Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Olumlamalar (http://www.hayatimdegisti.com/forum/forumdisplay.php?f=530)
-   -   Kuantum Olumlama Kitabından Alıntılar (http://www.hayatimdegisti.com/forum/showthread.php?t=226981)

sanemce 27-01-2009 09:52 PM

Kuantum Olumlama Kitabından Alıntılar
 

Öz varlık

“gerçek varlığımı kabul ediyorum”

Ben Tanrı’nın sevgisinden varedildim.
O, beni ve her şeyi sevgisinden yarattı.
O beni yaratırken özüme kendi nurunu
ve ışığını koydu.

Bu ışığın özü; kudret, bilgi şefkat ve
maharetle doludur.
Bu bakımdan ben, Tanrısal niteliklerle
bezenmiş durumdayım.
Ben tam ve mükemmelim.
Sonsuz ve sınırsız olduğumu,
ihtiyaçtan uzak bulunduğumu biliyorum.

Hayatımın her anı, O’na doğru yaptığım
bu yolculuğun bir açılımı anlamını taşır.
Her olay ve her durum
beni O’na biraz daha yaklaştıran bir araçtır.
Dolayısıyla ben, O olmayı seçiyorum.
O’nu ifade ediyorum.

O olmak, O’nun gibi olmak zorunda
olduğumu biliyorum.
Ve şu andan başlayarak gerçek kimliğimi
ve kişiliğimi kabul ve tasdik ediyorum.
Aynı şekilde diğer insanlar da O’nun
sevgisinden varedilmişlerdir.
Onların gözlerinin derinliklerinde
O’nun ışığını gördüğümde, ben ve diğerinin
aynı hamurdan varedilmiş
olduğunu bilirim.
Özde onunla kardeş olduğumu bilirim ve
herkese bu gerçeğin ışığında davranırım.

Renkleri, dinleri ve görünüşleri
ne olursa-olsun. İnsanları değerlendirirken,
eylemlerin ve sözlerin gerisindeki
Öz’e odaklanırım.
Bilirim ki, Öz, her zaman tam ve eksiksizdir.

Onların bütün niyetlerini ve
gerçek düşüncelerini büyük bir
sezgisel duyarlılıkla deşifre ederken,
aynı anda daha derine,Öz’e odaklanırım.

Hem gelişen ve olgunlaşan benliğim,
hem de eksiksiz ve mükemmel yanım

aynı anda tekamül alanındadır.
Dolayısıyla ben, ikisini de bir anda
ifade ederim.

Özüm kırılmaz, yaralanmaz,
ölmez ve yok olmaz.
Dolayısıyla hiç kimse
ve hiç birşey bana zarar veremez.
Bu gerçeğin verdiği huzur ve
güvenle ben rahat, dengeli ve sakin
bir biçimde hayatımı sürdürürüm.

Kendi Öz gerçeğimi ifade etmeyen sözleri
kullanmam. Kullanmış olsam bile, hemen
fark eder ve değiştiririm.
Kendi Öz gerçeğime uygun olmayan
davranışlarda bulunmam. Bulunsam
bile, hemen fark eder ve değiştiririm.
Hayatımı tümüyle kendi Öz gerçeğime
uygun yaşarım.

O beni sevgisinden yarattı.
O beni sever.
Ayak tırnağımdan saçımın
teline kadar özenle yarattı beni.
Her şeyi bilecek aklı verdi.
Deney yapabilmek için dünyayı yarattı.
İyiyi ve kötüyü deneme şansı verdi.

O beni sevgisinden yarattı.
O beni sever.
O beni ve her şeyi sevgisinden yarattı.
O bütün kâinatı sevgisinden yarattı.

O beni en güzel yerde barındırır,
en iyi şekilde korur.
O benim hem babam, hem de annem gibidir.
Sonsuz şefkatiyle beni sarar, gücü ve
bilgisiyle terbiye eder.
Bedenim benim varlığımı
tümüyle ifade etmez.
Ama ben varlığımı bedenimle ifade ederim.

Varlığımın ışığı bedenimi, mesafeleri ve
zamanı aşar. Ben bunlarla sınırlı değilim.
Bir yandan da bedenim ve kimliğimin bir
kısmıyla ben burada, bu sınırlı gerçeklik
içinde sınırsızlığımı ifade ediyorum.
Bedenim, benim gelişmek için kullandığım
harika aracımdır.
Ona çok iyi bakar ve güçlü tutarım.
Bilirim ki, o yok olduğunda da ben
varolmaya devam edeceğim.

Her an gelişip – öğrenerek ilerliyorum.
Her yaşadığım olayın bir mesaj taşıdığını
bilerek. Üzerinde düşünerek.Seçip yaratarak,
deneyip görerek ve yeniden seçerek.
Bu oyunu oynamak hoşuma gidiyor.

Aynada gözlerimin içine baktığımda
gözbebeklerimden bana bakan mükemmel
varlığımın ışığını görürüm.
Gözleyen ve izleyen gerçek kimliğim
orada bütün haşmeti ve sevgisiyle bana bakar.

Ben de gerçek kimliğimi ifade
etmeyi seçiyorum. O olmayı
seçiyorum. Bu seçimin kaçınılmaz
kaderim olduğunu
bilerek yaşıyorum.

sanemce 28-01-2009 12:50 AM


BOLLUK VE BEREKET

“Sonsuz kaynak benim içimdedir ve ben onu harekete geçiriyorum”

Bolluk ve bereket içindeyim.
Bütün ihtiyaçlarımı rahatlıkla karşılayacağım
kaynaklara sahibim ve bunu kullanıyorum.

Gürül gürül akan bir çağlayan gibi hayatın
nimetleri akıp-gelir sürekli.
O çağlayanın içinde neşe ve huzurla yıkanıyor
ve doya doya içip-kanıyorum.

Her zaman içimdeki sonsuz kaynakla
birlikte olduğumu bilirim.
Benim asıl zenginliğim, işte ona sahip olmaktır
ve bu duygu bütün zenginliği bana çeker.
Bolluk duygusu, sahip olduğum şeyler
dolayısıyla hissettiğim bir şey değildir.

Varlığımın kendisi zaten ihtiyaçtan
uzaktır. Temizlenmek ve gelişmek
ve olgunlaşmak için
çıktığım bu yolda, benim için en
uygun araçlar her zaman yolumun
üzerinde beni bekler.

Hayatımda bol sevgi,
bol para, yeterli zaman
ve sonsuz bilgi her zaman mevcut.
Onlar tam zamanında karşıma çıkıyorlar.
Ben de uzanıp onları alıyorum.

Her anımı hayatımın en önemli anı
ve karşılaştığım her kişiyi hayatımın en
önemli kişisi olarak düşünürüm.

O beni yarattı ve bütün ihtiyaçlarımın
garantisini verdi bana. O beni sever.
O’nun katında ve yanında özel bir yerim
olduğunu bilirim.
Şimdi ve gelecekte bütün ihtiyaçlarım
O’nun garantisi altındadır.

Çalışarak, üreterek ve paylaşarak yaşadıkça
bolluk bana akar.
Sahip olduğum bolluğu paylaşırken
verdiklerimin bana çoğalarak
geri geldiğini bilirim.

Bir elim bana sunulan bolluğu almak
için
yukardaysa, diğer elim ihtiyaçta olana
vermek için aşağıdadır.
Böylece ben, alma-verme döngüsünü
sürdürmüş olurum.

Kimsenin kalbini kırmamaya, hakkını
yememeye özen gösteririm.
Böylece bolluğun önünü kesecek enerjileri
hayatımda barındırmam.

Her günümü neşe, mutluluk ve
kahkaha ile doldururum.
Her bir saniyeyi bir gün gibi, her bir
günü bir hafta kadar verimli yaşarım.

Cebimdeki her bir lira bin lira gibi bereketlenir.
Ve bin lira onbin lira gibi. Her yaptığım işe
bütün dikkatimi, bütün sevgimi katarım.

Her ne yapıyorsam en iyisini, en
güzelini yaparım.
İşim, benim imzam gibidir.

Ve her ürettiğim şey bana birçok
zenginlik katar. Çünkü ben ürettiklerimle
insanların hayatlarına anlayış, sağlık,
umut,konfor ve güzellik katarım.
Ürettiklerim onların hayatlarında fark yaratır.
Onlar da bana bunun bedelini sevinçle
ve bolca öderler.

Bu arada gereksiz israftan, boşuna
ve gösterişe yönelik harcamadan kaçınırım.
Çünkü bilirim ki Tanrı israftan hoşlanmaz.

Gereksiz harcamalarda dikkatli,
ama kendim ve başkalarının hayatına
katkıda bulunacak harcamalar için cömertim.

