Geri git   Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri > Duygusal Yaşam Klubü > İlişkiler

Uyarılar

BEŞ SEVGİ DİLİ

Duygusal Yaşam Klubü ve İlişkiler BEŞ SEVGİ DİLİ Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Sevgi Dili 1: Onay Sözleri Mark Twain bir zamanlar şöyle söylemişti: "Güzel bir iltifat beni iki ay yaşatabilir." Twain'in sözlerini gerçek olarak alsaydık, yılda altı iltifat onun sevgi deposunu işlevsel bir seviyede tutacaktı. Muhtemelen eşiniz daha fazlasına gereksinim duyacaktır. Sevgiyi ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var İlişkiler telkin cd indir izle İstanbul İlişkiler nerededir kimdir İlişkiler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa İlişkiler hipnoz İlişkiler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi İlişkiler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 İlişkiler kuantum düşünce kitap haberi

BEŞ SEVGİ DİLİ

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 13-12-2010, 02:27 PM   #11 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: BEŞ SEVGİ DİLİ



Sevgi Dili 1: Onay Sözleri

Mark Twain bir zamanlar şöyle söylemişti: "Güzel bir iltifat beni iki ay yaşatabilir." Twain'in sözlerini gerçek olarak alsaydık, yılda altı iltifat onun sevgi deposunu işlevsel bir seviyede tutacaktı. Muhtemelen eşiniz daha fazlasına gereksinim duyacaktır.

Sevgiyi duygusal olarak ifade etmenin bir yolu, onu oluşturacak sözleri kullanmaktır. Kadim İbrani bilgesi Süleyman "Dil, yaşamın ve ölümün gücüne sahiptir." diye yazmıştır. Birçok çift, birbirlerini sözü olarak onaylamanın muhteşem gücünü hiç öğrenmemiştir. Süleyman'ın bir başka sözü de şöyledir: "Kaygılı bir yürek insanı bunaltır ama sevecen bir söz neşelendirir."

Sözlü iltifatlar veya takdir ifadeleri sevgiyi güçlü bir şekilde iletir. Bunlar, en iyi aşağıdaki gibi basit ve açık sözlerle ifade edilir:

"Bu kıyafetle mükemmel görünüyorsun."
"Ooo! Bu elbise sana çok yakışmış."
"Bu dünyada patatesi en iyi pişiren kişi sen olmalısın. Bu patateslere bayıldım."
"Bu gece bulaşıkları yıkaman çok hoşuma gitti."
"Bu gece için çocuk bakıcısını ayarlaman çok hoş bir davranış. Bunu senin görevin gibi görmediğimi bilmeni isterim."
"Çöpü atman gerçekten çok hoşuma gidiyor."

Karı-kocanın birbirinden düzenli olarak bu tür sözler işittiği bir evlilikteki duygusal atmosfer nasıl olacaktır sizce?

Birkaç yıl önce bir gün büromda oturuyordum. Kapım açıktı ve koridordan geçen bir bayan "Bir dakikanızı alabilir miyim?" diye sordu.

"Tabii, buyurun."

Oturdu ve şöyle dedi: "Dr. Chapman, bir sorunum var. Kocamı yatak odamızı boyamaya ikna edemiyorum. Dokuz aydır uğraşıyorum. aklıma gelen her şeyi denedim fakat bir türlü bunu yapmasını sağlayamıyorum."

İlk aklımdan geçen, "Bayan, yanlış yerdesiniz, ben boyacı değilim." demek oldu ama "Konuyu biraz daha açar mısınız?" dedim.

"Şey, mesela geçen cumartesi havanın ne kadar güzel olduğunu hatırlıyorsunuzdur. Kocam bütün gün ne yaptı biliyor musunuz? Arabayı yıkadı ve cilaladı."

"Siz ne yaptınız?"

"Dışarı çıktım ve dedim ki: Bob, seni anlamıyorum. Bugün yatak odasını boyamak için mükemmel bir gün ve sen burada arabayı yıkayıp cilalıyorsun!"

"Sonra yatak odasını boyadı mı?" diye sordum.

"Hayır. Oda hala boyanmadı. Ne yapacağımı bilmiyorum."

"Size bir soru sormama izin verin." dedim. "Temiz ve cilalı arabalara bir itirazınız var mı?"

"Hayır, fakat yatak odasının boyanmasını istiyorum."

"Kocanızın yatak odanızın boyanmasını istediğinizi bildiğinden emin misiniz?"

"Bildiğini biliyorum." dedi. "Dokuz aydır onun peşindeyim."

"Size bir soru daha sormama izin verin. Kocanızın iyi yaptığı herhangi bir şey var mı?"

"Ne gibi?"

"Şey, çöpü atmak, arabanızın ön camına yapışan sinekleri temizlemek, arabaya benzin koymak, elektrik faturasını ödemek veya paltosunu asmak gibi?"

"Evet" dedi. "Bu saydıklarınızın bir kısmını yapar."

Sevginin hedefi
istediğiniz bir şeyi elde etmek değil,
sevdiğiniz insanın mutluluğu için
bir şey yapmaktır.
Ancak şu da bir gerçektir ki,
onaylayıcı sözlerin bizi
karşılık vermeye teşvik etmesi
çok daha olasıdır.

"O zaman iki önerim var: Bir, yatak odasının boyanmasından bir daha asla bahsetmeyin." Tekrarladım: "Bundan bir daha asla bahsetmeyin."

"Bunun nasıl işe yarayacağını anlamadım." dedi.

"Bakın, şimdi bana yatak odasının boyanmasını istediğinizi bildiğini söylediniz. Artık bunu ona söylemeniz gerekmez. Bunu zaten biliyor. İkinci önerim, gelecek defa iyi bir şey yaptığında ona iltifat edin. Eğer çöpü atıyorsa, 'Bob, biliyor musun çöpü atman çok hoşuma gidiyor.' deyin. 'Çöpü dışarıya çıkarsan iyi olur. Yoksa sinekler taşıyacak' demeyin. Onun elektrik faturasını ödediğini gördüğünüzde elinizi omzuna koyun ve deyin ki: 'Bob, elektrik faturasını ödemen gerçekten hoş. Bunu yapmayan kocaların olduğunu duyuyorum ve bunu ne kadar takdir ettiğimi bilmeni istiyorum.' İyi bir şey yaptığı her zaman ona sözel bir iltifat edin."

"Bunun yatak odasının boyanmasını nasıl sağlayacağını göremiyorum."

"Benim tavsiyemi istediniz, ben de söyledim. Denemesi bedava."

Giderken pek memnun kalmışa benzemiyordu, fakat üç hafta sonra tekrar büroma geldi ve "İşe yaradı!" dedi. Sözlü iltifatların rahatsız edici sözlerden daha çok şevk verdiğini öğrenmişti.

Eşinizin istediğiniz bir şeyi yapmasını sağlamak için onu pohpohlamanızı önermiyorum. Sevginin hedefi istediğiniz bir şeyi elde etmek değil, sevdiğiniz insanın mutluluğu için bir şey yapmaktır. Bununla birlikte, şu bir gerçektir ki, onaylayıcı sözlerin bizi karşılık vermek ve eşimizin arzu ettiği bir şeyi yapmaya teşvik etmesi çok daha muhtemeldir.

