Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Üyelerin Değişim Günlükleri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/uyelerin-degisim-gunlukleri/)
-   -   Sevgili Günlüğüm (http://www.hayatimdegisti.com/forum/uyelerin-degisim-gunlukleri/622837-sevgili-gunlugum.html)

Işıklı yol 23-05-2013 03:37 PM

Cevap: Sevgili Günlüğüm
 
Alıntı:

annie hall Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 841446)
Sağolasın Işık abla valla özlemişim senin bu yorumları :) Mezun olma telaşı bi yandan, finaller bi yandan, eşyaları toparlıyorum bi yandan... Çok giremedim o yüzden. Aklımdaydınız ama. Öptüm çok çok.

Hmmm bende seni özledim, aradım seni. Umarım her şey en güzeliyle yoluna girer. actionsmilegirlhaha

nefes_almak 23-05-2013 09:09 PM

Cevap: Sevgili Günlüğüm
 
Alıntı:

annie hall Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 841437)
İlk başlarda yazdığım, düşündüğüm kadar karamsar değilim şuan mesleğim konusunda. Açıkcası önceden hayallerime, mutluluğa ulaşmak için bi engelmiş gibi davranıyodum edindiğim bu mesleğe. Ama sonradan düşündüm ki istediğim bölümü (resim) okumadan önce biraz birikim yapmak için çalışmam lazım. Diğer üniversiteli gençler gibi kafelerde az bi maaşa çok zor şartlar altında çalışmaktansa hastanede doğru dürüst bi maaşa hemşirelik yaparım daha iyi. Onun için artık "öcü" gibi bakmıyorum bu mesleğe :) Bu şekilde düşününce kendime eziyet etmeyi de bıraktım. Teşekkür ederim yardımlarınız ve güzel sözleriniz için.
Bi de bişey farkettim. Ben resmen mutlu olmaktan korkuyorum. Sızlanıp, şikayet etmekten daha bi haz alıyorum. Bi türlü kendi içime o "memnuniyet duygusu"nu yerleştiremiyorum. Sanki mutluluk bu hayatta ulaşılması gereken bi hedef ve ben bu hedefe ulaşırsam başka bi hedefim kalmicak, boşlukta hissedicem kendimi gibi geliyo heralde. Ya da bilemiyorum işte... Bu huyumdan yakın zamanda kurtulurum umarım.

mesleğin konusunda daha pozitif düşünüyor olman sevindirici bir gelişme :) belki önceden öcü gibi görmen ve şimdi ise "o kadar da değil" dedirten fark, zaman farkı olabilir. eskiden sadece bir öğrenciydin ve belki o yüzden mesleğini sevmiyor ve ciddiye almıyordun olabilir. şimdi ise mezun olmak üzeresin ve artık gerçekten meslek olarak yapma aşamasına geldin. şartlar değişince ve zaman geçtikte düşünceler değişiyor tabi :) bir de zaman geçtikçe insan daha mantıklı düşünüp karar veriyor. insan eskiden insan "zevk" odaklıyken sonraları "güven ve konfor" odaklı oluyor ve tutarlılık, süreklilik gibi şeyler aramaya başlıyoruz :)
sadece meslek değil her konuda böyle aslında. zamanla duygular daha geri planda kalıyor ve mantık devreye giriyor. çünkü yaşamın sürekliliğini sağlamak herşeyin önüne geçiyor bir süre sonra :)

annie hall 24-05-2013 05:46 PM

Cevap: Sevgili Günlüğüm
 
Alıntı:

nefes_almak Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 841479)
mesleğin konusunda daha pozitif düşünüyor olman sevindirici bir gelişme :) belki önceden öcü gibi görmen ve şimdi ise "o kadar da değil" dedirten fark, zaman farkı olabilir. eskiden sadece bir öğrenciydin ve belki o yüzden mesleğini sevmiyor ve ciddiye almıyordun olabilir. şimdi ise mezun olmak üzeresin ve artık gerçekten meslek olarak yapma aşamasına geldin. şartlar değişince ve zaman geçtikte düşünceler değişiyor tabi :) bir de zaman geçtikçe insan daha mantıklı düşünüp karar veriyor. insan eskiden insan "zevk" odaklıyken sonraları "güven ve konfor" odaklı oluyor ve tutarlılık, süreklilik gibi şeyler aramaya başlıyoruz :)
sadece meslek değil her konuda böyle aslında. zamanla duygular daha geri planda kalıyor ve mantık devreye giriyor. çünkü yaşamın sürekliliğini sağlamak herşeyin önüne geçiyor bir süre sonra :)

