..
sonra bunları bir başkasının da aynı gerekçeyle bana da yapabileceklerini düşündüm ve bu huyumdan vazgeçtim...
ayrıca kıskandığım kişileri de neden kıskandığımı çok iyi çözümledim..
çünkü onlar her halleriyle rahat ve doğaldılar...ve kendilerine yaptıkları herşeyi "başkalarının beğenmesi" için değil...kendilerine saygı duydukları için yapıyorlardı...ve sonucunu da çevreden görüyorlardı..
çevrede kıskandığım kişileri eskiden beğenmediğimi onaylamadığımı zanneder ve onlar ne yapıyorlarsa ben aksini yapardım...böylece farklı bir kişi olarak aradan sıyrılıp dikkat çekecek ve kendimi ıspat edecektim...mesela çalıştığım işyerinde herkesin genelinin saç rengi sarı ve tonları iken benim saç rengim hepsinin inadına kömür siyahı idi...onlar daha feminen giyinirken ben daha salaş ve daha spor giyiniyordum...ve ben böyle yapmayı önceleri kendim sevdiğim istediğim için yapıyor sanırken asıl sebebin daha başka olduğunu gördüm...ama herşeye rağmen kendimden memnun olamıyor ve onları kıskanmaya devam ediyordum...ne kadar farklı olmaya çalışsam da içten içe onlardan birisi gibi..yani normal ve doğal bir insan gibi..herkesden biri gibi olmayı istiyordum ve bundan dolayı onları kıskanıyordum...nitekim bir gün imajımı değiştirmiş ve onlardan biri gibi olmuştum ki işte o zaman onlar bana yaklaşmaya başlamışlardı...böylece işin sırrını da öğrenmiş oldum...marijinal olmaktansa kendin olmak sıradan olmak çok daha etkiliydi hem ben daha rahattım hem de onlar bana karşı daha ilgiliydi..

insanlara sırf bana sevgi ilgi göstersinler diye yaklaşmışım ve bu konuda onlara yatırım yapamya çalışmışım...onlara iltifat etmişim ki onlar da bana etsin diye...karşılığını alamayınca da onlara kızmış ve kin tutmuşum...kendimi geri çekerek onlara yokluğumu hissettirip cezalandırmak ve peşimden koşturmak istemişim..ne kadar insanları sevmiyorum gibi düşünsem kötü hisler beslesem de onların sevgilerini görmek için içim gidiyordu...işte çelişki buradaydı....özgüvensizlik...kısaca özgüvensizlik ve başkalarından özgüven sağlama çabası....biryerde ben o insanları kullanmak istemişim..ama onlar kendini kullandırmamış buna izin vermemişler...


YAPMAM GEREKENLERİN LİSTESİ

* ailemi ve dışarıdaki insanları affetmek

* kendime güven ve egomu geliştirmek güçlendirmek...kendimi daha çok sevmek..

* karar verme becerim hakkında egzersizler yapmak ve böylece kendimi tanımaya çalışmak...zevklerimi kriterlerimi oturtmak..

imported_Angel 09-01-2010 01:01 PM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
affetme için meditasyon yapmayı deneyeceğim..(daha önce yapmadım hiç bilgim yok meditasyon hakkında..ama shamanic ablanın meditasyon mp3 ünü denemek istiyorum)...bunun yanında hergün bağışlama olumlaması da yapılabilir..(R. şanal ın kuantum olumlama kitabından)

kendime güven ve ego için telkin dinliyorum... kendin olmak ve sınır koymak konularında olumlamayla destekleyebilirim..(R.şanal ın kuantum olumlama kitabından)

karar verme becerisi ve kendimi tanımak
için de hergün bilinçli olarak ufak konularda karar verme egzersizleri yapacağım..(bu egzersiz olayı benim kendi fikrim)

yu_rin 09-01-2010 05:01 PM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
Merhaba.Yaşadıklarını çok iyi anlıyorum bende aynı durumları çok yaşadım halada yaşamaktayım.Kendini keşfetmeye çalışman çok iyi zaten bizim en büyük sorunumuz kendimizi yeterince tanıyıp hakkettiğimiz değeri vermiyor olmamız sanırım..kendimie hakettiğimiz değeri vermeyi başardığımızda bu sorunlardanda kurtulucaz inş..şuanda sen çok iyi gidiyorsun iyi haberlerini bekliyoruz..

Bu arada bizim gruba katılmıştın fakat site sorunlarından dolayı eskiye döndüğü için senin üyelikte gitmiş.ben silmedim yani yanlış anlama tekrar aramıza katılırsan seviniriz..mutlu kal...t678

imported_Angel 09-01-2010 05:22 PM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
Alıntı:

yu_rin Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 578200)
Merhaba.Yaşadıklarını çok iyi anlıyorum bende aynı durumları çok yaşadım halada yaşamaktayım.Kendini keşfetmeye çalışman çok iyi zaten bizim en büyük sorunumuz kendimizi yeterince tanıyıp hakkettiğimiz değeri vermiyor olmamız sanırım..kendimie hakettiğimiz değeri vermeyi başardığımızda bu sorunlardanda kurtulucaz inş..şuanda sen çok iyi gidiyorsun iyi haberlerini bekliyoruz..

