![]() |
Ynt: centin degişim aşamaları rüyan hayra çıksın.. gündüzler niyetine... http://img297.imageshack.us/img297/6...en7sf91an2.gif bu da görselliğe dökülmüş hali 40 puanın http://www.chemainsdelumiere.com/2indiinvoc.gif y789 sigar işen gelincede allah kolaylık versin kuzum.. kelin ilacı olsa kendi başına sürermiş.. onun için fazla bişi demiyorum.. girlhaha |
Ynt: centin degişim aşamaları centcim, sorun sizin yazdıklarınızdan değil benden kaynaklanıyor.. ağlamam kendi halime.. böyle bir mesajda niye yazmışım anlamadım şimdi utananadam evet dua ediyorum da..yani bu konstrasyon ne olacak bilemiyorum.. yazıları toparlayamıyorum hayret bişey.. sevgiyle kalın... |
Ynt: centin degişim aşamaları beyninizin-hangi-tarafi-daha-cok-gelismis 1-Okuldayken hangi dersleri daha çok severdiniz? a) Türkçe, Resim, Sosyal vb. b) Fenle ilgili olanları 2-Hangi tip sporları yapmaktan hoşlanırsınız? a) Tek başına yapılan sporları b) Takım sporlarını 3-Gördüğünüz rüyaları ne sıklıkta hatırlarsınız? a) Çoğunlukla hatırlarım b) Ender olarak hatırlarım 4-Ellerinizi ve mimiklerinizi konuşurken ne kadar kullanırsınız? a) Çok kullanırım b) Çok az kullanırım 5-İki elinizin parmaklarını birbirine geçirerek kapatın. Hangi elinizin baş parmağı üstte kalıyor? a) Sağ b) Sol 6-Şu an saatin kaç olduğunu tahmin edin, şimdi saate bakın, yanılma payınız ne kadar? a) On dakikadan fazla b) On dakikadan az 7-Aşağıdakilerden hangisini daha kolay hatırlarsınız? a) İnsanların yüzlerini b) İnsanların isimlerini 8-İki gözünü açık tutarak elinizde ki kalemi, bir cam kenarı veya kapı kenarı ile hizalayın. Önce sol gözünüzü, sonra sağ gözünüzü kapatın. Hangi gözünüzü kapatınca kalem daha az oynuyor? a) Sol gözümü kapatınca b) Sağ gözümü kapatınca ************ ********* ********* Ben SAĞ beyinli biriyim, çünkü… -hayal ederim-duyduklarımı unutmam -hissederim-koku alma tad alma benim için çok önemlidir -sezgilerimi kullanırım-iç güdülerim kuvvetlidir -yeni şeyler üretirim -subjektifim -boyutları iyi algılarım -ritim duygum gelimiştir -bir bütün olarak görürüm-duygularımla hareket ederim… ************ ********* ********* Ben SOL beyinli biriyim, çünkü….. -mantık yürütürüm-lineer düşünürüm -sınıflandırır -isimlend irir -dizer listeler yaparım -analiz ederim -yapı incelerim -matematiksel işlemler yaparım -bilinçli hareket ederim -dili doğru kullanırım -detayları görürüm -inceler ve odaklanırım -bütünü değil parçayı görürüm -sistemli ve disiplinli çalışırım -objektif davranırım… ************ ********* ********* Sonuçlar: —”A” ların sayısı fazla ise, SAĞ beyniniz daha gelişmiştir… —”B” lerin sayısı fazla ise, SOL beyniniz daha gelişmiştir… ************ ********* ********* kaynak: evhobi.blogspot.com işte bir test daha demek isteyenlere sevgiyle kalın smiliyface |
Ynt: centin degişim aşamaları Bazı insanlar hayatı %100 yaşarlar ve onun her anına aşıktırlar. Bir kısmı ise her günü korkuya yakın bir hisle karşılarlar. Bizim için akıllıca olan şu anda hayata karşı yaklaşımımızı tekrar düşünmek ve sonra hayatı kibar bir şekilde mi giydiğimizi yoksa onun mu bizi giyilmekten yıpratılmış hale getirdiğini görmektir. Bu test size hayatı ne kadar çok sevdiğiniz konusunda ipuçları verecektir. http://www.basariyolu.com/test_hayataasikmisiniz.asp arkadaşlar teste buradan ulaşabilirsiniz sevgiyle kalın k8908 sapkal89 k8908 |
Ynt: centin degişim aşamaları Stres, duygularımızın vücudumuz üzerinde yarattığı tepkidir. Diğer bir deyişle, bizlerin farklı durumlara verdiğimiz tepkilerin, vücudumuza olan bir yansımasıdır. Stres, pozitif veya negatif olabilir. Pozitif stres, yeni bir olay, yeni bir başarı karşısında heyecanlanmayı ifade e der . Negatif stres ise, anksiy et e, depresyon, redd et me ve hatta kızgınlık ile sonuçlanabilir. Bu tür duygular, baş ve mide ağrıları, uykusuzluk, ülser, kan basıncında değişiklikler, kalp hastalıkları ve felç ile sonlanabilen sağlık sorunlarına yol açabilirler.Her yeni günle, bir bebeğin doğumu, sevilen bir kişinin vefatı, terfi, iş kaybı, sevilen bir kişiyle tartışmak veya yeni bir ilişkiye başlamak gibi stres yaratabilecek değişik olaylar yaşarız. Her durumda, stresle o an başa çıkmayı öğrendiğimiz gibi, hayatımızda karşımıza çıkabilecek değişik olaylarla da başa çıkmayı ve stresi kontrol altında tutmayı öğrenmeliyiz. Aşağıdaki test, ne gibi olayların sizde stres yaratabileceğini ve sizin bununla nasıl başa çıkabileceğinizi belirlemek için hazırlandı. Vereceğiniz kesin doğru veya kesin yanlış yanıtlar yoktur. Bu test bir teşhis koymak amacıyla değil, yalnızca sizin hayatınızda bir denge kurmanıza yardımcı olmak amacıyla hazırlandı. Stres düzeyiniz ve stresin hayatınızı nasıl et kileyebileceği hakkında bir profesyonelle konuşup bilgi almanız önerilir Stres Düzeyinizi Öğrenin Aşağıdaki durumlara genel olarak nasıl tepki gösterdiğinizi işar et leyerek stres düzeyinizi ölçün. 4- Her zaman 3- Sık sık 2- Bazen 1- Hiç Her soruya size uygun olduğunu düşündüğünüz bir sayı verin. Anketi tamamladığınızda sayıları toplayın. Anketin sonucunu elde ettiğiniz sayıya göre değerlendirin. 1-Birçok farklı işi kısa zamana sığdırmaya çalışıyor musunuz? 2-İş aksaklıkları veya gecikmeler durumunda sabırsızlanıyor musunuz? 3-Eğlenme amaçlı da olsa oynadığınız oyunlarda hep kazanmak zorunda hissediyor musunuz? 4-Trafikte kırmızı ışık yanmak üzereyken arabanızla hemen geçmeye çalışıyor musunuz? 5-Yaptığınız bir işte yardıma ihtiyacınız olsa da sormaktan kaçınıyor musunuz? 6-Sürekli olarak başkalarının hayranlığını kazanmak ve saygı duyulma ihtiyacı hissediyor musunuz? 7-Başkalarının işlerini yapma biçimlerini sıklıkla eleştiriyor musunuz? 8-Sıklıkla saate bakar mısınız? 9-Başarılarınızı ve pozisyonunuzu yükseltme konusunda aşırı hırs yaptığınız oluyor mu? 10-Zamanın size yetmediği düşüncesine kapılıyor musunuz? 11-Bir anda birden çok iş yapma alışkanlığınız var mıdır? 12-Sıklıkla gergin veya sinirli hissediyor musunuz? 13-Hobilerinize ve kendinize vakit ayırmakta zorlanıyor musunuz? 14-Çabuk konuşma veya sohbetleri hızlandırma eğiliminiz var mıdır? 