![]() |
Ynt: Yaprak'ın günlüğü - SeVgLi GüNlÜk...:)) yeni... arkadaşlar çekim yasası hayal el et ve elde et yasası değil bakın böyle yaparak psikolojinizi bozuyorsunuz size söyleyeyim mekanizmasını tam bilmediğiniz şeyi uygulamaya çalışıyorsunuz.. bakın burada kişisel gelişim uzmanı ve herşey seninle başlar kitabının yazarı mümin sekmanın helin avşarla yaptığı bir röportajdan alinti yapmak istiyorum: Helin Avşar: Kişisel gelişim kitapları gerçekten bir işe yarıyor mu? Bu “Secret” gibi bir felsefenin ürünü mü? Mümin Sekman: “Secret” ile benim yazdığım kitap arasında şöyle bir fark var. Dışarıdan baktığınız zaman biz hepimiz aynı kategoride görünüyoruz. Oysa “Secret” gibi kitaplar ruhsal gelişim kitaplarıdır. Benim yazdığım kitap tarzındakiler ise daha çok başarı tekniği ile ilgili kitaplardır. Başarı size gelmez sizin başarıya gitmeniz gerekir Helin Avşar: Hep aynı tarz oldukları kanısı yaygın. Mümin Sekman: Evet haklısınız! Ben bu yanlış anlamadan çok memnun değilim, çünkü onların kanıt kriterleri ile bizimkiler çok farklı, onlar çekim yasasını anlatıyor, biz azim yasasını anlatıyoruz. Onların bilimsellik gibi bir derdi yok, bizim var. Biz bir mantık denetimine tabi tutarız kendimizi, onlar mantığın matematiğine karşı çıkarak spiritüel iddialarda bulunabiliyorlar. Maalesef dışardan bakıldığında da hepimiz aynı kategoride görülüyoruz. Ben sadece insanları başarılı ya da başarısız yapan nedir, onu araştırıyorum. İnsanlara akıl vermiyorum, fikir veriyorum. Bizde “başarı size gelmez sizin başarıya gitmeniz gerekir”. Yüzde yüz tersiz. “Secret”ın tezi şu ilerde bir dağ var, sen istersen düşünce gücünle evrenin merkezine mesaj yollarsın o dağ ayağının altına gelir ve seni yükseltir. Bizde ise tam tersi, ilerde bir dağ var, o dağ sana gelmez, senin dağa gitmen, dağa gitmen de yetmez, vadisinden başlayıp ortasından geçmen ve tepesine çıkman, tepesine çıkarken de o süreçte neler yaşanıyorsa bunları yaşaman gerekiyor, zaten o dağın tepesinde olman değil çıkış sürecinde yaşadıkların bunları değerli yapacak diyoruz. aynı şekilde dünyaca ünlü kişisel gelişim uzmanı ve içindeki devi uyandır kitabıının yazarı anthony robbinste şöyle diyor olumlu düşünme yetmez..aynı zamanda hiç vazgeçmeden başarısız dahi olsanız eylemede geçmeniz gerekir diyor ve başka bir kitabında olumlu düşünceye inanmıyorum zekice düşüncenin gücüne inanıyorum demiştir zekice düşünmek ve azim yasasından kimse bahsetmiyor bu sıralar herkez bir secretter tutturmuş gidiyor sben şahsi olarak çekim yasası yoktur demiyorum... fakat çekim yasasının bir takım kuralları var... Başarı için dayanma gücüne, cesarete ve özgüvene ihtiyacımız var. Küçük bir engel karşısında hemen ümitsizliğe kapılan, kendini çaresiz hisseden bir insanın durumu çok acıdır.. secret asla ama asla ve asla vazgeçmemek demektir yapılması gereken herşeyi yapıp tevekkül etmek demektir çekim yasası birşeyi çok istediğinizde değil sonucu önemsemediğinizde çalışır çok istemek çekim yasasında değil azim yasasında işe yarar üniversitede istediği bölümü kazanmak