Bolluğu hayatıma çeker ve bolluğu
oluştururum.
Her an yaratıp-çoğaltan Tanrı’nın
bu oyununa bende katılmış olurum böylece.

tiriniti 28-01-2009 01:10 PM

çokk güzel yazılar bunlar çok tebrik ederim ama kafama takılan bişey var onu söylemdene edemeyeceğim. Yok diyen çoğalıyor , şükreden günden güne aalıyor. Bunu nasıl açıklamak mümkün? Wallahi çok merak ediyorum.

sanemce 28-01-2009 01:10 PM


BAĞIŞLAMA
“Kimse bana kötülük yapamaz ve beni
üzemez, çünkü her şeyi ben seçiyorum.”

Bağışlıyor ve bırakıyorum. Anlıyor ve
biliyorum.
Kendi hayatımın yaratıcısıyım.
Seçerek, planlayarak bu yaşamımı ve birlikte
olacağım yol arkadaşlarımı seçtim.
Annemi, babamı ve diğerlerini.

Benim için en faydalı sonuçları
almak üzere ince planlar yaptım.
yüksek Benlik düzeyinde en uygun
araçları yarattım.
Benim hayat amacıma en uygun kişileri.
Daha çok anlayış, daha çok bilgelik,
daha çok sevgi, ifade ve özgürlük için.
Bu amaç, bilinçaltımın derinliklerinde
benim onu keşfetmemi bekliyor.

Her an, her deneyim bu planı açığa
çıkaran bir kurgu aslında.
Zafiyetimi güce, acıyı sevince, yenilgiyi
yengiye dönüştürmek için.

Anlıyor, bağışlıyor ve teşekkür ediyorum.
Bu hayatımı bu şekilde planladığım
için kendimi kutluyorum ve sonra meleklere
teşekkür ediyorum ve bütün bu olanakları
bana koşulsuz sunduğu için Tanrı’ya.

Bana sevgisini sunmayanlar
içimdeki sevgiyi, beni onaylamayanlar
kendimi keşfetmeyi, beni anlamayanlar
ifade gücümü arttırmak için benimleydiler.
Onlara teşekkür ediyorum.

Bu rolü onlara ben vermiştim.
Onlar da benle oynamayı istediler.
Beni üzen, beni yoran, bana haksızlık
eden, beni aldatan insanlar
yapabileceklerinin en
İyisini yaptılar. Daha fazlasını ve daha
başkasını yapamazlardı. Zaten ben onları
bunun için seçtim. Ben de yapabileceğimin
en iyisini yapıyorum.
Bağışlıyor ve teşekkür ediyorum.

Aynı sahneyi paylaşan oyuncular
gibiyiz onlarla.
Şimdi bu anlayışımdan doğan ışığı onların
varlığına gönderiyorum.
İhtiyacım olan bütün kaynakların
kendi içimde olduğunu
kabul ediyorum.

Onları kullandıkça başka insanlara
duyduğum bağımlılık kayboluyor
ve ben onlarla gerçek bir
sevgiden beslenen gerçek bir
ilişki kuruyorum.

Hayatımın efendisi olduğumu biliyorum.
Mutluluğu, kendimi
ifade etmeyi seçiyorum.

Her düşüncemin, her davranışımın
hayatıma şekil veren araçlar
olduğunu bilerek yaşıyorum.

Hayatımla inançlarım arasındaki
birebir ilişkiyi biliyorum.
Bu yüzden dikkatli, özenli ve düşünerek
yaşıyorum.

Konuşurken yaratıyorum. Ve eylem
halinde gelecek şekilleniyor.

Beni güçsüz bırakan ve sınırlandıran bütün
inançlarımı bir bir değiştiriyorum.
Yerine beni geliştiren, büyüten inanç
ve düşünceleri koyuyorum.

Mazeret aramadan,
ertelemeden ve küsmeden
devam ediyorum yoluma.

Hayatımın bütün olaylarının
ve hayatımdaki insanlarla
yaşadıklarımın gerisindeki anlamı bir
bir çözüyorum. Orada benim
asıl hayat amacım gizli.
Ben bu amacı gerçekleştirmek
için geldim.

Kimse beni kıramaz, üzemez ve
kötülük yapamaz, eğer ben
izin vermezsem.

Şimdi gücümü kabul ediyor ve ele alıyorum.

sanemce 28-01-2009 01:26 PM

teşekkür ederim sevgili tiriniti

ben kendi fikrimce açıklayabilirim sorduğun soruyu ancak ne derece doğru olur bilmiyorum dusun2

şükretmenin erdemini bilmeyen kesim, elindekileri görmeden daha fazlasını ister. o yüzden sürekli yok derler. halbuki sahip olduklarını görseler, yok diyebilirlermiydi?? varlığını kavrayabilmek için sahip olduklarını yitirmeleri mi gerekir..

çekim yasasının nasıl işlediğini bilselerdi eğer, halen yok diyebilirlermiydi ben de onu merak ediyorum y789

çok şükür ki, şükretmeyi bilenlerdeniz b456

sevgiler ttli3


Alıntı:

tiriniti Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 307915)
çokk güzel yazılar bunlar çok tebrik ederim ama kafama takılan bişey var onu söylemdene edemeyeceğim. Yok diyen çoğalıyor , şükreden günden güne aalıyor. Bunu nasıl açıklamak mümkün? Wallahi çok merak ediyorum.


serpil22 28-01-2009 01:49 PM

sanemce vallahi tebrik ederim harika güzel şeyler eklemişsin canım sevinclisevincli kaç gündür giremedim foruma doğru dürüst görünce yani bu kadar olur dedim 2 gündür ben bu olumlamaları yapmaya karar verdim ve ben başlamıştımy789sanki kalbimiz bir atıyormuş.canım benim çok güzel paylaşım harikasıncilgin897cilgin897

alestason 28-01-2009 01:56 PM

merhaba sevgili serpil benim sormak istediğim bir şey var.
olumlama çalışmalarını yazarakmı yapıyorsun yoksa sadece okumak yeterlimi?
bu arada olumlamalar bir harika paylaştığınız için teşekkürler.

serpil22 28-01-2009 02:11 PM

Alıntı:

alestason Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 307925)
merhaba sevgili serpil benim sormak istediğim bir şey var.
olumlama çalışmalarını yazarakmı yapıyorsun yoksa sadece okumak yeterlimi?
bu arada olumlamalar bir harika paylaştığınız için teşekkürler.

sevgili alestason olumlamaları yazarak ve kulağınızın duyacağı hafif sesle okumanız faydalı olacaktır.

sanemce 28-01-2009 02:18 PM

çok teşekkür ederim alestason ve serpilim. çok severek okuduğum bir kitaptı. böylece hem bir kez daha okumuş oluyorum hem de yazarak zihnime daha bir yerleştirmiş oluyorum. sizlerle paylaşmış olmanın mutluluğu da ekstrası oluyor 956k

sevgilerimle kiss3

Alıntı:

serpil22 Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 307924)
sanemce vallahi tebrik ederim harika güzel şeyler eklemişsin canım sevinclisevincli kaç gündür giremedim foruma doğru dürüst görünce yani bu kadar olur dedim 2 gündür ben bu olumlamaları yapmaya karar verdim ve ben başlamıştımy789sanki kalbimiz bir atıyormuş.canım benim çok güzel paylaşım harikasıncilgin897cilgin897


sanemce 28-01-2009 04:23 PM


TESLİMİYET
“Teslimiyet içindeyim ve rahatım”

Her zaman sonsuz ve sınırsız evrensel
akıl ile işbirliği içindeyim.
Bırakıyorum ve teslim oluyorum.

Biliyorum ki , bilincim bir
kerede sadece dokuz ya da beş birimlik
bir detayı hatırlar ve düşünür.

Oysa sonsuz bilinçaltım benim
düşünmediğim şeyleri bilir,
hatırlar ve anlar. Ben bilinçli olarak
çaba sarf etmeden o, binlerce
işlemi bir saniyede yapar.

Ben ona güvenirim. Bir şey hatırlamak
ve öğrenmek istediğimde kendimi bırakır
ve gevşerim.
Sadece neyi bilmek istediğimi
ve hedefimi net olarak ifade eder ve
sonra bırakırım. Ve sonra mesaj
kendiliğinden bir anda geliverir.

Ve Evrensel Zekâ hep işbirliği içinde
olduğum sonsuz akıldır.

Ben niyetlerimi , isteklerimi ve planlarımı ona
açık olarak bildirdiğimde, o da kendi
planını bana sunar işaretlerle.
Bazen bir konuşma, bazen bir kitap,
bazen de bir duygu olarak. Gelen mesajı
dikkatle değerlendirir ve uygulamaya koyarım.

