Tekil Mesaj gösterimi
Alt 30-04-2011, 03:20 PM   #227 (permalink)
Işıldayan Safir
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



"Aptalca bir tutarlılık, küçük zihinlere göredir."
RALPH WALDO EMERSON

Bu Pygmalion etkisi tersine de işler. Eğer "öğrenme özürlü" olduğunuzdan eminseniz, bu iş kendi kendini gerçekleştiren bir kehanete döner. Böyle bir şey hissetmek, şu anda uyguladığınız öğrenme stratejisinin etkili olmadığını hissetmekten farklıdır. Strateji değiştirmek çoğumuza basit, yapılabilir bir şey gibi gözükür, yeter ki kendimize uygun öğretmeni bulmuş olalım. Ama kendimizi değiştirmek, kim olduğumuzun esasını değiştirmek... Pek çok kimse bunu hemen hemen imkânsız bir şey olarak görür. En sık aldığınız cevap, "Ben böyleyim işte" olur. Bu cümle, rüyaları öldüren cümledir. Altında da değişmez kalıcı sorunlar bulunduğu imasını taşır. İlaç bağımlılığı geliştirdiğine inanan bir kişi elbette değişebilir. Zor olur, ama o değişiklik yine de yapılabilecek bir şeydir, üstelik kalıcı da olabilir. Ama kişi eğer kendisinin bir ilaç bağımlısı olduğuna inanıyorsa, haftalarca, aylarca ilaç kullanmasa bile, sonunda eski alışkanlığına geri dönecektir. Neden? Çünkü kendisinin böyle olduğuna inanmaktadır. Onda "ilaç bağımlılığı sorunu var" değildir, kendisi ilaç bağımlısıdır.

Bölüm 4'den hatırlarsınız kişi bir şeye bir kere inandı mı, itirazları görmezden gelecek hattâ kendi inancını her türlü kanıta karşı savunmaya kalkacaktır. Bu kişi bilinçaltı düzeyde, uzun süreli ve kalıcı bir biçimde değişebileceğine inanmaz, bu inaçsızlık da onun davranışını kontrol eder.

Buna ek olarak, bu olumsuz davranışı sürdürmekten gelen ikincil bir kazanç da vardır. Ne de olsa, bu adam kendi bağımlılığını, kontrolü dışında bir şeye dayandırabilir, o şeyi suçlayabilir. Olay kendisinin kim olduğundan kaynaklanmaktadır. Bu yolla, ilaç almanın bir karar meselesi olduğu gerçeğinden de kaçabilmektedir. İnsan bünyesindeki sinir sisteminin tutarlılık ihtiyacı da bu eğilimi daha artıracak, adam aynı yıkıcı paterne tekrar tekrar geri dönecektir. Kendi kimliğini teslim etmek, ilaçların yıkıcı etkisinden bile daha acı verici bir şeydir.

Neden? Çünkü hepimizin emin olmaya ihtiyacı vardır. Çoğu insanların bilinmeyene karşı duyduğu korku pek büyüktür. Emin olamamak büyük acılar çekebileceğimiz olasılığı demektir. O zaman da, bilinmeyenin acısını çekmektense, nasıl idare edileceğim öğrenmiş olduğumuz, tanıdık acıyı çekmeye razı oluruz. Sürekli değişen bir dünyada yaşamak, sürekli yeni ilişkiler içine girmek, işteki rolümüzü yeni baştan tanımlamak, değişen ortamlar ve akıp gelen o bol yeni enformasyon arasında, sürekli ve tutarlı olduğuna güveneceğimiz tek şeyimiz, kendi kimlik duygumuzdur. Bir de kim olduğumuzu sorgulamaya başlarsak, o zaman artık, üzerine hayatımızı kuracağımız anlayışın hiçbir temeli kalmamış olur.

