Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Çocuk Psikolojisi (http://www.hayatimdegisti.com/forum/forumdisplay.php?f=309)
-   -   Gençler İçin Beş Sevgi Dili (http://www.hayatimdegisti.com/forum/showthread.php?t=620525)

Işıldayan Safir 21-01-2012 04:25 PM

Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili
 
http://img-fotki.yandex.ru/get/5505/...a06_1b3b0bc5_L

SOSYAL BAĞIMSIZLIK İSTEĞİ

Ailenin Dışından Arkadaşlar Seçmek

Ergen kendisine ait fiziksel ve duygusal bir alan istemekle kalmaz. Ailesinden toplumsal olarak da bağımsız olmayı arzular. Bu sosyal bağımsızlık isteği ergen tarafından sayısız şekilde ifade edilir. Ergenler arkadaşlarını çoğu zaman aile dışından kimselerden seçerler. Aile her şeyi bir aile gibi yapar ve ergen de beraber yapılan bu aktivitelere katılmak istemez... Bu aşamada eğer ana baba küçük bir çocukla değil de bir ergenle konuştuğunun ayırdında olmazsa bu konuşma ebeveyn-ergen arasında yaşanacak büyük bir kavganın başlangıcı olabilir. Ana babalar küçük çocuklarını aile gezilerine katılmaya zorlayabilirler ve çocuk gittiği yerde iyi vakit geçirebilir. Ama aynı taktikleri ergen çocuklarında denemeye kalkarlarsa, bütün günlerini yanlarında somurtkan bir yolcuyla geçirmek zorunda kalırlar. Ergen arkasına yaslanıp günün tadını çıkaramayacak ve bağımsızlık duygusunun verdiği gücü ona yapmış olduğunuz baskıyı yıkmak için kullanacaktır.

Bence özellikle de gezi yapacağınız günü ona geç söylemişseniz çocuğunuzu sizinle gelmeye zorlamamanız çok daha iyi bir yaklaşım olacaktır. Ergen hiçbir zaman ailesiyle geziye çıkmasın demiyorum. Onun gelmesinin çok gerekli olduğunu düşündüğünüz zamanlarda çocuğunuzun size katılmasını bekleyebilirsiniz. Ama bu gibi durumlarda önceden haber verin. Bu onun kendisini hem zaman hem de duygusal açıdan olaya hazırlaması için olanak sağlayacaktır. Ana babalar ayrıca çocuklarına planladıkları şeye katılmalarının neden bu denli önemli olduğunu açıklamalıdır. Ergenler ebeveynlerinin olayı düzenlerken onların planlarını veilgi alanlarını göz önünde bulundurduklarını hissederlerse aile aktivitesine olumlu bir yaklaşımla katılacaklardır. Öte yandan ergenler sosyal bağımsızlıklarını oluşturabilmek için aileye bağımlı olmadan kendi başlarına bir şeyler yapmaya gereksinim duyarlar.

Ergenin bağımsızlık duygusunun önemini kavramış bir ebeveyn çocuğunun ailesinden ayrı birtakım sosyal olaylara katılmasına izin vererek ve bunu tartışma çıkarmak yerine sevgi ifadeleriyle destekleyerek onun bağımsızlık olgusunu besleyebilir. Ergen çocuğuyla tartıştıktan sonra onun istediği şeyi yapmasına gönülsüzce izin veren bir ebeveyn ne çocuğunun bağımsızlık olgusunu beslemiş ne de ona sevgisini ifade etmiş sayılır. Ergenin arkadaşlarıyla beraber olma isteği ana babasını reddetmesi anlamına gelmez. Bu onun sosyal hayat ufkunun ailesinin ötesinde gelişmeye başladığının bir kanıtıdır. Düşünülecek olursa çoğu ana baba bunun olmasını ümit ettikleri şey olduğunu görür.

Hangi ana baba ergen çocuğunun sosyal hayatının sonsuza dek kendisine bağımlı olmasını ister? Sosyal bağımsızlık olgusu ergenlik yıllarında gelişmeye başlar. İdeal ana baba çocuklarının ilerde aile dışındaki insanlarla kuracakları sosyal ilişkilerine olumlu bir temel oluşturmalarına yardım eder.


Işıldayan Safir 21-01-2012 04:34 PM

Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili
 

Ergenin sosyal bağımsızlık isteğini ifade ettiği başka bir alan da seçtiği müziktir. "Ergenler dinleyecekleri müziği kendileri seçerler." Ergen kültüründe müzik kadar önemli hiçbir şey yoktur. Son derece aptalca bir şey yapıp size çocuğunuzun dinlemekten zevk alacağı müzik türünün ne olabileceğini söylemeyeceğim. Size bugün hangi müziğin popüler olduğunu söylersem emin olun, siz bu bölümü okuduğunuz zaman o türün yerini başka bir tür almış olacaktır. Ergen çocuğunuzun seçeceği müziğin sizin hoşlandığınız türden farklı olacağını söyleyebilirim. Peki bundan nasıl bu kadar emin olabilirim? Bu sorunun cevabı tek bir kelimede gizlidir: bağımsızlık. Çocuğunuz sizden farklı olmak istemektedir.

Ergenlerin bağımsızlık isteklerini ifade etmelerinin bir yolu da müzik seçimleridir. Çocukluk döneminde ona sizin güzel olarak nitelendirdiğiniz müziğin hangisi olduğunu söylerseniz korkmayın çünkü o müzik türü çocuğunuzu bütün hayatı boyunca etkileyecektir. Müziğin insan yüreğini ve ruhunu etkileyen bir dokusu vardır. İyi müziğin kişinin üzerinde bıraktığı bu etki hiçbir zaman geçmez ama şu anda çocuğunuz hayatın ergenlik çağı aşamasında. Bu onun bağımsızlığını kurma devresidir. Onların müzik seçiminin gelişmekte olan bu bağımsızlık olgusundan etkileneceğinden emin olun.

Ergenlik öncesi ve ergenlik yıllarında ana babalar çocuklarının dinlediği şarkı sözlerinde neyin uygun neyin uygun olmadığı konusunda net bir vizyon geliştirmelidirler. Örneğin cinayet, vahşet ve sapkın cinsellik deneyimlerini normal davranışlar olarak dile getiren şarkı sözleri ergenlerin dinleyebileceği uygun bir müzik olarak kabul edilemez. Ergen bu tür sözler içeren parçalardan oluşan bir kaset aldığında ailesinin bunu dinlemesine izin vermeyeceğini ve o kasete verdiği paranın da boşa gideceğini bilmelidir. Ana babalar bu sınırları çocuklarının değişik müzik türleri keşfedeceğini düşünerek koyabilirler ve böylece de onlara seçim özgürlüğü sunabilirler. Birçok müzik CD'si ve kasetinin içeriğini belirten (örneğin şarkı sözlerinin dili, cinsellik ya da şiddet temaları içerip içermediği gibi) bölümleri vardır ve bunlar ergenlerin müzik zevklerini değerlendirmeye başlamalarına ve sizin de birtakım kurallar koymanız için iyi bir başlangıç oluşturmanıza olanak sağlarlar.

Çocuğunun müzik seçimini eleştiren ana-baba ergenin kendisini de dolaylı yoldan eleştirmiş olur. Eğer bu eleştiriyi sürdürürse çocuk ana-babasının sevgisini hissetmeyecektir. Ancak ebeveyn ergenin müzik seçimini onaylayacak ve çocuğuna onun temel sevgi dilini kullanarak sevgi göstermeyi sürdürecek olursa, ergenin bağımsızlık duygusu beslenmiş ve sevgi ihtiyacı karşılanmış olacaktır. Size ergen çocuğunuzun dinlediği parçaların sözlerini okumanızı öneririm. (Sözleri "okuyun" diyorum çünkü o müziği dinlediğinizde kelimeleri büyük olasılıkla anlamayacaksınız.) Ergenin seçtiği müziği yazan ve söyleyen sanatçıların kimler olduğunu öğrenin. Sözlerin size göre güzel olanlarını ve o sözleri yazan ya da söyleyenler hakkında düşündüğünüz olumlu şeyleri belirtin. Çocuğunuz kendi izlenimlerini sizinle paylaşmak isterse ona kulak verin.Dinlediği müzik karşısında olumlu bir tavır sergilerseniz çocuğunuza ara sıra, "Bu şarkının diğerlerine göre daha pozitif olmasına rağmen diğerinin sözleri biraz sert. Sen ne dersin?" diye sorabilirsiniz. Çocuğunuz, dinlediği müziği eleştirmediğinizi bildiği ve hatta o müzik için pozitif yorumlarda bulunmuş olduğunuz için yapacağınız eleştirileri dinlemeye ve belki de fikirlerinizi kabul etmeye yatkın olacaktır. Bu konuda sizinle ters düşse bile zihnine bir soru tohumu ekmiş olacaksınız.

Çocuğunuzun müzik idollerinden biri uyuşturucu, aşırı uyuşturucu kullanımı ya da eşini boşaması yüzünden tutuklanırsa yargılayıcı değil uzlaşmacı bir tavır sergileyin. Bu kişinin durumu için duyduğunuz üzüntüyü ve endişeyi dile getirin. Böylelikle çocuğunuzun duygularıyla özdeşleşmiş olursunuz ve ergen de kendini bundan dolayı onaylanmış hisseder. Unutmayın, ergen artık mantık çerçevesinde düşünmekte ve kendi kararlarını alabilmektedir. Vaazda öğüt vermeye gerek yoktur. Ergen sizin duygusal desteğinizi görürse sevildiğini hissedecektir.


Işıldayan Safir 21-01-2012 05:01 PM

Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili
 
http://img-fotki.yandex.ru/get/5505/...a06_1b3b0bc5_L

Farklı Bir Dil Konuşmak ve Değişik Kıyafetler Giymek


Ergenler farklı bir dil konuşacaklardır. Çocuğunuz ergenlik çağına girdiğinde yeni bir dil öğrenecektir. Lütfen bu dili öğrenmeye çalışmayın. Çünkü onların bütün amacı ana babaların anlamayacağı bir dile sahip olmaktır. Bu neden bu denli önemlidir? Sorunun cevabı sosyal bağımsızlıktır. Ergen kendisiyle sizin aranıza bir mesafe koymaktadır ve böyle bir dil de bunu sağlamanın yollarından birisidir. Ergenin dilini anlamaya çalışırsanız yapmaya çalıştığı şeyi bozmuş olursunuz. İdeal ana babalar ergenin yeni dilini onun büyümeye başladığının bir kanıtı olarak kabul edeceklerdir. Ana babasının ergene düzenli olarak "Bu söylediğin şeyi bana Türkçe olarak açıklar mısın?" diye sorması son derece mantıklıdır. Ama ergen bu soruya olumsuz yanıt verirse ebeveyn konunun üzerine daha fazla gitmemelidir.

Ergenler birbirlerinin dilini anlar ama ebeveynlerin bu dili kavraması beklenmez. Ergen bu dili kullanarak yaşıtlarıyla iletişim kurar. Ailesinin dışından insanlarla sosyal ilişkiler geliştirir ve yeni ailesinin kullandığı dilde bu ergen dilidir. Ebeveyn çocuğunun bu yeni diliyle alay etme yolunu seçip ona "Bana bu kelimenin ne anlama geldiğini açıklayabilir misin? Bu kelime benim sözlüğümde yok." gibi şeyler söylerse ergen sevgi yerine reddedilme duygusuyla karşı karşıya gelecektir. İdeal ana baba ergenin sosyal bağımsızlığını bu yolla ifade etmesine izin verir ve onu sevmeye devam eder.

Ergenlerin değişik bir giyim dili vardır. Size ergen çocuğunuzun ne giyeceğini söyleyemem ama giydiklerinin sizinkilerden farklı bir şeyler olacağını söyleyebilirim. Onların bu yeni gardırobuna daha önce hiçbir yerde görmediğiniz saç şekilleri ve renkleri eşlik edecektir. Aksesuarlarını sizin garip bulduğunuz ruj renklerine uygun seçeceklerdir ve hayal bile edemeyeceğiniz yerlere takılarını takıp gideceklerdir. Ebeveyn çocuğunun bu giysiler içinde "kılıksız" göründüğünü düşünüp onu kabalıkla ya da berduşlukla suçlarsa çocuk ebeveyninden uzaklaşır. Ana baba çocuğunu aşırı derecede kontrol altında tutmaya çalışır ve normal giyinmeye zorlarsa ergen anne ya da babasının yanında onun istediği gibi (örneğin 11 yaşında giyindiği gibi) giyinebilir ama bunu içinde büyük bir öfke duyarak yapacak ve ana babasından uzaklaştığı an bir ergen gibi giyinmeye devam edecektir.

Ebeveynlerin geniş sosyal arenada kıyafetin oynadığı rolü görmeleri önemlidir. Giyim öncelikle kültürle gelen bir olgudur. Bu konu hakkında kuşkunuz varsa kendinize "Şu anda neden böyle giyiniyorum?" diye sorun. Bu sorunun cevabı şudur: Sizin sosyal çevrenizdeki insanlar da sizin tarzınıza benzer şekilde giyinmektedirler. Birlikte çalıştığınız, aynı sosyal ortamlarda bulunduğunuz ve iletişim kurduğunuz insanlara bir bakın. Büyük olasılıkla hepsinin giyimi birbirine benzer. İşte ergenler de bu kuralı takip etmektedirler. Ergen kültürüyle özdeşleşmektedirler yalnızca. Yetişkin giyiminin modasının geçmesi ya da yeniden moda olması gibi ergen giyiminin modası da gelip geçer...

Gençlerin bugünkü kıyafet merakı ne olursa olsun bu bütün kuşaklarda aynı amaca hizmet eder. Ergen, ailesininkinden bağımsız bir sosyal kimlik geliştirmektedir... Ergenlerin sosyal bağımsızlık ihtiyacını kabul eden ve onun giyim tarzını bu çerçeve içinde gören ebeveynler kendi tercihleri konusunda dürüst olabilirler ama ergen çocukları bir yetişkin olduğunda kendini özdeşleştirdiği diğer yetişkinlerle benzer kıyafetleri giyeceğini bilerek onlara ergen gibi giyinme özgürlüğü verirler. Ergen çocuğunun giyim şekli yüzünden savaş çıkaran ebeveynler normal bir gelişim olgusunu kabul etmek yerine ergen-ebeveyn arasında bir bölünmeye neden olan gereksiz bir savaşta kozlarını paylaşırlar. Bu tip savaşlar ergen çocuklarımızın fikirlerini değiştirmez ve ana-babaları da ödüllendirmez.

İdeal ana babalar çok gerekliyse fikirlerini çocuklarıyla paylaşırlar ama ardından geri çekilerek ergene sosyal bağımsızlığını oluşturması için özgürlük tanırlar. Bunu yaptıkları sırada da çocuklarının temel sevgi dilini konuşarak onun sevgi deposunu doldurmaya devam ederler ve fırsat bulduklarında diğer dört dili de konuşurlar.


Işıldayan Safir 21-01-2012 05:05 PM

Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili
 

Ergen ergenlik çağının ilk yıllarından itibaren artık daha somut, mantıklı ve etraflı düşünmeye başlamıştır. Kendi inançlarını sınamaktadır. Daha önce sorgulamadan kabul ettiği bir takım şeylere bakmakta ve onları gerçeklik ve mantık sınavlarından geçirmektedir. Bu genelde onun öğretmenleri ya da hayatındaki diğer önemli yetişkinler gibi anne-babalarının da inançlarını sorguladıkları anlamına gelmektedir. Bu sorular üç önemli alanda kendilerini gösterir: değerler, ahlâki ve dini inançlar.