Asla hedeflerime ve planlarıma katı sınırlar
koymam. Bir şeyin mutlaka sadece bir
şekilde olmasında ısrar etmem.
Bırakırım, beklerim ve uyum sağlarım.

Bilirim ki onun aklı, benim aklımın
binlerce katıdır. O halde bu büyük
akılla akıllanmak en büyük akıllılık olur.

Nasıl bir hasta doktora teslim oluyorsa,
bir öğrenci öğretmene güveniyorsa,
ben de o büyük akla güvenirim.

Dalgalı denizde sörf yapan bir usta gibi,
ben de yaşam denizinin üzerinde keyifle
kayar-giderim. O mükemmel zekânın yarattığı
dalgalarla bir oyuna girişirim.

Evrense zekânın her bir adımına ben de
yeni bir adımla karşılık veririm.
Onun işaretlerini okurum.

Biz evrenin müziği ve ritmine uymuş dans
eden iki aşık gibiyiz.
Bu güzel danstan ortaya çıkan şey, sadece
uyum ve güzelliktir. Sadece keyif ve neşedir.
Bu yüzden bırakıyorum ve teslim oluyorum.

Evrensel zekâyla dostluğumu adım adım
geliştiriyorum. Aramızdaki güven ilişkisini
yavaş yavaş oluşturuyorum. Ve giderek
bu güven duygusuyla gücümün arttığını,
aklımın katlandığını görüyorum.

Bu zekâ asla abes iş yapmaz. Her zaman
beni ilerletecek ve geliştirecek olayları
hayatıma sokar.

Bu olaylar tam vaktinde, tam da benim
onları anlayabileceğim anlarda
ve benim için en uygun şekilde gelişir.

Bu yüzden ben, bu zekâyla birlikte
akar ve çoğalırım.
Bu yüzden ben, her zaman rahat
ve sakinim.

Bu yüzden ben, sadece kaldırabileceğim
kadar yükü omuzlarım, gerisini ona bırakırım.
Bu yüzden ben, her zaman hafif ve neşeliyim.

Bu yüzden her şey zorlamasız bir
çabayla oluverir.
Ve bu yüzden ben, her zaman tahmin
ettiğimden ve beklediğimden
fazlasını alırım.
Bırakıyorum ve teslim oluyorum.

Pamukk 28-01-2009 07:51 PM

Canım bunları Word'e kopyalıyorum her gün sevincli

Sonra print edicemmm956k

sanemce 28-01-2009 08:23 PM

canım benim çıktısını alamazsan da sorun etme.. önce wordde yazdığım için hepsi kayıtlı.. ben sana çıktısını alırım bitanem kiss3


Alıntı:

Pamukk Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 307977)
Canım bunları Word'e kopyalıyorum her gün sevincli

Sonra print edicemmm956k


Pamukk 28-01-2009 09:10 PM

Alıntı:

sanemce Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 307981)
canım benim çıktısını alamazsan da sorun etme.. önce wordde yazdığım için hepsi kayıtlı.. ben sana çıktısını alırım bitanem kiss3


Ah ben sana ne diyeyim kelimeler yetmedi kiss3

Biraz da çiçeklerimle benden bir güzellik bırakayım bu köşeye

http://i121.photobucket.com/albums/o...ose/ros044.gif

sanemce 28-01-2009 10:21 PM


SORUMLULUK
“En birinci sorumluluğum kendim olmaktır.”

Ben, öncelikle ve sadece kendi
sorumluluklarımı yüklenirim.

Ve benim diğer insanlar karşısındaki
asıl sorumluluğum, onlara öncelikle kendi
sorumluluklarını sevinçle
yüklenebilmeleri imkanını sağlamaktır.

Sorumluluğumu sevinçle yüklenirim.
Çünkü onlar beni büyütür ve güçlendirir.

Görevlerimi sevinçle yüklenirim, çünkü
onlar beni ben yaparlar.
En büyük görevim, kendimi mutlu,
sağlıklı ve başarılı yapmaktır.

En büyük sorumluluğum ise, kendi
Hayatımın tamamen benim tarafımdan
oluşturulmuş olduğunu kabul etmek
ve ona göre yaşamaktır.

Doğumumu, ailemi seçtim ve bu seçimin
bütün sonuçlarını.
Sevdiklerimin görevlerini onların adına
yüklenmem. Bu, benim sevgimin gereğidir.

Onlara yardım etmek için hazır beklerim.
Yeri geldiğince ve hak ettikleri oranda
yardım ederim. Aynı şekilde ben de
hak etmediğim bir şeyi talep etmem.

Kendi yaşam sorumluluğumu
üzerime alma görevimi hiçbir koşul
ve sebeple ertelemem.

Sorumluluğumu aldıkça, bundan öncelikle
bütün hücrelerim yararlanırlar.
Olmam gerektiği gibi olmaktan gelen
neşe kalbime dolar o zaman, bütün
organlarım mükemmel çalışırlar.

Ve o zaman ben, önce sevdiklerime
ve sonra da çevreme gerçekten
yardım edebilirim.

Benim ikinci görevim, başkalarının da
kendi yaşam sorumluluklarını sevinçle
yüklenmeleri için onlara ilham vermektir.

Böyle oldukça, biz birbirimize bağımlı
olmadan gerçekten bağlanmış oluruz.
Böyle oldukça, biz özgür oluruz.

Sırtımda sadece kendi hayat sorumluluğum
var ve ben hafifim.
Annemin, babamın, çocuklarımın ve eşimin
sırtında da onların kaldırabilecekleri kadar
yük var, gerisi Tanrı’nın güçlü omuzlarındadır.
O’na hiçbir yük ağır gelmez.

Günümü nasıl planlayacağıma, neyi tercih
edeceğime ben karar veririm.
İşimi nasıl yapacağıma ve ne yapacağıma.
çünkü bütün bunların sonuçlarından
ben sorumluyum.

Her davranışımın, her düşüncemin
sonuçlarından sorumluyum,
başkalarının değil.

Sadece yapabildiğimi yaptıktan sonra,
başkalarının yaşayacağı acılar için
şeffaf bir tutum takınırım.

Herkesin kendi yanlışını yaşamaya
hakkı olduğunu bilir ve kabul ederim.

Özellikle ailem ve sevdiklerimin ayrı
birer birey olduklarını ve bu gelişme
yolculuğunu birlikte yaptığımız yol
arkadaşları konumunda bulunduklarını
hep aklımda tutarım.

Onlar şimdilik benim ailem olma rolünü
seçtiler. Öğrenmek, gelişmek,
Tanrı’ya benzemek ve
O’nun gibi olmak için.

Çevremdeki insanlar ve özellikle
sevdiklerim için her şeyi yapmaya hazırım,
onlar istediğinde ve almaya hazır oldukları
sürece. Onların hayatları ile benimkiler
arasındaki çizgiyi net olarak fark ederim.

Onlara yardım etmeye çalışırım, ama
onlara üzülüp-kahrolarak kendimi
faydasız hale getirmem.

Sorumluluk beni geliştirir ve olgunlaştırır.
Beni büyütür ve güçlendirir.

Sorumluluklarımın benim gerçek
sorumluluklarım olduklarını anlamak için
doğal bir ayırma yeteneğine sahibim.

Çünkü sorumluluklarım hem beni, hem de
başkalarını geliştiren ve güçlendiren
şeylerdir.

Sorumluluklarım bana neşe ve
canlılık verir.

sanemce 29-01-2009 01:07 PM


ŞÜKÜR
“Minnettarlık duyduğum şeyi kendime çekerim”

Öncelikle şükrederim hiç yoktan
varolduğum için.
O’nun bendeki özüne şükrederim.

Beni özene-bezene yarattığı ve bana akıl verdiği için.

Âlemlerde kimseye vermediğini bana
verdiği için; seçme özgürlüğünü!

Aklımda tasarlayabildiğim,
plan yapıp-hayal kurabildiğim için.

Bana deney yapma imkânı verdiği için.
İstediğim kişi olma imkânını verdiği için.
Bazen kadın, bazen erkek.
Bazen zengin, bazen fakir.

Deneyebildiğim için.
Bana bu deneyleri yapacak bir alan,
Dünya ve yaşam verdiği için.

Benle birlikte gelişen yol arkadaşlarım için.
Onlar olmasaydı kendimi tanıyamazdım.

Bana yardımcı olan melekler için.
Çevremdeki binlerce çeşit hayvan için.

Biz onlarla birlikte bu yolculuğu yapıyoruz.
Kediler, kuşlar,böcekler, atlar ve diğerleri için.