15-Kendinizi geçinilmesi zor biri olarak kabul ediyor musunuz? 16-Arkadaş veya akrabalarınız sizinle geçinmenin zor olduğunu söylerler mi? 17-Birden fazla projede yer alma eğiliminiz var mıdır? 18-Kendinize sıklıkla işinizi bitirme tarihleri koyuyor musunuz? 19-Dinlenmeye ayırdığınız veya boş oturduğunuz vakitlerde kendinizi suçlu hissediyor musunuz? 20-Kendinize çok fazla sorumluluk yüklediğiniz oluyor mu? DEĞERLENDİRME Eğer toplam 20 - 30 arasındaysa, fazla üretken bir insan değilsiniz ve hayatınızı canlandırmaya ihtiyacınız var. Eğer toplam 31 - 50 arasındaysa, stresle başa çıkma konusunda iyi durumdasınız. Eğer toplam 51 - 60 arasındaysa, stres düzeyiniz normalin üzerindedir ve aşırı ger gin olma sınırındasınız demektir. Eğer toplam skor 61 ve üzerindeyse, kalp hastalığına yakalanma şansınız yüksektir. Bu test, Sweet Briar Üniversitesi Akademik Kaynak Merkezi´nden alınmıştır. http://www.arc.sbc.edu/stressquiz.html Kaynak: kendinigelistir.com Etiketler: stres, test sevgiyle kalın 8977 |
Ynt: centin degişim aşamaları 100 yılda ortalama kaç kişi ölüyor? Ortalama her yüz yılda bir nesil değiştiğine göre bir yüzyılda altı milyar kişi ölüyor. Peki bana saysana geçen yüzyıldan kalan 20 30 tane adam .. Bence sayamazsın; çünkü adını tarihe duyurmuş insan sayısı altı milyar insanın sadece çok küçük bir kısmı. Eğer ben 20 30 kişinin arasında kendimi yalnız hissederim ben nerde çokluk(ki deyimle sabittir)varsa orda olayım dersen hiç durma, yolun doğru; ama adını tarihe kazıtmak istersen başka şeyler denemelisin. Nedir bu şeyler? Utanmadığın her şeyi yap, ya alay ederlerse ya gülerlerse diye düşünme. Zaten fikrinden dolayı alay ediliyorsan doğru yoldasın demektir, arkandan gülüyorlarsa çığır açmak üzeresin. Kimsenin düşünmediğini düşün, yapmadığını yap. Kısacası fark yarat bulunduğun ortamda. Sen istediğin her şeyi yapabilirsin. Unutma, Atatürk de bu milletin kaderini değiştimeden önce küçük yaştan beri tarih kitapları okuyordu. Sen de önce ne istediğini bul sonra gerisi gelir. Bir yolla gelir hiç kafana takma sen. Allah: “Dua edin, cevap vereyim” diyor. Bu ayeti küçümseme sakın, sana çok şey vaad ediyor. Doğru şeyi iste ve üzerine git. Korktuğun, açılmaz dediğin bütün kapılar açılacak yüzüne. Bana güven.. alıntı sevgiyle kalın smileydance |
Ynt: centin degişim aşamaları Başarının en önemli anahtarları nedir? Neden bazıları başarılı olurken bazıları olamaz? İnanç başarının en önemli adımlarından birisi, peki inanç nedir? İnanç bir şey konusunda emin olma durumudur. Kendinize ve içinizdeki potansiyele inanın. Zihninizde başarabileceğinize inandıktan sonra elde edemeyeceğiniz hiçbir şey yoktur. Hayatınızda neye inanırsanız o başınıza gelir. Acaba diye düşündüklerinizin hepsini yaşamadınız mı? Düşündüğünüz her şey gerçek olmadı mı? Yapabileceğinize inanırsanız, yani içten bir şekilde inanırsanız zihniniz bir kurt köpeği gibi hedefinizi bulur ve yapılması için yolları oluşturmada çözümleri oluşturur. İnançlar, sinir sistemine doğrudan gönderilen emirlerdir. Bir hayalinizin gerçekleşeceğine ya da hedefinize inanırsanız, o inançlarınız, sizi hedefleriniz ve hayalleriniz için tam olarak istediğiniz duruma ulaştırır. İnanç kişiler için harika bir güçtür. “ Ölmeyi düşünün ve oturduğunuz yerde sürekli öleceğinize yönelik kendinize telkinler verin. Bu telkinler ile ölemezsiniz; ama emin olun ki inancınızı en üst düzeye ulaştırın. Bunu da gerçekleştirebilirsiniz. İnanç, zihninde oluşur. İnanç sizin bir parçanız haline gelir. Bundan sonra bu inanç vücudunuzun faaliyetlerini değiştirebilir. (Kan dolaşımı, bedensel değişiklikler vb. değişikler) Bir inanç, zihin içinde güçlendiğinde istediğiniz duruma ulaşmanız kolaylaşacaktır. Her büyük başarının arkasında kişilerin zihinlerinde oluşturduğu inançlar vardır. İnanç sizin bir parçanızdır ve sizin için harika bir güçtür; çünkü sadece inandığınızı başarabilirsiniz. Hayatınızda bulunduğunuz yer inançlarınızın eseridir. Gelecekte ulaşacağınız noktaya sizi ulaştıracak olan da yine inançlarınızdır. Kendinizle ilgili inançlarınızın farkına varın, yaşamınızı biçimlendirin. Ne olduğunuzu düşünüyorsanız o olursunuz. İstediğiniz konuma inandığınız ölçüde sahip olursunuz. Bir hedefinizi gerçekleştireceğinize inanmamışsanız ve hedefinize gereken bütün mücadeleyi ve bedeli ödemeye karar vermişseniz, buna ulaşmak için tüm insanlar ve şartlar sizi bir mıknatıs gibi kendine çekecektir. Hayallerinize ve hedeflerinize inanın. İnandığınızda hedefiniz için “evrenin sizinle işbirliği” ettiğini göreceksiniz. Kendinizden veya potansiyelinizden ve acabalarınız aklınızda dolaştığında zafer yerine yenilgiyi çekmeye başlarsınız. Düşündüğünüz, inandığınız ve olmasını beklediğiniz hedefinize mutlaka ulaşırsınız. Hedefinizi öyle net ve size uygun seçilmelisiniz ki bu hedefe ulaşabileceğinizi kullanabilesiniz. Eğer siz ona ulaşabileceğinize güçlü bir inançla inanmışsanız hiçbir engel sizi hedefinizden alıkoyamaz. Hiçbir şey de sizin için imkânsız değildir. Mahatma Gandi kendisine neredeyse imkânsız bir hedef seçmişti. Fiziksel olarak çok şey başaramayacağı izlenimini uyandıran bu küçük adamın gün gelip Hindistan’ın İngiliz İmparatorluğu’nun hegemonyasından kurtulmasına öncü olacağını kim düşünebilirdi ki? Onun hedefi bağımsız bir ulus yaratmaktı. Ne demek olduğunu düşünün. Çağlar boyunca İngiliz yönetimi altındaki milyonlarla dolup taşan eski Hindistan… Beş parasız, ordusuz, evsiz hatta tek bir pantolonu bile olmayan Mahatma Gandi… Yine de İngiliz İmparatorluğu’nun sahip olabileceklerinden daha büyük bir kaynak; kendi potansiyeline sahip olma ve onu kendi seçimlerine göre yönlendirme kapasitesine sahipti. Hindistan’ın özgürlüğünü seçti ve amacının gerçekleştiğini görmek için yaşadı. Hedefiniz her ne olursa olsun hayallerinizi izlerken sınırlı gibi gözüken potansiyelinizin çok ötesine gidebilirsiniz. İçimizdeki potansiyelin sınırı yok… Kendine ve kendi potansiyeline inanan bir kişinin dünyadaki en büyük güce sahip olduğu kesindir. Bu durum güneşin doğması kadar kesindir. Düşündüğünüz, inandığınız ve güvendiğiniz her şey mutlaka gerçekleşir. Hayal gücünün kudretiyle başarılması olanaksız bir hedef yoktur. “İnsan hayalleri doğrultusunda güvenle ilerlerse ve düşlediği yaşam için çok çalışırsa hiç ummadığı bir anda başarıyla karşılaşır” Henry Thoreau YAZAN:KİŞİSEL VE KURUMSAL GELİŞİM UZMANI/YAZAR CEMAL KONDU Etiketler: başarı, ilişkiler, inanç, Kişisel Başarı sevgiyle kalın derty |