Işıldayan Safir 21-01-2012 05:12 PM

Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili
 

Ergen anne babasının inançlarını kesinlikle sorgular. Hayatta önemli olan nedir?Ergen ana babasının kendi hayatlarında söylemiş ve yapmış olduğu şeylere bakar ve hemen her zaman ebeveyninin üzerinde durduğu değerlerle yaptığı şeylerin uyuşmadığını görür. Hayattaki en önemli şeyin aile ilişkileri olduğunu savunan ve işlerine gömülmekten ailesine fazla vakit ayıramayan bir baba çocuğunun kendisinin bu tutarsız tavrını fark edeceğini bilmelidir. Evlilikte sadakatin önemli olduğunu vurgulayan ve işyerinden bir adamla ilişkiye giren bir anne ergen çocuğu tarafından ikiyüzlü bir insan olarak görülecektir. "Ama sen böyle demiştin..."le başlayan bir cümle söylediği şeylerle yaptığı şeyler tutmayan bir ebeveyne çocuğu tarafından yöneltilebilecek ifadelerden sadece biridir.

Ebeveynler dile getirdikleri değerleri hayata geçiriyor olsalar bile er ya da geç ergen bu değerleri sorgulayacaktır. Ergen hayatta neyin önemli olduğu sorusuna kendi yanıtını bulmalıdır. "Annem ve babam üniversiteden mezun olmanın benim geleceğim açısından en önemli şey olduğunu söylüyorlar. Ama ben bunun doğru olup olmadığı konusunda şüpheliyim. Tanıdığım en akıllı insanlardan bazıları ve dünyadaki en zengin kişilerin bir kısmı üniversiteye gitmemiş. Üniversitenin benim için en iyisi olduğundan nasıl emin olabilirim?" Neticede ergen olayı böyle bir mantığa oturtur.

Ergen çocuklarının muhakeme sürecinde etkili bir rol oynamak isteyen ana babalar monologdan çok diyalog kurmayı, vaaz vermekten çok sohbet etmeyi, dogmatik yaklaşımdan çok araştırmacı yaklaşımı ve kontrolden çok etkilemeyi tercih etmelidirler. Ergenler bu önemli hayat alanlarında ebeveynlerinden gelecek desteğe ihtiyaç duyarlar ve bu desteği isterler ama eğer ebeveynleri onlara çocuk gibi davranırsa bu desteği alamazlar. Çocukluk yıllarında ana babalar çocuklarına neyin doğru, neyin yanlış olduğunu söylerlerdi ve çocuktan da bu söylediklerini kabul etmesini beklerlerdi. Çocuk ergenlik çağına girdiğinde bu olay geçerliğini yitirir. Artık ergen nedeni ve kanıtı istemektedir.

Ana babalar diyalog dünyasına girmek istiyorlarsa, kendi değerleri hakkında eleştirel bir bakış açısıyla düşünebiliyorlarsa, nedenleri paylaşabiliyorlarsa ve ergenin fikirlerine açık olabiliyorlarsa ergen ana babasının desteğini alır ve böylece de onların değerlerinden etkilenir. Ama ebeveynler "Doğru, çünkü ben doğru olduğunu söylüyorum." şeklindeki ifadelerini sürdürürlerse ergen çocuklarının değer seçimleri üzerindeki tüm etkilerini kaybederler. "Ben her zaman bunun doğru olduğunu düşünmüştüm ve böyle düşünmemin nedeni de şu... Bu sana bir şey ifade ediyor mu? Bu konuda ne hissediyorsun?" Bu, ergen çocuklarının değerleri üzerinde etkili olmak isteyen ana babaların yaklaşımı olmalıdır. Birinin bıraktığı yerden diğerinin devam ettiği ve ne yargılayan ne de dogmatik öğeler içeren sayısız konuşma işte bu, ergene zihinsel bağımsızlık veren ve ebeveynlerinin düşüncelerinden yararlanmasını da sağlayan ergen-ebeveyn etkileşiminin sürecidir. Böyle açık bir diyalog anlamlı bir sevgi ifadesiyle tamamlandığında ebeveyn ergenin zihinsel bağımsızlığını beslemiş ve onun sevgi ihtiyacını karşılamış olur. "Senin kendi değerlerin için doğru olanı seçme hakkına saygı duyuyorum. Hayatımı gördün. Benim güçlü yanlarımı ve zayıflıklarımı biliyorsun. Senin son derece zeki olduğunu düşünüyorum ve doğru kararlar alacağına yürekten inanıyorum." diyen bir ebeveyn ergenin entelektüel bağımsızlığını desteklerken aynı zamanda O'nunla onay sözleri sevgi dilini konuşmaktadır.


Işıldayan Safir 21-01-2012 05:20 PM

Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili
 

Değerler "Hayatta önemli olan nedir?" sorusunu yanıtlarken ahlâk "Doğru nedir?" sorusuna cevap verir. İnsan tabiatı gereği ahlâk sahibi bir yaratıktır. Doğru ve yanlışa ilişkin inançlar bütün kültürlerde yaygındır. Bence bunun nedeni insanın kişisel ve ahlâklı bir Tanrı imgesinde yaratılmış olması ve bu imgeninde insana yansımasıdır. Kişinin ahlâkın oluşumu hakkındaki düşüncesi ne olursa olsun kültürel gerçek, bütün insanların ahlâki inançları olduğunu gösterir.

Ergen çocuğunuz değerlerinizin yanında ahlâkınızı da sorgulayacaktır ve bu alanda da sadece sözlerinizi değil hareketlerinizi de inceleyecektir. Kurallarına uymanın doğru bir hareket olduğunu söylediğinizde çocuğunuz hız sınırını neden aştığınızı bilmek isteyecektir. Eğer ona doğruyu söylemenin doğru olduğunu söylerseniz çocuğunuz "Peki neden telefonun diğer ucundaki kişiye babamın evde olmadığını söyleyip yalan attın?" diyecektir. Başkalarına kibar davranmanın doğru bir şey olduğunu söylediğinizde çocuğunuz neden tezgahtara küfür ettiğinizi soracaktır. Ergen çocuğunuza ırkçılığın yanlış olduğunu anlattığınızda, size alışveriş merkezinde farklı bir etnik gruptan bir kişiyi gördüğünüzde neden aceleyle uzaklaşıp göz teması kurmaktan kaçtığınızı bilmek isteyecektir.

Bütün bu sorular kendi çelişkileriyle yaşamayı öğrenmiş ebeveynleri son derece rahatsız edebilir. Can sıkıcı ya da değil ergen çocuklarımız bizim bu ahlâki çelişkilerimizi ısrarla belirteceklerdir. Bunun ötesinde ergen çocuklarımız ahlâki inançlarımız kadar alışkanlıklarımızı da sorgulayacaklardır. Hem kendilerine hem de bize zorsorular soracaklardır: Eğer cinayet yanlış bir şeyse çocuk düşürmek de bir cinayet midir? İnsan hayatını mahveden şiddet olgusu yanlışsa o zaman neden Hollywood'un şiddet filmlerini seyredip eğleniyoruz? Cinsellik bakımından tek eşlilik idealse neden binlerce yetişkin kendilerine birden çok eş seçiyor?

Doğru ve yanlış toplumsal bir uzlaşmayla mı belirleniyor? Ya da toplumun fikirlerini belirleyen doğal ve ahlâki bir yasa mı var? Bunlar ergen çocuklarımızın ve bir zamanlar da onların ebeveynleri olan bizlerin boğuştuğu derin konulardır. Çoğu ebeveyn çocuklarının bu eski, oturmamış ahlâki konuları tekrar gündeme getirmelerinden rahatsızlık duyar. Ama ebeveynler olarak çocuklarımızın bu ahlâki endişeleri hakkında konuşmayı reddedersek onlar bu konuları arkadaşlarıyla ya da bu konuları konuşmak isteyen başka yetişkinlerle konuşacaklar ve onlardan etkileneceklerdir. Eğer düşüncelerimizle bu düşünceleri hayata geçirme çelişkisini kabul etmek istemezsek çocuklarımız fikirlerimize saygı duymaktan vazgeçecekleridir.

Ergen çocuklarımızı etkilemek için ahlâki yönden mükemmel olmamız gerekmez ama doğru olmalıyız. "Hayatın bu alanında her zaman kendi inançlarımla yaşamadığımın farkına vardım ama hâlâ inançlarımın doğru olduğuna inanıyorum ve yapmış olduğum şeyin de yanlış olduğunu biliyorum." İçten ana babalar tarafından söylenmiş bu tip bir ifade çocukların ebeveynlerinin gerçekliğine olan güvenlerini yeniden kazanmalarını sağlayabilir. Çocuklarının derin soruları karşısında kendi ahlâki inançlarını savunma yolunu seçen ebeveynler bu durumda da onları ahlâk konularında danışmak üzere başka yerlere gitmek zorunda bırakırlar. Çocuğunun ahlâk konusundaki sorularına açık, kendi inançları ve hareketleri hakkında konuşmaya gönüllü, karşı fikirleri duymaya istekli ve kendi ahlâki inançlarının gerekçelerini sunmaya hazır olan ebeveynler çocuklarıyla diyalog kurma yolunuaçık tutmuş ve şöylece de onların ahlâki konulardaki kararlarını olumlu yönde etkilemiş olurlar.

Ahlâki konulardaki bu tür konuşmalardan sonra çocuğunuzu sevginizle onayladığınızdan emin olun. Bu onun sevgi deposunu dolu tutmasına ve onun yapmış olduğunuz bu sohbete daha sonra devam edebilmesi için kendini özgür hissedeceği bir atmosfer yaratılmasına olanak sağlayacaktır.


Işıldayan Safir 21-01-2012 05:30 PM

Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili
 


Değerler "Hayatta önemli olan nedir?" sorusuna, ahlâk "Doğru nedir?" sorusuna yanıt verirken din "Gerçek nedir?" sorusunun yanıtını arar. Dini inanç sistemleri insanın maddi ve maddi olmayan evrenin gerçeğini keşfetme çabasıdır. Kendi varlığımızı ve evrenin varlığını nasıl açıklarız? Maddi dünyanın ötesinde ruhsal bir gerçeklik var mıdır? Ruhsal varlıklara inanç neden bütün insanlığı içine alır, yani neden tarihte bütün kültürlerde insan ruhsal bir dünyaya inanmıştır? Bu böyle bir dünyanın varolduğunun bir kanıtı mıdır? Eğer böyleys ebu dünyanın doğası nedir? Tanrı var mıdır? Ve dünyayı O mu yaratmıştır? Eğer böyleyse Tanrı bilinebilir mi?

Bunlar ergenlerin sordukları ve ebeveynlerinin zihinlerinde ve yüreklerinde bazen yıllarca cevapsız kalan sorulardır. Bunlar ebeveynlerin belki de asla yeterli cevaplar bulamadığı sorulardır. Dini inançlarınız ya da inançsızlığınız ne olursa olsun ergen çocuğunuz belli bir noktaya geldiğinde mutlaka bu konularla boğuşmak durumunda kalacaktır. Bunlar insanoğlunun her devirde sormuş olduğu sorulardır ve ergenler de insandır. İnsanoğlu dindarlıktan asla vazgeçemez. Fransız fizikçi Blaise Pascal bir keresinde "Her kalpte Tanrı biçimli bir boşluk vardır." demiştir. Aziz Augustine ise "Bizi kendin için yarattın ve insan kalbi Sen'de huzur bulana kadar huzursuz kalacaktır." demiştir. Sizin ergen çocuğunuz da huzursuzdur ve dinsel inançlarınızı sorgulayacaktır. İnançlarınızı günlük yaşantınıza uygulayış biçiminizi inceleyecektir. Hareketlerinizde tutarsızlık olduğunu keşfederse sizi bu çelişkilerinizle yüzleştirebilir. Eğer siz bu konularda hemen kendinizi savunmaya geçer, inançlar hakkında konuşmayı reddederseniz çocuğunuz dinsel konuları arkadaşları ya da başka yetişkinlerle konuşmak isteyecektir. Ama bütün bunların yanında size din hakkında sorular sormaya da devam edecektir.

Ergen çocuğunuz başka dini inançları da araştırabilir ve sizin dininizin kimi özelliklerine karşı çıkabilir. Çoğu ebeveyn bu durumu son derece can sıkıcı bulur. Gerçekte bu ergenin kendi dini inançlarını geliştirmesi açısından atılması şart bir adımdır. Ebeveynler çocuklarının o konu üzerinde ciddi olarak düşünmeden onların dini inançlarını kabul etmeleri durumunda daha çok kaygı duymalıdır. Bu da gösterir ki ergen ve ebeveyn için din, hayatın anlamını araştıran derin sorular değil de sosyal amaçlara hizmet eden temel bir kültürel yapıdır.Ergen artık dini yerleri ziyaret etmeyeceğini söylüyorsa bu onun ailesinden bağımsız bir birey olduğuna dikkat çektiğinin bir göstergesidir ve bu durumda zihinsel bağımsızlık isteğini dile getirmektedir.


Işıldayan Safir 21-01-2012 05:38 PM

Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili
 

Ebeveynlerin, çocukları kendi dinlerini reddetmekten bahsettiğinde onlara olumlu bir tepki vermeleri zordur ama ana babanın göstereceği aşırı tepkiler çocukla arasında oluşabilecek diyaloglara set çekebileceği unutulmamalıdır. Yine unutulmamalıdır ki ergen bağımsızlığını sadece daha önce bahsettiğimiz alanlarda değil, ahlâki değerleri ve dini inançları da içeren entelektüel alanda da geliştirmeye çalışmaktadır. Bu ergenin daha geniş anlamda sorgulama ve keşfetme sürecinden ibarettir. Dini reddetmek değil, daha çok zihinsel bağımsızlığını kazanma ifadesidir. Ebeveynler bunu akılda tutacak olursa ergenin şu anki dini düşüncelerini daha dikkatli yargılayabilirler.

Daha iyi bir yaklaşım ise ergenin düşüncelerine kulak vermektir. Bu dini inancı neden ilginç ya da tatminkâr bulduğunu özgürce ifade etmesine izin verin. Konuya ilişkin düşüncenizi yargılamaktan kaçınarak onunla paylaşın. Ona bu konular üzerinde düşündüğü için mutluluk duyduğunuzu söyleyin. Kendinizi buna hazır hissettiğinizde ise kendi dini inançlarınızla nasıl böyle iyi bir yaşam sürdüğünüzü anlatın ve görüşlerini sorun. Böyle davranarak onun konuya başka bir yönden bakmasının nedenini ortaya çıkarabilirsiniz. Dini inançlarınıza sıkı sıkıya bağlı olsanız da bu dogmatik düşünme zamanı değildir. Şu an çocuğunuzu araştırmalara yüreklendirmeniz gerekmektedir. Eğer kendi dini inançlarınızın geçerliğine gerçekten inanıyorsanız ve inandığınız şeyler dünyanın gerçeklerine uygunsa o zaman araştırmalarda bulunan çocuğunuzun içtense sonunda sizin düşüncelerinize yakın bir inanç sistemi oluşturacağına dair kendinize güvenmelisiniz. Öte yandan, kendinizi dini inançlarınıza derinden bağlı hissetmiyorsanız ve onların büyük gerçeğe uygun olup olmadığından emin değilseniz çocuğunuzun bu tür bir araştırma içinde olmasını desteklemelisiniz. Belki de o sizin ulaşamadığınız bir takım şeyleri keşfedecektir.

Ergen çocuğunuz dinsel düşünceleri araştıracaktır. Soru şudur: "Siz bu araştırmanın bir parçası olmak, bu süreçte çocuğunuza sevginizi göstermek istiyor musunuz?" Cevabınız evet ise o zaman yine monologdan diyaloga bir geçiş yapmalı ve çocuğunuzla dini konulan açık ve dürüst bir şekilde tartışmak için elverişli bir ortam yaratmalısınız. Çocuğunuza sizden farklı düşünme hakkını tanımalısınız. Onunla hem kanıtları paylaşmalı hem de bunlara zıt olan kanıtları dinlemelisiniz.