Bu arada bizim gruba katılmıştın fakat site sorunlarından dolayı eskiye döndüğü için senin üyelikte gitmiş.ben silmedim yani yanlış anlama tekrar aramıza katılırsan seviniriz..mutlu kal...t678

evet canım aynen senin dediğin gibi kendimizi iyi tanımamak ve kendimize hakettiğimiz değeri vermemekten çekiyoruz ne çekiyorsak y789
site altüst olunca herşey altüst oldu zaten önemli değil :) tekrar katılıyorum teşekkür ederim s456

yu_rin 09-01-2010 05:27 PM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
Alıntı:

imported_Angel Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 578205)
evet canım aynen senin dediğin gibi kendimizi iyi tanımamak ve kendimize hakettiğimiz değeri vermemekten çekiyoruz ne çekiyorsak y789
site altüst olunca herşey altüst oldu zaten önemli değil :) tekrar katılıyorum teşekkür ederim s456

rica ederim cnm..k8908

imported_Angel 09-01-2010 09:23 PM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
yine merhaba günlük...bir günün içinde insan 3. ve 4. mesajını da yazarmıymış...yazarmış işte meğer..sana yazmayıp da kime yazacağım ki be günlük...

kendimi tanıyabilmek adına "farkında" olarak kararlar verme çalışmama başlamıştım ya hani...işte kendimce yeni bir karar daha verdim...
bizim bazı düşüncelerimizi bazı haber kaynakları ve medya da olumsuz yönde etkileyebiliyor..direkt olmasa da katkıda bulunuyorlar..

bundan yola çıkarak artık magazin ve moda haberlerine ait haber kaynaklarını ve yerişaretlerini internet tarayıcımdan kaldırma silme kararı aldım...
çünkü bunlar bize hep gerçekçi olmayan hayatları gösteriyo ve gereksiz yere gösterişe ve lükse özendiriyor insanı..ve böylece insan kendi hayatını beğenmez oluyor ve hep daha fazlasını istiyor..doyumsuzluk başlıyor...
onlarla kendimizi ister istemez karşılaştırıyoruz..bazen hayaller kuruyoruz biz öyle olsak nasıl olurdu diye..sonra gerçek hayatın sorumlulukları yüzümüze tokat gibi vuruyor bu lüks ve gerçekten uzak hayallerden sonra..

eskiden kendimi rahatlatmak ve egomu yükseltmek adına ünlülerin kötü çıkmış resimlerinin makyajsız fotoşopsuz resimlerinin yayınlandığı sitelerde üşenmeden tek tek o resimlere bakardım...böylece başkalarının imrenerek baktığı kişilerin de aslında sen-ben gibi insan olduğunu kusurları olduğunu görüp kendimce rahatlamaya çalışırdım ancak bu geçici bir rahatlama oluyordu...zaten bir laf vardır " başkalarının günahlarıyla aziz olamazsın" diye..yani sonra dedim ben ne yapıyorum diye...başkalarının çirkin oluşundan mutluluk mu duyuyordum ? bu belki daha sonra başka şeylerine sevinmek olarak da karşıma çıkabilirdi..bu duygumun ilerlemesinin önlemini almalıydım..
çünkü bugün çirkin hallerinde teselli bulurken öbür gün sevgilisinden kocasından ayrılmasına mutsuz oluşuna sevinecektim..belki öbür gün de maddi imkanlarının bozulmasına...böyle gider dururdu bu...

o yüzden artık ünlülerin özel yaşantılarını ve magazin tarafını değil sadece yaptıkları işi yansıtan haber kaynakları seçeceğim kendime...çünkü gerçekten insana faydadan çok zarar getiriyor..mesela kendime dergi alırken sadece 1 alana hitap eden dergiler alacağım...ve böyle sitelere abone olacağım...mesela sadece müzik dergisi..içinde yeni çıkan albumlerin konser haberlerinin olduğu bir dergi gibi...

imported_Angel 10-01-2010 09:51 AM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
tekrar yeni bir gün actionsmile
Dün gece yatmadan önce, karar verdiğim gibi haber kaynaklarımı tek tek inceleyip gözden geçirdim ve magazin içerenleri silip hayatımdan çıkardım..
ve onun yerine ne tür haberleri almak istediğime yani hayatın hangi alanlarıyla ilgilendiğime...ve yenilikleri hangi kaynaklardan almak istediğime karar verdim ve onları haber kaynaklarım yaptım....

ilgilendiğim alanların şunlar olduğunu belirledim...
Son çıkan kitaplar, kişisel gelişim, müzik, sinema, son teknoloji haberleri, sokak modası, son çıkan bilgisayar oyunları, son sağlık haberleri ve alışveriş olarak...

Tabi bunu yapmadan önce birkaç seçenek arasından kendime en uygununu seçtim...yani daha gerçekçi ve hayata geçirilebilir olanları..işime yarayabilecek olanları...

mesela dikkat ederseniz modayla da az çok ilgileniyorum ancak moda haberlerini podyumlarda sunulan ve gerçek hayatta giyilemeyecek tasarımda ve pahalılıkta olan ve incecik çıtkırıldım mankenler üzerinde sunulan fotolardan oluşan bir haber kaynağından değil...kendi halkımın yurdum insanının günlük hayatında dışarı çıkarken giydiklerini (yani sokak modası dedikleri şeyi) gösteren bir haber kaynağından almaya karar verdim...böylece karar verme egzersizime de katkıda bulunmuş oldum...

alışverişle ilgili yenilikleri öğrenmek için de sadece yakınımda olan ve kolaylıkla gidebileceğim ve fiyatları uygun olan ve bütçemi aşmayan ve sıkça kullanabileceğim şeylerin satıldığı yerlerin haber bültenleri ve broşürlerinden takip edeceğim..onun haricindeki markaların dükkanların ve mağazaların haberlerine hiç bakmayacağım bile...böylece kafam boşuna yorulmamış olacak...mesela 1500 liralık ayakkabıların, 300 liralık kazakların tanıtıldığı bir kaynağa kesinlikle ihtiyacım yok...
müzik kaynaklarımı da ünlülerin kendisine odaklatan değil..sadece müzik dünyasındaki yenilikleri konu alan kaynakları seçmeye çalıştım...