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 13-12-2010, 03:13 PM   #12 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: BEŞ SEVGİ DİLİ



Cesaret Verici Sözler

İltifatlarda bulunmak, eşinize onaylayıcı sözleri ifade etmenin yanızca bir yoludur. Cesaretlendirme sözcüğü "cesaret uyandırmak" demektir. Hepimizin kendimizi güvensiz hissettiğimiz alanlar vardır. Cesaretimizin eksiktir ve bu cesaret eksikliği sık sık yapmayı istediğimiz olumlu şeyleri başarmamızı engeller. Eşimizin kendini güvensiz hissettiği alanlardaki gizli potansiyeli, sizin cesaret verici sözlerinizi bekliyor olabilir.

Allison yazmayı hep sevmişti. Üniversite kariyerinin sonlarında gazetecilik üzerine birkaç ders aldı. Kısa zamanda, yazma konusundaki heyecanının asıl branşı olan tarihe duyduğu ilgiyi aştığını fark etti. Dalını değiştirmek için çok geçti. Yine de üniversiteden sonra özellikle ilk bebeğini doğurmadan önce birkaç makale yazdı. Makalelerinden birini yayınlanması için bir dergiye gönderdi. Ancak, gelen yanıt olumsuzdu ve başka bir makale göndermek için hiç cesareti kalmamıştı. Bir süre sonra çocukları büyüdü ve daha çok boş vakti olduğu için tekrar yazmaya başladı.

Kocası Keith, evliliklerinin ilk zamanlarında Allison'ın yazmasına pek ilgi göstermemişti. Kendi işiyle meşguldü ve işinde yükselme hırsıyla doluydu. Sonraları yaşamın en derin anlamının başarılarda değil, ilişkilerde bulunduğunun farkına vardı. Allison'a ve onun ilgi alanlarına daha fazla önem vermeyi öğrendi. Bir gece Allison'ın makalelerinden birini okudu. Makaleyi bitirir bitirmez Allison'ın kitap okuduğu çalışma odasına gitti. Büyük bir heyecanla dedi ki: "Okumanı bölmekten nefret ediyorum ama şunu söylemeliyim ki, az önce 'Tatilleri En İyi Şekilde Değerlendirmek' üzerine yazdığın makaleyi okudum. Allison sen mükemmel bir yazarsın! Bu makale kesinlikle yayınlanmalı. Çok akıcı yazıyorsun. Kelimelerle anlattıklarını gözümün önünde canlandırabiliyorum. Büyüleyici bir tarzın var. Bu yazıyı mutlaka dergilere göndermelisin."

"Gerçekten böyle mi düşünüyorsun?" diye sordu allison duraksayarak.

"Kesinlikle" dedi Keith. "Sana güveniyorum, bu makale gerçekten çok güzel."

Keith odadan çıktıktan sonra Allison kitabını okumaya devam etmedi. Kucağında kapalı duran kitapla, otuz dakika boyunca Keith'in söylediklerini düşündü. Başkalarının da yazılarını bu kadar beğenip beğenmeyeceğini merak etti. Yıllar önce aldığı ret mektubunu hatırladı. "Fakat şimdi farklı bir insanım" diye akıl yürüttü. yazıları daha iyiydi. Geçen zaman içinde daha çok tecrübe kazanmıştı. Bir bardak su içmek için sandalyesinden kalkmadan önce kararını vermişti: Makalelerini dergilere gönderecek, yayınlanmaya değer olup olmadıklarını görecekti.

Keith bu cesaret verici sözleri söyleyeli on dört yıl oldu. O zamandan bu yana, Allison'ın çok sayıda makalesi yayınlandı ve şuanda bir kitap yazıyor. O mükemmel bir yazar, fakat bir makalenin yayınlanmasını sağlamak için gereken çetin sürecin ilk adımını atmak üzere uyandırılması için, kocasının cesaret verici sözlerine ihtiyacı vardı.

Belki sizin eşiniz de bir veya daha fazla alanda işlenmemiş bir potansiyele sahiptir. Bu potansiyel sizin cesaret verici sözlerinizi bekliyor olabilir. Belki karınızın bu potansiyeli geliştirmek için bir kursa yazılmaya ihtiyacı vardır. Belki kocanızın ilgi duyduğu alanda başarıya ulaşmış, ona atması gereken bir sonraki adım konusunda yardımcı olabilecek birilerine ihtiyacı vardır. Sizin sözleriniz eşinize bu ilk adımı atmak için gereken cesareti verebilir.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 13-12-2010, 03:15 PM   #13 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: BEŞ SEVGİ DİLİ


Lütfen dikkat edin; eşinize sizin istediğiniz bir şeyi yapması için baskı yapmanızdan söz etmiyorum. Onun zaten sahip olduğu bir ilgi alanını geliştirmesi için cesaret vermenizden söz ediyorum. Örneğin bazı kocalar karılarına kilo vermeleri için baskı yapar. sonra da derler ki: "Ona cesaret veriyorum." Oysa ki karılarına göre kınamaktan başka bir şey yapmıyorlardır. Bir insana, sadece kendisi kilo vermek istediği zaman cesaret verebilirsiniz. Bunu yapmayı istemiyorsa, sizin sözleriniz vaaz niteliği taşıyacaktır. Bu tür sözler nadiren cesaret verir; daha çok suça teşvik etmek üzere tasarlanmış yargı sözleri olarak algılanırlar. Sevgiyi değil, reddedişi ifade ederler.

Cesaretlendirme,
empati ve dünyayı eşinizin
gözüyle görmeyi gerektirir.
Önce eşimiz için
neyin önemli olduğunu öğrenmeliyiz.


Eğer eşiniz "Sanırım bu sonbaharda bir zayıflama programına katılsam iyi olacak" diyorsa, o zaman cesaretlendirici sözler söyleme fırsatına sahipsiniz demektir. Cesaret verici sözleriniz aşağıdakilere benzer cümlelerden oluşabilir: "Bu konuda sana bir tek şey söyleyebilirim; bunu yapmaya karar verirsen çok başarılı olacağından eminim. Bu en sevdiğim özelliklerinden biri. Bir şeyi aklına koyunca mutlaka başarıyorsun. eğer gerçekten zayıflamak istiyorsan, sana yardımcı olmak için elimden gelen her şeyi yapacağım. Programın maliyeti konusunda da endişelenme. Gerçekten istediğin buysa, parayı buluruz." Bu tür sözler, eşinize zayıflama merkezine telefon etmek için cesaret verecektir.

Cesaretlendirme, empati ve dünyayı eşinizin gözüyle görmeyi gerektirir. Önce eşimiz için neyin önemli olduğunu öğrenmeliyiz. Ancak o zaman cesaret verebiliriz. sözel cesaretlendirmeyle şunu iletmeye çalışıyoruz: "Biliyorum. Önem veriyorum. Seninleyim. Nasıl yardım edebilirim?" Yani ona ve onun yeteneklerine inandığımızı göstermeye çalışıyoruz.