isteyen kişi çok isteyerek eyleme geçme gücünü elde eder fiziksel yollarla bir olayı gerçekleştirecekseniz çok istemek ama sprütüel yolla bir şeyi elde etmek istiyorsanız egonun aradan çekilmesi gerekir ayrıca Hedefinizle ilgili kendinizi iyimser ve inançlı bir duruma getirmek yeterli değil. Harekette bulunmanız ve doğru olanları seçmeniz gerekiyor. ve hedeflediğiniz şeye ulaşıncaya kadar esnek olmanız gerekiyor Bakın yaşam koçu Dost Can Deniz çekim yasası hakkında neler diyor Yaşamdaki hemen her durumda, buna benzer bir yerlerdeyiz aslında. Eğer bir takım şeyleri çooook istiyorsak, ve bu isteklerimizin gerçekleşmesi için gerekenleri yapmıyorsak, işte o zaman endişeli umut noktası civarındayız demektir. Az çaba, bol umut ve biraz da olumlu düşünme, meditasyon, dua, yaratıcı imgeleme ile biz daha kaynaklarımızı tam olarak kullanmadan armudun kendiliğinden pişmesini beklediğimiz noktadır o. Yanlış anlamayın, insanın karşısına fırsatların çıkmayacağına inanmıyor değilim ben. Sadece bu evren, bu sistem, insanın kendi yapabileceğini yapmadan sıyırtması üzerine kurulmuş değil gibi geliyor bence. Tam tersine bu evren insana yapabileceklerini göstermek üzerine kurulmuşa benziyor. yine başka bir yazısından alıntı Çünkü “en” ezoterik yöntemlerde veya mistik yaklaşımlarda bile “istediğimiz yönde” düşünmek işin yarısı. İkinci yarısı da tercihlerimizi ve eylemlerimizi bu yönde kullanmak. Bir mistik söylem “İstediğini düşün, düşündüğünü söyle, söylediğin yönde harekete geç” diyor. Bir başka bilge ise “sen evrene doğru bir adım at, o sana doğru koşarak gelir” diye anlatıyor bu gerçeği. Yani şu an içinde bulunduğumuz ve pek istemediğimiz durumdan çıkmak için sabah akşam olumlu düşünmek, aynanın karşısında iki saat önermeler söylemek, meditasyon yapmak belki sizi bu konudaki fırsatlarla buluşturabilir, ancak siz kendi sorumluluğunuzu almazsanız, korkularınızla yüzleşmezseniz, ne oluyor aslında burada diye sormazsanız, ayağa kalkmazsanız, ve ben de varım, ve bu benim hakkım demezseniz, ve önünüze sunulan fırsatlara elinizi uzatıp da almazsanız hayalleriniz hayal olmaktan kurtulma şansını elde edemeyebilirler. Ey Türk Gençliği... Bir olumlu düşünme, pozitif onaylama ve ardından bu inanç doğrultusunda eyleme geçme örneği mi görmek istiyorsunuz? O zaman lütfen bütün önyargı ve şartlanmalarınızı bir kenara koyun ve Atatürk’ün Gençliğe Hitabesini okuyun. Evet, biliyorum, bize öyle zorla, temcit pilavı gibi sundular ki bunları, çoğumuz artık ezbere okusak da bu ve benzeri metinleri içeriğine dikkat bile etmiyoruz, otomatiğe bağlamışız bir kere. Ya tepki duyduğumuzdan, ya da tabu haline getirdiğimizden. Ne kadar yaşama benziyor değil mi? Ama Gençliğe Hitabe, en yüklüsünden bir olumlu düşünme ve pozitif önerme metni. Bir NLP klasiği! Ama bu sefer bu metni farklı bir gözle okuyun lütfen. Bu metin, hem olumlu düşünmeye, hem de eyleme çağırıyor bizi. Ve bu metin, özgürlüğünü korumaya çalışan bir milletten bahsetmiyor aslında, insanın kendi içindeki korkularına ve bloklarına karşı özgürlüğünü