Geri git   Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri > Hedeflerimiz ve Biz Klubü > Hedef Ön Hazırlık > Hedefler Makaleler

Uyarılar

Hedefler Makaleler hedefe ulaşmak, hedefe ulaşma, hedeflere ulaşmak, hedeflere ulaşma, hedeflere ulaşmanın yolları, hedeflere ulaşmak için, hedefe ulaşmanın yolları, hedefe ulaşmak için

İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar

Hedef Ön Hazırlık ve Hedefler Makaleler İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız FİKİR VE TECRÜBELER EVRENİ Referanslarımızı genişletirken, hayatı ve olanakları değerlendirmekte kullanabileceğimiz büyük bir tezat yaratırız. Eğer sorunlarınızı gereğinden fazla büyütüyorsanız, şunu düşünün: Biz birkaç yüz milyar yıldızın bulunduğu bir galakside yaşıyoruz. Üstelik bu evrende böyle birkaç yüz milyar galaksi daha ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Hedefler Makaleler telkin cd indir izle İstanbul Hedefler Makaleler nerededir kimdir Hedefler Makaleler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Hedefler Makaleler hipnoz Hedefler Makaleler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Hedefler Makaleler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Hedefler Makaleler kuantum düşünce kitap haberi

İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 30-04-2011, 02:52 PM   #221 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



FİKİR VE TECRÜBELER EVRENİ

Referanslarımızı genişletirken, hayatı ve olanakları değerlendirmekte kullanabileceğimiz büyük bir tezat yaratırız. Eğer sorunlarınızı gereğinden fazla büyütüyorsanız, şunu düşünün: Biz birkaç yüz milyar yıldızın bulunduğu bir galakside yaşıyoruz. Üstelik bu evrende böyle birkaç yüz milyar galaksi daha var. Yani demek ki, yalnız bizim galaksimizde bile birkaç yüz milyar güneş daha var. Bunların hepsinin çevresinde dönen gezegenleri de var! Şu büyüklüğü bir düşünün. Bizim galaksimizdeki yıldızların, Samanyolu ekseni çevresinde bir dönüşünü tamamlaması, birkaç yüz milyon yılda oluyor. Evrenin büyüklüğünü düşünüp, sonra da bir insanın ortalama ömür süresine baktığınız zaman (en cömert ortalama seksen yıldır) size bir perspektif verebiliyor mu? Yine de insanlar ipoteği nasıl ödeyeceğiz, ne marka araba alacağız, bir sonraki iş toplantısı nasıl gidecek diye kendilerini yiyip bitiriyorlar.

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 30-04-2011, 02:54 PM   #222 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



"Bence bir ot yaprağı da yıldızların yörünge yolculuklarından aşağı kalmaz."
WALT WHITMAN

Ben hep referanslarımı genişletip iyileştirmeye çalışırım, çünkü bilgisayar dünyasındaki "Çöp koyarsan çöp alırsın" ilkesine inanırım. Yaşadığımız her gün, yeni enformasyon, yeni fikirler, kavramlar, tecrübeler ve duygular alıyoruz. Zihnimizin kapısında bilinçli ve tetikte nöbet tutup, içeriye girmesine izin vereceklerimizin gerçekten hayatımızı zenginleştireceğinden, yaşayacağımız tecrübelerin gerçekten olanaklarımıza katkıda bulunacağından emin olmamız gerek. Çocuklarımızın büyüyüp genişlemesine yardım ederken, onları gelecekte olumlu referans getirecek tecrübelere yöneltmeliyiz. Bu referanslar onlara, neyle olsa başa çıkabileceklerini anlamakta yardımcı olmalı.

Aynı zamanda, onlara hayatta nelere dikkat etmeleri gerektiğini de öğretmeliyiz. Bazı referanslar hayat tecrübemizi düşürür. Geto Boys grubunun müziğini dinleyince siz de biraz kaygılanıyor musunuz? Son şarkılarından birinde, bir kızın gırtlağını kesip, sonra cesediyle sevişmeyi anlatıyorlar. Böyle bir referansın habire tekrarlanması, yalnız çocukların değil, herkesin zihninde bir derece yıkıcı etki yapmaz mı? Şarkıyı dinleyen gidip anlatılan işi yapar demek istemiyorum. Yalnızca bunun çöp ve pislik olduğunu söylüyorum. Yoksa bu sözümle sansürcülüğü mü övmüş oldum? Kesinlikle değil.

Bence ülkemizin en güzel yanlarından biri özgürlük. Ama sizin ve benim, liderler olarak, referansların ne anlama geldiğini ve hayat kalitemize ne etki yapacağını bilme hakkımız olduğuna inanıyorum.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 30-04-2011, 03:00 PM   #223 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



REFERANSLARINIZI GENİŞLETİRKEN HAYATINIZI DA GENİŞLETİN

Hayat bize neyi verirse, onu mutlaka güçlendirici bir biçimde kullanabiliriz, ama bunu da pro-aktif olarak yapmamız gerekir. Benim hayattaki seçeneklerim, hep bilinçli olarak peşinde koştuğum çok zengin tecrübelerin referanslarından gelir. Her gün yeni genişleme yolları ararım. Otuz bir yıllık ömrüme yüzlerce yıllık tecrübeleri sığdırmış biriyim. Bunu nasıl mı söyleyebiliyorum? Benim bir ay içinde yaşadığım zorlayıcı ve zenginleştirici tecrübelerin sayısı, çoğu insanın birkaç yılda yaşayabileceği kadardır da ondan.

Bunu yapmaya başlamamın ilk yollarından biri, on yedi yaşımdan bu yana kitapların sunduğu zengin tecrübeye yönelmek oldu. Daha çok genç yaşlarımda, liderler okur inancını geliştirdim. Kitaplar beni bambaşka dünyalara götürebiliyordu. Ben oralarda Abraham Lincoln'la Ralph Waldo Emerson'la karşılaşabiliyor, onları kendi kişisel antrenörüm haline getirebiliyordum. Ayrıca kitap sayfalarında, her türlü soruma cevap bulabileceğimi de biliyordum. Yüzlerce kitabın bana verdiği referans zenginliği, insanlara yardım edebilme konusunda sayısız seçenekler sunmaktaydı. Bu referansları izledim, çünkü zihnime açlığını duyduğu o besini vermezsem, gazete ve televizyon haberleriyle programlarının sunduğu çerçöple yetinmek zorunda kalacağımı biliyordum. Eğer başlıca enformasyon kaynağımız o düzeyde kalırsa alacağımız sonuçlar da toplumdaki herkesin aldığı kadar olur.

