![]() |
centin degişim aşamaları sapkal89 |
Ynt: centin degişim aşamaları http://img110.yukle.tc/images/19111c...a9713b0kd3.gif günlüğün hayırlı olsun ablam sevindirici gelişmelerini takip edicem, ve gelişmelerin herkese faydalı olduğu kesin ..birbirimize örnek ve ümit oluyoruz...yazmaya karar verdiğin için teşekkür edrim..saygılı sevgiler |
Ynt: centin degişim aşamaları gerçekten yeni üyeler için faydalı bu şekilde yazmış olmanız...kendi adıma teşekkür ederim.. hala devam ediyor musunuz dinlemeye..programnınız nasıl scriptlerden bahsediyorum.. sevgiler... |
Ynt: centin degişim aşamaları canım benim öncelikle günlüğün hayırlı uğurlu ve yararlı olsun.. ark5 en popüler günlüklerden biri olacağa benzer bu gidişle.. thumbsanim yüreğine sağlık her aşamanı bizlerle bu kadar canı gönülden paylaştığın için.. http://img74.imageshack.us/img74/737...c5uqph4wm1.gif eşin ile ilgili güzel gelişmelere çok sevindim.. dilerim bunun gibi nice güzel haberleri mutlulukla paylaşırsın bizimle.. http://img207.imageshack.us/img207/7...s319qn7jx1.gif ben şimdiden tebrik ediyorum.. bereket kapılarınız açıldı.. doyasıya tadını çıkarın.. ttli3 rüyan da hayr olsun.. çok güzel bir rüya.. http://img173.imageshack.us/img173/1...23nc0ig4sk.gif rehberliğini iste rüyalarının daha net ve daha anlaşılır mesajlar ile gelsinler sana.. uykulusmile sende ki bilgi birikimi çok net hissediliyor zaten canım.. ve damla damla akmaya başladı bizlere.. çok kısa bir süre sonra şelaleler gibi çağlayacağının sinyalleri bu.. http://storage.msn.com/x1pxOYwqu4SjF...x_0XCLMu70cJki suçluluk duygularından özgürleştikçe baskı altında tıttuğun kontrol duygunun gevşemesi gayet normal.. bu arada yaptığın kısa süreli olacak tembellikleri dert etme.. her şeyi yeteri kadar düzen içerisinde tutmaya alışacaksın.. sevincli sevgiler.. hismiley |
Ynt: centin degişim aşamaları hissettiğim duygunun güzelliğini anlatmaya beğenmek veya benzeri tüm kelimeler tarifinde kifayetsiz kalır canımm dilerim senin bana yaşattığın bu ruhsal mutluğun milyonlarca kat fazlasını sende doyasıya yaşarsın.. gözümde yaşlar ile yazıyorum bu satırları.. bunlar gerçekten mutluluğun dışa vurumu.. bil ne kadar çok derinlere ulaştı satırların diye verdim detayları.. ark5 şiirini aldım yüreğime sakladım.. benim güllerim senin güllerinin yürekteki yansımasıdır kuzum.. http://www.papisss.com/papforum/down...61b2f6771855be nasıl teşekkür edeceğimi bilmez bir halde kaldım yine.. utananadam http://www.simliresim.com/simli_resim/flowers/11.gif kiss3 resim ekleme konusuna gelince o kadar kolay ki.. aşağıda vereceğim linki incele canım.. olmassa haber ver daha detaylı anlatırım.. pc05 http://www.hayatimdegisti.com/forum/...r-t3007.0.html |
Ynt: centin degişim aşamaları sevgili cent, çok güzel yazmışsın ,açıklamışsın yaptığın programı.. benim bugün bir kafa dağınıklığı halim var ,aslında yazmak istiyorum ama,iki kelimeyi toplayamadım..bende günlüğümde yazmaya başladım kendimi.. benim tereddütüm manik depresif olduğumdan acaba olumsuzluk olur mu ?yani atak olur mu ?aslında bu her daim bir korku bende,benim gibi insanlarda.. ve yakamı bırakmayan geçmişten kurtulmak tek ümidim.. benbu hafta ego güç,suçluluk ve daha az oranda kendine güven dinliyorum.. sevgiyle kal, görüşmek üzere.. hismiley |
Ynt: centin degişim aşamaları Sevgili cent, günlüğün hayırlı olsun deneyimlerini bizimle paylaştığın için sağol.Hayatındaki olumlu gelişmelerin devamlı olur inşallah. smiliyface |
Ynt: centin degişim aşamaları Bende sana katılıyorum yıllarca Allahtan sabır diledim.Allahta bana sabır verdi .Ama artık Allah'tan bolluk ,bereket ,sağlık,mutluluk ve huzur diliyorum.Hayatımızın büyük bölümünü böyle dayatmalarla geçirmişiz aman kızım sabret lafını okadar çok duydumki ks3geldi.Şimdi sabrımı kendimi değiştirmekte kulanıyorum. kiss3 |
Ynt: centin degişim aşamaları Bana da sözlerini önemsediğim bir arkadaşım, allahtan sabır istemek aynı zamanda zorluk istemektir ki ona sabredesin, selamet istedemişti..bende o günden beri sabır ver diye dua etmem... afiyet selamet aynı ifadeler gibi... gerçekten kelimeleri kullanırken dikkat etmek gerek.. sevgiler güzel arkadaşlarım ... |
Ynt: centin degişim aşamaları İletişimde Özgüven ve Motivasyon İletişim kurma yeteneğimiz ve iletişim becerimizi geliştirmede öncelikle kendimizle iletişimi,öz kişisel iletişimi gerçekleştirmeliyiz. Kendimizle olan iletişimde; özgüvenimiz ve motivasyonumuz temeldir. Kendimize güven duymalı,inanmalı ve önemli hissetmeliyiz,olumsuz düşüncelerden uzaklaşmalı,çevremizi,iletişim içinde olduğumuz kişiyi – kişileri izlemeli ve dinlemeliyiz. Kendi güçümüze,yeteneklerimize,sorumluluklarımıza sahip çıkarak kendimizle kuracağımız barışık bir iletişim,başkaları ile iletişimizde etkili olacaktır. İşsel Motivasyonun ön koşulu kendimize inanmak ve güvenmektir. İletişimizde ilk aşama zihinsel olup,nereye gideceğimizi aklımızda oluşturmaktır. İkinci aşama ise gideceğimiz yere varmak için harekete geçmektir. İşsel Motivasyon düşünce ve eylemde başarının temelidir. Başarılı bir işsel motivasyon için enerjiye ihtiyaç vardır. Kişinin harcaması gereken enerji vücudunun ve aklının ne durumda olduğu ile ilgilidir. Burada bahis ettiğimiz enerji kişilik özelliklerimizle ilgilidir. Kişiliğimiz kısa zamanda insanlara çok şey söyler. Kişiliğimizin en sağlam kelerinden biri özgüvendir. Özgüven ise Motivasyonun temellerindendir. Özgüven,kendimizi irdelememiz ve yeteneklerimizi,arzularımızı gerçekleştirebileceğimiz konusunda kendimize güvenmemizdir. Kendimizi nasıl gördüğümüz,kendimize inancımız ve inancımızı başkalarına aktarabilme becerimiz oluşan fırsatlarımızı nasıl değerlendirmemize bağlıdır. Kendimizle olan iletişimde; -Kendimizi haklı çıkartma çabasında olmamalıyız. Olabildiğince tarafsız ve objektif olmalıyız. -Kendimizde değişme yaratacağımıza inanmalıyız. -Kendimizle barışık,kendi güç ve sınırlıklarımızı tanımayı amaçlamalıyız. Kendimizle olan iletişimde,yukarıda belirtilen ilkeleri gerçekleştirdiğimizde kendimizi tanıyan birey olarak kuracağımız iletişimde oluşturduğumuz özgüven ve motivasyonla başarılı bir iletişim kurma becerisiniz başarmış olacağız. Öz kişisel iletişimde dengeli olmak son derece önemlidir. Kendimize karşı adil ve dengeli olmalıyız. İletişim süreçlerinde kendimizi tanıyan bir birey olarak objektif değerlendirmeler yapmamızı sağlayacaktır. Kendimize duyduğumuz güveni,yenilikçi ve yaratıcı bir hayat ve düşünme tarzını oluşturmamız,bu anlamda iletişim davranışlarımız motivasyonumuzu artıracaktır. Hayata ve kendine dair güdülenmiş bir kişinin iletişim davranışlarında belirli bir güç ve başarıyı ortaya çıkaracaktır. Başarısızlıklardan yılmamalı,başarısızlıklara nerede gelişmemiz gerektiğini öğrenmeye çalışmalıyız. Bu düşünce bireylerin içinde en iyiyi ortaya çıkarmayı sağlar. En iyiyi ortaya çıkarma konusunda umudu ve olumlu düşünceyi kendimizde korumalıyız. Bu durum,kişiliğimizin bir özelliği olarak çoğu zaman diğer insanlarla iletişim kurma tarzımızı belirler. Bu nedenle iletişim ve motivasyon konusunda düşünsel özelliklerimiz son derece önemli bir yeri vardır. alıntıdır akadaşlar kiss3 |