Hiç unutmuyorum lisede bi hocam beni kenara çekip "Sen hemşireliği sevmiyosun, bunu kabul et ve yol yakınken dön bu yoldan." demişti. Ama sonuçta yaşım küçüktü, aileden destek alamayınca cesaret edemedim yeni bi yola başlamaya. Gittiğim yolda da hiç mutlu değildim ama çözümüm ne bilemiyodum. Ne kadar çaresiz ve umutsuzdum. "Yakında haftanın 243243 saati deliler gibi çalışan, ayakta durmaktan varisleri çıkmış, göz altları çökmüş, suratsız hemşirelerden olucam" diye düşünüp, ağlardım hep girlhaha Ama ben vallahi bu siteden umut etmenin nasıl bişey olduğunu öğrendim. Artık daha güçlüyüm ve istediğim hayatı yaşayabiliceğimi biliyorum. O düşlediğim hayata layık olduğumu da biliyorum. İşler yoluna girmeye başladı. Güzel haberler vericiim yakın zamanda umarım şekerler y789

Işıklı yol 24-05-2013 05:52 PM

Cevap: Sevgili Günlüğüm
 
süpersin ne deyim. Harikasın bide hatta:))

nefes_almak 24-05-2013 08:02 PM

Cevap: Sevgili Günlüğüm
 
Alıntı:

annie hall Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 841518)
Hiç unutmuyorum lisede bi hocam beni kenara çekip "Sen hemşireliği sevmiyosun, bunu kabul et ve yol yakınken dön bu yoldan." demişti. Ama sonuçta yaşım küçüktü, aileden destek alamayınca cesaret edemedim yeni bi yola başlamaya. Gittiğim yolda da hiç mutlu değildim ama çözümüm ne bilemiyodum. Ne kadar çaresiz ve umutsuzdum. "Yakında haftanın 243243 saati deliler gibi çalışan, ayakta durmaktan varisleri çıkmış, göz altları çökmüş, suratsız hemşirelerden olucam" diye düşünüp, ağlardım hep girlhaha Ama ben vallahi bu siteden umut etmenin nasıl bişey olduğunu öğrendim. Artık daha güçlüyüm ve istediğim hayatı yaşayabiliceğimi biliyorum. O düşlediğim hayata layık olduğumu da biliyorum. İşler yoluna girmeye başladı. Güzel haberler vericiim yakın zamanda umarım şekerler y789

senin aslında zaten ilkbaharı andıran bir kişilik yapın var. ilkbaharda sevinçle uçuşan hayat dolu narin bir kelebeğe benzetiyorum ben seni :)blissy
yazdığın herşeyden anlaşılıyor bu zaten. birazcık morale ve desteğe ihtiyacın varmış senin. çok da aşırı birşeye ihtiyacın yokmuş.buradaki ufak destekler bile sende ne güzel değişimlere yolaçtı. merakla devamını bekliyorum s456

Işıklı yol 24-05-2013 08:43 PM

Cevap: Sevgili Günlüğüm
 
ne güzel bir ile olduk biz :) Maşallah bize956k

annie hall 25-05-2013 11:21 AM

Cevap: Sevgili Günlüğüm
 
Alıntı:

nefes_almak Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 841529)
senin aslında zaten ilkbaharı andıran bir kişilik yapın var. ilkbaharda sevinçle uçuşan hayat dolu narin bir kelebeğe benzetiyorum ben seni :)blissy
yazdığın herşeyden anlaşılıyor bu zaten. birazcık morale ve desteğe ihtiyacın varmış senin. çok da aşırı birşeye ihtiyacın yokmuş.buradaki ufak destekler bile sende ne güzel değişimlere yolaçtı. merakla devamını bekliyorum s456

