Geri git   Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri > Hayatım Değişti Klubü > Hikayelerimizi Anlatalım > Üyelerin Değişim Günlükleri

Uyarılar

centin degişim aşamaları

Hikayelerimizi Anlatalım ve Üyelerin Değişim Günlükleri centin degişim aşamaları Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Alıntı: cent Nickli Üyeden Alıntı Hangi durumda ve kim olursak olalım, şu an, şimdiye kadar elde ettiğimizden daha fazlasını başarma kabiliyetine ve daha önceki başarı çizgimizi geçecek bir potansiyele sahibiz! Hayal ettiğimizden daha fazlası olabilir, daha çoğunu elde edebilir ve ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Üyelerin Değişim Günlükleri telkin cd indir izle İstanbul Üyelerin Değişim Günlükleri nerededir kimdir Üyelerin Değişim Günlükleri çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Üyelerin Değişim Günlükleri hipnoz Üyelerin Değişim Günlükleri olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Üyelerin Değişim Günlükleri hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Üyelerin Değişim Günlükleri kuantum düşünce kitap haberi

centin degişim aşamaları

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 20-05-2008, 11:48 AM   #211 (permalink)
Binbaşı
 
cent - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
cent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to all
Standart Ynt: centin degişim aşamaları

Alıntı:
cent Nickli Üyeden Alıntı











Hangi durumda ve kim olursak olalım, şu an, şimdiye kadar elde ettiğimizden daha fazlasını başarma kabiliyetine ve daha önceki başarı çizgimizi geçecek bir potansiyele sahibiz! Hayal ettiğimizden daha fazlası olabilir, daha çoğunu elde edebilir ve daha fazlasını yapabiliriz! Bu konuda ihtiyacımız olan tek şey, bunun nasıl yapılacağını öğrenmek ve öğrendiklerimizi uygulamaktır!



Bazı insanlar diğerlerine göre neden daha başarılılar? Göremediğimiz hedefi vuramayız! Bu hedeflerin neler olduğu hakkında en ufak bir bilgimiz yoksa, hayatımızda mükemmel işler başarmamız da mümkün değildir! İçimizde yatıp duran o olağanüstü gücün kilitlerini açmakta kararlıysak eğer, önce istediğimiz şeyin ne olduğuyla ilgili kesin ve net bir görüşümüzün olması gerekir!



Coşkusunu yaşadığımız her başarımız, amacımıza ulaştığımızda elde edeceklerimizin nasıl bir şeye benzeyeceğini düşünmek için ayıracağımız zamanın hemen ardından gerçekleşmiştir! Büyük başarılar kazanmış ve amaçlarına ulaşmış başarılı kişilerin ortak bir özellikleri vardır: Ne istediklerini kesin ve net olarak bilirler! Zihinlerinde hayatlarında olmasını istedikleri şeyler ve ulaşmak istedikleri başarılar gerçek olduğunda bunun neye benzeyeceği ile ilgili net fotoğrafları vardır! Kendileri için yaşamak istedikleri gelecekle ilgili olarak oluşturdukları vizyonları, hep onları ileriye götüren etkili bir itici güç olmuştur! Amaçlarının farkına varmaları, öncelikle adeta onlara erişmiş gibi egzersiz yapmalarından kaynaklamıştır!



Amaçları belirlemek bu sistemin en önemli parçasıdır! Başarı bizim için ne demektir? Bu soruya verilen cevap, sistemin çalışması için önemlidir! Hayatımızı bir başyapıt haline getirdiğimizde, onun neye benzeyeceğine önceden karar vermiş olmamız gerekir!



Buna, “sıfır tabanlı düşünme” tekniğiyle başlayabiliriz! Hayatımızda karşılaştığımız her olayın en başına gidip, onu yeniden başlattığımızı hayal edelim! Geçmişimizin farklı bölümlerini ve ilişkilerimi tıpkı bir resim çerçevesinde görüyormuş gibi kendimize şu soruyu soralım: “Aynı kararı, bugünkü aklımla şimdi veriyor olsaydım ne yapardım?”



Verdiğimiz cevaplarda kendimize karşı dürüst olalım! Bizim için düzeltilmesi mümkün olmayan nedenlerin çıkmazına girmek yerine, her olay ve durum için ideal olanın ne olduğunu tanımlayalım! Bütün büyük başarıların ilk adımı, ne istediğimize kesin olarak karar vermek ve kendimizi tüm kalbimizle buna adamamızla başlar!



Muhteşem bir gün geçirmeniz dileğiyle!...



Kendinize çoook iyi bakın arkadaşlar!



Adem Altay

Uyanış ve Değişim İçin Neler Yapabiliriz?



En İyilerin Grubu - Kişisel Mükemmellik Liderler grubudur!



Her birimiz lideriz!



Liderlik Etki’dir! Lider Etkileyendir!



Etkileme potansiyeli olan herkesin liderlik potansiyeli de var demektir!



Biz öncelikle kendimizin lideriyiz!



Ve kimse bizim liderliğimize sınır koyamaz!