Ynt: centin degişim aşamaları Asiller Deniz kenarında irili ufaklı çakıl taşları vardır.Uzaktan bakınca pek belli olmaz. Yakından baktığınız zaman onların değişik renkleri,ayrı biçimleri olduğunu fark edersiniz.Bir de üzeri kumla örtülmüş olanları, yada kumun altında ucundan biraz görünenleri vardır.Ancak bunları üzerindeki kumları elinizin tersiyle sildiğinizde şaşırtıcı güzellikte renkli taşlar çıkar karşınıza. Afrika’nın Güneyinde Maymun avcıları maymunları avlamak için odundan kafesler yapmışlardır.Kafesin bir köşesinde bir maymun elinin girebileceği büyüklükte bir delik ve maymunların en çok sevdiği muz.Fakat bu kafesin şöyle bir kusuru vardır.Eğer ki maymun kafesin deliğinden elini yavaşça çektiği halde canını kurtarabilecek.Fakat işi aceleye getirip muz uğruna canından da olabilir.Yapılan araştırmalara göre maymunların %90 gibi büyük bir kısmı canı uğruna da olsa muzu kafesten çıkarmaya çalışmışlardır ancak bunda başarılı olamayıp avcıların eline düşmüşlerdir.Diğer küçük bir kısım ise canını daha değerli görüp muza tenezzül bile etmemişlerdir.Yaşamak için o çok sevdiği yiyecekten vazgeçen maymunlar… Hayatın akışı,insanlar arasındaki gerilimler,kavgalar yorar insanı. Ama her zaman birinci kural kendin olabilmektir.Şartlar ne olursa olsun kendi kişiliğini göstermeyi bilmektir.Ben buyum beni böyle kabul görün der kimileri.Haklıdır da aslında neden farklı olsun ki öyle değil mi? Hatta bu yüzden eleştirilirler.Karşıdaki ondan daha farklı biri olmasını ister.Ama o ‘hayır ben böyleyim’ der. Acaba hala var mıdır böyle insanlar kendi olmayı başarabilenler. Acaba var mıdır?Bir maymundan ne farkım deyip bunu başarabilenler. Sevgiler… alıntıdır arkadaşlar sevgiyle kalın smiliyface |
Ynt: centin degişim aşamaları Reklama harcayacak paran yoksa Büyük Fikir teması altında gerçekleştirilen pazarlama ve reklam dünyasının en önemli etkinliği MediaCat Forum`da, artık daha çok para harcayan değil, daha yaratıcı fikirler geliştirenlerin zirveye oynadığı ortaya kondu. Forumda, büyük fikrin yaratıcı ama basit olması gerektiğine işaret edildi. Pazarlama dünyasını sarsan, fark yaratan ve kazandıran büyük fikirlerin sahipleri, bu yıl 5`incisi düzenlenen MediaCat Forum`da biraraya geldi. "Çok paranız yoksa, o zaman gerçekten büyük fikirlere ihtiyacınız var demektir" sloganıyla Büyük Fikir (The Big Idea) teması altında gerçekleştirilen forumda, yaratıcı tek bir fikirle iş dünyasında nasıl zirveye oynanabileceği ortaya kondu. İstanbul`da yapılan forumun açılışını yapan Hürriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi Vuslat Doğan Sabancı, sıradan gibi görünen internete ve yurtdışına açılma fikirleriyle Hürriyet`in nasıl Avrupa`daki en büyük oyunculardan biri haline geldiğini anlattı. Parlak olmayan, sıradan fikirlerin de başarılı sonuçlar verebileceğine işaret eden Sabancı, "İnsanlar parlak fikirlerin arkasından koşarken, iyi sonuç getirebilecek sıradan fikirleri gözden kaçırabiliyor. Doğru bulduğunuz basit fikirlerle başarıyı yakalayabileceğinize inanın. Doğru bildiğiniz fikre cesaretle sarılın” dedi. Büyük fikir, basit fikirdir Büyük şirket olmanın yarattığı duygunun, kurumları küçük işlerle uğraşmaktan alıkoyduğuna işaret eden Sabancı, "Büyük firmaların da dezavantajları var. Hata yapma korkusuyla daha tutuk davranıyorsunuz. Büyüklüğün yarattığı duygu sizi küçük olmayan işlerle uğraşmaktan alıkoyuyor. Küçük taşlar altında ekmek aramak büyük şirketler için zor. Önemli olan cesur davranabilmek" diye konuştu. Büyük fikirlerin karmaşık değil, aksine basit fikirler olması gerektiğine işaret eden MARKA Ajans Yürütme ve Yaratıcı Grup Başkanı Hulusi Derici ise yaptığı sunumda, "Basit fikir ucuz, sıradan, kolay fikir demek değildir. Önemsizleri elemektir. Birçok yönetici karmaşıklık hayranı. Basit olan şeylere güvenmiyorlar. Basit kolaya kaçmak demek değil. Kimse aşikar olana inanmıyor. Daha fazla bilgi istenerek bir uzmanlık hastalığı yaratılıyor. Oysa basit olmayan karışıklıkdemektir" diye konuştu. Dikkat edilmesi gereken bir diğer unsurun, markaların özdeşleştikleri alanlara odaklanmaları olduğunu söyleyen Derici, örneğin sütle anılan bir markanın başka alanda kullanılmaması gerektiği, firmaların çıkarttıkları her ürün için farklı marka kullanması gerektiğini vurguladı. DDB&Co Kreatif Direktörü Karpat Polat: Yaratıcı bir reklam on reklamlık iş demek Reklama harcayacak çok parası bulunmayanların gerçekten büyük fikre ihtiyaçları olduğunu söyleyen DDB&Co Kreatif Direktörü Karpat Polat, “Büyük fikirler, bir liranızın on lira etki yapmasın sağlar" dedi. Polat, yaratıcılığın kullanıldığı bir reklamın on reklamlık iş yapabileceğini söyledi. KVK ve Turkcell’in Kurucu Ortağı Murat Vargı: Yüzde 5`lik hissem 1 milyar $ getiriyor Turkcell fikrinin hayata geçirilmesiyle dünyanın 736’ncı zengini haline geldiğini anlatan KVK ve Turkcell’in Kurucu Ortağı Murat Vargı, "Turkcell`de bugün yüzde 5 hissem var. Bu bana 1 milyar dolarlık varlık veriyor” diye konuştu. İş dünyasında para kazanmak kadar, parayı muhafaza edebilmenin de çok önemli olduğunu söyledi. `Çalıştır Saksıyı` sisteminin kurucusu Joel Saltzman: Küçük değişiklikler büyük satış getirebilir "Çalıştır Saksıyı" sisteminin kurucusu dünyaca ünlü Joel Saltzman ise yaptığı sunumda üründe yapılan küçük değişikliklerlerin nasıl büyük satışlar getirebileceğini anlattı. Salzman, insanların hayata biraz daha farklı bakıp “saksı"larını çalıştırmaları ve yeni ve kullanışlı çözümler yaratmalarını tavsiye etti. alıntıdır arkadaşlar ya bi kurtulsak düzlüge çıksak saksı çalıştırmada ne var dimiya y789 |
Ynt: centin degişim aşamaları KİN TUTMA,SEVGİYİ UNUTMA KİN TUTMA, ve ASLA SEVGİYİ UNUTMA Şimdi sen "su" olduğunu düşün. Su kadar özel, su kadar faydalı ve su kadar çok, tükenmez. İnanıyorum ki gerçekten de öylesin. Ama ister çeşmelerden dökül, ister göklerden yağ, ister nehirler dolusu ak; dibi olmayan bir kovayı dolduramazsın. Seni dinlemeyenlere de sesini duyuramazsın. Unutma; Bağırdığında daha çok dinlenmezsin. Gürültünün parçası olursun sadece! Dikkat et; Suyun yanında olanlar suyu en az içenlerdir. "Su nasılsa burada, lüzum yok ki suyu kana kana içmeye" diye düşünürler. Aynen, sesini sürekli duyanların seni dinlemedikleri gibi! Ormandaki hiç bir hayvan, ırmağın gürültüler koparan yerinden su içmeye çalışmadılar. Hepsi, hep sabahın en sakin anını bekledi; suyun durgun yerlerini bulabilmek için gittiler ve ihtiyaçlarını öyle giderdiler. Onlar için en uygun olan ve kendi istedikleri zamanda. Sen, hep bir su olduğunu gene düşün. Su gibi güzel, su gibi yararlı, su gibi vazgeçilmez. Ve su gibi hayat kaynağı olduğunu düşün. Su gibi yaşatıcı ol; Yıkıcı, kırıcı, sürükleyici, öldürücü değil! Sen bir su ol. Rahmet ol; Tarlalarını basma insanların, yıkma yuvalarını, söndürme ocaklarını, söndürme ki sana "felaket" denmesin! Su isen bir bardağa sığabil ki; Damarlara giresin! Su; Yüce Tanrı`nın insanlar için yarattığı en büyük nimetlerden biri. Suya benzediğini unutma! Su gibi faydalı, su gibi lüzumlu, su gibi özel, su gibi güzel, bitmez-tükenmez olduğunu da unutma! Ayrıca su gibi sakin olabileceğin gibi, su gibi de "kıyametler" koparabileceğini de hatırla. Unutma; Senin işin rahmet olmak, afet değil! Vadiler, ovalar varken, bunca akabildiğin; küçük ırmaklara ayırabiliyorsan kendini, bardaklara bölebiliyorsan, hayat verirsin çevrene. Ve yaşarsın dünya yaşadığı müddetçe. Yoksa hep duyulmayan, dinlenmeyen; korkulan ve kaçılan olursun, tıpkı seller, afetler gibi. Tercih "senin" ellerinde artık. Ya tutmayı öğreneceksin dilini veya hiç durmadan konuştuğun için, sadece bomboş ve anlamsız sesler çıkartan birisi olduğunu zannettireceksin çevrene! Ama yapman gereken şu değil mi? Düşüneceksin ne zaman ne söyleyeceğini. Düşüneceksin kimin dinleyip dinlemediğini, kimin anlayıp anlamadığını. Düşüneceksin anlatmak istediklerinin ne kadarını anlatabildiğini. Hatta anlayanların anladıklarının da senin anlattıklarının ne kadarı olduğunu. Ve konuşmak için en uygun zamanı bekleyecek, en az ama en uygun kelimeleri seçmeye çalışacaksın. Ahmak olmayan yolcuların, önceden aldıkları biletleri ceplerinde olduğu halde, saatlerini kontrol ederek, vakit yaklaştığında, vapurun kalkacağı iskelede hazır olmaları gibi, sen de fikrini bildireceğin kişinin "kıyıya yanaşmasını" bekleyeceksin! Demeyeceksin; "Ben canım isteyince giderim iskeleye, vapur da gelmek zorunda!.." Demeyeceksin; "Ben aklıma geleni aklıma geldiği biçimde söylerim. Karşımdaki de değil duymak, değil dinlemek, anlattığımdan bile fazlasını anlamak zorunda!.." Keşke öyle olsaydı. Keşke haklı olsaydın, ama maalesef değil. Ağzını açıp "Şelaleden dökülen suyu" içmeye çalışan bir tavşan gördün mü hiç? Veya önüne çıkan ağaçları dahi sürükleyen bir selden susuzluk gidermeye uğraşan bir ceylan? Kaplanlar bile içebilmek için suyun durulmasını bekler Beyni olan her yaratık gibi ! Hadi... Sen şimdi tekrar "su olduğunu" düşün ve kendini "su gibi" hisset. Su gibi özel, su gibi güzel, su gibi berrak, su gibi yararlı. Su gibi hayat kaynağı ve su gibi bitmez-tükenmez olduğunu hatırla. Ama yine su gibi "küçük bir bardağın içine" sığdır ki kendini; Girebilmeyi öğren insanların damarlarına. Hayat ver. Vazgeçilmez ol !Sakın unutma; İki şey asıldır varoluşta, "KİN TUTMA, ve ASLA SEVGİYİ UNUTMA"!.. Yrd. Doç. Dr. Ahmet YATKIN severken neyi sevdini bir bilse insan düşmanını bile severdi siz nedersiniz ark5 |
