Kuantum Olumlama Kitabından Alıntılar Öz varlık “gerçek varlığımı kabul ediyorum” Ben Tanrı’nın sevgisinden varedildim. O, beni ve her şeyi sevgisinden yarattı. O beni yaratırken özüme kendi nurunu ve ışığını koydu. Bu ışığın özü; kudret, bilgi şefkat ve maharetle doludur. Bu bakımdan ben, Tanrısal niteliklerle bezenmiş durumdayım. Ben tam ve mükemmelim. Sonsuz ve sınırsız olduğumu, ihtiyaçtan uzak bulunduğumu biliyorum. Hayatımın her anı, O’na doğru yaptığım bu yolculuğun bir açılımı anlamını taşır. Her olay ve her durum beni O’na biraz daha yaklaştıran bir araçtır. Dolayısıyla ben, O olmayı seçiyorum. O’nu ifade ediyorum. O olmak, O’nun gibi olmak zorunda olduğumu biliyorum. Ve şu andan başlayarak gerçek kimliğimi ve kişiliğimi kabul ve tasdik ediyorum. Aynı şekilde diğer insanlar da O’nun sevgisinden varedilmişlerdir. Onların gözlerinin derinliklerinde O’nun ışığını gördüğümde, ben ve diğerinin aynı hamurdan varedilmiş olduğunu bilirim. Özde onunla kardeş olduğumu bilirim ve herkese bu gerçeğin ışığında davranırım. Renkleri, dinleri ve görünüşleri ne olursa-olsun. İnsanları değerlendirirken, eylemlerin ve sözlerin gerisindeki Öz’e odaklanırım. Bilirim ki, Öz, her zaman tam ve eksiksizdir. Onların bütün niyetlerini ve gerçek düşüncelerini büyük bir sezgisel duyarlılıkla deşifre ederken, aynı anda daha derine,Öz’e odaklanırım. Hem gelişen ve olgunlaşan benliğim, hem de eksiksiz ve mükemmel yanım aynı anda tekamül alanındadır. Dolayısıyla ben, ikisini de bir anda ifade ederim. Özüm kırılmaz, yaralanmaz, ölmez ve yok olmaz. Dolayısıyla hiç kimse ve hiç birşey bana zarar veremez. Bu gerçeğin verdiği huzur ve güvenle ben rahat, dengeli ve sakin bir biçimde hayatımı sürdürürüm. Kendi Öz gerçeğimi ifade etmeyen sözleri kullanmam. Kullanmış olsam bile, hemen fark eder ve değiştiririm. Kendi Öz gerçeğime uygun olmayan davranışlarda bulunmam. Bulunsam bile, hemen fark eder ve değiştiririm. Hayatımı tümüyle kendi Öz gerçeğime uygun yaşarım. O beni sevgisinden yarattı. O beni sever. Ayak tırnağımdan saçımın teline kadar özenle yarattı beni. Her şeyi bilecek aklı verdi. Deney yapabilmek için dünyayı yarattı. İyiyi ve kötüyü deneme şansı verdi. O beni sevgisinden yarattı. O beni sever. O beni ve her şeyi sevgisinden yarattı. O bütün kâinatı sevgisinden yarattı. O beni en güzel yerde barındırır, en iyi şekilde korur. O benim hem babam, hem de annem gibidir. Sonsuz şefkatiyle beni sarar, gücü ve bilgisiyle terbiye eder. Bedenim benim varlığımı tümüyle ifade etmez. Ama ben varlığımı bedenimle ifade ederim. Varlığımın ışığı bedenimi, mesafeleri ve zamanı aşar. Ben bunlarla sınırlı değilim. Bir yandan da bedenim ve kimliğimin bir kısmıyla ben burada, bu sınırlı gerçeklik içinde sınırsızlığımı ifade ediyorum. Bedenim, benim gelişmek için kullandığım harika aracımdır. Ona çok iyi bakar ve güçlü tutarım. Bilirim ki, o yok olduğunda da ben varolmaya devam edeceğim. Her an gelişip – öğrenerek ilerliyorum. Her yaşadığım olayın bir mesaj taşıdığını bilerek. Üzerinde düşünerek.Seçip yaratarak, deneyip görerek ve yeniden seçerek. Bu oyunu oynamak hoşuma gidiyor. Aynada gözlerimin içine baktığımda gözbebeklerimden bana bakan mükemmel varlığımın ışığını görürüm. Gözleyen ve izleyen gerçek kimliğim orada bütün haşmeti ve sevgisiyle bana bakar. Ben de gerçek kimliğimi ifade etmeyi seçiyorum. O olmayı seçiyorum. Bu seçimin kaçınılmaz kaderim olduğunu bilerek yaşıyorum. |
BOLLUK VE BEREKET “Sonsuz kaynak benim içimdedir ve ben onu harekete geçiriyorum” Bolluk ve bereket içindeyim. Bütün ihtiyaçlarımı rahatlıkla karşılayacağım kaynaklara sahibim ve bunu kullanıyorum. Gürül gürül akan bir çağlayan gibi hayatın nimetleri akıp-gelir sürekli. O çağlayanın içinde neşe ve huzurla yıkanıyor ve doya doya içip-kanıyorum. Her zaman içimdeki sonsuz kaynakla birlikte olduğumu bilirim. Benim asıl zenginliğim, işte ona sahip olmaktır ve bu duygu bütün zenginliği bana çeker. Bolluk duygusu, sahip olduğum şeyler dolayısıyla hissettiğim bir şey değildir. Varlığımın kendisi zaten ihtiyaçtan uzaktır. Temizlenmek ve gelişmek ve olgunlaşmak için çıktığım bu yolda, benim için en uygun araçlar her zaman yolumun üzerinde beni bekler. Hayatımda bol sevgi, bol para, yeterli zaman ve sonsuz bilgi her zaman mevcut. Onlar tam zamanında karşıma çıkıyorlar. Ben de uzanıp onları alıyorum. Her anımı hayatımın en önemli anı ve karşılaştığım her kişiyi hayatımın en önemli kişisi olarak düşünürüm. O beni yarattı ve bütün ihtiyaçlarımın garantisini verdi bana. O beni sever. O’nun katında ve yanında özel bir yerim olduğunu bilirim. Şimdi ve gelecekte bütün ihtiyaçlarım O’nun garantisi altındadır. Çalışarak, üreterek ve paylaşarak yaşadıkça bolluk bana akar. Sahip olduğum bolluğu paylaşırken verdiklerimin bana çoğalarak geri geldiğini bilirim. Bir elim bana sunulan bolluğu almak için yukardaysa, diğer elim ihtiyaçta olana vermek için aşağıdadır. Böylece ben, alma-verme döngüsünü sürdürmüş olurum. Kimsenin kalbini kırmamaya, hakkını yememeye özen gösteririm. Böylece bolluğun önünü kesecek enerjileri hayatımda barındırmam. Her günümü neşe, mutluluk ve kahkaha ile doldururum. Her bir saniyeyi bir gün gibi, her bir günü bir hafta kadar verimli yaşarım. Cebimdeki her bir lira bin lira gibi bereketlenir. Ve bin lira onbin lira gibi. Her yaptığım işe bütün dikkatimi, bütün sevgimi katarım. Her ne yapıyorsam en iyisini, en güzelini yaparım. İşim, benim imzam gibidir. Ve her ürettiğim şey bana birçok zenginlik katar. Çünkü ben ürettiklerimle insanların hayatlarına anlayış, sağlık, umut,konfor ve güzellik katarım. Ürettiklerim onların hayatlarında fark yaratır. Onlar da bana bunun bedelini sevinçle ve bolca öderler. Bu arada gereksiz israftan, boşuna ve gösterişe yönelik harcamadan kaçınırım. Çünkü bilirim ki Tanrı israftan hoşlanmaz. Gereksiz harcamalarda dikkatli, ama kendim ve başkalarının hayatına katkıda bulunacak harcamalar için cömertim. Bolluğu hayatıma çeker ve bolluğu oluştururum. Her an yaratıp-çoğaltan Tanrı’nın bu oyununa bende katılmış olurum böylece. |