Büyük, güçlü bir vizyonumuz var! Daha güçlü bireylerle daha güçlü bir Türkiye (daha güçlü bir Türkiye ile daha güzel bir dünya) için büyük bir uyanış hareketi başlatmak! Ve gerekli güce sahibiz!



Peki bu nasıl mümkün olacak?



Tümevarım mı, tümdengelim mi?



Bizim kullanacağımız yöntem tümevarım!



Tümevarım parçalardan yola çıkarak bütüne ulaşma yöntemidir…



Bizim parçalarımız (daha güçlü) bireyler, bütün ise (daha güçlü bir) Türkiye!…



Direkt olarak Türkiye’yi değiştirmek çok zor! Ama Türkiye’yi değiştirmek çok zor değil…



Parçalar değiştirilerek, bütünün değişimi sağlanabilir!



İlk değiştirilmesi ve güçlendirilmesi gereken kim?



Tabi ki kendimiz?



Peki sonra…



En yakınlarımız…arkadaşlarımız…tüm tanıdıklarımız…ve tanımadıklarımız…



Binlerce kilometrelik bir yolculuk tek bir adımla başlar…



Değişim de adım adım gerçekleştirilir!…



Her gün, her saat, her dakika… her an gelişerek, değişerek!



Uyanış ve eğitim hareketi için her birimizin yüzlerce, binlerce, onbinlerce, milyonlarca kişiye seminer vermesi gerekmiyor!



Her birimizin mutlaka organize edilmiş bir eğitim, seminer vermesi gerekmiyor!



Mutlaka bir salon olması, belirli bir saati olması gerekmiyor…



Öğrendiklerimizi paylaşmak için hiçbir engel yok!



Çalışırken paylaşabiliriz…dinlenirken paylaşabiliriz…otobüste, vapurda paylaşabiliriz…mailler aracılığıyla paylaşabiliriz…



Tek yapacağımız her gün bir şeyler öğrenip öğretmek!



Her gün en az bir paylaşım en az bir kişiye….çok mu zor?



İnsanın güçlü bir amacı varsa, amacı uğrunda yaptığı her şey sürekli olarak ona müthiş bir yaşam enerjisi, inanılmaz bir güç verir!



Bu inanılmaz güç “İçimizdeki Süper Ben”i uyanık tutar!



Ve “İçimizdeki Süper Ben” uyandığında durdurulamaz, sınırsız bir güç yayar! Hayatımıza ışık saçar! Ruhumuzun zincirlerini kırar!Daha önce inanılmaz görülen işleri başarmamızı sağlar!





Kendinize çoook iyi bakın arkadaşlar!.. .



Muhteşem bir gün geçirmeniz dileğiyle!...



Adem Altay



Liderlik ve Başlangıç…



Harfler vardır… kimileri sesli… kimileri sessiz…



Sesliler sessizleri uyandırır…birleştirir…kelimelere, cümlelere… dönüşürler…



İnsanlar da harfler gibidir… kimileri sesli… kimileri sessiz…



Sesliler sessizleri uyandırır… birleştirir…gruplara, kitlelere dönüşürler…



Sesliler etkiler…sessizler etkilenir…



Sesliler sessizlerin arasına karışır, sessizlerin sessizliğini bozar…onlara ses katar…



Sessizler de seslilerin seslerine anlam katar…



Seslilerin de sessizlerin de kendi başlarına pek bir anlamı yoktur…



Sesliler sessizlere yön verir…onların hangi kelimelere dönüşeceğini kendi gücü doğrultusunda belirler…



İnsanların seslileri “Liderler”, sessizleri “İzleyenler”dir!



Liderleri anlamlı kılanlar, izleyenler; izleyenleri anlamlı kılanlar, liderlerdir!



Liderlik liderin kendisinde başlar…



Lider olmak isteyen öncelikle kendinin lideri olmalıdır!



Kendine liderlik edemeden başkalarına liderlik edilemez!



Liderlik etkidir…ve etkilenmesi gereken ilk kişi liderin kendisidir!…



Kendisi etkilenmeyen (lider), diğerlerini (izleyenlerini) etkileyemez!…



Kendine liderlik edemeyen, diğerlerine liderlik edemez!...



Kendisine inanmayan, diğerlerini inandıramaz!...



Kendisine öğretemeyen, diğerlerine öğretemez!...



Kendisi yaşamayan, diğerlerine yaşatamaz!...



Kendisini sevmeyen, diğerlerinin sevmesini sağlayamaz!...



Kendisiyle iletişim kuramayan, diğerleriyle iletişim kuramaz!



Kendisine güvenmeyen, diğerlerinin güvenini sağlayamaz!...



Kendisi mutlu olmayan, diğerlerini mutlu edemez!...



Kendisi huzurlu olmayan, diğerlerine huzur veremez!



Kendisi coşku duymayan, diğerlerini coşturamaz!



Kendini motive edemeyen, diğerlerini motive edemez!...



Kendini harekete geçiremeyen, diğerlerini harekete geçiremez!...



Kendisi aydınlanmamış olan, diğerlerini aydınlatamaz!...



Kendini geliştiremeyen, diğerlerini geliştiremez!...