Çocuğunuzun bir süreçten geçtiğini kabul etmeli ve onun kendi dini inançlarını oturtabilmesi için ona zaman tanımalısınız.Bütün bu sayılan noktaları uygularsanız ergenin sevgi deposunu doldururken onun sevginizi hissetmesine ve entelektüel bağımsızlığını geliştirmesine olanak tanımış olursunuz. Ergen kendisinin deneyimleyeceği ve onun bu araştırmasında sizden gelen olumlu etkinin yardımıyla oluşturacağı dini inançlarını oluşturmuş olacaktır.


Işıldayan Safir 21-01-2012 05:44 PM

Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili
 
http://img-fotki.yandex.ru/get/5505/...a06_1b3b0bc5_L

ERGEN ÇOCUKLARIMIZIN KENDİ KARARLARINI ALMA İHTİYACI

Değerler, ahlâk ve din alanlarında ergen çocuklarımızın birtakım kararlar alacağı açıktır. Ergen-ebeveyn arasında yaşanan çatışmaların altında yatan temel sorun, ergenlerin bağımsız kararlar verebilme hakkıdır. Ebeveyn onun bağımsız düşünme hakkı olduğunu görürse, ergenin kararlarının bir süreçten geçtiğini hissedebilirse ve bu zamanı kendi lehine çevirip sevecen bir tavırda anlamlı bir diyaloga uygun bir ortam yaratırsa ergen ebeveynin etkisine açık olmaya devam edecektir. Ancak eğer ebeveyn temelsiz yaklaşımlar sergiler, ergenlerin neye inanacakları ve ne yapacakları konusunda dogmatik belirlemeler yaparsa çocuklarıyla aralarında düşmanca bir ilişki gelişmesine neden olur. Binlerce ebeveyn bu yoldan geçmiş ve çocuklarından uzaklaşmışlardır. Bunun üzerine ergenler de zaman zaman son derece zararlı olan arkadaş gruplarına ya da kendi istekleri, zevkleri ve mutluluklarını düşünerek ergeni aralarına kabul etmek isteyen diğer yetişkinlere yönelmişlerdir.

Unutmayın ki ergenler bağımsızlıklarını kazanmak için çaba sarf edeceklerdir. Bu, yetişkinliğe adım atmanın bir parçasıdır. İdeal ana babalar bunu ergenlerin geçmek zorunda oldukları bir gelişim aşaması olarak görür ve onların gelişimini engellemektense işbirliği içine girmeyi tercih ederler. Bu değişken süreçte ergeni sevmek çok önemlidir. Ergen çocuğunuzun bağımsızlık olgusunu onun sevgi deposunu dolu tutarak ve bu bölümde önerilen yollara başvurarak beslerseniz ergen sorumluluk sahibi bir yetişkin olacak, toplumdaki yerini bulacak ve yaşadığı dünyaya bir katkıda bulunacaktır. Bu kritik dönemde üstlerine düşeni yapamayan ebeveynler çocuklarını kendilerinden yıllar boyu uzaklaştırabilir ve onları dünyada kendi yerlerini bulmaya çabalarken bulabilirler. Ergen çocuklarının toplumsal, zihinsel ve duygusal bağımsızlıklarını geliştirebilecekleri bir ortam yaratmak ebeveynlerin çocuklarına verebilecekleri en güzel armağandır...


Işıldayan Safir 21-01-2012 05:49 PM

Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili
 

Babası, Michael ile birlikte birkaç hafta boyunca çalışarak onardıkları eski bir araba satın aldı. Michael ehliyetini aldığında babası ona araba kullanmanın birtakım püf noktalarını öğretti. İlk zamanlar çalışmak için akşam saatlerini seçtiler. Daha sonra Michael gece kullanmayı öğrendi. Bir haftasonu babası Michael'a arabayı verdi ve kamp yerine kadar arabayı Michael kullandı. Michael ehliyetini alana kadar her şey yolunda gidiyordu.

Michael kendi kendine "Yaşasın, artık özgürüm! Babamın artık benimle gelmesi gerekmiyor." diyerek arabasını istediği zaman, istediği şekilde kullanabileceğini ve canı nereye isterse oraya gidebileceğini hayal etmeye başladı. Babasının arabasını ne zaman, hangi şartlarda kullanacağını ve nerelere gidebileceğini belirleyen kuralların olması gerektiği konusundaki ısrarını ise hiç anlayamadı.

Michael'in öğrenmek üzere olduğu şey özgürlük ve sorumluluğun aynı madalyonun iki farklı yüzü olduğu, biri olmadan diğerinin asla var olamayacağıydı. Bu yetişkin dünyasında her zaman geçerli olan bir durumdur ve ergenler de bu gerçeği öğrenmek durumundadırlar. Yetişkinler aylık ödeme sorumluluğunu alabildikleri sürece bir evde yaşama özgürlüğüne sahiptirler. Elektrik idaresi, müşterisi aylık faturaları ödeme sorumluluğunu üstlendiği sürece ona elektriği kullanma özgürlüğü sunar. Bütün hayatımız özgürlük ve sorumluluk kuralları çerçevesinde şekillenmiştir. Bunlar birbirlerinden asla ayrılmayan iki olgudur. Elbette ergenler bu gerçeğin farkında değildir ve onların bu keşfi yapmasına yardımcı olmak da ailelerin görevidir.

Seven ebeveyn çocuğunun bağımsızlık duygusunu destekler, Buna bağlı olarak da ebeveyn sevgisi, ergene kendi davranışlarından kendisinin sorumlu olduğunu öğretme anlamına gelir. Sorumluluk sahibi olmadan yaşanan bağımsızlık duygusu ergende özgüven eksikliğine, anlamsız davranışlara ve sonuçta da onun hayattan sıkılmasına ve depresyona girmesine yol açar. Ozdeğerimizi bağımsız yaşayarak kazanmayız. Bizim değerimiz sorumluluk duygusundan gelmektedir. Bağımsızlık ve sorumluluk bize olgun bir yetişkinliğe giden yolu açar. Bağımsızlığını ve özbenliğini oluşturmaya çalışırken aynı zamanda yaptığı hareketlerin sorumluluğunu da almayı öğrenebilen bir ergen kendine güveni tam, nesnel düşünebilen ve çevresindeki yaşama uyum sağlayabilen bir insan olacaktır. Sorumluluk duygusunu öğrenemeyen ergenler ise sorunlu ergenler ve ileride de sorunlu yetişkinler olacaklardır.


Işıldayan Safir 21-01-2012 05:56 PM

Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili
 

Sorumluluk sınırlar koymayı gerektirir. Bütün insan toplulukları kurallar adı verilen sınırlara sahiptir. Sosyal sınırlar olmadan toplum kendi kendini yok eder. Eğer herkes kendince doğru olan şeyi yapsaydı yaşam bir kaosa sürüklenirdi. İnsanların büyük bir çoğunluğu kurallara uyarsa ve sorumluluk sahibi vatandaşlar olurlarsa toplum iyiye gider. Ama eğer bireylerin önemli bir kısmı kendi bildikleri gibi sorumsuzca yaşamayı seçerlerse toplum bu durumun getireceği olumsuz sonuçlarla boğuşmak zorunda kalır. Batı toplumumuz birçok ergen ve yetişkin açısından düşünüldüğünde sorumsuz yaşamanın getirdiği olumsuzluklarla boğuşmaktadır. Bunun kanıtı da her gün işlenen cinayetler, tecavüz, hırsızlık vediğer şiddet olaylarıdır. Sorumsuz davranışlardan sadece bireyler değil toplumun büyük bir kesimi zarar görmektedir.

Aile içinde kuralları ve sınırları koyan ve ergenin bu sınırlar içinde sorumluluğunu bilerek yaşadığını gözlemleyen kişiler ana babalardır. Aileler sınırlar koyarsa gençler isyan eder düşüncesi doğru bir düşünce değildir. Gerçekte bir araştırma, "Ergenlerin büyük bir çoğunluğunun ebeveynlerinin onlara çoğu zaman mantıklı ve sabırlı davrandığı duygusunu taşıdığı ve yarısından fazlasının da "Bazı olaylarda katı davrandıklarında onlara kızsalar da haklı olduklarını düşündüklerini kabul ettiklerini" ortaya çıkarmıştır.

Temple Üniveristesi'nde psikoloji profesörü olan Lawrence Steinberg'in gözlemlediği şudur: "Ergenleri başkaldırıya iten otorite iddiası değil, gücün keyfi bir şekilde kullanımı, kurallar hakkında az bilgi verilmesi ve karar hakkı tanınmamasıdır." Sorun ana baba otoritesi değildir. Problem otoritelerini sevgisiz ve zorlayıcı bir tavırla ifade eden ebeveynlerdir. Çocuğunuz küçükken keyfinize göre kurallar koyabiliyordunuz ve çocuğunuz bu kurallara uymasa da böyle bir şey yapmaya hakkınız olup olmadığını hemen hiç sorgulamıyordu. Ama ergenler sizin koyduğunuz kuralların doğruluğunu sorgulayacaklardır. Kuralların onların yaran gözetilerek mi yoksa sadece sizin kaprisleriniz yüzünden mi konduğunu anlamaya çalışacaklardır. Onlara "Bunu yap, çünkü ben yapmanı söylüyorum." dediğinizde ergenler bunu dinlemeyecektir. Böyle zorlayıcı bir yaklaşımı sürdürmeye devam ederseniz ergen çocuğunuzun isyan edeceğinden emin olabilirsiniz.


Işıldayan Safir 21-01-2012 06:01 PM

Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili
 
http://img-fotki.yandex.ru/get/6005/...a07_2111acab_L

ERGEN ÇOCUKLARINIZLA BİRLİKTE KURALLAR OLUŞTURUN

Ergen bağımsızlık duygusunu geliştirdiği için kural oluşturma ve sonuç belirleme aşamalarının bir parçası olması gerekir. İdeal ana baba çocuklarına karar hakkı verir ve onlara doğru ve uygun kuralların neler olduğu konusunda görüş bildirme hakkı tanır. Ebeveynler kendi düşüncelerinin nedenlerini ergenlerle paylaşmalı ve koydukları kuralların ergen için neden iyi olduğunu düşündüklerini göstermelidirler. Bunu yapabilen ebeveynler ergenin bağımsızlık ihtiyacını beslerken ona bir yandan da sorumluluk olmadan özgürlüğün olamayacağını öğretebilecekleri bir ortam hazırlamış olurlar.

Böyle açık "aile forum" larında ebeveynler otorite olmayı sürdürürken çocuklarıyla birlikte olma şansı yakalayabilirler. Ana babalar son sözü söyler ama eğer o konu hakkında çocuklarının da duygu ve düşüncelerini alırlarsa daha iyi bir atmosfer yakalayabilirler. Kuralın belirlenmesi konusunda kendi fikrini söyleyebilen ergen, o kuralın doğru olduğuna daha çok inanır ve isyan etme yolunu seçmez. Araştırmalara göre; "Ebeveynlerinin her zaman haklı olduğunu savunduğu gençlere kıyasla ebeveynleriyle birlikte tartışabildikleri bir ortama giren kimi ergenler daha sevecen ve saygılı oluyorlar ve ileride ana babalarına benzemek istediklerini söylüyorlar." Ebeveynler sadece sınır koymakla sorumlu değildir aynı zamanda bu kurallar ihlâl edildiğinde sonuçlarını uygulamakla da yükümlüdürler. Burada da ergenler eğer sonuçların neler olacağı konusunda fikirlerini söylerlerse kuralların doğru olduğuna daha çok inanacaklar ve ana babaları sonuçları uygulamaya başladığında isyan etmeyeceklerdir.

Ana babalar olarak unutmamalıyız ki ergen çocuklarımızı yetiştirirken amacımız bir tartışmayı kazanmak değil, bağımsızlıklarını kazanırken onlara sorumluluk sahibi olmayı öğretmektir. Kural şudur: "Eğer sorumluluğu üzerine alabiliyorsan o zaman özgürsün. Ama eğer sorumluluğu taşıyamayacaksan o zaman özgür olmaya hazır değilsin demektir." Ergen çocuklarımız bu iki olgunun her zaman beraber işlediğini anlarlarsa onlara sadece ergenlik yıllarında değil daha ilerki yıllarda da hizmet edecek olan temel dersi kavramış olurlar.


Işıldayan Safir 21-01-2012 06:05 PM

Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili
 

Ana babalar bu bağımsızlık ve sorumluluk sürecinin akıcı bir şekilde devam etmesini istiyorlarsa bu süreci sevgi yakıtıyla beslemelidir. Ergenler ebeveynleri tarafından sevildiklerini hissederlerse -ebeveynlerinin onları düşündüğünü anlarlar ve kuralların sadece kendilerinin iyiliği için konduğunu görürlerse- bağımsızlık ve sorumluluk duyguları gelişmeye başlar. Çocuğunuzun sevgi deposunu dolu tutarsanız onun isyankâr tavırlarının seyrek ve geçici olduğunu görürsünüz. Öte yandan eğer ergen sevildiğini hissetmezse -kuralları keyfi ve bencil bir tavırla koyduğunuzu düşünürse ve sizin onun değil de kendi başarınızı ve adınızı düşündüğünüzü hissederse- büyük olasılıkla koymuş olduğunuz bu kurallara ve bu kurallara uyması için onu zorlamanızdan dolayı da size karşı çıkacaktır.

Unutmayın, ergenleri baskı yoluyla kontrol etmeye çalışırsanız başarısız olursunuz. Baskı, sevginin yaratmaya çalıştığı şeyi, yani ebeveyne karşı oluşan saygı duygusunu desteklemez. Sevgi iyiler için dünyadaki en güçlü silahtır. Bunu hatırlayan ve ergene sevgilerini iletmek için bilinçli bir şekilde çaba harcamayı sürdüren ana babalar ona bağımsızlık duygusu aşılarken sorumluluk duygusunu öğretmek için ilk ve en önemli adımı da atmış olurlar.

Ergenlik konusunda tanınmış bir uzman olan Steinberg "Ebeveynler çocuklarının artık onlardan sevgi istemediğini ya da sevgilerine ihtiyacı olmadığını düşünüp geri çekilirse, ergenler kendilerini terk edilmiş hissederler. Çok basma kalıp gelebilir ama ergen çocuğunuza verebileceğiniz en önemli şey sevgidir." der. Ergen çocuğumuzun gelişmekte olan bağımsızlık ve sorumluluk duyguları üzerinde işbirliğine girebileceğimiz ortamı ona verdiğimiz sevgiyle hazırlarız. Bunu da belirttikten sonra artık ergenler için kurallar koyma süreci üzerinde durmaya hazırız demektir.


Işıldayan Safir 21-01-2012 06:17 PM

Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili
 

Çocuğunuz küçükken koyduğunuz kuralların sizin isteğinize göre ergenlik yıllarına aktarılamayacağı şu ana kadar verilen bilgiler ışığında gayet açıktır. Ergen şu anda yaşamının farklı bir aşamasındadır bu da koyduğunuz kurallar üzerinde tekrar düşünmenizi ve o kurallara yeni bir şekil vermenizi gerektirmektedir. Aile kurallarına uymadan, dikkat etmeden ve bu kurallar üzerinde konuşmadan ergenlik çağına kolayca "kaymaya" çalışan ana babalar ileride çocuklarının bu duruma isyan ettiklerini göreceklerdir. İdeal ana-babalar bir aile forumu düzenler burada çocuklarının artık bir ergen olduğunu kabul ettiklerini açıklayarak ona daha çok özgürlük ve sorumluluk sunabilmek için aile kurallarının tekrar gözden geçirileceğini belirtirler. Ergen bunu görmeden önce bu gerçeği kabul eden ebeveynler ergenin saygısını kazanmakla kalmayıp ayrıca onun dikkatini de çekmiş olurlar. Ergenler daha çok sorumluluk ve daha çok özgürlük isterler. Bu onların katılmaktan mutluluk duyacakları bir aile forumu olacaktır. (Amacı Ek-2 de verilmiştir.)