Ynt: centin degişim aşamaları Başarılı bir Motivasyon için enerjiye gereksinimimiz vardır. Ve ancak sağlam bir vücut bizi enerji, uyumluluk ve mutlulukla ödüllendirecektir. Sağlığın bütününü yalnız vücut değil akıl ve ruh da içerir. Bu yaklaşım,her insanın kendine özgü olduğunu kabul eder. Herbirimizin fiziksel, düşünsel ve ruhsal açıdan formumuzun doruk noktasına ulaşmak için en iyi yolu keşfetmemiz gerektiğini belirtir. kişilik çoğu zaman başkalarıyla iletişim kurma tarzımız olarak düşünülür. “Yankılanan etki” ise kişiliğin temel bir yönüdür. İnsanlara onların bize davranmalarını istediğimiz şekilde davranmalıyız. Motivasyon, başkalarını bizim için bir şeyler yapmaya teşvik eder. Başarılı olmak için insanların yardımına gereksinimimiz vardır. Çünkü kendi başımıza amaçlarımıza ulaşmamız imkansızdır. Kendimize değer vermiyorsak çevreye saygı gösteremez ve olumlu iletişim kuramayız ve buna göre iletişim kendimizi başka bir kişinin düşüncesine yansıtmaktır. sevgiyle kalın sung66 |
Ynt: centin degişim aşamaları Zihinsel bir görünümü değiştirmek disiplin ister. Bizim kültürümüzde, felakete yönelik plan yapmak, hazırlıklı olmak ve köşenin oradan ne gelebileceğini sezmek öğretilir. Bu, modası geçmiş fikirleri atmayı, bunların yerine şu an ne istediğinize ilişkin fikirleri koymanızı ve bunun zaten olmakta olduğunu kabul etmeyi içerir. Kaçınız “Yaşam zor, günlük mücadele, yaşam çetin” sözlerini işitti? Peki ya “Sağlığın bozulursa, hiçbir şeyin olmaz” sözü? Sağlığın iyi değilse işlerin epey kasvetli olacağı düşüncesine katılıyorum, evet; ama yine de yaşanacak çok şey var. Yaşam, diğerleriyle değiştokuşumuz bağlamında, pek çok anlama sahiptir; ama genellikle tanımı tersten alırız. Yaşam, yalnızca almaktan ibaret değildir. Daha çok, ne verdiğinizdir. alıntı sevgiyle kalın art56art56 |
Ynt: centin degişim aşamaları Şahane bir insan olmak ister misiniz? Mükemmelliği yakalayarak şahane bir insan olmak artık elinizde. Şahane insan kullanma klavuzundaki egzersizleri uygulayarak 2008′de şahane bir insan olabilirsiniz: ŞAHANE İNSAN OLMAK İÇİN KULLANIM KILAVUZU Her insan hayatında mutludur. Fakat insan biraz daha iyi düşününce belki de rutinlerin arasında sıkışıp kaldığının farkına varabilir. Veya tam tersine hiçbir şey düzgün gitmeyip, nereden ve nasıl başlaması gerektiğini de bilmeyebilir. Eğer hayatınızı değiştirmek istiyorsanız aşağıda belirtilen günlük egzersizleri yapmanızı tavsiye ederiz. Bu sayede yeniden yapılanmış ve kendinizi bir anda yeniden doğmuş gibi hissedeceksiniz. Yapılan bu minik günlük alıştırmalar sayesinde hem kendinizi hem de vücudunuzu tanıyıp, huzurlu ve mutlu bir insan olma yolunda adım atacaksınız. Egzersizler sayesinde 4 hafta sonra siz bile kendinizi tanıyamaz hale geleceksiniz. 1. HAFTA PAZARTESİ: En az üç kişinin koluna dokunun. Böylece karşı tarafla aranızda bir bağ oluşturup, onun yanındayken mutlu olduğunuzu hissedip hissettireceksiniz. Ayrıca kalp ritminiz de düzene girecek. SALI: Buzdolabı kapağının üzerine bir minik not yazın. ÇARŞAMBA: Başkalarıyla aranızda mesafe olduğunu kabul edin ve başkalarının yaşam alanlarına saygılı olun. PERŞEMBE: Başkalarına karşı herhangi bir negatif söz sarf etmeyin. CUMA: En az tanımadığınız üç kişiyle konuşmaya çalışın. Böylece kendinize güveniniz gelir kim bilir belki de bekarsanız kısmet bulursunuz. CUMARTESİ VE PAZAR: Canınız ne yapmak istiyorsa onu yapın. 2. HAFTA PAZARTESİ: Her saat başı üç defa derin nefes alın. SALI: Korkularınızdan bir tanesiyle yüzleşin. ÇARŞAMBA: En az üç arkadaşınıza sizde beğendikleri bir özelliğinizi sorun. PERŞEMBE: Vücudunuzu dinlendirin. CUMA: Sinirlendiğinizi belli edin. CUMARTESİ VE PAZAR: Çocukluk hayallerinize geri dönün. 3. HAFTA PAZARTESİ: Duruşunuza dikkat edin. Sürekli aynı pozisyonda durmak vücutta gerginlik yaratır o yüzden sürekli pozisyon değiştirin. SALI: En az üç kişiye neden onlara değer verdiğinizi söyleyin. ÇARŞAMBA: Ailenizle ve dostlarınızla daha fazla vakit geçirmeye özen gösterin. PERŞEMBE: Kendinizle iddiaya girin. CUMA: Sevmediğiniz bir yemeği yemeye çalışın. CUMARTESİ VE PAZAR: Size zarar vermiş bir insanı arayın ve nedenler üzerine konuşun. 4. HAFTA PAZARTESİ: Gün içinde bir çok defa yüz jimnastiği yapın. SALI: Günde üç defa iş arkadaşlarınızla sohbet ortamı yaratın. ÇARŞAMBA: Yaptığınız bir işi bir kenara bırakıp günde üç defa ayak tabanlarınıza konsantre olun. Böylece kendinizi bütün bir stress ten arınmış hissedeceksiniz. PERŞEMBE: Sürekli yapmaya alışık olduğunuz birşeyi bugünlük yapmayın. CUMA: Gökyüzüne bakıp, yıldızları izleyin. Yoksa bile hayal edip görmeye çalışın. CUMARTESİ VE PAZAR: Bitti. Yaptıklarınızın bir bilançosunu yapıp nelerin değiştiğini farkına varın, ve Şahane bir insan olduğunuzu kabul edin. kaynak: H2 denemeye degermi sizce arkadaşlar deger diyipte deneyenler sonuçları yazarmı acaba hııııııııı pc05 sevgiler derlenmiş size bir buket sevgi gelmiş buyrunuz evrenin düzenünden buda benden sevgili arkadaşlar smiliyface sevgiyle kalınız |