Hayatı hakkıyla anlamanın, kendimize en yüksek düzeyde seçenekler tanımanın en güçlü yollarından biri, mümkün olduğu kadar farklı tiplerde referanslarla yüzyüze gelmektir. Ben gençliğimde, hep aynı kiliseye gitmiş ve aynı ruhanî felsefeyi dinlemiş olduğumu fark ettiğimde, diğer yollardan manevî bir anlayış geliştirme çabasına düşmüştüm. Lisedeyken bana gazetecilik bursu verildi, San Luis Obispo'daki California Politeknik Üniversitesi'nde iki haftalık bir programa katıldım. O pazar günü hepimize, bir kilise ayiniyle ilgili yazı ödevi verildi.

Sokakalarda gezinirken ayaklarım hep kendi mezhebimin kilisesine doğru gidiyordu. Ama birlikte yürüdüğüm arkadaşlar, demin önünden geçtiğimiz Mormon kilisesinden söz etmekte, Mormonların ne "korkunç" insanlar olduklarını söylemekteydiler. Oysa bana, hiç kimse o kadar da kötü olamaz gibi geliyordu. Neler olup bittiğini gözümle görmek istedim. O kiliseye daldım. Bir de baktım ki, Mormonlar da Tanrı'yı benim kadar çok seviyorlar. Farklılık ancak birkaç kuralda, o kadar.

İşte benim ruhanî gezim böyle başladı, altı ay boyunca da bir ritüel haline geldi. On sekiz ve on dokuz yaşlarımdayken, ayda iki üç kere değişik inançların tapınaklarına gidiyordum. Luteran, Katolik, Baptist, Episkopal, Metodist, Yahudi, Budist, vb. Bunun sonucunda gerçekten daha yüksek bir ruhsal anlayış düzeyine çıktım, tüm insanların inançlarını beğenmeye başladım. Belki onların özel kurallarına ve algılarına yüzde yüz katılmıyordum ama, artık anlayışım da sevgim de çok daha artmıştı.

Eğer hayatınızı zenginleştirmek istiyorsanız, hiç durmayın! Daha önce hiç girişmediğiniz tecrübelere girişin. Skuba dalışları yapın. Denizaltı dünyasını keşfedin, yepyeni bir çevrede hayat nasılmış, siz nasıl oluyormuşsunuz, bir bakın. Gök dalışları yapın. Bir uçağın açık duran kapısının kenarında oturup, az sonra 4500 metre yükseklikte, dakikada 120 mil hızla düşmeye başlayacağınızı düşünerek beklemek, çok büyük inanç gerektirir. Bu referansı görmeden, inanç neymiş bilemezsiniz! Gidip helikopter uçuşları dersi alın. İnanın bana, hayatınızı tümden değiştirecek. Dört gün ayırıp bir yarış okuluna gidin. Sınırlar ve olanaklar konusunda aklınıza gelmeyecek kadar çok şey öğrenirsiniz. Bir akşamı senfonik müzikle geçirin... Tabii eğer sık sık yapmadığınız bir şeyse, ya da rock konserinde geçirin... Eğer sürekli kaçındığınız bir şeyse. Seçenek düzeyinizi genişletin. Günün birinde, ziyaret saatleri sırasında bir çocuk hastanesinin yanından geçin. Gidip birkaç yabancıyla tanışın, birkaç hikâye anlatın. Uyum sağlama ve insanların hayatına dokunabilirle tecrübesi sizi ebediyen değiştirecektir.

Belki de bir başka kültüre dalış yapma zamanınız gelmiştir. Dünyayı biraz da başkalarının gözüyle görün. Belki Fiji'ye gidip, yerlilerle biriikte kava kutlaması yapmak iyi olur. Ya da yerel devriye polisleriyle birlikte dolaşma programlarına yazılın. Arabanın arka kanepesine oturmanıza, toplumu polis gözüyle görmenize izin veriyorlar. Unutmayın, insanları anlamak ve sevmek istiyorsak, bunun en güçlü yollarından biri onların referanslarından bazılarını paylaşmaktır. Belki de okula geri dönme zamanınız gelmiştir. Biyoloji ya da fizyoloji derslerine girip iç dünyamızı araştırır, ya da sosyoloji, antropoloji çalışıp kültürümüzü daha iyi anlarsınız. Unutmayın hayatınızdaki sınırlar büyük olasılıkla sınırlı referanslarınızın sonucudur. Referanslarınızı genişletin, hayatınız da hemen genişleyecektir.

Değindiğim bu olanaklar gerçi heyecan verici, ilham verici şeyler ama, aslında bunlar ağzınızı sulandırmak için ortaya getirilmiş şeyler. Yeni referanslar edinmek için bunların hepsini yapmak zorunda olmadığınız gibi, bir tekini bile yapmak zorunda değilsiniz. Afrika'ya safariye gitmeyip, sizin arka sokaktaki bir evsiz barksıza yardım edebilir, ona sahip olduğunu hiç bilmediği kaynaklarını gösterebilirsiniz. Bir tek referansın bile eklenmesiyle, önünüzde dünyalar açılır. Gördüğünüz, duyduğunuz bir şey karşılıklı bir konuşma, bir film ya da bir seminer, bir sonraki sayfada okuyacağınız bir şey, ne zaman olacağını kimse bilemez.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 30-04-2011, 03:05 PM   #224 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



"Mümkün olanın sınırlarını keşfetmenin tek yolu, onları aşıp imkânsıza geçmektir."
ARTHUR CLARKE

Şimdi de hayatımızı biçimlendiren en güçlü referanslardan bazılarının bir envanterini çıkaralım. Biraz süre ayırıp kişi olarak kim olduğunuzu etkilemiş beş en güçlü tecrübeyi yazın. Yalnız tecrübeyi tarif etmekle kalmayın o tecrübenin sizi nasıl etkilediğini de yazın. Eğer sizi olumsuz etkilemiş herhangi bir şey yazarsanız, hemen o olayın bir başka yorumlanma biçimini bulun. Bunu ne pahasına olursa olsun bulun. Belki bulabilmeniz için size biraz inanç gerekir. Daha önce hiç aklınıza gelmeyen yeni bir perspektif gerekir. Unutmayın, hayatta her şey bir sebeple, bir amaçla olur ve bize hizmet eder. Bazen bizim o değeri görebilmemiz için yıllar geçmesi gerekir. Ama tüm insan tecrübelerinde bir değer vardır.

Hayatınızı olumlu olarak biçimlendirmiş tüm olayların bu listesine bakarken, izlemesi yararlı olabilecek birkaç yeni referans düşünmenizi istiyorum. İhtiyaç duyduğunuz bazı yeni tecrübeler ne olabilir? İyi bir soru, "Gerçekten en yüksek düzeyde başarılı olmak için, hayatımda asıl istediğime ulaşabilmek için, ihtiyacım olan referanslar nelerdir?" biçiminde olabilir. Belki yapmanız gereken, ilişkilerini iyi yürütebilen birini modellemektir. O kişinin inançlarından bazılarını öğrenin. İlişkileri iyi yürütmeyle ilgili referansları nelermiş? Ya da belki tek ihtiyacınız, hayatı daha çok sevmekle ilgili referansları, katkıda bulunduğunuzu hissetmekle ilgili referansları bulmaktır.