neyse bunları yaptıktan sonra, planladığım gibi shamanic ablanın affetme meditasyonunu mp3 çalarıma attım yatağıma uzandım ve dinledim...gerçekten çok rahatladığımı farkettim sevincli kendisine buradan tekrar teşekkür etmek istiyorum blissyve her hafta düzenli olarak tekrarlamayı düşünüyorum....ayrıca kendime bi ara "affetmem gereken kişilerin listesini" çıkarmam iyi olacak...böylece kimleri affetmem gerektiği konusu kafamda daha iyi netleşir ve her meditasyonda listemden 1 kişiyi seçerim...y789

bu sabah kalktığımda kendimce bugün yediklerime detox uygulamaya karar verdim...bugün sadece 3 dilim ekmek yiyeceğim...geri kalanı ise su , meyve ve sebzeden oluşacak....aşırı karbonhidrat ve şeker vucutta asit miktarını fazlalaştırıyor ve bu da toksin oluyor...bugün böyle beslenmeye karar verdim bakalım...

imported_Angel 11-01-2010 11:27 AM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
Günaydın k8908k8908

dünkü yaptığım seçimlerim ve elemelerim sayesinde kafamın biraz daha rahatladığını hissediyorum..arada böyle ayıklamalar yapmak iyi oluyor..

detox beslenmesine sadık kalamadığımı itiraf ediyim :) ama onun haricinde olumlamalarımı ve karar verme seçim yapma çalışmalarımı ihmal etmedim..
yine seçtiğim 2 adet filmi izledim ve onları gerçekten beğenip beğenmediğimi düşünüp karara vardım..

bugün ise sabah kalktığımda 2 adet yeşil elma yedim...her ısırışımda elmanın vucuduma dağılan şifa enerjisini hissettim sanki..baya zevk duydum...
derken internette elmanın faydalarını okudum ve gerçekten de öyle olduğunu gördüm..faydalarını say say bitmiyordu...sinirleri sakinleştirmekten tut..kanı temizlediğine kadar...belki kendimi elma yemeye alıştırırsam tatlı yeme alışkanlığımı da bırakırım inşallah...

ha şunu söylemeyi unuttum...ben eskiden 6 adet telkin dinliyordum ya...son 1 haftadır sadece ego ve kendine güven dinliyorum...çünkü listeye eklenmiş olan diğerleri yüzünden listenin en arkalarına düştükleri için tekrarın azalmasından ötürü etkilerin azaldığını hissetmiştim...sonra 3 ünü gece 3 ünü gündüz sistemine geçmiştim daha faydalı olmuştu farketti..ancak yeterli görmedim....belki de bu kadar fazla çeşit telkine ihtiyacım yoktu bilmiyorum...ben de yeni başlıyormuşcasına 1 hafta sadece ego ve kendine güven dinledim...gerçekten mutluluğum ve kendine güvenim kat be kat arttı...şu sonucu çıkardım : demekki ego ve kendine güven olayı azaldığında diğer telkinler pek de işe yaramıyor...listede mümkün olduğunda az telkin barındırıp...ego ve kendine güveni listenin önlerinde tutmak gerekiyor...


cimnastik ve egzersiz için dışarı çıkmam gerektiği konusunda kendimi bağlamışım...yürüyüş yapmak için dışarı çıkmam gerektiğini düşünüyordum mesela...dışarıda ortamı sevmediğm için de hep erteliyordum..ama bugün kendimce evdede bazı eşyaları değerlendirerek spor aleti gibi kullanabileceğimi farkettim...nette eski enerjiyi atma üzerine bir araştırma yaptığımda..eşyalarını, kollarınızı bacaklarınızı titretin gibi birşeyler yazıyordu..ben de hem egzersiz hem de kötü enerji atma amaçlı bunu uyguladım ve rahatlattı...

Elektra 11-01-2010 12:01 PM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
Alıntı:

imported_Angel Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 578565)
Günaydın k8908k8908

dünkü yaptığım seçimlerim ve elemelerim sayesinde kafamın biraz daha rahatladığını hissediyorum..arada böyle ayıklamalar yapmak iyi oluyor..

detox beslenmesine sadık kalamadığımı itiraf ediyim :) ama onun haricinde olumlamalarımı ve karar verme seçim yapma çalışmalarımı ihmal etmedim..
yine seçtiğim 2 adet filmi izledim ve onları gerçekten beğenip beğenmediğimi düşünüp karara vardım..

bugün ise sabah kalktığımda 2 adet yeşil elma yedim...her ısırışımda elmanın vucuduma dağılan şifa enerjisini hissettim sanki..baya zevk duydum...
derken internette elmanın faydalarını okudum ve gerçekten de öyle olduğunu gördüm..faydalarını say say bitmiyordu...sinirleri sakinleştirmekten tut..kanı temizlediğine kadar...belki kendimi elma yemeye alıştırırsam tatlı yeme alışkanlığımı da bırakırım inşallah...