Ynt: centin degişim aşamaları Sırtlanların çene kuvvetinin 450 kg’a kadar çıkabildiğini... Som balıklarının şelaleleri tırmanarak suyun kaynağına kadar ulaşabildiklerini... Ünlü besteci Beethoven'in son bestesini, sağır olarak yaptığını... Devekuşlarının beyinlerinin, gözlerinden küçük olduğunu...( “Kuş beyinli” tabirini muhtemelen devekuşları sayesinde kullanıyoruz) Timsahların fındık kadar beyinleri olduğunu... Sümüklü böceklerin dört tane burunları olduğunu... (Aslında gayet normal) Bir timsahın en yumuşak yerinin kulağının arkası olduğunu... Diğer yerleri kurşun dahi geçirmez. “Kanguru” kelimesinin, Aborijincede “bilmiyorum” demek olduğunu... (Avustralya’yı keşfeden denizciler, karaya çıktıklarında bir kanguru görürler ve yerlilere adını sorarlar. Onlar da bilmedikleri için “kanguru” derler) Paris'teki Versailles Sarayı'nın 1300 odası olduğunu ve hiç tuvaletinin olmadığını... Bir çift sineğin sadece nisan-mayıs aylarında bıraktıkları yumurtaların tamamından sinek çıksa idi, dünyayı 14 metre kalınlığında bir sinek tabakası kaplayacağını... Eyfel kulesinin yapımında toplam 6400 ton ağırlığında 18.100 adet demir parçası kullanıldığını... Süleymaniye camiinin 4 minaresi olmasının sebebinin, Kanuni'nin İstanbul'un fethinden sonraki dördüncü padişah; bu dört minaredeki on şerefenin de Osmanlının onuncu padişahı olduğunun bir işareti anlamına geldiğini... Bir insandaki toplam damar uzunluğunun 150 bin km. ve dünya ile güneş arasındaki mesafenin de 150 milyon km. olduğunu... Osmanlı sultanlarının ve bazı alimlerin başlarındaki kavukların, kefenlerinden oluştuğunu, sık sık ölümü hatırlayıp ona göre karar verdiklerini, ayrıca öldükleri zaman hemen başlarındaki kefenle defnedildiklerini... Bir futbolcunun topa her kafa vuruşunda, beyninden 1000(bin) hücrenin öldüğünü... Ortalama bir insanda 30.000-100.000 adet saç olduğunu, hergün yaklaşık 100 tanesinin döküldüğünü... İnsan vücudunun her 7 yılda -ölen hücrelerin yerine yenisi gelerek- tamamen yenilendiğini... Amerikan halkının %60'ının ülkelerini, dünya haritasında bulamadıklarını... 0(sıfır)'ı müslümanların bulduğunu... Dünyaya her yıl düşen yağış miktarının eşit olduğunu... Beşiktaş kulübünün kuruluşundaki Kırmızı-Beyaz renklerinin, Balkan savaşındaki mağlubiyetten sonra Siyah-Beyaz olarak değiştirildiğini... Galatasaray kulübünden, yıllar önce bir grubun ayrılıp 'Güneşspor' u kurduğunu... Fenerbahçe Kulübünün ilk adının 'Siyah Çoraplılar' olduğunu... İbni Sina'nın göz ameliyatı yaptığını... 17 Ağustos 1999'da sabaha karşı 02:58 civarı 7.4 şiddetinde, gece büyük bir deprem yaşadık. Kur'an-ı Kerim'in 7inci (A'raf) suresinin 4üncü ayetinde sanki bu depremin anlatıldığını... ("Biz nice memleketler halkını helâk ettik ki onlara azabımız, gece yatarlarken, yahut göndüz istirahat ederlerken gelmişti" Kur'an-ı Kerim(7/4)) sevgiyle kalın smiliyface |
Ynt: centin degişim aşamaları Kendinizi başkalarının anlattığı kadar mı tanıyorsunuz? İşte size karakterinizi keşfetmek için bir fırsat... Aşağıdaki sorularda verilen üç seçenekten kendinize uygun olanı seçiniz. Doğru bir değerlendirme elde etmek için her soruda bir seçeneği işaretlemek zorundasınız. 1. Soru A.) değişken B.) duygulu C.) uyumlu 2. Soru A.) bilgili B.) gayretli C.) tahammüllü 3. Soru A.) kararsız B.) tuttuğunu koparan C.) popüler 4. Soru A.) dirençli B.) sabırlı C.) dengeli 5. Soru A.) utangaç B.) sağlam C.) gerçekçi 6. Soru A.) deneysel B.) sabit C.) geleneksel 7. Soru A.) dalgalı B.) iradeli C.) alışkanlık edinen 8. Soru A.) açık B.) konsantre C.) tipik 9. Soru A.) şüpheci B.) doğrudan C.) sıradan 10. Soru A.) spekülatif B.) kaya gibi sert C.) nazik 11. Soru A.) tartışmacı B.) dayanıklı C.) saygın 12. Soru A.) oturaksız B.) atak C.) itibar eden 13. Soru A.) huzursuz B.) garantici C.) saygın 14. Soru A.) kıpır kıpır B.) kesin C.) yetkin 15. Soru A.) sakin B.) empatik C.) güçlü 16. Soru A.) sinirli B.) azimli C.) düzenli 17. Soru A.) tedbirli B.) çetin C.) ılımlı 18. Soru A.) heyecanlı B.) ilerici C.) saygın 19. Soru A.) tahmin edilemeyen B.) cesur C.) tarafsız 20. Soru A.) istikrarsız B.) bağlı C.) boyun eğen 21. Soru A.) anlaşılması zor B.) canlı C.) becerikli 22. Soru A.) duygulu B.) yaşam dolu C.) dakik 23. Soru A.) hoşnut B.) çoşkulu C.) sadık 24. Soru A.) mutsuz B.) esnek C.) eksiksiz 25. Soru A.) kuşkulu B.) kaygısız C.) adil DEĞERLENDİRME Kendinizi her 'a' cevabı için 0 puan; her 'b' cevabı için 2 puan; her 'c' cevabı için 1 puanla ödüllendirin. 40-50 puan Çok güçlü bir karakter. Anahtar kelimeler: Zorlu, hırslı, iddialı. Muhtemelen hayatta tam olarak ne istediğini bilen bir hedeflerine ulaşıncaya kadar rahata ermeyecek birisiniz. Sizin için başarıyı yakalamak her zaman için olasıdır. Ancak, amaçlarınızı gerçekleştiremediğinizde hayal kırıklığına uğramaya fazla yatkınsınız. 25-39 puan Güç bakımından çok dengeli bir kişilik. Anahtar kelimeler: düşünceli, hoşgörülü, kibar. Aslında puanlarınız, kendi istekleriniz kadar başkalarınınkine de duyarlı olduğunu gösteriyor. Hem iyi bir takım oyuncusu, hem de hayattan ne istediğinizi biliyorsunuz. Kaçınılmaz inişlere de, rasgele çıkışlara da aynı hoşgörü içinde bakarak, olanları kabulleniyorsunuz. 25 puandan az Pek güçlü bir karakter değil. Anahtar kelimeler: Kararsız, tereddütlü, iradesiz. Puanınız, kendi yeteneklerinizle ilgili bir güven eksikliği ve şüpheyi işaret ediyor. Dünyayla barışık ve kaderinizden memnun olsanız da, bu potansiyelinizi yeteri kadar değerlendirmediğiniz anlamına gelir. Daha yüksek hedefler koymak ve hayatta başarılı olmak için, en az diğer insanlar kadar başarılı olmak için, en az diğer insanlar kadar yetenekli ve becerikli olduğunuzu anlamak, hatta kabul etmek size avantaj sağlayabilir iste bir test daha sonuçları yazın olmazmı sevgiyle kalın smiliyface |
Ynt: centin degişim aşamaları Aklımdaki sorular Kendimizle başbaşa kaldığımız zamanlarda aklımızdan birçok anlamsız soru geçer. İşte bu soruların en ilginçlerini sizin için araştırdık.. Yanlış çevrilen telefon numaraları niye hiçbir zaman meşgul çalmaz? Sadece ’tek heceli’ kelimesini söyleyebilmek için niçin dört hece kullanmaktayız? Neden insanlar gökyüzünde 400 milyon yıldız var denildiğinde inandıkları halde, ’yeni boyalı’ yazan yüzeyi elleriyle yoklarlar? Niçin limonlu gazozların içerisinde bir sürü suni tatlandırıcı varken bulaşık deterjanında ’gerçek limon suyu’ kullanılmaktadır? Işık 300.000 km/sn hızla yayıldığına göre karanlık hangi hızla çökmektedir? Işık hızında giden bir arabada oturduğumuzu varsayarsak, farları (ışıkları) yakınca ne olur? Niçin fare kokulu kedi maması yok? Teflona hiçbir şey yapışmadığı halde teflon, ’tavaya’ nasıl yapıştırılmıştır? 