çokk güzel yazılar bunlar çok tebrik ederim ama kafama takılan bişey var onu söylemdene edemeyeceğim. Yok diyen çoğalıyor , şükreden günden güne aalıyor. Bunu nasıl açıklamak mümkün? Wallahi çok merak ediyorum. |
BAĞIŞLAMA “Kimse bana kötülük yapamaz ve beni üzemez, çünkü her şeyi ben seçiyorum.” Bağışlıyor ve bırakıyorum. Anlıyor ve biliyorum. Kendi hayatımın yaratıcısıyım. Seçerek, planlayarak bu yaşamımı ve birlikte olacağım yol arkadaşlarımı seçtim. Annemi, babamı ve diğerlerini. Benim için en faydalı sonuçları almak üzere ince planlar yaptım. yüksek Benlik düzeyinde en uygun araçları yarattım. Benim hayat amacıma en uygun kişileri. Daha çok anlayış, daha çok bilgelik, daha çok sevgi, ifade ve özgürlük için. Bu amaç, bilinçaltımın derinliklerinde benim onu keşfetmemi bekliyor. Her an, her deneyim bu planı açığa çıkaran bir kurgu aslında. Zafiyetimi güce, acıyı sevince, yenilgiyi yengiye dönüştürmek için. Anlıyor, bağışlıyor ve teşekkür ediyorum. Bu hayatımı bu şekilde planladığım için kendimi kutluyorum ve sonra meleklere teşekkür ediyorum ve bütün bu olanakları bana koşulsuz sunduğu için Tanrı’ya. Bana sevgisini sunmayanlar içimdeki sevgiyi, beni onaylamayanlar kendimi keşfetmeyi, beni anlamayanlar ifade gücümü arttırmak için benimleydiler. Onlara teşekkür ediyorum. Bu rolü onlara ben vermiştim. Onlar da benle oynamayı istediler. Beni üzen, beni yoran, bana haksızlık eden, beni aldatan insanlar yapabileceklerinin en İyisini yaptılar. Daha fazlasını ve daha başkasını yapamazlardı. Zaten ben onları bunun için seçtim. Ben de yapabileceğimin en iyisini yapıyorum. Bağışlıyor ve teşekkür ediyorum. Aynı sahneyi paylaşan oyuncular gibiyiz onlarla. Şimdi bu anlayışımdan doğan ışığı onların varlığına gönderiyorum. İhtiyacım olan bütün kaynakların kendi içimde olduğunu kabul ediyorum. Onları kullandıkça başka insanlara duyduğum bağımlılık kayboluyor ve ben onlarla gerçek bir sevgiden beslenen gerçek bir ilişki kuruyorum. Hayatımın efendisi olduğumu biliyorum. Mutluluğu, kendimi ifade etmeyi seçiyorum. Her düşüncemin, her davranışımın hayatıma şekil veren araçlar olduğunu bilerek yaşıyorum. Hayatımla inançlarım arasındaki birebir ilişkiyi biliyorum. Bu yüzden dikkatli, özenli ve düşünerek yaşıyorum. Konuşurken yaratıyorum. Ve eylem halinde gelecek şekilleniyor. Beni güçsüz bırakan ve sınırlandıran bütün inançlarımı bir bir değiştiriyorum. Yerine beni geliştiren, büyüten inanç ve düşünceleri koyuyorum. Mazeret aramadan, ertelemeden ve küsmeden devam ediyorum yoluma. Hayatımın bütün olaylarının ve hayatımdaki insanlarla yaşadıklarımın gerisindeki anlamı bir bir çözüyorum. Orada benim asıl hayat amacım gizli. Ben bu amacı gerçekleştirmek için geldim. Kimse beni kıramaz, üzemez ve kötülük yapamaz, eğer ben izin vermezsem. Şimdi gücümü kabul ediyor ve ele alıyorum. |
teşekkür ederim sevgili tiriniti ben kendi fikrimce açıklayabilirim sorduğun soruyu ancak ne derece doğru olur bilmiyorum dusun2 şükretmenin erdemini bilmeyen kesim, elindekileri görmeden daha fazlasını ister. o yüzden sürekli yok derler. halbuki sahip olduklarını görseler, yok diyebilirlermiydi?? varlığını kavrayabilmek için sahip olduklarını yitirmeleri mi gerekir.. çekim yasasının nasıl işlediğini bilselerdi eğer, halen yok diyebilirlermiydi ben de onu merak ediyorum y789 çok şükür ki, şükretmeyi bilenlerdeniz b456 sevgiler ttli3 Alıntı:
|
sanemce vallahi tebrik ederim harika güzel şeyler eklemişsin canım sevinclisevincli kaç gündür giremedim foruma doğru dürüst görünce yani bu kadar olur dedim 2 gündür ben bu olumlamaları yapmaya karar verdim ve ben başlamıştımy789sanki kalbimiz bir atıyormuş.canım benim çok güzel paylaşım harikasıncilgin897cilgin897 |
merhaba sevgili serpil benim sormak istediğim bir şey var. olumlama çalışmalarını yazarakmı yapıyorsun yoksa sadece okumak yeterlimi? bu arada olumlamalar bir harika paylaştığınız için teşekkürler. |
Alıntı:
|
çok teşekkür ederim alestason ve serpilim. çok severek okuduğum bir kitaptı. böylece hem bir kez daha okumuş oluyorum hem de yazarak zihnime daha bir yerleştirmiş oluyorum. sizlerle paylaşmış olmanın mutluluğu da ekstrası oluyor 956k sevgilerimle kiss3 Alıntı:
|
TESLİMİYET “Teslimiyet içindeyim ve rahatım” Her zaman sonsuz ve sınırsız evrensel akıl ile işbirliği içindeyim. Bırakıyorum ve teslim oluyorum. Biliyorum ki , bilincim bir kerede sadece dokuz ya da beş birimlik bir detayı hatırlar ve düşünür. Oysa sonsuz bilinçaltım benim düşünmediğim şeyleri bilir, hatırlar ve anlar. Ben bilinçli olarak çaba sarf etmeden o, binlerce işlemi bir saniyede yapar. Ben ona güvenirim. Bir şey hatırlamak ve öğrenmek istediğimde kendimi bırakır ve gevşerim. Sadece neyi bilmek istediğimi ve hedefimi net olarak ifade eder ve sonra bırakırım. Ve sonra mesaj kendiliğinden bir anda geliverir. Ve Evrensel Zekâ hep işbirliği içinde olduğum sonsuz akıldır. Ben niyetlerimi , isteklerimi ve planlarımı ona açık olarak bildirdiğimde, o da kendi planını bana sunar işaretlerle. Bazen bir konuşma, bazen bir kitap, bazen de bir duygu olarak. Gelen mesajı dikkatle değerlendirir ve uygulamaya koyarım. Asla hedeflerime ve planlarıma katı sınırlar koymam. Bir şeyin mutlaka sadece bir şekilde olmasında ısrar etmem. Bırakırım, beklerim ve uyum sağlarım. Bilirim ki onun aklı, benim aklımın binlerce katıdır. O halde bu büyük akılla akıllanmak en büyük akıllılık olur. Nasıl bir hasta doktora teslim oluyorsa, bir öğrenci öğretmene güveniyorsa, ben de o büyük akla güvenirim. Dalgalı denizde sörf yapan bir