Kendisini bilinçlendiremeyen, diğerlerini bilinçlendiremez!...



Kendisi uyanmayan, diğerlerini uyandıramaz!...



Kendisi …………., diğerlerini………….



Daha binlercesi eklenebilir…



Öz’de olmayan, dışa vurmaz! Kısaca, her şey liderin (kişinin) kendisinde başlar ve çevresine yayılır!





Kendinize çoook iyi bakın arkadaşlar!.. .



Muhteşem bir gün geçirmeniz dileğiyle!...



Adem Altay







Hangi durumda ve kim olursak olalım, şu an, şimdiye kadar elde ettiğimizden daha fazlasını başarma kabiliyetine ve daha önceki başarı çizgimizi geçecek bir potansiyele sahibiz! Hayal ettiğimizden daha fazlası olabilir, daha çoğunu elde edebilir ve daha fazlasını yapabiliriz! Bu konuda ihtiyacımız olan tek şey, bunun nasıl yapılacağını öğrenmek ve öğrendiklerimizi uygulamaktır!



Bazı insanlar diğerlerine göre neden daha başarılılar? Göremediğimiz hedefi vuramayız! Bu hedeflerin neler olduğu hakkında en ufak bir bilgimiz yoksa, hayatımızda mükemmel işler başarmamız da mümkün değildir! İçimizde yatıp duran o olağanüstü gücün kilitlerini açmakta kararlıysak eğer, önce istediğimiz şeyin ne olduğuyla ilgili kesin ve net bir görüşümüzün olması gerekir!



Coşkusunu yaşadığımız her başarımız, amacımıza ulaştığımızda elde edeceklerimizin nasıl bir şeye benzeyeceğini düşünmek için ayıracağımız zamanın hemen ardından gerçekleşmiştir! Büyük başarılar kazanmış ve amaçlarına ulaşmış başarılı kişilerin ortak bir özellikleri vardır: Ne istediklerini kesin ve net olarak bilirler! Zihinlerinde hayatlarında olmasını istedikleri şeyler ve ulaşmak istedikleri başarılar gerçek olduğunda bunun neye benzeyeceği ile ilgili net fotoğrafları vardır! Kendileri için yaşamak istedikleri gelecekle ilgili olarak oluşturdukları vizyonları, hep onları ileriye götüren etkili bir itici güç olmuştur! Amaçlarının farkına varmaları, öncelikle adeta onlara erişmiş gibi egzersiz yapmalarından kaynaklamıştır!



Amaçları belirlemek bu sistemin en önemli parçasıdır! Başarı bizim için ne demektir? Bu soruya verilen cevap, sistemin çalışması için önemlidir! Hayatımızı bir başyapıt haline getirdiğimizde, onun neye benzeyeceğine önceden karar vermiş olmamız gerekir!



Buna, “sıfır tabanlı düşünme” tekniğiyle başlayabiliriz! Hayatımızda karşılaştığımız her olayın en başına gidip, onu yeniden başlattığımızı hayal edelim! Geçmişimizin farklı bölümlerini ve ilişkilerimi tıpkı bir resim çerçevesinde görüyormuş gibi kendimize şu soruyu soralım: “Aynı kararı, bugünkü aklımla şimdi veriyor olsaydım ne yapardım?”



Verdiğimiz cevaplarda kendimize karşı dürüst olalım! Bizim için düzeltilmesi mümkün olmayan nedenlerin çıkmazına girmek yerine, her olay ve durum için ideal olanın ne olduğunu tanımlayalım! Bütün büyük başarıların ilk adımı, ne istediğimize kesin olarak karar vermek ve kendimizi tüm kalbimizle buna adamamızla başlar!



Muhteşem bir gün geçirmeniz dileğiyle!...



Kendinize çoook iyi bakın arkadaşlar!



Adem Altay

Uyanış ve Değişim İçin Neler Yapabiliriz?



En İyilerin Grubu - Kişisel Mükemmellik Liderler grubudur!



Her birimiz lideriz!



Liderlik Etki’dir! Lider Etkileyendir!



Etkileme potansiyeli olan herkesin liderlik potansiyeli de var demektir!



Biz öncelikle kendimizin lideriyiz!



Ve kimse bizim liderliğimize sınır koyamaz!



Büyük, güçlü bir vizyonumuz var! Daha güçlü bireylerle daha güçlü bir Türkiye (daha güçlü bir Türkiye ile daha güzel bir dünya) için büyük bir uyanış hareketi başlatmak! Ve gerekli güce sahibiz!



Peki bu nasıl mümkün olacak?



Tümevarım mı, tümdengelim mi?



Bizim kullanacağımız yöntem tümevarım!



Tümevarım parçalardan yola çıkarak bütüne ulaşma yöntemidir…



Bizim parçalarımız (daha güçlü) bireyler, bütün ise (daha güçlü bir) Türkiye!…



Direkt olarak Türkiye’yi değiştirmek çok zor! Ama Türkiye’yi değiştirmek çok zor değil…



Parçalar değiştirilerek, bütünün değişimi sağlanabilir!