24 saat açık denen benzin istasyonlarının kapılarında neden kilit vardır? Eğer uçağın kara kutusu kaza anında parçalanmıyorsa neden bütün uçak bu kutunun üretildiği maddeden yapılmamaktadır? Neden bir dakikalık saygı duruşları otuz beş saniyeyi geçmez? Neden otel tanıtım programlarındaki her otelde tava yakan bir aşçı bulunur? Tava yakmak iyi otel için bir ölçüt müdür? Neden bir eliniz dolu iken diğer elinizle kilitli bir kapıyı açmak zorunda kaldığınızda, anahtar hep elinizin dolu olduğu taraftaki cebinizdedir? Neden Amerikan Salatası kutusunun üzerinde Türkçe "Amerikan Salatası" yazarken İngilizce "Russian Salad" yazar? Bu salata ABD-Rus ortak yapımı mıdır? Neden taksi şoförleri seyir halindeyken kapılarını açıp sol ön lastiğe bakmaya çalışırlar? Otomobilde bir problem olduğunu fark etmişler ise bunun kaynağının sol ön lastik olduğundan nasıl bu kadar emin olabiliyorlar? Ve neden daha sonra hiçbir şey olmamış gibi yollarına devam ederler, bir bakışla sorun çözülmüş müdür? Neden erkekler bağrını açtıkça takozlaşırken, kadınlar seksileşir? Neden kainat güzellik yarışması yapılmaktadır? Güzellik yarışmalarına diğer gezegenlerden de mi başvuru olmaktadır? Dünya güzeli neyimize yetmez? Neden avukatlar ve doktorlar mesleklerini her ismi yazılı olan yere eklemektedirler? Avukat Ahmet ismini Av.Ahmet şeklinde yazarken temizlik görevlisi Ahmet ismini Tg.Ahmet şeklinde mi yazmalıdır? Neden bir kimse tuvaletin yerini öğrenmek istediğinde "lavabo nerede" diye sorar? Amaç daha kibar olmak mıdır? Lavaboya sıçılır mı? Neden filmlerde, dizilerde ve bilumum görsel medya araçlarında bilgisayar kullanan insanlar klavyeye bakmadan bilinçsizce ve olanca hızlarıyla abanırlar? Yoksa hala ms dos mu kullanırlar? Ve neden bilim-kurgu filmlerinde bile onca teknolojiye rağmen komut tabanlı programlar kullanılır, bu Windows’un ileride göçeceğine dair bir işaret midir? Yüzmek zayıflatıyorsa balinalar nerede yanlış yapıyorlar? Niçin falcıya gitmeden evvel randevu almak gereklidir? Geleceğimizi bilemez mi? Eğer bugün hava sıcaklığı 0 derece ise ve yarın iki kat daha soğuk olacaksa, yarın hava kaç derece olacaktır? Eğer bir şizofren diğer kişiliğini ölümle tehdit ediyorsa, bir rehinelik durumundan söz edilebilir mi? Tabelacılar greve giderlerse, ellerindeki pankartlara bir şey yazabilirler mi? Soyu tükenmekte olan bir hayvan, soyu tükenmekte olan bir bitkiyle besleniyorsa ne yapmalı? Neden koyunlar yağmur yağdığında çekmezler? Eğer bir kaplumbağanın kabuğu yoksa çıplak mıdır yoksa evsiz mi? Vejetaryenler hayvan şeklinde krakerlerden yiyebilirler mi? Eğer onları avlayamıyorsak bir turist mevsiminden nasıl söz edilebilir? sevgiyle kalın wave |
Ynt: centin degişim aşamaları eğlenceli bir test arkadaşlar ben bu teste bayıldıydım deneyin çok ilginç gelecek sizinle paylaşmak istedim Bu mesajin sonunda sana bir soru sorulacak. Hemen yanitla. Durup dusunme. Aklina ilk gelen seyi soyle. Ama kesşnlkle bekleme test amacına bu şekilde ulaşıyor Bu eglenceli bir "test"... VE ayni zamanda biraz acaip (cok acaip)! Bir dene, Boylece kac insanin seninle ayni orana dustugunu goreceksin. Konu satirina kendinin %98’de veya %2’de oldugunu yazmayi unutma. Bunun ne demek oldugunu "test"i bitirdikten sonra anlayacaksin. Simdi... asagidaki talimatlari olabildigince cabuk yerine getir. Bir hesabi bitirmeden otekine gecme.. Yanitlari yazmak veya hatirlamak zorunda degilsin. sadece topla ve aşağı doğru devam ederek diğer sayılara gec Sadece kafadan hesaplayarak cevap ver gec. Sasiracaksin. Basla: Asagidaki toplamlar kac ediyor: 89+2 12 + 53 75 + 26 25 + 52 63 + 32 Biliyorum! Hesap yapmak zor is, ama neredeyse bitti... Hadi. tek bir tane daha... 123 +5 CABUK! BIR RENK VE BIR ALET DUSUN! hemen Asagiya devam et... Biraz daha... Aklina kirmizi bir cekic geldi, degil mi? Eger verdigin cevap bu degilse, sen anormal sayilmasa da farkli bir akla sahip olan %2 insandan birisin. Insanlarin %98’i bu alistirmayi yapinca kirmizi bir cekic diye yanitliyor. sevgiyle kalın sung66 |
Ynt: centin degişim aşamaları İmkânsızı başarmak için Uzun zamandır yaşamlarında mucize kabul edilebilecek sonuçlar alanları inceliyorum. Kimlerin başına mucizeler geliyor? Öncelikle mucize, olabileceğine inananların başına geliyor. Bir imkânsızın olabileceğine inanmayanlar her zaman haklı çıkıyor ve sıradan yaşamlarına devam ediyor. Bununla birlikte bir imkânsızın gerçekleşebileceğine tüm kalpleriyle inanan ve bunun için çalışan insanlar, imkânsızın gerçekleşebildiğini görüyor ve sıra dışı yaşamlarına devam ediyor. Seminerlerimde uyguladığım bir imkânsızlık deneyi var. Öncelikle gruba fiziksel bir sorunu tarif ediyorum. Sorun bir pipet ve çok ince bir iplikle ilgili. Katılımcılar, pipet ve ipliğe bakarak verdiğim amacın başarılamayacağını düşünüyorlar. Bu deneyin 15 saniyelik bir süresi var. Katılımcılar, birer birer iplik ve pipetten oluşan deneyi yapıyorlar. Her biri 15 saniye uğraşmasına rağmen başarılı olamıyor. Değil 15 saniye, birkaç dakika uğraşsalar bile olmayacak gibi bir izlenim oluşuyor. Katılımcıların yarısı denedikten sonra benim bu problemi 5 ayrı şekilde bir ya da iki saniye içinde çözdüğümü söylüyorum. Katılımcılar bu imkânsızlık probleminin çözülebildiğini öğrenseler de hâlâ kendilerinin yapabileceğini düşünmüyorlar. Sonlara doğru bir kişi problemi bir saniye içinde çözüyor. Katılımcılara birer birer deneyin başında ne düşündüklerini soruyorum: "Yapabileceğinize inanıyor muydunuz? Yoksa yapamayacağınıza mı inanıyordunuz?" Yapamayanların hepsi, pipet ve ipliği ellerine aldıklarında problemin çözümünün imkânsız olduğunu, sadece pipet ve iplikli deneyde başarılı olmuş olanlar, deneyin başında "yapabileceğine inandığını" belirtiyor. İşte mucizelerle ilgili durumumuzda yaşamlarında mucizelerle karşılaşmayacağına inananlar, karşılaşmıyorlar; karşılaşabileceklerini düşünenler ise bunların ortaya çıkmasına vesile oluyorlar. Bu arada mucizeyi mühendislik mantığıyla tanımlayayım. Elimizde bir hedef var; bunu başarmak için 100 birime ihtiyacımız var; elimizde ise sadece iki birim var. Aradaki 98 birimin tamamlanması imkânsız gibi görünüyor. İşte bu eksik olan 98 birim