Düşünebildiğim için. Gülebildiğim için.
Ağlayabildiğim için.
Kahkaha atabildiğim için, çünkü böylece
herşey birden anlam kazanıyor.
Ağlayabildiğim için, çünkü böylece
kirlerimden arınıyorum.

Acılarım ve sevinçlerim için, çünkü onlar
benim kalbimin güçlü olmasını sağlıyorlar.
Ailem için, çünkü onlarla yalnızlığımı
paylaşıyor ve kendi benliğime
anlam veriyorum.

Gözlerim için, onlarla çevremi açık, berrak
ve renkli görüyorum.
Yanlışlarım için şükrederim,
çünkü onlar sayesinde öğreniyorum.

Kıyafetlerim için, kitaplarım için,
seyrettiğim filmler için, güzel gösteriler
için şükrederim.
Çocuklar için şükrederim, onlar bana
hayatı sevdiriyorlar.

Yeteneklerim için şükrederim, onlar
kendime saygı duymamı sağlıyorlar.
Aptallıklarım için şükrederim, onlar beni
akıllı yapıyorlar.
Şükredebildiğim için şükrederim.

Bana acı veren insanlar için şükrederim,
onlar sayesinde kendimi tanıyorum.

Ellerim için, kollarım için, ağzım ve
burnum için şükrederim.
Onlar benim harika araçlarım.
Ayaklarım için, onlar beni istediğim
yere götürüyorlar.

Dostlarım için şükrederim, onlarla acıları
küçültüyor, sevinçleri çoğaltıyoruz.
Bana düşmanlık yapanlar için şükrederim,
onlar bana kirlerimi gösteriyorlar.

Şükrettikçe çevremde yüksek nitelikli bir
alan yaratıyor ve bütün yüksek nitelikli
araçları kendime çekiyorum.
Mutluluğu, gücü, sevgiyi, neşeyi
yaratacak araçları kendime çekiyorum.

Şükrettikçe sağlıklı oluyorum ve
gücüm artıyor.
Ve yine şükrettiğim için, şükrediyorum.
Rüzgâr için, yüzümü yalayıp-geçen esintiye
şükür. Ağaçlar için. Yüce dağlar ve
küçük tepeler için.

Güneşin sıcaklığı için, içimi ısıtan,
aydınlatan güneş ve ay için.
Toprağa bastığımda onun yumuşaklığı için.
Bulutlar için ve masmavi
gökyüzüne şükürler.

Tadabildiğim için. Koşabildiğim
ve oturabildiğim için. Her bir eylemi
yaparken hissettiğim özgürlük duygusu için.

Etrafımdaki insanlar için. Onların yüzleri,
sesleri ve orada oluşları bile
anlamlı benim için.
Hepsi ayrı bir dünyanın kapılarını
açıyor bana. Hepsi bana bir şey öğretiyor.

Üzerinde rahatça dolaştığımız dünya için.
Varolduğum için bir kez daha.
Hata yapabildiğim için. Seçebildiğim
için ve seçimlerimin sonuçlarını
yaşadığım için. Duygularım için.
Ağladığım ve güldüğüm için şükrederim.

Özel yeteneklerim için. Farkına
vardıklarım ve varmadıklarım için.
Ve şükrederim, şükredebildiğim için.

ışıkk 29-01-2009 03:01 PM

Ben de Şükrederim Sanemce arkadaşım buraya bunları yazdığı için.teşekkürler, teşekkürler...956kcilgin897

sanemce 29-01-2009 03:10 PM

ben teşekkür ederim ışıkçım ark5
paylaştıkça büyüyoruz ttli3
katkım olabiliyorsa ne mutlu bana gogogo
sevgiler kiss3



Alıntı:

ışıkk Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 308042)
Ben de Şükrederim Sanemce arkadaşım buraya bunları yazdığı için.teşekkürler, teşekkürler...956kcilgin897


sanemce 29-01-2009 04:45 PM


KENDİN OLMAK
“Olmadığım bir şeyi deneyimlemeyi
bırakıyorum; olduğum şey oluyorum.
Kendim oluyorum.”

Sadece kendim olmayı seçiyorum,
her şeyi ile ve bütün olarak.
O zaman ben olmadığım şeyi deneyimlemiş
olmaktan getirdiğim bilgiyle, olduğum
şeyin ne olduğunu çok iyi bilirim.

Mükemmel olmak yerine, kendim olmayı
seçtiğimde, aslında gerçek mükemmelliğin
bu olduğunu bilirim. Kendim olmanın
o muhteşem duygusunu.

İyi olmak yerine, kendi gerçeğini ifade
etmenin ne kadar akıllıca olduğunu bilirim.

Çünkü insan ancak kendisi olabilir ve
bu, yapabileceği en iyi şeydir.

Nasıl ki bir çam ağacı bir kestane olmadığı
için kendisinin mükemmel ya da
iyi olmadığını düşünmüyorsa, nasıl ki bir
kedi bir kuş olmadığı için iyi olmadığını
düşünmüyorsa; ben de kendimden
başka bir şey olduğumu sandığım
zamanlarda hissettiğim yetersizlik
ve eksiklik duygusunun ne kadar
komik olduğunu fark ediyorum.

Evet, o zaman öyle düşünmeyi seçmiştim,
şimdi ise, böyle düşünüyorum.
İkisini de ben seçtim.

Düşüncelerim bana aittir. Benim kişiliğimin
orjinal ürünleridir onlar.
Onlara bakar, izler ve artık işime
yaramayanları ve bana ait olmayanları
ayıklar, değiştiririm.

Her iki durumda da onlar sadece benim
düşüncelerim oldukları için onları severim.
İnançlarım bana aittirler.
Onları adım adım oluştururum.
Her an değiştirip-düzelterek ilerlerim.

Her bir deneyimim, ki bütün deneyimlerim
birer öğrenme eylemidir, bana yeni şeyler
öğretir. Ve böylece ben inançlarımı da
geliştirir, öylece yoluma devam ederim.

Hatalarımı seviyorum, çünkü onların
benim deneyimlerim olduğunu öğrendim.
Hiç hata yapmasaydım,
hiç öğrenmiyor olacaktım.

Bedenimi seviyorum.
Oradaki her bir kıvrımı, her bir uzvumu;
çünkü onlar bana aitler.
Benim biricikliğimi, tekliğimi ve
özel oluşumu yansıtan şeylerdir onlar.

Yüzümün ifadesini seviyorum.
Dünyada her şeyi ile benle aynı olan
ikinci bir kişi yok.

Yeteneklerimi seviyorum.
Onları ben bir çok hayatlar boyunca
elde ettim. Oluşturdum ve geliştirdim.

Aklımı seviyorum. Kendime ait
özel düşünme biçimim ve zekâ türümle
farklı oluşumu seviyorum.

Ve başka insanların farklılığına,
özgünlüğüne baktığımda o muhteşem uyumu
görüyorum; çeşitlilikteki birliği!

Aynaya baktığımda, gözbebeklerimde
gördüğüm kişiyi seviyorum.
O benim. Yüzyıllar boyunca
birlikte yolculuk yaptığım kişi.
Ve hep onunla olacağım.

Ben kendi orjinalliğimi ifade ettikçe
ve başkaları da aynı şekilde yaptıklarında;
o zaman dünya daha renkli ve
daha zengin bir dünya olur.

Herkes kendisi olmayı başardığında,
biz bilinçli olarak dünyada cenneti
yaratmış oluruz.

ziyaretcixy 29-01-2009 05:12 PM

teşekkürler sanemce... çok güzel bunlar

sanemce 29-01-2009 05:30 PM

ben teşekkür ederim Akın Berk

çok keyif alıyorum yazarken wave


Alıntı:

Akın Berk Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 308053)
teşekkürler sanemce... çok güzel bunlar


anceline 29-01-2009 07:42 PM

Sevgili arkadaşlar olumlamalar bir harika ellerinize sağlık... Sağlıkla ilgili olumlamaları da buradan aktarsanız şu günlerde acil ihtiyacım var...çook ama pek çok sevinirim. Şimdiden teşekkür ederim . Hepinize sevgiler

sanemce 29-01-2009 08:21 PM

sıradaki ikinci olumlama "sağlık" ile ilgili sevgili anceline thumbsanim

sırayı değiştirmemin bir mahsuru olacağını sanmıyorum sung66

sevgiler ttli3

Alıntı:

anceline Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 308062)
Sevgili arkadaşlar olumlamalar bir harika ellerinize sağlık... Sağlıkla ilgili olumlamaları da buradan aktarsanız şu günlerde acil ihtiyacım var...çook ama pek çok sevinirim. Şimdiden teşekkür ederim . Hepinize sevgiler


duru79 29-01-2009 08:29 PM

Sanemce teşekkürler...Birde kilo için olsaydı süper olurdu.Olmadığını olsa yazıcağını biliyorum.. actionsmile

sanemce 29-01-2009 08:55 PM

evet duru'cum bu kitapta yok ama belki başka yerden buluruz sung66
sevgiler kiss3

Alıntı:

duru79 Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 308067)
Sanemce teşekkürler...Birde kilo için olsaydı süper olurdu.Olmadığını olsa yazıcağını biliyorum.. actionsmile


sanemce 29-01-2009 09:09 PM

http://img520.imageshack.us/img520/7...8zf9mz0fk7.gif
SAĞLIK
“Uyum içindeyim ve sağlıklıyım”

Her nefesimde ciğerime dolan hava ve
Tanrı’nın sıcak soluğu, bedenimi
güçlendiren ve arıtan etkisiyle bütün
hücrelerime kadar etkisini gösterir.