İlk değiştirilmesi ve güçlendirilmesi gereken kim?



Tabi ki kendimiz?



Peki sonra…



En yakınlarımız…arkadaşlarımız…tüm tanıdıklarımız…ve tanımadıklarımız…



Binlerce kilometrelik bir yolculuk tek bir adımla başlar…



Değişim de adım adım gerçekleştirilir!…



Her gün, her saat, her dakika… her an gelişerek, değişerek!



Uyanış ve eğitim hareketi için her birimizin yüzlerce, binlerce, onbinlerce, milyonlarca kişiye seminer vermesi gerekmiyor!



Her birimizin mutlaka organize edilmiş bir eğitim, seminer vermesi gerekmiyor!



Mutlaka bir salon olması, belirli bir saati olması gerekmiyor…



Öğrendiklerimizi paylaşmak için hiçbir engel yok!



Çalışırken paylaşabiliriz…dinlenirken paylaşabiliriz…otobüste, vapurda paylaşabiliriz…mailler aracılığıyla paylaşabiliriz…



Tek yapacağımız her gün bir şeyler öğrenip öğretmek!



Her gün en az bir paylaşım en az bir kişiye….çok mu zor?



İnsanın güçlü bir amacı varsa, amacı uğrunda yaptığı her şey sürekli olarak ona müthiş bir yaşam enerjisi, inanılmaz bir güç verir!



Bu inanılmaz güç “İçimizdeki Süper Ben”i uyanık tutar!



Ve “İçimizdeki Süper Ben” uyandığında durdurulamaz, sınırsız bir güç yayar! Hayatımıza ışık saçar! Ruhumuzun zincirlerini kırar!Daha önce inanılmaz görülen işleri başarmamızı sağlar!





Kendinize çoook iyi bakın arkadaşlar!.. .



Muhteşem bir gün geçirmeniz dileğiyle!...



Adem Altay



Liderlik ve Başlangıç…



Harfler vardır… kimileri sesli… kimileri sessiz…



Sesliler sessizleri uyandırır…birleştirir…kelimelere, cümlelere… dönüşürler…



İnsanlar da harfler gibidir… kimileri sesli… kimileri sessiz…



Sesliler sessizleri uyandırır… birleştirir…gruplara, kitlelere dönüşürler…



Sesliler etkiler…sessizler etkilenir…



Sesliler sessizlerin arasına karışır, sessizlerin sessizliğini bozar…onlara ses katar…



Sessizler de seslilerin seslerine anlam katar…



Seslilerin de sessizlerin de kendi başlarına pek bir anlamı yoktur…



Sesliler sessizlere yön verir…onların hangi kelimelere dönüşeceğini kendi gücü doğrultusunda belirler…



İnsanların seslileri “Liderler”, sessizleri “İzleyenler”dir!



Liderleri anlamlı kılanlar, izleyenler; izleyenleri anlamlı kılanlar, liderlerdir!



Liderlik liderin kendisinde başlar…



Lider olmak isteyen öncelikle kendinin lideri olmalıdır!



Kendine liderlik edemeden başkalarına liderlik edilemez!



Liderlik etkidir…ve etkilenmesi gereken ilk kişi liderin kendisidir!…



Kendisi etkilenmeyen (lider), diğerlerini (izleyenlerini) etkileyemez!…



Kendine liderlik edemeyen, diğerlerine liderlik edemez!...



Kendisine inanmayan, diğerlerini inandıramaz!...



Kendisine öğretemeyen, diğerlerine öğretemez!...



Kendisi yaşamayan, diğerlerine yaşatamaz!...



Kendisini sevmeyen, diğerlerinin sevmesini sağlayamaz!...



Kendisiyle iletişim kuramayan, diğerleriyle iletişim kuramaz!



Kendisine güvenmeyen, diğerlerinin güvenini sağlayamaz!...



Kendisi mutlu olmayan, diğerlerini mutlu edemez!...



Kendisi huzurlu olmayan, diğerlerine huzur veremez!



Kendisi coşku duymayan, diğerlerini coşturamaz!



Kendini motive edemeyen, diğerlerini motive edemez!...



Kendini harekete geçiremeyen, diğerlerini harekete geçiremez!...



Kendisi aydınlanmamış olan, diğerlerini aydınlatamaz!...



Kendini geliştiremeyen, diğerlerini geliştiremez!...



Kendisini bilinçlendiremeyen, diğerlerini bilinçlendiremez!...



Kendisi uyanmayan, diğerlerini uyandıramaz!...



Kendisi …………., diğerlerini………….



Daha binlercesi eklenebilir…



Öz’de olmayan, dışa vurmaz! Kısaca, her şey liderin (kişinin) kendisinde başlar ve çevresine yayılır!





Kendinize çoook iyi bakın arkadaşlar!.. .



Muhteşem bir gün geçirmeniz dileğiyle!...