Çoğumuzun içinde kullanabileceğimizden çok daha fazla potansiyel vardır. Bizi engelleyen genellikle cesaretsizliktir. Sevgi dolu bir eş, o çok önemli katalizörü sunabilir. Şüphesiz, eşinize cesaretlendirici sözler söylemek sizin için zor olabilir. Bu sizin birincil sevgi diliniz olmayabilir. Bu ikinci dili öğrenmek sizin için büyük çaba gerektirebilir. eğer eleştirici ve kınayıcı bir konuşma tarzınız varsa, bu sizin daha çok çaba harcamanız gerekeceğini gösterir; fakat sizi temin ederim ki, bu çabaya değer.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 13-12-2010, 03:56 PM   #14 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: BEŞ SEVGİ DİLİ



Sevecen Sözler


Sevgi sevecendir. O halde, sevgiyi sözel olarak ifade ederken sevecen sözcükler kullanmalıyız. Bu konuşma şeklimizle ilgilidir. Aynı cümle, söyleyiş tarzımıza göre iki ayrı anlam taşıyabilir. "Seni seviyorum." ifadesi, sevecenlik ve şefkatle söylendiğinde samimi bir sevgiyi anlatabilir. Fakat ya "Seni seviyorum?" ifadesi? Tek bir soru işareti bu iki kelimenin tüm anlamını değiştirir. Bazen sözlerimiz bir şey söylerken sesimizin tonu başka bir şey söyler. Çifte mesajlar göndeririz ve eşimiz genellikle sesimizin tonuna yüklenmiş mesajı yorumlar, kullandığımız kelimeleri değil.

"Bu gece bulaşıkları yıkamaktan zevk duyarım." cümlesini diş gıcırdatarak söylemek, bir sevgi ifadesi olarak algılanmayacaktır. Diğer yandan, acıyı, ıstırabı ve hatta kızgınlığı bile sevecen bir tavırla paylaşabiliriz ve söylediklerimiz bir sevgi ifadesi olarak algılanabilir. "Bu akşam bana yardım etmeyi teklif etmediğin için hayal kırıklığına uğradım ve incindim." cümlesi samimi ve sevecen bir tavırla söylendiğinde bir sevgi ifadesi olabilir. Konuşan kişi kendini eşine anlatmak istiyor. duygularını paylaşarak yakınlık oluşturmak üzere adım atıyor. Şifa bulmak üzere acısını tartışmak için bir fırsat istiyor. Aynı cümle yüksek ve sert bir ses tonuyla söylendiğinde sevgiyi değil, yargılama ve kınamayı dile getirecektir.

Konuşurkenki tavrımız son derece önemlidir. Eski zamanlarda bir bilge şöyle demiş: "Yumuşak bir yanıt öfkeyi uzaklaştırır." Eşiniz sinirli ve allak bullak olduğu ve size hiddetli sözlerle saldırdığı zaman sevgi dolu olmayı seçerseniz, onunkinden de hiddetli bir ses tonuyla değil, yumuşak bir sesle karşılık verirsiniz. O andaki duygularını size aktarabilmesini sağlarsınız. Acısını, kızgınlığını ve yaşadıklarından nasıl etkilendiğini anlatmasına izin verirsiniz. Bunu yapabilmek için kendinizi onun yerine koymanız, olayları onun gözüyle görmeniz ve sevecen bir ifadeyle neden böyle hissettiğini anladığınızı söylemeniz gerekir. Eğer ona karşı hatalıysanız, hatanızı kabul eder ve özür dilersiniz. Eğer davranışlarınızı o yanlış yorumladıysa, asıl niyetinizin ne olduğunu sakin ve sevecen bir ifadeyle anlatabilirsiniz. Olaya sizin açınızdan bakmanın en mantıklı yol olduğunu ispatlamak için değil, anlayış ve uzlaşma için çaba gösterirsiniz. Bu, olgun sevgidir. Yani, gelişen bir evlilik istiyorsak ulaşmaya çalıştığımız sevgi...

Sevgi hataların kaydını tutmaz. Sevgi geçmişteki hataları gündeme getirmez. Hiçbirimiz mükemmel değiliz. Evlilikte daima en iyi veya en doğru şeyi yapmayız. Hepimiz zaman zaman eşlerimizi incitecek şeyler yapar ve söyleriz. Geçmişi silemeyiz. Yalnızca yaptıklarımızın yanlış olduğunu kabul edip özür dileyebilir ve gelecekte daha farklı davranmaya çalışabiliriz. Hatamı kabul edip af diledikten sonra, bunun eşime yaşattığı acıyı hafifletmek için başka bir şey yapamam. eşim hatalı davrandığı zaman üzüntü içinde hatasını kabul eder ve af dilerse, adalet veya af seçeneğim vardır. Eğer adaleti seçer ve bunu ona ödetmek ya da yaptığının cezasını çekmesi için uğraşırsam, kendimi hakim, onu da suçlu yerine koymuş olurum. Birbirimize karşı duyduğumuz yakınlık tamamen ortadan kalkar. Oysa affetmeyi, aynı yakınlığı hissetmeye devam edebiliriz. Sevginin yolu affetmekten geçer.

Dün yüzünden her yeni günlerini berbat eden insanlar beni hayrete düşürüyor. Bir önceki gün yaşanan tatsızlıkları bugüne taşımakta ısrar edenler ve muhtemelen harika geçecek bir günü zehir ederler. "Bunu yaptığına inanamıyorum. Bunu asla affedeceğimi sanmıyorum. Beni ne kadar incittiğini tahmin bile edemezsin. Bana bu şekilde davrandıktan sonra nasıl bu kadar rahat olabiliyorsun bilmiyorum. Dizlerinin üzerinde sürünerek benden af diliyor olmalıydın. Seni affedebilecek miyim bilmiyorum." Bu sözler sevgiyi değil, acı, küskünlük ve intikamı anlatır.

Eğer yakın bir ilişki kurmak istiyorsak,
birbirimizin arzularını bilmemiz gerekir.
Eğer birbirimizi sevmeyi istiyorsak,
karşımızdakinin ne istediğini bilmemiz gerekir.


Geçmişteki hatalar için yapılabilecek en iyi şey, tarih olmalarına izin vermektir. Evet, bu oldu. Tabii ki incitti. Hala da incitiyor olabilir, fakat hatasını kabul etti ve özür diledi. Geçmişi silemeyiz ama onu tarih olarak kabul edebiliriz. Bugünü geçmişteki hatalardan kurtulmuş olarak yaşamayı seçebiliriz. Affetmek bir duygu değil, bir davranıştır. Hatalının hatasını ona karşı kullanmak değil, ona şefkat göstermeyi seçmektir. Affetmek sevginin bir ifadesidir. "Seni seviyorum. Sana değer veriyorum ve seni affetmeyi seçiyorum. Kendimi hala incinmiş hissediyor olsam da, bunun aramıza girmesine izin vermeyeceğim. Bu deneyimden bir şeyler öğrenebileceğimizi umuyorum. bir kez hatalı davranman kötü bir insan olduğun anlamına gelmiyor. Sen benim eşimsin ve bunu birlikte atlatacağız." Bunlar, sevecenlikle ifade edilmiş onaylayıcı sözlerdir.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 13-12-2010, 04:27 PM   #15 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: BEŞ SEVGİ DİLİ



Alçak Gönüllü Sözler


Sevgi taleplerde değil, ricalarda bulunur. Eşimden bir şeyler talep ettiğimde ben ebeveyn rolünü üstlenmiş olurum, o da çocuk. Üç yaşındaki bir çocuğa ne yapması gerektiğini, daha doğrusu ne yapmak zorunda olduğunu anlatan ebeveyndir. Bu gereklidir; çünkü üç yaşındaki bir çocuk, yaşam denizinin tehlikeli sularında nasıl yelken açılacağını henüz bilememektedir. Ne var ki evlilik söz konusu olduğunda, her iki eş de eşit ve yetişkindir. Tabii ki hiçbirimiz mükemmel değiliz; fakat yetişkiniz ve hayat arkadaşlarıyız. Yakın bir ilişki kurmak istiyorsak, birbirimizin arzularını bilmemiz gerekir. Eğer birbirimizi sevmeyi istiyorsak, karşımızdakinin ne istediğini bilmemiz gerekir.