ha şunu söylemeyi unuttum...ben eskiden 6 adet telkin dinliyordum ya...son 1 haftadır sadece ego ve kendine güven dinliyorum...çünkü listeye eklenmiş olan diğerleri yüzünden listenin en arkalarına düştükleri için tekrarın azalmasından ötürü etkilerin azaldığını hissetmiştim...sonra 3 ünü gece 3 ünü gündüz sistemine geçmiştim daha faydalı olmuştu farketti..ancak yeterli görmedim....belki de bu kadar fazla çeşit telkine ihtiyacım yoktu bilmiyorum...ben de yeni başlıyormuşcasına 1 hafta sadece ego ve kendine güven dinledim...gerçekten mutluluğum ve kendine güvenim kat be kat arttı...şu sonucu çıkardım : demekki ego ve kendine güven olayı azaldığında diğer telkinler pek de işe yaramıyor...listede mümkün olduğunda az telkin barındırıp...ego ve kendine güveni listenin önlerinde tutmak gerekiyor...


cimnastik ve egzersiz için dışarı çıkmam gerektiği konusunda kendimi bağlamışım...yürüyüş yapmak için dışarı çıkmam gerektiğini düşünüyordum mesela...dışarıda ortamı sevmediğm için de hep erteliyordum..ama bugün kendimce evdede bazı eşyaları değerlendirerek spor aleti gibi kullanabileceğimi farkettim...nette eski enerjiyi atma üzerine bir araştırma yaptığımda..eşyalarını, kollarınızı bacaklarınızı titretin gibi birşeyler yazıyordu..ben de hem egzersiz hem de kötü enerji atma amaçlı bunu uyguladım ve rahatlattı...

Güzel bir gün. En güzeli de sabah sabah elma yiyebilmen. Nedense elmayı sevmiyorum. Benim yerime sen bol bol ye tamam mı? blissy

seta* 11-01-2010 12:36 PM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
Vay be, Imported Angel ne de güzel aktarıyorsun analizlerini956k
seni kutluyorums456

imported_Angel 11-01-2010 01:58 PM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
Alıntı:

maviş.cadı Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 578582)
Güzel bir gün. En güzeli de sabah sabah elma yiyebilmen. Nedense elmayı sevmiyorum. Benim yerime sen bol bol ye tamam mı? blissy

artık hergün aksatmadan yiycem söz veriyorum blissy
ben de sevmezdim bugüne kadar ama bi yiyim dedim hoşuma gidiverdi...yeşil ve ekşi olursa seviyorum y789


Alıntı:

seta* Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 578586)
Vay be, Imported Angel ne de güzel aktarıyorsun analizlerini956k
seni kutluyorums456

Teşekkür ederim canım...mesajınla çok mutlu oldum..iyi ki varsın wave44

YESHAPPY 11-01-2010 02:02 PM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
imported_Angel çok güzel telkinlere devam.Katlanarak gelsin güzeliikler sana inşalah.

imported_Angel 11-01-2010 04:32 PM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
evet günlükcüğüm...daha önceki mesajımda affetmem gereken kişilerin listesini çıkaracaımı söylemiştim..hazır şimdi boşken o listeyi çıkardım..
3 sutundan oluşan bir tablo halinde çıkardım bu listeyi....ilk sütun affetmek istediğim kişiler...2. sütun bana karşı yaptıkları ve kin tuttuğum sebeplerin sütunu ve son sutun da olaya onların açısından bakarak onların haklı olabileceği yanları yazdığım sutun oldu..aklıma gelen ne varsa yazdım tamamen bitmediğine eminim ama aklıma geldikçe ekleyeceğim....daha affetme meditasyonuna veya buna yönelik bir çalışmaya da geçmedim...ancak liste çıkarınca hepsi netleşti ve sanki kafamda çokça yer kaplayan bu şeylerin boyutu sihirli bir şekilde küçüldü..işin sırrı yazmakmış meğer....yazmak bile büyük ölçüde rahatlattı..

imported_Angel 12-01-2010 09:42 PM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
Alıntı:

YESHAPPY Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 578604)
imported_Angel çok güzel telkinlere devam.Katlanarak gelsin güzeliikler sana inşalah.

Amin..hepimizin hayatındaki güzellikler katlanarak çoğalsın inşallah..

imported_Angel 12-01-2010 09:52 PM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
yine ben geldim günlükcüğümsevincli
kendimi hergün yeni birşeyler bulmak veya yapmak zorundaymış gibi hissediyorum nedense...

affetme meditasyonundaki ufak bir bilgi bana ilham verdi...sevginin renginin pembe olduğunu öğrendim..hatta pembenin de toz pembe olan tonuymuş...sosyal fobinin ve onun getirdiği diğer sorunlarının kaynağının hep özgüven eksikliğinden olduğunu söyler dururum..bu da kendimizi sevmemekle aynı anlama geliyor zaten...

bugün naptım biliyomusun...oturdum ve netten bulabildiğim kadar ne kadar varsa pembe renkte duvarkağıtları topladım masaüstüm için...böylece bilgisayarın başında geçirdiğim her dakika kendime pembe rengin enerjisini yüklemiş olacağımı düşündüm...tamamen doğru bir yöntemmi değilmi bilmem ama bugün hep pembeydi bilgisayar ekranım ve hakikaten bi yumuşama hissettim ruhumda...yani bazı şeylere kızsam da eskisi kadar sert kızamıyorum...pembe renk teskin etti sanırım...eskiden bu renge biraz önyargılı bakardım çocuksu bir renk diye..ama sevginin rengi pembeyse yapıcak birşey yok...blissy yaradan sevgiyi o renge tahsis ettiyse vardır bi bildiği elbet..


ve bugün ego ve kendine güvenin yanına kilo verme güven telkini ekledim..yeni telkinimde ilk günüm...
diğer telkinlerin yaptığı gibi aşırı zihin doluluğu (hani baş ağrısı ve başım şişti kazan gibi oldu hissi) olmadı...sanırım içindekine benzer sözlere beynim önceden alışkın olmalı...
telkin içeriğini okudum...karar verme konusunda ve başkalarının sözlerine kulak asmama konusunda da sözler geçiyor..ve tabi adından da anlaşılacağı gibi güven konusu da geçiyor...belki de zamanında bu 3 ayrı konu için 3 ayrı telkin dinleyerek boşa beynimi yorup zorlamışım sanırım...bunların da yanında bonus olarak fazla kilolarımdan da kurtulucam inşallah k8908 ben anladımki fazla telkin çeşidi bana yaramıyor..halbuki acele etmeden yavaş yavaş eklemeler yaptım ama buna rağmen şu günkü aldığım yüksek performansı almadım...olsun bana tecrübe ve altyapı oluşturdular..

