Kayıt ol Yardım Ajanda Bugünki Mesajlar Arama

Uyarılar

Hedefler Makaleler hedefe ulaşmak, hedefe ulaşma, hedeflere ulaşmak, hedeflere ulaşma, hedeflere ulaşmanın yolları, hedeflere ulaşmak için, hedefe ulaşmanın yolları, hedefe ulaşmak için

İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar

Hedef Ön Hazırlık ve Hedefler Makaleler İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız GELECEĞİN DAĞITIM DALGASI Doksanlı yıllarda ve daha ötesinde katma değer yaratmanın en güçlü yollarından biri, bugünün toplumunda servetin dağıtım yoluyla yaratıldığını anlamaktır. Ürünler ve hizmetler sürekli olarak değişmektedir, ama bir şeyi alıp çok sayıda insana ulaştırmanın yollarını keşfedenler her zaman ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Hedefler Makaleler telkin cd indir izle İstanbul Hedefler Makaleler nerededir kimdir Hedefler Makaleler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Hedefler Makaleler hipnoz Hedefler Makaleler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Hedefler Makaleler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Hedefler Makaleler kuantum düşünce kitap haberi

İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 30-04-2011, 06:26 PM   #1 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



GELECEĞİN DAĞITIM DALGASI

Doksanlı yıllarda ve daha ötesinde katma değer yaratmanın en güçlü yollarından biri, bugünün toplumunda servetin dağıtım yoluyla yaratıldığını anlamaktır. Ürünler ve hizmetler sürekli olarak değişmektedir, ama bir şeyi alıp çok sayıda insana ulaştırmanın yollarını keşfedenler her zaman zenginleşecektir. ABD'nin en zenginadamı Sam Walton'un sırrı bu olmuştur.

Kendisi bir dağıtım şirketi kurarak zenginliğe kavuşmuştur. Ross Perot da EDS'de, aynı şeyi enformasyonla yapmıştır. Zaten yüksek değeri olan bir şeyi insanlara nasıl ulaştırabileceğinizi ya da nasıl daha ucuz maliyetle ulaştırabileceğinizi bulursanız, o zaman değer katmanın yolunu da bulmuşsunuz demektir. Değer katmak yalnızca ürün yaratmak değildir. O üründen ya da hizmetten daha çok sayıda insanın yararlanıp hayat kalitelerini artırmasının yolunu bulmak da olur.

Ama tabii, konuyu enine boyuna düşünürsek, insanların parasal durumunun neden kötü olduğunu da anlıyoruz. Evet, sınırlayıcı inançları var da ondan. Ama daha da önemlisi, çoğu insanda olan bir çekirdek inanç onlarda da var. Hiçbir şey yapmadan bir şeyler almak istiyorlar. Örneğin çoğu kişiler, gelirlerinin her yıl artmasını beklerler, şirkete kendi katkıları artmış mı, artmamış mı, onu hiç düşünmezler.

Zamlar aslında artan değere göre olmalıdır. Kendimizi eğittiğimiz, beceri repertuarımızı genişlettiğimiz sürece, kendi değerimizi yükseltmemiz de mümkündür. Elemanlarının katma değer yaratıp yaratmadığına bakmadan habire zam veren bir şirket, sonunda kendini çukurda bulur, ekonomik sıkıntılara düşer ya da silinir gider. Eğer zam isteyecekseniz, istediğiniz farkın en az on katı kadar katma değer yaratmış olmaya bakın.

Şirketler de donanıma yatırım yaparken, donanımın sınırlı getirişi olduğunu anlamak zorundadırlar. Paul Pilzer'in dediği gibi, emek demek, sermaye demektir. Eğer biri yılda 50.000 dolar kazanıyor, ama 500.000 dolarlık değer yaratabiliyorsa, o insanı alıp becerilerini, yeteneklerini, istidadını, tutumunu, eğitimini artırmak, bir milyon dolarlık değer katmasını sağlamak, en istenecek şeydir. 50.000 dolar yatırıp bir milyon dolar almak, çok değerli bir varlığa işaret eder.

Şirketlerin yapabileceği en iyi yatırım, kendi insanlarının eğitimine ve gelişmesine yapacakları yatırımdır.

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 30-04-2011, 06:45 PM   #2 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



"Servet insanın düşünebilme kapasitesinin ürünüdür."
AYN RAND

Ben yıllar boyunca insanlara hayatlarının kalitesini yükseltsinler diye yardım ederken, değerli fikirlerini alıp onlara kullanabilecekleri biçimde geri sundum. Bir değişim teknolojisini alıp etkili bir biçimde teslim etmekle, ben de para sahibi oldum. Ama servetimi patlarcasına artırdığım gün, kendime belli bir soruyu sorduğum gündü: "Her zamankinden daha çok insana nasıl ulaşabilirim? İnsanlara ben uyurken bile nasıl ulaşabilirim?" Bu güçlendirici soruların sonucu olarak, kayıt bantlarımı televizyondan sunmak gibi, daha önce hiç düşünmediğim bir yolla, etkim büyük ölçüde arttı.

Bu iş iki yıl önce oldu. O günden bu yana, Kişisel Güç programımın bantlarından 7 milyon tanesini dünyanın her yanına dağıttık, fikirleri ve enformasyonu paylaştık, günün yirmi dört saatinde insanlara ulaştık! Cassette Productions'daki iş ortaklarım, son yirmi dört ay içinde mesajımı iletmekte kullanılan bantların, ekvator çevresini yirmi kere dolaşabilecek uzunlukta olduğunu tahmin ediyorlar! Bu arada ben de, yalnız bantlardan yararlananların hayat kalitesini yükseltmekle kalmayıp, 75.000 saatlik imalât istihdamı yaratmış olduğumuzun sevincini yaşıyorum. Üstelik buna satış temsilcilerinin harca-
dığı saatler dahil değil.