Şimdi de birkaç eğlence referansı bulun. Belki onlara "ihtiyacınız" yoktur, ama yine de hoş olabilecek ya da kendinizi iyi hissetmenize yol açabilecek bir şeyler düşünün. Ben bir ara kavga sanatlarıyla ilgili dersler almaya başladım, çünkü bu disiplinin ne inanılmaz durumlar getirebileceğini biliyordum. Tekvando'da kara kuşağımı sekiz ayda kazadım. Büyük usta Jhoon Rhee'den ders alıyor, onun o inanılmaz odaklanma biçimini modelliyordum. Kendi alanımda da kendimi böylesine disipline sokabilsem o referans pek çok alana tasar, diye düşündüm. Öyle de oldu. O halde siz başka neler yapabilirsiniz?

Edinebileceğiniz harika referanslarla ilgili bir beyin fırtınası listesi yaptıktan sonra, her birine bir süre ve bir tarih koyun. Her birini ne zaman yapacağınızı kararlaştırm. İspanyolca'yı, Yunanca'yı, Japonca'yı ne zaman öğreneceksiniz? Sıcak hava balonuyla ne zaman gezi yapacaksınız? Mahalledeki huzur evine gidip ne zaman koroyla şarkılar söyleyeceksiniz? Yeni ve alışılmadık bir şeyi ne zaman yapacaksınız?

Ailenize sağlayabileceğiniz paha biçilmez referanslar neler olabilir? Belki çocuklarınızı bir müzeye götürmek, belki oturup, ailenin zaten sahip olduğu referansları konuşmak, ninelerle ve dedelerle toplanıp onların hayatından ve neler öğrendiklerinden söz etmek olabilir. Bu altmış, yetmiş, seksen, doksan ve daha yukarı yaştaki insanlar, biz daha gençlere öyle değerli referanslar sağlayabilirler ki!

Benim ailemle paylaştığım en güçlü referanslardan biri, hayır evlerine gitmeyen ya da gidemeyenlere Şükran Bayramı yemekleri vermektir. En küçük oğlumun dört yaşındayken buna gösterdiği tepkiyi asla unutamam. Aramıza ilk defa o yıl katılıyordu. Oceanside-California'da bir parka gitmiştik. Kapısı olmayan bir banyoda, yerde yatıp uyuyan bir ihtiyar adam gördük. Çöp bidonlarından bulduğu giysi parçalarıyla üzerini örtmeye çalışmıştı. Oğlum onun uzun sakalına hayran hayran baktı. Biraz da korkmuştu.

Oğlum Jairek'in eline bir yemek sepeti verdim, "Bunu o adama götür, Şükran Bayramı'nı kutla," dedim. Jairek ürkek adımlarla yaklaştı. Boyu kadar büyük sepetle banyoya girdi, onu yavaşça yere bıraktı. Adam görünüşte ya sarhoştu, ya da uyuyordu. Jairek onun omzuna dokundu, "Şükran Bayramın kutlu olsun!" dedi. Adam birden yattığı yerden fırlayıp doğruldu, oğlumun elini yakaladı. Yüreğim ağzıma gelmişti. Ben atılmaya hazırlanırken, adam Jairek'in elini öptü, boğuk bir sesle, "Sevgine teşekkürler" dedi. Tanrım, dört yaşındaki bir çocuk için ne yaman referans!

Unutmayın, bizi biçimlendiren, hayatımızın tek tek anlarıdır. Bizi yükseltecek ve sınırlamayacak anların peşine düşmek de bize kalmıştır.

Şimdi kanepeden kalkın, hayat oyununa adımınızı atın. Hayal gücünüz başıboş koşsun, araştırabileceğiniz, yaşayabileceğiniz tüm olanakları tarasın. Hemen başlayın. Bugün hangi yeni tecrübeyi devreye sokarsanız hayatınız genişler? Nasıl bir insan olursunuz? Eyleme geçin ve olanakları araştırmaktan zevk alın. Gelecek derin değişiklikleri keşfedelim. Bunların nereden geleceğini bilmek istiyorsanız...

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 30-04-2011, 03:12 PM   #225 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



KİMLİK: GENİŞLEMENİN ANAHTARI

"Büyük adamlar olmasa hiçbir büyük şey başarılamaz, insanlar da ancak karar verirlerse büyük olabilirler."
CHARLES DE GAULLE

Vücudunda iz falan yoktu. Çinli komünistler onu ufacık bir odada yirmi saatten fazla kapalı tutmuş, ama dövüp işkence falan etmemişlerdi. Hattâ arada ona bir iki sigara bile vermişlerdi... Ve yer alan terbiyeli konuşmaların bir sonucu olarak, bu askerin elinde şimdi bir belge bulunmaktaydı. Kendi el yazısıyla Amerikan yaşamının, yani kapitalist toplumun ne hakkaniyetsiz ve ne kadar zararlı olduğunu anlatıyor, komünist sistemin üstünlüğünü ve ahlâkî insaniyetini göklere çıkarıyordu. Olay bu kadarla da kalmıyordu. ABD ordusunda subay olan bu kişinin yazdığı yazı şimdi Kuzey Kore'deki diğer savaş esirlerine ve Güney Kore'deki Amerikan Kuvvetleri'ne de yayınlanıp durmaktaydı. Daha sonra bu kişi, askerî bilgileri düşmanlara aktaracak, silah arkadaşlarının yakalanmasına yardımcı olacak, kendi ülkesini öfkeyle inkâr edecekti.

Bu adamın dünyaya bakışını tersyüz etmesine, ömrü boyunca kendisine aşılanmış olan inançları değiştirmesine yol açan şey nedir? Daha önceki çekirdek değerlerini terk edip düşmanla işbirliği yapmasına ne yol açmıştı? Hangi değişim bir bireyin düşüncelerini, duygularını ve eylemlerini böylesine değiştirebilirdi? Bunun cevabı, bu kişinin, tüm kimliğini değiştirme yoluna yöneltilmiş olmasında yatmaktadır. Şimdi artık kendi gözündeki kendi yeni imajına göre yaşamaya başlamıştır.

Bu kitap boyunca benimle birlikte, tüm değerlendirmelerimizi yönlendiren Master Sistem'in en temel unsurlarından biri olan inançların etkilerini adım adım incelediniz. İnançlar bizi sonuçlara götürür, bu nedenle de bize neler hissedeceğimizi ve neler yapacağımızı öğretirler. Ama hayat kalitemize farklı düzeylerde etki yapan farklı düzeylerde inançlar vardır. Bunların bazıları belirli şeylerdir. Örneğin, belli bir arkadaşınızla ilgili inançlarınız onun davranışları konusunda ne düşünüp ne hissettiğinizi, yaptığı her harekete bağlayacağınız anlamı saptayacaktır. Eğer onun "sevgi dolu" bir insan olduğunu biliyorsanız, o anda size kızmış görünse bile, esas niyetinden kuşkulanmazsınız. Bu inanç o kişiyle tüm ilişkilerinizde size yön verecektir. Ama bu durum, bir yabancıya davranışınızı etkilemek zorunda değildir. Bu inançlarınız, hayatınızın yalnız belli bir alanını, o dostunuzla ilişkilerinizi etkilemektedir.