Bununla birlikte, bu arzuları ifade ediş tarzımız çok önemlidir. Arzularımız talep olarak algılanırsa, birbirimize karşı duyduğumuz yakınlığın devam etme olasılığını ortadan kaldırmış oluruz ve eşimizi kendimizden uzaklaştırırız. Oysa ki, gereksinimlerimizi ve arzularımızı rica ederek belirtirsek, sunduğumuz ültimatom değil, rehberlik olur. "Hani o elmalı turtan vardı ya, ondan bu hafta yapabilir misin? o turtalara bayılıyorum." diyen bir erkek karısına onu nasıl sevmesi gerektiği konusunda rehberlik yapıyordur. Böylelikle aralarında yakınlık oluşacaktır. Diğer yandan, "Bebek doğduğundan beri bir elmalı turta yemedim. on sekiz yıl boyunca da yiyebileceğimi sanmıyorum." diyen bir koca yetişkin olmayı bırakmış, ergenlik davranışına geri dönmüştür. Bu tür talepler yakınlık oluşturmaz. "Bu hafta sonu çatıdaki olukları temizlemen sence mümkün mü?" diye soran bir kadın, bir ricada bulunarak sevgisini ifade ediyordur. "Eğer olukları bir an önce temizlemezsen hepsi tepemize inecek. Zaten üstlerinde ağaç bitmiş!" diyen bir kadın ise sevmeyi bırakmış, hükmeden bir anne olmuştur.

eşinizden bir ricada bulunduğunuzda, onun değerini ve yeteneklerini onaylarsınız. Onun sizin için anlamlı ve değerli bir şey yapabileceğini, böyle bir potansiyele sahip olduğunuzu belirtirsiniz. Bununla birlikte, bir talepte bulunduğunuzda bir sevgili değil, bir tiran olursunuz. Eşiniz onaylandığını değil, küçümsendiğini hisseder. Bir rica, seçim unsurunu ortaya koyar. Eşiniz ricanızı yanıtlamayı veya reddetmeyi seçebilir, çünkü sevgi daima bir seçimdir. Onu anlamlı kılan budur. Eşimin beni ricalarımdan birini yanıtlayacak kadar sevdiğini bilmek, duygusal bir iletişim yoluyla bana değer verdiğini, saygı ve hayranlık duyduğunu ve beni mutlu edecek bir şey yapmak istediğini iletir. Sevgiyi taleplerde bulunarak elde edemeyiz. Eşim benim taleplerimi yerine getirebilir ama bu bir sevgi ifadesi değildir. Korku, suçluluk veya başka bir duygunun eylemidir, sevginin değil. Böylelikle, bir rica sevginin ifadesi için bir olanak yaratır. Oysa bir talep bu olanağı yok eder.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 13-12-2010, 07:48 PM   #16 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: BEŞ SEVGİ DİLİ



Çeşitli Diyalektler


Onay sözleri beş temel sevgi dilinden biridir ama bu dilde de birçok diyalekt vardır. Birkaçını zaten tartıştık ama gerçekte çok daha fazlası vardır. Bu diyalektler hakkında sayısız yazılar ve makaleler yazılmıştır. Bütün bu diyalektlerin ortak noktası, eşleri onaylamak için sözcüklerin kullanımıdır. Psikolog William James, muhtemelen en derin insan gereksiniminin, takdir edildiğini hissetme gereksinimi olduğunu söylemiştir. Onay sözleri birçok bireyde bu gereksinimi karşılayacaktır. Eğer siz sözlerin adamı değilseniz, eğer bu sizin birincil sevgi diliniz değilse fakat eşinizin sevgi dili olabileceğini düşünüyorsanız, size "Onay Sözleri" isimli bir not defteri tutmanızı öneririm. Sevgi üzerine bir kitap veya bir makale okuduğunuzda , bulduğunuz onay sözlerini kaydedin. Sevgi üzerine bir konferans dinlediğinizde veya bir arkadaşınızın başka biri hakkında olumlu bir şey söylediğine kulak misafiri olduğunuzda, bunu yazın. Zamanla eşinize sevginizi iletmek için kullanacağınız pek çok söz birikecektir.

Onay sözlerini dolaylı olarak kullanmayı da deneyebilirsiniz. Örneğin, eşinizin olmadığı zamanlarda onunla ilgili olumlu şeyler söylemek gibi. Sonuçta biri eşinize bundan bahsedecektir ve sevgiden tam not alacaksınızdır. Kayınvalidenize karınızın ne kadar harika olduğunu anlatın. Annesi söylediklerinizi ona aktardığında sözleriniz daha çok anlam kazanacak, notunuz katlanacaktır. Eşinizi o yanınızdayken başkalarının önünde de onaylayın. Bir başarınız için takdir edilip onurlandırıldığınızda, bunu eşinizle paylaşmaya dikkat edin. Aynı zamanda onay sözleri yazmaktaki becerinizi de sınayın. Kağıda dökülmüş sözlerin tekrar tekrar okunabilme avantajı vardır.

Little Rock, Arkansas'ta, sevgi dilleri ve onay sözleriyle ilgili önemli bir ders öğrendim. Güzel bir bahar gününde, Bill ve Betty Jo'yu ziyarete gitmiştim. Beyaz parmaklıklar, yemyeşil otlar ve rengarenk bahar çiçekleriyle çevrili bir evde yaşıyorlardı. Ortam hoş ve sakindi. Ancak içeriye girer girmez idealizmin bittiğini keşfettim. Evlilikleri darmadağındı. Düğün gününden bu yana geçen on iki yıl ve iki çocuktan sonra, neden evlendiklerini merak ediyorlardı. Hiçbir konuda uyuşamadıkları görülüyordu. Gerçekten anlaştıkları tek konu, her ikisinin de çocukları sevmesiydi. Hikaye belirginleştikçe, Bill'in bir işkolik olduğunu ve Betty Jo, sırf evden biraz uzaklaşmış olmak için yarım günlük bir işte çalışıyordu. Onların sorunlarla başa çıkma yöntemi geri çekilmeydi. Aralarına bir mesafe koymaya çalışıyorlardı ki, çelişkileri o kadar büyük görünmesin. Fakat her ikisinin de sevgi depolarının üzerindeki ibre boşu gösteriyordu.

Bana daha önce bir evlilik danışmanına başvurduklarını, ancak bunun pek bir faydasını görmediklerini söylediler. Benim evlilik seminerime katılıyorlardı ve ben ertesi gün şehirden ayrılıyordum. Bu muhtemelen Bill ve Betty Jo'yla tek karşılaşmam olacaktı. Zamanımızın çok kısıtlı olmasına rağmen bu riski göze alıp onlara yardımcı olmaya çalışmam gerektiğine karar verdim.

Her biriyle ayrı ayrı birer saat görüştüm ve her ikisinin hikayesini de dikkatle dinledim. İlişkilerinin boşluğuna ve birçok anlaşmazlıklarına rağmen birbirlerinin bazı özelliklerini takdir ettiklerini fark ettim. Bill dedi ki: "O iyi bir annedir. Aynı zamanda iyi bir ev sahibesi ve yemek pişirmek istediğinde mükemmel br aşçıdır, fakat bana hiç sevgi göstermiyor. Canım çıkana dek çalışıyorum ve beni hiç takdir etmiyor." Betty Jo ile sohbetimde, Bill'in ailesini mükemmel bir şekilde geçindirdiğini söyledi. "Ama" diye şikayet etti, "evde bana yardımcı olmak için hiçbir şey yapmıyor. Hiçbir zaman bana ayıracak zamanı yok. birlikte zevk almayacaksak bu evin ve parayla satın alınabilecek bunca şeyin ne kıymeti var?"