Katma değer yaratmanın nasıl servet yarattığına dair pek çok örnekler dinlediniz. Formül basit ve güçlüdür. Kendinize, "İçinde bulunduğum herhangi bir çevreye nasıl daha çok değer katabilirim?" diye sorun. İş çevrenizde, "Son on iki ay içinde şirketime nasıl para kazandırdım ya da tasarruf sağladım?" diye sorun. Gerçek katkı hayatı daha zenginleştirir, onun için, kendinizi yalnızca kişisel kazanç uğruna yapacağınız katkılarla simrlamaym. Evinizde, tapınağınızda, okulunuzda, toplumunuzda nasıl değer katabilirsiniz? Eğer kendi aradığınızın en az on katı kadar değer katmanın bir yolunu bulursanız, kendinizi her zaman doyuma ulaşmış hissedersiniz. Eğer herkes sizin örneğinizi izlese, hayat nasıl olurdu, bir düşünün.

İkinci anahtar, servetinizi korumaktır. Servet biriktirmek, büyük miktarlarda para kazanmak için etkin bir strateji bulduğunuzu varsayalım, o parayı nasıl koruyacak, nasıl sürdüreceksiniz? Genel kanının tersine, serveti sürdürmek, sürekli kazanmaya devam etmekle olmaz. Büyük servetler kazanıp sonra bir gece içinde batıran ünlü insanların hikâyesini çok dinlemişizdir. Nice sporcular, yetenekleri sayesinde korkunç paralar almış, ama gelirleri değiştiği anda, edindikleri hayat biçimi o parayı bitirmiştir. Gelir düşünce, isteklerini karşılayamaz olmuşlar, paranın tümünü harcamışlardır. Parayı korumanın bir tek yolu vardır, o da şudur: Kazandığınızdan az harcayın, aradaki farkı yatırıma yöneltin.

Hiç kuşku yok, her ne kadar gözümüze pek çekici gözükmese de, serveti uzun süre devam ettirmenin tek yolu budur. Beni asıl şaşırtan, insanların ne kadar çok kazanırlarsa kazansınlar mutlaka hepsini harcayacak bir yol bulabilmeleri. Finansal Kader seminerlerimize gelenlerin yıllık gelirleri 30.000 dolarla 2 milyon dolar arasında değişiyor, ortalaması da 100.000 tutuyor. Ama en çok kazananlar sınıfına giren bu kişiler sürekli meteliksiz. Neden? Çünkü tüm ekonomik kararlarını, uzun vadeli yerine kısa vadeli düşünerek veriyorlar. Açık seçik bir harcama planları yok, yatırım planları ise hiç yok. Niagara çavlanına doğru ilerleyip duruyorlar.

Servet edinmenin tek yolu, gelirinizin belirli bir yüzdesini ayırıp her yılın başında yatırıma koymaktır. Bunu aslında pek çok insan biliyor. En azından bir %10 ayırıp yatırım yapmak gerektiğini hep duyuyoruz. Ama yapan kişilerin sayısı pek az. İlginç olan nokta da, zengin sayısının da pek az olması! Servetinizi sürdürmenin en güvenli yolu, gelen paranın yüzde onunu, daha o paranın yüzünü görmeden ayırıp yatırmaktır.

İnsan servetini sürdürmek için harcamalarını kontrol altında tutmak zorundadır. Ama bütçe yapmaya kalkışmayın. Siz bir harcama planı yapın. Değişim Sözlükçesi nelere kadir, görüyor musunuz? Gerçekten, eğer bütçeyi iyi kurarsanız, adı zaten harcama planı olur. Sizin açınızdan, ya da eğer evliyseniz, sizin ve eşinizin açısından, nelere para harcayacağınızı önceden bilmek, bir anlık heveslere kapılmamak anlamına gelir. Genellikle karşımıza fırsatlar çıktığında, bir telaş içinde kararlar verir, sonra da pişman oluruz. Ayrıca size bir şey daha söyleyeyim, eğer eşinizle ikiniz, her ay hayatınızın hangi alanına ne kadar para harcayacağınızı açık seçik belirlemişseniz, aranızdaki tartışmaların büyük bir bölümü de ortadan kalkacaktır.

Ne yazık ki çoğu insan kendi bütçelerinin ötesinde bir hayat sürmektedirler. ABD'de 1980 yılında insanların kredi kartlarına toplam borcu 54 milyar dolardı. 1988 sonunda bu para üç katına çıkmış, 172 milyar doları aşmıştı! Böyle bir sistem, parasal felâketi kaçınılmaz kılar. Akıllı olun, kazandığınızdan azını harcayın ve servetinizi sürdürün.

Şimdi diyeceksiniz ki, "Ama yatırımlar beni büyütmeyecek mi?" Evet, ama bir de enflasyonu düşünmeniz gerek. O yüzden de servetinizi sürdürmek için üçüncü bir adım daha atmalısınız.

Üçüncü anahtar, servetinizi artırmaktır. Bunu nasıl sağlarsınız? Demin anlattığım denkleme bir güçlü faktör daha ekleyerek. Servet sahibi olabilmek için, kazandığınızdan az harcamalı, aradaki farkı yatırıma yöneltmeli ve yatırım kazançlarınızı da yatırıma ekleyerek bileşik büyüme sağlamalısınız.

Çoğu insan bileşik kavramının geometrik diziyle artan gücünü duymuş, ama hiçbir zaman anlayamamışlardır. Bileşik faiz demek, yatırımınız sizin için kendi kendine para kazanmaya başlıyor demektir. Çoğumuz ömrümüz boyunca, hayat biçimimizin makinesine yakıt yetiştirebilme uğruna çalışır dururuz. Finansal açıdan başarılı olanlar, paralarının belli bir yüzdesini ayırıp yatırım yapanlar o paranın gelirini de yatırım yapmayı sürdürenler, sonunda o gelirin artık çalışmadan yaşayabilecekleri kadar büyümesi olanağını hazırlayanlardır. Biz buna, sermaye birikiminin sizi iş kritik ağırlığından kurtarması, diyoruz. Finansal bağımsızlığınızı kazanma hızınız, yatırım gelirini harcamayıp yeniden ana paraya ekleme isteğinizle doğru orantılıdır. Böylelikle paralarınızın doğurdukları büyür, çoğalır, siz de sağlam bir ekonomik tabana kavuşursunuz.