Ama bazı inançların hayatınız üzerindeki etkisi çok daha geniştir. İşte ben bunlara küresel inançlar diyorum. Bu inançların çok daha uzaklara etki yapan sonuçları olur. Örneğin, genelde insanlar konusundaki inançlarınız, yalnız o dostunuzla olan ilişkinizi değil, karşılaştığınız herkese olan davranışınızı etkileyecektir. Bu tür inançlar meslek hayatınızı da güven düzeyinizi de evliliğinizi de derinden derine etkiler. Örneğin kıtlık ve bolluk konusundaki küresel inançlarınız, hem stres düzeyinizi, hem zamanda, parada, enerjide ve ruh düzeyinde cömertliğinizi etkileyecektir... Ortada yalnızca şu kadar para, şu kadar zaman, şu kadar sevgi varsa, sürekli olarak bunların yetmeyeceği günün korkusu içinde yaşarsınız. Bu stres, komşularınız hakkında, iş arkadaşlarınız hakkında kendi finansal yetenekleriniz hakkında ve genel olarak fırsatlar hakkında neler düşündüğünüzü etkileyecektir.

Ama bütün bunlardan daha önemli olan şey, tüm algılarımızın süzgeci olan çekirdek inançlardır. Bu tür inanç, hayatınızın kararlarındaki tutarlılığı doğrudan kontrol eder. Bunlar, sizin kimliğinizle ilgili inançlarınızdır.

Neyi yapıp yapamayacağımız, neyi mümkün, neyi imkânsız sayacağımız, genellikle bizim gerçek yeteneklerimizin bir fonksiyonu değildir. Daha büyük olasılıkla, kendimizin kim olduğumuz konusundaki inançlarımızın fonksiyonudur. Eğer herhangi bir zamanda kendinizi, bir şeyi yapmak bir yana, düşünemeyecek durumda bulduysanız, birine, "Ben bunu asla yapamam" diye cevap verdiyseniz, ya da, "Ben o tür biri değilim, ne yapayım" dediyseniz, demek ki sınırlı kişilik engellerine çarpmışsınız. Bu her zaman da o kadar kötü bir şey değildir tabii. Kendinizi cinayet işlerken düşünememek, son derece önemli bir üstünlüktür! Kendinizi başkalarını sömürecek biri olarak görememek de herhalde çok yararlı bir şeydir. Kendimizi yalnız kim olduğumuza göre değil, kim olmadığımıza göre de tanımlamadığımızı anlamak, çok önemlidir.

Kimlik nedir aslında? En basit anlamıyla, bireyselliğimizi tanımlamakta kullandığımız, bizi başka bireylerden -iyi ya da kötü ya da kayıtsız- biçimde farklı ve benzersiz kılan inançlardır. Ve kim olduğumuz konusundaki emin olma durumumuz, içinde yaşadığımız sınırları oluşturur.

Yeteneğiniz sabittir, ama onun ne kadarını kullandığınız, kendinize edindiğiniz kimlikle ilgilidir. Örneğin, eğer dışa dönük atak bir insan olduğunuzdan eminseniz, bu kimliğe uyan davranışların kaynaklarını kullanırsınız. Kendinizi pısırık mı, hep kazanan biri mi, silik biri mi olarak gördüğünüz, hangi yeteneklerinize uzandığınız biçimlendirecektir. Belki Pygmalion Sınıfta adlı kitabı okumuşsunuzdur. Orada öğrenciler kendilerinin yetenekli olduğuna inandıkları anda, başarılarında yer alan çarpıcı değişiklik anlatılmaktadır.

Araştırmacılar öğrencilerin başarısının, öğretmen onların zekâsına inandığı için gelişen kimliklerinin etkisinde kaldığını defalarca kanıtlamışlardır. Yapılan bu tür çalışmaların birinde, bir grup öğretmene sınıflarındaki bazı öğrencilerin gerçek anlamda üstün yetenekli olduğu söylenmiş, bu çocukları gelişebilmeleri için zorlamaları talimatı verilmiştir. Tahmin edebileceğiniz gibi o çocuklar sınıfın en başarılı öğrencileri olmuştur. Bu araştırmayı asıl önemli kılan, o çocukların aslında daha yüksek bir zekâ düzeyine sahip olmayışı, hattâ tam tersine, içlerinden bazılarının zayıf öğrenci diye bilinen kişiler olmasıdır. Ama kendi üstünlüklerinden emin olma duygusu (bu da onlara, öğretmenin "sahte inancı" nedeniyle verilmiştir), başarılarının tetiğini çekmeye yetmiştir.

Bu ilkenin etkisi yalnız öğrencilerle sınırlı değildir. Başka kişiler sizi nasıl bir insan olarak görüyorlarsa, size verdikleri tepki ve cevaplar da ona göre biçimlenir. Bunun da genellikle sizin gerçek karakterinizle hiçbir ilgisi yoktur. Örneğin eğer biri sizi sahtekâr diye anıyorsa, siz aslında dürüst de olsanız, iyi şeyler de yapsanız, o kişi her hareketinizin gerisinde sinsi nedenler arayacaktır. Daha da beteri, biz bir değişiklik yaptıktan sonra, çevremizde bulunan ve bizim hakkımızdaki imajını değiştirmemiş olan insanların etkisiyle, eski duygu ve inançlarımızın yeni baştan içimize yerleşmesine izin de veririz. Hepimizin hatırlaması gereken bir şey varsa, en sevdiklerimizin karakterini etkileme yolunda çok büyük güçlere sahip olduğumuzdur.

İşte Marva Collins de öğrencilerine kendi kaderlerinin efendisi olma inancını aşılarken, onları gelmiş geçmiş en yetenekli kişiler olduklarına inandırırken, bu gücü kullanmaktadır.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 30-04-2011, 03:15 PM   #226 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



"Değerli insanların en iyi etkilerini, onların yanından ayrıldığımız zaman hissederiz."
RALPH WALDO EMERSON

Hepimiz kendimizin kim olduğu yolundaki görüşümüzde tutarlı biçimde davranırız. Bunun da nedeni, insan organizmasında en güçlü ihtiyaçlardan birinin, tutarlılık ihtiyacı olmasına dayanır.

