Ynt: matrix'e hükmedin
 

Her yöntemin sınırı; onun sınırı olduğunu düşündüğün yere kadardır, ayrıca yöntemin oluşturduğu morfik alan (yayıldığı ve güç kazandığı enerji alanı) ve 3 boyutlu dünya görüntüsünün yaratmış olduğu mutlak ortak alan (herkesin ortak görüşlerinin kuvvet kazandığı enerji alanı) kadar da her yöntem sınırlanır.

Örneğin: Dünyanın mutlak alanında; bir anda 50 cm uzayamayacağın kayıtlıdır. Sen iki nokta değil, oniki noktada yapsan bu mutlak alanı aşamazsın. Bu tarzda ki 3 boyutlu dünya kurgusunun üzerine çıkabilmek için başka ruhsal çalışmalara ihtiyaç vardır. Ya da yöntemin morfik alanında, kanser ile ilgili yapılan çalışmalar yeterince güç kazanmadıysa, senin yapacağın uygulamada da etki boyutu az olabilir vb. Fakat yaptığın çalışmadan sonuç alamaman illa ki bu alanlara bağlı değildir, zira her kişi, uyguladığı yöntem için kendi morfik alanını yaratabilir ve o yönteme ekleyebilir. O yüzden sen herhangi bir yöntemle, o güne kadar o yöntem kulanılarak yapılmamış bir şeyi yaptığında, bu senin sayende yöntemin oluşturduğu morfik enerji alanına katkı sağlar.

Ynt: matrix'e hükmedin
 

Galiba 2 noktayı yapmayı becerdim.Anlatim siz karar verin..Ben gece çok su içerim o yüzden başucumda şişe vardır.Sabah 5.30 da uyandım baktım su kalmamış şişemde...Gittim mutfağa su içtim yattım..Çok uykum vardı hatta çok susamasam yataktan kalkmayacaktım.Yastığa kafamı koyunca aklıma 2 nokta geldi,İlk nokta bendim 2.nokta odam oldu ama hiç biryere dokunmadım.İçimden "annem beni bugün 10.20 de uyandırsın "diye geçirdim ve sonra uyumuşum.NE oldu dersiniz? 44 annem geldi beni uyandırmaya ve saat 10.20....tesadüfe inanmam,henüz kitabı almadığım için 2 nokta nasıl yapılıyor bilmiyorum sadece burda yazılanları okuyordum o yüzden 2 noktayı yaptım mı yoksa bilinçaltıma 10.20 de uyanıcam emrimi verdim dusun bilmiyorum ama 2 noktayı yapsamda yapamasamda 10.20 de kaltığıma çok sevindim.

Ynt: matrix'e hükmedin
 

2 noktanın sınırının, kendi sınırlarımız kadar olduğunu düşünüyorum..bu neyi etik bulduğumuz ve neyi bulmadığımızla ilgili, örneğin bir kişi, sayısal lotodan para kazanıp, kolay bir kazançla rahat yaşamayı etik bulurken, bir diğeri çalışarak kazanmayı..etik bulur...dolayısıyla..neyi nasıl düşündüğümüz kendi sınırlarımızı belirler..2 noktayı uygularkende bu sınırlara göre hareket ederiz..bu tartışma, çekim yasasını uygulamaya başladığımız zamanda ortaya atıldı.( kendi çevremden örneklerle devam etmek istiyorum) bazı arkadaşlarım sayısal lotodan servet çekmeyi, ve hayatları boyunca rahat yaşamayı gerçekleştirmek için çalışırken, işlerinin gelişmesi için çekim yasasını çalıştıranlar onları eleştirdiler..insan alınteri olmadan para kazanmayı nasıl isteyebilir diye sorguladılar..hatta çekim yasasının insanları tembelliğe sevkettiğini savundular...bir malikane isteyen birinede, kazandğı üç kuruşa, yeteklerine , eğitimine, vs. bakmadan. çekim yasasını malikane sahibi olmak için çalıştırmak istiyor diye burun kıvırdılar..SINIRLAR KENDİ İÇİMİZDE, BİLGİNİN,, DÜŞÜNCENİN KISACASI ENERJİNİN SINIRI YOK..istemeye hakkımız olduğuna inandığımız her şeye..bu çalışmaları uygulayabiliriz.zaten dikkat edin bakın..sadece iki nokta değil..hangi çalışmayı yaparsanız, yapın, eğer gerçekleşmiyorsa.bu konu hakkında mutlaka derinlerde bir yerde..olumsuz inanç kalıbı vardır..

ben kendi adıma bir düşüncemin gerçekleşmediğini gördüğümde, konu hakkında cevap alıncaya kadar meditasyon yaparım..eninde sonunda cevabı aldığımda gerçekleştiremediğim her şey için bir bilinçaltı kalıbım olduğunu fark ederim..ve yaptığım çalışmayı bırakır önceliği bu bilinçaltı kalıbımı yok etmeye/ dengelemeye veririm.

benim hayatımı güzelleştirmek adına yaptığım her şey, iyidir, yaşamımda gerçekleştirdiğim her şey sadece benim için faydalı olsa bile, onu yaparım..her anımı önüme çıkan her fırsatı, önce sınırlarımı kaldırmak için kullanırım..çünkü eğer ben iyi isem,bu iyilik çevremede yansır...etik anlayış kişiye göre değişir..yine bir örnekle..bir insan diğerini öldürür ve kendine bir yığın özürler ve müdafa aracı bulabilir..ama ile başlayan bir yığın cümle kurabilir..ben bir insan hakkında kötü düşündüğüm zaman bile..bu benim günlerce üzerine düşeneceğim , ve bu konuyla ilgili nedenleri araştıracağım bir durumdur..