Şimdi izninizle size, bileşik yatırımın gücüyle ilgili basit ve çarpıcı bir örnek vermek istiyorum. Bir kumaş peçeteyi (0.7 milimetre kalınlığında) bir kere katlarsanız kalınlık ne kadar olur? Tabii ki 1.4 mm. olur. İkinci kere katladığınızda, 2.8 mm. olur. Üçüncü katlayışta, 5.6 mm. ye varır. Dördüncüde 1 cm 2 mm. olur Beşinci katlayışta ise yaklaşık iki buçuk santime ulaşmış olursunuz. Size sorum şu: Kalınlığın dünyadan aya kadar olan uzaklığa erişmesi için bu peçeteyi kaç kere katlamanız gerek? İşte bir ipucu: ay dünyadan 384.000 kilometre uzaktadır. Şaşacaksınız ama aya otuz yedinci katlamada ulaşırsınız. Ellinci katlamada, tabii kuramsal olarak, peçetenizin kalınlığı aya 1179 kere gidiş dönüş yoluna eşit olur! İşte bileşiğin gücü. Çoğu insanlar küçücük bir paranın bileşik yatırımla ne büyük bir servet olabileceğinin farkında değildir.

Şimdi diyeceksiniz ki, "Harika! Yatırımlarımı bileşik faize koymayı ben de bilirim. Ama neye yatırım yapacağımı nereden bileceğim?" Bu sorunun basit bir cevabı yoktur. Önce parasal amaçlarınızın neler olduğuna karar vermeniz gerek. Neyi elde etmek istiyorsunuz ve onu ne sürede elde etme istiyorsunuz? Risk toleransı'nız nedir, yani hangi risk düzeyinde kendinizi rahat hissedebilirsiniz? İsteklerinizi, ihtiyaçlarınızı ve potansiyel kaygılarınızı iyice anlamadan, neye yatırım yapmanız gerektiği kesinleşemez. Genellikle yatırıma niyetlenenler, mâlî danışmanların kendilerine yol göstermesini beklerler, oysa o danışmanlar da müşterinin gerçek ihtiyaçlarını bilemeyecek kişilerdir.

Finansal hayatınızda yapabileceğiniz en önemli şey, çeşitli yatırım türlerini, bunların muhtemel riskleriyle getirilerini adamakıllı anlamaya karar vermektir. Sorumluluk sahibi danışmanlar, müşterilerinin mevcut yatırım olanaklarını çok iyi anlamasında ve finansal planlara katkıda bulunmasında direnirler. Ortada açık seçik bir yatırım planı yoksa, sonunda parasal başarısızlığa uğrarsınız. Finansal bülten editörü Dick Fabian'a göre "Göstergeler yatırımcıların on yıllık süre sonunda hiç para kazanmadığını göstermektedir. Bu acıklı istatistiğin gerisinde bir takım nedenler vardır. Örnek olarak şunları sayabiliriz:

1) Bir amaç saptamamak;
2) Moda olan yatırımların peşinde koşmak;
3) Mâlî yayınların verdiği haberlere bel bağlamak;
4) Mâlî danışmanların öğütlerine körü körüne uymak;
5) Duygusal hatâlar yapmak, vb.

Bereket versin, bu konudaki sorularınızın cevaplarını bulmak zor değildir. Büyük ustaların yazdığı kitaplarda o cevaplar vardır. Peter Lynch'lerin, Robert Prechter'ların, Warren Buffet'lerin kitaplarında. Ayrıca hayatınızın ihtiyaçlarını karşılayacak bir yatırım planı yapmanıza yardım edecek etkin mâlî danışmanlar da vardır. Para konuları hayatınızda acı ve zevk miktarı üzerinde çok büyük bir rol oynadığı için, mümkün olan en iyi danışmana gitmeye özen gösterin. Bunu yapmazsanız acı çekersiniz. Yaparsanız, rüyalarınızda bile görmediğiniz bir parasal bolluk düzeyine ulaşırsınız.

Şimdi artık servetinizi yaratıp büyütmeye başladığınıza göre parasal başarının dördüncü kilit unsuruna da hazırsınız demektir.

Dördüncü anahtar servetinizi korumaktır. Servet sahibi olmuş pek çok insan, parasız oldukları günlerdeki kadar güvensiz ve güvencesiz duygular içindedir. Zaten insanlar genellikle, kaybedebilecekleri şeyler çoğaldıkça kendilerini daha bir tehlikede hissederler. Neden? Çünkü herhangi bir anda birinin çıkıp kendilerine karşı haksız yere dava açabileceğini, varı yoğu elinden alabileceğini bilirler.

Bu konuda ABD'de durumun ne kadar kötü olduğunu bilmek ister misiniz? 22 Haziran 1991 tarihinde Landon Financial Times'da çıkan bir makaleye göre, 1988 ve 1989 yıllarında bütün dünyada açılmış tüm davaların % 94'ü ABD'de açılmış. Bu ülkede yılda 18 milyon dava açılıyor. Hattâ Amerika Barosunun en son istatistiklerine göre, eğer California'da yaşıyor ve yılda 50.000 dolardan fazla kazanıyorsanız aleyhinize dava açılması olasılığı yüzde yirmi beş. Avrupa'nın yorumuna göre, Amerikalılar işler ters gittiğinde hep suçlayacak birini arıyorlar, davaların inanılmaz çokluğunun nedeni de bu oluyor. Bu sözler ne kadar sert olursa olsun, doğru da. Böyle bir tutum dünyanın hiçbir yerinde yok, üstelik ABD'yi ekonomik olarak yıpratıyor, zamanı, sermayeyi, enerjiyi ziyan sayılacak verimsiz yerlere bağlıyor. Örneğin The Wall Street fournalını geçenlerde bildirdiğine göre, adamın biri sarhoş araba sürerken yanındaki koltukta duran av tüfeğini yerinden kıpırdatmaya çalışmış, tüfek yanlışlıkla ateş almış, adam da ölmüş. Dul kalan eşi, kocasının sarhoşluğunu bilinçlendireceği yerde, tüfek üreticisi şirketi dava etmiş. Tüfeklere sarhoş sürücüler için emniyet kilidi koymadıklarından 4 milyon dolar tazminat istemiş, üstelik de davayı kazanmış!