Hayatımız boyunca, tutarsızlığa çok büyük acıları, tutarlı olmaya da çok büyük zevkleri bağlamaya alışmışızdır. Bir düşünün. Başka şey söyleyip başka şey yapan insanlara ne etiket takarız? İki yüzlü, sahtekâr, maymun iştahlı, dengesiz, güvenilmez, oynak, dalgacı, yalancı. Siz bu etiketlerin kendinize takılmasını ister miydiniz? Hattâ kendinizi böyle biri olarak düşünmek ister miydiniz? Cevap besbelli. Gümbürtülü bir "hayır!" Sonuçta da ne zaman bir tutum benimsesek, inancımızı belli edecek olsak, özellikle herkesin gözüne görünen bir şeyler yaparken hep o benimsediğimiz tutumla tutarlı davranmaya çalışırız, bu esneklikten uzak davranışımızın bize ilerde nelere mal olacağına da aldırmayız.

Öte yandan ortaya koyduğumuz kimliğimizle tutarlı davranmanın da çok büyük ödülleri vardır. Tutarlı kişilere ne deriz? Kullandığımız kelimeler bellidir: güvenilir, sadık, dengeli, sağlam, zeki, istikrarlı, mantıklı, dürüst. Sizden söz edilirken hep bu sözler kullanılsa kendinizi nasıl hissederdiniz? Kendinizi böyle biri olarak düşününce neler hissederdiniz? Bunun da cevabı belli. Çoğu insan bayılır buna. Böylece tutarlı kalma ihtiyacı da acıdan kaçma ve zevke ulaşma yeteneğinize kopmaz biçimde bağlanmış oluyor.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 30-04-2011, 03:20 PM   #227 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



"Aptalca bir tutarlılık, küçük zihinlere göredir."
RALPH WALDO EMERSON

Bu Pygmalion etkisi tersine de işler. Eğer "öğrenme özürlü" olduğunuzdan eminseniz, bu iş kendi kendini gerçekleştiren bir kehanete döner. Böyle bir şey hissetmek, şu anda uyguladığınız öğrenme stratejisinin etkili olmadığını hissetmekten farklıdır. Strateji değiştirmek çoğumuza basit, yapılabilir bir şey gibi gözükür, yeter ki kendimize uygun öğretmeni bulmuş olalım. Ama kendimizi değiştirmek, kim olduğumuzun esasını değiştirmek... Pek çok kimse bunu hemen hemen imkânsız bir şey olarak görür. En sık aldığınız cevap, "Ben böyleyim işte" olur. Bu cümle, rüyaları öldüren cümledir. Altında da değişmez kalıcı sorunlar bulunduğu imasını taşır. İlaç bağımlılığı geliştirdiğine inanan bir kişi elbette değişebilir. Zor olur, ama o değişiklik yine de yapılabilecek bir şeydir, üstelik kalıcı da olabilir. Ama kişi eğer kendisinin bir ilaç bağımlısı olduğuna inanıyorsa, haftalarca, aylarca ilaç kullanmasa bile, sonunda eski alışkanlığına geri dönecektir. Neden? Çünkü kendisinin böyle olduğuna inanmaktadır. Onda "ilaç bağımlılığı sorunu var" değildir, kendisi ilaç bağımlısıdır.

Bölüm 4'den hatırlarsınız kişi bir şeye bir kere inandı mı, itirazları görmezden gelecek hattâ kendi inancını her türlü kanıta karşı savunmaya kalkacaktır. Bu kişi bilinçaltı düzeyde, uzun süreli ve kalıcı bir biçimde değişebileceğine inanmaz, bu inaçsızlık da onun davranışını kontrol eder.

Buna ek olarak, bu olumsuz davranışı sürdürmekten gelen ikincil bir kazanç da vardır. Ne de olsa, bu adam kendi bağımlılığını, kontrolü dışında bir şeye dayandırabilir, o şeyi suçlayabilir. Olay kendisinin kim olduğundan kaynaklanmaktadır. Bu yolla, ilaç almanın bir karar meselesi olduğu gerçeğinden de kaçabilmektedir. İnsan bünyesindeki sinir sisteminin tutarlılık ihtiyacı da bu eğilimi daha artıracak, adam aynı yıkıcı paterne tekrar tekrar geri dönecektir. Kendi kimliğini teslim etmek, ilaçların yıkıcı etkisinden bile daha acı verici bir şeydir.

Neden? Çünkü hepimizin emin olmaya ihtiyacı vardır. Çoğu insanların bilinmeyene karşı duyduğu korku pek büyüktür. Emin olamamak büyük acılar çekebileceğimiz olasılığı demektir. O zaman da, bilinmeyenin acısını çekmektense, nasıl idare edileceğim öğrenmiş olduğumuz, tanıdık acıyı çekmeye razı oluruz. Sürekli değişen bir dünyada yaşamak, sürekli yeni ilişkiler içine girmek, işteki rolümüzü yeni baştan tanımlamak, değişen ortamlar ve akıp gelen o bol yeni enformasyon arasında, sürekli ve tutarlı olduğuna güveneceğimiz tek şeyimiz, kendi kimlik duygumuzdur. Bir de kim olduğumuzu sorgulamaya başlarsak, o zaman artık, üzerine hayatımızı kuracağımız anlayışın hiçbir temeli kalmamış olur.

Kim olduğunuzu bilmiyorsanız, ne yapacağınıza nasıl karar verebilirsiniz ki? Değerleri nasıl formüle eder, inançları nasıl benimser, kuralları nasıl koyarsınız? Bir şeyin iyi mi kötü mü, yoksa nötr mü olduğunu nasıl yargılarsınız? Kendi kimliğini bir ilaç bağımlısı olarak gören insanın karşısındaki en büyük zorluk, bu kimliği değiştirdiğinde nasıl bir hale getireceğidir. "İyileşmekte olan bir ilaç bağımlısı" mı olacaktır? Bu onun kimliğini değiştirmemekte, yalnızca o anda içinde bulunduğu durumu göstermektedir. "İlaçtan kurtulmuş" sözü de işe yaramaz, çünkü çoğu kişi bunu geçici bir durum olarak görür... Üstelik bu kişi kendini tanımlamak için hâlâ ilaçları kullanıyordun Kişi kendisinin tümüyle temiz olduğuna dair bir emin olma durumuna varırsa, kendini artık "bir Hıristiyan", "bir Müslüman", "bir Yahudi", "bir Budist" olarak görmeye başlayabilir, ya da bir lider olarak görür, özetle "ilaç bağımlısı"nın dışında herhangi bir şey olarak görürse, davranışı işte o zaman değişecektir. Kim olduğumuz konusunda yeni inançlar geliştirdikçe, davranışımız da değişip bu yeni kimliği destekler hale gelecektir.