Bu anlattıklarından sonra, tavsiyemi her birine yanızca bir öneride bulunmakta odaklamaya karar verdim. Bill ve Betty Jo'ya, ayrı ayrı, evliliklerinin duygusal havasını değiştirecek anahtarı ellerinde tuttuklarını söyledim. "Bu anahtar" dedim, "eşinizin beğendiğiniz özelliklerini sözlerle takdir etmek ve hoşlanmadığınız özellikleriyle ilgili şikayetlerinizi şu an için askıya almaktır." Birbirleri hakkında yaptıkları olumlu yorumları gözden geçirdik ve bu olumlu niteliklerin bir listesini yapmalarına yardım ettim. Bill'in listesi Betty Jo'nun annelik, ev sahibeliği ve aşçılığı üzerinde odaklandı. Betty Jo'nun listesi Bill'in sıkı çalışması ve aileye maddi olarak sundukları üzerinde yoğunlaştı. Listeleri mümkün olduğunca belirgin yaptık. Betty Jo'nun listesi şöyleydi:

- On iki yıldır bir tek iş gününü bile kaçırmadı. İşinde tuttuğunu koparır.
- Yıllar boyunca birçok kez terfi etti. Her zaman üretkenliğini geliştirmenin yollarını arar.
- Her ay evin masraflarını öder.
- Elektrik, yakıt ve su faturalarını öder.
- Baharda ve yazın her hafta çimleri biçer ya da bunu yapacak birini tutar.
- Sonbaharda kuru yaprakları tırmıkla toplar ya da bunu yapacak birini tutar.
- Ailenin yiyecek ve giyeceği için bol bol para verir.
- Yaklaşık ayda bir kez çöpleri dışarıya taşır.
- Aile üyelerine Noel hediyeleri almam için bana para verir.
- Yarım günlük işimden kazandığım parayı istediğim gibi harcayabileceğimi söyler.

Bill'in listesi ise şöyleydi:

- Her gün yatakları toplar.
- Her hafta evi elektrik süpürgesiyle süpürür.
- Her sabah, iyi bir kahvaltıdan sonra çocukları okula götürür.
- Aşağı yukarı haftada üç gün akşam yemeği pişirir.
- Yiyecek alışverişini yapar. Çocuklara ev ödevlerinde yardımcı olur.
- Çocukları okul ve kilisedeki faaliyetlere götürür.
- Pazar okulunun birinci sınıfında öğretmenlik yapar.
- Elbiselerimi kuru temizlemeciye götürür.
- Çamaşırları yıkar ve ütüler.

Sonraki haftalarda dikkatlerini çeken şeyleri de listeye eklemelerini önerdim. Aynı zamanda, haftada iki kez bir olumlu özellik seçip, eşlerine takdirlerini sözlerle ifade etmelerini de tavsiye ettim. Ana kurallardan birine daha işaret ettim. Betty Jo'ya, eğer Bill kendisine iltifat ederse ona aynı anda iltifat etmemesini, bunun yerine sadece bu iltifatı kabul edip, "bunu söylediğin için teşekkür ederim" demesini söyledim. Aynı şeyi Bill'e de anlattım. Onları bunu iki ay boyunca her hafta yapmaya teşvik ettim. Bir faydasını görürlerse, aynı şekilde devam edebilirlerdi.

Ertesi gün uçağa binip eve döndüm. İki ay sonra neler olup bittiğini öğrenmek üzere Bill ve Betty Jo'yu arayacağımı bir yere not ettim. Yaz ortasında onları aradığımda, ikisiyle de teker teker konuşmak istedim. Bill'in yaklaşımının ileriye doğru dev bir adım attığını gördüğümde hayrete düştüm. Ona önerdiğim şeylerin aynılarını Betty Jo'ya da önerdiğimi anlamıştı ama bu gayet normaldi. Bunu sevmişti. Betty Jo onu takdir ediyordu. "Yeniden kendimi bir erkek gibi hissetmemi sağladı. Daha gidecek çok yolumuz var Dr. Chapman ama inanıyorum ki doğru yoldayız."

Betty Jo'yla konuştuğumda, onun yalnızca minik bir adım attığını gördüm. "Biraz iyileşti Dr. Chapman. Bill önerdiğiniz gibi bana iltifat ediyor ve samimi olduğunu düşünüyorum ama hala benimle hiç vakit geçirmiyor. Hala işiyle o kadar meşgul ki, birlikte olamıyoruz."

Betty Jo'yu dinlerken, Birden zihnim aydınlandı. Önemli bir keşif yapmıştım. Bir kişinin sevgi dilinin muhakkak karşısındakinin sevgi diliyle aynı olması gerekmiyordu. Bill'in birincil sevgi dilinin onay sözleri olduğu açıktı. Çok çalışıyordu, işini ve işinden dolayı tkdir edilmeyi seviyordu. Bu kalıp muhtemelen çocuklukta yerleşmişti ve sözlerle takdir için duyduğu gereksinim çocukluk yıllarında olduğundan daha az önemli değildi. Diğer yandan, Betty Jo duygusal olarak başka bir şey için haykırıyordu. Olumlu sözler hoşuna gidiyordu ama başka bir şeye derin duygusal özlem duymaktaydı. Bu bizi iki numaralı sevgi diline götürüyor.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 13-12-2010, 10:19 PM   #17 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: BEŞ SEVGİ DİLİ



Sevgi Dili 2: Nitelikli Beraberlik


Betty Jo'nun birincil sevgi dilini başından farketmeliydim. O bahar onları Little Rock'ta ziyaret ettiğimde ne diyordu? "Bill bizi çok iyi geçindiriyor; fakat bana hiç vakit ayırmıyor. Birlikte zevk almayacaksak bu evin ve parayla satın alınabilecek bunca şeyin ne kıymeti var?" Arzusu neydi? Bill'le nitelikli beraberlik. Ondan ilgi bekliyordu. Kocasının ona odaklanmasını, zaman ayırmasını ve onunla birlikte bir şeyler yapmasını istiyordu.

Nitelikli beraberlik derken, bütün dikkatinizi eşinize vermenizden bahsediyorum, birlikte kanepeye oturup televizyon seyretmenizden değil. Zamanınızı bu şekilde geçirdiğinizde dikkatiniz eşinizde değil, ABC veya NBC'dedir. Benim kastettiğim, televizyonu kapatıp kanepeye oturmanız, yani tüm dikkatinizi birbirinize vermenizdir. Bu birlikte yürüyüşe çıkmak veya baş başa yemek yerken birbirinize bakarak konuşmak da olabilir. Bir restoranda flört eden bir çiftle evli bir çifti her zaman ayırt edebileceğinizi hiç fark ettiniz mi? Flört eden çiftler birbirlerine bakar ve konuşurlar. Evli çiftler orada öylece oturup etrafı seyrederler. Oraya yalnızca yemek için gittiklerini sanırsınız!