Yıllarını vererek kazandıkları serveti, hiç hakkı olmayan insanların ellerinden alabileceğini bilmek, çoğu kimseleri sinirli ve tedirgin bir hale getiriyor. İş yükümlülüklerini kuşkuyla üstleniyorlar, yatırım kararları da bundan etkileniyor. Ama bir iyi haber varsa, o da eğer o sıra bir davaya taraf değilseniz, servetinizi korumanın yasal yollarının da bulunması. Bu servetinizi koruma meselesi, meşru borçlarınızdan kaçmak anlamına gelmiyor, yalnızca kendinizi kapris saldırılarından korumak anlamına geliyor. Bazı kimseler dürüst olmayan amaçlarla sizi dava edeceklerdir, bu da iki nedenle olabilecektir. Biri sizi sigortanızı paylaşmak, ikincisi de mal veya paranızı elinizden almak olabilir. Eğer ortada el sürülebilecek bir para yoksa, o zaman gelebilecek tazminata dayanarak avukat tutmaları zor olacaktır. Eğer siz önceden tedbirli davranırsanız servetinizi koruyabilirsiniz, bunun nasıl yapılabileceği de açık seçik bellidir.

Ben mâlî konuları anlama çabalarım sırasında John Templeton gibi tipleri incelemeye başlamıştım. Haksız taleplere servetlerini korumak için ne gibi önlemler aldıklarını yavaş yavaş öğrenmeye başladım. Hayatta herhangi bir durumda, "büyük oyuncular"ın ne yaptığını bilmekte yarar vardır. Onların değerlendirme süreçlerini ve stratejilerini siz de uygulayabilirsiniz. İki yılımı verip, Fortune Yönetim Şirketinin doktor müşterileri için, haksız tazminat taleplerine karşı servet koruma yollarını inceledim. Servet koruma işinin hile ve dolap sayılacağı yolundaki genel inanç yanlıştır. Bu konuda dürüstlükten iyi politika yoktur. Mal ve para varlığınızı saklamak zorunda değilsiniz. Koruyun, yeter. Eğer servetinizi korumak bugün için size önemli görünmüyorsa bile, servetiniz oluşmaya başladığında önem kazanacaktır. Bu konuda yapabileceğiniz çok şey olduğunu bilmenizde yarar vardır.

Beşinci anahtar da servetinizin tadını çıkarmaktır. Pek çok insan ilk dört aşamayı yerine getirmişlerdir. Gerçek değer katarak serveti kazanmanın yolunu öğrenmişler, kazandıklarından az harcayarak onu sürdürmeyi de keşfetmişler, yatırım yapmanın ustası olmuşlar bileşik gelir kazanarak yararlanıyorlardı. Beri yandan, servetlerini korumayı da artık bilmektedirler. Ama yine de mutlu değildirler. Bir boşluk duygusu içindedirler. Nedeni paranın bir amaç olmadığını, bir araç olduğunu henüz anlayamamış olmalarındandır. Oysa siz ve ben onun olumlu etkilerini sevdiklerimizle paylaşmakta olduğumuzdan emin olmalıyız, yoksa paranın hiçbir değeri kalmaz. Gelirinizle orantılı biçimde katkılarda bulunmanın yollarını keşfettiğinizde, hayatın en büyük zevklerinden birini yaşamaya başlayacaksınız.

Size bir şey söyleyebilirim, eğer değer yaratıp para kazanmaya belli bir düzeyde zevk bağlamıyorsanız, para sizde uzun süre kalmaz. Pek çok kimseler eğlenmeye başlamak için belli miktarda para biriktirmeyi beklerler. Ama o zaman da beyinlerine acıyı, servet yaratmaya bağlamayı öğrenirler. Tam tersine yol boyunca kendinizi duygusal olarak ödüllendirmeniz gerekir. Arasıra kendinize bir piyango ikramiyesi vermelisiniz (bunu Bölüm 6'da konuşmuştuk). Bir parasal sürpriz yapın kendinize. Beyniniz de para kazanmanın zevkli ve ödüllendirici bir şey olduğunu öğrensin.

Ayrıca verici olmanın gücünü de unutmayın. Size bir şey anlatayım. Benim parasal durumum ne zaman tersine dönmeye başladı, biliyor musunuz? Birine yirmi dolar vermiştim, oysa aslında verecek yirmi dolarım yoktu... İşte o gün başladı. Kendimi öyle iyi hissettim ki, bu tecrübe hem performansımı, hem de daha çok kazanma kapasitemi etkiledi. Birçok kimseler, "Daha çok param olunca yardım ederim" diye düşünürler. Ama hangisini yapmak daha zor sizce? Bir dolarınız varken on sentini vermek mi, yoksa bir milyonunuz varken yüz bin dolarını vermek mi? Cevap çok açık, değil mi? Size yüzde on rakamının değişmez kural olduğunu söylemeye çalışıyor değilim, ama kazancınızdan birazını ayırıp onu size zevk verecek biçimde vermek için de çaba gösterin. Bunu yapmanın güzelliği, kazancınızdan birazını verirken beyninize elinizde yeterinden fazla para olduğunu söylüyor olmanızdır. Yoksul değilsiniz. Buna inanmak bile hayatınızı değiştirmeye yeter.

Gerçek servet, bir duygudur: bir bolluğa sahip olma duygusudur. Kültürel mirasımız bile zengin sayılmamıza yeter. Kendi yapmadığımız tabloların, kendi bestelemediğimiz müziklerin, kendi kurmadığımız eğitim tesislerinin zevki ve yararı bizim. Ülkenizin parklarına siz sahipsiniz. Şu anda da zengin olduğunuzu bilin ve o servetin zevkini çıkarın. Sizin bolluğunuzun parçalarıdır bütün bunlar. Bu minnet duygusu, daha da çok yaratmanıza yol açacaktır.