usta gibi, ben de yaşam denizinin üzerinde keyifle kayar-giderim. O mükemmel zekânın yarattığı dalgalarla bir oyuna girişirim. Evrense zekânın her bir adımına ben de yeni bir adımla karşılık veririm. Onun işaretlerini okurum. Biz evrenin müziği ve ritmine uymuş dans eden iki aşık gibiyiz. Bu güzel danstan ortaya çıkan şey, sadece uyum ve güzelliktir. Sadece keyif ve neşedir. Bu yüzden bırakıyorum ve teslim oluyorum. Evrensel zekâyla dostluğumu adım adım geliştiriyorum. Aramızdaki güven ilişkisini yavaş yavaş oluşturuyorum. Ve giderek bu güven duygusuyla gücümün arttığını, aklımın katlandığını görüyorum. Bu zekâ asla abes iş yapmaz. Her zaman beni ilerletecek ve geliştirecek olayları hayatıma sokar. Bu olaylar tam vaktinde, tam da benim onları anlayabileceğim anlarda ve benim için en uygun şekilde gelişir. Bu yüzden ben, bu zekâyla birlikte akar ve çoğalırım. Bu yüzden ben, her zaman rahat ve sakinim. Bu yüzden ben, sadece kaldırabileceğim kadar yükü omuzlarım, gerisini ona bırakırım. Bu yüzden ben, her zaman hafif ve neşeliyim. Bu yüzden her şey zorlamasız bir çabayla oluverir. Ve bu yüzden ben, her zaman tahmin ettiğimden ve beklediğimden fazlasını alırım. Bırakıyorum ve teslim oluyorum. |
Canım bunları Word'e kopyalıyorum her gün sevincli Sonra print edicemmm956k |
canım benim çıktısını alamazsan da sorun etme.. önce wordde yazdığım için hepsi kayıtlı.. ben sana çıktısını alırım bitanem kiss3 Alıntı:
|
Alıntı:
Ah ben sana ne diyeyim kelimeler yetmedi kiss3 Biraz da çiçeklerimle benden bir güzellik bırakayım bu köşeye http://i121.photobucket.com/albums/o...ose/ros044.gif |
SORUMLULUK “En birinci sorumluluğum kendim olmaktır.” Ben, öncelikle ve sadece kendi sorumluluklarımı yüklenirim. Ve benim diğer insanlar karşısındaki asıl sorumluluğum, onlara öncelikle kendi sorumluluklarını sevinçle yüklenebilmeleri imkanını sağlamaktır. Sorumluluğumu sevinçle yüklenirim. Çünkü onlar beni büyütür ve güçlendirir. Görevlerimi sevinçle yüklenirim, çünkü onlar beni ben yaparlar. En büyük görevim, kendimi mutlu, sağlıklı ve başarılı yapmaktır. En büyük sorumluluğum ise, kendi Hayatımın tamamen benim tarafımdan oluşturulmuş olduğunu kabul etmek ve ona göre yaşamaktır. Doğumumu, ailemi seçtim ve bu seçimin bütün sonuçlarını. Sevdiklerimin görevlerini onların adına yüklenmem. Bu, benim sevgimin gereğidir. Onlara yardım etmek için hazır beklerim. Yeri geldiğince ve hak ettikleri oranda yardım ederim. Aynı şekilde ben de hak etmediğim bir şeyi talep etmem. Kendi yaşam sorumluluğumu üzerime alma görevimi hiçbir koşul ve sebeple ertelemem. Sorumluluğumu aldıkça, bundan öncelikle bütün hücrelerim yararlanırlar. Olmam gerektiği gibi olmaktan gelen neşe kalbime dolar o zaman, bütün organlarım mükemmel çalışırlar. Ve o zaman ben, önce sevdiklerime ve sonra da çevreme gerçekten yardım edebilirim. Benim ikinci görevim, başkalarının da kendi yaşam sorumluluklarını sevinçle yüklenmeleri için onlara ilham vermektir. Böyle oldukça, biz birbirimize bağımlı olmadan gerçekten bağlanmış oluruz. Böyle oldukça, biz özgür oluruz. Sırtımda sadece kendi hayat sorumluluğum var ve ben hafifim. Annemin, babamın, çocuklarımın ve eşimin sırtında da onların kaldırabilecekleri kadar yük var, gerisi Tanrı’nın güçlü omuzlarındadır. O’na hiçbir yük ağır gelmez. Günümü nasıl planlayacağıma, neyi tercih edeceğime ben karar veririm. İşimi nasıl yapacağıma ve ne yapacağıma. çünkü bütün bunların sonuçlarından ben sorumluyum. Her davranışımın, her düşüncemin sonuçlarından sorumluyum, başkalarının değil. Sadece yapabildiğimi yaptıktan sonra, başkalarının yaşayacağı acılar için şeffaf bir tutum takınırım. Herkesin kendi yanlışını yaşamaya hakkı olduğunu bilir ve kabul ederim. Özellikle ailem ve sevdiklerimin ayrı birer birey olduklarını ve bu gelişme yolculuğunu birlikte yaptığımız yol arkadaşları konumunda bulunduklarını hep aklımda tutarım. Onlar şimdilik benim ailem olma rolünü seçtiler. Öğrenmek, gelişmek, Tanrı’ya benzemek ve O’nun gibi olmak için. Çevremdeki insanlar ve özellikle sevdiklerim için her şeyi yapmaya hazırım, onlar istediğinde ve almaya hazır oldukları sürece. Onların hayatları ile benimkiler arasındaki çizgiyi net olarak fark ederim. Onlara yardım etmeye çalışırım, ama onlara üzülüp-kahrolarak kendimi faydasız hale getirmem. Sorumluluk beni geliştirir ve olgunlaştırır. Beni büyütür ve güçlendirir. Sorumluluklarımın benim gerçek sorumluluklarım olduklarını anlamak için doğal bir ayırma yeteneğine sahibim. Çünkü sorumluluklarım hem beni, hem de başkalarını geliştiren ve güçlendiren şeylerdir. Sorumluluklarım bana neşe ve canlılık verir. |
ŞÜKÜR “Minnettarlık duyduğum şeyi kendime çekerim” Öncelikle şükrederim hiç yoktan varolduğum için. O’nun bendeki özüne şükrederim. Beni özene-bezene yarattığı ve bana akıl verdiği için. Âlemlerde kimseye vermediğini bana verdiği için; seçme özgürlüğünü! Aklımda tasarlayabildiğim, plan yapıp-hayal kurabildiğim için. Bana deney yapma imkânı verdiği için. İstediğim kişi olma imkânını verdiği için. Bazen kadın, bazen erkek. Bazen zengin, bazen fakir. Deneyebildiğim için. Bana bu deneyleri yapacak bir alan, Dünya ve yaşam verdiği için. Benle birlikte gelişen yol arkadaşlarım için. Onlar olmasaydı kendimi tanıyamazdım. Bana yardımcı olan melekler için. Çevremdeki binlerce çeşit hayvan için. Biz onlarla birlikte bu yolculuğu yapıyoruz. Kediler, kuşlar,böcekler, atlar ve diğerleri için. Düşünebildiğim için. Gülebildiğim için. Ağlayabildiğim için. Kahkaha atabildiğim için, çünkü böylece herşey birden anlam kazanıyor. Ağlayabildiğim için, çünkü böylece kirlerimden arınıyorum. Acılarım ve sevinçlerim için, çünkü onlar benim kalbimin güçlü olmasını sağlıyorlar. Ailem için, çünkü onlarla yalnızlığımı paylaşıyor ve kendi benliğime anlam veriyorum. Gözlerim