Karımla kanepede oturup yirmi dakika boyunca tüm dikkatimi ona verdiğimde veya o benim için aynı şeyi yaptığında, birbirimize yirmi dakikalık yaşam veriyoruz. O yirmi dakikaya bir daha asla sahip olamayacağız. Yaşamlarımızı birbirimize veriyoruz. Bu, sevgiyi güçlü bir duygusallıkla iletir.

Bir ilaç bütün hastalıkları tedavi edemez. Bill ve Betty Jo'ya tavsiyemde ciddi bir hata yapmıştım. Onay sözlerinin Bill için olduğu kadar Betty Jo için de anlamlı olacağını varsaymıştım. Her birinin diğerini uygun bir şekilde onaylaması halinde duygusal havanın değişeceğini ve her ikisinin de sevildiğini hissedeceğini ummuştum. Önerim Bill'de iyi sonuç vedi. Betty Jo'ya karşı daha olumlu şeyler hissetmeye başladı. Sıkı çalışması konusunda samimiyetle onaylandığına inanmaya başladı. Fakat aynı yöntem Betty Jo'da aynı sonucu vermedi. Onay sözleri onun birincil sevgi dili değildi. Onun dili nitelikli beraberlikti.

Bill'i tekrar telefona çağırdım ve geçen iki ay boyunca gösterdiği çabalardan dolayı teşekkür ettim. Betty Jo'yu sözlerle onaylama konusunda iyi bir çalışma yaptığını ve onaylamasının ona ulaştığını söyledim. "Fakat Dr. Chapman" dedi. "O hala pek mutlu değil. Onun açısından pek düzelme olduğunu sanmıyorum."

"Haklısın" dedim. "Sanırım nedenini biliyorum. Sorun benim yanlış sevgi dilini önermiş olmamda." Bill'in ne anlatmak istediğim konusunda en ufak bir fikri yoktu. Ona bir insanın duygusal açıdan sevildiğini hissetmesini sağlayan bir davranışın her zaman ve herkeste aynı etkiyi uyandırmayabileceğini anlatmaya çalıştım.

Onun dilinin onay sözleri olduğu konusunda hemfikirdi. Bunun kendisi için çocukken de çok önemli olduğunu ve Betty Jo onu takdir ettiğinde kendisini çok iyi hissettiğini söyledi. Betty Jo'nun dilinin onay sözleri değil, nitelikli beraberlik olduğunu açıkladım. Ona tüm dikkatini karşısındakine verme; eşiyle gazete okurken veya televizyon seyrederken değil de, tüm ilgisini üzerinde yoğunlaştırarak ve gözlerinin içine bakarak konuşma ve birlikte yapmaktan hoşlandığı şeyler için zaman ayırma kavramını anlattım. "Onunla senfoniye gitmek gibi" dedi. Little Rock'ın artık ışığa kavuştuğunu söyleyebilirdim.

"Dr. Chapman, bu onun her zaman şikayet ettiği şeydir. Onunla hiçbir şey yapmıyormuşum, ona hiç zaman ayırmıyormuşum. Hep 'evlenmeden önce dışarı çıkardık, birlikte bir şeyler yapardık ama artık her zaman çok meşgulsün' der. Bu gerçekten de onun sevgi dili, hiç şüphe yok. İyi ama ben ne yapacağım Dr. Chapman? İşim çok zamanımı alıyor."

"Bana biraz işinden bahseder misin?" dedim. Sonraki on dakika boyunca bana işinde yükseliş basamaklarını nasıl çıktığının tarihçesini, ne kadar gurur duyduğunu anlattı. Gelecek hakkındaki hayallerini ve gelecek beş yıl içinde istediği yere ulaşacağını bildiğini söyledi.

"Oraya yalnız mı, yoksa Betty Jo ve çocuklarla birlikte mi ulaşmak istersin?" diye sordum.

"Onun benimle birlikte olmasını istiyorum Dr. Chapman. Onun da benimle birlikte bunlardan sevinç duymasını istiyorum. İşte bu yüzden işime zaman ayırmamı eleştirdiği zaman çok inciniyorum. Bunu bizim için yapıyorum. onun da bunun bir parçası olmasını istiyordum fakat o bu konuda her zaman çok olumsuz."

Betty Jo'nun neden bu kadar olumsuz olduğunu anlamaya başladın mı Bill?" diye sordum. "ona o kadar az zaman ayırdın ki, sevgi deposu artık boşaldı. Senin onu gerçekten sevdiğinden emin olamıyor. Bu yüzden ona göre senin zamanını alan şeyi, yani işini yerden yere vuruyor. Aslında senin işinden nefret etmiyor. Senin ona olan sevgini çok az gösterdiğin gerçeğinden nefret ediyor. Bunun tek çözümü var Bill ve seni biraz zorlayacak. Betty Jo için zaman yaratmak zorundasın. Onu doğru sevgi diliyle sevmek zorundasın."

"Haklı olduğunuzu biliyorum. Dr. Chapman. Nereden başlamalıyım?"

"Bloknotun yakınlarda mı? Betty Jo hakkındaki olumlu şeylerin listesini yazdığımız bloknot."

"Yanımda."

"İyi. Şimdi başka bir liste yapacağız. Betty Jo'nun onunla birlikte yapmandan hoşlanacağını bildiğin şeyler neler? Yıllardır senden istediği şeyler." İşte Bill'in listesi:

- Karavanımızı alıp bir hafta sonunu dağlarda geçirmek (bazen çocuklarla, bazen de yalnız ikimiz.)
- Öğle yemeği için onunla buluşmak (hoş bir restoranda veya bazen McDonalds da bile olabilir.)
- Bir çocuk bakıcısı bulup, dışarıda baş başa bir akşam yemeği yemek.
- Gece eve geldiğimde ona günümün nasıl geçtiğini anlatmak ve o kendi gününü anlatırken onu dinlemek (Konuşmaya çalışırken televizyon izlememi istemez.)
- Çocuklarla okuldaki deneyimleri hakkındaki konuşmak için zaman ayırmak.
- Çocuklarla oyun oynayarak zaman geçirmek.
- Cumartesileri ailece pikniğe gitmek ve karıncalarla sineklerden şikayet etmemek.
- En azından yılda bir kez ailece tatile çıkmak.
- Onunla yürüyüşe çıkmak ve yürürken konuşmak (Onun önünde yürümemek.)

"Bunlar yıllardır söz konusu ettiği şeylerdi" dedi.

"Ne önereceğimi biliyorsun değil mi Bill?"

"Bunları yapmamı" dedi.

"Bu doğru, gelecek iki ay boyunca haftada bir. Zamanı nereden mi bulacaksın? Onu yaratacaksın. Sen akıllı bir adamsın" diye devam ettim. "İyi kararlar verebilen biri olmasaydın, şu anda bulunduğun yerde olmazdın. Yaşamını planlayabilir, planlarına Betty Jo'yu da dahil edebilirsin."

"Biliyorum" dedi. "Bunu yapabilirim."

"Ve Bill, bunu yaparken mesleki hedeflerini aşağıya çekmek zorunda değilsin. Bu yalnızca zirveye çıktığında Betty Jo ve çocukların seninle olacağının bir garantisi."

Nitelikli beraberliğin
bir diğer adı birlikteliktir.
Fiziksel yakınlığı kastetmiyorum...
Birliktelik odaklanmış dikkatle ilgilidir.


"Bunu her şeyden çok istiyorum. Zirvede olayım ya da olmayayım, onun mutlu olmasını istiyorum. Yaşamdan onunla ve çocuklarla birlikte zevk almak istiyorum."