Aynı şey aşırı kilolu insan için de geçerlidir. Onun da kimliği, "Ben şişman biriyim," biçimindedir. Belki perhize girer, kısa dönem için kilo verir ama sonra yine alır, çünkü kendisinin kim olduğu konusundaki emin olma durumu, tüm davranışlarını yönetir, onları kimliğiyle tutarlı hale gelinceye kadar zorlar. Kim olduğumuz konusundaki inançlarımızın dürüstlüğünü her zaman korumak zorundayızdır... Yıkıcı ve güçsüzleştirici inançlar olsalar bile.

İlaç bağımlısı olan kişinin kalıcı bir değişiklik yaratmasının tek yolu, inancını "Ben ilaç bağımlısıyım"dan kurtarıp "Ben sağlık tutkunuyum" ya da "Ben hiçbir derdin kalıcı olamayacağının canlı örneğiyim," biçiminde, ya da buna benzer bir başka biçimde değiştirmektir. Yeni kimlik her neyse, ilaçlarla hiçbir şekilde ilgili olmamalıdır. Ona tekrar ilaç sunulursa içgüdüsel cevabı kabul edip etmemek olmayacak, son derece emin bir sesle, "Ben o tip insan değilim. Eskiden o tip insandım" diyecektir.

Aşın kilolular da kimliklerini, şişman kişi olmaktan kurtarıp, canlı, sağlıklı, atletik biri biçimine sokmalıdırlar. Bu kimlik değişimi onların tüm davranışını değiştirecek, yediklerini de jimnastiklerini de raya oturtacak, yeni kimlikleriyle tutarlı uzun dönemli fizyolojik değişiklikler yaratmalarına izin verecektir. Belki bu değişim size şimdilik bir kelime hilesi gibi görünebilir, ama aslında kişisel gerçeğin çok daha derin bir değişimidir.

Aslına bakarsanız, kimliğinizdeki bir değişiklik, tüm Master Sistem'inizin değişmesine yol açabilir. Bir düşünün. İlaç bağımlısı olan birinin tüm değerlendirme sistemi baştan sona farklı değil midir? Sürekli içinde bulunduğu durumlar, kendine sorduğu sorular, eylemlerini güden değerler, inanç haline getirdiği referanslar, kendini lider, sevgili, sporcu, katkıcı olarak düşünen birininkilerden farklı değil midir? Gerçi her kimlik değişimi aynı düzeyde "komple" olmaz, ama bazıları gerçekten öylesine kapsamlı ve etkilidir ki, bir anda bir Master Sistem'in yerine bir başka Master Sistem gelebilir.

Eğer hayatınızda bir değişikliği gerçekleştirmeye defalarca çalışmış, ama hiçbir zaman tam başaramamışsanız, zorluk mutlaka kim olduğunuzla tutarlı olmayan bir davranış ya da duygu değişikliğine yönelmek istemenizden kaynaklanıyordur. Kimliği değiştirmek ya da genişletmek, hayatınızın kalitesinde en derin ve en hızlı gelişmeleri doğurabilir.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 30-04-2011, 03:28 PM   #228 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



KİMLİĞİNİZ NASIL OLUŞUR?

Acaba Kore Savaşı sırasında savaş esiri Amerikalı askerler arasında diğer savaş esiri arkadaşlarını gammazlayanların sayısı, neden modern tarihin her savaşındakinden çok olmuştur? Çünkü Çinli komünistler müttefikleri Kuzey Korelilerden farklı olarak, bu esirlerin uzun süredir inandıkları inanç ve değerleri değiştirmekle kalmayıp eylemlerini de bir anda değiştirmeyi bilen kişilerdi de ondan. Savaş esirlerine işkence edecekleri yerde, kendi türlerinde bir psikolojik savaşı inatla sürdürmüşlerdir. Bu psikolojik savaşın amacı yalnız bilgi almak ve sindirmek değil, Amerikalı askerlere kendi siyasal felsefelerini benimsetmekti. O insanı yeni bir dizi inanç ve değerlere yöneltebilirlerse, ülkesinin bu savaştaki rolünü yararsız görecek, onlara her biçimde yardım edecekti. Başardılar da. Onların bu işi nasıl yaptığını anlamak, sizin kendi kimliğinizin nasıl biçimlendiğini öğrenmenize o kimliği genişletmenize, dolayısıyla tüm hayatınızı da bir anda genişletmenize yardımcı olabilir.

Çinli komünistlerin görevi gerçekten çok zordu. Öldürme tehdidi ya da serbest bırakma vaadi olmadan, bir insanın tüm kimliği nasıl değiştirilebilirdi? Hele Amerikalı askerlerin yalnızca adını, rütbesini ve seri numarasını vermek üzere eğitilmiş olduğunu bilince? Ama onların planı çok basitti: Küçük başla, sonra kurgula. Çinliler bizim herkesi eylemleriyle tanımladığımızı anlıyorlardı. Örneğin, gerçek dostunuzun kim olduğunu nereden anlarsınız? Nasıl davrandığına, herkese nasıl muamele ettiğine bakarak değil mi? Ama komünislerin gerçek sırrı, bizim kendi kimliğimizi de kendi eylemlerimize bakarak saptadığımızı anlamalarıydı. Bir başka ifadeyle, biz kim olduğumuzu anlamak için, neler yaptığımıza bakarız. Çinliler savaş esirlerinin kendi kimlikleriyle ilgili inançlarını değiştirmek için, onlara bir komünist işbirlikçisinin yapacağı şeyleri yaptırmak gerektiğim, bunun yeterli olacağını anlamışlardı.

Bu bile kolay iş değildi, ama bir Amerikalı savaş esirini on iki saat, ya da yirmi saatlik karşılıklı konuşmayla yorduktan sonra ondan ufacık bir şey söylemesini istemek o kadar zor değildi. Örneğin, "Amerika da kusursuz değil" ya da "Komünist bir toplumda işsizliğin sorun olmadığı doğru" gibi bir şey. Böylece ayağı bir kere kapı aralığına sokunca, Çinliler bu sefer kurguya başlayabiliyordu. Tutarlılık ihtiyacını iyi anlıyorlardı.Bir kere şuna inanıyoruz dedikten sonra, o sözümüze arka çıkacağımızın farkındaydılar.

Savaş esirinden Amerika'nın mükemmel olmadığı noktalan altalta yazmasını istiyorlardı. Yorgunluktan bitkin durumda olan askere bundan sonra, "Komünizmin başka hangi sosyal yararları var?" diye soruyorlardı. Çok geçmeden askerin önüne öyle bir belge geliyordu ki, yalnız kendi ülkesine yönelik saldırılarla dolu olmakla kalmıyor, aynı zamanda komünizmi kendi el yazısıyla göklere çıkarmış oluyordu. Bu sefer de bunu neden yaptığı konusunda kendini haklı görme ihtiyacındaydı. Yazdıklarıyla tutarlı birkaç küçük cümle söylese yeterdi. Hattâ yazdıklarının altına imza bile atıyordu. Bunu yapmayı isteyişini nasıl açıklayabilecekti? Sonradan bir tartışma grubunda kendisinden, bu tecrübesine ait bir deneme yazısı yazması da istenmişti.

