Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Geliştiren Yazılar (http://www.hayatimdegisti.com/forum/gelistiren-yazilar/)
-   -   Her yeni güne 1 tane... (http://www.hayatimdegisti.com/forum/gelistiren-yazilar/614211-her-yeni-gune-1-tane.html)

matri 05-08-2010 03:56 PM

Cevap: Her yeni güne 1 tane...
 
Ve şimdi, onun güzelliğine taptığım için,
Kendime kızmam gerektiğini düşünüyorum.
Yine de onun Ölümünün intikamı olağanüstü bir
şekilde alınmalıdır.
İpek böceği emeğini senin için mi harcıyor?
İpekten yumağını senin için mi açıyor?
Bir anlık şaşkınlığın küçük kârı için,
hanımefendiler için, beyefendiler satışa
çıkarılır mı?
Şu adanı niçin doğru yoldan sapar da hayatını
hakimin dudaklarından dökülecek
bir cümleye teslim eder?
Beslediği at ve adamların yiğitliklerini onun
uğruna harcamak için mi?
Böyle bir şeyi soylu göstermek için mi?


-eliot-

bigokyanus 06-08-2010 12:29 PM

Cevap: Her yeni güne 1 tane...
 
Gözlerine baktığım zaman susmanın bir sebebi olmalı.
Bana kendini anlat. Korkularını, dileklerini söyle bana.
Aşktan ne bekilyorsun? Dostluk mu? Al, istediğin kadar...
Yüreğimi apaçık önüne seriyorum işte! Orada sevdiğin,
istediğin ne varsa al, senin olsun. Sana arzularımın
ötesinden sesleniyorum.

Aydınlık! Sen en güzel aydınlık! Bizi bırakma.
Kalplerimizde girmediğin köşe kalmasın. Çek,
kurtar bizi insan yaradılışımızın korkunç
karanlığından. İçimizde, tâ derinlerde kükreyen
o vahşi hayvanı sustur. Düşüncemizi tırmalayan
o kanlı pençelerden kurtar bizi. Unutulmuşların
dünyasında biz unutmak istemiyoruz.

Hadi sevdiğim sen de aç yüreğini. Dostluğun
o ölümsüz ışığı dolsun içine. Saçlarımı okşadığın
zaman, annemin eli sanmalıyım ellerini.
Dudaklarından yalnız aşkın hazzını değil,
dostluğun doyulmaz içkisini de içmeliyim.
Bana önce insanlığımı öğret, bana unutmamayı
öğret. Seni hiç unutmak istemiyorum. Bilinmeyen
içkilerin en zevk dolu sarhoşluğunda yaşayalım seninle.
Kurtulalım bu korkulardan, bu çaresizliklerden.

Beni hiç unutmayacaksan sev, usanmayacaksan sev.
Birlikte yaşayacağımız her dakika ömrümüzün bir yılına
bedel olmalı. O dakikaları, hatıraların sonsuz
mezarlığına gömeceksek hiç yaşamayalım.

Önce zamandan kurtullmalıyız öyleyse, önce
zamandan kurtulmalıyız. Birbirini yenilemeli saatlerimiz.
Yarın, bu günü aratmamalı. Yerçekiminden
kurtulurcasına aşmalıyız zamanı seninle.
O dost zamanı, o dostça zamanları.

Bana ´gel´ dediğin anÿ; mesafeler de anlamını kaybetmeli.
Yolları dakikalarla, günleri kilometrelerle ölçmemeliyiz.
Beraberliğimiz, bütünlüğümüz hiç bitmemeli.
O hiç sönmeyen dostluk ateşinin çevresinde
hep böyle elele, dizdize olalım. Ne yağmur
söndürmeli o ateşi ne rüzgâr. Yüreklerimiz hep
böyle ışıl ışık olmalı alevlerinde.