YESHAPPY 12-01-2010 09:59 PM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
çok güzel ya maşallah diyorum sana pc min başından;) bende pembe renk aldım.Bunu söylediğin iyi oldu.Gözümün önünde olsun belli çekimlerim için :)

imported_Angel 12-01-2010 10:33 PM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
Alıntı:

YESHAPPY Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 578827)
çok güzel ya maşallah diyorum sana pc min başından;) bende pembe renk aldım.Bunu söylediğin iyi oldu.Gözümün önünde olsun belli çekimlerim için :)

teşekkür ederim canım utananadam
herşeyi deniyoruz bakalım bi de hayatımızda pembe rengi çoğaltmayı deneyelim dimi :zpzp: ne kaybederiz ki oturduğumuz monitörden başka renge değil de pembeye bakarsak ?sevincli önemli değil canım..keşfettiklerimi paylaşmaya devam edicem inşallah..

imported_Angel 13-01-2010 09:26 AM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
Günaydın canım günlüğüm 956k
geçmişi unutup bugüne yoğunlaşma çabalarımın arasında, son 2 gündür aklıma nedense geçmişle ilgili olan alakalı ve alakasız görüntüler, kişiler hatta sözler yada söz parçacıkları aklıma şimşek çakar gibi geliveriyor...hem de oturduğum yerde ve alakasız işler yaparken...ben de onları yakalayıp çözümlemeye çalışayım diyorum ama bunu yapana kadar zihnimdeki o anı şimşeği 1 saniye içinde kayboluyor...arkasına düşmeli mi..yoksa akışına mı bırakmalıyım bilmiyorum...

geçenlerde çıkardığım affetme listemde de, oturup listeme isimleri yazarken, daha doğrusu geçmişimde beni üzen kimler vardı diye düşünürken..eskiden zihnimi baya zorladığım halde adını bile hatırlamayadığım hatta varlığını bile unuttuğum kişiler bile geldi aklıma...(okulda aynı sınıfta olduğum kişiler..hatta öğretmenlerim)
aslında bu kişilerin bana karşı yaptıkları şeyler çok büyük şeyler değildi....-tabi büyük yaralar açan şeyleri yapanları da vardı o ayrı- ancak bu küçük şeyleri yapıp sonra varlıkları bile unutulan , büyük yaralar açmayı başaramamış ve akılda kalmamış olan kişiler de bizim içdünya kalıplarımıza aynalık ettiği için çorbaya tuz ekme konusunda katkıları olmuş...
listeyi çıkarırken bana en ufak can sıkıcı hareketleri yapan kişileri bile hatırlıyor olduğuma çok şaşırdım...normal şartlarda o anda bırakıp unuttuğum şeylerdi bunlar..

bu bütün hatırladığım şeyleri bir bulmacanın (puzzle ın) parçaları olarak görüyorum..yani içimdeki şifreleri çözmek için bana ipucuydu bunlar...
çıkardığım listede beni üzdükleri nedenleri ve yaptıkları hareketleri de belirtmiştim..işte bu bölüm işime çok yarayacak...detaylı olarak tekrar gözden geçirmedim ama üstünden göz gezdirdiğimde birçoğunda bazı ortak noktalara rastladım...ve benim de o durum karşısında tavırlarım benzerdi...
sayıları çoktu ancak sadece birkaç benzer durum vardı...bunları bi ara kategoriler halinde ayırıp işimi daha sadeleştirip kolaylaştıracağım...çünkü dediğim gibi aslında hepsi birkaç benzer değişik durumların tekrarlarından ibaretti...

mesela diyelim listemdeki 30 kişiden 10 tane canımı sıkanı ele alırsam bu 10 kişinin birbirine çok benzer veya aynı olaylarda yeraldığını ve benzer davranışlar gösterdiğini söyleyebilirim...yani gizli bir ortak payda vardı...şimdi onları bulacağım....

Belgin ∞ 13-01-2010 07:20 PM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
Sevgili imported_Angel :)

Seni çok büyük mutlulukla ve takdirle takip ediyorum. Kendinde harika açılımlara vesile oluyorsun attığın her adımla. Yapmış olduğun tüm çalışmalar seni sana daha çok yaklaştırıyor, ne kadar güzel tebrik ediyorum can-ı gönülden.

Affetme çalışmasında yaptığın liste ve önüne çıkan benzer durumlar sana seni en güzel şekilde tanıtmıştır eminim. En çok hangi durumlara maruz kaldığını ve en çok hangi tepkiyi verdiğini çözmeyi başarmış olman muhteşem bir gelişme. Şimdi iş bu ortak konularla ilgili olumlama yapmaya kaldı.. :)

Bu tarz çalışmalarda o 1 saniyelik flaşların gelmesi çok normal, peşini bırakma. Çözülme yaşadığın bugünlerde bilinçaltının sana destek olduğunun bir göstergesi. Tüm ayrıntılarını hatırlayamasan bile farkında olman değişmesi ve gelişmesi için çok faydalanacağın desteğin olacaktır.