kazanma savaşından bahsediyor! Diyor ki, senin için değerli olan bir şeyi korumak istiyorsan, onu elde etmek istiyorsan, istediğin gibi, gurur duyabileceğin bir yaşam yaratmak istiyorsan, artık bahaneler uydurmayı bırak. Evet, her şey istediğin durumda olmayabilir. Hatta durum gayet kötü olabilir. Koşulların imkansızmış gibi gözükebilir. Üstüne üstlük kendine güvenini kaybetmiş, korkularına teslim olmuş olabilirsin. Ve diyor ki hitabe, bütün bunlar, senin kişisel özgürlüğünü talep ve ilan etmemen için yeterli bahane değil. Eğer pes ediyorsan, koşullarının, korkularının, başkalarının kurbanı oluyor, özgürlüğünden, hayallerinden, yaratmak istediğin yaşamdan vazgeçiyor ve durumuna razı oluyorsan fark et ki bu senin seçimin. Çünkü aksini denemedin bile. Özgür olmamayı seçen sensin. Çünkü bu yaşamda yapmak zorunda olduğun hiçbir şey yok. Ve bunun için ihtiyaç duyduğun kudret, damarlarında dolaşıyor. Garantili özgürlük Bütün mücadeleler, insanın içinde, kendi korkularına karşı başlıyor. Savaştığımız tek şey kendimiz aslında. Biz çoğumuz özgür olmak istiyoruz derken birisi bizi bu korkulardan kurtarsın diyoruz. Biz istediğimiz her şeyi yapmak, istediğimiz bir yaşamı yaratmak, sevdiğimiz bir işte çalışmak, belki bir iş kurmak, daha sosyal olmak, bizi kısıtlayan ilişkilerden ve koşullardan kurtulmak istiyoruz. Ve bunu yapmak için özgür olmaya ihtiyacımız var. Birisi bizim korkularımızı alıp götürsün lütfen! Örneğin olumlu düşünelim, onaylama yapalım, ve korkular, lütfen gidebilir misiniz? Tercümesi: Ben şimdi bir şeyler yapmak istiyorum. Ama olası olumsuz sonuçlara katlanmak istemiyorum. Mümkünse birisi bana bir zahmet garanti verebilir mi? Özgür olacağım da! Size rahatlatacak bir şey söyleyeyim: Kimse size garanti veremez! Yani başka bir deyişle, korkularınız gitmeyecek! Ve evet, bazen işler istediğiniz gibi gitmeyebilir. Ama önemli olan soru şu: Siz bununla baş edemez misiniz? Özgürlük demek, korkulara rağmen ve bütün olası sonuçların sorumluluğunu alarak istediğimiz ve doğru bildiğimiz yolda ilerlemektir. Gençliğe Hitabenin herhangi bir yerinde: “Ey Türk Gençliği, sakın korkma” denmiyor. Tam tersine onu korkutacak bütün olumsuz durumların gerçekleşmiş olabileceğinin altını çiziliyor. Ayrıca herhangi bir yerinde “garanti başarılı olacaksın” da denmiyor. Tek şey diyor: Durum ve koşullar en kötü durumda olsa bile, korkularının gözlerinin içine bakarak ve içindeki güçle temas halinde, kendin için bir şey yapacak ve sorumluluğu alacak mısın, yoksa kurban olmayı seçip kişisel ve ruhsal özgürlüğünü teslim mi edeceksin? Çünkü yarattığın her şeyin tek sorumlusu sensin. Evet bu uzun alıntıdan sonra ne demek istediğim daha net anlaşılmıştır umarım Tüm temennim çekim yasasını doğru kullanmanız ve doğru anlamanız ve azim yasasıyla desteklemeniz asla ama asla vazgeçmemeniz yeni yollar bulmanız ve tekrar tekrar denemeniz bu konudaki yazılarım devam edecektir :) |
Ynt: Yaprak'ın günlüğü - SeVgLi GüNlÜk...:)) yeni... keopscum emeğine sağlık çook aydınlatıcı ve bilgilendirici bir yazı oldu.. art56art56 bu yazıyı günlük sayfalarında kaybolmaması adına ilgili bölümlerimizden birine ayrı bir başlık olrakta açarsan çok sevinirim canım.. super teşekkür ederim.. sevgiler.. hismiley |
Ynt: Yaprak'ın günlüğü - SeVgLi GüNlÜk...:)) yeni... bu kadar uzun bir yazıyı okurken sıkılıcağımı düşündüm ancak daha ilk cümleden insanı öyle bi sarıyor ki... çok güzel, değerli bilgiler... teşekkürler keops.. umarım bi gün seninle tanışırım.. hakkında güzel şeyler duydum arkadaşlardan.. yazılarını ilgiyle takip ediyorum.. paylaşımlarının devamı dilerim.. 25889 25889 25889 |
Ynt: Yaprak'ın günlüğü - SeVgLi GüNlÜk...:)) yeni... keops, cuğum çok teşekkür ederim ablacığım.. arkadaşlar çekim yasasını başlattığımız noktaya ( A) noktası diyelim..bu noktada, hedefimizi belirledik ve çekim yasasını başlattık, önümüze 5 ayrı yol çıktı..bizi hedefe götüren yol dümdüz olacak diye bir yasadan kimse bahsetmedi...5 ayrı yol var..ama biz ne yapıyoruz..hedefimizi tek yoldan gelecekmiş..tek yola kilitleniyoruz..oysa her zaman esnek olmanın faydalarını anlatıyoruz..tabiiki hepimizin tercih ettiği yol..düz olan..o hepimize daha kısa geliyor..ama biraz kavisli olan yollarda aynı hedefe çıkyor..hatamız..çok çabuk demorileze oluyor..ve vaz geçiyoruz..bu kadar kolay vazgeçebildiğiniz hedef size altın tepsi içinde sunulurmu? eylem..çekim yasasını ilk seyrettiğim zaman dikkat ettiğim şey oldu..adam 1 mlyon dolarlık çeki yazıp tavana asmış..her gün onu seyretmiş ama..elinde daha önce yazılmış kitabı, varmış zaten, sonrada onu hedefe götüren etkinliklere katılmış..ve kimbilir daha neler yapmış..en önemlisi hedefine ulaşıncaya kadar moralini bozmamış..negatif yüklememiş..beni hedefe götüreceğini düşündüğüm yol çıkmazamı çıktı? hemen şunu düşünüyorum..başka yollarda var...oturup..diğer yolları araştırıyorum..hiç bir şey armut piş ağzıma düş olmuyor..bunu yaptığınızı söylemiyorum ama bir şeyleri eksik yaptığınız kesin..ya inancınız eksik, ve eksik eylemler yapıyorsunuz..yada başka bir şey..ben çekim yasasını devamlı seyrediyprum..sadece inanç değil..azim ve eylemde gerekli..daha öncede bunu tartıştık..bir konuyla ilgilenirken..konu hakkında yazılan her şeyi okuyun..meditasyonu yapıyorsunuz..bu meditasyonu yaparken daima" hedefimi gerçekleştirirken yapmam gerekeni yapmak için rehberlik istiyorum" dediğiniz anda içsel rehberliğiniz, sizi doğru yere yönlendirecektir..ama o, zamanda oraya gitmek için bir dürtü hissettiğinizde, aman şimdi oraya gitmeyi canım istemiyor deyip başka yere giderseniz, yine fırsat kaçtı..içsel rejberlik size eylem yapmanız konusunda itkiler gönderir..hayal panonuza baktığınız her seferinde..." hedefime ulaşmam içim sayısız çoklukta yolla var dediğiniz anda.aten bu ümitsizlikleri yaşamayacak, hedefinize daha bir azimle ulaşmak için değişik yolların olduğunu.fark edeceksiniz.. çekim yasası+ azim+ eylem= sonuç bunlar birleşmezse hedef yok, enerji dağılır gider..saygılı sevgiler |
Ynt: Çekim Yasası (!) Alıntı:
|
WEZ Format +3. Şuan Saat: 03:19 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.