Ne güzel sözler bunlar aman allahım :) İşte insan kendini bazen çürümüş ve solmuş sonbahar gibi hissediyo bazen de cıvıl cıvıl mis kokulu ilkbahar gibi. Burda duyduğum güzel sözler beni cesaretlendirdi. Çok isteyip asla yapamam dediğim şeyler için şimdi "neden yapamayayımki?" diyorum. Bunun için ne kadar teşekkür etsem azdır cat3500

annie hall 26-08-2013 04:34 PM

Cevap: Sevgili Günlüğüm
 
Uzuuunca bi aradan sonra, aşkta hissedilen "sahip olma, elde etme" içgüdüsünü anlatan güzel bi hikayeyle sevgili forumuma merhaba demek istiyorum günlükcüğüm :)

...Bir zamanlar parlak tüyleri, rengarenk kanatları olan bir kuş varmış. Bakanları neşeye boğarak göklerde özgürce uçmak için yaratılmış bir hayvanmış.
Günün birinde kadının biri bu kuşu görüp ona kapılmış. Ağzı hayranlıktan bir karış açılmış olarak, kalbi deli gibi çarparak, gözleri heyecandan parlayarak kuşun uçuşunu seyretmiş. Kuş, onu yanına çağırmış ve ikisi birlikte nefis bir uyumla uçmuşlar. Kadın kuşa tapıyor, onu kutsal sayıyor, yüceltiyormuş.
Ama günün birinde düşünmüş kadın: "Belki de uzak dağları keşfetmek ister?" Korkuya kapılmış. Aynı duyguları başka bir kuşla yaşayamayacağından korkmuş. Ve kıskanmış -kuşun uçabilme yeteneğini kıskanmış.
Kendini yalnız hissetmiş.
"Ona bir tuzak kurayım."diye geçirmiş içinden. "Bir dahaki sefer, kuş tekrar gelirse artık gidemesin."
Kadın kadar aşık olan kuş, ertesi gün tekrar sevgilisini görmeye gelmiş. Ne varki tuzağa düşmüş ve bir kafese hapsedilmiş.

Kadın her gün gelip kuşu seyrediyormuş. Vurgunmuş ona ve onu gösterdiği arkadaşları "Ne şanslı bir insansın!" diye haykırıyorlarmış. Ne varki, tuhaf bir değişim baş göstermiş; artık sahibi olduğundan, kalbini çalmasına ihtiyaç kalmadığından, kadının kuşa olan ilgisi sönmüş. Uçamayan, hayatının anlamını dile getiremeyen hayvancık sararıp soluyor, parlaklığını yitiriyor, çirkinleşiyormuş-ve kadın da karnını doyurup kafesini temizlemekle yetiniyormuş.
Günlerden bir gün kuş ölmüş. Kadın son derece üzülmüş buna ve o andan itibaren onu aklından çıkaramamış. Ama kafesi hatırlamıyormuş bile; onu ilk kez, mutluluk içinde bulutlarla yarışırken gördüğü gün varmış sadece zihninde.
Kendini iyice dinlese, kuşun onu heyecanlandıan tarafının dış görünüşü değil, özgürlüğü, hareket eden kanatlarının enerjisi olduğunu farkedermiş.
Kuşun yokluğunda, hayatı da anlamını yitirmiş ve ecel kapıyı çalmış.
"Niye geldin?" diye sormuş kadın, ölüme.
"Tekrar onunla birlikte göklerde uçabilesin diye." diye karşılık vermiş ölüm.. "Her seferinde gidip gelmesine izin versen, ona olan sevgin ve hayranlığın iyice artardı, ancak şimdi, ona kavuşabilmek için bana muhtaçsın."