Adem Altay







 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

__________________
yokluk ,varlıgın aynasıdır.



Dünyayı isterken de sus,
Bir dileğe kavuşmak isterken de.
Öylece seyre dal gitsin…
mevlana
cent isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 20-05-2008, 11:51 AM   #212 (permalink)
Moderator
 
Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 1,682
Tesekkür: 3,394
828 Mesajinıza toplam 4,500 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
comte has a reputation beyond reputecomte has a reputation beyond reputecomte has a reputation beyond reputecomte has a reputation beyond reputecomte has a reputation beyond reputecomte has a reputation beyond reputecomte has a reputation beyond reputecomte has a reputation beyond reputecomte has a reputation beyond reputecomte has a reputation beyond reputecomte has a reputation beyond repute
Standart Ynt: centin degişim aşamaları





Merhabalar cent.

Bikaç gündür yoktun sitede...

Geldin şenlendirdin... wave

Site çok sakin şu aralar...

Sağlıcakla...


comte isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 20-05-2008, 12:10 PM   #213 (permalink)
Binbaşı
 
cent - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
cent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to all
Standart Ynt: centin degişim aşamaları

Alıntı:
cent Nickli Üyeden Alıntı










En Önemli Hazinemiz: Zihinsel Huzur!...



İnsanın en önemli varlığı ya da sahip olabileceği en büyük şey, zihinsel huzurudur! Bu huzur ortamını sağlama becerimiz, bir insan olarak görevimizi ne kadar iyi yaptığımızın da etk ölçüsüdür! Zihnin huzuru; hayatımızdan ve işimizden en üst derecede coşku duymamız, haz almamız ve başarılı olmamız için gerekli olan ön şarttır! İç huzurumuzu en üst hedefimiz olarak belirlediğimizde ve tüm eylemlerimizi, kararlarımızı ve davranışlarımızı buna göre düzenlediğimizde, hayatımızda daha fazla başarılı, daha fazla mutlu ve daha fazla etkili oluruz!



Huzurun zıddı olumsuzluktur! Olumsuz duygular, hayatımızdaki mutsuzluğun ana nedenidirler! Bunlar “hırsız” duygulardır! Bizim huzurumuzu, mutluluğumuzu ve coşkumuzu çalarlar! Bizi hasta ederler! Hayatımızı kısaltırlar! Stres, gerginlik, endişe ve kaygının tümü kendilerini olumsuz duygularla birlikte gösterirler! Olumsuz duygular, bir kez canlandıklarında, ya içe ya da dışa doğru ifade edilirler! Böyle olduğunda ya kendimizi hastalandırır ya da diğerleriyle olan ilişkilerimizi zehirleriz!



Hayatımızı planlarken belirleyeceğimiz ana hedeflerden birisi de, olumsuz duyguları ortadan kaldırıp, gerçekten mutlu ve sağlıklı bir insan olabilmektir! Olumsuz duyguları ortadan kaldırmanı yolu, ilk önce olumsuz duyguların kökeninde yatan nedenleri anlamak, sonra da isteyerek nötralize etmekten yani , etkisiz kılmaktan geçer!



Bugün her ne yaparsak yapalım, içtenlik ve sevgiyle yapalım!...



Unutmayalım ki, kalıcı olan tek şey içtenlik ve sevgiyle yapılandır!...



Kendinize çoook iyi bakın arkadaşlar!.. .



Muhteşem bir gün geçirmeniz dileğiyle!...



Adem Altay

__________________
yokluk ,varlıgın aynasıdır.



Dünyayı isterken de sus,
Bir dileğe kavuşmak isterken de.
Öylece seyre dal gitsin…
mevlana
cent isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 20-05-2008, 12:16 PM   #214 (permalink)
Binbaşı
 
cent - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
cent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to all
Standart Ynt: centin degişim aşamaları

Alıntı:
cent Nickli Üyeden Alıntı












Daha İyi İletişim Yolunda 7 Yöntem!



Hayatımızda gösterdiğimiz başarının tam olarak % 85’i bizim sosyal becerilerimize bağlıdır! Bu da, diğer insanlarla olumlu bir şekilde iletişim kurabilmemiz ve hedeflerimize ulaşmada onların bizimle işbirliği yapmalarını sağlayabilmemiz tarafından belirlenir!



Başkalarıyla geçinememek, başarısızlığın, asabiyetin ve mutsuzluğun ana nedenidir! hayatımızdaki mutlulukların çoğu,diğer insanlarla aramızdaki başarılı ilişkilerden, sorunlarımızın çoğu da onlarla olan mutsuz ya da başarısız ilişkilerden doğmaktadır! Kısaca, hayatta karşılaştığımız problemlerin çoğu, insanlarla ilgilidir!



İyi olan şey, diğer insanlarla iyi ve güzel geçinme konusunda olağanüstü bir beceriye kavuşabilmenin mümkün olmasıdır!



Diğer insanlarla iyi geçinmeyi geliştirmemiz için uygulayabileceğ imiz ve buna psikolojik olarak hazırlanmamızı sağlayacak olan yedi olumlu ve yapıcı davranış modeli vardır! Bunların her biri diğer insanların bilinçaltı ihtiyaçlarıyla uyumludur ve kendilerini önemli, değerli ve saygın hissetme ihtiyaçlarına hitap etmektedir! Bu bilinçaltı ihtiyaçlar, erken çocukluk döneminde oluşmuşlardır ve onları tatmin edebildiğimizde, insanların bizi ne kadar çok sevdiklerini görünce şaşırır ve Dolaylı Çaba Yasası’yla kendimizi ne kadar çok sevdiğimizin farkına varırız!