Çalışmanı parçalara böl fakat ana konuya yani affetme çalışmasına geçmek için çok fazla zamanını harcamasına izin verme. Bu tarz konularda hedefe giderken egosal yanımız önümüze bir çok temizlenmesi ve yapılması gereken iş çıkartır ve genelde ana hedefe geldiğimizde yorulmuş hissederiz. Bu sadece bir yanılsamadır..

Hayatını çok daha ileriye taşıyacak olan bu çalışmaya başlama cesareti gösterdiğin için seni bir kez daha kutluyorum.. Dilerim affederek kurtulduğun tüm yükler, oluşturduğun tüm boşluklar hayatına bolluk, bereket ve huzur olarak geri dolsun..

Sevgilerimle.

imported_Angel 13-01-2010 08:27 PM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
Alıntı:

redflowers Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 578988)
Sevgili imported_Angel :)

Seni çok büyük mutlulukla ve takdirle takip ediyorum. Kendinde harika açılımlara vesile oluyorsun attığın her adımla. Yapmış olduğun tüm çalışmalar seni sana daha çok yaklaştırıyor, ne kadar güzel tebrik ediyorum can-ı gönülden.

Affetme çalışmasında yaptığın liste ve önüne çıkan benzer durumlar sana seni en güzel şekilde tanıtmıştır eminim. En çok hangi durumlara maruz kaldığını ve en çok hangi tepkiyi verdiğini çözmeyi başarmış olman muhteşem bir gelişme. Şimdi iş bu ortak konularla ilgili olumlama yapmaya kaldı.. :)

Bu tarz çalışmalarda o 1 saniyelik flaşların gelmesi çok normal, peşini bırakma. Çözülme yaşadığın bugünlerde bilinçaltının sana destek olduğunun bir göstergesi. Tüm ayrıntılarını hatırlayamasan bile farkında olman değişmesi ve gelişmesi için çok faydalanacağın desteğin olacaktır.

Çalışmanı parçalara böl fakat ana konuya yani affetme çalışmasına geçmek için çok fazla zamanını harcamasına izin verme. Bu tarz konularda hedefe giderken egosal yanımız önümüze bir çok temizlenmesi ve yapılması gereken iş çıkartır ve genelde ana hedefe geldiğimizde yorulmuş hissederiz. Bu sadece bir yanılsamadır..

Hayatını çok daha ileriye taşıyacak olan bu çalışmaya başlama cesareti gösterdiğin için seni bir kez daha kutluyorum.. Dilerim affederek kurtulduğun tüm yükler, oluşturduğun tüm boşluklar hayatına bolluk, bereket ve huzur olarak geri dolsun..

Sevgilerimle.


Merhaba sevgili Redflowers actionsmile
bu güzel mesajında verdiğin destek ve tavsiyeler için çok teşekkür ederim :)
bugün yine oturup listeme baktım ve gerçekten de canımı sıkan onca kişinin sadece birkaç konuyla sınırlandığını birkez daha gördüm..

sonra bu kişileri tek tek ele alarak empati yapmaya çalıştım ve o kişilerin bana o davranışı yaparken haklı olabilecekleri gerekçeleri üzerinde düşündüm..bu sayede onlara olan kızgınlığım yumuşadı ve sadece "kırgınlık" boyutuna geriledi..ve kendimi o kişilerin yerine koydum ve karşımdaki kişiyi de " o zamanki ben" olarak düşündüm..sanırım benim karşımdada öyle birisi olsaydı yüksek ihtimal ben de aynı tavırları sergilerdim..çünkü karşıdaki kişi bunlara izin veriyor ve müsade ediyordu...yani şartları ve ortamı ona göre hazırlıyordu...kendine saygı duymayan ve kişisel haklarına ve özel sınırlarına sahip çıkamayan bir insanın sınırlarını ben de bilemezdim elbet y789sınırlarını bilemeyince de geçerdim...çünkü karşıdan herhangi bir uyarı veya sahip çıkma tepkisi gelmiyordu..(yani benden)

evet haklısın affetme çalışmasını kesinlikle geciktirmemem lazım :)
fakat elimde hazır bir liste olması..ve nedenleri sonuçları ve ana başlıkları da biliyor olmam affetme çalışmamı büyük ölçüde kolaylaştıracak...ilk affetme çalışmamda bu konularda hazırlıksız olduğum için içime sinmemişti ve beni bunlara araştırmaya yöneltmişti..

güzel dileklerin için çok teşekkür ederim...mutluluk daima seninle olsun 956k
Sevgilerimle :)



imported_Angel 13-01-2010 11:50 PM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
yine burdayım sevgili günlük...bugünün son mesajını yazıyorum sana...
ne çok meşgul ediyorum seni dimi sevincli benden kurtuluş yok günlükcüğüm smil56

evet...üzüldüğüm olayların ve kişilerin (yani affedilecekler listemde yer alan herşeyin) belli birkaç ortak paydaya sahip olduğunu farkettiğimi söylemiştim..bunların tam olarak neler olduğunu toparlamaya çalışacaktım..

işte yaptım :)