Sözlerime son verirken yalnızca şunu söyleyeyim: İnançlarınızı değiştirip parasal durumunuzun kontrolünü elinize almak, kişisel gelişmenin inanılmaz derecede ödüllendirici bir tecrübesi olabilir. Şimdi kendinizi adayın ve bu süreci başlatın.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 30-04-2011, 06:47 PM   #3 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



"Sadakayla kişisel güç tek gerçek yatırımdır."
WALT WHITMAN

Bugünün Ödevi:


1. İnançlarınıza bir göz atın, eğer hizaya girmemiş inançlar varsa onları NAC uygulayarak değiştirin. Çalıştığınız yerde daha fazla değer katacak bir süreç uygulayın. Büyük çapta bir değer katsın. Karşılığında para alsanız da, almasanız da, bunu yapın.

3. En az yüzde on biriktirmeye karar verin, onu hemen ayırıp planlı bir hesaba yatırın.

4. İyi bir antrenör bulun. İster Finansal Kader Grubu profesyonelleriyle temas edin, ister kendi yerel finansal "antrenörünüze" yaklaşın, ama sizinle çalışan kişinin, anlayabileceğiniz bir ayrıntılı finansal plan geliştirmenize yardımcı olmasını sağlayın. Harika birkaç finansal kitap alın. Size zeki ve bilgili yatırım kararları vermeyi öğreten çok iyi kitaplar var.

5. Eğer servetinizin saldırı altında olduğunu hissediyorsanız, bir servet koruma planı geliştirin.

6. Zevki parasal başarıya bağlayabilmek için küçük bir piyango yaratın. Kime özel bir iyilik yapabilirsiniz? Bugün başlamak için takviye olarak kendinize ne yapabilirsiniz? Şimdi artık başka bir adım atmaya hazırsınız, o da...

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 30-04-2011, 06:53 PM   #4 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



KUSURSUZ OLUN: DAVRANIŞ YASANIZ

BEŞİNCİ GÜN

Sonucunuz:
Acaba çok yüksek değerlere sahip olmak, kurallarınızı onları destekleyecek biçimde hizalandırmak, kendinize doğru sorulan sormak ve yine de değerlerinizi ânında yaşayamamak mümkün mü? Eğer kendinize karşı dürüst davranıyorsanız, bunun cevabının evet olduğunu da biliyorsunuzdur. Hepimiz zaman zaman olayların bizi kontrol altına almasına izin veririz, kendi durumumuzu ve o olayların ne anlama geldiği yolundaki kararlan kendimiz kontrol etmez oluruz. Kabul ettiğimiz değerleri sürekli olarak yaşamakta olmamızı sağlayacak açık seçik bir yönteme ihtiyacımız vardır. O değerleri gün be gün gerçekten yerine getiriyor olduğumuzu ölçecek bir şey gerekir bize.

Genç adam yirmi yedi yaşına geldiğinde çok büyük başarılara ulaşmıştı. Çok zekiydi, iyi okumuştu ve dünyayı kuyruğundan yakalamış olduğunu hissediyordu. Ama günün birinde bir şeyin farkına vardı: Pek de mutlu sayılmazdı! Onu sevmeyenler pek çoktu. Kibirli ve baskı yapan biri olarak görmekteydiler onu. Hayatının yönünün artık kendi elinde olmadığını hissediyordu. Kaderi ise hiç elinde değildi.

Hayatının kontrolünü yeniden ele almak için kendine daha yüksek bir Standard koymaya karar verdi. O yüksek standarda ulaşmak için bir strateji benimseyecek sonuçları gün be gün ölçecek bir de sistem oluşturacaktı. Kendine on iki "yüce değer" seçti. Bunlar her gün tatmak istediği durumlardı. Bunların hayatını kendi istediği yöne doğru götüreceğine inanıyordu. Derken bir gün ajandasını eline aldı, bu on iki durumu yazdı, yanına da kareler çizip ayın tüm günleri için kutular ayırdı. "Bu durumlardan herhangi birini her ihlâl edişimde, o günün kutusuna bir küçük siyah nokta koyayım" dedi kendi kendine. "Amacım buraya hiç siyah nokta koymamak. İşte o zaman, bu değerlere göre yaşayıp yaşamadığımı bilirim."

Bu fikrinden öyle gurur duydu ki, ajandayı bir dostuna gösterdi, sistemini anlattı. Dostu ona, "Harika!" dedi. "Ama bence bu değerlere mütevazı olmayı da eklemen gerek." Benjamin Franklin bunu duyunca güldü, listesine on üçüncü değeri de yazdı.

Ben Franklin'in otobiyografisinde bu hikâyeyi, Milwaukee kentinde, salaş bir otel odasında okuduğumu hatırlıyorum. Programım çok yoğundu. Birkaç radyo ve televizyon programına birden çıkacaktım, ayrıca kitap imzalayacaktım, bir de toplantıya katılıp gelenlerin sorularını cevaplayacaktım. Bütün bunlardan bir gece önce, "Pekâlâ, madem geldin, bari zevkle yap" dedim kendime. "En azından, zihnin beslenir bari."

Değerlerle ve değerler hiyerarşisiyle ilgili fikri yeni bulmuştum, kendime de harika bir değerler listesi yarattığıma inanıyordum. Bunları yaşamakla kendimi iyi hissedeceğim bir listeydi. Ama Ben'in listesini düşünürken kendi kendime, "Evet, sevgiyi bir değer olarak listeye aldın, ama şu anda için sevgi dolu mu?" diye sordum. "Katkıda bulunmak, senin en baş değerlerinde biri. Ama şu anda bir katkıda bulunuyor musun?" Cevap hayırdı. Harika değerlerim vardı, ama onlara göre yaşayıp yaşamadığımı an be an ölçmüyordum. Sevgi dolu bir insandım ama geriye baktığımda, pek de sevgi dolu davranmadığım nice anlar buluyordum!