Yaşamak zorunda olduğu çocukça kurallardan şikâyet etmeye başlamadan önce böyle bir aile forumu yapmanız sonderece güçlü bir zekânın ürünü olan bir stratejidir. Gelişmekte olan bağımsızlık ve sorumluluk duygularını ailesiyle doğrudan paylaşabileceği bir ortam bulan bir ergen, bu foruma katılmaya böyle bir forumun olmasını altı aydır isteyen bir ergenden daha istekli olacaktır.


Işıldayan Safir 21-01-2012 06:24 PM

Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili
 
Bu konudaki eklemelerime bir süre ara veriyorum arkadaşlar. Çok yoruldum çünkü.

giba 23-01-2012 07:37 PM

Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili
 
emeğiniz için teşekkürler

Işıldayan Safir 24-01-2012 12:57 AM

Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili
 
Alıntı:

giba Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 818470)
emeğiniz için teşekkürler

Ben de teşekkür etme nezaketinde bulunduğunuz için teşekkür ediyorum. Nitekim bu oldukça istisnai bir durum.

Sevgilerimle. actionsmile

Işıldayan Safir 30-01-2012 07:55 PM

Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili
 

Ancak, çocuğunuz 15 yaşındaysa ve siz daha önce hiç böyle bir forum yapmamışsanız, koymuş olduğunuz kuralları yeniden gözden geçirmeye başlayarak çocuğunuzu şaşırtmak için hiçbir zaman geç kalmış sayılmazsınız. Size kural koymak ve böyle bir forumda sonuç değerlendirmesi yapmak için üçer yol önermeme izin verin.

1. Kuralların Sayısı Olabildiğince Az Olmalı

16 maddelik bir aile kuralları listesi hazırlamak zamanınızı almakla kalmaz, çokta kolay görmezden gelinir. Bu, az olanın makbul olduğu sayılı yaşam alanından biridir. Çok fazla kural ergeni ezer, akılda uzun süre kalmaz, ebeveynleri baskı yöntemine iteceği için onlar için bir kâbus olur ve hayatı çok sert kılar. Ergenlerin doğallığa ve huzura ihtiyaçları vardır. Çok fazla sayıda kural onları paranoyaya sürükler ve korkmalarına neden olur.

Gerçekten önemli konular hangileridir? Bu sorunun klasik cevabı ergene psikolojik, duygusal ve sosyal açılardan zarar verebilecek şeyleri önleyici ve ona amaçlarına ulaşmasında yardım edecek olan şeyleri destekleyici konular olmalıdır. Sorumlu yaşam, yıkıcı şeylere hayır, yapıcı şeylere evet demektir. Kurallar bu hedefe giden yolu göstermelidir. Bu bölümün ilerleyen kısımlarında ergen sorumluluğunun farklı alanlarına göz atacağız ve bu ilkeyi uygulamaya çalışacağız. Kuralların amacı, ergenin yaşamının her saniyesini düzenlemek değildir. Asıl hedef ergenin içinden seçim yapabileceği önemli sınırlar belirlemektir...

2. Kurallar Olabildiğince Açık Olmalı

Belirgin olmayan kurallar hem ebeveyn hem de ergen için kafa karıştırıcı olabilir. "Mantıklı bir saatte evde ol." cümlesini ergen ve ebeveyn kesinlikle farklı yorumlayacaklardır. "Akşam saat 10:30'da evde ol." ise gayet açık bir cümledir. Ergen bu kuralı çiğneyebilir ama kuralın anlamı gayet açıktır. "Sakın belirtilen hız limitini 10 km'den fazla aşma." Araba kullanabilecek kadar zeki olan bir insan bu kuralı anlamakta zorluk çekmeyecektir. Kural açıkça belirtilmişse ergen kuralı bozduğunu bilecek ve hatasını örtmeye çalışacaktır. Hatta öyle bir şey olmadığına dair sizinle tartışmaya girecektir. Bu hareketine bir kılıf uyduracaktır. Ama ergen kuralın çiğnendiğini bilmektedir. Bununla birlikte eğer kural yeterince açık değilse, ana babanın kuralın bozulması hakkındaki yargısı üzerine tartışacaktır. Açıkça belirtilmemiş kurallar tartışma için ortam hazırlar. Böyle durumlarda ergenler sahneye çıkıp son derece iyi bir performans sergilerler. Açıkça belirtilen kurallar bu tür performansların oluşmasını önler.

3. Kurallar Olabildiğince Adil Olmalı

Burada "Olabildiğince" diyorum, çünkü hiçbirimiz neyin adil olduğunu anlamak konusunda mükemmel değiliz. Siz ve çocuğunuz bir kuralın adil olup olmadığı konusunda tartışabilirsiniz. Aranızda açık bir diyalog geliştirip birbirinizin bakış açısını anlamaya çalışarak neyin adil olduğu konusunda bir sonuca ulaşabilirsiniz. Ergenin iyiliğine hizmet edeceğini düşündüğünüz bir kural konusunda ikna olduysanız bu kuralı değiştirmeyin ama eğer fikrinizi değiştirmenizin çocuğunuza bir zararı dokunmayacağını hissederseniz değiştirebilirsiniz.

Ergen için adil olmak çok önemlidir. Daha önce de belirttiğimiz gibi, ergen değerlerle, ahlâk kurallarıyla, mantığıyla ve aklıyla bir mücadele içersindedir. Doğruluk hissi zedelenecek olursa öfkelenecektir. Ebeveyn tartışmayı keser, kuralı kendi isteğine göre belirler ve ergenin öfkesiyle baş etmeyi reddederse ergen kendini geri çevrilmiş hissedecek ve daha sonra da ebeveynine öfke duyacaktır.

Kuralları belirlerken ebeveyn ergenin söz konusu kuralın adil olup olmadığı konusundaki kaygılarına uygun olarak hareket etmelidir. Eğer ergen o kuralın adil olduğuna karar verirse ebeveyni kuralı uygulamaya koyduğunda baş kaldırmayacaktır. Bu da bizi sonuçlar konusuna getirir.


Işıldayan Safir 09-02-2012 08:58 PM

Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili
 

Sonuçları olmayan kurallar değersizdir hatta bundan da öte kafa karıştırıcıdır. Ergenler kendilerini kurallar bozulduğunda bunların sonuçlarıyla savaşmak zorunda bırakan ve bu kuralları sevgiyle değil de zorla aşılamaya çalışan ebeveynlere saygı duymazlar. Sonuçlara katlanmak yetişkin hayatında önemli bir gerçeği oluşturur.

Konut kredimi düzenli ödemezsem gelecek ay ek finansman borcu ödemek durumunda kalırım.

Eğer üç ay içinde ödemelerimi yapmazsam evimden çıkarılırım.

Hız limitini aşar, trafik cezası alırsam para cezası ödemekle kalmam, sigorta primlerim de artar.


Yaptığımız şeylerin sonuçları ağır olabilir ama bu bizim sorumluluk duygumuzu besler. Karanlıkta görülen mavi bir ışık,sürücünün ayağını gaz pedalından çekmesini sağlar. Yaptığımız şeylerin ardından ödeyeceğimiz bedel de bizi kuralları izlemeye motive eder.

İşte size sonuçları belirtmenize ve bu konuda uyarı yapmanıza yardımcı olacak üç madde:

1. Sonuçlar Kurallar İhlal Edilmeden Önce Belirlenmelidir

Sosyal yasaların büyük bir kısmı bu kavramda birleşir. Konut kredisi ödememi kaçırdığım takdirde ne kadar ek ücret ödeyeceğim önceden belirlenmiştir. Bankaya da ilgili kuruluş ödeme sözleşmemi ihlal ettiğimde bana keyfi olarak "gecikme zammı" uygulamayacaktır. Çoğu kent ve eyalette trafik kurallarının ihlali durumunda ödenecek ceza tutarı o kural ihlal edilmeden önce belirlenmiştir. Eğer biz ergen çocuklarımızı yetişkinler dünyasına hazırlıyorsak sizce bu kuralı onlar gençken uygulamak mantıklı değil midir? Ülke genelinde daha önce hiç bu şekilde düşünmemiş sayısız ebeveyne rastlamak beni şaşırttı. Bu ebeveynler ergen kuralı ihlal edene kadar bekleyip daha sonra da genelde öfkeli bir tavır takınarak bu ihlalin sonucunu çocuklarına bildirmektedirler. Sonucun içeriği de ebeveynin o an içinde bulunduğu duygusal duruma göre belirlenmektedir. Bu sonucun adil olduğunu düşünen ergen sayısı ise sıfırdır. Öte yandan eğer ebeveynler iyi bir ruh hali içindelerse kural ihlalinden sonra hiçbir yaptırım uygulamayabiliyorlar. Bu keyfi yöntem ergenin kafasını karıştırmaktadır.

Ben kural ihlalinin sonuçlarının kuralların oluşturulduğu an belirlenmesinden yanayım. Bu şekilde ergen de bu sürecin bir parçası olabilir. Eğer ergen kuralların belirleniş aşamasının bir parçası olacaksa neden sonuçların da belirlenmesinde rol oynamasın? Ergenlerin adil olmak konusunda endişeleri olduğunu gözlemlemiştik. Sonuçları belirleme aşamasına katılmalarına izin verecek olursak ahlâk yargılarının gelişimine yardımcı olmuş oluruz. Çoğunlukla ergenler kendi üstlerine ebeveynlerinin yapacağından daha fazla gideceklerdir. Belirlenmiş bir kuralın ihlali sonucu ergen çocuğunuzun bir hafta boyunca araba kullanmasını yasaklamanın adil bir ceza olacağını düşünebilirsiniz. Ergen de bu sürenin iki hafta olmasını önerebilir. Önemli olan ergenin doğru bulduğu bir ceza üzerinde anlaşmaktır.

Önceden kararlaştırılmış cezalar konusunda anlaşmanın önemi şudur; ihlal gerçekleştiğinde ebeveyn de ergen de sonucun ne olacağını bilirler. Ebeveyn beklenildiği gibi öfkeli bir tepki vermez. Ergen de sonucun belirlenme aşamasında rol aldığından cezanın adil olduğunu bilecektir. Eğer evin içine futbol oynanmayacağına önceden karar verilmiş olursa ve bu kuralın ilk ihlalinden sonra topun iki gün süresince arabanın bagajına kilitlenerek aynı ay içinde bu kuralın ikinci kez ihlal edilmesi halinde topun bagajda bütün bir hafta boyunca kalacağı konusunda bir sonuca varılacak olursa, ebeveynin bu konuda çocuğuna söylenmeyecek, oyunu yarıda keserek topa anında el koyabilecektir. Ergen o an üzülebilir ama bu cezanın haklı bir ceza olduğunu da kabul edebilecektir.

Sonuçları bir kuralın ihlalinden önce belirleyen ebeveyn pek çok sıkıntıdan kurtuluyor. Ebeveynler daha az hayal kırıklığına uğramakta ve ergenler de doğrunun kazandığını görmektedir. Ergenlerin sorumluluk sahibi yapma amacımıza bir adım daha yaklaşmış bulunuyoruz.

2. Cezalar Sevgiyle Belirlenmeli

Ebeveynler ihlal sonucu ortaya çıkan cezaları güle oynaya uygulamamalıdır. Yanlış bir ceza hem yetişkinde hem de ergende üzüntü yaratabilir. Hangi yetişkin trafik kuralını ihlal ettikten sonra ceza yazarken kendisine gülen bir polis memuruna kızmaz? Ergenler onlara yanlış yaptıkları bir şey için ceza verirken zevk alıyor görünen ebeveynlerine de aynı şekilde öfke duyacaklarıdır. Ana-babalar cezaları uygularken sert ve soğuk tavırlar sergilememelidirler. "Sana söylemiştim. Eğer beni dinleseydin bu kargaşaya düşmezdin." gibi bir ifade ebeveynlerin düş kırıklığını hafifletebilir ama bu ergen üzerinde olumlu bir etki yaratmayacaktır.

Ergen çocuklarımızın herhangi bir kuralı ihlal etmiş olsalar bile bizim onları sevdiğimizi bilmeye ihtiyaçları vardır. Onların ilgiye ve anlayışa ihtiyacı vardır, biz ebeveynlerin cezaları hafifletmesine cezalar karşısında geri çekilmemize değil. "Bu hafta arabayı alamaman senin açından çok zor olacak biliyorum. Keşke anahtarlarını almak durumunda olmasaydım. Ama kuralı ve bu kuralın ihlali halinde ortaya çıkacak sonuçları biliyorsun. Seni sevdiğim için başka bir seçeneğim yok. Kuralı çiğnemenin acısını sana tattırmak zorundayım." Ergene karşı oluşturulan bu empati ve gösterilen anlayış ergenin cezanın adil ve sevgiye yönelik olduğunu kabul etmesine yardım edecektir. Ergen üzülse de cezayı bu denli nazik ve anlayışlı bir tavırda uygulayan ana babaya kızmayacaktır. Böyle bir konuşmadan sonra son olarak ergenin temel sevgi dilini konuşmak uygun bir hareket olacaktır.

Örneğin ergenin temel sevgi dili fiziksel temas ise onun sırtına vurmanız ya da ona sarılmanız siz anahtarlarla yanından ayrılırken ona çok şey ifade edecektir. Ergenin sevgi dili hizmet davranışları ise ona en sevdiği tatlıyı yaparsanız onun arabayı kaybetmekten duyduğu acının dinmesine ve sevgi deposunun dolmasına yardım etmiş olursunuz. Ergenin temel sevgi dili onay sözleri ise verdiğiniz cezayı bildirdikten önce ve sonra ona güzel sözler söylerseniz sizin sevginizden emin olmasını sağlamış, hem de verdiğiniz cezayı katlanılabilir kılmış olursunuz. Bu, ergen çocuğunuzun temel sevgi dilini anlamanızın son derece önemli olduğu başka bir durumdur. Diğer sevgi dillerini de konuşmak hiç kuşkusuz yerinde olacaktır ama onun temel sevgi dilini konuşmanız kadar etkili olamayacaktır.

3. Cezalar İstikrarlı Bir Şekilde Uygulanmalıdır

Cezalar ebeveynin kaprislerine göre belirlenmemelidir. Doğal olarak hepimiz duygularımızdan etkileniriz. Ebeveynler kendilerini iyi hissediyorlarsa ve olumlu bir ruh hali içindelerse çoğu zaman çocuklarının kuralları çiğnemesini görmezden gelme eğilimindedirler. Ama eğer kötü bir ruh hali içindeyseler, stres altında ya da işyerinde birisine kızmışlarsa bir aile kuralı çiğnendiğinde ergenin üzerine çok fazla giderler. Bu tip bir istikrarsızlık ergenin kalbinde öfke, hayal kırıklığı ve karmaşa yaratacaktır ve ergenin doğruluk hissi yara alacaktır. Ergen öfkelenecek, büyük olasılıkla bu durumunu da bir tartışma ve saldırgan hareketler izleyecektir.

Cezaları kurallar çiğnenmeden belirleyen ana babalar çocuklarının cezaların belirlenmesinde rol oynamasına olanak sağlarlar. Cezaları sevgilerini de katarak belirleyen ebeveynlerin hareketlerinde istikrar söz konusudur. İdeal olanı sonuçları kibarca, kararlı bir şekilde ve değişmeyen bir sevgiyle uygulamaktır. Bunu başarabilen ebeveynler ergenin sorumluluk duygusunu kazanmasına yardım edebilirler. Ergen her zaman hoşnut olmasa da bu süreçte etkin olmak isteyecektir.