Yıllar gelip geçti. Bill ve Betty Jo zirveye çıktılar ve geri indiler; fakat önemli olan bunu birlikte yapmalarıydı. Çocuklar yuvadan uçtular ve Bill ve Betty Jo bu yılların yaşadıkları en iyi yıllar olduğunda hemfikirler. Bill hevesli bir senfoni hayranı oldu. Betty Jo'da bloknotuna Bill'de takdir ettiği şeylerin sonsuz bir listesini yaptı. Bill bunları duymaktan hiç yorulmuyor. Şimdilerde kendi şirketini kurdu ve yeniden zirveye yakın. İşi artık Betty Jo için bir tehdit değil. Eşinin işinden heyecan duyuyor ve Bill'e cesaret veriyor. Artık Bill'in yaşamında bir numara olduğunu biliyor. Sevgi deposu dolu ve eğer boşalmaya başlarsa, biliyor ki, basit bir ricası Bill'in tüm ilgisini kendisine yöneltecek.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 13-12-2010, 10:36 PM   #18 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: BEŞ SEVGİ DİLİ



Birliktelik

Nitelikli beraberliğin bir diğer adı birlikteliktir. Bedensel yakınlığı kastetmiyorum. aynı odada oturan iki insan fiziksel olarak yakındır ama mutlaka birlikte değildir. Birliktelik odaklanmış ilgiyle alakalıdır. Bir baba yere oturup elindeki topu iki yaşındaki oğluna yuvarladığında dikkati topa değil, oğluna odaklanmıştır. O an için, ne kadar sürerse sürsün, onlar birliktedir. Fakat eğer baba topu yuvarlarken telefonda konuşuyorsa, dikkati zayıflamıştır. Bazı karı-kocalar, gerçekte yalnızca fiziksel olarak yakın yaşıyorken, birlikte zaman geçirdiklerini sanıyorlar. Aynı anda aynı evin içindedirler ama birlikte değildirler. karısıyla konuşurken televizyonda maç seyreden bir koca, karısına nitelikli bir beraberlik vermiyordur; çünkü tüm dikkati karısının üzerinde değildir.

Nitelikli beraberlik, birbirimizin gözlerine bakarak birlikte zaman geçirmek zorunda olmamız anlamına gelmez. Bu, birlikte bir şeyler yapıyoruz ve o anda tüm dikkatimizi karşımızdakine veriyoruz demektir. İkimizin meşgul olduğu faaliyet ikinci derecede önemlidir. Duygusal açıdan asıl önemli olan şey, birbirimize odaklanarak zaman geçirmemizdir. Bu faaliyet, birliktelik duygusunu yaratan bir araçtır. İki yaşındaki oğluna topu yuvarlayan baba için önemli olan faaliyetin kendisi değil, baba ve çocuk arasında oluşan duygulardır.

Bunun gibi, teniz oynayan bir karı-koca gerçekten nitelikli bir beraberlik paylaşıyorsa oyuna değil, birlikte zaman geçirdikleri gerçeğine odaklanacaktır. Önemli olan duygusal düzeyde ne olduğudur. Ortak bir uğraşta birlikte zaman geçirmek, birbirimize önem verdiğimizi, birbirimizle olmaktan zevk aldığımızı, birlikte bir şeyler yapmaktan hoşlandığımızı gösterir.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 13-12-2010, 11:43 PM   #19 (permalink)
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: BEŞ SEVGİ DİLİ


Nitelikli Sohbet

Onay sözleri gibi, nitelikli beraberlik dilinin de birçok diyalektiki vardır. En yaygın diyalektlerden biri, nitelikli sohbettir. Kaliteli sohbetten kastettiğim, iki bireyin deneyimlerini, düşüncelerini, duygularını ve arzularını dostça ve rahatsız edilmeyecekleri bir ortamda paylaştığı, anlayışa dayanan diyalogdur. Eşlerinin konuşmadığından yakınanlar eşlerinin tek kelime bile etmediğini kastetmiyor. eşlerinin nadiren anlayışa dayanan bir diyalog içine girdiğini kastediyorlar. Eğer eşinizin birincil sevgi dili nitelikli beraberlik ise, onun duygusal olarak sevildiğini hissetmesi için bu tür diyaloglar elzemdir.

Nitelikli sohbet ilk sevgi dilinden oldukça farklıdır. Onay sözleri söylediklerimiz üzerinde odaklanır. Oysa nitelikli sohbet işittiklerimiz üzerinde odaklanır. Eğer sana duyduğum sevgiyi nitelikli beraberlik yoluyla paylaşıyorsam ve bu zamanı sohbet ederek geçireceksek bu senin açılmana odaklanacağım ve söyleyeceklerini can kulağıyla dinleyeceğim anlamına gelir. Sorularımı başının etini yeme niyetiyle değil, düşüncelerini, duygularını ve arzularını anlamak için duyduğum samimi istek yüzünden soracağım.

Patrick'i tanıdığımda kırk üç yaşındaydı ve on yedi yıldır evliydi. Onu anımsıyorum, çünkü ilk sözleri çok dramatikti. Büromdaki deri koltuğa oturup kendini kısaca tanıttıktan sonra, öne eğilip büyük bir heyecanla "Dr. Chapman" dedi. "Ben bir aptalım, gerçek bir aptal."

"Sizi bu sonuca götüren nedir?" diye sordum.

"On yedi yıldır evliyim ve karım beni terk etti. Ne kadar aptal olduğumu şimdi fark ediyorum."

Asıl sorumu tekrarladım: "Neden aptal olduğunuzu düşünüyorsunuz?"

"Karım işten eve gelip bürodaki sorunlardan söz ederdi. Ben de onu dinler, sonra da ne yapması gerektiğini söylerdim. Ona hep öğüt verdim. Sorunla yüzleşmesi gerektiğini söyledim. 'sorunlar kendiliğinden çözülmez. İlgili insanlarla veya şefinle konuşman gerek. Sorunlarla mücadele etmelisin.' Ertesi gün işten eve gelip aynı sorunları anlatırdı. Bir önceki gün önerdiğim şeyi yapıp yapmadığını sorardım. Başını iki yana sallar ve 'hayır' derdi. Aynı tavsiyeyi yinelerdim. Bu durumla mücadele etmenin yolunun bu olduğunu söylerdim. Ertesi gün eve gelir ve aynı sorunları anlatırdı. Tekrar önerdiğim şeyi yapıp yapmadığını sorardım. Başını hayır anlamında sallardı.

"Bu şekilde geçen üç veya dört geceden sonra kızardım. Ona önerimi dinlemeyecekse benden artık anlayış beklememesini söylerdim. Böyle bir stres ve baskı altında yaşaması gerekmiyordu. Yalnızca söylediğim şeyi yapsaydı sorunu çözebilirdi. Böyle bir stres altında yaşaması gerekmediğini bildiğim için, onu bu durumda görmek beni üzüyordu. Gelecek sefer aynı sorunu gündeme getirdiğinde, 'Bunu dinlemek istemiyorum. Sana yapman gerekeni söyledim. Eğer önerimi dinlemeyeceksen, bunu bir daha duymak istemiyorum' derdim."

Çoğumuz sorunları analiz etmek ve
çözümler yaratmak üzere eğitildik.
Biz, evliliğin tamamlanması gereken
bir proje veya çözülecek sorun değil,
bir ilişki olduğunu unutuyoruz.