Çinliler bu yazılan deneme yazılarını yazanın adıyla birlikte yayınlamaya başladığında, bu sefer savaş esiri bir anda kendini düşmanla "işbirliği" yapmış biri durumunda buluyordu. Diğer savaş esirleri ona bunu neden yaptığını sorduklarında, kendini savunmak için işkence gördüğünü de söyleyemiyordu. Kendi dürüstlük duygusunu sürdürebilmek için, bu yaptığını kendi gözünde haklı görmek, herkese de haklı göstermek zorundaydı. Doğru olduğu için yazdım! diyordu o zaman. Ve kimliği değişmiş oluyordu. Artık kendini komünist yanlısı olarak görüyordu. Çevresindekiler de ona o etiketi yapıştırıyorlardı. Ona da komünist gardiyanlara davrandıkları gibi davranarak onun yeni kimliğinin pekişmesine, yerleşmesine yardımcı oluyorlardı.

Çok geçmeden yeni kimliği onu, kendi ülkesini açıkça inkâr etmeye götürüyordu. Bunu ağzından çıkan sözlerle yeni etiketi arasında tutarlılık sağlamak için yapıyordu. Ve tabii Çinlilerle daha da çok işbirliği yapmaya başlıyordu. İşte Çinlilerin stratejisinin en müthiş yanlarından biri de buydu. Savaş esiri bir kere bir şeyi yazdı mı, sonra kendine bu iş hiç olmamış gibi numara yapamıyordu. Yazdıkları kendi el yazısıyla karşısındaydı. Herkes görebilirdi. O da kendi inançlarını ve kendi öz-imajını, bu yaptığıyla tutarlı hale getirmeye çalışıyordu.

Ama biz savaş esirlerimizi suçlamadan önce, dönüp kendimize de dikkatle bakmak zorundayız. Siz kendi kimliğinizi bilinçli olarak mı seçtiniz, yoksa kimliğiniz insanların size söylediklerinin, hayatınızdaki önemli olayların, sizin onayınızla yer almış başka faktörlerin bir sonucu mu? O kimliğinizin oluşmasını desteklemek için hangi tutarlı davranışları benimsediniz?

Bir yabancıya yardım etmek için, kemik iliğinizden bir parça alınması gibi acılı bir işleme katlanır mısınız? Çoğu kişi hemen, "Kesinlikle hayır!" der. Oysa 1970 yılında yapılan bir araştırmada bulgulandığına göre eğer kişi kendi kimliğinin tutarlığını bu işe bağlı görürse, genellikle kendini silen böyle bir şeye de razı oluyor.

Bu araştırmanın gösterdiğine göre, önce kişiden küçük bir takım taahhütler isteniyor, ardından iki basit eylemle, reddetmenin "karakterine uymaz" gözükmesi sağlanıyor. Bu kişiler yeni bir kimliğe doğru kayıyor, kendilerini "verici" olarak görmeye başlıyorlar. İhtiyaç içindekilere yardım etmek için kendinden fedakârlık etmeleri gerektiği sonucuna varıyorlar. Onlardan kemik iliği istendiğinde de, ziyan olacak zamana, paraya, çekecekleri fiziksel acıya aldırmadan, kabulleniyorlar. Kendilerini verici olarak görmek, kim olduklarının bir yansıması oluyor. İnsan davranışlarına kaldıraç olarak, kişinin kendi kimliğinden daha güçlü bir şey yoktur.

Şimdi diyebilirsiniz ki, "Benim kimliğim, tecrübelerimin çizdiği sınırlar içinde değil mi?" Hayır, kimliğiniz sizin tecrübelerinizi yorumlayış biçiminizin sınırları içinde. Kimliğiniz, kim olduğunuza karar verdinizse odur. Kendinizi neye bağlamak istedinizse odur. Kendinize verdiğiniz etiket neyse, o olursunuz. Kimliğinizi tanımlayış biçiminiz, hayatınızı da tanımlar.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 30-04-2011, 03:33 PM   #229 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



EN BÜYÜK ACI - BİR KİMLİK KRİZİNİN TOHUMLARI

İnandıkları kimlikleriyle tutarsız hareketler yapan insanlar, sosyete deyimiyle bir "kimlik krizi" sergilerler. Kriz geldiğinde, hemen yönlerini kaybeder, eski inançlarını sorgulamaya başlarlar. Tüm dünyaları tepetakla döner, çok büyük bir acı korkusu yaşarlar. "Orta yaş Krizi" dediğimiz şeyi yaşayan çok sayıda insana olan da budur. Genellikle bu insanlar kendilerini genç olarak tanımlarlar. Çevresel bir uyarı, örneğin yaş dönümü gelir, arkadaşların yorumları, saçların kırlaşması gibi şeyler, yaklaşan yıllardan korkmalarına yol açar, o yıllarda yeni ve daha tatsız bir kimliği yaşayacaklarını düşünürler. Asıl kimliklerini sürdürebilmek için umutsuz bir çaba içinde, hâlâ genç olduklarını kanıtlayacak şeyler yapmaya başlarlar. Hızlı arabalar satın alırlar, saç biçimlerini değiştirirler, eşlerini boşarlar, işlerini değiştirirler.

Eğer bu kişiler gerçek kimliklerini sağlam biçimde kavramış olsalar, bu krizi hiç yaşarlar mıydı? Herhalde yaşamazlardı. Yaşa ve görünüşe bağlı bir kimlik edinmek, insanı kesinlikle acıya götürür, çünkü bunlar değişen şeylerdir. Oysa kim olduğumuz konusunda daha geniş bir duyguya sahip olsak, kimliğimiz asla tehdit altında kalmaz.

Şirketler bile kimlik krizine girebilirler. Yıllar önce, fotokopi devi Xerox Şirketinin imajı ilginç bir değişim geçirmişti. Kişisel bilgisayarlar "geleceğin dalgası" olarak ortaya çıktığında, Xerox elindeki teknolojik gücü kullanarak bu heyecan verici yeni piyasaya girmek istedi. Araştırma/geliştirme kadrolarını seferber ettiler, 2 milyar dolar harcadıktan sonra birkaç yeni ilerleme buluşu keşfettiler. Bunların arasında, bugün "fare" dediğimiz şeyin ilk modeli de vardı.

O halde neden Xerox bugün bilgisayar yarışında değil, neden Apple ve IBM ile yarışmıyor? Nedenlerden biri, başlangıçta şirketin kimliğinin aslında bu yöne yönelmesine izin vermeyişiydi. "Grafik kimliği"nde resmedilen o neşeli rahip bile, şirketin kapasitesini bilgisayar dalından uzak tutuyordu. O rahip, metin fotokopilerinin ne kadar sağlıklı olduğunu temsil edebiliyordu ama bu yeni girişim için pek de uygun değildi. Artık en önemli kriter, hızdı. Tüketici açısından, Xerox'un kimliği belli bir dalda dünya lideri konumundaydı. Bu şirketin bilgisayar satmaya kalkması pek de güven yaratmadı. Bir de ambleminin, hızlı veri işleme konusundan ne kadar uzak olduğunu katarsanız, Xerox'un sorunlarının nerelerden doğduğunu sanırım görebilirsiniz.