Oturup kendi kendine sordum: "En yüksek ve en iyi halimde olsam, ne durumda olurdum? Ne olursa olsun, her güne hangi durumları sokmam gerek? Çevre ne olursa olsun, karşımda ne zorluklar bulunursa bulunsun, ben bu durumların her birine günde en az bir kere gireceğim!" Kendime seçtiğim durumlar arasında şunlar vardı: dost canlısı, mutlu, sevgi dolu, dışa dönük, neşeli, güçlü, cömert, çılgın, ihtiraslı ve keyifli. Bu durumların bazıları değerlerimin aynısıydı, bazıları da değildi. Ama biliyordum ki, eğer bunların her birini her gün bir kere gerçek anlamda yaşarsam, sürekli olarak kendi değerlerimi yaşıyor olacağım. Tahmin edebileceğiniz gibi, bu çok heyecan verici bir sürecin başlangıcı oldu!

Ertesi gün radyo ve televizyon programlarına çıktığımda, kendimi bilerek o durumlara soktum. Mutluydum, sevgi doluydum, güçlüydün, komiktim, söylediklerimin bir katkıda bulunduğuna inanıyordum... Yalnız beni programa davet edenlere değil, programı seyredip dinleyenlere de. Daha sonra alışveriş merkezine, kitapçı dükkânında kitaplarımı imzalamaya gittim. Oraya vardığımda müdür bana yüzünde kaygılı bir ifadeyle yaklaştı, "Küçük bir sorun var, Bay Robbins" dedi. "Bugün kitap imzalayacağınızın ilânı yarınki gazetede çıkıyor!"

Eğer bu bana, Ben Franklin'in listesini okumadan önce olsaydı, pek kendine özgü bir tepki gösterirdim. Ama yeni listem kafamda olduğu için şöyle düşündüm: "Ben ne olursa olsun bu durumlarda yaşamaya karar verdim. Bu da, her gün kendi yasama göre yaşayıp yaşamadığımı kontrol etmek için çok güzel bir sınav!" Kitapları imzalayacağım masaya yürüdüm, çevreme bakındım. Kimseler yoktu. Alışveriş merkezinde dolaşan insanların sayısı pek azdı.. Hiç heyecan bulunmayan bir yerde, ben nasıl heyecan yaratabilirdim?

İlk aklıma gelen, çılgınca davranmak oldu. Ne de olsa, lis-
temde vardı çılgınca davranmak. Kendi Sınırsız Güç kitabımdan bir tane aldım, türlü acayip sesler çıkararak okumaya başladım: "Oooo! Ahhh! Vay canına, doğru mu bu?"

Çok geçmeden, bir kadın yakınımdan geçerken benim kitaba tepkim ilgisini çekti. Besbelli yaman bir kitap olmalı diye düşündü, durdu, ne okuduğuma baktı. Ona bunun ne inanılmaz bir kitap olduğunu anlatmaya başladım, içindeki en müthiş hikâyelerden, tekniklerden örnekler verdim. Derken bir başkası yaklaştı, bu patırtının nedenini anlamaya çalıştı. Az sonra başkaları da gruba katıldı. Yirmi dakika içinde çevreme yirmi otuz kişi birikmiş, bulduğum bu müthiş kitap hakkında bir şeyler duymaya çalışıyorlardı.

Sonunda onlara, "En iyi yanı da nedir, biliyor musunuz? dedim. "Ben bunu yazanın çok yakın arkadaşıyım!" İlk duran kadının gözleri parladı. "Sahi mi?" Kitabı kaldırıp arka kapağı gösterdim. "Tanıdık biri mi?" diye sordum. Kadının soluğu boğazına tıkanır gibi oldu, sonra güldü. Herkes güldü. Oturup kitapları imzalamaya başladım.

Çok başarılı bir gün oldu. Hepimiz çok eğlendik. Olayların benim hareketlerimi ve algılarımı kontrol etmesine izin vermektense, Kendi Davranış Yasam dediğim şeye göre davranmayı seçmiştim. Bu durumlara göre yaşar, gerçekten olduğum kişi gibi davranırken, bir yandan da değerlerimi yerine getirdiğimi bilmek özellikle doyum veriyordu.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 30-04-2011, 06:56 PM   #5 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



"Yaptığınız işe inancınızı katın."
RALPH WALDO EMERSON

Ben Franklin'le ben Davranış Yasası sahibi olan tek kişiler değiliz. On Emir nedir ki sizce? Ya İzci Yasası? Ya askerlerin davranış kuralları? Bir de İyimserler Kulübü Düsturu oluşturamaz mıyız?

Kendi yasanızı yaratmanın bir yolu, var olan davranış yasalarını gözden geçirmektir...

İYİMSERLER KULÜBÜ DÜSTURU


Güçlü olmaya ve hiçbir şeyin huzurunuzu bozmasına izin vermemeye;

Her karşılaştığınız insanla sağlık, mutluluk ve varlık konusunda konuşmaya;

Tüm dostlarınıza kendilerini değerli hissetmeye;

Her şeyin güneşli tarafına bakmaya ve iyimserliğinizi göstermeye;

Hep en iyi şeyleri düşünmeye, en iyi şeyler için çalışmaya ve en iyi şeyleri beklemeye;

Başkalarının başarısı için de kendi başarınız için olduğu kadar heves göstermeye;

Geçmişin hatalarını unutup gelecekte daha büyük başarılara doğru gitmeye;

Her zaman neşeli bir yüzle dolaşıp her karşılaştığınız yaratığa gülümsemeye;

Kendinizi geliştirmeye çok zaman ayırdığınız için başkalarını eleştirecek zaman bulamamaya;

Kaygılanmayacak kadar büyük, kızmayacak kadar soylu, korkmayacak kadar güçlü, üzülmeyecek kadar mutlu olmaya;

Kendi kendinize söz verin.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 30-04-2011, 06:58 PM   #6 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar


UCLA'nın büyük basket antrenörü John Wooden on iki yaşında ilk okulu bitirdiğinde, babası ona yeni maddelik bir düstur vermiş. John o düsturun tüm hayatı ve kariyeri üzerinde en güçlü etkileri yaptığını anlatıyor. Hayatının her gününde uyduğu düstur şöyle:

JOHN WOODEN'İN YEDİ MADDELİK DÜSTURU: "KENDİ DEĞERİNE ULAŞMAK"

1. Kendine karşı dürüst ol.

2. Her günü kendi şaheserin haline getir.

3. Başkalarına yardım et.

4. İyi kitaplardan bol bol su iç.