Hadi sevdiğim, sen de aç yüreğini.
Bana kendinden bahset. Hep ben ol, durmadan
ben ol istiyorum. Dudaklarım kurudu bak!
Bir yudum su ver güzelliğinin pınarından.
Acıktım dersem iyiliğinle doyur beni. Üşüyorsamÿ;
yalnız dostluğunun ateşinde ısınsın ellerim.

Benim olma demiyorum. Ama önce ben ol.
İnan, ben hep senin olacağım,
baştanbaşa sen olduğum için.

Aşkta kaybettiklerimizi dostlukla tamamlayalım.
Gel, aydınlık bizi bekliyor!


Ümit Yaşar OĞUZCAN ( Sahibini arayan mektuplar )

kumsal1980 07-08-2010 10:38 AM

Cevap: Her yeni güne 1 tane...
 
Sevgilerde / Behçet Necatigil

Sevgileri yarınlara bıraktınız
Çekingen, tutuk, saygılı.
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı.

Bitmeyen işler yüzünden
(Siz böyle olsun istemezdiniz.)
Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı.

Siz geniş zamanlar umuyordunuz,
Çirkindi dar zamanlarda bir sevgiyi söylemek.
Yılların telaşlarda bu kadar çabuk
Geçeceği aklınıza gelmezdi.

Gizli bahçenizde
Açan çiçekler vardı,
Gecelerde ve yalnız.
Vermeye az buldunuz
Yahut vakit olmadı
.

bigokyanus 10-08-2010 10:15 AM

Cevap: Her yeni güne 1 tane...
 
DESEM Kİ
http://www.e-sehir.com/siirler/images/503bar.gif

Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Sende tattım yemişlerin cümlesini.
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin!
Desem ki...
İnan bana sevgilim inan,
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi farkedemezsen,
Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.



Cahit Sıtkı TARANCI



bigokyanus 11-08-2010 11:25 AM

Cevap: Her yeni güne 1 tane...
 
ABD'li otomotiv üreticileri Dünya üzerindeki otomobil fabrikalarını dolaşıp yeni teknolojiler ve uygulama durumunu inceliyorlarmış. Japonya'da Mazda fabrikasının girişinde bir çok kafes ve içinde kedi olduğunu görüp ilgili mühendise sormuşlar. Japon mühendis şüöyle açıklamış:
- Biz ürettiğimiz otomobillerdeki yalıtımı kontrol etmek için her 1000 otomobilden bir tanesinin içine bir kedi koyup kapılarını ve camlarını kapatıp akşam eve gideriz. Sabah geldiğimizde kedi havasızlıktan öldüyse yalıtımba bir problem yoktur, ama eğer kedi yaşıyorsa üretimde bir sorun olduğunu anlayıp tüm üretim kademelerini gözden geçiririz.
Deyince ABD'li mühendisler hayran kalmışlar. Daha sonra Türkiye'deki fabrikaları gezerlerken TOFAŞ'ın girişinde benzeri kafesleri ve içindeki kedileri görmüşler. Teknolojiyi hemen öğrenip uyguladığı için TOFAŞ'a hayran kalmışlar. Yinede Türk mühendisten açıklama istemişler. Bizim mühendis anlatmaya başlamış:
- Biz ürettiğimiz otomobillerdeki yalıtımı kontrol etmek için her 1000 otomobilden birisinin içine bir kedi koyup akşam eve gideriz. Sabah geldiğimizde kedi arabanın içinde ise bir sorun yoktur. Eğer kedi kaçtı ise üretimde bir sorun olabilir diye düşünürüz ama yinede üretime devam ederiz... girlhaha

matri 11-08-2010 06:13 PM

Cevap: Her yeni güne 1 tane...
 