tamamlanabilirse mucize gibi bir şey olmuş olur. Mucize gibi tanımlanabilecek sonuçlara örnekler vereyim: Üniversitede notları ortalama bir öğrencinin Harvard Üniversitesi'nin yüksek lisansına kabul edilmesi; motosiklet kazası geçirmiş ve felç olmuş 'hayatın boyunca koltuk değnekleriyle yürüyeceksin' dedikleri birinin yürümekten öteye dünyanın en iyi dansçılarına ve sporcularına kaslarını nasıl kullanacaklarına ilişkin örnek olacak bir sağlığa kavuşması, üç yüz kişilik bir bölükle yüz bin kişilik bir ordunun mağlup edilmesi, bir saat içinde iki yüz kilometre ötede bir yere elden bir belge teslimi ve benzeri. Yaşamlarında bu tür olağanüstü sonuçlar alanların özelliklerini şöyle sıralayabilirim; birincisi, kendileri için mucizenin ne olduğunu tanımlamışlar. İnsanlara 'yaşamınızda bir mucize olabilecek olsaydı, bu ne olsun isterdiniz?' diye soruyorum. Çoğu zaman yanıt alamıyorum. Dolayısıyla 'yaşamımızla ilgili ne olursa mucize deriz?' sorusunun cevabını vermeden bu mucize olmayacak. İkinci olarak bu mucizenin olacağına inanacaklar. Daha önce belirttiğim gibi inanmayanların başına mucize gelmiyor. Üçüncü olarak ne kadar anlamsız görünürse görünsün çaba gösterecekler. Elinizde sadece üç yüz asker de olsa ve karşımızdaki ordu yüz bin kişilik de olsa, o sıra yapılabilir en akıllıca şey ne görünüyorsa onu yapmak gerekiyor. Başkaları bizimle alay da etse, her çabamız ret ile de karşılaşsa hiç vazgeçmeden çalışmak gerekiyor. Dördüncü olarak, bu mucizenin olabilmesi için herkesten fazla çalışmak gerekiyor. Herkes kadar çalışarak mucize olmuyor. Beşinci ve en azından benim öğrenebildiğim kadarıyla bir mucize için en önemli olansa yardım etmek. Ancak başkalarının yardımı, desteği ve anlayışıyla bizim mucizemiz gerçekleşecekse, biz de başkalarının yaşamındaki mucizelerin ve olumlu şeylerin ortaya çıkması için yardım etmeliyiz. alıntı sevgiyle kalın kiss3 |
Ynt: centin degişim aşamaları Mümin Sekman’ın hazırladığı “Bu hafta beynine iyi bak!” adlı “beyin kullanma kılavuzu” kitapçığından birkaç alıntı: *Beyin açık havada ve ayaktayken daha iyi çalışır. Önemli kararlarınızı açık havada yürürken alın. *Beyin örneklerle akıl yürütür. Kararsız kaldığınız bir durumda “Atatürk benim yerimde olsaydı ne yapardı?” diye düşünün. *Yabancı bir dil öğrenme ve ezber beyni güçlendirir. Her gün birkaç yeni kelime öğrenin ve kullanın. *Zihinsel jimnastik yapın. Bunun için başta Sudoku olmak üzere bulmaca ve satranç gibi oyunları kullanabilirsiniz. *Zihinsel rutinlerinizi kırın. Bazen telefonu sol elinizde tutun, çantanızı diğer alinizde taşıyın, evinize başka bir yoldan gidin. *Zihinsel zevklerinizi zenginleştirmek için her gün mutlaka iyi bir özdeyiş kitabından, birkaç cümle okuyun. Güzel bir resme bakın. Sevdiğiniz bir müziği gözleri kapalı dinleyin. *Bir konu hakkında düşünürken, nasıl düşündüğünüzü de gözlemleyin. Düşünmek üzerine düşünmek, düşünce kalitesini artırır. *İyi bir uyku kaliteli bir beynin temelidir. 24 saati geçen uykusuzluk sarhoşluğa benzer bir şekilde beyin fonksiyonlarını etkilemektedir. *Bol ve temiz “birinci el” oksijen beyin için çok önemlidir. Beyin vücuda alınan oksijenin dörtte birini tek başına tüketir. *Farklı düşünme tarzları beyni geliştirir. Çocuklar ve hayvanlarla daha fazla vakit geçirin. Sizden farklı düşünen insanlarla konuşun. *Kullanılmayan organ körelir. Sürekli TV seyrederek beyninizi düşük viteste çalıştırmayın. Beyninizin sınırlarını zorlamayan etkinlikler, beyninizi geliştirmez. *Beyin diyeti yapın. Beynimiz “garbage in garbage out” ilkesine göre çalışır. Yani beninize çöp girerse, beyninizden çöp çıkar. Beyninizi neyle beslediğinize, midenizi neyle beslediğiniz kadar dikkat edin. *Kafanızda en çok neyi düşünürseniz, hayatınızda onu çoğaltırsınız. Günde aklımızdan 60 bin ile 80 bin arası düşünce geçer. Bu düşünceler ne hakkında? Beynimiz kendisinin nasıl çalıştığı hakkındaki bilgi ve inançlarına göre çalışır. *Beynin çalışması hakkında yanlış bilgilere sahip olduğumuzda, beynimiz de yanlış çalışır. *Başarı beyinde başlar. İnsan “kafadan” kaybeder! Bu hafta “beyin haftası.” Aklımızı “başımıza” toplama haftası! Bu hafta kafanızı nasıl daha iyi çalıştırabileceğiniz üzerine daha fazla kafa yorun alıntı sevgiyle kalın cilgin897 |
Ynt: centin degişim aşamaları Alıntı:
|
Ynt: centin degişim aşamaları ay arkadaşlar bunu mutlaka okuyun olmazmı smiliyface Manyetik alanlar ve beynin gizli güçleri İnsan beyni dünyanın manyetik alanı ile sürekli etkileşim içinde. Mesela yoğun manyetik alanlarının olduğu bölgelerde uyuyan bir kişi hayatında görmediği netlikte ve gerçeklikte düşler-rüyalar görebiliyor. Hz Yakup gibi… İnsan beyni manyetik alanlar ile sürekli etkileşim içerisindedir ve hepimiz yeryüzünün manyetik alanı içerisinde hareket etmekteyiz. Bir pusulanın farklı yerlerde aynı yönü göstermesi de yeryüzünün manyetik alanının varlığını göstermektedir. Yeryüzünün manyetik alanı yer zemininden çıkıp gökyüzüne kadar devam etmektedir ve uzayda dünyamızı çevrelemektedir. Manyetik alanlarla etkileşime en güzel örneklerden birisi kuşların manyetik alanı hissetmesidir. Örneğin bazı kuşlar göç ederken sadece güneş ve yıldızların konumuna göre değil aynı zamanda manyetik alanın yönüne göre de göç ederler. Bilim adamlarının yaptığı bazı deneylerde başının yan tarafına mıknatıs yerleştirilen bazı kuşların yollarını şaşırdıkları gözlemlenmiştir. Çünkü mıknatıs farklı bir manyetik alan oluşturur ve kuşun dünyadaki doğal manyetik alanı algılamasını zorlaştırır. Ayrıca uzay yolculuğu yapan astronotların da uzun süre dünya manyetik alanından uzak kalmaları sonucunda bazı fiziksel rahatsızlıklar yaşadıkları belirtilmektedir. Manyetik alanların sadece şiddeti değil yönü de çok önemlidir. Yeryüzünün manyetik alanı az önce belirttiğimiz gibi dikey bileşeniyle atmosfere kadar devam etmektedir. Yapılan ölçümler bazı bölge veya şehirlerin manyetik alanlarının daha güçlü olduğunu göstermektedir. Mesela maden yataklarının olduğu bölgeler veya bazı dağlar bu güçlü bölgelere örnektir. Güçlü manyetik alanları tespit etmek