"Köşeme çekilir, işime devam ederdim. Ne aptalmışım" dedi. "Ne aptal! Şimdi farkına varıyorum ki, bana işindeki mücadelelerinden söz ederken istediği tavsiye değilmiş. Anlayış istemiş, dinlememi, dikkatimi vermemi, o acıyı, stresi, baskıyı anlayabildiğimi bilmek istemiş. Onu sevdiğimi ve onunla olduğumu bilmek istemiş. Tavsiye istememiş,yalnızca anladığımı bilmek istemiş. Oysa ben hiç onu anlamaya çalışmadım. Önerilerde bulunmakla öyle meşguldüm ki! Ne aptallık! Ve artık yok. Neden böyle şeyleri yaşarken göremiyoruz?" diye sordu. "O zaman bütün bunların farkında bile değildim. Onu nasıl hayal kırıklığına uğrattığımı ancak şimdi anlıyorum."

Patrick'in karısı nitelikli sohbet için yanıp tutuşuyordu. Kocasının onun acısını ve sıkıntısını dinleyerek dikkatini kendisine odaklamasını istiyordu. Oysa Patrick dinlemeye değil, konuşmaya odaklanıyordu. Onu sadece sorunu anlamaya ve bir çözüm yolu bulmaya yetecek kadar dinliyordu. Onun desteklenme ve anlaşılma ihtiyacıyla haykırışlarını duyacak kadar iyi veya uzun süre dinlemiyordu.

Çoğumuz Patrick gibiyiz. Sorunları analiz etmek ve çözümler yaratmak üzere eğitildik. Evliliğin tamamlanması gereken bir proje veya çözülmesi gereken bir sorun değil, bir ilişki olduğunu unutuyoruz. Bir ilişki, karşımızdakinin düşüncelerini, duygularını ve arzularını anlamak amacıyla anlayışlı dinlemeyi gerektirir. Önerilerimizi sadece talep edildiği zaman ve asla lütfeder gibi olmamak koşuluyla sunmalıyız. Çoğumuz dinleme konusunda çok az eğitim gördük. Düşünme ve konuşma konusunda çok daha hızlı ve verimliyiz. Dinlemeyi öğrenmek, bir yabancı dili öğrenmek kadar zordur. Ancak, sevgimizi iletmek istiyorsak dinlemeyi mutlaka öğrenmeliyiz. Eşinizin birincil sevgi dili nitelikli beraberlik ve diyalekti nitelikli sohbet ise, bu özellikle doğrudur. Neyse ki dinleme sanatını geliştirme konusunda birçok kitap ve makale yazılıyor. Başka yerlerde yazılanları burada tekrarlamaya çalışmayacağım ama aşağıdaki pratik bilgilerin bir özetini sunuyorum.

1- Eşiniz konuşurken göz temasını sürdürün. Bu zihninizi başka yerlere sürüklenmekten korur ve eşinize tüm dikkatinizi ona verdiğinizi anlatır.

2- Eşinizi dinlerken başka bir şey yapmayın. Unutmayın, nitelikli beraberlik tüm dikkatinizi karşınızdakine vermektir. Eğer son derece ilginizi çeken bir şeyi izliyor, okuyor veya yapıyorsanız ve bir anda bırakamıyorsanız, bunu eşinize söyleyin. Olumlu bir yaklaşım şöyle olabilir: "Benimle konuşmak istediğinin farkındayım ve bunu ben de istiyorum ama anlatacaklarını dinlerken tüm dikkatimi sana vermek istiyorum. Bunu şimdi yapamam ama şunu bitirmem için on dakika verirsen, oturup seni dinleyeceğim." Eşlerin çoğu böyle bir ricaya saygı duyar.

3- Duyguları dinleyin. Kendi kendinize şunu sorun: "Eşim ne hissediyor?" Yanıtı bulduğunuzu düşündüğünüzde bunu onaylatın. Örneğin, "Bana öyle geliyor ki, ben ________ unuttuğum için kendini hayal kırıklığına uğramış hissediyorsun." Bu ona duygularını açığa vurma şansı verir. Aynı zamanda onun söylediklerini dikkatle dinlediğinizi gösterir.

4- Beden dilini gözlemleyin. Sıkılmış yumruklar, titreyen eller, gözyaşları, çatılmış kaşlar ve göz hareketleri, eşinizin hissettikleri konusunda ipuçları verebilir. Bazen sözler başka bir şey söylerken beden dili başka bir mesaj verir. Gerçekten ne düşündüğünü ve hissettiğini bildiğinizden emin olmak için açıklama isteyin.

5- Sözünü kesmeyin. Yakın zamanda yapılan bir araştırma, ortalama bir insanın söz kesmeden ve kendi fikirlerini söylemeden yalnızca on yedi saniye dinlediğini gösteriyor. Eğer sen konuşurken tüm dikkatimi sana verirsem, kendimi savunmaktan, sana suçlamalar savurmak veya dogmatik olarak kendi durumumu ifade etmekten geri dururum. Amacım kendimi savunmak veya senin yanlışlarını düzeltmek değil, senin düşüncelerini ve duygularını anlamak.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 14-12-2010, 11:09 AM   #20 (permalink)
Binbaşı
 
Alexandra - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Jun 2010
Bulunduğu yer: Venüs
Mesajlar: 1,403
Tesekkür: 6,102
1,460 Mesajinıza toplam 6,406 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Alexandra has a reputation beyond reputeAlexandra has a reputation beyond reputeAlexandra has a reputation beyond reputeAlexandra has a reputation beyond reputeAlexandra has a reputation beyond reputeAlexandra has a reputation beyond reputeAlexandra has a reputation beyond reputeAlexandra has a reputation beyond reputeAlexandra has a reputation beyond reputeAlexandra has a reputation beyond reputeAlexandra has a reputation beyond repute
Standart Cevap: Beş Sevgi Dili

Benim bu konuda anlamadığım bir şey var. Anlayan birinin beni aydınlatmasını rica edeceğim. Eşlerimizin birincil dilini sevgiliyken çözebiliyoruz, ona hitap edebiliyor, onun ruhuna dokunabiliyoruz da, evlendikten sonra dil mi değiştiriyoruz??? Aynı kelimelerle, aynı şekilde ifade etmeye devam ediyoruz kendimizi??? Peki tıkanan ne?
Ben bu sözlere alıştım artık yenilerini bu gibi bir gereksinim mi ortaya çıkıyor acaba?? Yoksa asıl sorun sevgiyi doğru ifade edebiliyorsak, yamacımı9zdakine alışıp bazı inceliklerden uzaklaşmamız mı??? Bilemedim şimdi???
__________________
"... I'm just a dreamer
I dream my life away
I'm just a dreamer
who dreams of better days."
Alexandra isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


BEŞ SEVGİ DİLİ

Duygusal Yaşam Klubü ve İlişkiler BEŞ SEVGİ DİLİ Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Sevgi Dili 1: Onay Sözleri Mark Twain bir zamanlar şöyle söylemişti: "Güzel bir iltifat beni iki ay yaşatabilir." Twain'in sözlerini gerçek olarak alsaydık, yılda altı iltifat onun sevgi deposunu işlevsel bir seviyede tutacaktı. Muhtemelen eşiniz daha fazlasına gereksinim duyacaktır. Sevgiyi ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var İlişkiler telkin cd indir izle İstanbul İlişkiler nerededir kimdir İlişkiler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa İlişkiler hipnoz İlişkiler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi İlişkiler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 İlişkiler kuantum düşünce kitap haberi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 01:16 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.