Her nefes alışımda rahat, huzurlu ve sakin
olduğumu, sağlıklı olduğumu, güçlü
olduğumu biliyorum.

Bedenim muhteşem bir düzenle çalışır
kendiliğinden. O öylece çalışırken, benim
herhangi bir şey yapmam gerekmez.
Sağlıklı olmak, benim doğal halimdir.

Bütün organlarım muhteşem bir düzenle
yapmaları gereken işlemleri yaparlar.
Keyifle ve neşe ile.

Kalbim esnek bir ritimle kan
pompalarken, midem yemekleri
öğütürken, ben mutlu olmak ve
mutlu etmek için çalışırım sadece, benim de
görevim budur. Böylece herkes
görevini yapmış olur.

Ben mutlu oldukça, bedenim enerjiyle
dolar ve uyuma katkı yapmış olurum.
Neşe ve haz bedenimin yakıtıdır.

Gözlerim açık, berrak ve renkli görmeye
devam ederken, ben bilmeyi ve
anlamayı seçerim.
Böylece görevlerimizi yaparız.

Midem keyifle yediklerimi öğütürken,
ben öğrendiklerimi anlamaya ve
duyduklarımı bir düzene sokmaya
başlamışımdır bile.

Ciğerlerime tertemiz havayı doldurup,
biraz öylece tuttuktan sonra yavaşça
Geri bıraktığımda ve bunu kendiliğinden
ve rahatça yaptığımda, kanımın
temizlendiğini bilirim.
Ben o sırada zihnimi yararsız düşüncelerden
ve korkulardan temizliyor olurum kolayca.

Hayatı kucaklar ve neşeyle dans ederim.
ses tellerim titreştiğinde, böbreklerim
kanımı temizlerken, ayaklarım sağlamca
yere bastığında, ben keyifle gelişme
yolculuğumu adımlıyorum.

Kulaklarım sesleri ayırt edip-algılarken,
ellerim sıkıca tutup-kavrarken, ben
her türlü güzelliği ortaya çıkarmak için
çalışıyor olurum dikkatle.

Beynim milyon kere milyon kapasiteyle
çalışırken, ben öğrenir, düşünür ve bilirim.
Bu ne güzel bir işbirliği!

Hayat amacımı gerçekleştirebilmem için
onlar hep muhteşem bir düzenle çalışırlar.
Durmadan, yorulmadan ve şaşmadan.
Çünkü öyle emir almışlardır Tanrı’dan.

Sağlıklı olmak, benim doğal durumumdur
ve ben, hep bu durumda olmayı seçiyorum.
Sağlıklı ve güçlü olmayı seçiyorum.

Bedenimin her bir organını seviyorum
ve onlara teşekkür ediyorum.

Hareket etmek, yürümek, temiz ve
hafif gıdalarla bedenimi beslemek benim için
keyifli bir görevdir.

Düzenli uyuyarak ve düzenli
beslenerek ben bu uyumu ve işbirliğini
sürdürmüş olurum.

Sapasağlam ayakta durup, köklerimi
dünyaya saldığımda, oradan bana bütün
bedenimi güçlendiren enerji akar.

Başımın üzerinden güneşe bağlanan
bir ışık hattı beni hep canlı tutar.
Ve ben, ikisi arasında sürekli beslenirim.
Canlı ve neşeliyim ve güçle doluyum.

Hayat amacımı gerçekleştiriyor ve
değişerek ilerliyorum.
Sağlıklı ve güçlüyüm. Bu durum benim
doğal halimdir.

Hep değişip-yenilenerek ilerliyorum.

sanemce 30-01-2009 05:59 PM


SINIR KOYMAK
“Sınırlar olmasaydı, netlik olmazdı. “Hayır” demeseydim, “Ben” olamazdım…"

Haklarıma sahip çıkıyorum.
Kişiliğime sahip çıkıyorum.
Yaşam sorumluluğuma sahip çıkıyorum.

Yeri geldiğinde zarifçe, ama kararlı bir
şekilde “hayır” demem, başkalarını
rencide etmez, onları kırmaz.
Tersine, benimle onlar arasındaki ilişkiyi
gerçekçi bir duruma sokar ve başkalarının
bana saygı duymalarını sağlar.

Kendi haklarıma saygı duyduğum gibi,
başkalarının haklarına da saygı duyarım.
Onlar bana “hayır” dediklerinde, bunun
çok doğal olduğunu bilirim.
Böylece hepimiz kişilik deklarasyonumuzu
belirtmiş oluruz. Sınırlarımızı belirlemiş oluruz.

Çünkü sınır olmazsa, saygı da olmaz.
Sınır, sevginin işaretidir.
Sevdiğim şeyler ve sevmediklerim konusunda,
beğenilerim ve zevklerim konusunda
açıkça fikrimi ifade ederim.
Bu konuda tartışmaya girmeden
Sınırlarımı çizerim.

Kendime ait
zamanlarıma sınırlar koyarım ve
başkalarının zamanlarına ait sınırları da
hassasiyetle korurum.

“Hayır” demeden önce düşünürüm.
“Evet” demeden önce düşünürüm.

Başkalarının beni anlamalarını beklemem,
onların benim haklarıma sahip çıkmalarını
beklemem. Ben kendi haklarımı korumak
için gerektiğinde “evet” gerektiğinde de
“hayır” derim.

“Hayır” dediğimde kırılan kişiler,
bu sınırlar konusunda net fikirleri
olmayan insanlardır ve ben adilce “hayır”
dediğimde, onların da öğrenmesini
sağlamış olurum.

Kendimi sevdirmem için kendi haklarımı
göz ardı etmem gerekmez.
Tam tersine haklarımı savunmam gerekir.

Saygı görmem için, başkalarına
hoş görünmem gerekmez.
Tam tersine, yapmam gerektiğine
inandığım şeyleri yaparım.

Çünkü benim en büyük görevim,
kendi haklarıma sahip çıkmak,
ve başkalarının haklarına
saygı duymaktır.

Zamanım bana aittir, onu en iyi şekilde
kullanırım. Bedenim bana aittir.
Kitaplarım, odam, eşyalarım bana
aittirler. Param bana aittir. Yeteneklerim
ve duygularım, bütün bunların hepsi
benim değerlerimdir.

Onları ben kendi seçimimle, kendi
isteğimle ve istediğim biçimde kullanma
hakkına sahibim. Ve bu hakkı en iyi
şekilde kullanırken, beni yönlendirmeye
ve isteğimin ve çıkarlarımın dışında
bunları kullanmaya niyetlenen
kişilere “hayır” demek, insanlık onuruma
sahip çıkmaktır aslında.

Ve bu yüzden ben, gerektiğinde kolaylıkla
ve zerafetle “hayır” demeyi seçiyorum.

Nerede “evet” diyeceğimi ve nerede
“hayır” diyeceğimi ayırt etmem, benim için
çok kolay oluyor, çünkü bu konuda özel bir
hassasiyet geliştirdim ve bunu kullanıyorum.

“Hayır” dediğimde sınırlarımı belirlemiş
oluyorum ve sınırı belli olmayan hiçbir şey
“belli” değildir. Ve sınır sevgidir.

anceline 30-01-2009 06:59 PM

Sanemce cok tesekkür ederim...harikasın

sanemce 31-01-2009 04:48 PM


EGOSAL KİMLİK

“Egom benim taşıtımdır.
Onu işbirliğine davet ediyorum.”

Sevgili Egom, şu andan başlayarak tümüyle
benim kontrolüm ve yönetimimle seninle
işbirliği içinde yolumuza devam ediyoruz.

Senin olumlu niyetini biliyor ve takdir
ediyorum. Şimdiye kadar yaptıklarından
dolayı ve bundan sonra yapacakların
için de sana şimdiden teşekkür ediyorum.

Ve bundan sonra ikimiz için de uygun,
yararlı olan düşünceleri alışkanlığa
dönüştürmeni istiyorum.