için özel ölçüm cihazları kullanmalısınız veya jeofizikçilerin daha önce farklı bölgelerde yaptıkları manyetik ölçümleri incelemelisiniz. Ya da pusula türündeki aletlerin manyetik alandaki hareketlerine bakarak tahmini fikir edinebilirsiniz fakat bu son yöntemle doğru ölçümlere ulaşmak çok zordur. Manyetik alanların hangi bölgelerde daha yoğun olduğu hakkında hazırlanmış "Manyetik Alan Haritaları" vardır ve ayrıca "Maden Tetkik ve Arama" Genel Müdürlüğü'nün de hazırladığı haritalar bulunmaktadır. Bazı bölgelerin yani mekânların beynimize ve ruhsal yapımıza daha güçlü tesirleri olduğuna dair dini metinlerde örnekler de vardır. Mesela Hz. Yakup bulunduğu yerden Haran'a doğru yola çıkar ve güneş batıp gece olunca oradaki bir alanda uyur. Başını o yerdeki taşlardan birisine yaslar ve uyur yani başının altına taş koyar. Hz. Yakup uykuya dalınca mucizevî rüyalar görmeye başlar fakat bunlar sıradan rüyalar değildirler. Hz. Yakup bu bölgede uyurken rüyasında yeryüzü üzerine bir merdiven dikildiğini ve başının göklere eriştiğini görmüştür ve onda meleklerin inip çıktığını görmüştür. Hz. Yakup uyandığında bu bölgenin çok özel olduğunu ve buranın göklerin bir kapısı olduğunu söylemiştir. Aslında uyku ve rüya konuları ruhsal boyuta geçiş ile çok yakından ilgilidir. Mesela bir Kur'an ayetinde: "Allah o canları öldükleri zaman alır; ölmeyenleri de uyuduklarında. Sonra haklarında ölüm kararı verdiklerini alıkoyar, diğerlerini belirlenmiş bir süreye kadar salıverir. Şüphesiz ki bunda düşünecek bir kavim için deliller vardır."(Zümer 42.ayet) Gördüğünüz gibi ayette uykunun aynı zamanda ölüm hadisesi ile direkt bağlantılı olduğu vurgulanmaktadır. Dolayısıyla rüyalar sadece anlamsız görüntülerden ibaret değildir ruh boyutuyla da yakından ilgilidir. Manyetik alanların uyku esnasında beyinle etkileşimine dair ilginç örnekler de mevcuttur. Mesela yoğun manyetik alanlarının olduğu bölgelerde uyuyan bir kişi hayatında görmediği netlikte ve gerçeklikte düşler-rüyalar görebilir. Hatta günahlardan arınmış insanlar bu rüyaları doğaüstü hallere kadar taşıyabilir. Gerçekten de manyetik alanların fiziksel ve ruhsal yapımıza etkileri olup olmadığını denemek isteyenler uyku esnasında başlarına yakın bir yerde mıknatıs bulundursunlar. Çünkü mıknatısların da manyetik alanları vardır ve bu da beynimizi yakın mesafede etkiler. Büyük bir mıknatıs bulmak biraz zor olabilir. Fakat müzik hoparlörlerinin içinde yani teyplerde sesin geldiği kolonların içerisinde büyük mıknatıslar bulunur. Dolayısıyla uyku esnasında herhangi bir hoparlörü de başınıza yakın tutarak bunu deneyebilirsiniz. (Teyp veya hoparlörün elektriğe bağlı olmasına gerek yok kapalı olsun. Yani ses gelmesine gerek yok teyp çalışmasın) Ayrıca mıknatısın yani hoparlörün başa göre uzaklığı, yönü ve açısı da önemlidir (Sağ, sol, düz, ters, uzak, yakın v.s ) Farklı denemeler yaparak yani hoparlörün yönünü ve uzaklığını değiştirerek en uygun açıyı ve hoparlörün yerini farklı uyku denemeleri yaparak belirleyin. Fakat bunu sürekli denemek sağlığa zararlı olabilir o nedenle sadece birkaç defa deneme maksadıyla mıknatıs kullanabilirsiniz. (7-8 defa mıknatıs kullanmanın da bir zararı olmaz) Nitekim asıl önemli olan yer zemininin yani Doğal Manyetik alanın yoğun olduğu alanları tespit edebilmenizdir. (Sağlık açısından mıknatısı sürekli kullanmayın) Başta da değindiğimiz gibi doğal manyetik alanlar yer zemininden çıkıp atmosfere kadar devam etmektedir yani uzaya kadar ulaşmaktadır. (Mıknatıs sadece deneme içindir fazla kullanmayınız zararlı olabilir) Elektromanyetik alanlar manyetik alanlardan farklıdır. Mesela cep telefonlarından elektromanyetik dalgalar yayılır ve sağlığa zararlı olup olmadığı halen tartışılmaktadır. Fakat manyetik alanların (bizim başından beri bahsettiğimiz manyetik alanların) sağlığa zararlı olduğuna dair bilimsel bir bulgu yoktur.(Bizim bahsettiğimiz manyetik alana statik yani durgun manyetik alan da denilir) Mesela birçok hastanede MR dediğimiz Manyetik Rezonans cihazları kullanılmaktadır ve bu cihazlarda çok güçlü manyetik alanlar bulunmaktadır. Sağlığa zararlı olsaydı bu cihazlar günümüz hastanelerinde kullanılmazdı. Fakat dediğimiz gibi diğeri yani elektromanyetik alanlar zararlı olabilir. sevgiyle kalın kahve molam çoktan bitti sevgiler k8908 guitar k8908 |
Ynt: centin degişim aşamaları ilginç bi sayfaymış burası. yeni farkediorum. izliycem bundan sonra. sevgiler.. |
Ynt: centin degişim aşamaları güzel ve etkileyici bir yazi tesekkürler cent dusun dusun dusun |
Ynt: centin degişim aşamaları Alıntı:
hoş geldin Alıntı:
hoş geldiniz asevgican ve sonbahar her zaman beklerim ne alırdınız çay kahve bidaki geldiginizde hazır bulasınız diye sevgiyle kalın kahvesmiley y789 |
Ynt: centin degişim aşamaları ah ya cay kahve ikramini yeni gördüm neyse bir dahaki sefere kahve aliyim centcim uy897 |
Ynt: centin degişim aşamaları tamam sonbaharcım k8908 sitede renk degişmiş genel istekmi oldu ne iş merak ettim ama iyi yönde gelişmeler hep iyi olur sevgiyle kalın mlk34 |
Ynt: centin degişim aşamaları canım forumun rengini sen kendin için belirleyebiliyorsun.. sevincli sayfanın sağ üst köşesinde tarih / saat / online olduğun süre bilgilernin alında; yan yana renk kutucukları vardır.. pc05 onlardan beğendiğine tıkla.. istediğin olsun.. super sevgiler.. s456 |
Ynt: centin degişim aşamaları Alıntı:
e bilmezsem böyle olur khkh56 yok maviyi sevdim bana denizi gökyüzünü hatırlatıyor bir ferahlık oluyor sevgiyle kalın sapkal89 |