Alıntı:

bigokyanus Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 761601)
ABD'li otomotiv üreticileri Dünya üzerindeki otomobil fabrikalarını dolaşıp yeni teknolojiler ve uygulama durumunu inceliyorlarmış. Japonya'da Mazda fabrikasının girişinde bir çok kafes ve içinde kedi olduğunu görüp ilgili mühendise sormuşlar. Japon mühendis şüöyle açıklamış:
- Biz ürettiğimiz otomobillerdeki yalıtımı kontrol etmek için her 1000 otomobilden bir tanesinin içine bir kedi koyup kapılarını ve camlarını kapatıp akşam eve gideriz. Sabah geldiğimizde kedi havasızlıktan öldüyse yalıtımba bir problem yoktur, ama eğer kedi yaşıyorsa üretimde bir sorun olduğunu anlayıp tüm üretim kademelerini gözden geçiririz.
Deyince ABD'li mühendisler hayran kalmışlar. Daha sonra Türkiye'deki fabrikaları gezerlerken TOFAŞ'ın girişinde benzeri kafesleri ve içindeki kedileri görmüşler. Teknolojiyi hemen öğrenip uyguladığı için TOFAŞ'a hayran kalmışlar. Yinede Türk mühendisten açıklama istemişler. Bizim mühendis anlatmaya başlamış:
- Biz ürettiğimiz otomobillerdeki yalıtımı kontrol etmek için her 1000 otomobilden birisinin içine bir kedi koyup akşam eve gideriz. Sabah geldiğimizde kedi arabanın içinde ise bir sorun yoktur. Eğer kedi kaçtı ise üretimde bir sorun olabilir diye düşünürüz ama yinede üretime devam ederiz... girlhaha

yok dah aneler :))
koptum yaa :)) cok guzeldi

tuuba_2883 11-08-2010 09:00 PM

Cevap: Her yeni güne 1 tane...
 
"...kaç acı birden imtihan etti beni
bir tek gece vardır insanın hayatında
ömür boyu sürer nöbeti
bu da öyleydi
iyi ol
sağ ol
uzak ol
ama bir daha görme beni..."

Murathan Mungan

bigokyanus 16-08-2010 11:07 AM

Cevap: Her yeni güne 1 tane...
 
ANNE KİMDİR / NEDİR?


Bir erkek çocuğun kaleminden çıkmış ..

ANNE, dünyada karşılık beklemeden börek yapan tek insandır. Karşılıksız sevginin ete
kemiğe bürünmüş halidir! Ne kadar üzsen de 10 Dakika sonra seni affeden zarif bir
memeli türüdür, yağlı bile olsa tiksinmeden saçını okşayan, kucağına yatıran, öpüp
koklayan tek varlıktır,meleğin süt verebilenidir.
Yarasın diye muhallebinin içine ciğer katarak çocuğuna yediren manyaklık derecesinde
yaratıcıdır.Yemek yemeyen çocuğun dikkatini çekmek için elindeki tencere ve
Tavalarla maymunluk yapabilen kişidir, kafayı çocuklarıyla bozmuş,göbek bağı kopsa
da yürek bağı asla kopmayan, sevgi dolu fedakar İnsan di şisidir, bulaşık, ütü, vb
yaparken bile otomatik olarak çene çalan, kendi kendine konuşan, kadın dırdır denen
mereti erkeklere daha küçükten belletendir . Yemek uzmanı, düzen insani, bilgili,
kültürlü her şeyi bilen şahsiyettir, yavrularını yol tarafından değil, kaldırım
tarafından yürütendir, Dizi dizi incidir lakin gerektiğinde laf sokma dalında da
birincidir, sevgiliden ayrılma haberi verildiğinde, 'amaaan ben sana daha güzelini
bulurum' diyebilen komik bir karakterdir. 'Oğlum aradım yoktun. Bende mesaj atayım
dedim sana. Gelince ara beni EMI aslan evladım. Şapkasız çıkma o karda.