Ancak seninle işbirliği yaptığımızda
başarıya ulaşacağımızı biliyorum.

Bundan sonra ben ve sen
müthiş işler yapacağız.
Güven içindesin ve her zaman
korunuyorsun. Bilmediğim şeyleri
öğrenmek için adım attığımda, bil ki güven
içindesin. Çünkü birlikte gelişiyor
ve olgunlaşıyoruz.

Yeni bir şey yaptığımda, yeni bir yere
gittiğimde öğrenmek için bir çok fırsatla
karşı karşıyayız demektir.

Her zaman sağlam bir yapının üzerinde
duruyoruz. Sen ve ben…
Bundan sonra sana kulak verecek ve seni
dinleyeceğim, sen de beni dinleyeceksin.
Birbirimizi anlayacak ve uzlaşacağız.
Birlikte hareket edeceğiz.

Seni duymak için hep dinleyeceğim.
Senin niyetini anlamak için hep kulak
vereceğim sana. Sen de bana kulak
vereceksin ve ikimizin de istediği şeylere
böylece ulaşacağız. Mutluluk,
haz ve gerçek güce.
Şimdiden bu konuda yapacağın
yardımlar için sana teşekkür ediyorum.
Bundan önceki yardımların için de.

Artık sen, benim himayem ve
yönetimim altındasın.
Hep bir işbirliği içinde olacağız.
Her an değişerek ve yenilenerek
ilerlediğimizde kendi içimdeki özü açığa
çıkarıyor olurum.

Hiçbir şey bizi üzemez, yaralayamaz
ve tehdit edemez. Çünkü benim varlığım
sonsuz ve sınırsız bir özden oluşmuştur.
Bu yüzden her şey ancak bizim için en iyi
sonucu verebilir.

Bundan sonra söylediğim sözler
hep bu gerçeği yansıtacak.
Davranışlarım hep bu gerçeği ifade edecek.
Ve sen benimle bu konuda işbirliği
yapacaksın. Ben ancak bu şekilde
ilerleyebilir ve istediğim şeyleri yapabilirim.

Sana teşekkür ediyorum ve işbirliğimizin
bu deklarasyonunu net olarak
algıladığını biliyorum.

sanemce 01-02-2009 05:40 PM



DEĞİŞİM

“İlerlemem gerektiğinde değişmem de gerekiyordu.
Her değişim bir tür ölümdür ve hiç kimse değişmeden duramaz.”

Bütün evren her an yok olur ve
sonra yeniden değişerek var olur.

Ben de değişirim. Her an, her soluk alışımda.
Hiçbir zaman bir önceki solukta
olduğum kişi olmam.

Hayatın akışına uyum sağlayıp onunla
birlikte akarken, hep yenilendiğimi ve
olgunlaştığımı bilirim.

Hem hep aynı kalırım, hem de hiçbir zaman
bir önceki gibi olmam.
Her şey beni değiştirmek için vardır.
Ciğerlerime dolan hava, attığım adım,
okuduğum kitap beni değiştirir.
Eşim beni değiştirir, çocuğum, arkadaşım ve
yabancı sandığım kişiler beni değiştirirler.

Ay beni değiştirir, güneş beni değiştirir.
Onlar beni değiştirirken, ben de onların
değişimine katkıda bulunan milyonlarca
etkiden birini yapmış olurum.

Hepimiz birbirimizi değiştirir ve değişiriz.
Bu ne güzel bir danstır.
Ve ne güzel bir armoni!

Değişerek aynı kalmanın sırrını
hissettikçe, boşluğun ve belirsizliğin
rüzgârına kendimi bıraktıkça, hayatın
beni götürdüğü her anda yeni şeyler bulurum.

Her köşede bir sürpriz, bir hediye ve
bir heyecan beni bekler.
Bu değişim içimi ürperttiğinde ve karanlık
boşluğa gözlerimi dikip öylece baktığımda yine
de bilirim ki, yolumu aydınlatacak bir ışık
çıkacaktır bir yerlerden.

Zamanın akışı beni kendi gerçeğime, zamanın
içinde gizli duran gerçeğe götürür.

Değişimi severim ve değişerek
olurum her an. Önümü göremediğimde,
bastığım yeri bilemediğimde yürürüm
yine de, gözlerim karanlığa
alışıncaya kadar ilerlerim.

Bilirim ki ortalık aydınlandığında ve
karanlık dağıldığında, yepyeni bir görüntü
bütün berraklığıyla ortaya çıkacaktır.

Değişirken sınırlarımı zorlamak ve
kendimi esnetmek zorunda
olduğumu bilirim. Konfor alanlarımdan
dışarı çıkmak beni zorlayabilir.

Ama sürecin sonunda alacağım ödülün,
değişim sırasında çekeceğim
sıkıntılara değeceğini bilirim.

nick1 01-02-2009 11:42 PM

Merhaba
acaba bu olumlamalar bir meditasyon mp3 ü şeklinde ses kaydı olarak kaydedilebilir mi?bunu yapabilecek bir arkadaşımız var mı? kendi sesiyle

sanemce 03-02-2009 06:23 PM


PARA
“Parayı seviyorum, hayatı sevdiğim gibi.
Özgürlüğü, gücü ve bolluğu seviyorum.”

Para, insanlara ve kendime duyduğum
sevgi ve saygıyla, en iyi yaptığımı yaparken
yarattığım farkın karşılığıdır.

İşimle, bilgimle, yeteneğimle insanlara
yaptığım katkının en güzel karşılığı.

Para bütün bunları hissettiğimde bana gelir.
Ve bütün bunları hissetmek sadece benim elimdedir.

Hayatı bütün sadeliği ve muhteşemliğiyle
yaşamak için. İnsanca yapacağım her iş için.

Eğlence, dinlence, yardım ve günlük
ihtiyaçlarımı en iyi şekilde karşılamak için.

İşlerimi geliştirmek ve tasarılarımı
gerçekleştirmek için para en değerli araçtır.
Onu seviyorum.
Hayatı, kendimi, insanları, çalışmayı,
düşünüp üretmeyi sevdiğim gibi.

Yaptığım işten bolca para kazanıyorum.
İşimi bütün kalbimle, ruhumla,
aklımla yapıyorum.

Ve ben işimi çok iyi yapıyorum,
büyük bir keyif ve dikkatle. İbadet eder gibi.
Ve karşılığında bolca parayı
kendime çekiyorum.

Yaptığım işi, bulunduğum anı ve karşıma
çıkan insanı seviyorum. Ve bütün
bunlara değer veriyorum. Değerli olduklarını
bilerek. Ve değer üretiyorum.

Ve para kazanıyorum. Bolca ve bereketli paralar.

Elimdeki her bir lira on lira
gibi değerleniyor. Ve bin lira on bin gibi.

Asla haksızlık yapmadan keyifle
kazanıyorum ve sevinçle harcıyorum.
Para sevgidir ve ben parayı seviyorum.
Paramı çok dikkatli harcıyorum.
Hesap ederek, gereksiz harcamalar yapmadan,
gösterişe ve aşırılığa kaçmadan.

Mutlu olmak, mutlu etmek için. İnsanca yaşamak için.
Para harcarken hep Tanrı’ya teşekkür ediyorum.

Kazandığım paradan mutlaka ihtiyaçta
olanlara, belli miktarda gizlice veriyorum.
Çünkü biliyorum ki bu, onların hakkı.
Hiç tanımamış olsam da. Bana yardım
etmemiş olsalar ve yardımları
dokunmayacak olsa bile.

Bilirim ki, ben karşılığını almayı düşünmeden
kendimdeki İyiyi vermeyi bildiğimde,
hayat da bana hep en iyiyi verir.
Bu, hayatın döngüsüdür.
Bu, hayatın alma ve verme döngüsüdür ve
ben vererek, bu döngüye katılmış olurum.

Zaten ben asla yoklukta olamam.
Çünkü benim varlığım, bütün varlıkların
temelinin bulunduğu yerdedir her zaman.

Çünkü Tanrı benim rızkıma kefil olmuştur.
Bu O’nun sözüdür. Ve ben ona güvenirim.

Bolca kazandığım paranın bir kısmını
biriktirir, bir kısmını verir, bir kısmını
yatırıma dönüştürür ve bir
kısmını da neşeyle harcarım.

Parayı severim, hayatı sevdiğim gibi.
O bana hep akar gelir.
Bir ırmak gibi bolluk ve bereket seli.

Emeğimin karşılığını mutlaka alırım.
Emeğim kutsaldır ve karşılığı da.
Kimsenin benim emeğimi çalmasına izin vermem.
Bu, öncelikle onların iyiliği içindir.
Böylece onların haksızlık yükünü sırtlarına
vurmamış olurum. İhtiyaçta ve zorda olanlara
kendiliğimden sevgiyle veririm.