Ynt: centin degişim aşamaları Motivasyon başarılı bir yaşamın anahtarıdır. Yaşamda başarılı olmak için,öncelikle ne yapacağımızı bilmemizi sağlayacak bilgeliğe nasıl yapacağımızın bilgisine ve bunu gerçekleştirmek için de iç motivasyona ihtiyacımız vardır. İçten motive olan kişi düşünceyi eyleme dönüştürür, hedeflerini belirler ve onlara ulaşmak için harekete geçer. Kişinin motive olabilmesi için öncelikle kendine güvenmesi şarttır. Kendimize biz inanırsak başkaları da inanır ve güvenir. Kendine inanmak; özgüvenin dingin ve huzurlu bir aklın anahtarıdır. İçimizde birçok gizli yetenekler vardır ve bu gizli yetenekler kullanıldığında mucizeler yaratabilirler. Motive olarak bu gizli yeteneklerimizi açığa çıkarmak mümkündür. Amaçlarımıza ulaşmanın temel koşulu olumlu düşünmedir. Bu olumlu düşünme eyleme geçmek için ateşlenmelidir. Bunun için gerekli olan kıvılcım coşkudur. Motivasyonun düzeyi coşkumuzla orantılıdır. Eylemi kendini motive etmenin motoru olarak düşündüğümüzde, coşku bu motorun yağıdır. İyi bir bellek, yaratıcılık, bilinç ve bilinçaltında istersek geliştirip açığa çıkarabileceğimiz diğer gizli güçlerimizdir. Bilinç akıldır. Düşünmemizi sağlar, gördüklerimizi kaydeder ve kararlar verir. Bilinçaltı ise bilincimizin aldığı tüm bilgilerin deposudur. İstek ve heves ne kadar büyükse bilinçaltının harekete geçmesi için giden sinyal de o kadar güçlü olur. Yaşamda sürekli olan tek şey değişimdir. Kendini motive eden kişi; gelişmeye açıktır. Gelişmenin değişme olduğunu ve değişmenin de bilinenden bilinmeyene atlayarak riskler içerdiğini kabul ederiz. Değişmeyen hiçbir şey gelişemez. Değişime uyum sağlayanlar, kazananlardır. Değişime uymayanlar gelişemezler ve düşünsel ve fiziksel olarak ölürler. kaynak: Motivasyon Mucizesi umarım okuyan arkadaşlarımıza yarar saglar sevgiyle kalın smiliyface |
Ynt: centin degişim aşamaları HADİ ARKADAŞLAR İSTEYEN TESTİ BİR DENESİN düşüncelerinizi de bekliyorun smiliyface Nasıl bir kişiliğe sahipsiniz? Kişiliğinizin farkında değil misiniz? Kişiliğinizi öğrenmek mi istiyorsunuz? Bu test tam size göre: Bu test bir çok kurum ve kuruluş tarafından insanların ve çalışanların iç dünyalarını, çevreleriyle olan ilişkilerini değerlendirmek amacıyla kullanılmaktadır.Testi sonuçlara bakmadan çözmeye başlayınız. Cevapları geçmişinize göre değil, şimdiki durumunuza göre veriniz. 1. Kendinizi ne zaman en iyi hissedersiniz? (a) Sabahları (b) Öğlenden sonra ve akşama doğru (c) Gecenin ilerleyen saatlerinde 2. Nasıl yürürsünüz? (a) Hızlı ve uzun adımlarla (b) Hızlı ve kısa adımlarla (c) Normalden yavaş ve etrafa bakınarak (d) Yavaş ve başı eğik (e) Çok yavaş 3. İnsanlarla konuşurken (a) Kollarımı göğsümde katlamış olarak dururum (b) Ellerimi sıkarım (c) Bir veya iki elimi belime koyarım (d) Konuştuğum insanlara dokunur veya ittiririm (e) Kulağımla oynar, çeneme dokunur veya saçımı düzeltirim 4. Dinlenirken nasıl oturursunuz? (a) Dizler katlanmış ve bacaklar birbirine bitişik olarak (b) Bacaklar çaprazlanmış olarak (c) Bacaklarımı uzatarak (d) Bir bacağımı altıma katlayarak 5. Çok hoşunuza giden bir şey olduğunda ne yaparsınız? (a) Büyük bir kahkaha atarım (b) Gülerim ama fazla sesli değil (c) Bir kerelik gülerim (d) Sessizce gülümserim 6. Bir partiye veya sosyal etkinliğe katıldığınızda (a) Herkes sizi fark edecek şekilde gürültülü bir giriş mi yaparsınız? (b) Sessiz bir giriş yapıp etrafınızda tanıdığınız birilerine mi bakınırsınız? (c) Çok sessizce girip kimsenin sizi fark etmemesine mi gayret edersiniz? 7. Çok zor bir işe dikkatinizi vermişken rahatsız ediliyorsunuz.Ne yaparsınız? (a) Bölünmeyi memnuniyetle karşılarım (b) Aşırı derecede rahatsız olurum (c) Belli olmaz.Bu iki uç arasında değişken davranışlar gösteririm 8. En çok hangi rengi seversiniz? (a) Kırmızı veya portakal rengi (b) Siyah (c) Sarı veya mavi (d) Yeşil (e) Koyu mavi veya mor (f) Beyaz (g) Kahverengi veya gri 9. Yatakta uyumadan önceki birkaç dakikada (a) Sırt üstü yatıp uzanırsınız (b) Karnınızın üstüne yatıp uzanırsınız (c) Hafif kıvrılmış olarak yan tarafınıza yatarsınız (d) Başınızı bir kolunuzun üzerine koyarsınız (e) Başınızı yorganın altına kapatırsınız 10. Rüyanızda genellikle (a) Düşersiniz (b) Kavga eder veya tartışırsınız (c) Birilerini veya bir şeyler ararsınız (d) Uçar veya yüzersiniz (e) Genelde rüya görmezsiniz (f) Rüyalarınız daima hoştur Puan Hesabı 1. (a) 2 (b) 4 (c) 6 2. (a) 6 (b) 4 (c) 7 (d) 2 (e) 1 3. (a) 4 (b) 2 (c) 5 (d) 7 (e) 6 4. (a) 4 (b) 6 (c) 2 (d) 1 5. (a) 6 (b) 4 (c) 3 (d) 5 (e) 2 6. (a) 6 (b) 4 (c) 2 7. (a) 6 (b) 2 (c) 4 8. (a) 6 (b) 7 (c) 5 (d) 4 (e) 3 (f) 2 (g) 1 9. (a) 7 (b) 6 (c) 4 (d) 2 (e) 1 10. (a) 4 (b) 2 (c) 3 (d) 5 (e) 6 (f) 1 Şimdi puanlarınızı toplayınız. 60 PUAN VE ÜZERİ: İnsanlar sana kırılgan bir eşya muamelesi yapıyorlar. Kibirli, bencil ve aşırı baskın birisi olarak görülüyorsun. İnsanlar size hayranlık duyup sizin gibi olmak isteyebilirler ama size her zaman güvenmezler ve sizinle çok yakın ilişkide olmaktan kaçınırlar. 51 - 60 PUAN: insanlar sizi heyecan verici, havai, düşüncesiz yapıda, doğal liderlik özellikleri olan, her zaman doğru olmasa da hızlı karar veren birisi olarak tanırlar. Seni cesur, maceraperest birisi olarak tanırlar; her şeyi bir kez denemek isteyen, macera yaşamak için fırsatları kaçırmayan birisi.. Yaydığınız heyecandan dolayı insanlar sizinle ayni iş yerinde yasamaktan zevk alırlar. 41 - 50 PUAN: İnsanlar sizi taze, canlı, çekici, eğlendirici, pratik ve daima ilginç birisi olarak görürler; her zaman ilgi odağı olan ama çok aşırıya kaçmayacak kadar da dengeli birisi.. İnsanlar sizi ayrıca iyiliksever, düşünceli, anlayışlı ve kendilerini neşelendiren ve rahatlatan birisi olarak tanırlar. 31 - 40 PUAN: İnsanlar sizi mantıklı, ihtiyatlı, dikkatli ve pratik birisi olarak görürler. Sizi zeki, yetenekli ve hünerli ama alçak gönüllü olarak tanırlar. Çok hızlı arkadaşlık kurmayan, ama arkadaşlarına karşı çok sadık olan ve onlardan da aynı şeyi bekleyen birisiniz. Etiketler: kişilik, test |