* Affetmek istediğim kişilerin bazıları " Gösterdiğim çabalarımın karşılığında bana hiç ilgi göstermeyen veya istediğim ölçüde ilgi göstermeyenler" di..Diğer bir deyişle sevgi dilenciliği yapmışım..
genelde beklediğim ilgiyi kendimden üstün gördüğüm kişilerden beklemişim..yani fiziksel açıdan kendimden daha güzel bulduklarım ve daha çok özgüveni olanlar ve daha sosyal olanlardı..çünkü bu nitelikleri benden daha az olan veya benimle eşit olan birisinin bana istediğim özgüveni sağlayamayacağını düşünüyordum...benden fazlası üstünlüğü olmalıydıki fazlasını bana verebilsin...
Benim düşünceme göre onlar duygusal açıdan daha sağlam ve daha çok sevgi görmüş kişilerdi…
kendilerindeki fazla sevginin bir kısmını benle de paylaşabileceklerini bana da verebilceklerini düşünmüştüm..
böylelikler onlardaki fazlalıkla ben de kendi eksiğimi kapatmış olacaktım..daha güçlü olan daha zayıfa vermeliydi ve paylaşmalıydı..benim onlardan daha çok ihtiyacım vardı..
onlardan değer ve özgüven bulmak için beğendiğin kişilere yanaşıp onları etkilemeye çalışmışsım..hatta etkilemek için kendinden taviz de dahil her yolu mübah saymışım
hatta erkek arkadaş edinmeyi bile diğerleri tarafından kabul edilmem ve " seçenekler arasından seçilmiş ve bir insanın özeline girmeyi haketmiş" insan olarak onların gözünde kendimi ıspat edecektim..

* Listemdeki bazı kişiler " Kendilerine kendim hakkımda herhangi birşey sormadığım halde üstlerine vazifeymiş ve başka dertleri yokmuş gibi bana eksik yanlarımı söyleyip beni eleştirenler"di
Demekki kendimle ilgili hiçbirşeyden emin değilmişim ve sürekli tereddüt halindeymişim ve başkalarının zevklerini görüşlerini çok takıyomuşum...bazen etrafa da sorular sorardım..şunum nasıl bunum nasıl diye...ama sormadığım zamanlarda bile sanki sormuşum gibi yanıtları geliyordu...
başkalarının düşüncelerini onların beni sevebilme ihtimalini attırabilecek bir strateji yoluydu benim için....onların düşüncelerine ne kadar uyarsam beni sevme ihtimalleri artacak ve ben bu sevgiden
kendime özgüven sağlayacaktım..kendimi yanlız hissetmeyecektim..


* Listemdeki bazı kişiler..."önce bana ilgi gösterip sonra ilgiyi kesenler" di..

Bu kişilerin ortak yanları ben hiç çaba göstermediğim halde benimle ilgilenmeleriydi..hem de beklediğimden de fazla yoğunlukta..hatta bazen üzerinde çaba gösterdiklerimden beklediğimin bile çok fazlasıydı..
ancak ben ilginin altında menfaat yattığına inanıyor veya bu ilgiyi haketmediğimi düşünüyordum ve sonradan bunu o kişinin farkedeceğini düşünüyordum..
ben kendimi sadece menfaat için yaklaşılan biri olarak gördüm
çünkü bana göre benim ilgi görmem..ancak benim o kişi üzerinde çabalar göstermeme ve bunu karşılık olarak almama bağlıydı..


* Listemdeki bazı kişiler "borç isteyip geri ödemeyenler..veya borç vermeyince kızanlar veya bozulanlar"dı

kendimdeki bolluğu kendime layık görmemişim
ve onlar sağılcak inek olarak görmüşler çünkü istediklerini “ bu benim bunu veremem “ diyerek karşı çıkıp hakkımı savunmamışım..

ondan millet sınırı aşıp olmadık şeylerini istemişler ve ben vermeyince kızmışlar..onların haddi gibiymiş gibi davranmışım...
Bu şeyleri kendine layık görememiş fazla görmüşüm demekki..onlar da o şeyi senden istemenin ve senin de vermeni normal görmüşler ki..
vermeyince kızdılar..onlara göre vermek zorundaydın çünkü..onların da onu istemek haklarıydı..onlara hakkı olan şeyi vermemişin gibi bozuldulardı...


* Listemdeki bazı kişiler "beni yapmadığım ve işlemediğim bir kabahatten suçtan ötürü kınamak ve cezalandırmak isteyenler" di

ben küçüklüğünden beri her türlü şeyle suçlanmaya hazırdım…her yaptığım davranışın çekingendi “ben masumum” dercesine..
o yüzden yapmadığım şeylerdede suçlandım…ve itiraz bile etmedim...etsem de güvensiz ve zayıf şekilde ettim etkili olmadı....inandırıcı olmadı...kendimi savunamadım..
ailenin suçlamalarındada öyle...şu da var..suçlu gibi görünür ve davranırsam..suçlu damgası yemem kaçınılmazdı..oysaki yaptıklarımın çoğu suç bile sayılmazdı..sadece bazı insanların bakış açısından suç gibi gözüken şeylerdi..


* Listemdeki bazı kişiler " ben şu ana odaklanamadığım için beni kendince eksik gören insanlar" dı..
sürekli geçmişe yada benim canımı sıkan olaya takarak o anı öyle yaşamam sonucu meydana çıkan bir durum..
o anki şeylerdede başarısızlıklar olmuş ve oldukça da güvenim azalmış ve duurm böyle tekrarlanmış
yani zamanında bi kişi beninle gerçekten alay etmiş olabilir...gerçek bir nedeni de olmayabilir..
o an üzülüp sonra unutup önüne baksaydım belki aynı ve benzer alaylar tekrar karşına çıkmayacaktı
geçmişteki kötüye odaklanınca bugün de aynı kötüler oluşuyor..çünkü enerjim hala orada..
bugünüme konsantre olsan belki alay edildiğim durumu çözüp ortadan kaldırabilirdim..
Ben o an beni üzen şeyleri geçmişi belki o günkü canımı sıkan şeyleri düşünmüyor olsaydım..kendimi çok takmıyor olsaydım insanların bana onu anlamıyomuşum gibi bakmalarının ve "anladınmı" diye sormalarının kaynağı
benim hiçbir zaman şu anda değil hep geçmişte ve gelecekte yaşıyor olmam…dememki bakışlarım ve tepkilerim de bunu ifade ediyordu..
ve senin anlık tepki vermemem...feedback vermemem..çünkü bedenim o an o yerdeydi ancak aklım ve ruhum değildi...hatta mecazi anlamda "ayakta uyuduğumu "bile çok söyleyen olurdu...