5. Dostluğu güzel sanatlardan biri haline getir.

6. Yağmurlu gün için bir sığınak yap.

7. Her gün sana yol gösterilmesi için dua et ve her gün haline şükret.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 30-04-2011, 07:03 PM   #7 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



"Hayatınızla vereceğiniz vaaz, dudaklarınızla vereceğinizden iyi olur."
OLIVER GOLDSMITH


Bugünün Ödevi:


1. En yüksek ilke ve değerlerinize göre yaşamak için her gün tatmaya karar verdiğiniz durumların bir listesini yapın. Listenin hayatınıza hak ettiğiniz zenginliği ve çeşitliliği katacak kadar uzun olmasını, ama yine de bu durumların her birine her gün girebilecek kadar kısa olmasına özen gösterin. Çoğu kişilere göre, yediyle on arasındaki bir sayı idealdir.

Sürekli olarak hangi durumlarda olmak istersiniz? Mutlu?, Dinamik?, Dost canlısı?, Bağlı?, Neşeli?, Minnet dolu?, İhtiraslı?, Dengeli?, Serüvenci?, Eğlendirici?, Çılgınca davranan?, Cömert?, Zarif? Bu durumların bazıları yaklaşma değerlerinizin tıpkısı olabilir, bazıları da sizi her gün değerlerinize yaklaştıracağını hissettiğiniz şeyler olabilir.

2. Listenizi tamamladıktan sonra, her birinin yanına bir cümle yazıp, bunu gerçekleştirmekte olduğunuzu nereden bileceğinizi tarif edin... Ani bu durumlar için kurallarınızı yazın. Örneğin: İnsanlara gülümsediğim zaman, neşeliyim demektir"; "Beklenmedik eğlenceli bir şey yaptığım zaman çılgınca davranıyorum demektir"; "Hayatımdaki iyi şeyleri hatırladığım zaman minnet doluyum demektir."

3. Bunların her birini günde en az bir kere hissetmeye karar verin. Belki Davranış Yasanızı bir kâğıda yazıp cüzdanınızda taşımak, iş yerindeki masanıza, yatağınızın başucuna koymak istersiniz. Gün içinde arasıra o listeye bakıp kendi kendinize, "Bugün bunlardan hangilerini tattım? Hangilerine henüz sıra gelmedi ve akşamdan önce onları nasıl tadabilirim?" diye sorun.

Eğer Davranış Yasanıza gerçekten adanırsanız, ne inanılmaz duygular içinde olacağınızı düşünün! Artık olaylar sizi kontrol edemez, onu biliyorsunuz. Çevrenizde ne olursa olsun, kendinize hakim olursunuz ve yarattığınız vizyona göre yasarsınız. Kendinizi daha yüksek bir standarda adamanın ve her gün neler hissedeceğinizi kendiniz saptadığınızı bilmenin, en yüksek düzeyde davranacağınızdan emin olmanın getirdiği müthiş bir gurur duygusu vardır.

Wayne Dyer geçenlerde benimle harika bir metaforunu paylaştı. Konu insanların, davranışları için kendilerini nasıl hissettiklerini suçlayışlarıyla ilgiliydi. "Baskı olumsuz davranış yaratmaz" diyordu. "Kendini bir portakal gibi düşün. Portakalı sıkarsan, tüm baskı dıştan gelirse, ne olur? Suyu çıkar, tamam mı? Ama baskı yapıldığında dışarı çıkan şey, zaten portakalın içinde var olan bir şeydir."

Ben de diyorum ki, kendinizi daha yüksek bir standarta bağlayarak, içerne nelerin var olacağına siz karar verin. Baskı geldiğinde, çıkan şeyler iyi şeyler olsun. Ne de olsa, işler her zaman bal börek olmaz. Yasanıza göre yaşamak ve CANÜ ilkelerini uygulayıp yönünüzü çizmek size kalmıştır. Unutmayın, karakterinizi kurgulayan ve kimliğinizi biçimlendiren, her gün kim olduğunuzdur, yaptığınız küçük ve büyük hareketlerdir.

Bu konuda yapabileceğiniz en büyük eylemlerden biri de...

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 30-04-2011, 07:06 PM   #8 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



ZAMANINIZI VE HAYATINIZI ELİNİZE ALIN


ALTINCI GÜN

Sonucunuz:
Zamanın doyum ve stres düzeylerinizi yönetmesine izin vermektense, onu kendi avantajınıza kullanmayı öğrenin. Eğer hiç stres hissettinizse (kim hissetmemiştir ki!) herhalde nedeni, istediğiniz şeyi istediğiniz kalitede yapmaya zaman bulamamış olmanızdandır. Bu hırslanma duygusunu belki yalnızca o ânın gerektirdiklerine odaklandığınız için hissetmiş olabilirsiniz. O ânın gerekleri, o ânın zorlukları, o ânın olayları. Böyle stresli ve aşırı yüklü bir durumda, etkinliğiniz hızla azalır. Çözüm basittir: Odaklandığınız zaman çerçevesinin kontrolünü elinize alın. Eğer şimdiki zaman stresliyse, zorluklarla başa çıkma konusunda daha zekice davranabilmek için geleceğe odaklanın, o işin başarıyla tamamlanmasını ya da karara bağlanmasını düşünün. Bu yeni
odak derhal durumunuzu değiştirecek, size olayları şimdiki zamanda da tersine çevirmek için gerekli kaynaklan sağlayacaktır.

Stres çoğu zaman, belli bir zaman çerçevesi içinde "sıkışma" sonucudur. Bunun bir örneği, kişinin kendi geleceğini güçsüzleştirici bir biçimde düşünme durumudur. Bu kişiye veya kendinize böyle bir durumda yardım etmek için, şimdiki zamanda neler yapabileceklerine odaklanmayı sağlamanız gerekir. Bazı kimseler de, onlardan bir zorluğu aşmaları istendiğinde, yalnızca geçmişlerindeki zayif performansa odaklanırlar. Geçmiş zamanda kaldıkları sürece stresleri artar.