Kara börülcem benim öptüm annen , şeklinde mesajlar atabilen, teknolojiyi ısrarla
reddeden, kabullenemeyen, kafasına göre Yorumlayan bilişim düşmanıdır .. *** AMA ...
AMA dünyanın en güzel kucağına sahip, en güzel kokan, harikulade bir varlıktır ,
olmadık yerlerde iyi ki doğurmuşum Ulen seni!' diyen ve benim hatırıma benimle
Freddy mercury dinleyen bir sabır ağacıdır,evlatlarını asla ayırmayan, aynı zamanda
birbirinden koruyan güç abidesidir evde bir yere uzandığınız an orada temizlik
yapacağı tutan, temizlik konusunda kayışı kopardığından temizlikçi gelecek diye evi
temizleyen balans ayarı kaçmış temizlik kaynağıdır,Mutfakta yasayan, evde Herkesi
idare Eden bir tür canlıdır. Sevginin güçlerini birleştirdiği sonsuz bakiredir !!
oğlunun damat - kızının gelin olduğunu görünce, çocuğu mezun olunca,çocuğu gol
atınca,çocuğu hasta olunca, çocuğu askere gidince, asmalı kabağı seyredince, Dolar
yükselince velhasil buna benzer bir sürü şeye ağlayabilen, bumesajı okurken
duygulanıp - gözleri dolabilen,ağlamaya Meyilli bir yapısı olan duygu pınarıdır, son
kiiii üç dört; Uzakta dursa da yakın hissedilen, canı hep istenen, asla
vazgeçilmeyen, Dizinin dibinde olmak istenen, evlatların varlığını varlığına armağan
edebileceği, *** ıslak - kuru AMA heeeep duygulu*** en önemlisi; kıçı başı oynamayan
Tek kadın modelidir ...

bigokyanus 17-08-2010 09:39 AM

Cevap: Her yeni güne 1 tane...
 
Hz.Mevlana

Birgün Mevlana eve girer ve hanımı ona sorar; bu kadar aşıksın Mevlaya şükürler ...olsun bu aşkı yaşayıp yaşatana peki bana ne kadar aşıksın der;
Mevlana hanımına şöyle der;
Sen benim;Yaradan’dan ötürü yaradıLanı sevişim,Bir adım geLene on adım gidişimsin...Ve herkesi oLduğu gibi kabuL edişimsin...Sen benim;Bugünüme şükür... ve... yarınıma dua edişim,AzLa yetinişim, çoğa göz dikmeyişimsin,Ve kapanmayan avuç içimsin...

bigokyanus 18-08-2010 04:22 PM

Cevap: Her yeni güne 1 tane...
 

Çok hoş bir hikaye

Bir zamanlar üniversiteli bir delikanlı ,hergün bindiği metroda o kızı görür , saçları altın sarısı ,gözleri okyanus mavisi ve hiç açıldığını görmediği dudakları kiraz kırmızısı.Her sabah o trenin hangi vagonuna ve hangi saatte biniceğini hesaplayarak çıkar evinden delikanlı.Aradan aylar geçmiştir ama kız bir kez olsun farketmemiştir delikanlıyı! Üniversiteli aşık her sabah gözlerinin ayarını hiç bozmadan bir yolunu bulup onunla göz göze gelmeye adar hayatını.Ve işte öyle günlerden birinde , delikanlı biraz geç kalır metro nun kalkış saatine , tam merdivenlerden inerken birinin daha aynı kapıya ımaz derler bilirsiniz! onunla beraber koştuğunu farkeder başını çevirdiğinde. O kızdır onunla aynı anda geç kalan,ama güzel sarışın bakışlarıyla olduğu yerde durup ,ona bakakalan genç adamı geride bırakarak tam kapıların kapanmasına yakın , atar kendini vagona....