için, onlarla çevremi açık, berrak ve renkli görüyorum. Yanlışlarım için şükrederim, çünkü onlar sayesinde öğreniyorum. Kıyafetlerim için, kitaplarım için, seyrettiğim filmler için, güzel gösteriler için şükrederim. Çocuklar için şükrederim, onlar bana hayatı sevdiriyorlar. Yeteneklerim için şükrederim, onlar kendime saygı duymamı sağlıyorlar. Aptallıklarım için şükrederim, onlar beni akıllı yapıyorlar. Şükredebildiğim için şükrederim. Bana acı veren insanlar için şükrederim, onlar sayesinde kendimi tanıyorum. Ellerim için, kollarım için, ağzım ve burnum için şükrederim. Onlar benim harika araçlarım. Ayaklarım için, onlar beni istediğim yere götürüyorlar. Dostlarım için şükrederim, onlarla acıları küçültüyor, sevinçleri çoğaltıyoruz. Bana düşmanlık yapanlar için şükrederim, onlar bana kirlerimi gösteriyorlar. Şükrettikçe çevremde yüksek nitelikli bir alan yaratıyor ve bütün yüksek nitelikli araçları kendime çekiyorum. Mutluluğu, gücü, sevgiyi, neşeyi yaratacak araçları kendime çekiyorum. Şükrettikçe sağlıklı oluyorum ve gücüm artıyor. Ve yine şükrettiğim için, şükrediyorum. Rüzgâr için, yüzümü yalayıp-geçen esintiye şükür. Ağaçlar için. Yüce dağlar ve küçük tepeler için. Güneşin sıcaklığı için, içimi ısıtan, aydınlatan güneş ve ay için. Toprağa bastığımda onun yumuşaklığı için. Bulutlar için ve masmavi gökyüzüne şükürler. Tadabildiğim için. Koşabildiğim ve oturabildiğim için. Her bir eylemi yaparken hissettiğim özgürlük duygusu için. Etrafımdaki insanlar için. Onların yüzleri, sesleri ve orada oluşları bile anlamlı benim için. Hepsi ayrı bir dünyanın kapılarını açıyor bana. Hepsi bana bir şey öğretiyor. Üzerinde rahatça dolaştığımız dünya için. Varolduğum için bir kez daha. Hata yapabildiğim için. Seçebildiğim için ve seçimlerimin sonuçlarını yaşadığım için. Duygularım için. Ağladığım ve güldüğüm için şükrederim. Özel yeteneklerim için. Farkına vardıklarım ve varmadıklarım için. Ve şükrederim, şükredebildiğim için. |
Ben de Şükrederim Sanemce arkadaşım buraya bunları yazdığı için.teşekkürler, teşekkürler...956kcilgin897 |
ben teşekkür ederim ışıkçım ark5 paylaştıkça büyüyoruz ttli3 katkım olabiliyorsa ne mutlu bana gogogo sevgiler kiss3 Alıntı:
|
KENDİN OLMAK “Olmadığım bir şeyi deneyimlemeyi bırakıyorum; olduğum şey oluyorum. Kendim oluyorum.” Sadece kendim olmayı seçiyorum, her şeyi ile ve bütün olarak. O zaman ben olmadığım şeyi deneyimlemiş olmaktan getirdiğim bilgiyle, olduğum şeyin ne olduğunu çok iyi bilirim. Mükemmel olmak yerine, kendim olmayı seçtiğimde, aslında gerçek mükemmelliğin bu olduğunu bilirim. Kendim olmanın o muhteşem duygusunu. İyi olmak yerine, kendi gerçeğini ifade etmenin ne kadar akıllıca olduğunu bilirim. Çünkü insan ancak kendisi olabilir ve bu, yapabileceği en iyi şeydir. Nasıl ki bir çam ağacı bir kestane olmadığı için kendisinin mükemmel ya da iyi olmadığını düşünmüyorsa, nasıl ki bir kedi bir kuş olmadığı için iyi olmadığını düşünmüyorsa; ben de kendimden başka bir şey olduğumu sandığım zamanlarda hissettiğim yetersizlik ve eksiklik duygusunun ne kadar komik olduğunu fark ediyorum. Evet, o zaman öyle düşünmeyi seçmiştim, şimdi ise, böyle düşünüyorum. İkisini de ben seçtim. Düşüncelerim bana aittir. Benim kişiliğimin orjinal ürünleridir onlar. Onlara bakar, izler ve artık işime yaramayanları ve bana ait olmayanları ayıklar, değiştiririm. Her iki durumda da onlar sadece benim düşüncelerim oldukları için onları severim. İnançlarım bana aittirler. Onları adım adım oluştururum. Her an değiştirip-düzelterek ilerlerim. Her bir deneyimim, ki bütün deneyimlerim birer öğrenme eylemidir, bana yeni şeyler öğretir. Ve böylece ben inançlarımı da geliştirir, öylece yoluma devam ederim. Hatalarımı seviyorum, çünkü onların benim deneyimlerim olduğunu öğrendim. Hiç hata yapmasaydım, hiç öğrenmiyor olacaktım. Bedenimi seviyorum. Oradaki her bir kıvrımı, her bir uzvumu; çünkü onlar bana aitler. Benim biricikliğimi, tekliğimi ve özel oluşumu yansıtan şeylerdir onlar. Yüzümün ifadesini seviyorum. Dünyada her şeyi ile benle aynı olan ikinci bir kişi yok. Yeteneklerimi seviyorum. Onları ben bir çok hayatlar boyunca elde ettim. Oluşturdum ve geliştirdim. Aklımı seviyorum. Kendime ait özel düşünme biçimim ve zekâ türümle farklı oluşumu seviyorum. Ve başka insanların farklılığına, özgünlüğüne baktığımda o muhteşem uyumu görüyorum; çeşitlilikteki birliği! Aynaya baktığımda, gözbebeklerimde gördüğüm kişiyi seviyorum. O benim. Yüzyıllar boyunca birlikte yolculuk yaptığım kişi. Ve hep onunla olacağım. Ben kendi orjinalliğimi ifade ettikçe ve başkaları da aynı şekilde yaptıklarında; o zaman dünya daha renkli ve daha zengin bir dünya olur. Herkes kendisi olmayı başardığında, biz bilinçli olarak dünyada cenneti yaratmış oluruz. |
teşekkürler sanemce... çok güzel bunlar |
ben teşekkür ederim Akın Berk çok keyif alıyorum yazarken wave Alıntı:
|
Sevgili arkadaşlar olumlamalar bir harika ellerinize sağlık... Sağlıkla ilgili olumlamaları da buradan aktarsanız şu günlerde acil ihtiyacım var...çook ama pek çok sevinirim. Şimdiden teşekkür ederim . Hepinize sevgiler |
sıradaki ikinci olumlama "sağlık" ile ilgili sevgili anceline thumbsanim sırayı değiştirmemin bir mahsuru olacağını sanmıyorum sung66 sevgiler ttli3 Alıntı:
|
Sanemce teşekkürler...Birde kilo için olsaydı süper olurdu.Olmadığını olsa yazıcağını biliyorum.. actionsmile |
evet duru'cum bu kitapta yok ama belki başka yerden buluruz sung66 sevgiler kiss3 Alıntı:
|