biraz öncede söylediğim gibi, enerjetik çalışmalarda, sınır yoktur..sınırlarımızı kendimiz belirleriz.şimdi bir başka arkadaşımız ın: peki ölümcül bir hastaya 2 nokta uygularsak iyileşirmi dediğini duyar gibiyim..bu yaradanla ölümcül hastalığı olan kişinin arasında olan bir şey..zaten şifacıların/ enerji çalışanlarının kimseyi iyileştirme gibi bir sorumluluğu yoktur..şifa çalışanı kişinin kendi kendini iyileştirme yeteniğini ortaya çıkaran enerjiyi aktarır..iyileşmek hasta olan insanın sorumluluğundadır, işte bu yüzdende bazı insanlar iyileşir, bazı insanlar hasta olmaya devam eder..
benim 2 nokta ( matrix) ve başka çalışmaların sınırları hakkındaki düşüncelerim bunlar..soruna cevap olabileceğini umarım saygılı sevgiler

Ynt: matrix'e hükmedin
 

çekim yasasınında iki nokta yöntemininde en önemli unsuru serbest bırakmak daha önce hp söylenildigi gibi sonuç odaklı olmak enerjiyi serbest bırakmıyor ve yine hep söylenildigi gibi aslında çok basit ama basit oluşu anlamamızı zorlaştırıyor.diger arkadaşlarında söyledigi gibi oyun olarak görmek ve çok basit şeylere uygulayıp deneyim kazanmak sanırım işimizi kolaylaştıracaktır.

Ynt: matrix'e hükmedin
 

smil56 art56art56 ben biliyorum, ve her zaman söylüyorum , sizler harikasınız..böyle devam edin emi..sorunsuz, sınırsız, sonuca odaklanmadan, neyi nasıl yaptığınız değil..ister dokunarak yapın, ister sadece niyet edin, sonuç ortada..2 nokta çalışıyor tebrikler

Ynt: matrix'e hükmedin
 

Etik denilen şey insan'a "göre" değişim gösterir fakat evrensel sisteme göre değişiklik göstermeyen kanunlar vardır, bunlar sabittir ve bütün herşeyi kuşatıcıdır. Dinlerde geçen ahlak kurallarının tamamı evrensel sistemin anlatılmasından ibarettir. Toplumsal ahlakla ilişkili değildir ve bu nedenle görecelide değildir. O nedenle çekim yasasını kullanan herkes, elde ettiği sonuç esnasında meydana gelen (farkettiği ya da farketmediği) her sonuçtan evrensel açıdan sorumludur ve yarattığı etkilere göre karşılığını olumlu ya da olumsuz mutlaka alacaktır.

Ynt: matrix'e hükmedin
 

Cevaplarınız İçin Gerçekten TeşekkürLer.. Benim Anladığım Kısacası İnsanın Düşüncesi Ne Yöndeyse Sınırı Odur OLdu.. Umarım Doğru AnlayabiLmişimdir..


Herkese SevgiLer Ve SaygıLar... onayi

Ynt: matrix'e hükmedin
 

bende zaten bu konuda konuşmadım, dinlerin toplumlara getirdiği yaptımları, tartışmıyoruz..dinlerin toplumlara getirdiği yaptırımlar konusunda, ne kadar özgür olduğumuzu, düşünürsek düşünelim..bir yerde kırılmaz sınırlarımız olduğunu görürüz..hatta bu yaptırımlar içimize o kadar çok işlemiştir' ki günlük ihtiyaçlarımız için bile istek/ arzu/ dilek yükseltirken önümüze çıkar..işte bu yüzden ben kendi sınırlarımı tanımaya çalışırken, ve bu sınırları kırmaya çalışırken, neyin daha doğru olduğunu çok derin düşünerek karar vermeye çalışırım.. sorumluluğu tamamen ve tümüyle üstlenirim..saygılı sevgiler

Ynt: matrix'e hükmedin
 

emin değilim ama evrensel sınırlarıda biz koyuyoruz bence...örneğin bir anda 50 cm uzayamayız düşüncesi evrenin koyduğu bir sınır değil bizim kendimize koyduğumuz bir sınır bana göre...yada bir insanın uçması? eğer çok inanılırsa hatta bu inançtanda öteye giderse bence insan uçabilirde :=) smil56 yada hepimiz Allaha inanıyoruz hemde çok inanıyoruz diyoruz ama aslında varlığından kesin emin değiliz hiçbirimiz çünkü Allaha gerçekten inansaydık sahip olduğumuz inanca yüreğimiz dayanmaz yerinden fırlardı diye düşünüyorum...yani ben hayal ablaya katılıyorum sınırları sadece biz koyuyoruz...aslında bu konu hakkında pek bilgim yok ama böyle bir yorum yapma gereği duydum...

Ynt: matrix'e hükmedin
 

Sevgili hayalayaz,
Ben size karşıt olarak değil tamamlayıcı olarak yazmıştım. Dinlerin getirdiği şeyler yaptırım değildir, mevcut olan enerji akışının, dönüşümünün açıklamalarıdır. Bu benim deneyimlerime göre böyle. Sınırları kırmak ise dediğiniz gibi içe dönüşle mümkündür ve eğer kişi sistemsel bir mesajı kendisine put edinip, sınır haline getirmişse, o şey sistemin mesajı olmaktan çıkar, bilinçaltı bir blokaj olur. Yani aynı şeylerden bahsetmekteyiz. Kişi sorumluluğu üstlenmediği sürece, farkındalıkta derinleşmediği sürece, dönüşüme uğrayamaz. Teşekkürler.