Zenginlik ve bolluk, hayatımın
her anı için en büyük gerçektir.
Zenginlik hayatın gerçeğidir.

Her zaman yaptığım şeyi daha iyi
yapmak için, daha çok öğrenmek ve
hizmet etmek için yeni yollar,
çareler ve buluşlar yaparım.

Keyifle ve neşeyle çalışırım.
Çalışmak benim en büyük eğlencemdir.

Hayatıma her an bolca para akar ve ben
bu parayı sadelik ve sükûnetle kullanırım.
Ve sonra başkalarının da bolluk bilincine
ulaşmaları için çaba gösteririm.

Biz topluca bolluk ve bereket içinde
ve sadelikten ayrılmadan sükûnetle
yaşadığımızda, Tanrı’nın muradı
yerine gelmiş olur.

Çünkü Tanrı bütün hazineleri yaratandır ve
bizim onlardan faydalanmamızı ister.

Para sevgidir ve ben hayatı seviyorum.

sanemce 04-02-2009 05:23 PM


DİKKAT VE HAFIZA
“Belleğim sonsuz, dikkatim keskindir.”

Gördüğüm, okuduğum ve dinlediğim
her şey sonsuz belleğimde depolanır.
İstediğimde bunları birer birer hatırlarım.

Bilinçaltımın sonsuz saklama gücü,
bütün bilgileri kaydetmek
yeteneğine sahiptir.
Saniyede milyonlarca veriyi yükler bilinçaltım.
Ben de bunları ihtiyaç duydukça hatırlarım.
Sesleri, renkleri, sözcükleri, onların
anlamlarını ve diğer milyonlarca detayı.

Hatırlarım açık ve berrak bir biçimde
hatırlamak istediğim her şeyi.
Bildiğim ve öğrendiğim şeyler düzgün,
ilişkili ve anlamlı bir biçimde saklanırlar.

Bilinçaltımda, her şeyi bir başka şeyle
ilişkilendirdiğim hatırlama çivileri vardır.
Biri diğerini hatırlatır bana, o da
diğer bir başkasını.

Hatırlarım açık ve berrak bir biçimde.
Bir şeye baktığımda bütün renkleri
en ince detayına kadar fark edebilirim.
Ve bütün sesleri en ince ayrıntısına kadar.

Baktığım şeye bütün varlığımla bakarım.
Yaptığım şeyi bütün varlığımla yaparım.
Her anımı ibadet eder gibi yaşarım.

Ben dinlenirken, uyurken, günlük işlerimi
yaparken bilinçaltımdaki bilgiler işleniyor
olurlar en mükemmel bir şekilde ve
kendiliğinden. Onlar üzerinde düşünmediğim
zaman bile aslında düşünmüş olurum.
Eğlenmeye ve dinlenmeye zaman ayırırım.
Yaptığım işi keyif ve neşeyle yaparım.
O zaman zihnim tamamen açılır.
Bütün kapasitesiyle ortaya çıkar.

Öğrendiklerimi içselleştirmek için
başka şeyler yaparım. Keyifli şeyler.
Bir süre sonra dönüp-baktığımda, gerçekten
öğrenmiş olduğumu fark ederim.

Çok şeyi öğrenirim. Bazı şeyleri
iyi yapmak için. Bu yüzden ihtiyacım
olanları hatırlarım kolayca.
Diğerlerini ise, her an hatırlamam gerekmez.

Sadece yapabildiğimi en iyi şekilde yaparken,
başka bir şey için kaygı duymadığımdan,
yaşadığım ana odaklamak
benim için çok kolay olur.

Öğrenmek, anlamak, bilmek ve
hatırlamak ve sonra bunları hayatımda
daha çok başarı ve mutluluk ve de hizmet için
kullanmak bana müthiş bir keyif verir.

Bir şeyi öğrenirken gevşek, neşeli ve
rahat olmam zihnimi açar ve genişletir.
Tüm kapasitesiyle kullanıma
hazır hale getirir.

Hatırlarım açık ve berrak bir biçimde
hatırlamak istediğim her şeyi.

yeni bir hayat 05-02-2009 03:22 AM

sanemce bu konuyu burada paylaştığın için çok teşekkürler..

Gerçekten hergün okunması gereken harika olumlamalar.

http://img22.imageshack.us/img22/2358/tesekkurpb5.jpg

sanemce 05-02-2009 09:58 AM

canımm ben teşekkür ederim okuduğunuz ve de beğendiğiniz için. kiss3



Alıntı:

yeni bir hayat Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 308583)
sanemce bu konuyu burada paylaştığın için çok teşekkürler..

Gerçekten hergün okunması gereken harika olumlamalar.

http://img22.imageshack.us/img22/2358/tesekkurpb5.jpg


sanemce 07-02-2009 11:54 AM


SEVGİ
“Sevgiyi öğrenmek için buradayım.
Ve bu, hayatımın en keyifli ve en zarif işidir.”

Sevmek benim dinimdir.
Sevmek, kendim olmanın en geniş ifadesidir.

Ve sevmek, olmak zorunda olduğum şeydir.
Çünkü ben sevgiyim.
Kendime tüm kaynaklarımı kullanmak için
izin verdiğimde ve bunları ortaya çıkarmaya
çalıştığımda, sevdiğimi bilirim.

Gözlerime baktığımda, orada Yaratan’ı
görürken sevdiğimi bilirim.
Ve başka insanların gözlerinde aynı şekilde.

İnsanların günlük dünyasal kimliklerinin ötesinde
Tanrısal bir benliğe sahip olduklarını biliyorum.

Başka insanların seçimlerine saygı
duyduğumda sevdiğimi bilirim.
Onların yanlış yapma hakkına sahip
olduklarını bildiğimde ve herkesin kendi
özel tekâmülü yolunda ilerlediğini
bildiğimde sevdiğimi bilirim.

Kendime özen gösterdiğimde,
ne kadar özel ve biricik olduğumu
hissettiğimde sevdiğimi bilirim.

Değişmek için ve gelişmek için çaba gösterdiğimde.
Asla umutsuzluğa kapılmadan hep iyiyi beklediğimde
ve en iyiyi gerçekleştirdiğimde,
kendi eylemlerimin ve düşüncelerimin
sorumluluğunu aldığımda sevdiğimi bilirim.

Hayatımın sorumluluğunu aldığımda.
Ve başkalarının da bu sorumluluğu almaları
için desteklediğimde.

Zamanı çok iyi kullandığımda sevdiğimi bilirim.
Zamana ne kadar neşe, huzur, öğrenme,
kahkaha ve hizmet sığdırırsam,
o zaman o kadar çok sevgide olurum.

Hayatımın bütün mucizelerini
görebildiğimde ve onları kullandığımda
ve hayatın aslında bir mucize olduğunu hissettiğimde
ve hayatı bir mucizeye dönüştürürken,
güçsüzü koruduğumda, onların
ihtiyaçlarını karşılamak için bir şeyler
yaptığımda, sevdiğime sevdiğimi söylerken
bilirim ki, bu sevgidir.

Gözyaşlarıyla severken bilirim ki,
bu sevgidir. Kimseyi kırmadan ve kırılmadan
yaşamayı becerdiğimde bilirim ki, seviyorum.

Hatalarımı fark edip ifade ettiğimde ve
özür dilediğimde. Kimseyi dışlamadığımda.

İyiyi ve güzeli istediğimde ve
onu elde etmek için çalıştığımda,
gerçekten sevmek için buradayım.
Sevgiyi öğrenmek için.

Öyleyse hayatım sevgi içindir.

Sevgi, benim aklımı açar, genişletir.
Yaratıcılığımı ortaya çıkartır.
Sevmek, öncelikle benim için iyi bir şeydir.
Ve sonra başkaları için de.

Sevgi, ben ve başkası ayrımının
yüzeysel bir değerlendirme olduğunu bilir.
Ve ben de bunu biliyorum.

Bulunduğum yere sadece güzellik,
neşe ve anlayış götürüyorum.

Ve her olaydan ancak en üstün faydanın
sağlanabileceğini biliyorum.
Hayatın sonsuz zekâsına güveniyorum.

Her zaman ve sık sık kendi içsel kaynağıma dönerim.
Oradan da sevgi kaynağına ulaşır ve beslenirim.

Sevdiğim işleri yaparak ve gurur
duyacağım bir hayatı yaşayarak.
Her zaman sıcak, samimi ve dürüstüm.

Ben sevginin ta kendisiyim ve kendimi tam
olarak ifade ettiğimde bilirim ki, seviyorum.