nefes_almak 27-08-2013 07:25 PM

Cevap: Sevgili Günlüğüm
 
Alıntı:

annie hall Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 846107)
Uzuuunca bi aradan sonra, aşkta hissedilen "sahip olma, elde etme" içgüdüsünü anlatan güzel bi hikayeyle sevgili forumuma merhaba demek istiyorum günlükcüğüm :)

...Bir zamanlar parlak tüyleri, rengarenk kanatları olan bir kuş varmış. Bakanları neşeye boğarak göklerde özgürce uçmak için yaratılmış bir hayvanmış.
Günün birinde kadının biri bu kuşu görüp ona kapılmış. Ağzı hayranlıktan bir karış açılmış olarak, kalbi deli gibi çarparak, gözleri heyecandan parlayarak kuşun uçuşunu seyretmiş. Kuş, onu yanına çağırmış ve ikisi birlikte nefis bir uyumla uçmuşlar. Kadın kuşa tapıyor, onu kutsal sayıyor, yüceltiyormuş.
Ama günün birinde düşünmüş kadın: "Belki de uzak dağları keşfetmek ister?" Korkuya kapılmış. Aynı duyguları başka bir kuşla yaşayamayacağından korkmuş. Ve kıskanmış -kuşun uçabilme yeteneğini kıskanmış.
Kendini yalnız hissetmiş.
"Ona bir tuzak kurayım."diye geçirmiş içinden. "Bir dahaki sefer, kuş tekrar gelirse artık gidemesin."
Kadın kadar aşık olan kuş, ertesi gün tekrar sevgilisini görmeye gelmiş. Ne varki tuzağa düşmüş ve bir kafese hapsedilmiş.

Kadın her gün gelip kuşu seyrediyormuş. Vurgunmuş ona ve onu gösterdiği arkadaşları "Ne şanslı bir insansın!" diye haykırıyorlarmış. Ne varki, tuhaf bir değişim baş göstermiş; artık sahibi olduğundan, kalbini çalmasına ihtiyaç kalmadığından, kadının kuşa olan ilgisi sönmüş. Uçamayan, hayatının anlamını dile getiremeyen hayvancık sararıp soluyor, parlaklığını yitiriyor, çirkinleşiyormuş-ve kadın da karnını doyurup kafesini temizlemekle yetiniyormuş.
Günlerden bir gün kuş ölmüş. Kadın son derece üzülmüş buna ve o andan itibaren onu aklından çıkaramamış. Ama kafesi hatırlamıyormuş bile; onu ilk kez, mutluluk içinde bulutlarla yarışırken gördüğü gün varmış sadece zihninde.
Kendini iyice dinlese, kuşun onu heyecanlandıan tarafının dış görünüşü değil, özgürlüğü, hareket eden kanatlarının enerjisi olduğunu farkedermiş.
Kuşun yokluğunda, hayatı da anlamını yitirmiş ve ecel kapıyı çalmış.
"Niye geldin?" diye sormuş kadın, ölüme.
"Tekrar onunla birlikte göklerde uçabilesin diye." diye karşılık vermiş ölüm.. "Her seferinde gidip gelmesine izin versen, ona olan sevgin ve hayranlığın iyice artardı, ancak şimdi, ona kavuşabilmek için bana muhtaçsın."

Tekrar hoşgeldin canım özlettin kendini :)
hikaye çok güzelmiş gerçekten. ve benim kendimce çıkardığım ders şu oldu ; birşeye olan hayranlığımız o şeyin (veya kişinin) doğal hali ve doğal seyrinde yaptığı şeyler ve o halindeki görünüşü. ve şartlar değişip de bu doğal seyir bozulduğunda ve kısıtlandığında o mükemmellik de sona eriyor. bizim ona duyduğumuz hayranlığımız da.
çünkü o hayran olunan mükemmelik onun serbest olmasına bağlı bir durum. bu ortadan kalkınca geriye birşey kalmıyor. 1-1 = 0 oluyor.


WEZ Format +3. Şuan Saat: 03:14 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.