Ynt: centin degişim aşamaları cent'ciğim çekim yasasını günde iki kere dinle bir sabah bir de akşam...( 3 kere yapsanda zararı yok) ama ara ver..çünkü siz orada bir enerji topluyorsunuz..devamlı dinlediğin zaman enerjiyi salıvermiyor tutuyorsun..enerjiyi salıcaz ki..bize isteklerimizi getirsin..bunun sistemi bu..mediyi dinle sonra günlük işlerine dal..tekrar yapıncaya kadar üzerinde durma..çocuklar bu konuda bizden başarılı..bak sana ne anlatıcam..yağmurlu bir gün kadın küçük kızını okula gönderiyor.. sonra bakıyorki, gök gürlemeleri şimşekler falan kendine kızıyor, bu havada çocuğu yayan okula gönderdim diye atlıyor arabaya, kızının peşinden gidiyor..bir bakıyor kızı ileride hiç korkmuş bir hali yok..hatta gök gürleyip şimşek çaktığında duruyor..gülümseyerek gökyüzüne bakıyor..kadın kızının yanında durup onu arabaya alıyor...maaşallah korkmadın gökgürlemesinden diyor..kızda, neden korkayımki...fotoğrafımı çekeceğini haber veriyor tam ben gülümseyicede flaşı patlatıp fotoğrafımı çekiyor diyor...bizdeki korkular çocuklarda olmadığı için..ve çok şükür..sizin gibi anne ve babaların çocukları özgür ruhla büyüdükleri için..onlar hayatlarını daha güler yüzlü bir düşünceyle kuruyorlar..allah gül yüzlerini soldurmasın..amiiiin 96 |
Ynt: centin degişim aşamaları Merhaba cent, Uzun zamandır çok sürekli giremedim siteye,baktım bugün biraz,bir sürü yeni üye,değişim günlükleri fln gördüm...Hepsini teker teker okuyacağım ama bir cent gecesi yapacağım:)yazılarını okuyup,testlerini fln yapacağım...Çok mutlu oldum,enerjisi yüksek yeni üyeleri görünce fln..yazmak geldi içimden kiss3 |
Ynt: centin degişim aşamaları iyi geldiyse mesele yok balım ihtiyacın varmış demekki evde konuşan birine ..bazen bende televizyonu açarım kendi odamdan dinlerim..sanki evde birisi varmışta benimle muhabbet ediyormuş gibi..neden olduğu hakkında kafamı bile yormadım ihtiyacım olmasa yapmam derim geçerim...sende öyle yap ben sürekli aynı şekilde dinliyorsun sandım..özürr.. kiss3 |
Ynt: centin degişim aşamaları kendine güven ve ego telkinlerini sabit olarak listede tutarak diğerlerini isteğimize ve yeterli geldiğine inanana kadar dinlememiz gerekir.. kiss3 |
Ynt: centin degişim aşamaları kiss3 kiss3 kiss3 kiss3 kiss3 içinden ne geliyorsa onu yap, doğrudur..içsel sesimiz bizi en doğru şekilde yönlendirir |
Ynt: centin degişim aşamaları Sevgili cent, bizi hayata en çok korkutan şey kendimizle olan yüzleşmelerimizdir.Sende ney di diyerek kendini arıyorsun .Kendini anlatmak içini dökmek bizim toplumumuzdaki kalıplara hiç uymaz.Kol kırılır yen içinde kalır .İçin ağlarken yüzün güler .Bu kalıplarla öyle şartlanmışızki hiç kimseyle paylaşamayız hata kendimizle bile .Hayatındaki olumlamaları gözden geçir,onların olumsuzlarını olumlularla değiştir.Ben önce onlarla başladım ne kadar çok olumsuz iyi dileğim varmış. |
Ynt: centin degişim aşamaları cent'ciğim senin yaşadıklarını hepimiz yaşıyoruz.. burada sorduğumuz sorular ve verdiğimiz cevaplar daha çok günlük hayatta bizi ayakta tutan kişiliğimizin açılımlarına yönelik, ruhsal açılımlarımız için gereken cevapları başka platformlarda bulmaya çalışıyoruz, bunun için günlüklerde bu tür mesajlar görememişsin..yaradanın bizden bekledikleri ve bizim yapacağımıza dair cevaplar burada yok...sanırım bu sorularına cevapları yine kendi içinde bulacaksın veya başkalarından cevap bekliyorsan..başka platformlarda soracaksın..telkinleri dinleyip günlük hayatın bize vurduğu zincirlerden kurtuldukça değişik şeyler yaşıyoruz..hepimiz karınca kararınca ...ama siteye yazmıyoruz..bununda kendine göre haklı sebepleri var ve saygı gösteriyoruz...saygılı sevgiler |
Ynt: centin degişim aşamaları ne güzel anlatmışsın değişimini ya içim açıldı okurken derty |
Ynt: centin degişim aşamaları Arkadaşım teşekkürler bu sürekli paylaşımların için,dediğin gibi uzun süredir dinleyen arkadaşların yazdığı sürekli bir yer olsa çok iyi olacak,sağolası valla... |
Ynt: centin degişim aşamaları başın sağolsun, onlar için ettiğin dualar kabul olsun inşallah.. |
Ynt: centin degişim aşamaları cent başın sağolsun. Anneannen nur içinde yatsın inşallah Allah sizlerede sabır versin. |
Ynt: centin degişim aşamaları Başın sağolsun cent, allah mekanını cennet eylesin ananeciğinin... |
Ynt: centin degişim aşamaları başın sağolsun canım... sözlerin yetemediği anlar .. bu durumda ne yazacağımı hiç bilemem.. ne yazsam içimdekileri yeterince aktaramadığımı düşünürüm.. allah sana ve sevdiklerine hayırlı güzel ömürler versin.. tüm sevipte yanından ayrılanların mekanları cennet olsun.. sevgiler... sad456 |
Ynt: centin degişim aşamaları Cent başın sağolsun, hayatın gerçekleriyle tanışmak ne kadar acı, aslında doğum kadar doğal karşılamamız gereken birşey ölüm.ama ayrılık acısı asıl insanın içini yakan, bir daha onu görememenin verdiği hüzün bu denli dayanılmaz yapan... Allah sizlere sabır versin, anneannenin ve dedenin mekanları cennet olsun nur içinde yatsınlar.... |
Ynt: centin degişim aşamaları Sonsuz bir kainatta yaşadığımızın farkında olarak,ölümün aslında ölümsüzlük olduğunu,kişilerin ölmediklerini ve sadece ''ölümü tattıklarını'' bilmemiz gerekir.Kişiler ölmüyor,aksine madde boyuttan sonsuz bir zaman dilimine göç ediyorlar.Hal böyle olunca da ben çevremde vefat eden insanlara üzülmüyorum. (Burada aktarmak istediğim konu yanlış anlaşılmasın tabiki sevdiklerimizden ebedi olarak kopmak bizleri yıpratır) Buradaki kasıt,ölen kişilerin kaçınılmaz olarak bizimde gideceğimiz,sonsuz boyuta doğru yolculuğudur.Ancak ne hikmetse her ne kadar,insanların çevrelerinde ''ölüm'' hadiseleri yaşanıyor olsa da kimse birgün kendisinin de gerçekten o toprağın altına gireceğini düşünmemektedir.İnsanlar kendilerine ürkütücü gelen,akıllarının kabullenemediği vs. olumsuzlukları gözardı etmekte,kendilerini olumsuz hadiselerden uzakta hissetme eğilimindedirler.Şimdi soruyorum siz değerli dostlar; Hangimiz kendi kendine gerçek anlamda ''Ben de bir gün öleceğim'' diye bir soru yöneltti? (Burada pekçoğunuz ben düşünmüştüm bunu diyebilir ancak gerçek anlamda hissederek kaçımız sorduk bu soruyu ve kaçımız bunun tüyler ürpertici hissine kapıldık? Ölüm bir son değil başlangıç ise,her insan yaşadığı maddesel dünya itibariyle ''uyku halinde'' ise hepimize Yüce Allah'tan ''hayırlı uyanışlar'' dilerim. Allah ölümün de hayırlısını nasip eder inşallah. "Hz.Mevla'dan daima sıhhat ve afiyet isteyin,sabır istemeyin!Sabır istemek zımnen bela ve musibet istemektir. Yokluk ve darlık olmayınca neye sabredeceksiniz?" Cent Başınız sağolsun |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 07:24 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.