Ynt: centin degişim aşamaları işte size biraz daha bilgiler gönderiyorum smiliyface YÜZ OKUMA Yüz Okuma2.5.2008 | BurunKategori: Yüz Okuma Burun deliklerinin duvarları kalın olan insanlar iyi kalplidirler. Bu öküz tipine uygun gelmektedir. Burun deliklerinin duvarları ince olan insanlar hırçın bir yapıya ve karaktere sahiptiler; bu köpek tipine uygun gelmektedir. Burun delikleri dairevi olan insanlar alçak gönüllüdürler. Bu durum aslanlarla benzerlik oluşturmaktadır. devamı… 1.13.2008 | Yüz YapısıKategori: Yüz Okuma Yüzü enli ve etli olan insanlar iyi kalplidirler; bu öküz tipine uygun gelmektedir.Kemikli yüze sahip olan insanlar tedbirli, etli olan insanlar ise korkaktırlar.Bunlar sırasıyla eşek ve geyik tiplerine uygun gelmektedir.Küçük yüzlü insanlar cesaretsiz ve iradesizdirler; bu kedi ve maymun tipineuygun gelmektedir. Büyük yüzlü insanlar tembeldirler; bu eşek ve öküz tipine uygun gelmektedir. Dolayısıyla, yüz ne büyük, ne de küçük olmalıdır. En iyisi orta büyüklükte olmasıdır. Yüzü aşırı küçük olan insanlar aşağı ve bayağıdırlar. Asık suratlı insanlar somurtkan karakterlidirler. Allıkla boyanmış gibi yüze sahip olan insanlar utangaçtırlar. Bilindiği gibi bu durum insan bir şeyden utandığı zaman ortaya çıkmaktadır. Yanakları allanan insanlar alkoliktirler. Bilindiği gibi insan alkol aldığı zaman yanakları allanıyor. 12.30.2007 | DudaklarKategori: Yüz Okuma Dudakları ince ve ağız kenarları, dudaklar ileri uzandığında üst dudağın alttakinin üzerine çıkacak şekilde gevşek olan insanlar alçakgönüllüdürler. Bu aslan tipine uygun gelmektedir. Aynı şeyi büyük ve küçük köpeklerde de görebiliriz. Dudakları ince, sert ve köpek dişleri hizasında yukarıya doğru çekilmiş olan insanlar aşağı ve bayağıdırlar. Bu domuz tipine uygun gelmektedir. Dudakları kalın ve üst dudak alttakinin üzerine çıkan insanlar aptaldırlar. Bu eşek ve maymun tipine uygun gelmektedir. Üst dudağı ve üst damağı öne doğru çıkan insanlar huysuz ve kavgacıdırlar. Bu, köpek tipine uygundur. 12.30.2007 | Aristo’nun Fizyognomiye İlişkin GörüşleriKategori: Yüz Okuma Fizyognomi ile ilgili bilgilere Hipokrat, Aristo ve Pluto gibi eski Yunan düşünürlerinin eserlerinde rastlanmıştır. Aristo, fizyognomiyi kişilerin ruh halini öğrenmek için kullanırken, Hipokrat bu usulle hastalara teşhis koymuştur. Onun ölmüş insanın yüz şeklini tasvir edişi bugün de doktorlar tarafından “Hipokrat maskesi” olarak kullanılmaktadır. Aristo’nun “De Natura Animalium” (1. Kitap) isimli çalışmasında beden ve yüz yapısı ile insanın karakter özellikleri arasında bağlantı kurulmaktadır. Aristo’ya göre, insanın beden ve yüz yapısının belli bir hayvana benzemesi, onun karakter özelliklerini ortaya koymaktadır. Aristo insanın yüz yapısı, gözleri, alnı, kafa yapısı, derisinin rengi, saçının rengi, gözünün rengi, bedenin tüy örtüsü, sesinin tonu, yürüyüşü, beden hareketleri, bakışları, boyu ile ilgili karakter özelliklerini hayvanlardaki benzer özelliklerle kıyaslamaktadır. devamı… 12.26.2007 | Fizyognomi Kavramı ve GelişimiKategori: Yüz Okuma Fizyognomi Kavramı “Fizyognomi” terimi, Yunanca physis -doğa ve gnomon- yorum kelimelerinin birleşimidir. Giovanni Battista Della Por-ta (1535-1615)’ya göre gnomon, aynı zamanda yasa, kural anlamına gelmektedir; yani, fizyognomi “doğa yasası” demektir. Della Porta’ya göre, doğanın belli kurallarına uyarak “belli vücut biçimlerine göre belli ruh hallerini” öğrenebiliriz. Çok eski dönemlerden başlayarak, bilginler insanın yüz yapısı ile karakteri arasında bir ilişki kurmağa çalışmışlardı. Bu yöntemin temelinde insanın beden yapısı ve psikolojisi arasında doğal bir bağlantının olduğu inancı yatmaktaydı. Bilimsel temelden yoksun olmasına rağmen fizyognomi, karakter özelliklerinin tipolojisi için önayak olmuştur. Fizyognomi Kavramı “Fizyognomi” terimi, Yunanca physis -doğa ve gnomon- yorum kelimelerinin birleşimidir. Giovanni Battista Della Por-ta (1535-1615)’ya göre gnomon, aynı zamanda yasa, kural anlamına gelmektedir; yani, fizyognomi “doğa yasası” demektir. Della Porta’ya göre, doğanın belli kurallarına uyarak “belli vücut biçimlerine göre belli ruh hallerini” öğrenebiliriz. Çok eski dönemlerden başlayarak, bilginler insanın yüz yapısı ile karakteri arasında bir ilişki kurmağa çalışmışlardı. Bu yöntemin temelinde insanın beden yapısı ve psikolojisi arasında doğal bir bağlantının olduğu inancı yatmaktaydı. Bilimsel temelden yoksun olmasına rağmen fizyognomi, karakter özelliklerinin tipolojisi için önayak olmuştur. Gelişimi Fizyognomi, sistemli bir şekilde ilk kez Çin’de gelişmiştir. Çinliler, insanların yüz biçimlerine göre insanların karakter özelliklerini okuma yöntemini kullanmış, ayrıca başarı düzeylerini belirleme yöntemini kullanmışlardı. Sonraki dönemlerde değişik uygarlık merkezlerinde fizyognomiye ilişkin bilgiler sistemleştirilip geliştirilirken, belli özelliklere sahip değişik ekoller ve sistemler ortaya çıkmıştır. Eski Çin yüz okuma uzmanlarına göre, yüzü oluşturan unsurlardan beşi çok önemlidir. Bunlar kaşlar, gözler, ağız, burun ve kulaklardır. Eski metinlerde onlar beş önemli organ olarak geçmektedir. Bu organlardan birisinin bile dengeli bir biçimde olması en az 10 yıl mutlu yaşam demektir. Tüm organların aynı şekilde dengeli biçimde olması bu mutluluğu orantılı şekilde arttırıyor. Bu organların incelenmesinden sonra sırada alın, elmacık kemikleri, şakaklar, çene ve kırışıklar gelmekte, en sonunda ise derinin rengi, ayrıca, gözlerin parlaklığı, biçimi, göz küresi ve göz kapaklan inceleniyor. Çin fizyognomi uzmanlarına göre, onların sistemi insanların uzun ömürlü olmaları konusundaki gerçekleri bulacaktır. Çin sistemine göre, insan yüzünde belli konumlar ve çizgiler mevcuttur. Bunların her biri belli bir yaşı belirlemektedir. Onlar, bir dizi “uzun ömürlülük belirtileri”ni de tespit etmişler. Çinlilerin fizyognomi sistemi bugün de incelenmekte ve geliştirilmektedir. SEVGİYLE KALIN kiss3 |
Ynt: centin degişim aşamaları ŞAŞIRMAYA NE DERSİNİZ smiliyface Şaşırtıcı sonuçlara hazır olun. İlginç bir işlem: Ayakkabı numaranızı 5 ile çarpın. Cıkan sonuca 50 ekleyin. Cıkan sonucu 20 ile çarpın. Cıkan sonuca 1007 ekleyin. Ve son olarak dogum yılınızı cıkarın. İlk iki rakam ayakkabı numaranız, son iki rakam yaşınız. k8908 k8908 k8908 |
Ynt: centin degişim aşamaları Unutkanlık sorunu, yaşlanan insanın en önemli korkularındandır. Özellikle 50′li yaşlar sonrasında ufak tefek unutkanlıklar ile ciddi bellek sorunları birbirine karıştırılır. Orta yaşlıların nerdeyse yarısı kendilerinde bir bellek kaybı sorununun başladığını zanneder. Hemen belirtelim! Bunların çoğu küçük ve hoş unutkanlıklardır. Hayatı tatlandıran ve keyif katanlar biraz da bu nükteli olaylardır! Belleği güçlü tutmanın pek çok püf noktası, uyulması gereken çok sayıda kuralı var. Harvard Tıp Okulu öğretim üyesi Dr. Aoron P. Nelson zinde bir beyne sahip olmanın temel kurallarını şöyle sıralıyor: - Hipertansiyonu ve kolesterol yüksekliği sorununu önleyin ya da kontrol altına alın. Kalbiniz için kötü olanın beyniniz için de kötü olduğunu unutmayın. - Alkolü azaltın. Erkeklerin iki, kadınların bir ölçüden (bir ölçü içkiyi ‘bir bardak şarap’ olarak kabul edebilirsiniz) daha fazla alkol kullanması beyin hücrelerini tahrip etmektedir. - İyi ve kaliteli uyku uyuyun. İyi bir uyku için ortalama 8 saat gerekir. Kaliteli uyku beynin yeni öğrenilenleri pekiştirmesini sağlar. Öğrenilmiş bilgilerin pekiştirilmesinin uzun süreli belleğin en önemli desteği olduğu biliniyor. - Stresinizi iyi yönetin. Ölçülü ve kontrollü stres dikkati yoğunlaştırmakta, odaklanmayı arttırmaktadır. Kontrolsüz, uzun süreli ve aşırı stres ise dikkati sürdürme kapasitesini yok etmekte, unutkanlığı tetiklemekte, kortizol hormonunu yükselterek beynin bellek için önemli bölümlerinde hasar geliştirmektedir. - Yeni şeyler öğrenmeye devam edin. Her yeni bilgi ve beceri birer bellek egzersizidir. Yeni sporlar, hobiler, araştırma alanları, heyecanlı ve zevkli problemler, ezberlenen yeni şiirler ve yeni diller beyniniz için en güçlü vitaminlerdir. - Tembelliği bırakın. Zihinsel faaliyetlerinizi sınırlamayın. Özellikle televizyon seyretmek gibi pasif faaliyetleri azaltın. Televizyon karşısında geçirdiğiniz saatler sadece bedensel değil, ruhsal sağlığınızı da kötü yönde etkiler. - Her gün egzersiz yapın. Günde 30-45 dakika, haftada en az 4 gün yürümeye, iş saatlerinde daha çok aktif olmaya, kısa mesafelerde taşıt kullanmamaya çalışın. Özellikle yürümenin beyin sağlığı ve yeniden yapılanma sürecini olumlu yönde etkilediğini gösteren çok sayıda kanıt var. Beynin yeni yetenekler kazanabilmesi beyin hücreleri arasında güçlü ve yoğun yeni bağlantılar oluşturabilmesinin başlıca desteklerinden biri de düzenli ve ılımlı egzersizlerdir. Bizim önerimiz fırsat buldukça yürümenizdir. - Kullandığınız ilaçları yeniden gözden geçirin. Özellikle beyni etkileyen ilaçları doktor önerisi olmadan kullanmayın. Depresyon giderici, uyku verici, ruhsal gevşetici ilaçlara komşu, eş dost tavsiyeleri ile başlamayın. - Reçetesiz satılan ilaçları rastgele