Her nefesimde ciğerime dolan hava ve Tanrı’nın sıcak soluğu, bedenimi güçlendiren ve arıtan etkisiyle bütün hücrelerime kadar etkisini gösterir. Her nefes alışımda rahat, huzurlu ve sakin olduğumu, sağlıklı olduğumu, güçlü olduğumu biliyorum. Bedenim muhteşem bir düzenle çalışır kendiliğinden. O öylece çalışırken, benim herhangi bir şey yapmam gerekmez. Sağlıklı olmak, benim doğal halimdir. Bütün organlarım muhteşem bir düzenle yapmaları gereken işlemleri yaparlar. Keyifle ve neşe ile. Kalbim esnek bir ritimle kan pompalarken, midem yemekleri öğütürken, ben mutlu olmak ve mutlu etmek için çalışırım sadece, benim de görevim budur. Böylece herkes görevini yapmış olur. Ben mutlu oldukça, bedenim enerjiyle dolar ve uyuma katkı yapmış olurum. Neşe ve haz bedenimin yakıtıdır. Gözlerim açık, berrak ve renkli görmeye devam ederken, ben bilmeyi ve anlamayı seçerim. Böylece görevlerimizi yaparız. Midem keyifle yediklerimi öğütürken, ben öğrendiklerimi anlamaya ve duyduklarımı bir düzene sokmaya başlamışımdır bile. Ciğerlerime tertemiz havayı doldurup, biraz öylece tuttuktan sonra yavaşça Geri bıraktığımda ve bunu kendiliğinden ve rahatça yaptığımda, kanımın temizlendiğini bilirim. Ben o sırada zihnimi yararsız düşüncelerden ve korkulardan temizliyor olurum kolayca. Hayatı kucaklar ve neşeyle dans ederim. ses tellerim titreştiğinde, böbreklerim kanımı temizlerken, ayaklarım sağlamca yere bastığında, ben keyifle gelişme yolculuğumu adımlıyorum. Kulaklarım sesleri ayırt edip-algılarken, ellerim sıkıca tutup-kavrarken, ben her türlü güzelliği ortaya çıkarmak için çalışıyor olurum dikkatle. Beynim milyon kere milyon kapasiteyle çalışırken, ben öğrenir, düşünür ve bilirim. Bu ne güzel bir işbirliği! Hayat amacımı gerçekleştirebilmem için onlar hep muhteşem bir düzenle çalışırlar. Durmadan, yorulmadan ve şaşmadan. Çünkü öyle emir almışlardır Tanrı’dan. Sağlıklı olmak, benim doğal durumumdur ve ben, hep bu durumda olmayı seçiyorum. Sağlıklı ve güçlü olmayı seçiyorum. Bedenimin her bir organını seviyorum ve onlara teşekkür ediyorum. Hareket etmek, yürümek, temiz ve hafif gıdalarla bedenimi beslemek benim için keyifli bir görevdir. Düzenli uyuyarak ve düzenli beslenerek ben bu uyumu ve işbirliğini sürdürmüş olurum. Sapasağlam ayakta durup, köklerimi dünyaya saldığımda, oradan bana bütün bedenimi güçlendiren enerji akar. Başımın üzerinden güneşe bağlanan bir ışık hattı beni hep canlı tutar. Ve ben, ikisi arasında sürekli beslenirim. Canlı ve neşeliyim ve güçle doluyum. Hayat amacımı gerçekleştiriyor ve değişerek ilerliyorum. Sağlıklı ve güçlüyüm. Bu durum benim doğal halimdir. Hep değişip-yenilenerek ilerliyorum. |
SINIR KOYMAK “Sınırlar olmasaydı, netlik olmazdı. “Hayır” demeseydim, “Ben” olamazdım…" Haklarıma sahip çıkıyorum. Kişiliğime sahip çıkıyorum. Yaşam sorumluluğuma sahip çıkıyorum. Yeri geldiğinde zarifçe, ama kararlı bir şekilde “hayır” demem, başkalarını rencide etmez, onları kırmaz. Tersine, benimle onlar arasındaki ilişkiyi gerçekçi bir duruma sokar ve başkalarının bana saygı duymalarını sağlar. Kendi haklarıma saygı duyduğum gibi, başkalarının haklarına da saygı duyarım. Onlar bana “hayır” dediklerinde, bunun çok doğal olduğunu bilirim. Böylece hepimiz kişilik deklarasyonumuzu belirtmiş oluruz. Sınırlarımızı belirlemiş oluruz. Çünkü sınır olmazsa, saygı da olmaz. Sınır, sevginin işaretidir. Sevdiğim şeyler ve sevmediklerim konusunda, beğenilerim ve zevklerim konusunda açıkça fikrimi ifade ederim. Bu konuda tartışmaya girmeden Sınırlarımı çizerim. Kendime ait zamanlarıma sınırlar koyarım ve başkalarının zamanlarına ait sınırları da hassasiyetle korurum. “Hayır” demeden önce düşünürüm. “Evet” demeden önce düşünürüm. Başkalarının beni anlamalarını beklemem, onların benim haklarıma sahip çıkmalarını beklemem. Ben kendi haklarımı korumak için gerektiğinde “evet” gerektiğinde de “hayır” derim. “Hayır” dediğimde kırılan kişiler, bu sınırlar konusunda net fikirleri olmayan insanlardır ve ben adilce “hayır” dediğimde, onların da öğrenmesini sağlamış olurum. Kendimi sevdirmem için kendi haklarımı göz ardı etmem gerekmez. Tam tersine haklarımı savunmam gerekir. Saygı görmem için, başkalarına hoş görünmem gerekmez. Tam tersine, yapmam gerektiğine inandığım şeyleri yaparım. Çünkü benim en büyük görevim, kendi haklarıma sahip çıkmak, ve başkalarının haklarına saygı duymaktır. Zamanım bana aittir, onu en iyi şekilde kullanırım. Bedenim bana aittir. Kitaplarım, odam, eşyalarım bana aittirler. Param bana aittir. Yeteneklerim ve duygularım, bütün bunların hepsi benim değerlerimdir. Onları ben kendi seçimimle, kendi isteğimle ve istediğim biçimde kullanma hakkına sahibim. Ve bu hakkı en iyi şekilde kullanırken, beni yönlendirmeye ve isteğimin ve çıkarlarımın dışında bunları kullanmaya niyetlenen kişilere “hayır” demek, insanlık onuruma sahip çıkmaktır aslında. Ve bu yüzden ben, gerektiğinde kolaylıkla ve zerafetle “hayır” demeyi seçiyorum. Nerede “evet” diyeceğimi ve nerede “hayır” diyeceğimi ayırt etmem, benim için çok kolay oluyor, çünkü bu konuda özel bir hassasiyet geliştirdim ve bunu kullanıyorum. “Hayır” dediğimde sınırlarımı belirlemiş oluyorum ve sınırı belli olmayan hiçbir şey “belli” değildir. Ve sınır sevgidir. |
Sanemce cok tesekkür ederim...harikasın |