şimdi bu ortak payda gruplarına göre kendime uygun olumlama konuları bulayım bakalım...



spestnaz 14-01-2010 12:10 AM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
Görüyoruuuumm!! Görüyoruuuuumm!! Her ann yaklaşılan bir mutluluk görüyoruuumm!! Geleceğin meşhuuurr mu meşhuurr köşeyazarını görüyoruuummm

http://images.hediyedenizi.com/A250/22/106180.jpg

harbideenn seni taktir ediyoruumm actionsmile Maşallah diyim de na'sar değmesinn. . Bi de boncuuukk

http://www.biriz.biz/merak/nazar.jpg

hımm, şimdi daha iyii blissy iyi ki varsın bee, dostuuumm y789 hepp mutlu kall. . Hiçbir şey huzurunu, mutluluğunu kaçıramasınn blissy eğer ağlıyacaksan daa, sevinçten döküver incilerini music45 Kal sağlıcaklaaactionsmile

imported_Angel 14-01-2010 12:20 PM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
Arkadaşlar..bu arada son mesajımı tekrar okurken dikkatimi çekti..cümledeki özne düzensizlikleri ve bozuklukları için kusura bakmayın lütfen utananadam

buraya aktarmadan önce, bilgisayarda kafamdan geçen bu düşünceleri aktarırken kendime seslenir ve kendimle konuşur gibi "sen" öznesini kullanmıştım..ama günlüğe yazarken karışıklık olmasın diye "sen" leri "ben" le değiştirdim ki "ben" olduğumu bilin diye...ama bazı şeyler baya gözümden kaçmış (değişmesi gereken -n ve-m ekleri gibi) hepsini düzeltememişim kusura bakmayın artık bu sefer böyle oldu..12389

imported_Angel 14-01-2010 01:30 PM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
renkli ve güzel mesajlarınız için hepinize teşekkür ediyorum arkadaşlar k8908

Bilinçaltımın benim sorduğum sorulara yanıt aramaya gerçekten açık olduğunu bugün daha da iyi anladım...sorunlarımı çözmem için bana daha fazla yardımcı olmaya başladı...demekki bu gücü kullandıkça katlanarak güçleniyor..

çünkü gece rüyamda "affedilecekler listemde" yer alan kişilerden birisini gördüm..onunla kavga ediyor ve tartışıyorduk..bu kişi ortaokuldaki sıra arkadaşımdı...rüyada yine okuldaydım ve onunla yine aynı sırada oturuyorduk..derken hatırlayamadığım bir sebepten ötürü baya hararetli kavgaya başladık..beni itekliyor ve yanında oturmamı istemiyordu..derken okul zili çalmıştı ve okuldaki gün bitmişti evlerimize dağılıp gidecektik...sınıftan çıktık birbirimize laf yetiştirmeye çalışarak..ve taa merdivenlerden inene kadar da kavgamız sürdü....sonra birden uyandım ve rüyam bu noktada yarım kaldı...bütün ayrıntılarıyla hala hatırlıyorum rüyayı..

sonra sabah düşündüm..."listemde neden bir sürü insan varken ben başka bir kişiyi veya birkaç kişiyi birarada görmedim de bir kişiyi ve o kişiyi gördüm ? "
belki de hayatımın geri kalanındaki benzer durumların oluşmasının başlangıcı bu kişiydi...o tecrübeden ders almadığım için sonraki benzer olaylar karşıma çıkmıştı sanırım...rüyamda özellikle o kişiyi gördüğüme göre ilk affetmem gereken kişi belki de oydu..ve bilinçaltım o kişiyi seçti ve bana "önce bundan başla, bunu affet" demek istedi diye düşünüyorum..

ve karar verdim...gece yatmadan önce yapacağım affetme meditasyonunun bugünkü öznesi o kişi olacak...



imported_Angel 14-01-2010 08:03 PM

Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm..
 
bugün de akşamı ettik günlük...yine zihinsel olarak çok dolu bir gün geçirdim..

çeşitli kaynaklardan olumlamalar toplayıp biraraya getirip sonra içlerinden beğendiğim cümleleri bi kenara ayırıyorum gündüzden beri.....hatta gerekiyorsa kendi cümlelerimi kendim oluşturarak eklemeler de yapabilirim...yani anlayacağın işim çok...o arada normal günlük işlerin de yürümesi gerekiyor..yani zorunlu işler..
ama zihnimdeki yüklerden biran evvel kurtulmayı istemek gibi bir huyum da var..yarım kalmış işi bekletmeyi ara vermeyi pek sevmiyorum..sonra aklımı meşgul ediyor..
bunu geceye kadar bitirmeyi düşünüyorum...çünkü gece de yatmadan önce 1 saatimi affetme meditasyonuma ayıracağım...inşallah bir engel çıkmaz da işler planladığım vakitte biter...daha bakmam gereken çok yer var bisiklet


WEZ Format +3. Şuan Saat: 09:27 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.