yutmayın. Doğal ya da zararsız diye kullanabileceğiniz bitkisel ürünlerin (valerianlar), besin desteklerinin (melatonin) ve diğerlerinin (hüperzin, Sam’e) beyin hücrelerinizi üzebileceğini, zihinsel fonksiyonları bozabileceğini unutmayın. Antihistamik- antialerjik ilaçları özellikle alüminyum içeren antiasitleri ve uyku kolaylaştırıcıları doktorunuzla konuşmadan uzun süre kullanmayın. - Vitaminlerden yararlanın. E ve C vitamini gibi antioksidan vitaminlerin, selenyum gibi serbest radikal avcısı minerallerin hücreleri oksitlenmekten koruyan güçlerinden faydalanabilirsiniz. Yeteri kadar B vitamini, özellikle B12 vitamini aldığınızdan emin olun. Dengeli bir beslenmenin de yaşlılıkta vitamin eksikliğine yol açabileceğini hatırlayın. - Hayata bağlı kalın. Hayatınıza önem katan bağları iyice sıkılaştırın. Huzurunuzu koruma ve güçlendirmeye bakın. Aileniz, dostlarınız, işiniz, hemşerilik ve vatandaşlık bağlarınıza, inançlarınıza daha sıkı sarılın. İnsanlarla daha sık birlikte olmaya, aileniz ve arkadaşlarınızla olumlu ilişkiler kurmaya ve sosyal aktivitenizi çoğaltmaya çalışın. İyi sosyal ilişkileri olan yaşlılarda bellek fonksiyonları bozulmuyor. Sosyal ilişkiler bir taraftan zihinsel egzersizleri yoğunlaştırıyor, diğer taraftan çeşitli olayların ruhsal travmalarını hafifletmeye yardımcı oluyor. Etiketler: akıl, beyin sevgiyle kalın smiliyface |
Ynt: centin degişim aşamaları Tüm gün boyu zihinsel potansiyelinizi aynı seviyede koruyabilmek, inişli ve çıkışlı bir beyin performansına sahip olmamak için öncelikle günlük yiyeceklerinizi dörde, hatta mümkünse altı eşit parçaya bölerek mini öğünlerle beslenmelisiniz. Yiyeceklerin az yağlı olmasına dikkat etmelisiniz. Yağlı, çok ve ağır yiyecekler kanın beyinden çekilerek sindirim sistemine yönelmesine sebep olmaktadır. Bunun sonucu ise yorgunluk, uyuklama ve zihinsel potansiyelin düşmesi demektir. Yiyeceklerinizin demir içeren besinleri ihtiva ettğinden emin olunuz. Bunun için koyu yeşil renkli sebzeler, yağsız kırmızı et, domates, pekmez, kuru fasulye, bezelye ve kayısı kurusu gibi yiyecekler yemelisiniz. Yeteri kadar B vitaminleri aldığınızdan emin olmak için diyetinizde yağsız süt, yoğurt, muz, deniz ürünleri ve kuru baklagilleri mutlaka bulundurmalısınız. Antioksidan özellikleri olan C ve E vitaminleri açısından zengin havuç, ıspanak, çilek, domates ve diğer koyu yeşil yapraklı sebze karışımlarını da günlük yemek listenize ilave etmelisiniz. hafıza ve beyin gücü için gerekli olan besinleri bu şekilde özetledikten sonra sıra hızlı, kolay ve kalıcı öğrenme teknikleri ile beslenme arasındaki ilişkiye geldi. Ben “beslenme”, “beyin” ve “hafıza teknikleri” üçlüsünü sırayla “benzin”, “son model bir araba” ve “sürücü” üçlüsüne benzetiyorum. Her birinin önemini anlamak için aşağıda size farklı senaryolar sunacağım. Kararı ise size bırakacağım. Her birinin benzetmesini de parantez içinde yanına yazmaya çalışacağım. 1-) Birinci Senaryo: Önce şöyle bir senaryo oluşturalım. “Son model bir araba (beyin)” sahibi olduğunuzu düşünün ve bu arabanın deposunu da “en kalitelei benzin (beslenme)” ile doldurduğunuzu varsayalım. Ama bunun yanında “araba kullanmayı (hafıza teknikleri)” bilmediğinizi kabul edelim. Siz bu arabayla istediğiniz yere gidebilir miydiniz? Arabayı ancak belki iterek bir yere götürebilirsiniz. Ama bu durumda arabanın gücünden hiçbir zaman faydalanamazsınız. 2-) İkinci Senaryo: İkinci senaryoda “son model bir araba (beyin)” sahibi olduğunuzu düşünün ve bu arabanın deposunu da “kalitesiz benzin (beslenme)” ile doldurduğunuzu varsayalım. Ama bunun yanında “araba kullanmayı (hafıza teknikleri)” çok iyi bildiğinizi kabul edelim. Siz bu arabayla istediğiniz yere gidebilir miydiniz? Kesinlikle istediğiniz yere gidebilirsiniz ama arabanın motoru kötü benzinden dolayı zorlandığı için istediğiniz hıza ulaşamazsınız. Hatta sürekli kötü benzin kullanırsanız, uzun vadede “arabada (beyin)” da arızalar oluşmaya başlayabilir. 3-) Üçüncü Senaryo: Bu senaryo ideal olanıdır. Bu senaryoda son model arabanızı en kaliteli benzinle doldurmanın yanında ileri sürüş tekniklerini de bilen bir sürücü olduğunuzu hayal edin. Şüphesiz sizden daha emniyetli ve sizden daha hızlı bir sürücü olması mümkün değildir. Size sadece gaza basıp, yoldaki kötü benzinli ve kötü sürücülü arabaları geride bırakmak kalıyor. Hem de onlardan daha az yorularak ve gidilecek yolu daha kısa sürede katedip diğerlerinin zaman bulamadığı başka işlere de zaman bularak. Özet olarak, “son model bir araba (beyin)” sahibi olan herkes önce onu “kullanmayı (hafıza teknikleri)” öğrenmelidir. İkinci etapta ise arabanın deposu devamlı olarak “kaliteli benzin (beslenme)” ile doldurulmalıdır. Unutmayın çoğumuz satın aldığımız her pahalı cihazı kullanmadan önce onun kullanma kılavuzunu dikkatle inceliyoruz. Ama bunun yanında kendi beynimizi daha verimli kullanmak için ne yapmamız gerektiği üzerinde çok fazla düşünmüyoruz. Hayatınızı kolaylaştırmak ve rakiplerinizi geride bırakmak için beyninizi etkin şekilde kullanmayı öğretecek bir kılavuz arıyorsanız, Mega hafıza’nın “Fotografik hafıza Teknikleri” setine bir göz atmanızı tavsiye ediyorum. Bu arada beyin gücünüzden maksimum faydayı almak için yukarıda verdiğim yiyeceklerle ilgili bilgileri de kesinlikle göz ardı etmeyiniz. Melih Duyar sevgiyle kalın smiliyface |
Ynt: centin degişim aşamaları Merhaba bilgiler super ama vaktim olmadi canim okumaya. ama okuyacagim soz begendigimi soylemek icin yaziyorum. hismiley |
Ynt: centin degişim aşamaları 1) ZİHİNSEL HAZIRLIK İsimleri sürekli olarak unuttuklarını söyleyen kişilere, tanıştıkları insanların isimlerini hafızalarına almak gibi bir hedeflerinin olup olmadığı sorulduğunda, genellikle böyle bir hedeflerinin olmadığını söylüyorlar. * İsimleri hafızaya almak konusunda yapılacak ilk iş, bunu hedef olarak belirlemektir. Çünkü hedef olmadan yapılacak her atışın karavana olacağı açıktır. * Daha sonra yapılacak iş ise, karmakarışık bir masaya benzeyen beynimizdeki düşünceleri üzeri derli toplu bir masaya dönüştürmektir. Bir masayı düzenlerken, işe yaramayan herşeyi nasıl çöpe atarsak, zihnimizi organize ederken yapacağımız şey de aynıdır. * Sonraki basamak ise, belki de çok az kullandığımız hayâl gücümüzü, bu kitapta anlatılan bilgiler ışığında sürekli olarak kullanmaya çalışmaktır. * Zihinsel çalışmaların son basamağında ise konsantre olmak vardır. Tanıştığımız bir insanın ismini hafızamıza alırken, eğer bu olaya yoğunlaşmazsak o kişinin ismini asla hafızamızda tutamayız. Bir insanla tanışırken aklımızdan birçok düşünce geçer. Bu düşüncelerden, en önemlisi, o kişinin ismini hafızamıza almak değilse, o ismi aklımızda tutmamız mümkün değildir. Buraya kadar anlattığımız, olayın zihinsel hazırlık yönüdür. Şimdi de işitsel ve görsel hafızanın isimleri hafızada tutmadaki rolünü İnceleyelim. Zihinsel çalışmaları şöyle özetleyebiliriz: a) Hedef belirle. b) Zihnini organize et. c) Hayâl gücünü kullan. d) Konsantre ol. 2) İŞİTSEL HAFIZA Birçok insan, tanıştıkları sırada doğru dürüst duymadıkları bir isim konusunda, hatırlayamamaktan söz ederler. Bir ismi hatırlamakla ilgili olarak işitsel hafızayı ilgilendiren ilk kural şudur: Biriyle tanışırken, o kişinin ismini iyice duyduğunuzdan emin olun. İsimlerine gösterdiğiniz ilgi insanları memnun eder. Zira, birçok insan için dünyadaki en güzel sözcük kendi ismidir. Bu yüzden, iyi duymadığınız bir ismin tekrarlanmasını istemekten çekinmeyin. Bu tekrar, isme daha çok yoğunlaşmanızı sağlar. Daha sonra, tanıştığınız kişiye isminin manâsını sorun. Ancak bunu yaparken herkes tarafından bilinen bir ismin de manâsını sormaya kalkmayın. Örneğin Gül ismindeki birine isminin anlamını sorduğunuzda karşınızdaki kişi sizin zekânızdan şüphe edebilir. Tanışma faslından sonra karşınızdaki insanla sohbet ederken, konuşma sırasında onun ismini kullanın. Ancak, bunu çok abartılı bir şekilde yapmayın. Arada sırada, öğrendiğiniz bu yeni ismi içinizden tekrarlayın. Tanışma faslında işitsel hafızamızı kullanabileceğimiz son basamak ise, vedalaşırken, tanıştığımız kişiye ismiyle hitap etmektir. İşitsel hafızamızı kullandığımız bu basamakları izlerseniz, ister istemez karşınızdaki insanın ismine yoğunlaşmış olursunuz. Bunun sonucunda, hedefinize yarı yarıya ulaşmış olursunuz. Hedefinize tamamen ulaşmak istiyorsanız, görsel hafızanın yardımını almanız da gerekir. İşitsel hafızayla, ilgili söylediklerimizi toparlayacak olursak; *Dinle. *Tekrarlat. *Manâsını sor. * Konuşurken kullan. * İçinden tekrarla. * Vedalaşırken kullan. 