Şimdiki zamana ya da olumlu bir geleceğin beklentisine dönmekle, duygusal durumunuzu bir anda değiştirebilirsiniz. Demek ki duygularımız, o anda hangi zaman çerçevesi içinde iş görüyorsak, onun güçlü etkisinde kalmaktadır.
Zamanın zihinsel bir yapı olduğunu biz genellikle unuturuz. Zaman tümüyle izafîdir ve bizim zaman tecrübemiz de hemen hemen tümüyle zihinsel odağımızın sonucudur. Uzun süre demek, ne demektir? Duruma bağlı, öyle değil mi? Kuyruğa girip 10 dakika beklemek, sonu gelmez bir şey gibi gözükebilir, ama bir saat boyunca sevişmek şimşek gibi gelip geçer.

Zaman algımızı inançlarımız da bir süzgeçten geçirir. Bazı kimseler için uzun süre, yüzyıl demektir. Bu tip insanlar nasıl farklı yürürler, nasıl farklı konuşurlar, amaçlarına nasıl farklı bakarlar, ayrı zaman çerçeveleri içinden iş görürken birbirleriyle ilişki kurmaya nasıl çaba gösterirler, düşünebiliyor musunuz? İşte zaman becerisi edinmek bu yüzden önemli bir hayat becerisi sayılır. Zaman tecrübenizi esnekleştirebilme yeteneği, hayat tecrübenizi biçimlendirme yeteneği demektir.

Bugünkü egzersizler için önce üç "zaman tasarrufu" yöntemini gözden geçirip uygulamayı öğrenelim.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 30-04-2011, 07:08 PM   #9 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



1. ZAMANI ÇARPITMA YETENEĞİ

Odağınızı değiştirme yoluyla zaman çerçevelerini de değiştirme yeteneğini edindikten sonra, zaman becerisinin ikinci önemli aşamasına gelmişsiniz demektir, o da zamanı çarpıtma, bir dakikayı bir saat gibi, bir saati bir dakika gibi algılayabilme becerisidir. Bir konuya kendinizi bütünüyle kaptırdığınızda zamanı nasıl unuttuğunuza hiç dikkat ettiniz mi? Neden oluyor o? Çünkü artık zamana odaklanmıyorsunuz. Daha az zaman ölçümü yapıyorsunuz. Odağınızı daha zevkli bir şeye çevirmişsiniz, o yüzden de zaman daha çabuk geçiyor.

Unutmayın ki kontrol sizin elinizde. Odağınızı bilinçli olarak yönlendirin ve zamanı nasıl ölçeceğinize de bilinçli olarak karar verin. Eğer habire saatinize bakıyorsanız, zaman geçmek bilmez. Bir kere daha tekrarlamakta yarar yar, zaman tecrübenizi odağınız kontrol eder. Zamanın kullanımını siz nasıl tanımlarsınız? Zaman harcamak diye mi, zaman ziyan etmek diye mi, zaman öldürmek diye mi? "Zaman öldürmek cinayet değil, rdır" diye bir söz vardır, bilir misiniz?

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 30-04-2011, 07:11 PM   #10 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



2. ÖNEMLİ BİR KONU

İkinci ve belki de en önemli nokta, zamanınızı ne yapacağınızı kararlaştırırken sizi kontrol eden şeyin aciliyet ve önem olduğunu, dolayısıyla da kendi kişisel tatmin düzeyiniz olduğunu anlamaktır. Ne demek istiyorum, diye mi soruyorsunuz? Bakın, size şöyle bir şey sorayım: Deli gibi çalışıp listenizde o gün yapılacak işler olarak gösterilenlerin hepsini bitirdiğiniz, ama akşam olunca yine de kendinizi tatmin olmamış hissettiğiniz oldu mu hiç?

Bunun nedeni, o an için acil olan ve dikkatinizi gerektiren şeylerin hepsini yaptığınız halde, esas önemli olan şeyi yapmamış olduğunuzdandır. O da uzun vadede fark yaratacak olan şey ya da şeylerdir. Tam tersine, bazen de günlük gereklerin yalnızca birkaçını yapabilmiş olduğunuz halde, akşam olduğunda çok önemli bir gün yaşamış olduğunuzu hissedersiniz. İşte böyle günler, acil şeyler yerine önemli şeylere odaklandığınız günlerdir.

Acil işler hayatımızı kontrol ediyor gibi görünmektedir. Telefon çalar. O anda biz önemli bir şey yapıyoruzdur, ama yine de telefona cevap vermek zorunda kalırız. Ya bir şey kaçırırsak? İşte bu, acil olana yönelmemizin tipik bir örneğidir. O telefonu açmasanız belki çok önemli bir anketi kaçırırsınız! Ama beri yandan hayatımızda fark yaratacağını bildiğimiz bir kitap satın alırız, ama onu okumayı defalarca erteleriz, çünkü gelen postayı açmak, gaz deposunu doldurmak, televizyon haberlerini dinlemek falan derken onu bir türlü araya sıkıştıranlayız. Zamanı yönetmenin gerçek anlamda ustası olmak için, her günkü programınızı yaparken, zamanın çoğunu, acil işlere değil, önemli işlere ayırmak gerekir.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
anthony robbins, içindeki devi uyandır, kitap özeti, sınırsız güç

« Sır (The Secret) E-Kitap... | Hedefler Nasıl Gerçekleşir ? »

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar

Hedef Ön Hazırlık ve Hedefler Makaleler İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız GELECEĞİN DAĞITIM DALGASI Doksanlı yıllarda ve daha ötesinde katma değer yaratmanın en güçlü yollarından biri, bugünün toplumunda servetin dağıtım yoluyla yaratıldığını anlamaktır. Ürünler ve hizmetler sürekli olarak değişmektedir, ama bir şeyi alıp çok sayıda insana ulaştırmanın yollarını keşfedenler her zaman ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Hedefler Makaleler telkin cd indir izle İstanbul Hedefler Makaleler nerededir kimdir Hedefler Makaleler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Hedefler Makaleler hipnoz Hedefler Makaleler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Hedefler Makaleler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Hedefler Makaleler kuantum düşünce kitap haberi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 01:36 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.