EGOSAL KİMLİK “Egom benim taşıtımdır. Onu işbirliğine davet ediyorum.” Sevgili Egom, şu andan başlayarak tümüyle benim kontrolüm ve yönetimimle seninle işbirliği içinde yolumuza devam ediyoruz. Senin olumlu niyetini biliyor ve takdir ediyorum. Şimdiye kadar yaptıklarından dolayı ve bundan sonra yapacakların için de sana şimdiden teşekkür ediyorum. Ve bundan sonra ikimiz için de uygun, yararlı olan düşünceleri alışkanlığa dönüştürmeni istiyorum. Ancak seninle işbirliği yaptığımızda başarıya ulaşacağımızı biliyorum. Bundan sonra ben ve sen müthiş işler yapacağız. Güven içindesin ve her zaman korunuyorsun. Bilmediğim şeyleri öğrenmek için adım attığımda, bil ki güven içindesin. Çünkü birlikte gelişiyor ve olgunlaşıyoruz. Yeni bir şey yaptığımda, yeni bir yere gittiğimde öğrenmek için bir çok fırsatla karşı karşıyayız demektir. Her zaman sağlam bir yapının üzerinde duruyoruz. Sen ve ben… Bundan sonra sana kulak verecek ve seni dinleyeceğim, sen de beni dinleyeceksin. Birbirimizi anlayacak ve uzlaşacağız. Birlikte hareket edeceğiz. Seni duymak için hep dinleyeceğim. Senin niyetini anlamak için hep kulak vereceğim sana. Sen de bana kulak vereceksin ve ikimizin de istediği şeylere böylece ulaşacağız. Mutluluk, haz ve gerçek güce. Şimdiden bu konuda yapacağın yardımlar için sana teşekkür ediyorum. Bundan önceki yardımların için de. Artık sen, benim himayem ve yönetimim altındasın. Hep bir işbirliği içinde olacağız. Her an değişerek ve yenilenerek ilerlediğimizde kendi içimdeki özü açığa çıkarıyor olurum. Hiçbir şey bizi üzemez, yaralayamaz ve tehdit edemez. Çünkü benim varlığım sonsuz ve sınırsız bir özden oluşmuştur. Bu yüzden her şey ancak bizim için en iyi sonucu verebilir. Bundan sonra söylediğim sözler hep bu gerçeği yansıtacak. Davranışlarım hep bu gerçeği ifade edecek. Ve sen benimle bu konuda işbirliği yapacaksın. Ben ancak bu şekilde ilerleyebilir ve istediğim şeyleri yapabilirim. Sana teşekkür ediyorum ve işbirliğimizin bu deklarasyonunu net olarak algıladığını biliyorum. |
DEĞİŞİM “İlerlemem gerektiğinde değişmem de gerekiyordu. Her değişim bir tür ölümdür ve hiç kimse değişmeden duramaz.” Bütün evren her an yok olur ve sonra yeniden değişerek var olur. Ben de değişirim. Her an, her soluk alışımda. Hiçbir zaman bir önceki solukta olduğum kişi olmam. Hayatın akışına uyum sağlayıp onunla birlikte akarken, hep yenilendiğimi ve olgunlaştığımı bilirim. Hem hep aynı kalırım, hem de hiçbir zaman bir önceki gibi olmam. Her şey beni değiştirmek için vardır. Ciğerlerime dolan hava, attığım adım, okuduğum kitap beni değiştirir. Eşim beni değiştirir, çocuğum, arkadaşım ve yabancı sandığım kişiler beni değiştirirler. Ay beni değiştirir, güneş beni değiştirir. Onlar beni değiştirirken, ben de onların değişimine katkıda bulunan milyonlarca etkiden birini yapmış olurum. Hepimiz birbirimizi değiştirir ve değişiriz. Bu ne güzel bir danstır. Ve ne güzel bir armoni! Değişerek aynı kalmanın sırrını hissettikçe, boşluğun ve belirsizliğin rüzgârına kendimi bıraktıkça, hayatın beni götürdüğü her anda yeni şeyler bulurum. Her köşede bir sürpriz, bir hediye ve bir heyecan beni bekler. Bu değişim içimi ürperttiğinde ve karanlık boşluğa gözlerimi dikip öylece baktığımda yine de bilirim ki, yolumu aydınlatacak bir ışık çıkacaktır bir yerlerden. Zamanın akışı beni kendi gerçeğime, zamanın içinde gizli duran gerçeğe götürür. Değişimi severim ve değişerek olurum her an. Önümü göremediğimde, bastığım yeri bilemediğimde yürürüm yine de, gözlerim karanlığa alışıncaya kadar ilerlerim. Bilirim ki ortalık aydınlandığında ve karanlık dağıldığında, yepyeni bir görüntü bütün berraklığıyla ortaya çıkacaktır. Değişirken sınırlarımı zorlamak ve kendimi esnetmek zorunda olduğumu bilirim. Konfor alanlarımdan dışarı çıkmak beni zorlayabilir. Ama sürecin sonunda alacağım ödülün, değişim sırasında çekeceğim sıkıntılara değeceğini bilirim. |
Merhaba acaba bu olumlamalar bir meditasyon mp3 ü şeklinde ses kaydı olarak kaydedilebilir mi?bunu yapabilecek bir arkadaşımız var mı? kendi sesiyle |
PARA “Parayı seviyorum, hayatı sevdiğim gibi. Özgürlüğü, gücü ve bolluğu seviyorum.” Para, insanlara ve kendime duyduğum sevgi ve saygıyla, en iyi yaptığımı yaparken yarattığım farkın karşılığıdır. İşimle, bilgimle, yeteneğimle insanlara yaptığım katkının en güzel karşılığı. Para bütün bunları hissettiğimde bana gelir. Ve bütün bunları hissetmek sadece benim elimdedir. Hayatı bütün sadeliği ve muhteşemliğiyle yaşamak için. İnsanca yapacağım her iş için. Eğlence, dinlence, yardım ve günlük ihtiyaçlarımı en iyi şekilde karşılamak için. İşlerimi geliştirmek ve tasarılarımı gerçekleştirmek için para en değerli araçtır. Onu seviyorum. Hayatı, kendimi, insanları, çalışmayı, düşünüp üretmeyi sevdiğim gibi. Yaptığım işten bolca para kazanıyorum. İşimi bütün kalbimle, ruhumla, aklımla yapıyorum. Ve ben işimi çok iyi yapıyorum, büyük bir keyif ve dikkatle. İbadet eder gibi. Ve karşılığında bolca parayı kendime çekiyorum. Yaptığım işi, bulunduğum anı ve karşıma çıkan insanı seviyorum. Ve bütün bunlara değer veriyorum. Değerli olduklarını bilerek. Ve değer üretiyorum. Ve para kazanıyorum. Bolca ve bereketli paralar. Elimdeki her bir lira on lira gibi değerleniyor. Ve bin lira on bin gibi. Asla haksızlık yapmadan keyifle kazanıyorum ve sevinçle harcıyorum. Para sevgidir ve ben parayı seviyorum. Paramı çok dikkatli harcıyorum. Hesap ederek, gereksiz harcamalar yapmadan, gösterişe ve aşırılığa kaçmadan. Mutlu olmak, mutlu etmek için. İnsanca yaşamak için. Para harcarken hep Tanrı’ya teşekkür ediyorum. Kazandığım paradan mutlaka ihtiyaçta olanlara, belli miktarda gizlice veriyorum. Çünkü biliyorum ki bu, onların hakkı. Hiç tanımamış olsam da. Bana yardım etmemiş olsalar ve yardımları dokunmayacak olsa bile. Bilirim ki, ben karşılığını almayı düşünmeden kendimdeki İyiyi vermeyi bildiğimde, hayat da bana hep en iyiyi verir. Bu, hayatın döngüsüdür. Bu, hayatın alma ve verme döngüsüdür ve ben vererek, bu döngüye katılmış olurum. Zaten ben asla yoklukta olamam. Çünkü benim varlığım, bütün varlıkların temelinin bulunduğu yerdedir her zaman. Çünkü Tanrı benim rızkıma kefil olmuştur. Bu O’nun sözüdür. Ve ben ona güvenirim. Bolca kazandığım paranın bir kısmını biriktirir, bir kısmını verir, bir kısmını yatırıma dönüştürür ve bir kısmını da neşeyle harcarım. Parayı severim, hayatı sevdiğim gibi. O bana hep akar gelir. Bir ırmak gibi bolluk ve bereket seli. Emeğimin karşılığını mutlaka alırım. Emeğim kutsaldır ve karşılığı da. Kimsenin benim emeğimi çalmasına izin vermem. Bu, öncelikle onların iyiliği içindir. Böylece onların haksızlık yükünü sırtlarına vurmamış olurum. İhtiyaçta ve zorda olanlara kendiliğimden sevgiyle veririm. Zenginlik ve bolluk, hayatımın her anı için en büyük gerçektir. Zenginlik hayatın gerçeğidir. Her zaman yaptığım şeyi daha iyi yapmak için, daha çok öğrenmek ve hizmet etmek için yeni yollar, çareler ve buluşlar yaparım. Keyifle ve neşeyle çalışırım. Çalışmak benim en büyük eğlencemdir. Hayatıma her an bolca para akar ve ben bu parayı sadelik ve sükûnetle kullanırım. Ve sonra başkalarının da bolluk bilincine ulaşmaları için çaba gösteririm. Biz topluca bolluk ve bereket içinde ve sadelikten ayrılmadan sükûnetle yaşadığımızda, Tanrı’nın muradı yerine gelmiş olur. Çünkü Tanrı bütün hazineleri yaratandır ve bizim onlardan faydalanmamızı ister. Para sevgidir ve ben hayatı seviyorum. |