3) GÖRSEL HAFIZA Daha önce de söylediğimiz gibi, görsel hafıza işitsel hafızadan çok daha kuvvetlidir. Görsel hafızamızın özelliklerini kullanarak karşımızdaki insanın ismini çok daha kolay biçimde hafızamıza alabiliriz. İsimler hafıza sistemine göre üç kategoriye ayrılır: a) Bildiğimiz bir anlamı olanlar, b) Bildiğimiz bir anlamı olmasa da bize bir şeyler hatırlatanlar, c) Bildiğimiz bir anlamı olmayan ve bize bir şeyler hatırlatmayanlar. Bildiğimiz bir anlamı olan isimleri akılda tutmak kolaydır. Örneğin; Gül, Aslan, Deniz, Savaş, Ateş, Lale, Sarp, Umut gibi isimlerin herkesin bildiği bir manâsı vardır. Bu isimleri hafızamıza alırken manâlarını düşünmemiz ve böylece onları somutlaştırmamız kolaydır. Manâsını bilmediğimiz ancak bize birşeyler hatırlatan isimlerde de yine bir kolaylık vardır. Mükremin, Sadri, Süleyman, Şamil, vs. Mükremin diye bir dostum vardı ve bana bir gün şöyle dedi: “Yıllarca ismimi insanların doğru söylemesi için uğraştım durdum. Ne zaman ki Mükremin Abi diye biri çıktı, ondan sonra ben rahatladım.” Mükremin´i Mükremin Abi ile, Sadri´yi İbrahim Sadri ile, Süleyman´ı Süleyman Demirel ile hatırlayabilirsiniz. Şamil isminde biriyle tanıştığınızda ise onu Şeyh Şamil´e benzetip Kafkas giysileri giymiş bir şekilde hayâl edebilirsiniz. Asıl zor olan, bildiğimiz bir anlamı olmayan ve bize bir şeyler hatırlatmayan isimlerdir. İsimlerin büyük bir kısmı bu gruba girer. Bu gruptaki isimlerden biriyle karşılaştığınız zaman yapacağınız ilk şey, size o ismi çağrıştıracak, sizin için bir anlam ifade eden yeni bir deyim veya sözcük bulmaktır. Örneğin, Hayrettin isimli biriyle karşılaştığınızda bu kişiyi sürekli “hayır yapan” bir kişi olarak düşünürseniz, bu ismi hatırlamanız kolaylaşacaktır. Bütün isimlerin somut bir çağrıştırıcısı bulunabilir veya bizim için bir anlam ifade eden kelimelere bölünebilir. Bu kelimeler çok gülünç ve abartılı olabilir. Olsun; ne kadar iyi, ne kadar ilginç kelimeler bulursanız, isimler o kadar çok aklınızda kalır. İsmail isminde biriyle karşılaştığınızda bu ismi İsmail olarak ikiye böler ve bu kişinin isli bir bilgisayardan size e-mail attığını düşünebilirsiniz. Cemil ismini Cem ve il diye ikiye ayırabiliriz. Cem, toplamak demektir. Cemil´in tüm illeri toplayıp birleştirdiğini ve bu birleşmiş illerde bir tepede oturduğunu düşünebilirsiniz. Bulduğunuz deyim veya sözcük asıl kelimenin tam sesini vermeyebilir. Bunun pek bir önemi yoktur. İsmin sadece ilk kısmını hatırlamanız, ismin tamamını da size hatırlatacaktır. Örneğin, Erkut isminde birine asker kıyafetleri giydirirseniz, muhtemelen onu hatırlarsınız. Ancak bu erin Akut ekibinde çalıştığını ve insanları göçük altından çıkardığını düşünürseniz, hatırlamanız daha kolay olur. Gördüğünüz gibi, her isim bir anlam ifade edecek şekle sokulabilir. Pek çok isim benzer hecelerden oluşur. Örneğin, “er”, “şen”, “men”, “ay”,… vb. gibi. Bunların herbiri için ayrı hayâl kurun ve bunları sürekli kullanın. Bir ismi işittiğinizde aklınıza ilk gelen çağrışımı bulun ve bunu kullanın. Daha sonra yapacağınız şey, bu çağrışımla karşınızdaki insanın yüzü arasında bir ilişki kurmaktır. Bu ilişki için alın, burun, kulaklar, gözler, dudaklar, çene, yüzdeki sivilceler sizin için abartılı örnekler oluşturabilirler. Karşınızdaki insanın yüzünde dikkat çekici bir özellik ararken, ayrıca o insanın yüzüne ve ismine de konsantre olmuş olursunuz. Örneğin, Ahsen isimli çatık kaşlı bir bayanla tanıştığınızda bu bayanın önüne gelen herkesi payladığını ve bunu yaparken de “Ah seni seni!” dediğini akıl gözünüzle görün. O insanla tekrar karşılaştığınızda onun çatık kaşlarını görünce ismini rahatça hatırlarsınız. Görsel hafızayla ilgi bütün bu söylediklerimizi özetleyecek olursak; görsel hafıza: *İsmi somutlaştırır, çağrıştırır, *Yüzün özelliklerini inceler, *İsmi çağrıştırdığınız kelimeyle yüz arasında ilişki kurar, *Özelliği gülünç hale getirir. Kemal Bulut (müdür): Kemal kelimesini kum al ile çağrıştırabiliriz. Kemal Bey´in gözlüğüyle bulutlardan kum aldığını hayâl edebiliriz. Fuat Sünger (Öğretmen): Fuat kelimesini Fırat ile çağrıştırabilir, saçlarını da süngere benzetebilir, Fuat Bey´in Fırat Nehri´nden sünger çıkardığını hayâl edebiliriz. Selva Çanak: Helva yiye yiye yanaklarının çanak şeklinde olduğunu düşünebiliriz. İnci Süpürgeci: Bu öğrencinin saçlarının süpürge, gözlerinin iki büyük inci olduğunu düşünebiliriz. Ayşe Kaya: Ayşe´yi kaşe ile çağrıştırıyoruz. Ayşe´nin çok geniş olan alnına bir kaya ile kaşe bastığımızı düşünebiliriz. Sinan Camcı: Sinan ismini Mimar Sinan ile çağrıştırabiliriz. Mimar Sinan´ın mimarlığı bırakıp gözlük camı yaptığını düşünebiliriz. Hasan Morgül: Hasan ismini sazan balığı ile çağrıştırabiliriz. Bu kişinin dudaklarında mor bir gül açıldığını, ortasından da bir sazan balığının fırladığını düşünebiliriz. Cüneyt Taşçı: Cüneyt ismini ünlü artist Cüneyt Arkın ile çağrıştırabiliriz. Alnında kocaman bir taş olduğunu ve düşmanlarla bu taşla dövüştüğünü hayâl edebiliriz. Kaynak: OzgurDunya.Net Etiketler: hafıza, zeka sevgiyle kalın wave |
Ynt: centin degişim aşamaları SeZeNNL her zaman beklerim sevgiyle kal sapkal89 |
Ynt: centin degişim aşamaları BAŞARIYI NE ZAMAN KABULLENMELİYİZ Bir defasında, her gün içtiğim suyun miktarını artırmak istediğime karar verdim. Bu hedefi enine boyuna düşündüm ve başarılı olmanın en iyi yolunun, her sabah güne hazırlanırken bir şişe su içmek olduğuna karar verdim. Birkaç hafta sonra, hedefimi zihnimde tarttım. Hemen her sabah bir dolu şişe suyu içtiğimi fark ettim. Hedefime ulaşmış mıydım? Kendimi başarılı addedebilmem için hedefin başarılma süresi ne olmalıydı? Düşünürken, kendi nahoş alışkanlığımın farkına vardım. Kendim için hedefler koydum. Yeterli zaman geçtikten sonra hedeflerim alışkanlıklara dönüştü. Ama, kendimi ne zaman başarılı addedebileceğim konusunda zihinsel bir kriter belirlemedim. “Hedefime ulaştığımı nasıl anlayacağım?” sorusunun sonu yoktu. Son nokta olmadığı için, hedefimin sonuna geldiğimde kendimi iyi hissedemiyordum. Kendim için yeterince iyi olamadığım, kendi sevgimi kazanmak zorunda bulunduğum, ama asla başarılı olamadığım bir yaşam öyküsünün içindeydim. Kendimi fark etmenin şaşkınlığıyla oturakaldım. Kendime sordum: “Kendimi başarılı kabul edebilmek için bir davranışı ne kadar sürdürmeliyim?” Yanıt hemen geldi: “Hedeflenen davranışa ulaşıldığı ilk an başarıyı yakalamışsındır.” Vay canına! Bu beni adeta uçurdu. Niyet ederek geçirdiğim ilk günde hedefime ulaştım. Kuşkusuz, hiçbir zaman yeterince hissetmedim. Güçlü yanlarımı, emeklerimi ve başarılarımı fark etme, kabullenme ya da kutlama konusunda tamamen başarısızdım. Çalıştığım pek çok insan da başarıya ulaştığı anı fark etmesini sağlayacak içsel kriterlere sahip değil. Elbette, 18 kilo verdiklerini söyleyebilirler ve o durumda başarılı olacaklardır. Ya da aşırı tüketime son verdiklerinde mutlu olacaklardır. Ama o 18 kiloyu vermek ya da aşırı tüketimi durdurmak birkaç gün sürseydi ne olacaktı? Başarı, asla ölçülemez, kutlanamaz, kabullenilemez. Er geç birkaç kilo geri alınır ya da aşırı tüketim nükseder. Bunu bilemiyor musunuz? Bu, kabullenilir birşeydir! Çok sayıda kendi kendine olumsuz konuşma, güçlü bir coşku, kendini hayvanca kınama… Şimdi başarının elde edilemeyeceğine dair kanıt var. Bilincinde olmasak da kriter şudur: Kilo sonuna kadar korunursa ya da aşırı tüketim asla nüksetmezse, başarıya ulaşılmıştır. Bu stratejinin sorunu nedir? Başarı, sonuna kadar olmadıkça ölçülemez; bunun da anlamı başarı asla oluşmaz. “Başarı, asla nihai değildir. Başarısızlık, asla ölümcül değildir. Önemli olan, cesarettir.” Etiketler: başarı, Hedef SEVGİYLE KALIN mlk34 |