Işıldayan Safir 09-02-2012 09:05 PM

Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili
 

Fazla ayrıntıya girmeden ergen çocuğunuzun bağımsızlık olgusunu beslerken ona sorumluluk duygusu kazandırmayı öğretmenize yardımcı olacak kurallar ve cezalar gerektiren aile yaşantısının bazı alanlarına bir göz atalım. Kurallarınızı bu iki sorunun cevabını düşünerek oluşturun:

1- Ergen çocuğumun olgun bir yetişkin olabilmesi için ona yardımcı olacak önemli konular hangileridir?

2- Hangi olası tehlikeler önlenmelidir ve ne gibi sorumluluklar öğrenilmelidir?

Evet, ergeni ve diğer başka insanları fiziksel ya da duygusal bakımlardan zararlı olabilecek bir takım söz ve hareketlerden korumak için kurallar yasaklara dönüştürülmelidir. Ama diğer kurallar ergenin olgunluğunu arttıracak ve onun çevresindeki insanların hayatlarını zenginleştirecek olumlu davranışlar edinmesine yardımcı olacak şekilde konmalıdır.

İşte ergenlerin ve ebeveynlerin kurallar ve cezalar oluşturmaya gereksinim duydukları en yaygın alanlardan bazıları:

1. Ev Halkına İlişkin Fırsatlar

Görev yerine fırsat dedim, çünkü fırsat kulağa daha olumlu gelen bir sözcük. Gerçekte bir aile yaşamında ikisi de mevcuttur. Sağlıklı bir ailede hayatın olumlu bir şekilde akabilmesi için her bireyin yapması gereken belli bir takım görevleri vardır. Bununla birlikte bu tip görevler aile bireylerinin birbirlerine hizmet davranışlarında bulunmaları için de fırsat yaratır. Son yıllarda toplumumuzda başkalarına hizmet zihniyeti önemini yitirmiştir. Oysa aramızda en saygı gören kişilerin hizmet davranışlarında bulunanlar olduğu da bir gerçektir. Bencil ve yalnızca kendisine hizmet eden insan iş hayatında başarılı olabilir ama toplum içinde hemen hiç saygı görmez.

Ergenler aileleri dışında insanlara hizmet etmeyi öğreneceklerse başta ailelerine hizmet etmeyi öğrenmelidir. Ergenlerin aile bireylerinin hayatlarını kolaylaştıran gerçek ev içi sorumlulukları almaları gerekir. Bu sorumluluklar her evde farklıdır ama bunlar yaşça daha küçük olan bir kardeşe yardım etmek, yemeğin hazırlanmasına katılmak, arabayı yıkamak, evcil hayvan besleniyorsa onunla ilgilenmek, çimleri biçmek, çiçek dikmek, budamak, yerleri elektrik süpürgesiyle almak, dolapları temizlemek, toz almak ve çamaşır yıkamak gibi şeyler olabilir. Bu sorumluluklar zaman zaman değişebilir ve bu da ergene ev bakımının çeşitli aşamalarında iş yapmayı öğrenme fırsatı sunar.

Ergenin kendisini ailenin bir parçası olarak görmesi ve bir ailede her bireyin bir sorumluluğunun olduğunu anlaması önemlidir. Ergen her geçen gün daha çok beceri kazanır. Bu yalnızca onun ev dışında bir şeyler yapmak için daha çok özgürlük kazanması değil, evin içinde de daha çok sorumluluk alabilmesi anlamına gelir. Ergen doğal olarak sekiz yaşındaki kardeşinden daha çok sorumluluk sahibi olacaktır. Bu sorumluluklarla beraber ergen gece geç saatlere kadar oturma, aileden ayrı daha çok zaman geçirme gibi özgürlükler kazanır. Bence bu tür özgürlükler her zaman uygun sorumluluklara bağlı olarak verilmelidir. Ergen eğer üzerine ciddi biçimde sorumluk alabilecek kadar olgun olduğunu hareketleriyle gösteriyorsa o zaman daha çok özgürlük yaşayabilecek kadar da olgunlaşmış demektir.

Kuralların belirlendiği ve cezaların açıklandığı aile forumunda aile bireyleri bu kuralı açık bir şekilde anlamalıdır. Bu çerçevede ebeveynler ergeni ev içi görevlerini yapması için zorlama yoluna gitmezler. Bunun yerine ergen istekli bir şekilde sorumluluk yüklenerek olgunluğunu gösterebilme fırsatı elde eder ve böylece de daha çok özgürlük kazanır. Ergen kendisine verilmiş olan aile içi sorumluluklarını yerine getirmeme yolunu seçecek olursa bunun cezası ergene verilmiş olan özgürlüklerin kısıtlanması olur. Örneğin aileye ait olan arabayı kullanan ergene cumartesi akşamı arabayı yıkama sorumluluğu verilmişse ve bu görev yerine getirilmediği takdirde verilecek olan ceza arabaya iki gün süresince el koyulması olacaksa, ideal ebeveyn arabayı yıkaması için ergene ısrar etmez. Bu bir seçimdir. Ergen ya bu sorumluluğu kabul eder ve daha sonra ona verilecek olan özgürlükleri hakkeder ya da olgun davranmamayı ve bunun sonucu olarak da özgürlükleri kaybetmeyi göze alır. Emin olun, ergen özgürlükleri haketmeyi seçecek, ebeveynde zamanını ve enerjisini ergenin arabayı yıkayıp yıkamadığını düşünerek harcamayacaktır.

Kural gayet basittir: Ergen sorumluluklarını yerine getirirse kendini genç ve olgun bir insan olarak görüp iyi hisseder cek ve sınırsız özgürlüğün nimetlerinden faydalanacaktır. Varsayalım, yaşı küçük olan bir ergenden akşam yemeğinden sonra herkes masadan kalkınca bulaşıkları bulaşık makinesine koyması, kalanı elde yıkaması ve bütün bu işleri bir saat içinde halletmesi istendi. Bu sorumluluğunu yerine getirmediği takdirde ergene bir sonraki aile yemeğine katılamama cezası verilir ve bunun yanında da ergenin ailesi yemek yerken pizza sipariş etmesi ya da arkadaşlarıyla dışarı çıkması yasaklanır. Böyle bir anlayışta olan ana-baba çocuğu yemek masasından kalkıp telefonda arkadaşıyla konuşmaya gittiğinde ona bağırmayacaktır, çünkü ergen kuralları bilmektedir. Ana babaların tüm yapması gereken, ergenin kuralları çiğnediğinde bunun cezasını çekecek olduğunu bilmesini sağlamaktır. Bu durumda ergenlerin çoğu sadece bir yemeğe katılmayacaktır, bundan emin olun. Telefondaki arkadaşlarına, "Şimdi gitmeliyim. Hayatım buna bağlı. Seni sonra ararım." derken duyabilirsiniz onu. Ergen sorumluluğu ve özgürlüğü öğrenmektedir. Yemek yeme özgürlüğü çalışma sorumluluğu ile bağlantılıdır.


Işıldayan Safir 09-02-2012 09:10 PM

Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili
 

2. Okul Ödevi

Ergenin eğitimi konusundaki önemli konular nelerdir? Bu sizin ve çocuğunuzun beraber yanıtlayacağınız bir sorudur. Çoğu ana baba liseden mezun olmanın şart olduğunu düşünecektir. Batı kültüründe lise diploması olmayan bir gencin iyi bir yetişkin hayatı yaşaması mümkün değildir. Eğer ebeveyn buna katılıyorsa lise diplomasının alınmasının da şart olduğuna inanıyor demektir. Bunun üzerine "Ergenin bu amaca ulaşmasına yardımcı olacak kurallar nelerdir?" diye sorabilirsiniz. Bu kurallar genelde okula devam etmek ve okul ödevlerinin başarıyla teslim edilmesi konularını içerir, ikisinin de değerlendirmesi ana-babaya düzenli bir şekilde gelen karnelerde belirtilmektedir.

Kurallar çok basit olabilir: Hastalanıp evde ya da hastanede yatmadıkça okula devam etmek ve bütün okul ödevlerinin ve projelerinin eksiksiz bir şekilde yapılması gibi. Ergen okula devam kuralını çiğnerse ceza olarak okulda kırdığı her gün için cumartesi günleri evde oturup bir kitap okuyabilir ve okuduğunu ana babasına sözlü olarak anlatabilir ve okulda olması gereken saatlerde dışarı çıkması yasaklanabilir. Böyle bir ceza karşısında ergenler büyük olasılıkla sadece bir cumartesi gününü kaybetmeyi göze alacaklardır. Okul ödevlerinin iyi yapılıp yapılmadığını kontrol etmek biraz daha zordur ama normalde bu çocuğun karnesinde belirtilebilir ve/veya öğretmeniyle yapılan görüşmede ortaya çıkabilir. Ebeveyn ergenin ev ödevlerini tamamlamadığını ve/veya okuldaki performansının ortalamanın altında olduğunu fark ederse çocuğuna ceza olarak öğretmen notunu yükseltmeyeceğini söylemiş olsa da ev ödevini cumartesi ya da pazar günü yaptırabilir ve bu "not almak için yapılmayan" ev ödevlerini yakından takip edebilir. Bu tip kurallar ve cezalar ebeveyni ergeni her gün takip etmekten kurtaracaktır. Ergen sorumluluğunu yerine getirmeyi ve daha eğlenceli şeyler yapmak için cumartesi ve pazar günleri özgür olmayı seçecektir ya da sorumluluğunu yerine getirmediğiiçin o özgürlüğü kaybedecektir.


Işıldayan Safir 09-02-2012 09:17 PM

Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili
 

3. Otomobil Kullanımı... Bu maddeyi eklemiyorum arkadaşlar.

4. Para İdaresi

Parasal tartışmalar ebeveyn ve ergen arasında yaygındır. Bunun nedeni çoğu zaman ebeveynin konu hakkındaki kuralları ve cezaları açık olarak belirtmemesidir. Para ve ergenler konusundaki temel endişeler nelerdir? İlk gerçek gayet açıktır: Para kısıtıdır. Çok az ailenin sınırsız parası vardır. Yani ergen istediği her şeyi satın alamaz. İkinci temel endişe ise ergenin para idaresi konusundaki temel kuralları öğrenmesidir. Temel kurallardan birisi şudur: "Para bittiğinde daha çok para kazanana kadar satın almayı kesin." Bu kuralın ihlali çoğu ebeveyn için büyük maddi sorunlara neden olur. Bana göre işte bu yüzden ergenlere kredi kartı verilmemelidir. Kredi kartları kişiyi gelirinin üzerinde para harcamaya teşvik eder ve bu da ergene öğretilmesi gereken son şeydir.

Temelde bir ergen idare edecek parası olmadan para idare etmeyi öğrenemez. Bu da çoğu ebeveynin ergenin istediği şeyleri alması için iki günde bir 10 milyon istemeye gelmesi yerine ona düzenli bir harçlık verme kararı almasına neden olmuştur. Ergenin günlük istekleri için 10 milyon oraya, 20 milyon buraya veren bir ana baba ergene parasını idare etmesini öğretemez. Bence ebeveyn ile ergenin haftalık ya da aylık harçlık üzerinde anlaşması çok daha iyi bir yaklaşım olacaktır. Bu harçlık sayesinde ergenin sorumlu olduğu harcamalar açığa çıkacaktır. Bu masraflar giyim, yemek, müzik, benzin vb. için olabilir. Örneğin ebeveynler ergene her ay 100 milyon TL verebilirler (ya da her hafta 25 milyon TL). Bu para onun evin dışında arkadaşlarıyla yediği yemekleri, ehliyeti varsa benzin parasını ve ana babasının aldıkları dışında beğendiği giysileri almasını sağlayacaktır. Bu da açıkça şöyle belirtilebilir: "Sana iç çamaşırı, çorap, her sene üç çift ayakkabı ve bir palto alacağız. Diğer her şey senin sorumluluğunda olacak." Ebeveynler yılbaşında ya da doğum günlerinde çocuklarına bunlara ek olarak başka şeyler de almak isteyebilirler. Böyle bir düzenleme ergene parasını idare etme becerisi kazandıracaktır.

Ana babalar çocuklarına verecekleri miktarı belirtirken olabildiğince gerçekçi olmalıdır. Miktar bir kez belirlendikten sonra ergenin "Bu yeterli değil" diyerek şikâyet etmesinden dolayı değiştirilmemelidir. Ergen harçlığıyla satın alabileceğinden daha fazla para isterse o zaman para kazanmalıdır... Eğer bir fast-food restoranında çalışmak için yeterince büyük değilse çim biçerek, bebek bakarak, gazete dağıtarak ve küçük yaştaki ergenler için olan daha bir çok değişik işte çalışarak harçlığını çıkarabilir. Böyle bir düzenlemede ergen sadece parasını idare etmeyi değil, aynı zamanda ek gelir elde etmek için çalışma yolunu seçerek paranın önemini de öğrenmiş olmaktadır. Ama ebeveynler kararlarından vazgeçip çocukları parasızlıktan yakındığında onlara ek para verilerse ergenin parasal sorumluluğu öğrenmesini engellemiş olurlar.

Çocuğunuza onu sevdiğiniz için ve parasını sorumluluğunu bilerek harcamasını öğrenebilmesi amacıyla harçlık verdiğinizi belirtin. Bu parayı ona evin içinde yaptığı işlerden dolayı vermezsiniz, çünkü bu tamamen farklı bir sorumluluk alanıdır. Bence ergenler ailelerinden ek gelir almamalıdır. Bu, kendisinden beklenen normal ev işi sorumluluklarını yerine getirme konusunda kafasını karıştırabilir. En iyisi ergenin ev dışında bir yerde kendisine ek gelir sağlamasıdır. Ayrıca kanımca ana babanın ergene borç vermesi de bir hatadır. Bu ergene istediği bir şeyi satın alması için başka bir kişinin parasını kullanmayı öğretir. Ve ergene verilecek yanlış bir derstir.


Işıldayan Safir 09-02-2012 09:28 PM

Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili
 

5. Flört

Flört konusu birçok ana babada bir travmaya neden olmaktadır. Bazı ebeveynler geçmiş flört deneyimlerini hatırlar ve çocuklarının kendi yaptıkları şeyleri yapmalarını istemezler. Bu ebeveynler yaptıklarını şöyle bir mantığa bağlamaktadırlar:"20 yaşına gelene kadar ergen çocuğumu karşı cinsten uzak tutmayı başarırsam belki daha sonra böyle şeylerle başa çıkmak için yeterli olgunluğa erişmiş olur." Flörtü oluşturan etmenlerin neler olduğu da insanların kafasını karıştıran bir sorudur. Flört eğer ergen bir kız ve ergen bir erkeğin hamburger yemeğe dışarı çıkması sonra da üç saati arabanın arka koltuğunda birbirini cinselliğe teşvik etmesi demekse o zaman ergenler flört etmeli mi yoksa etmemeli mi konusunu tartışmalıyız. Ama eğer flört erkek ve kızlardan oluşan bir genç grubunun dışarı hamburger yemeğe çıkması daha sonra bir maç izlemeye ya da dansa gitmesi ise o zaman flört ergenin özgüveninin oluşmasında ve onun gelecekte kuracağı romantik ilişkiler için gerekli deneyimi kazanmasında olumlu bir etken olacaktır.