1. Kabullenelim!



Kişilerin kendilerine verdikleri değerin artmasını sağlayan birinci davranış şekli, kabullenme konusu üzerinde çalışmaktır! Her birimiz diğer insanlar tarafından kabullenilmeyi istemeye şartlandırılmışızdır! Yeni doğmuş bir bebek bile annesinin veya babasının yüzüne seviliyor, sayılıyor, isteniyor, önemli, komik ya da zeki olup olmadığını öğrenmek için bakar! Büyürken, gelişimimizin nasıl olduğunu anlamak için diğer insanların yüzlerine bakarız! Diğer kişiler ve hatta tanımadığımız insanlar tarafından kabullenilmenin derin ihtiyacına sahip bulunuruz!



İki insan birbiriyle karşılaştırıldığında, aralarında kurulması gereken birinci öncelikli bağ, belli bir derecedeki bir kabullenmedir! Karşımızdaki insanın bizi kabul edip etmediğini ve varlığımızdan mutluluk duyup duymadığını görmek için onun gözlerine, gülümsemesine, yüzüne ve beden diline bakarız! Karşımızdaki tarafından kabul edildiğimizde, kendimizi rahatlamış hissederiz!



Pek çok sosyal probleme, kendi ölçülerine göre başkaları tarafından kabul edilmek için çırpınan insanlar ve gruplar neden olmaktadır! İçten ve samimi bir şekilde karşımızdaki insanı şartsız olarak kabul ettiğimizi belirttiğimizde onun kendine verdiği değeri önemli ölçüde yükseltiriz, ayrıca kendisini rahatlamış ve güvende hissetmesini sağlarız!



Sadece Gülümseyelim!



Karşımızdaki kişiyi kabullendiğimizi göstermek için sadece gülümseyelim! Gülümsemek için on üç, kaşımızı çatmak içinse yüz on iki kasımızı kullanırız! Bir başka insana gönderdiğimiz içten bir gülümseme çok şey anlatır ve: “Seni olduğun gibi ve şartsız kabul ediyorum!” anlamına gelir! Başka bir insana gülümsediğimizde, onun kendisini değerli, önemli ve anlamlı hissetmesini sağlarız! O kişi kendini daha iyi hisseder! Bunun tek kaynağı ise, basit bir gülümsemedir ve bu, içten gelen bir sıcaklığın ifadesidir!



Bir Çin özdeyişi der ki: “Gülümsemeyi bilmeyen insan dükkan açmamalıdır!” Satış elemanları, iş adamları, geçimini patronluktan veya başkalarının desteğinden sağlayan herkesin ilişkilerinde diğer insanları kabullenmeyi öğrenmesi gerekir!



Evrensel yasalar, gülümseyerek ve olumlu bir şekilde selamlayarak insanların kendilerini iyi hissetmelerini sağladığımız takdirde, onların da bize karşılığını vermek üzere aynı şekilde davranacakları nı söyler! En önemli şey, sevilmektir! İnsanlar bizi sevdiklerinde, bizimle işbirliği yapmak üzere daha istekli olurlar! Sevilmenin başlangıç noktası ise, diğer insanları sevmemizdir! Bir diğer insanı sevdiğimizi ifade etmenin en basit yolu da, karşılaştığımızda ona sıcak ve gönülden bir şekilde gülümsemektir!



Gülümsemenin en zor olduğu an, içimizden gelmediği zamandır! Ancak, kendimizi iyi hissedebilmek için rol yapabiliriz! Olumlu duygular hissetmesek bile birkaç dakikalığına karşılaştığımız insanlara içten bir şekilde gülümsemeye çalışırsak kendimizi yeniden daha iyi hissetmeye başlarız! Olumsuzluk bulutları da böylece dağılır! Zaman içinde gülümseyişimiz daha da içten bir hale gelir! Kendimize verdiğimiz değer, başkalarının kendilerine verdikleri değeri yükseltmek için göstereceğimiz çabayla yükselir ve bunu, sadece gülümsemeyle başarmak da mümkündür!



2. Yöntem: Anlaşması Kolay Bir İnsan Olalım!



Daha iyi insan ilişkileri yolunda ikinci yöntem, anlaşması kolay bir insan olmaktır! İnsanlar, pek çok değişik konuyu kolayca ve serbestçe tartışabilecekleri, kolay anlaştıkları insanların yanında olmayı isterler! Bizimle konuşan bir insanı başımızla onayladığımızda, gülümsediğimizde veya onunla aynı fikirde olduğumuzu söylediğimizde, o kişi kendini daha değerli, saygın ve önemli hisseder!