Ynt: centin degişim aşamaları arkadaşlar sizinle paylaşmak istedigim bir yazıdaha gerçekten begendigim yazılar okadar çok ki paylaşmakla bitmez Her insanın ruhunun derinliklerinde gerçekleşmesini istediği bir rüyası vardır. Gündelik hayatın rutinleri o rüyaya ulaşmasını engeller. Bu durumda yapılması gereken hayatını değiştirmektir. Düşünün! Hayatınız değişmeli mi? Hayata bakış açınız değişmeli mi? Eğer değişmeli ise, bunu siz yapmazsanız kim yapacak? Bugün yapmayacaksanız ne zaman yapacaksınız? Unutmayın! Bu hayat size tahsis edildi. Onu inşa edecek olan ya da tahrip edecek olan SİZSİNİZ! Hayatınıza hâkim olabilmek için yönetmeyi bilmelisiniz. Davranışlarınıza hâkim olabilmek için, duygularınızı yönetmeyi öğrenmelisiniz. Duygularınıza hâkim olabilmek için düşüncelerinizi yönetmeyi öğrenmelisiniz. Tüm bunları başarmak için beyninizin nasıl çalıştığını beyninize öğretmelisiniz. Şimdi bir daha düşünün bu sizin için son çağrıdır. Kendiniz ve sevdikleriniz için düşlediğiniz dünyayı kurmanın zamanı gelmedi mi hala… Rüyalarınızı yaşamak için daha ne bekliyorsunuz! Sizi tutan kim! Sizi durduran ne! Bu sizin için son çağrıdır! Unutmayın! Tarih iki tip insan kaydetti: Tarihi yapanlar ve tarihin malzemeleri. Siz hangi tarafta olmak istediğinize karar verin. Hayatta ya tozu dumana katarsınız ya tozu dumanı yutarsınız. İnsan ya örs olur ya da çekiç. Kendi gelecekleri ile ilgili planları olmayanlar, başkalarının planlarına dahil olurlar. Yolunuzun tıkalı olduğunu mu düşünüyorsunuz? Ya bir yol bulun ya bir yol açın ya da yoldan çekilin! sevgiyle kalın blissy |
Ynt: centin degişim aşamaları evet işte bir sitede okudugum satırlardan birini daha yolluyorum ilk okudugumda kendi hayatımı okurken düşündürdü size neyi düşümdürüyor hııııı wave YAŞ 5 Anne ve babamın birbirlerine bağırmalarının beni ne kadar korkuttuğunu öğrendim. YAŞ 7 Meşrubat içerken gülersem içtiğimin burnumdan geleceğini öğrendim YAŞ 12 Bir şeyin değerini anlamanın en iyi yolunun bir süre ondan yoksun kalmak olduğunu öğrendim. YAŞ 13 Annemle babamın elele tutuşmalarının ve öpüşmelerinin beni daima mutlu ettiğini öğrendim. YAŞ 15 Bazen hayvanların kalbimi insanlardan daha fazla ısıttığını öğrendim. YAŞ 18 İlk gençlik yıllarımın keder, şaşkınlık, ıstırap ve aşktan ibaret olduğunu öğrendim YAŞ 24 Aşkın kalbimi kırabileceğini ama buna değer olduğunu öğrendim. YAŞ 33 Bir arkadaşı kaybetmenin en kestirme yolunun ona ödünç para vermek olduğunu öğrendim. YAŞ 36 Önemli olanın başkalarının benim için ne düşündükleri değil, benim kendi hakkımda nedüşündüğüm olduğunu öğrendim. YAŞ 38 Eşimin beni hala sevdiğini, tabakta iki elma kaldığında küçüğünü almasından anlayabileceğimi öğrendim. YAŞ 41 Bir insanın kendine olan güveninin, başarısını büyük oranda belirlediğini öğrendim. YAŞ 44 Annemin beni görmekten her seferinde sonsuz mutluluk duyduğunu öğrendim.. YAŞ 46 Yalnızca minik bir kart göndererek bile birinin gönlünü alabileceğimi öğrendim. YAŞ 49 Herhangi bir işi yaptığımdan daha iyi yapmaya çalıştığımda, o işin yaratıcılığa dönüştüğünü öğrendim. YAŞ 50 Sevgi, evde üretilmemişse, başka yerde öğrenmenin çok güç olabileceğini öğrendim. YAŞ 53 İnsanların bana, izin verdiğim biçimde davrandıklarını öğrendim. YAŞ 55 Küçük kararları aklımla, büyük kararları ise kalbimle almam gerektiğini öğrendim. YAŞ 64 Mutluluğun parfüm gibi olduğunu, kendime bulaştırmadan başkalarına veremeyeceğimi öğrendim. YAŞ 70 İyi kalpli ve sevecen olmanın, mükemmel olmaktan daha iyi olduğunu öğrendim. YAŞ 82 Sancılar içinde kıvransam bile başkalarına başağrısı olmamam gerektiğini öğrendim. YAŞ 90 Kiminle evleneceğim kararının hayatta verilen en önemli karar olduğunu öğrendim. YAŞ 95 Öğrenmem gereken daha pek çok şey olduğunu öğrendim. sevgiyle kalın k8908 sapkal89 k8908 |
Ynt: centin degişim aşamaları Dejavu, halihazırda yaşanılan bir olayı daha önceden yaşamışlık veya görülen bir yeri daha önceden görmüş olma duygusudur. Ânı daha önceden yaşamışlık halidir. Fransızca; déjà (daha önceden) ve voir (görmek) fiilinin geçmiş zamanda çekimi olan vu nun birleşiminden türemiştir. Beynin, yorgunluk veya başka sebeplerden dolayı bir görüntü, ses, vb. herhangi bir girdiyi, giriş anı sırasında algılayamamasından kaynaklanabilir. Beyin bu girdiyi algıladığında kişi bu olayı daha önce yaşadığı hissine kapılabilir. Ayrıca, beynin sağ lobu ile sol lobunun milisaniyeden daha küçük bir zaman farkı ile çalışmasından da kaynaklanabilir. Bir taraf diğer taraftan önce algıladığı için, geç algılayan taraf bu olayın daha önce yaşanmış olduğu yanılsamasına kapılır. Bu durum sinir aksonlarındaki küçük bir sapmadan kaynaklanır. Dejavunun zıttı jamais-vu dur. Bu durumda insanlar tanıdığı bir çevrede yabancılık çekebilirler. Dejavu ya benzer sebeplerle ortaya çıkar. Araştırmalara göre insanların %50 den fazlası hayatlarında en az bir kere dejavu durumunu yaşamıştır. İnsanların çoğu bir süre sonra, en son ne zaman dejavu yaşadığını unutur. Kaynak: http://tr.wikipedia.org dejavu yaşayan arkadaşlar var mı bir hafızanızı yoklayın vardır sevgiyle kalın clapping |
Ynt: centin degişim aşamaları Stres, hayatımızın kaçınılmaz bir parçası. Duruma bağlı olarak yoğunluğu değişebilse de teknik anlamda hepimiz devamlı stres deneyimi yaşıyoruz, çünkü yapılacaklar listesine devamlı bir şeyler ekliyoruz. Bireyin normal olarak işlev görebilmesi için, bir miktar stres gerekli. Sinir sisteminin gerektiği gibi işlev görmesi için, görünürde belli bir uyarım miktarına ihtiyaç var. Başa çıkma teknikleri araştırmacılar tarafından farklı şekillerde sınıflandırılmış. Bu konuda önemli çalışmaları bulunan Lazarus ve Folkman başa çıkma tepkilerini problem odaklı ve duygu odaklı olmak üzere iki grupta toplamışlar. Problem odaklı başa çıkmada, başa çıkmayı gerektirecek rahatsızlığa neden olan problem ele alınıp çözümlenmeye çalışılır. Ancak çok yoğun ve uzayan stresin yıkıcı fizyolojik ve psikolojik etkileri olabiliyor. Optimum düzeyden fazla olan stresle karşılaşmanın bireyin varlığını tehdit ettiği şimdiye kadar yapılan birçok araştırma ile kanıtlanmıştır. Bu nedenle stresle karşılaşan birey ya stresle yaşamaya alışacak ya da onun etkilerini azaltmak ihtiyacı hisseder. Birey, uzun süre stresin olumsuz etkileri ile yaşayamayacağından sağlığını korumak için onunla başa çıkmaya çalışır. Stresle başa çıkma yollarını birey kendi kendine geliştirebileceği gibi bu konuda yapılmış araştırmalara ve yazılı kaynaklara da başvurabilir. Zihinsel olarak stresle başa çıkma teknikleri kaynaklara göre şöyle sıralanıyor: • Olumlu düşünce ve olumlu davranışın geliştirilmesi • Zihinsel düzenleme, yerine getirilmesi olası olmayan inançlarla savaş • Görsel imaj tekniklerini kazandırma • Zihinde canlandırma (kendinizi durumla başa çıkarken canlandırmak) • Düşünce biçimini objektif gerçeklere dayandırma • Problemi çözmeye yardımcı değerlendirme biçimi • Diğer insanlarla çatışma ve sürtüşmeleri azaltmaya yönelik bir yaklaşım • Kişinin kısa ve uzun dönemli amaçlarına katkıda bulunan değerlendirme biçimi Bu strateji daha aktif bir stratejidir ve duygusal uyarıcıların özelliklerine ilişkin doğru beklentilerin oluşmasını gerektiren, bilgi ve planlı eyleme giden mantıksal bir analiz içerir. Problem odaklı başa çıkmada aşamalar; • Problemi saptama: Problemin ne olduğunun açığa kavuşturulması stresin çoğunu hafifletir. • Seçenekleri gözden geçirme: Problemi saptadıktan sonra olabildiğince çok seçenek üretmektir. • Eyleme geçme • Sonuçları değerlendirme Duygu odaklı başa çıkma ise; duygunun kontrol edilemeyeceğine, bu nedenle kabullenmesine karar verildiğinde kullanılır. Duygu odaklı başa çıkma, daha pasif bir stratejidir ve birey stres durumunun yarattığı olumsuz duyguları kontrol altına alıp olumlu bir yönde odaklaşmaya çalışır. Yazan : Pelin Körfez Etiketler: stres sevgiyle kalın smiliyface |