Ben ergen kızınızın ya da oğlunuzun ne zaman flört etmeye başlaması gerektiğini belirtmeyeceğim ama Steinberg ergenliğin ilk yıllarında karşı cinsle flört etmeye başlayan ergen kızların "pembe, romantik hayallere" kapılma riski olduğunu ve büyük olasılıkla "onları hem psikolojik hem de fiziksel olarak yönlendirecek" kendilerinden büyük erkeklerle flört edeceklerini belirtmektedir. Steinberg aynı zamanda ergen kızların flörte erken yaşta başlamalarının onların yaşıtları olan diğer kızlarla olan ilişkilerini de etkileyeceğini söyler. Çünkü ergen kendinden yaşça daha büyük olan bir erkekle çıktığında arkadaşlık edeceği kızlar da ondan yaşça büyük olacaktır. Bu onun geçici olarak büyük yaş grubuna girmesini sağlayacak ama aynı zamanda kendi yaşıtı olan kızlardan da uzaklaşmasına neden olacaktır: Sonuçta yaşıtı olan kız arkadaşlarıyla yaşayacağı yakın arkadaşlığı kaybedecektir. Otuz yıllık evlilik ve aile danışmanlığının ardından, ergenliğin ilk yıllarının insan hayatında hemcinsler arasında arkadaşlık geliştirmeleri, daha sonra da her iki cinsin de bulunduğu arkadaş gruplarıyla etkinliklere katılmaları için; ergenliğin sonyıllarının da teke tek flört etmeye başlamaları için en elverişli zamanlar olduğunu söyleyebilirim. Ergenler olgunlaştıkça karşı cinsle olan ilişkilerinde daha rahat olmaya başlarlar, kendilerine güvenleri artar ve ilişkilerini daha iyi yaşayabilecek potansiyele sahip olurlar. Erken ergenlik yıllarında çocuğunuzun birisiyle flört etmesini destekleyerek onun sosyal ve duygusal gelişimine etki etmek yanlış bir davranıştır. Benimle aynı fıkirdeyseniz o zaman çocuğunuzun kafasında bu resmi o dokuz, on ya da on bir yaşındayken çizmelisiniz. Daha sonra onlar ergenliğin ilk yıllarına flört etme kaygısı olmadan, her iki tarafın ailesinin de denetimi altında aileden ayrı hemcinsleriyle daha çok vakit geçirmeyi tercih edeceklerdir. Karşı cinsle grup aktivitelerine katılacak ve ergenliğin son dönemine kadar karşı cinsten birisiyle flört etme konusunda kendilerini baskı altında hissetmeyeceklerdir.

Ben burada aslında ideal olanı resmetmeye çalışıyorum ama bu resim elbette ergeni erken yaşlarda duygusal bir ilişkide avuntu bulmaya itecek kişilik değişimi, güvensizlik, arkadaş baskısı veya diğer faktörleri içermemektedir. Bu da ergenin ebeveyninin sevgisine bu denli ihtiyaç duymasının nedenlerinde nbiridir. Bu gerçek, özellikle de ergenin karşı cinsi olan ebeveyni açısından önemlidir. Ergen bir kız babası tarafından sevildiğini hissediyorsa kendisinden daha büyük bir ergende sevgi aramayacaktır. Annesinin sevgisini hisseden ergen bir erkek kendi duygusal ve fiziksel zevkleri için kendisinden daha küçük bir kızı sömürmeye kalkmayacaktır.

Bir aile toplantısı düzenlediniz ve 13 yaşındaki ergen çocuğunuza onun flört konusundaki tavrı için kurallar ve cezalar oluşturuyorsunuz. Bu konunun ana temaları neler olmalıdır? Bence ergen çocuğunuzun fiziksel ve duygusal sağlığı için duyduğunuz endişe listenin birinci sırasında yer almalıdır. En az birinci kadar önemli olan bir diğer madde de zamanı geldiğinde ergene gerekli donanımı sağlayacak duygusal ve sosyal bağlamda olgunluğunun sağlıklı bir şekilde gelişmesinin önemidir. Amaç ergeni ilişkilerinde karşı cinsten insanlarla yüz yüze bırakarak boğmak değil, ileride yaşayacağı daha olgun ilişkilerin temelini atmasına yardım etmektir.

Bu tür sağlıklı sosyal bir olgunlaşmayı besleyebilecek kurallar nelerdir?

Kural: Ergenliğin ilk yıllarında ergenleri yaşıt hemcinsleriyle arkadaşlık kurmaya yönlendirmelisiniz. Fakat çocuğunuzun bu arkadaşında bir gece kalabilmesi için önce o arkadaşıyla ve onun ana babasıyla tanışmış olmanız gerekmektedir. (Bu, çocuğunuzu değerleri ve yaşama biçimiyle ona zarar verebilecek kişilerden korumanıza yardım eder.) Bu tür gece kalma olayları ebeveynler evdeyken olmalıdır.

Kural ihlâl edilirse verilecek ceza: Üç ay boyunca ergen arkadaşında kalamaz ve bir hafta boyunca dışarı çıkmasına izin verilmez.

Kural: Ergen, ana babanın onaylaması şartıyla yetişkinlerin denetimi altında diğer ergen kız ve erkeklerin bulunduğu grup aktivitelerine katılabilir. Ebeveynlerin çocuklarına zararı dokunacağını düşündükleri herhangibir etkinlik için onlara "hayır" demeye hakkı vardır.

Kural ihlâl edilirse ceza: Ergen bu tür grup etkinliklerine bir ay boyunca gidemez ve bir hafta boyunca dışarı çıkmasına izin verilmez. Ergen kızınız 15 ya da ergen oğlunuz 16 yaşına girdiyse o zaman onunla karşı cinsten biriyle flört edip edemeyeceğini tartışabilirsiniz. Bu süre boyunca ebeveynin çocuğun kiminle ve ne zaman çıkacağına karar verme hakkı vardır. Kız 16, erkek 17 yaşına girdiğinde çocukları kiminle beraber olduğunu ebeveyne söylediği sürece ana baba onlara güveneceği konusunda çocuklarıyla anlaşabilir. Ama ergen, flörtüyle sadece cuma ya da cumartesi geceleri çıkabilir.

Kural: Ana-babanın eğer çocuğunun beraber olduğu insan uyuşturucu ya da alkol kullanıyorsa veya çıktığı diğer insanlarla cinsel birliktelikler yaşadığı biliniyorsa çocuğuna o insandan uzak durmasını söyleme hakkı vardır.

Kural ihlâl edilirse verilecek ceza: Ergen bu tür bir zararlı birlikteliğe son vermeyi reddederse ana-baba çocuğunun harçlığına bir ay boyunca sınırlama getirir ve bütün izinleri bir ay süresince kaldırır. Bu bir ayın sonunda ergen ebeveyninin söylediği şeyi yine de yapmazsa o zaman sınırlamalar bir ay daha uzatılır. Bu aşamada ergen doğru kararlar almadığı takdirde sonuçlara katlanması gerektiğini bilmelidir. İlişkilerinde sorumsuz davranırsa harçlığından yararlanma özgürlüğü ve diğer izinlerini kullanamaz.

Lütfen bu kuralların ve cezaların sadece birer öneri olduğunu bilin. Bütün ergenler ve ebeveynler doğru olduğuna inandıkları ve işlerine yarayacak kurallar ve cezalar bulmalıdır. Bu kurallar ve cezalar ne kadar çabuk oluşturulursa ergende bu kuralların doğru ve kendi yararına olduğunu o kadar çabuk algılayacaktır.


Işıldayan Safir 09-02-2012 09:34 PM

Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili
 


Her geçen gün artan sayıda giderek daha ergen erken yaşlarda uyuşturucu almaya başlamaktadır. Bunun sonuçlan ise gayet açıktır; çoğalan uyuşturucu ve alkol bağımlısı gençler... Ergenin bağımsızlığını hiçbir şey alkol ve uyuşturucu bağımlılığından daha hızlı zedeleyemez. Ana baba ergen çocuğunun alkole ve uyuşturucuya bulaşmamasını sağlamak için ne yapabilir? Bu sorunun cevabı 'hiçbir şey'dir. Ana babalar ergen çocuklarını günün yirmi dört saati kontrol altında tutamazlar ve alkol ve uyuşturucu almadıklarından emin olamazlar. Buna rağmen ebeveynin uyuşturucu kullanımını en aza indirmek için yapabileceği birtakım şeyler vardır.

Ana babanın bu konuda yapabileceği ilk ve en etkili şey bu tip maddeleri kullanmaktan kaçınmaktır. Gevşemek için her gece alkol alan ana babasını gören ergenler alkol almaya ve alkol bağımlısı olmaya yatkındır. Doktorun verdiği ilaçlan kendi zevkleri için kullanan ebeveynlerin çocukları uyuşturucu kullanmaya yatkın ergenler olacaklardır. Bu noktada ergen çocuklarına örnek teşkil eden ana baba modeline değinmeden geçemeyeceğim. Ebeveyn örnek bir model olmasa da çocuğunun uyuşturucu kullanmasını önlemek için birçok şey yapabilir.

Şimdi de bizim kural ve ceza konumuza gelelim. Alkol ve uyuşturucu kullanımı konusundaki temel kaygılar nelerdir? Ana babaların bu konuda duydukları en temel kaygı çocuklarının alkolik ya da uyuşturucu bağımlısı olma olasılığıdır. Ebeveynler bu korkuyu duymakta kesinlikle haklıdırlar, ikinci bir endişe, ergen sarhoş bir sürücünün kullandığı bir arabada kaza geçirip yaralanabilir veya ölebilir. Üçüncü endişe ise ergen uyuşturucu madde kullanan başka ergenlerle arkadaşlık kurabilir ve beyni uyuştuğunda suç işleyebilir. Bütün bunlar gerçek ve haklı endişelerdir. Bu kaygıları gidermek için ne tür kurallar konmalıdır? Aile toplantısında ana-babalar çocuklarına alkol ve uyuşturucudan uzak durmalarını istediklerini iletmelidirler. Ebeveynler bunu mantıksız, hastalıklı bir düşüncenin ürünü olarak ya da dinsel ve bir takım kişisel inançları dolayısıyla değil de araştırmalara dayanan gerçeklere dayanarak istediklerini açıklamalıdırlar. Ana babanın ergenin de bir gün bir yetişkin olacağını ve alkol ve uyuşturucu kullanımı konusunda kendi kararlarını kendisinin vereceğini bilerek ona bu evde yaşadığı sürece kuralın asla alkol ve uyuşturucu kullanmamak olduğunu söylemesi en geçerli şeydir. Kural ihlali olursa verilecek cezalar bir hayli katı olmalıdır. Uyuşturucu ilaçların çoğunun yasa dışı olduğu ergene söylenmelidir. Ergen uyuşturucu maddeyle yakalanırsa sadece ana babasının vereceği cezayı çekmekle kalmaz aynı zamanda hukuki cezaya da çarptırılır. Bir ana baba ergenin işleyeceği ilk suçtan sonra bir ay süresince onun arabasına el konulmasını, ikinci suçtan sonra bu sürenin üç aya çıkarılmasını ve üçüncü suçtan sonra da ebeveyn tarafından satın alınan arabanın bir daha asla araba alınmamak üzere satılmasını önermiştir.Ebeveynler eğer ilk iki cezayı kararlı bir şekilde çocuklarına sevgi göstermeyi de ihmal etmeyerek uygularlarsa, büyük olasılıkla arabanın satılması aşamasına gelinmeyecektir. Ama iki cezayı da uygulamayacak olurlarsa ergenin madde kullanımını daha ileri boyutlara taşıyacağından emin olabilirler.

Ergen çocuğunuza bu ve benzeri alanlarda sorumluluk sahibi olmayı ve böyle davranmayı öğretmeyi incelediğinize göre, ona zaman geçtikçe daha çok özgürlük verip sorumluluk yükleyerek ve bu iki olguyu da birbirinden ayırmayarak verdiğiniz kararlarla cezaları ara sıra tekrar değerlendirmek isteyebilirsiniz.

Bütün kurallar ve cezalar ergenin yararına olacak şekilde ve seven ana baba ile, ergenin düşünce ve duygularına önem vererek oluşturulmalıdır. Çocuğunu seven ebeveyn, kural oluşturmak ve bu kurallara uyulmadığı takdirde ceza uygulamak gibi zor bir işi özenle yerine getirir.


Işıldayan Safir 09-02-2012 09:39 PM

Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili
 
http://img-fotki.yandex.ru/get/4607/...a08_987c426a_L

ÇOCUĞUNUZ BAŞARISIZ OLDUĞUNDA ONU SEVMEK

Daniel gür kumral saçlı, düzgün tıraşlı iri yapılı bir adamdı. İş yaşantısında bir çok zorluğa göğüs germiş ve başarıya imza atmış, toplum içinde saygı gören bir kişiydi. Ama işte bu adam gözyaşlarına boğulmuş bir şekilde ofisimde, karşımda oturuyordu.

"Dr. Chapman buna inanamıyorum. Sanki kötü bir rüyadayım. Bu keşke sadece bir kâbus olsaydı ve ben hemen uyanabilseydim. Ama rüya değil gerçek olduğunu biliyorum. Ne yapacağımı bilmiyorum. Doğru olanı yapmak istiyorum ama bu durumda doğru olanı yapıp yapamayacağımı da bilmiyorum. Bir tarafım onun gırtlağına yapışıp 'Bize bunu nasıl yapabildin?' demek istiyor. Diğer tarafım ise onu kollarıma alıp sonsuza kadar tutmak istiyor. Eşim o kadar üzgün ki bugün benimle buraya bile gelemedi. Oğlumuz yarın eve geliyor ve ikimiz de ona nasıl bir tepki vereceğimizi bilmiyoruz."

Daniel'in üniversitede okuyan 19 yaşındaki oğlu bir gece önce aramış ve bir kızı hamile bıraktığını ve kızın çocuğu aldırmak istemediğini söylemişti. Daniel'in gözyaşları, öfkesi, hayal kırıklığı ve yaşadığı karmaşa bu yüzdendi. Genç adam ana babasına bu haberin onları yaralayacağını bildiğini ve yaptığı şeyin yanlış olduğunun da farkında olduğunu anlatmıştı. Yardıma ihtiyacı olduğunu söylemiş ve başka danışacak birini bulamadığını belirtmişti. Daniel ve karısı Micki bütün geceyi birbirlerini rahatlatmak için çabalayarak uykusuz geçirmişler ama hiçbir teselli bulamamışlardı. Oğulları yanlış bir şey yapmıştı ve onun sorununa açıklık getirecek hiçbir kolay cevap da yoktu.

Çocuklarından Daniel ve Micki'nin aldığına benzer telefonlar alan ebeveynler kendilerini onlarla özdeşleştirebilirler. Böyle bir durumda hissedilen acı insana katlanılmaz gelir. Acı, kızgınlık, acıma, üzüntü ve derin sevgi -beraberinde daha fazla acı, kızgınlık, acıma ve üzüntü getiren türden bir sevgi- kaplar içlerini ve ertesi gün güneş doğduğunda bunun aptalca bir şaka olmasını ümit ederler ama bilirler ki yıkılan hayalleriyle yüzleşme zamanı gelmiştir.


Işıldayan Safir 09-02-2012 09:46 PM

Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili
 


Daniel ve Micki'nin yaşadığı bu acıyı hatırladığımda çocuk psikologu olan John Rosemond'ın da söylediği bir şey aklıma geldi: "İyi bir ana baba olmanın yolu çocuğunuz yanlış yaptığında doğru davranmaktan geçer." Bu bölümün konusu da budur: Ergen çocuklarımızın yanlış seçimlerine doğru tepkiler vermek.

Biz ne küçük çocuklarımızın ne de ergen çocuklarımızın hata yapmalarını engelleyemeyiz. Onlara mükemmel ana babalık yapma ya da onları sevme çabalarımız onların hayatta başarılı olacağını garanti etmez. Ergenler birer insandır ve insanlar iyi ya da kötü kendi seçimlerini yapmakta özgürdürler.

Ergenler yanlış kararlar verdiğinde bunların ceremesini ana babalar çeker. Bu ebeveynliğin doğasında olan bir şeydir. Çünkü biz çocuklarımıza bağlıyız, ergen başarısız olduğunda sarsıntı ailenin geri kalan bireyleri tarafından da hissedilir. Bu travmayı ergenin ana babasından daha derin yaşayansa, yoktur.