Pazarlamacılar ve grafik tasarım uzmanları size, şirket ambleminin çok önemli olduğunu, tüketicilerin satın alma enformasyonunu işlemek için onu süzgeç olarak kullandıklarını söyleyeceklerdir. Müşteriler sizin kim olduğunuzu, neyi temsil ettiğinizi bilmek zorundadır. Hele büyük miktarda para harcamaları söz konusu olduğu zaman, yaptığı ürünü sembolize eden bir şirket isterler. Xerox bilgisayarı kendi var olan kimliğine yerleştirmeye çalışırken, daha başka şirketler öne fırladı, piyasayı kaptı. İşte o noktada Xerox, kimliğini değiştirmektense ondan yararlanmaya karar verdi. Kendi fotokopi makinelerini bilgisayarlaştıracak, araştırma/geliştirme paralarını da zaten en iyi sayılan bîr şeyi daha iyileştirmeye harcayacaktı.

Bugün Xerox yeni "Xerox imajları" yaratarak bir değişme sürecine başlamaktadır. Reklamlarında hızlı tempolu resimlerle donanım, yazılım, iletişim şebekelerini sunmakta, sonunda da görsel bir mesaj vermekte, "Xerox... Döküman Şirketi" diye bitirmektedir. Bu genişletilmiş kimliğin Xerox kültürüne şartlandırılması gerekir. Şirketin pazarı ancak ondan sonra gelişebilir. Onu sağlamak için de her fırsatı kullanmak gerekli olacaktır.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 30-04-2011, 03:37 PM   #230 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



"Kriz kelimesi Çince yazıldığında, iki harften oluşmakta, bu harflerin biri tehlikeyi, diğeri ise fırsatı temsil etmektedir."
JOHN F. KENNEDY

Davranışımızı değiştirebileceğimizi anlamak için çoğumuz bir kriz yaşamak zorunda değiliz, ama kimliğimizi değiştirmek çoğumuza ürkütücü ya da olanaksız gözükür. Kim olduğumuz konusunda çekirdek inançlarımızdan kopmak bize çok yoğun acılar verir, hattâ bazı kimseler o inançları sürdürebilmek, koruyabilmek için kendilerini öldürecek kadar ileri giderler.

Victor Hugo'nun şaheseri Sefiller'de çarpıcı biçimde ortaya konan da budur. Kahramanımız Jean Valjan cezaevinden salıverildiğinde, kendini yalnız ve hırslanmış durumda bulur. Gerçi cezaevinde geçirdiği uzun yıllar boyunca "suçlu" etiketini hiçbir zaman kabullenmiş değildir (zaten yıllar süren ağır cazaya çarptırılmasının nedeni de, açlıktan ölmek üzere olan ailesine götürmek için bir ekmek çalmaktır), ama serbest bırakıldığında dürüstçe çalışabileceği bir iş bulamadığını görür. Eski mahkûm kimliği onun herkes tarafından horlanmasına yol açmaktadır.

Sonunda çaresizlik içinde, toplumsal etiketin simgelediği kimliği kabuletmeye başlar. Artık gerçekten bir suçludur ve ona göre davranmaya başlar. Bir papaz onu alıp beslediği, gece kalabileceği bir yer verdiği zaman, Valjan papazın güvenini boşa çıkarıp hırsızlık yapar. Polis sıradan bir kontrol sırasında Valjan'ı durdurduğunda, hem eski bir mahkûm olduğunu, hem de papazın değerli eşyalarını üzerinde taşıdığını görür. Bu suçun cezası, ömür boyu ağır hapistir.

Valjan getirilip papazla yüzleştirilir. Olay anlatıldığında papaz o çalıntı gümüşleri Valjan'a kendisinin armağan olarak vermiş olduğunu, hattâ iki şamdanı da evde unuttuğunu söyler. Valjan'ı esas şaşırtan, papazın bu yalanını tutup gümüşleri gerçekten onda bırakması, onu yeni bir hayat kurmaya itmesi olur.

Valjan, papazın bu hareketlerini çözümlemek zorundadır. Neden inanmaktadır bu papaz ona? Neden onu zincirler altında ağır işçiliğe yollamamaktadır? Papaz ona, "ben senin kardeşinim" der, Valjan'ın artık kötüler dünyasına ait olmadığını, dürüst bir insan olduğunu Tanrı'nın çocuklarından olduğunu söyler. Bu etkili patern kırılması, Valjan'ın kimliğini değiştirir. Cezaeviyle ilgili tüm kâğıtlarını yırtar, başka kente taşınır, yeni bir kimlik edinir. Bunu yaparken tüm davranışları da değişir. Bir lider olur, toplumundaki çaresizlere yardım etmeye başlar.

Ama Mösyö Javert adlı bir polis, Valjan'ı bulup yeniden adaletin karşısına getirmeye hayatını adamış gibidir. O Valjan'ın "kötü" olduğunu bilmekte, kendini de, kötülüğü adaletin karşısına getiren kişi olarak görmektedir. Javert sonunda Valjan'ı bulduğunda, Valjean'ın eline onu öldürme fırsatı geçer, ama o büyüklük gösterir, polisin hayatını bağışlar. Javert de bir ömür boyu süren kovalamacanın sonunda Valjan'ın iyi bir insan olduğunu anlar. Hattâ belki kendisinden de iyi. O zaman da asıl zalim ve kötü olanın kendisi olabileceği düşüncesine dayanamaz. Kendini Seine nehrinin kudurmuş sularına atar.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
anthony robbins, içindeki devi uyandır, kitap özeti, sınırsız güç


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar

Hedef Ön Hazırlık ve Hedefler Makaleler İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız FİKİR VE TECRÜBELER EVRENİ Referanslarımızı genişletirken, hayatı ve olanakları değerlendirmekte kullanabileceğimiz büyük bir tezat yaratırız. Eğer sorunlarınızı gereğinden fazla büyütüyorsanız, şunu düşünün: Biz birkaç yüz milyar yıldızın bulunduğu bir galakside yaşıyoruz. Üstelik bu evrende böyle birkaç yüz milyar galaksi daha ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Hedefler Makaleler telkin cd indir izle İstanbul Hedefler Makaleler nerededir kimdir Hedefler Makaleler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Hedefler Makaleler hipnoz Hedefler Makaleler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Hedefler Makaleler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Hedefler Makaleler kuantum düşünce kitap haberi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 11:10 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.