DİKKAT VE HAFIZA “Belleğim sonsuz, dikkatim keskindir.” Gördüğüm, okuduğum ve dinlediğim her şey sonsuz belleğimde depolanır. İstediğimde bunları birer birer hatırlarım. Bilinçaltımın sonsuz saklama gücü, bütün bilgileri kaydetmek yeteneğine sahiptir. Saniyede milyonlarca veriyi yükler bilinçaltım. Ben de bunları ihtiyaç duydukça hatırlarım. Sesleri, renkleri, sözcükleri, onların anlamlarını ve diğer milyonlarca detayı. Hatırlarım açık ve berrak bir biçimde hatırlamak istediğim her şeyi. Bildiğim ve öğrendiğim şeyler düzgün, ilişkili ve anlamlı bir biçimde saklanırlar. Bilinçaltımda, her şeyi bir başka şeyle ilişkilendirdiğim hatırlama çivileri vardır. Biri diğerini hatırlatır bana, o da diğer bir başkasını. Hatırlarım açık ve berrak bir biçimde. Bir şeye baktığımda bütün renkleri en ince detayına kadar fark edebilirim. Ve bütün sesleri en ince ayrıntısına kadar. Baktığım şeye bütün varlığımla bakarım. Yaptığım şeyi bütün varlığımla yaparım. Her anımı ibadet eder gibi yaşarım. Ben dinlenirken, uyurken, günlük işlerimi yaparken bilinçaltımdaki bilgiler işleniyor olurlar en mükemmel bir şekilde ve kendiliğinden. Onlar üzerinde düşünmediğim zaman bile aslında düşünmüş olurum. Eğlenmeye ve dinlenmeye zaman ayırırım. Yaptığım işi keyif ve neşeyle yaparım. O zaman zihnim tamamen açılır. Bütün kapasitesiyle ortaya çıkar. Öğrendiklerimi içselleştirmek için başka şeyler yaparım. Keyifli şeyler. Bir süre sonra dönüp-baktığımda, gerçekten öğrenmiş olduğumu fark ederim. Çok şeyi öğrenirim. Bazı şeyleri iyi yapmak için. Bu yüzden ihtiyacım olanları hatırlarım kolayca. Diğerlerini ise, her an hatırlamam gerekmez. Sadece yapabildiğimi en iyi şekilde yaparken, başka bir şey için kaygı duymadığımdan, yaşadığım ana odaklamak benim için çok kolay olur. Öğrenmek, anlamak, bilmek ve hatırlamak ve sonra bunları hayatımda daha çok başarı ve mutluluk ve de hizmet için kullanmak bana müthiş bir keyif verir. Bir şeyi öğrenirken gevşek, neşeli ve rahat olmam zihnimi açar ve genişletir. Tüm kapasitesiyle kullanıma hazır hale getirir. Hatırlarım açık ve berrak bir biçimde hatırlamak istediğim her şeyi. |
sanemce bu konuyu burada paylaştığın için çok teşekkürler.. Gerçekten hergün okunması gereken harika olumlamalar. http://img22.imageshack.us/img22/2358/tesekkurpb5.jpg |
canımm ben teşekkür ederim okuduğunuz ve de beğendiğiniz için. kiss3 Alıntı:
|
SEVGİ “Sevgiyi öğrenmek için buradayım. Ve bu, hayatımın en keyifli ve en zarif işidir.” Sevmek benim dinimdir. Sevmek, kendim olmanın en geniş ifadesidir. Ve sevmek, olmak zorunda olduğum şeydir. Çünkü ben sevgiyim. Kendime tüm kaynaklarımı kullanmak için izin verdiğimde ve bunları ortaya çıkarmaya çalıştığımda, sevdiğimi bilirim. Gözlerime baktığımda, orada Yaratan’ı görürken sevdiğimi bilirim. Ve başka insanların gözlerinde aynı şekilde. İnsanların günlük dünyasal kimliklerinin ötesinde Tanrısal bir benliğe sahip olduklarını biliyorum. Başka insanların seçimlerine saygı duyduğumda sevdiğimi bilirim. Onların yanlış yapma hakkına sahip olduklarını bildiğimde ve herkesin kendi özel tekâmülü yolunda ilerlediğini bildiğimde sevdiğimi bilirim. Kendime özen gösterdiğimde, ne kadar özel ve biricik olduğumu hissettiğimde sevdiğimi bilirim. Değişmek için ve gelişmek için çaba gösterdiğimde. Asla umutsuzluğa kapılmadan hep iyiyi beklediğimde ve en iyiyi gerçekleştirdiğimde, kendi eylemlerimin ve düşüncelerimin sorumluluğunu aldığımda sevdiğimi bilirim. Hayatımın sorumluluğunu aldığımda. Ve başkalarının da bu sorumluluğu almaları için desteklediğimde. Zamanı çok iyi kullandığımda sevdiğimi bilirim. Zamana ne kadar neşe, huzur, öğrenme, kahkaha ve hizmet sığdırırsam, o zaman o kadar çok sevgide olurum. Hayatımın bütün mucizelerini görebildiğimde ve onları kullandığımda ve hayatın aslında bir mucize olduğunu hissettiğimde ve hayatı bir mucizeye dönüştürürken, güçsüzü koruduğumda, onların ihtiyaçlarını karşılamak için bir şeyler yaptığımda, sevdiğime sevdiğimi söylerken bilirim ki, bu sevgidir. Gözyaşlarıyla severken bilirim ki, bu sevgidir. Kimseyi kırmadan ve kırılmadan yaşamayı becerdiğimde bilirim ki, seviyorum. Hatalarımı fark edip ifade ettiğimde ve özür dilediğimde. Kimseyi dışlamadığımda. İyiyi ve güzeli istediğimde ve onu elde etmek için çalıştığımda, gerçekten sevmek için buradayım. Sevgiyi öğrenmek için. Öyleyse hayatım sevgi içindir. Sevgi, benim aklımı açar, genişletir. Yaratıcılığımı ortaya çıkartır. Sevmek, öncelikle benim için iyi bir şeydir. Ve sonra başkaları için de. Sevgi, ben ve başkası ayrımının yüzeysel bir değerlendirme olduğunu bilir. Ve ben de bunu biliyorum. Bulunduğum yere sadece güzellik, neşe ve anlayış götürüyorum. Ve her olaydan ancak en üstün faydanın sağlanabileceğini biliyorum. Hayatın sonsuz zekâsına güveniyorum. Her zaman ve sık sık kendi içsel kaynağıma dönerim. Oradan da sevgi kaynağına ulaşır ve beslenirim. Sevdiğim işleri yaparak ve gurur duyacağım bir hayatı yaşayarak. Her zaman sıcak, samimi ve dürüstüm. Ben sevginin ta kendisiyim ve kendimi tam olarak ifade ettiğimde bilirim ki, seviyorum. |