Genç üniversiteli vagondan içeri süzülen kalp sancısını izler istasyondan.Ve işte aylardır başarmaya çalıştığı şeyi o an başarır genç adam ,kız kendisini çaresiz bir şekilde izleyen o şaşkın ve bir o kadar üzgün bakışları farketmiştir arttık.O da kilitlenir ister istemez genç adama içinde tanımlayamdığı duygulara ev sahipliği yaparak.Genç adamsa oturup bir sonraki treni bekler ertesi sabah tekrar karşılaşmak umuduyla.Kısa bir beklemeden sonra karşıdan gelen treni görüp kalkar yerinden... aşinalık işte , o güzel kız olmasada ,ayakları o vagona yönelir yeniden , inen yolculardan sonra kapıdan içeri ilk adımı atar ve başı önde hemen oturur bi koltuğa...

Tren hareket ettikten kısa bir süre sonra sırtının dayalı olduğu koltukta oturan yüzünü göremediği birinin eli ona bi kağıt parçası uzatır , bir anlık tepki olucak, kağıtta yazanlar ilk ilgi alanı olur , verenden ziyade ;diyordur ki kağıtta muhteşem bi el yazısıyla ;''Her sabah karşımda durup beni izleyen adam , sana birşey sormak istiyorum ;konuşmadanda yaşanırmı aşk?''Adam herkesi herşeyi unutur birden, dalar gider bir kaç dakikalığına, hemen elindeki kalemle cevabını yazar ve ne yapacağı o an gelir aklına ;yani onu kağıdı veren kalp sızısının bir arka koltukta oturduğu gerçeği ..Süratle kalkar yerinden döner arkasını, ama boştur koltuk ve biran arka sayfasını gördüğü kağıtta bi not görür :"yarın sabah cevabını aynı kağıtta ilet olurmu ?"

Dünyalar genç adamın olmuştur artık... sabahı zor eder , gece sabaha kadar onu düşünür.Aklına gelen ve o an yazdığı cevap karşısında.Sabah geç kalmamak için koşar adım gider metro istasyonuna ve biner aynı vagona .İşte hayal sandığı dün , bugün nihayetine ericektir az bir zaman sonra;kızın yanı boştur , oturur ve bu sana diye uzatır cavabını ''Kalbin dili , her dilden ,her sesten üstündür'' yazan..Kız gülerek onaylar bu cavabı ve o an delikanlıyı şaşkınlıktan lal eden bir not uzatır tekrar eline.."Adım ayşen, 2 yıl önce bir trafik kazsında yaşadığım şok , işitme duyularımı kaybetmeme sebep oldu.Gözlerin ve kalbin, gözlerim ve kalbimle konuşabilrmi?'' Genç üniversiteli şok geçirir o an evet mi dese hayırmı..İniceği istasyona geldiğini anlayınca , bir not yazar ve uzatır o tatlı sarışına ;"yarın yine görüşürüz''..Ve iner trenin o sessiz vagonundan.Aslında eve varmadan kararı vermiştir içinden : EVET.

Ertesi sabah elinde bi gül ile gider istasyona ve karşıdan geldiğini görür 2 günlük rüyasının.İşte o gün başlangıcıdır bu sessiz aşkın.Delikanlı artık mektuplaşmaya , duygularını okuyarak ve yazarak yaşamaya başlar , yan koltuğunda oturduğunu bildiği o rüyasıyla.Hayat yolunda hep yan koltukta oturmasını ister o dünyalar tatlısı kızın ve aradan geçen mutlu ve umutlu 1 yılın sonunda genç adam mezun olma töreninden hemen sonra; o nu hayatının kadını yapmayı ne kadar istediğin yazar karşı sandalyede oturan rüyasına son mektubunda.Bu kez susar ,cevap yazmaz kız ,ama bunun yerine eğilir adamın kulağına ,derin bir nefes aldıktan sonra , o şiir gibi nefesiyle , kiraz dudaklarının arasından şu sözler dökülür ;


''Hemde zerre pişmanlık duymadan , binlerce kez evet.''


WEZ Format +3. Şuan Saat: 05:38 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.