Anlaşması kolay bir tavır, diğer insanların kendilerine verdikleri değeri yükseltir! Anlaşmazlık ise, bunu düşürür! İnsanlarla anlaşmazlığa düştüğümüzde ve tartıştığımızda, onların bilgileri ve zekalarıyla mücadele etmiş oluruz! Onlara hatalı olduklarını, yargılarının ve deneyimlerinin çok da değerli olmadığını, bunun bir uzantısı olarak da kendilerinin değersiz olduğunu ima etmiş oluruz!



Hatalı olmaktan nefret etmek, insan tabiatının bir gerçeğidir! Bir konuda hatalı olmak, kişiliğimizin de bir şekilde hatalı olduğunu hissettirir bize! Bundan dolayı kendimize verdiğimiz değer darbe alır! Kendimizi yetersiz ve ufalmış hisseder, değersiz ve eksik görürüz!



Bir başkasına onun hatalı olduğunu veya yanlış yaptığını söylediğimizde, alacağımız cevap savunma ve sertlik şeklinde olacaktır! Kendimize verdiğimiz değer genelde çok kırılgandır ve bize hatalı olduğumuz söylendiğinde, onu hemen bedeli ne olursa olsun koruma ve gözetim altına almaya çalışırız!



Kendisiyle kolay anlaşılan bir insan olalım! Şu sözleri hatırlayalım: “Zıtlıkları aşmanın yolu, onlarla anlaşmaktan geçer!” Kolay anlaşılabilir bir insan haline geldiğimizde, diğer insanların bize yardım etmelerinde ve bizimle geçinmelerinde çok daha az dirençle karşılaşırız! Karşımızdaki insan, elimizdeki gerçeklere göre bariz bir şekilde hatalı olsa bile, kendimize şu soruyu soralım: “Bu ne kadar önemli bir şey?” Eğer önemli değilse, anlaşmazlık yolunu seçmektense bırakalım gitsin!



Tartışmaktan Vazgeçelim!



Şöyle denir: “Kendi iradesinin tersine olarak herhangi bir şeye inandırılan kimse, aslında hala kendi fikrine inanıyordur! İkna etmede önemli bir soru vardır: “Burada önemli olan ne?”



Her zaman kendimize şunu soralım: “Doğru mu olmak istiyorum, yoksa mutlu mu?” Ve mutluluğu seçelim!



Doğru olmadığımızı söyleyen birisine karşı takınacağımız en iyi tavır, onu fazla önemsememektir! Ancak bir nedenle konu, geçiştirilemeyecek derecede önemliyse, adına “üçüncü kişiyi devreye sokma” denilen metodu kullanarak, hala anlaşması kolay bir kişi kalabiliriz! Bu metod yardımıyla, üzerinde tartıştığımız konunun sorun yaratan noktalarını hayali ve orada bulunmayan bir üçüncü şahsız ağzından şu şekilde dile getirebiliriz: Bu nokta çok ilginç, bu soruyu birisi sana soracak olsaydı nasıl cevaplardın?” Sonra da sorumuzun cevabını, bir başkası veriyormuş gibi verelim!



Örneğin: “Bu yaptığımızı bilselerdi, müşterilerimiz ne düşünürlerdi?” veya “Böyle bir eyleme geçmemize bankacılarımız nasıl bakardı?” sorularını sorabiliriz! Böylelikle kafamızdaki soruları sorarken bile hala kolay anlaşabilen ve iyi geçimli bir insan olmaya devam edebiliriz! Bizim kullanacağımız sözcükleri bir başkasının konuşmasını sağlamamız bunun için yeterli olacaktır!



Bu metodun faydası, eğer kişinin iyi bir cevabı varsa, kendisiyle anlaşılamayan birisi olmak zorunda kalmaksızın cevabı almış olmamızdır! Şayet diğer kişi, soruya cevap veremezse, itibarını kaybetmeksizin fikrini değiştirebilir, çünkü soruyu soran kişi orada değildir ve egosu da işin içine girmemiştir!



Kendisiyle kolay anlaşılan ve geçinilen bir insan olmaya karar vermemiz, stres seviyemizi düşürecek ve diğerlerinin bize yardım etmesini sağlayan etkileme düzeyimizi yükseltecektir!



3. Yöntem: Hoşnutluğumuzu İfade Edelim!



Diğer insanların kendilerine verdikleri değeri yükseltmenin üçüncü adımı, hoşnutluğumuzu göstermektir! İnsan tabiatının en derin ihtiyaçlarından birisi de hoşnut olunma isteğidir! Bir kişinin başarmış olduğu bir şeyden dolayı olan hoşnutluğumuzu ifade ettiğimiz her seferde, o kişinin kendisini daha değerli, daha becerikli ve deha önemli hissetmesini sağlamış oluruz!



“Teşekkür ederim” cümlesi, hoşnutluğumuzu ifade eden en basit sözcüklerden oluşmuştur! Bunlar dilimizdeki en basit, ama en güçlü ifadeler olarak yer alırlar! Nereye gidersek gidelim “lütfen” ve “teşekkür ederim” sözcükleriyle ülkenin yarısını etkilememiz mümkün olmaktadır!



“Teşekkür Ederim” Diyelim!