ışıkk 07-02-2009 12:53 PM

sanemce çok güzel bu canım.çok iyi hissettirdi bana kendimi .bugüne güzel başlamıştım ve öyle gidiyor ve sevgiyle ilgili olumlamalarda çok iyi geldi.çoook teşekkürler.sevgilerimle kiss3

sanemce 07-02-2009 01:06 PM

ışık'çım iyi gelmesine çok sevindim canım.. "sevgi" öyle güzel öyle kutsal ki, ismi bile yetiyor ttli3

çok daha güzel günlerinin olmasını diliyorum kiss3

esen27 08-02-2009 12:25 AM

Alıntı:

sanemce Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 307919)
teşekkür ederim sevgili tiriniti

ben kendi fikrimce açıklayabilirim sorduğun soruyu ancak ne derece doğru olur bilmiyorum dusun2

şükretmenin erdemini bilmeyen kesim, elindekileri görmeden daha fazlasını ister. o yüzden sürekli yok derler. halbuki sahip olduklarını görseler, yok diyebilirlermiydi?? varlığını kavrayabilmek için sahip olduklarını yitirmeleri mi gerekir..

çekim yasasının nasıl işlediğini bilselerdi eğer, halen yok diyebilirlermiydi ben de onu merak ediyorum y789

çok şükür ki, şükretmeyi bilenlerdeniz b456

sevgiler ttli3

merhaba ben bu yazdıklarınızla aylar önce tanıştım ve hayatımda ne kadar çok şükkretmem gereken şey olduğunu farketmedim bunun bilincine vardım
hayatın bize bir armağan ve bizim bunu nekadar hoyrat kulandığımıallhın ne kadar afedici olduğunu bildiğim halde benim affetmeyi ne kadar zor yaptığımı ve bundan arınmak için kendimle barışık yaşamaya karar verdim ve uyguluyorum sonuç şu anda bende olumlu ve devam diyorum.

sanemce 09-02-2009 10:26 PM


ÖLÜM
“Bir anda hem varolan,
hemde yok
olan şu dünyada…”
Ömer Hayyam

Ölüm, ruhun özgürlüğüdür.
Bir dinleniş ve huzurdur.

Aslında hayat ebedidir ve ölüm,
sadece bedene ait bir gerçektir.
O bile bir süre sonra dağılıp-çürüyerek
başka bedenlerde yaşamaya devam eder.

Ölüm hayatın sürekliliğinin ta kendisidir.
Ve değişimin yasası.

Hayatın her anı küçük bir ölümdür aslında.

Madde, bir anda varolup kaybolan enerji
paketçiklerinin gösterisinden başka
bir şey değildir. Böylece onlar var olmaya
devam edebilirler. Çünkü her yokluk anı,
aslında varoluşun kaynağıdır.
Ölüm de bunun gibi yaşamın kaynağıdır.

Hayat hep küçük ölümlerle sürüp-gider.
Aslında doğmak, bir anlamda çocuğun
anne rahminden ölümüdür.
Her bir kopuş ölümdür.
Ve her ölüm bir yeniden doğuş.

Ama ben kopup-ayrılmazsam büyüyemem.

Annemden koparım, ailemden koparım,
arkadaşlarımdan koparım. Her bir kopuştan
sonra yeni bir yere doğarım.

Ve her bir kopuş, bana büyümek ve
sevdiklerimle daha yüksek bir boyutta
bütünleşmek şansını verir.

Ve birbirlerini sevenler bütün mesafelerden
ve zamandan bağımsız olmak üzere hep bir
aradadırlar. Sevenler asla ayrılmazlar.

Ve her bir ölümü biz isteriz.
Daha da büyümek için. Daha çok hayat,
daha çok ışık, daha çok huzur ve genişleme için.
Ölümün zamanını ve şeklini de
bize en uygun şekilde tayin ederiz.

Ve ben her gün yeniden doğuyorum.
Hep böyle yaptım. Her anımı en güzel
Bir biçimde yaşayarak sonsuzca
yaşamaya devam ediyorum.

Hayatın tadını çıkararak varoluyorum.
Hayatımı bir destan gibi yaşadığım için,
ölüm de benim için bir ağıt değil,
bir kutlama şarkısıdır.

Çünkü ben bedenim değilim.
Ben ölümsüz ve sınırsız bir ruhsal varlığım.
Sevdiklerimin gözlerinde gördüğüm ışıktır
benim onlarda sevdiğim şey.

Bedenlerinde parlayan enerji!
Ölümsüz olan odur işte.

Yaşadığım her deneyimden bana
kalandır hep kalacak olan.
Diğerleri beni yolda bırakırlar.
Onlara ihtiyacım kalmayacağı için.

Bedenimi severim, çünkü ruhumun
barınağıdır. Hayatımı severim, ruhumun
isteklerini oluşturabildiğim için.

Ölümü kutsal bilirim, hayatı
bildiğim gibi. Hayatı severim,
ölümü sevdiğim gibi.

Hep canlı kalmak ve hayatta olmak
bedenimin kodlamasıdır.
Benim görevim budur.

Ve bu görevi en iyi şekilde yerine getiririm.
Ama gitme vakti gelince, son sözü ruhum söyler ve
bedenim de onu saygıyla dinler.

Ve ben şimdi sımsıkı yaşama sarılıyorum.
Her anını bir şükür, sevinç ve
yaratma şarkısına dönüştürerek.

Ve bu yüzden tam bir güven ve
cesaretle ilerliyorum.
Ölümsüzlerin güveni ve cesareti ile.

Ve hayat amacımı gerçekleştirmek için
hayata sımsıkı sarılıyorum.

sanemce 11-02-2009 03:56 PM



SINAV
“Her sınav, bir meydan okuyuştur.”

Hayat sınavlarla doludur, bu da
onlardan biri. Ve ben bu sınavda bütün
bilgilerimi rahatlıkla ve keyifle kağıda döküyorum.

Her bir sınavda gücümü ve bilgimi ölçerim,
ama kişiliğimi ve değerimi değil.

Hayat aslında birbirini takip eden
bir sınavlar dizisidir.
Örneğin ilk kez yürümeye başladığımda,
attığım ilk adım hayatımın en
önemli başarısıydı.

Ama bu şimdi, benim için çok doğal bir
yetenek haline geldi. Sonra okumaya başlamak.
Çarpım tablosunu ezberlemek ve diğerleri.
Hepsi birer sınavdı ve ben, her sınavdan
daha büyümüş ve gelişmiş olarak çıkarım.
Bu sınav da aynen öyle olacak.

Ben parlayan bir yıldız gibi diğer
sınava girenlerin arasından fark ediliyorum.
Orada ışıkların altında.
Belirgin ve dikkat çekici bir yıldız olarak.

Sınava girdiğim andan itibaren,
kalemi elime aldığımda öğrendiğim bütün
bilgilerin istediğim her an orada ve aklımda
olduğunu bilirim. Öğrendiğim her şey;
sayılar, isimler, formüller hepsi.
Yeri geldikçe ve ihtiyaç
duydukça birer birer aklıma gelirler.

Sınav sırasında dingin, ama uyanık
bir zihinle ve müthiş bir enerjiyle çalışırım.
Birikimlerimi ve yeteneğimi kağıda
dökerim. Aklımın bütün kapasitesi
o anda, orada işlemektedir.

Hatırlıyorum aklımın öyle mükemmel
çalıştığı anları. Aydınlık ve berrak,
süratli ve yaratıcı. Soruların yanıtları
nasıl birden kafamda çakıvermişti.
Yine öyle olacak o geçmişteki anlar gibi.

Ve sonra kendimi görürüm.
Amaçlarına ulaşmış, hedeflerini tutturmuş,
başarılı ve mutlu bir kişi olarak.
Orada sevinçle yumruğunu kaldırmış dururken.

Üniversiteden mezun olduğum gün
kepimi havaya fırlatırken.
Sevinçle bağıran sesimi duyarım, ailemin ve
arkadaşlarımın gülümseyen yüzlerini görürüm ve
yüreğimde hissettiğim o coşku ve heyecanı.

Sınav sırasında sanki zaman
bana uyar, benim en rahat biçimde
soruları yanıtlamam için beni bekler.
Ben süratli, ama sakin bir şekilde
bildiklerimi kağıda dökerken
en iyi sonucu alacağımı bilirim.

Hayat birçok sınavla doludur.
Bu sınav, onlardan sadece bir tanesi.
Diğerleri de kendi dönemleri için çok
önemliydiler, bu da öyle.

Oysa benim değerim,
varlığım ve kişiliğim bütün
bunların ötesinde, bütün ihtişamı ve
orijinalliği ile her zaman öylesine parlar.


WEZ Format +3. Şuan Saat: 07:54 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.