Bütün ergenlerin yaptığı hatalar aynı büyüklükte değildir. Depremler küçük yer sarsıntıları şeklinde de 7,5 büyüklüğünde de olabilir. Ama sonuçları birbirinden farklıdır. Alex ailesinin ve arkadaşlarının da seyrettiği bir maçta takımına zafer kazandırabilecek üç serbest atışı art arda kaçırdı. Alex başarısız olmuştu ama bu başarısızlığı tirübünlerde önemli bir üniversiteden maçı izlemeye gelen ve Alex'in bu başarısızlığına tanık olan bir koç yoksa Daniel ve Micki'nin oğlunun yaptığı hatayla kıyaslandığında küçük bir yer sarsıntısı olarak görülebilir. Bu da beni başka bir gerçeğe götürüyor.


Işıldayan Safir 09-02-2012 09:55 PM

Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili
 


Beklentilerimizi Karşılamada Başarısızlık


Sadece farklı başarısızlık düzeyleri değil, ayrıca farklı hata çeşitleri vardır. Alex kişinin yeteneğine ya da ailesinin ondan beklentilerine bağlı bir başarısızlık sergilemiştir. Bu tür hatalara spor ya da sanat dallarında, okulda veya münazara takımında her zaman rastlanır. Bu gibi performans hatalarının bazıları ana babaların ya da ergenlerin gerçek dışı beklentileri kabul etmeleri sonucu görülür. Amaç eğer gerçekçi değilse o zaman başarısızlık kaçınılmazdır.

Ana babalar her oyuncunun altın madalya kazanamayacağını anlamalıdır. Eğer ana baba kusursuzluk arıyorsa o zaman ergen çocuğuyla asla tatmin olamaz. Yapılan işle amaca ulaşmak imkansızsa bu, o işi yapanın cesaretini kırar. Rekabete dayanan etkinliklerde ana babaların sonuçları tekrar gözden geçirmeleri için ergenlere yardımcı olmaları gerekmektedir. Play-off turnuvasında ikinci gelmek bir başarısızlık değildir. Eğer ligde otuz takım varsa bu sizin takımınızın geri kalan yirmi sekiz takımdan iyi olduğunu gösterir. Maratonda sonuncu olmanız yarışa katılmayan yüz bin kişiden daha iyi bir koşucu olduğunuzu gösterir. Klarnet çalan kızınız yüz lisenin marş bandosunun katıldığı yarışmada onuncu sıraya yerleştiyse, yani çaldığı bando takımı doksan takımın önüne geçtiyse bu bandonun gösterdiği "zayıf performans" bir üzüntü konusu değil tam tersi kutlanılacak bir olaydır. Yarışma ne olursa olsun insan elbette kazanmak ister. Ama yarışmada sadece bir kazanan olması geri kalan herkesin kaybeden olduğunu göstermez. Bizim aşırı ölçüde rekabete dayanan ve sloganı "kazanmak her şeydir!" olan kültürümüzde ergenler genelde bazı iyi niyetli yetişkinlerin, zaman zaman da ebeveynlerin baskısıyla kaybedenler arasına girmektedir.

Ergenlerin performanslarında başarısızlığa uğramalarının diğer bir sebebi de yeteneklerinin veya ilgilerinin olmadığı alanlara itilmeleridir. Ana babasının atletizme olan ilgisi yüzünden ergen gerçekte bandoda bir müzik aleti çalmak isterken ebeveyn tarafından spor alanına itilmektedir. Ergen mükemmel bir trompet yorumcusu olabilir ama spor alanında kendisini başarısız hissedecektir. Ergenleri ilgilenmediği alanlara yönlendirmek, onları başarısızlığa sürüklemektir.

Bir zamanlar oğlunu doktor olmaya zorlayan bir baba tanımıştım. Oğlu üniversitede organik kimya ve fizikle boğuşmuş ve iki duygusal çöküntü yaşadıktan sonra tıptan mezun olmuştu. Mezuniyet gününde doktor önlüğünü babasına teslim etmiş ve mezuniyetine gitmeyi reddetmişti. Ondan son aldığım haber, McDonalds'da çalıştığı ve ileride ne yapacağına dair bir karar vermeye çabaladığı idi.

Ebeveynler ilgi alanlarını çocuklarına empoze etmeye çalışabilirler ama çocuklarının ilgi alanlarına ve yeteneklerine uygun şeyler seçmediklerinde onlardan kendi istedikleriyle ilgilenmelerini beklememelidirler. Kendilerinde böyle bir eğilim olduğunu fark eden ebeveynler hemen "Ölü Ozanlar Derneği" adlı filmi bulup izlemelidir. Babasını memnun edemeyen genç bir lise öğrencisinin hikâyesi sizi ağlatacak ama aynı zamanda kendinize getirecektir.

Ahlâki Yanlışlar

Ergen başarısızlığının ikinci kategorisi hem ergen için hem de ebeveyn için çok daha yıkıcı bir özellik taşır. Bu benim ahlâki yanlışlar dediğim kategoridir. Bu yanlış, ergenin ailesinin senelerce bağlı yaşadığı ahlâki bir değeri yıkmasıyla ortaya çıkar. Çocukluğun ilk yıllarından itibaren ana babalar kendi ahlâk kurallarını çocuklarına iletmeye başlarlar. Ebeveynler ergenlik çağı boyunca çocuklarının ahlâk değerlerini sınayacağını bildikleri halde bunları kendi değerleriymiş gibi benimsemelerini beklerler. Aslında ana babaların bu beklentileri her zaman karşılanmaz.

Ergenler ahlâk değerlerini iki yolla yıkarlar: Bazıları ailenin ahlâk değerlerini bilinçli bir şekilde reddetmeyi seçip kendi ahlâk kurallarını oluşturmayı tercih ederler. Bazıları ise ailelerinin ahlâk sistemini kabul edip bunun getirilerini hayata geçirmezler. Bunların her ikisi de hem ergene hem de ebeveyne çok acı verir. Ana babalar çocukları onların yanlış olduğunu düşündüğü bir ahlâki karar verirse gerçekten çok üzülürler. Çocuklarının vermiş olduğu bu kararın ceremesini çekeceğini bilirler. Ergenler ise çoğu zaman bu durumda ebeveyninin kendisini kötü hissettiğini fark eder; acılarını hisseder ve belkide onlardan soğurlar.

Ahlâki yanlışların sonuçları ana babalarda çoğu zaman hayal kırıklığına neden olmaktadır. Çoğu ebeveyn kendilerine gizlice şu soruyu sormuştur: "Ergen kızım bana telefon açıp hamile olduğunu söylese ne yaparım? Ya da oğlum telefon edip kız arkadaşının hamile olduğunu söylese ne yaparım? (Daniel ve Micki'nin oğullarından aldığı mesajın aynısı) Ergen çocuğumun uyuşturucu kullandığını ya da sattığını öğrensem ne yaparım? Ergen çocuğum AİDS olduğunu ya da cinsel yolla bulaşan başka bir hastalık kaptığını söylese ne yaparım? Bir gün beni karakoldan arayıp çocuğumun hırsızlık ya da tecavüzden tutuklandığını söyleseler ne yaparım?" Bunlar aslında binlerce ebeveynin çocuklarının ergenlik yıllarında cevap vermek zorunda kalacağı sorulardır.


Işıldayan Safir 10-02-2012 07:45 PM

Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili
 
http://img-fotki.yandex.ru/get/4607/...a08_987c426a_L

ERGENİN AHLÂKİ YANLIŞLARINA YAPICI BİR BAKIŞ AÇISIYLA YAKLAŞMAK

Bu bölümün geri kalan sayfalarında size birçok ana babanın çocukları ahlâki yanlışlar yaptıklarında onlara yapıcı bir şekilde yaklaşabilmelerini sağlayan bazı pratik yollar önereceğim. Ergen çocuğumuzun yaptığı yanlışı ona şefkat göstermek ve onu düzeltmek için kullanırsak Rosemond'ın dediği gibi, "çocuğumuz yanlış yaptığında biz doğru davranıyoruz." demektir ve böylece çocuğumuzun karşısında iyi bir ana baba örneği oluşturmuş oluruz.

1. Kendinizi Suçlamayın

Ergen kızınıza ya da oğlunuza yardım etmeye başlamadan önce kendi tepkinize bir bakın. Çocukları bir yanlış yaptığında ebeveynlerin çoğunun tepkisi "Biz neyi yanlış yaptık?" diye sormak olmaktadır. Özellikle de son yıllarda doğru ana baba eğitimine fazla önem vermeye başlamış bir toplumda böyle bir soru sormak gayet mantıklıdır. Yine de birçok rehber kitapta ve doğru ana baba eğitiminin konu olduğu seminerlerde olumlu ana baba modelinin önemini hiçe saydık ve ergenin özgür olmak isteyebileceğini düşünemedik. Ergenler hem evin içinde hem de evin dışında seçim yapabilirler hatta yapacaklardır da. Bu seçimlerin de her zaman sonuçları olacaktır. Yanlış seçimler zararlı sonuçlar doğururken doğru seçimler olumlu meyveler verir.

Ana babalar yirmi dört saat çocuklarının yanında olup onların davranışlarını kontrol edemezler. Bunu kızınız 3 yaşındayken yapmış olabilirsiniz ama 13 yaşına geldiğinde yapamazsınız. Ne kadar korkutucu görünse de ergen çocuğunuza seçim yapabilmesi için özgürlük vermelisiniz. Seçimler ergenlik çağında çoğalır. Bu genelde gerekli ve sağlıklı bir süreçtirama ergenin hata yapma riskini de arttıran bir faktördür. Çocuklarının yaptığı hatalar için kendilerini suçlayan ebeveynler çocukları için doğru bir şey yapmış olmazlar. Önemli olan, ergenin bir konuda yanlış bir karar vermiş olmasıdır, sonuçlarına da katlanmak durumundadır. Ana baba suçu üzerine alırsa sorumluluğu ergenden almış olur. Ergen ise başka birinin kendi yanlısını üstlenmesinden dolayı çok mutlu olacaktır. Ergen yaptığı hatayı sizin üzerinize yükleyecek bir ortam yakalarsa yapmış olduğu bu hatadan hiçbir ders almayacak ve büyük olasılıkla aynı yanlışı gelecekte de yapacaktır.

Çocuklarının ahlâki konularda yaptıkları yanlışları üzerlerine alanlar önceki yıllarda iyi bir ana baba modeli oluşturmamış ana babalardır. Bu ana babalar kitaplar okumuş, seminerlere katılmış ve çocuk yetiştirme konusunda kimi temel kavramları ihlâl ettiklerini görmüşlerdir. Ben ebeveynlerin iyi birer ana baba olma sorumluluklarının olmadığını ifade etmeye çalışmıyorum. Söylemek istediğim, çocuğunuzunkilerden değil, kendi hatalarınızdan sorumlu olduğunuz. Geçmişteki çocuk yetiştirme biçiminizde önemli yanlışlıklar olduğunu görecek olursanız bunları Tanrı'ya ve çocuğunuza itiraf edin. İkisinden de sizi affetmesini bekleyin ama çocuğunuzun yanlış seçimleri için sorumluluk kabul etmeyin.

2. Ergene Vaaz Vermeyin

Hata yaptığında ergen zaten kendini suçlu hisseder. Ergenler yaptıkları hareketlerin ebeveynlerini nasıl yaralayacağını bilirler. Onlara öğretilmiş olan ahlâki değer yargılarına uymadıkları zaman bunun da farkındadırlar. Onlara bu konularda vaaz vermek gereksizdir. Bu bölümün başında tanıdığımız, gözyaşlarına boğulan baba Daniel'e, "Oğlunuz yarın üniversiteden döndüğünde ona söyleyeceğiniz ilk sözler kınama sözleri olmasın. Ona: 'Bunu neden yaptın? Bu sana yıllarca öğretmeye çalıştığımız şeylerin boşa çıktığını gösteriyor. Bunu bize nasıl yapabilirsin? Yüreğimizi parçaladığını biliyor musun? Her şeyi mahvettin. Bu kadar aptal olabileceğine inanmıyorum.' demeyin." dedim. "Kafanızdan ve kalbinizden bütün bu duygu ve düşünceler geçiyor olabilir ama oğlunuzun bu ağır sözleri duymasına gerek yok. O zaten bu düşünceleri aklından geçirmekte bu soruları kendisine sormakta. Eğer bu ifadelere başvurur, ona bu soruları sorarsanız kendini savunmaya geçebilir ve bu sorularla boğuşmayı kesebilir." Hata yapan bir ergenin işlediği suç üzerine kafa yorması gerekmektedir ve bu durumda da daha fazla aşağılanmaya ihtiyacı yoktur.

3. Hatasını Düzeltmeye Çalışmayın

Çoğu ebeveynin çocuklarının hataları karşısındaki doğal tepkisi o hatayı en aza indirmeye çalışmaktır. "Zarar kontrolü" çalışma biçimine girip ergeni korumaya çalışmak bence son derece yanlış bir davranıştır. Ergenin hatası yüzünden ortaya çıkacak doğal sonuçları engellemeye çalışırsanız ergenin olgunlaşmasını önlemiş olursunuz. Ergenler hayatın en zorlu derslerini hatalarının sonuçlarını yaşayarak öğrenmektedir. Ebeveynler bu sonuçları ortadan kaldırırlarsa ergen başka bir mesaj alır. Bu onun sorumsuzluğunu besleyecek olan bir mesajdır: "Yanlış yapabilirim, sonuçlarını başka birisi üstlenecektir." Böyle bir sonuca varmak, ergenin sorumluluk olgusunu öğrenmesini zorlaştırır.

Ergen çocuklarımızın vermiş oldukları yanlış kararlar sonucu acı çekmelerini seyretmenin ne kadar zor olduğunu biliyorum ama bu yanlış hareketlerinin sonuçlarını ortadan kaldırmak onların hayattaki en iyi öğretmenlerini yok etmekle eşdeğer bir davranıştır. Bir ebeveynin bana "Hayatımda yaptığım en zor şey çocuğumu demir parmaklıkların arkasında bırakıp hapishaneden çıkmaktı. Kefalet parasını ödeyip onu oradan çıkarabileceğimi biliyordum ama bunu yaptığım takdirde o gece yine uyuşturucu satacağından da emindim. Onun iyiliği için kendi yanlışının cezasını çekmesine göz yummayı tercih ettim. Geçmişe baktığımda bunun onun iyiliği için verdiğim en iyi karar olduğunu görüyorum." dediğini anımsıyorum.

Buraya kadar olumsuz başlıkları açıkladık: Kendinizi suçlamayın, ergene vaaz vermeyin ve onun hatasını düzeltmeye çalışmayın.


Işıldayan Safir 10-02-2012 07:45 PM

Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili
 

Şimdi olumlu başlıklara bir göz atalım.

4. Ergen Çocuğunuza Koşulsuz Sevgi Verin

Öncelikle çocuğunuza onu koşulsuz sevdiğinizi gösterin. Bu şu ana kadar söylediğimiz şeylerle çelişen bir davranış şekli değildir. Ergenin kendi yaptığı hatanın ceremesini çekmesine izin vermek başlı başına bir sevgi davranışıdır. Böyle davranarak ergenin yararını, yani sevginin özünü gözetmiş olursunuz. Yinede benim bu bölümde üzerinde durduğum şey ergenin sevgi ihtiyacının karşılanmasıdır. Burada da beş sevgi dilinin önemi çok açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Ergen çocuğunuzun sevgi dilini biliyorsanız diğer dördünü olabildiğince sık kullanmaya çalışmanızın bir yandan da onun temel sevgi dilini yüksek sesle konuşmanızın tam zamanıdır.

Ergenin ahlâki konularda yaptığı yanlışlar onun suçluluk duymasına yol açar. Bu duygular onu sizden uzaklaştırır... Böyle davranmasının nedeni kınamanızdan korkması olabilir... İdeal ebeveyn çocuğu nasıl bir yanlış yaparsa yapsın ona sevgisini sunacaktır. Daniel ve Micki bana daha sonra oğulları eve döndüğünde onu kapıd akarşıladıklarını ve gözyaşları içinde oğullarına sarılıp "Seni seviyoruz." dediklerini anlattılar. Daha sonra birlikte oturduklarını, oğullarının bir hata yaptığını itiraf ettiğini ve onlardan af dilediğini söylediler. Koşulsuz sevgi insanların birbirleriyle açık bir diyalog kurması için uygun bir zemin hazırlar.