sanemce çok güzel bu canım.çok iyi hissettirdi bana kendimi .bugüne güzel başlamıştım ve öyle gidiyor ve sevgiyle ilgili olumlamalarda çok iyi geldi.çoook teşekkürler.sevgilerimle kiss3 |
ışık'çım iyi gelmesine çok sevindim canım.. "sevgi" öyle güzel öyle kutsal ki, ismi bile yetiyor ttli3 çok daha güzel günlerinin olmasını diliyorum kiss3 |
Alıntı:
merhaba ben bu yazdıklarınızla aylar önce tanıştım ve hayatımda ne kadar çok şükkretmem gereken şey olduğunu farketmedim bunun bilincine vardım hayatın bize bir armağan ve bizim bunu nekadar hoyrat kulandığımıallhın ne kadar afedici olduğunu bildiğim halde benim affetmeyi ne kadar zor yaptığımı ve bundan arınmak için kendimle barışık yaşamaya karar verdim ve uyguluyorum sonuç şu anda bende olumlu ve devam diyorum. |
ÖLÜM “Bir anda hem varolan, hemde yok olan şu dünyada…” Ömer Hayyam Ölüm, ruhun özgürlüğüdür. Bir dinleniş ve huzurdur. Aslında hayat ebedidir ve ölüm, sadece bedene ait bir gerçektir. O bile bir süre sonra dağılıp-çürüyerek başka bedenlerde yaşamaya devam eder. Ölüm hayatın sürekliliğinin ta kendisidir. Ve değişimin yasası. Hayatın her anı küçük bir ölümdür aslında. Madde, bir anda varolup kaybolan enerji paketçiklerinin gösterisinden başka bir şey değildir. Böylece onlar var olmaya devam edebilirler. Çünkü her yokluk anı, aslında varoluşun kaynağıdır. Ölüm de bunun gibi yaşamın kaynağıdır. Hayat hep küçük ölümlerle sürüp-gider. Aslında doğmak, bir anlamda çocuğun anne rahminden ölümüdür. Her bir kopuş ölümdür. Ve her ölüm bir yeniden doğuş. Ama ben kopup-ayrılmazsam büyüyemem. Annemden koparım, ailemden koparım, arkadaşlarımdan koparım. Her bir kopuştan sonra yeni bir yere doğarım. Ve her bir kopuş, bana büyümek ve sevdiklerimle daha yüksek bir boyutta bütünleşmek şansını verir. Ve birbirlerini sevenler bütün mesafelerden ve zamandan bağımsız olmak üzere hep bir aradadırlar. Sevenler asla ayrılmazlar. Ve her bir ölümü biz isteriz. Daha da büyümek için. Daha çok hayat, daha çok ışık, daha çok huzur ve genişleme için. Ölümün zamanını ve şeklini de bize en uygun şekilde tayin ederiz. Ve ben her gün yeniden doğuyorum. Hep böyle yaptım. Her anımı en güzel Bir biçimde yaşayarak sonsuzca yaşamaya devam ediyorum. Hayatın tadını çıkararak varoluyorum. Hayatımı bir destan gibi yaşadığım için, ölüm de benim için bir ağıt değil, bir kutlama şarkısıdır. Çünkü ben bedenim değilim. Ben ölümsüz ve sınırsız bir ruhsal varlığım. Sevdiklerimin gözlerinde gördüğüm ışıktır benim onlarda sevdiğim şey. Bedenlerinde parlayan enerji! Ölümsüz olan odur işte. Yaşadığım her deneyimden bana kalandır hep kalacak olan. Diğerleri beni yolda bırakırlar. Onlara ihtiyacım kalmayacağı için. Bedenimi severim, çünkü ruhumun barınağıdır. Hayatımı severim, ruhumun isteklerini oluşturabildiğim için. Ölümü kutsal bilirim, hayatı bildiğim gibi. Hayatı severim, ölümü sevdiğim gibi. Hep canlı kalmak ve hayatta olmak bedenimin kodlamasıdır. Benim görevim budur. Ve bu görevi en iyi şekilde yerine getiririm. Ama gitme vakti gelince, son sözü ruhum söyler ve bedenim de onu saygıyla dinler. Ve ben şimdi sımsıkı yaşama sarılıyorum. Her anını bir şükür, sevinç ve yaratma şarkısına dönüştürerek. Ve bu yüzden tam bir güven ve cesaretle ilerliyorum. Ölümsüzlerin güveni ve cesareti ile. Ve hayat amacımı gerçekleştirmek için hayata sımsıkı sarılıyorum. |
SINAV “Her sınav, bir meydan okuyuştur.” Hayat sınavlarla doludur, bu da onlardan biri. Ve ben bu sınavda bütün bilgilerimi rahatlıkla ve keyifle kağıda döküyorum. Her bir sınavda gücümü ve bilgimi ölçerim, ama kişiliğimi ve değerimi değil. Hayat aslında birbirini takip eden bir sınavlar dizisidir. Örneğin ilk kez yürümeye başladığımda, attığım ilk adım hayatımın en önemli başarısıydı. Ama bu şimdi, benim için çok doğal bir yetenek haline geldi. Sonra okumaya başlamak. Çarpım tablosunu ezberlemek ve diğerleri. Hepsi birer sınavdı ve ben, her sınavdan daha büyümüş ve gelişmiş olarak çıkarım. Bu sınav da aynen öyle olacak. Ben parlayan bir yıldız gibi diğer sınava girenlerin arasından fark ediliyorum. Orada ışıkların altında. Belirgin ve dikkat çekici bir yıldız olarak. Sınava girdiğim andan itibaren, kalemi elime aldığımda öğrendiğim bütün bilgilerin istediğim her an orada ve aklımda olduğunu bilirim. Öğrendiğim her şey; sayılar, isimler, formüller hepsi. Yeri geldikçe ve ihtiyaç duydukça birer birer aklıma gelirler. Sınav sırasında dingin, ama uyanık bir zihinle ve müthiş bir enerjiyle çalışırım. Birikimlerimi ve yeteneğimi kağıda dökerim. Aklımın bütün kapasitesi o anda, orada işlemektedir. Hatırlıyorum aklımın öyle mükemmel çalıştığı anları. Aydınlık ve berrak, süratli ve yaratıcı. Soruların yanıtları nasıl birden kafamda çakıvermişti. Yine öyle olacak o geçmişteki anlar gibi. Ve sonra kendimi görürüm. Amaçlarına ulaşmış, hedeflerini tutturmuş, başarılı ve mutlu bir kişi olarak. Orada sevinçle yumruğunu kaldırmış dururken. Üniversiteden mezun olduğum gün kepimi havaya fırlatırken. Sevinçle bağıran sesimi duyarım, ailemin ve arkadaşlarımın gülümseyen yüzlerini görürüm ve yüreğimde hissettiğim o coşku ve heyecanı. Sınav sırasında sanki zaman bana uyar, benim en rahat biçimde soruları yanıtlamam için beni bekler. Ben süratli, ama sakin bir şekilde bildiklerimi kağıda dökerken en iyi sonucu alacağımı bilirim. Hayat birçok sınavla doludur. Bu sınav, onlardan sadece bir tanesi. Diğerleri de kendi dönemleri için çok önemliydiler, bu da öyle. Oysa benim değerim, varlığım ve kişiliğim bütün bunların ötesinde, bütün ihtişamı ve orijinalliği ile her zaman öylesine parlar. |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 07:54 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.