Ynt: centin degişim aşamaları Egonuzu nasıl desteklersiniz? -Başarılarınızı duyurun. -Başarılarınızı kutlayın. -Kendinize ödüller verin. -İyi yanlarınızın listesini çıkarın. -Başarılarınızı kaydedin. denemeye deger ne dersiniz wave |
Ynt: centin degişim aşamaları Alıntı:
İnsanlar sizi taze, canlı, çekici, eğlendirici, pratik ve daima ilginç birisi olarak görürler; her zaman ilgi odağı olan ama çok aşırıya kaçmayacak kadar da dengeli birisi.. İnsanlar sizi ayrıca iyiliksever, düşünceli, anlayışlı ve kendilerini neşelendiren ve rahatlatan birisi olarak tanırlar. |
Ynt: centin degişim aşamaları Alıntı:
|
Ynt: centin degişim aşamaları Alıntı:
hoş geldim sefalar getirdin 13e yaz ne güzel bir sonuç o zaman seni anlatanı görselliştirelim ne dersin shamanic bu sefer ifadeler çok kullanıcam ya nedicen n9598 sakın demeeeeee kiss3 insanlar seni taze ve canlı görüyorlar blissy blissy blissy s456 gulensmiley partysmiley uy897 k8908 skan67 sung66 8977 mlk34 mlk34 mlk34 ark5 derty derty gogogo ilgi odagı olan ama aşırıya kaçmayan dengeli blissy blissy derty ark5 derty derty cilgin897 8977 uy897 art56art56 derty İnsanlar sizi ayrıca iyiliksever, düşünceli, anlayışlı ve kendilerini neşelendiren ve rahatlatan birisi olarak tanırlar smil56 smil56 tender45 tender45 tender45 clapping clapping clapping mlk34 mlk34 mlk34 evet sen busun ne hoş dimi kaklında kalısın olmazmı istegin halime dönüşmende kolaylık saglar sevgiyle kal smiliyface |
Ynt: centin degişim aşamaları canım 13e yaz nasıl olsa ayakkabını birgün giyeceksin gulensmiley dimi yaaaaaaa o zaman aklında tut idea3 yazı burda naıl olsa denersin kaçmıyo yazım cancazımmmmmmmm thumbsanim thumbsanim |
Ynt: centin degişim aşamaları Bende 31-40 arası çıktım.Bigün bende senin patlaman gibi bir patlama yapmaktan korkuyorum .Allah hayır getirir inşallah içindeki birikimlerden kurtulmanın yolu bazen böyle oluyor.Dün baya performans harcamışsın ellerine sağlık.Bende de fırtına öncesi aşırı güç harcama isteği olur kendimi hırpalarım ,Sonra eser coşarım .Herşey bittikten sonrada dagılanları toplayıp yeniden kendimi bulmaya çabalarım. |
Ynt: centin degişim aşamaları kızlaaar ikinizdede kol kırılır yen içinde kalır zihniyeti var..( gerçi bu hepimizde var..) ama kendinize boşalacak bir kişi bulun çok güvenebileceğiniz birisi olsun...yoksa sizin düğümleri siz kolay kolay çözmezsiniz...centim seninle konuştuğumuzda, satır aralarını okumaya çalıştım..söylediklerini değil..söylemediklerini anlayıp eğer elimden gelirse yardım etmeye çalışacaktım..ama sana yardım edecek tek kişinin yine sen olduğunu gördüm..seninle konuştuktan sonra,, güzel çocuk içindeki zehri boşalt dedim sana ..çok geçmedi haberin geldi..çok şükür...şimdi yeniden yapılanma zamanı..doğa boşlukları sevmez..bu boşluklar dolarken senin kontrolünde olsun..boşalttığın zehrin yerine en güzel ve en sağlıklı tohumları dik...etna yanardağının olduğu bölgeye gittim ben ..o kadar güzelki..hep bağlık..en güzel üzümler..orada yetişiyormuş..çünkü, lavların yakıp yıktığı yerler sonradan en verimli toprak haline geliyormuş..şimdi senin zihninde aynı durumda, seni memnun edecek durum her ne ise ve nasılsa onu ek ablam..mustang sende patlamayı ileri tarihlere atıp durma..o, her ne şekilde yaşanacaksa yaşansın ve bitsin ablam..her bitiş daha güzele başlamak için fırsat yaratır..sizi seviyorum saygılı sevgiler |
Ynt: centin degişim aşamaları mustang canım sen görsellige dökmemişin ya dur ben senin için yapim herkez kendi yapsın daha iyi olur 31 - 40 PUAN: İnsanlar sizi mantıklı, ihtiyatlı, dikkatli ve pratik birisi olarak görürler. Sizi zeki, yetenekli ve hünerli ama alçak gönüllü olarak tanırlar. Çok hızlı arkadaşlık kurmayan, ama arkadaşlarına karşı çok sadık olan ve onlardan da aynı şeyi bekleyen birisiniz. GÖRSELLİGE ÇEVRİLMİŞ PUANINIZ İnsanlar sizi mantıklı, ihtiyatlı, dikkatli alk78 alk78 8977 8977 alk78 alk78 pratik birisi olarak görürler bisiklet 25889 gogogo 25889 bisiklet zeki, yetenekli ve hünerli idea3 art56art56 k8908 art56art56 idea3 alçak gönüllü olarak tanırlar thumbsanim gogogo gogogo ark5 ark5 gogogo gogogo Çok hızlı arkadaşlık kurmayan, ama arkadaşlarına karşı çok sadık olan ve onlardan da aynı şeyi bekleyen birisiniz. ark5 ark5 12389 12389 tender45 tender45 12389 ark5 EVET SEVGİYLE KAL alk78 kiss3 |
Ynt: centin degişim aşamaları canım teşekkür etmişsin puanlamanı yap hadi görsellige de dökte göreyim işin çok degilse sevgiyle kal tender45 |
Ynt: centin degişim aşamaları [/quote] hayalablacım gerekliydi böyle bir hal demekteyim o kadar bastırılmış selerle akıp giden hayallere bir tepki bir haykırış lazımdı diyorum ama çocuklarım denk gelmemesi lazım böyle bir duygu selime ki canlarımın bilinçlerindeki güzelliklerinde derin izler olmasın tabi o ondaki ruhumun derinliklerindeki söz çatışmsına kılınç tutan ben bir şavaştan çıkmış gibiydim ama ne savaş ah be abla bir hışımla dile getirecegime kim dayanır hangi dost kırılan kalpleri tamiri mümkün olmaz sırça saraylardır onlar ama ben beni kırarsam mecburum kendimle olmaya sözler kalsın yürekte belki hayatımdaki benin en iyi haykırması en iyi yaralamasıydı daha önceki kırizlerimde hep başka birşeyler bulduydum suçlamalarda ama şimdi çok farklıydı yaradana varana kadar sesimin derinliklerden geleninini ilettin saydım ne beklersin sen şu garipten verdiklerinle zaten çıkmaz düzlüge gek görki ben beni ararken bileyim hayat neyledi bak susmakla durgunluk olmuyor bende bir senden derman dilemek suçmu oldu şimdi ver verki gönule huzur katında bulunur o zanman halifen budur daha neler neler neler bunlar kısaltıp yazdıklarım bir haykırıştı yaradana ya günahımla bogulup ceremesini çekeyim yada cıkar düzlüge ben ben olup geleyim neyse fazla laf salatası yaptım gerçekten yardımda bulunan dostlarım allahtan bizim içim güzel olan gelsin sevgiyle kalın smiliyface[/quote] aynı şeyi söylüyoruz cent'ciğim gerekliydi bu patlama..bu zehrin akışı..çaresizlik duygusu, bunu çocuklarına hissettirmeden yapacağından emindim zaten dua ettim senden sonra senin için. hiç bir şekilde saklayıp gizlemeden konuşacağın birinin hemen yanına gelmesi için..sen kendini bulmuşsun..en doğru dost yine kendimiziz..bunu bana hatırlattın...bak ne güzel kararlar almaya başladın darısı başımıza... ( birde alıntı yapabilseydim..ben bu işi hiç öğrenemiycem) |
Ynt: centin degişim aşamaları yazdıklarınızı okuyup , yaşadıklarınızı paylaşmak istiyorum ,ama yok hepsini okuyamıyorum bir türlü 88a atlayarak okuyabiliyorum , konstrasyon yok...sıkıntı basıveriyor üzerinize almayın sakın... gülme krizlerine giren biri olarak diyebilirm ki, ağlama krizleri daha iyi doğru... en azından bu kısmı anlayabildim... |
Ynt: centin degişim aşamaları cent cim sen istemişsin ben mola vermezmiyim işlerime yaptım kuzum.. b456 40 puan aldım utananadam .. kiss3 |
Ynt: centin degişim aşamaları ay canım görsellige neden dökmedin ki senin resimlerinle harika olurdu ben hala resim eklemede sorun oluyo tam ugraşmadım kız varken ordan oraya git kopyala yapıştır olsa bak ne görsellikler olacak ama eldekilerle ancak bunu yapacagım 31 - 40 PUAN: İnsanlar sizi mantıklı, ihtiyatlı, dikkatli ve pratik birisi olarak görürler. Sizi zeki, yetenekli ve hünerli ama alçak gönüllü olarak tanırlar. Çok hızlı arkadaşlık kurmayan, ama arkadaşlarına karşı çok sadık olan ve onlardan da aynı şeyi bekleyen birisiniz. k8908 puanın görselige dökülüşü bunu sen yap resimlerinle bir harika olur sevgiyle kal kiss3 |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 10:49 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.