Ergenin nasıl bir yanlış yaparsa yapsın ona inanan birisinin hâlâ olduğunu, hâlâ ona değer verildiğini ve bağışlamaya hazır birinin var olduğunu bilmeye ihtiyacı vardır. Ergen, ana babasının kendisini sevdiğini hissederse yaptığı yanlışla yüzleşmeye daha yatkın olur ve bu yanlışın sonuçlarını hakkettiğini kabul eder ve bu deneyimden olumlu bir şeyler öğrenmeye çalışır.

5. Ergen Çocuğunuzu Dinlerken Kendinizi Onun Yerine Koyun

Bunun vaaz verme zamanı olmadığını daha önce de belirtmiştik. Burada karşınızdakini onunla empati kurarak dinlemelisiniz. Empati kendinizi başka bir kişinin yerine koymanız anlamına gelir. Ebeveynler kendilerini ergenlerin yerine koymalı ve çocuğun o an hissettiği şeylerin yanında onu o hatayı yapmaya iten nedenleri de anlamaya çalışmalıdır. Ergen ana babasının kendisini anlamaya çalıştığını ve duygularıyla özdeşleşme çabası içinde olduğunu hissederse konuşmaya devam etme cesaretini bulacaktır. Öte yandan eğer ergen ana babasının kendisini yargılayıcı bir tavırla dinlediğini ve hareketlerinin kınanacağını hissederse konuşması kısa sürecek ve ailesinin yanından kendini reddedilmiş hissederek ve sevgisiz bir şekilde ayrılacaktır.

Karşısındakiyle empati kurularak yapılan dinlemenin değeri, "Sen şimdi o zaman böyle hissettiğini mi söylüyorsun? Bizim anlamayacağımızı düşündüğünü mü söylüyorsun? Yani söylemeye çalıştığın bu mu?" gibi yansıtıcı sorularla daha da artacaktır. Bu tip yansıtıcı sorular ergenin duygularına ve düşüncelerine açıklık getirmesine olanak sağlar ve ana babanın da onu anlamasını sağlar. Empati kurarak karşısındakini dinleyen ebeveyn ergene gerçekten yardım edebileceği bir ortam oluşturulması için gerekli anlayışı kazanır.

6. Ergene Destek Olun

Ergenin duygu ve düşüncelerini dinledikten ve anladıktan sonra ona duygusal destek vermeniz gerekmektedir. Onun, yaptığı şeyi onaylamadığınızı ve bunun sonuçlarını üzerinize alamayacağınızı ama o yanlışının cezasını öderken bu süreçte yanında olduğunuzu bilmesini sağlayın.

Ergenin bir konuda yanlış bir şey yapmış olsa da hayatta yalnız olmadığını bilmeye ihtiyacı vardır. Birileri onun acısını ve yaşadığı zorluğu onunla paylaşacak kadar ergenle ilgilenmektedir ve ergenin de bunu duymaya ihtiyacı vardır.

7. Ergene Yol Gösterin

Ergene yol gösterin. Sözünü ettiğim onu manipüle etmek değil. Her şeyi kontrol altında tutmaya eğilimli ana babalar çocukları ahlâki bir hata yapmışsa genelde onun davranışlarını kontrol etmeye çalışırlar. Ebeveyn neyin yapılması gerektiğine karar verip ergeni o şeyi yapmaya inandırmaya çalışırsa bunun adı yol gösterme değil yönlendirme olur. Ergene yol göstermek demek onun konu üzerinde düşünmesine ve yapmış olduğu ahlâki hatanın cezasını çekerken akıllıca kararlar almasına yardım etmek demektir.

Ebeveynler çocuklarının duygu, düşünce ve isteklerini ciddiye almalı, bunları önemsiz konular olarak görmemelidir. Çünkü ergenin ahlâki bir hata yapmış olması ebeveyninin onun yerine kararlar almaya başlaması anlamına gelmez. Ergen bu durumla başa çıkabilme özgürlüğüne sahip olmadan ve bu noktadan hangi yöne sapacağına karar veremeden sorumluluk sahibi bir yetişkin olamaz.

Ebeveynlerin çocuklarına rehberlik edebilecekleri bir yol, ergenin kendi düşüncelerini mantıklı sonuçlar alacak şekilde değerlendirmesine yardım etmektir... Çocuklarına kılavuzluk etmeyi öğrenen ebeveynler çocuklarının kararlarını olumlu yönde etkilemeye devam edeceklerdir. Ancak, çocuklarının fikirlerini anında yargılayan ve dogmatik ifadeler kullanan ebeveynlerar alarındaki iletişimin akışını durduracak ve çocuklarının öğüt almak için başkalarını seçmelerine neden olacaklardır. Ergen ana babanın "ben her şeyi bilirim" tavrına karşı savunmacı bir tepki geliştirip kendisi için yanlış birkarar bile verebilir.

Bazı ana babalar için bu şekilde rehberlik yapmak zordur. Çocuklarımıza kendi düşüncelerimizi söylemek ve fikirlerinin doğruluğu ya da saçmalığı hakkında dogmatik yaklaşımlar sergilemek çok daha kolaydır. Bu, ergenin karar verme yeteneğini geliştirmesine yardımcı olmaz. Onun emre değil öğüde ihtiyacı vardır. Ona yol göstermenin başka bir yolu da kendi fikirlerinizi olasılıklar olarak sunmaktır. "Olası bir yaklaşım mesela ... olabilir." demek "Bence sen ... yapmalısın." demekten çok daha iyidir. Unutmayın, ergen yapmış olduğu ahlâki hatanın dışında hâlâ bağımsızlık ve özbenliğini geliştirmeye çalışmak istemektedir. Ebeveynler çocuklarının yaptıkları hatadan ders almayı öğrenmelerine yardımcı olarak ergenlik çağının bu temel motifini unutmamalıdırlar. Siz ergen çocuğunuzun görmediği olasılıkları görebilirsiniz. Olasılıkları onunla "yapılması gerekenler" şeklinde paylaşmazsanız çocuğunuz sizin kavrayışınızdan kendisine de pay çıkaracaktır. Eğer bu yaklaşım size zor geliyorsa o zaman fikirlerinizi normalde nasıl ifade ediyorsanız o şekilde bir kâğıda yazabilirsiniz. Daha sonra geri dönüp onları değiştirebilir ve zorunlu şeyler yerine olasılıklar olarak tekrar ifade edebilirsiniz...

Rehberlik etmek emir vermekten çok daha zor olmasına rağmen bir ergenin sorumlu kararlar almayı öğrenmesine yardım etmenin en etkili yoludur. Bütün konuşmaların ardından ergen çocuğunuzun sizin zararlı olduğuna inandığınız ve durumu daha da kötüleştirecek bir karar verdiğini görecek olursanız o zamanda ona emir vermek yerine öğüt vererek rehberlik etmeye devam edebilirsiniz. Konu ergen çocuğunuzun özerk bir birey olduğunun bilincinde olmak ve kendi kararlarını verebileceğine inanmaktır. Böyle bir durumda anne veya baba "Brad ben bunun kesinlikle kendi kararın olmasını istiyorum, çünkü bu kararın sonuçlarıyla yaşayacak olan kişi sen olacaksın. Ama eğer bu kararı alırsan seninle bu konu hakkında duyduğumkorkuları paylaşmak istiyorum." diyebilir ve korkularını ergenle paylaştıktan sonra devam edebilir: "İşte nedenlerden ötürü başka bir karar almanın daha iyi olacağını düşünüyorum." Sonra da çocuğuyla fikirlerini paylaşabilir. Siz ne karar verme sorumluluğunu onun omuzlarından almış ne de haddiniz olmadan ondan sizin isteğinizi yerine getirmesini istemiş olursunuz. Bunun yerine kendi duygu ve düşüncelerinizi onun yararlanacağı bir şekilde sunmuş olursunuz.

Sonuçta eğer ergen sizin doğru bulmadığınız bir karar alırsa onun vermiş olduğu bu kararın doğal sonuçlarını çekmesine izin vermelisiniz. Bu sonuçlar olumsuz olgulara dönüşürse ve ergen yeniden bir hata yaparsa siz onun hayatını kontrol edemeyeceğiniz gerçeğini aklınızda tutarak yukarıda anlatılan süreci tekrar edersiniz. Sorumluluk sahibi bir ebeveyn olmanın yolu, çocuğunuza yaptığı hatalardan ders almasında da yardımcı olmaktan geçer.


Işıldayan Safir 07-07-2012 09:13 PM

Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili
 
http://img-fotki.yandex.ru/get/4607/...a08_987c426a_L

ERGENİN ALKOL VE UYUŞTURUCU KONUSUNDA DÜŞTÜĞÜ HATALAR

Uyuşturucu ve alkol kullanımı toplumda büyük bir sorun oluşturmaktadır. Bu alanda hata yapan ergenlere yardımcı olmak konusunda ebeveynlere bir çift laf etmenin gerekli olduğunu düşünüyorum. Ama sırada önce bunu önlemek için yapılması gerekenler var. Ana babaların yapacağı en iyi şey, ergenlik yıllarında çocuklarının sigara, alkol ve uyuşturucudan uzak durmalarını sağlamak ve 12 ile bu bölümde ele alınan, ergenin yaptığı seçimlerin sonuçlarına katlanmasına izin verme konusunu uygulamak olmalıdır. Bir aile toplantısında Jack ve Sarah 13 yaşındaki oğullarına artık ergen bir çocuk olduğuna göre arkadaşlarının onu sigara ve içki içmeye ve uyuşturucu madde kullanmaya teşvik edeceğini bildiklerini söylediler. "Bir ergen olduğuna göre artık bu konular hakkında bilgili bir vatandaş olacak kadar büyüdün demektir. Bundan dolayı bir aile olarak yapacağımız ilk şey bölge hastanesinde sigara içmenin zararlarının anlatıldığı bir seminere katılmak olacak." Sonra Jack ekledi: "Annen ve ben arkadaşların seni sigara içmeye teşvik etmeden önce senin bu konu hakkındaki gerçekleri bilmeni istiyoruz."

Ergenlerin birçoğu böyle bir fırsat karşısında olumlu tepki verecek ve sigara yüzünden hastalanmış akciğer röntgenlerini gördükten sonra da sigara içmemeyi tercih edeceklerdir. İdeal bir ebeveyn olarak çevrenizde bulunan kurslara katılıp, kütüphaneden aldığınız, yerel hastanenizin ruhsal sağlık bölümünden temin ettiğiniz kitap ya da kitapçıklar üzerinden alkol ve uyuşturucunun zararlı etkilerini tartışarak alkol ve uyuşturucuya da aynı mantıkla yaklaşabilirsiniz.

Alkol ve uyuşturucunun zararlı etkileri hakkında çocuğunuza bilgi verirseniz bu bilgi onu arkadaşları tarafından alkol almaya veya uyuşturucu kullanmaya zorlanmadan önce doğru bir karar almaya itebilir. Ergene böyle yapıcı bir bilgi sunduktan sonra gazetelerden düzenli olarak sarhoş şoförlerce öldürülen genç insanların konu olduğu yazılar kesebilirsiniz. Ergen çocuğunuzu yerel kurtarma kuruluşuna götürüp orada hayatı alkol ve uyuşturucuyla mahvolmuş insanlarla bir yemek yiyip sohbet etmesini sağlayabilirsiniz. Böyle yaparak ona alkol ve uyuşturucunun televizyonlarda asla göremeyeceği diğer yüzünü göstermiş olursunuz.

Onunla ayrıca reklamların alkol ve uyuşturucunun tek bir yüzünü göstererek insanları sömürmeye çalıştığı hakkında da konuşabilirsiniz. Ergen çocuğunuz eğer reklamların onu ve diğer genç insanları sömürme çabasında olduğunu görmeye başlayabilirse TV reklamlarına ve bu konuda ona baskı yapan arkadaşlarına olumsuz tepki verebilir. Bu, bence ana babaların ergenleri bu tür alışkanlıklardan caydırmak için kullanacakları en iyi yöntemdir. Ancak eğer ergen kızınız ya da oğlunuz 13 yaşındayken bir aile toplantısı düzenlemezseniz ve o 15 yaşına geldiğinde sigaradan uzak durmak yerine sigara içtiğini görürseniz bir gün bırakacağını ümit ederek bunu bilmezden gelmek ya da çekmecelerinde bulduğunuz sigaraları atmak yerine ona bunu bildiğinizi belli etmek ve şöyle söylemek çok daha iyidir: "Sanırım senin sigara içmeni istemeyişimin içten bir istek olduğunu biliyorsun. Bunun sebebi de sigaranın sağlığa son derece zararlı olması. Ama bu kararı senin adına benim veremeyeceğimi biliyorum. Evde sigara içmemeni sağlayabilirim ama evin dışındayken hareketlerini kontrol edemem. Eğer sigara içmeye devam edeceksen senin bilinçli bir içici olmanı istiyorum. Bunun için de senden bölgedeki hastanede sigara içen insanları ne gibi tehlikeler beklediğinin anlatıldığı bir seminere katılmanı isteyeceğim. Seni bu kursa gitmen için zorlayamam, biliyorum ama sağlığınla yakından ilgilendiğim için bu seminerlere katılman konusunda ısrarcı olacağım."

Ergen bu kursa katılırsa kendisi için bilinçli bir tercih yapabilecektir. Ergenlerin çoğu gerçekleri öğrendiklerinde sigara içmekten vazgeçecektir. Bununla birlikte ergenler bu tür seminerlere katılmayı reddederlerse ebeveynin yapacağı iki şey vardır. Birincisi ergenin evde sigara içmemesini sağlamaktır.(Ailenin diğer üyelerine de evde sigara içmenin ne kadar tehlikeli olduğunu söylemekten çekinmeyin.) İkinci olarak da ergen seminere katılana kadar onun işbirliğini sağlamak üzere bütün izinlerine kısıtlama getirebilirler. Burada da ergenin bir şey yapmasını siz sağlamıyorsunuz; ona özgürlük ve sorumluluğun bir arada gittiğini gösteriyorsunuz. Çocuğunuz seminere katılana kadar izin haklarını eldeedemeyecektir. Madde belki tütün değildir de alkol ya da uyuşturucudur. Alkol ve uyuşturucu, kullanana zarar vermekle kalmaz, onun hayatını mahveder ve ikisi de kullanıcının çevresindeki insanların hayatlarına da zarar verir.

Ergen çocuğunuz bir bağımlıysa o zaman profesyonel yardıma ihtiyacınız var demektir. Size bu iki adımı şiddetle tavsiye ediyorum: İlki, çocukları alkol ya da uyuşturucu bağımlısı ebeveynlere yardımcı olacak ulusal kuruluşları öğrenerek buralardan yardım istemeniz. İkincisi ise bir danışmana gitmeniz. Ana babaların bağımlı çocuklarıyla ilişki kurmalarına ve doğru kararlar alabilmelerine yardımcı olabilecek, konusunda uzman bir danışman bulun. Ana babalar buna tek başlarına göğüs geremezler. Bağımlı ergenlerle çalışma konusunda deneyimli kişilerin bilgisine ihtiyaçları vardır. Ebeveynlere bu konuda yardımcı olabilecek programlar vardır. Bunlar incelemeye değer programlardır, fakat bu süreçte doğru kararlar alabilmenize yardımcı olabilecek bir profesyonelin fikirlerine de ihtiyacınız olacaktır. Bağımlı ergen ebeveynleri birilerinden yardım almazlarsa ergen çocuklarına da yardım edemezler.



WEZ Format +3. Şuan Saat: 09:00 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.