Kim olduğunuzu bilmiyorsanız, ne yapacağınıza nasıl karar verebilirsiniz ki? Değerleri nasıl formüle eder, inançları nasıl benimser, kuralları nasıl koyarsınız? Bir şeyin iyi mi kötü mü, yoksa nötr mü olduğunu nasıl yargılarsınız? Kendi kimliğini bir ilaç bağımlısı olarak gören insanın karşısındaki en büyük zorluk, bu kimliği değiştirdiğinde nasıl bir hale getireceğidir. "İyileşmekte olan bir ilaç bağımlısı" mı olacaktır? Bu onun kimliğini değiştirmemekte, yalnızca o anda içinde bulunduğu durumu göstermektedir. "İlaçtan kurtulmuş" sözü de işe yaramaz, çünkü çoğu kişi bunu geçici bir durum olarak görür... Üstelik bu kişi kendini tanımlamak için hâlâ ilaçları kullanıyordun Kişi kendisinin tümüyle temiz olduğuna dair bir emin olma durumuna varırsa, kendini artık "bir Hıristiyan", "bir Müslüman", "bir Yahudi", "bir Budist" olarak görmeye başlayabilir, ya da bir lider olarak görür, özetle "ilaç bağımlısı"nın dışında herhangi bir şey olarak görürse, davranışı işte o zaman değişecektir. Kim olduğumuz konusunda yeni inançlar geliştirdikçe, davranışımız da değişip bu yeni kimliği destekler hale gelecektir.

Aynı şey aşırı kilolu insan için de geçerlidir. Onun da kimliği, "Ben şişman biriyim," biçimindedir. Belki perhize girer, kısa dönem için kilo verir ama sonra yine alır, çünkü kendisinin kim olduğu konusundaki emin olma durumu, tüm davranışlarını yönetir, onları kimliğiyle tutarlı hale gelinceye kadar zorlar. Kim olduğumuz konusundaki inançlarımızın dürüstlüğünü her zaman korumak zorundayızdır... Yıkıcı ve güçsüzleştirici inançlar olsalar bile.

İlaç bağımlısı olan kişinin kalıcı bir değişiklik yaratmasının tek yolu, inancını "Ben ilaç bağımlısıyım"dan kurtarıp "Ben sağlık tutkunuyum" ya da "Ben hiçbir derdin kalıcı olamayacağının canlı örneğiyim," biçiminde, ya da buna benzer bir başka biçimde değiştirmektir. Yeni kimlik her neyse, ilaçlarla hiçbir şekilde ilgili olmamalıdır. Ona tekrar ilaç sunulursa içgüdüsel cevabı kabul edip etmemek olmayacak, son derece emin bir sesle, "Ben o tip insan değilim. Eskiden o tip insandım" diyecektir.

Aşın kilolular da kimliklerini, şişman kişi olmaktan kurtarıp, canlı, sağlıklı, atletik biri biçimine sokmalıdırlar. Bu kimlik değişimi onların tüm davranışını değiştirecek, yediklerini de jimnastiklerini de raya oturtacak, yeni kimlikleriyle tutarlı uzun dönemli fizyolojik değişiklikler yaratmalarına izin verecektir. Belki bu değişim size şimdilik bir kelime hilesi gibi görünebilir, ama aslında kişisel gerçeğin çok daha derin bir değişimidir.

Aslına bakarsanız, kimliğinizdeki bir değişiklik, tüm Master Sistem'inizin değişmesine yol açabilir. Bir düşünün. İlaç bağımlısı olan birinin tüm değerlendirme sistemi baştan sona farklı değil midir? Sürekli içinde bulunduğu durumlar, kendine sorduğu sorular, eylemlerini güden değerler, inanç haline getirdiği referanslar, kendini lider, sevgili, sporcu, katkıcı olarak düşünen birininkilerden farklı değil midir? Gerçi her kimlik değişimi aynı düzeyde "komple" olmaz, ama bazıları gerçekten öylesine kapsamlı ve etkilidir ki, bir anda bir Master Sistem'in yerine bir başka Master Sistem gelebilir.

Eğer hayatınızda bir değişikliği gerçekleştirmeye defalarca çalışmış, ama hiçbir zaman tam başaramamışsanız, zorluk mutlaka kim olduğunuzla tutarlı olmayan bir davranış ya da duygu değişikliğine yönelmek istemenizden kaynaklanıyordur. Kimliği değiştirmek ya da genişletmek, hayatınızın kalitesinde en derin ve en hızlı gelişmeleri doğurabilir.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla