![]() |
Cevap: Işık'ca Ey mü’minler! Bir topluluk, diğer bir toplulukla alay etmesin. Belki de onlar kendilerinden daha hayırlıdırlar. Kadınlar da, kadınlarla alay etmesin!.. Belki onlar kendilerinden daha hayırlıdırlar. Kendi kendinizi ayıplamayın, birbirinizi kötü lâkaplarla çağırmayın. Îmandan sonra fâsıklık ne kötü isimdir! Kim de tevbe etmezse, işte onlar zâlimlerdir.” “Ey îman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz, diğerinizi arkasından çekiştirmesin (gıybetini etmesin). Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O hâlde Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir; rahîm (sonsuz merhamet sahibi)dir.” (el-Hucurât, 11-12) |
Cevap: Işık'ca İlk okul çağlarındayım. Bilmiyorum tam olarak yaşım kaç. Bahçeli evimiz ve sevgili babacığım köy hayatını şehre taşımış. Türlü meyve ağaçlarımız, tavuğumuz, horozumuz, köpeğimiz daha bir sürü şeyimiz var. Bir gün horozu kovalıyordum ben. Bir taş attım, horoz zıpladı kaçtı ama taş ne yazık ki cama geldi. Ve kırıldı:) Allahımmm, napacam ben şimdiiii. Yandım, ben ne cevap verecem babama? Akşam oldu, babam, annem geldi. Camın kırıldığını gördüler. Biraz araştırmadan sonra, deliller beni gösterdi:) Canım babam, bana geldi ve dedi ki " Bak kızım, camı senin kırdığını biliyorum. Eğer camı kırdığını itiraf edersen. Söz seni cezalandırmayacağım, yok eğer inkar edersen. Camı kırdığın için değil ama yalan söylediğin için ceza göreceksin." Ben de bu sözden güç alarak, hem ağladım, hem anlattım" Horozu kovalıyodum, taş attım o uçunca taş cama geldi kırıldı" Babam bunun üzerine bana " Madem ki doğruyu söyledin sırf bu yüzden seni affediyorum. Olsun kızım canın saolsun". İşte bu benim için, doğruya inandığım gündür. Sevgili babacığım, bana o kadar güzel bir hediye vermişti ki ben ondan sonra yalandan kaçtım hep. Hep doğruluğun peşinden gittim. Yalan söyleyemem ama saklarım;) sormazsan söylemem sorarsan mecburen doğruyu söylerim, çünkü yalan söylemeyi beceremem. Eğer o gün babam beni yine de cezalandırmış olsaydı. İşte benim doğruya inancım kalmayacaktı. Ne değişti ki doğru söyledim yine de ceza gördüm diyecektim. Ya da yalan söyleyip kurtulacaktım. Lütfen çocuklarımızı eğitirken, onları doğru söyleyecekleri pozisyonlara sokalım ki yalana başvurmasınlar. Böylece yalana alışmasınlar. Canım babam, Allah sana rahmet etsin. Sen bana ne güzel, ne harika şeyler öğrettin. |
Cevap: Işık'ca Yollar, yollar uzaklara uzanan. Nereye gittiği belli olmayan. Sonu görünmeyen yollar. İşte ben de çıktım böyle bir yola. Şimdi mi? Yooo hayır benim yolculuğum ruhlar aleminden, sonsuzluğa. Yolumun sonu olmadığı için, bu sonsuz yol merakım belkide. Uzun çok uzun bir seferdeyim. Bilmiyorum neler bekliyor beni? Telaşım da yok zaten. Memnunum yollardan, yolda olmaktan. Bazen bir bahara rastlıyor, bazen bir tipiye. Bazen gündüz oluyor, bazen gece. Güneş bazen parlıyor gökyüzümde, bazen saklanıyor ufukların arkasına. Yine de memnunum yolda olmaktan. Bazen yol kenarında azıcık nefesleniyor ve beni çağıran yola yine koşuyorum. Birileri geçiyor yanımdan. Biraz birlikte yürüyorum onlarla. Bazen birbirimize tahammül edemiyor, ağız dalaşı yapıyoruz. Bazen seviyorum yol arkadaşımı, memnunum onunla olmaktan. Belkide sonsuza kadar gelir benimle, umarım bunu yapar, hatta elini bile tutmak isterim eğer o da gelmek isterse benimle. Hep yoldayım aslında, bazen ufacık dinlenmelerim olsa da yine de beni bekleyen bir sonsuzluk var... |
Cevap: Işık'ca İçimin dehlizlerinde kayboldum yine. Dışarıya mı yürüyorum, yoksa içeriye doğru mu? Bazen koyu bir karanık kaplıyor dört bir yanımı, nereye yürüsem bilmiyorum! Yoksa durup beklesem mi biraz? İçim de bir korku, yalnız mıyım yoksa bu sonsuz boşlukta? Hiç bir Işık bulamıyorum. Ha gayret çıkmalıyım buradan. Canım yanıyor bazen, yuvarlanıyorum. Dipsiz bir kuyuya düşüyor gibiyim. Biraz umut lazım bana. İçimde bir yerler de olmalı umut. Bir yerlere saklamış olmalıyım. Zor zamanlarım için. Sesler, daha önceden tanıdığım ve tanımadığım sesler. Yorgunum, üşüyorum. Kimse yok mu? Biraz umut, biraz umut saklamış olmalıyım bir yerlere. Evet hatırladım, hatırladım. Onu yüreğime saklamıştım. Sevgi dolu, umut dolu olmalı yüreğim. Yüreğime yol bulmalıyım. Dikkatli dinlersem eğer, bu ses kalabalığında onun sesini işitebilirim. Pes etmemeliyim. Yürümeli ve yüreğimde ki umuda ulaşmalıyım. Sakinim, biraz müzik var sanki, içimde çalan. Ah evet, duyuyorum. Biraz dalgaların sesi, rüzgarın uğultusu. İşte kuş sesleri, yaklaşmış olmalıyım. Yüreğime doldurduğum mutlu sesler, biraz hıçkırık, biraz acı beni ben yapan sesler. Biraz yaralanmışım. İşte sevgilinin öpücüğü, saçlarımda dolaşan şefkat dolu eller. İşte babamın gülen yüzü. İşte yavrularımın şen kahkahaları. İşte şuracıkta papatyalar, selvi ağaçları. Anladım cennet dedikleri yer burası olmalı. Ne çok sevgi ve ne çok umut var. Yüreğim, sevginin beşiği, biliyorum hiç susmayacaksın. Umarım sonsuzlukta pişmanlıkla kavrulan bir yürekle karşılaşmam. İşte bu yüzden umut daha çok umut ve sevgi tohumu atmalıyım sana, sonsuzlukta yeşermiş ağaçlarım olsun diye. Cennet bahçelerim olsun diye... IŞIK' ca |
Cevap: Işık'ca Yanaklarımdan süzülen gözyaşımsın sen. Mis gibi temiz havamsın ciğerlerime çektiğim. Bembeyaz bulutlarla nakışlı gökyüzümsün. Umudumsun yarınlarımda, yol arkadaşımsın. İyiliğim, sevgim.. Işıklı yolumsun sonsuza uzanan. Bitmek tükenmek bilmeyen kelimelerimsin, sevgiye, aşka dair. Kayboluşumsun korkularımla perçinlediğim. Hapsimsin benim azad kabul etmediğim. Mutluluğumsun, uykumsun rüyalara koştuğum. Kırlar dolusu gelincik tarlamsın. Mis kokulu gül bahçemsin, dallarında bülbüllerin şakıyıp durduğu. Bazen, kızgınlığımsın delirdiğim. Saçımı başımı yolduğum. Özgürlüğümsün, dağların doruklarına uzanan. Suyumsun, yudum yudum içtiğim hayat pınarımsın. Yok yok anlatmaya kelimeler yetmez, sen benim sonsuz yolculuğumsun. Öteki yarım, IŞIĞIMsın... |
Cevap: Işık'ca Eğer müzik dinliyorsam, o notalar benimle konuşur. Binlerce şey fısıldar bana, alır götürür başka diyarlara. İçimden taşan bir coşkuyla sözler içimde besteye dönüşür. Bir çağlayan olup akasım gelir. Taşasım gelir yatağımdan ve koşasım gelir kırlar boyu. Müzik, benim dünya dilimdir. Renklerim ve fırçalarım küsmesinler. Daha resimlerimde kendimi bulamadım. O yüzden hala yabancılığım. Bir gün renklerimle de konuşmaya başlayacağım. Eminim ve umuyorum. :) |
Cevap: Işık'ca Eh bu günlük benden bu kadar. Herkese mutlu huzurlu günler diliyorum.actionsmile |
Cevap: Işık'ca |
Cevap: Işık'ca |
Cevap: Işık'ca |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 02:28 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.