“Teşekkür Ederim” sözcüklerinin inanılmaz bir gücü vardır! Onları söylediğimiz her seferde, karşımızdakinin kendine verdiği değeri yükseltiriz! Bu sözcükler onun davranışlarını güçlendirir ve mükafatlandırır! Ağzımızdan çıkan “teşekkür ederim” sözcükleri karşımızdaki kişilerin olumlu duyguları tekrar yaşamalarını sağlar! Küçük şeyler için “teşekkür ederim” dediğimizde, insanlar çok geçmeden bizim için büyük şeyler yapmaya başlarlar!



Yaptıkları ve söyledikleri her şeyden dolayı insanlara teşekkür etme alışkanlığı edinelim! Eşimizin bize yaptığı her şey için onlara teşekkür edelim! Çocuklarımızın evde yaptıkları her şey için onlara teşekkür edelim! Eşimize ve çocuklarımıza ne kadar çok teşekkür edersek, onlar da kendilerini o kadar olumlu ve mutlu hissederler! Ondan sonra da bizim hoşnutluğumuzu kazanmak için daha fazla bir şeyler yapmaya istekli olurlar!



Gün boyunca, bizim için iş yapan insanlara teşekkür edelim! Bize randevu verenlere teşekkür edelim! Zamanlarını bize verdikleri için teşekkür edelim! Yorumları için teşekkür edelim! Yardımları için teşekkür edelim! Düşünebildiğimiz her şey için teşekkür edelim!



“Teşekkür ederim” notları yazalım! Bunlar, şimdiye keşfedilmiş olan en güçlü saygı uyandırıcı ve ilişki inşa edici notlardır! Birisine “teşekkür ederim” notu yazdığımızda, içinde birkaç kelime bile bulunsa, o kişi bizi aylar, hatta yıllar boyunca olumlu bir şekilde hatırlar! “Teşekkür ederim” dediğimiz farklı şeylerin sayısı ve diğer insanlara karşı ifade ettiğimiz farklı şeylerin sayısı ve diğer insanlara karşı ifade ettiğimiz farklı hoşnutluk tarzımızla kendimizi herkesten ayrı bir yere koyabiliriz!



Hoşnutluk tutumu geliştirelim! En mutlu ve en popüler insanlar, başlarına gelen her şeyden ve tanıştıkları herkesten içtenlikle hoşnut ve razı olanlardır! Böylesi bir tutum, önümüzdeki yolumuzu açar, sağlıklı bir kişiliği ve yüksek bir kendine saygıyı garantiler! Sahip olduklarımızdan ne kadar hoşnutsak, şükran dolu olacağımız şeylerin sayısı da o denli çok olur!



4. İnsanları Her Fırsatta (İçtenlikle)Övelim!



Diğer kişilerin kendilerine verdikleri değeri yükseltmenin ve onlara kendilerinin önemli olduklarını hissettirmenin dördüncü yolu, mümkün olan her durumda ve olayda (içtenlikle) övmektir! Övmek veya yüceltmek, insanların kendilerini mutlu ve onurlu hissetmelerini sağlayan en emin ve hızlı yöntemlerden birisidir! İnsanları övmek ve onaylamak, onların kendilerine verdiği değeri yükselten, davranışlarını güçlendiren ve bize yardım etmeyi ya da bizimle iş birliği yapmayı arzu etmelerini sağlayan en güvenilir yoldur!



Kişinin kendisine verdiği değerin bir tanımı da, onun kendisini ne derece övülmeye değer bulduğu şeklinde yapılır! Övgü alan bir kişinin kendine verdiği değer sıcak bir gündeki termometrenin civası gibi yükselir! Gün boyunca en azından bir dakikalık övgüler yapalım ve bunun için de insanları doğru bir şey yaparken yakalayalım! Bunu daha fazla yaptıkça, övdüğümüz kişiler kendilerini gitgide daha da etkin ve yetenekli hissedecekler ve övgüye layık oldukları davranışlarını tekrarlama olasılıkları artacaktır!



Olumlu Övgünün Üç Sırrı



Övgü bir sanattır! Büyük liderler, başarılı iş adamları ve mükemmel ana babalar övgüyü doğru biçimde yaparlar! Övgülerimizden maksimum faydayı sağlayabilmek için uygulayacağımız üç tane yöntem bulunur!



Birincisi, övgüyü sıcağı sıcağına yapmalıyız! Bir davranışı veya eylemi ne kadar çabuk översek, etkisi de o denli büyük olur! Bazı şirketler çalışanlarının değerlerini her üç ayda ya da yılda bir defa takdir etme hatasına düşerler! Övgümüzü olay geçtikten çok sonra yaptığımızda, duygular ve gelecekteki eylemler üzerindeki etkisi daha az olur! İşte bundan dolayı, övgülerimizi hemen veya mümkün olan en kısa zamanda yapalım!



İkincisi, belirgin bir şeyi övmeliyiz! Belirli bir eylemi veya davranışı övdüğümüzde, o davranışın veya eylemin tekrarlanması nı garantiye almış oluruz! Övgümüz, bazı insanların yaptığı gibi genel olursa, alıcı üzerindeki etkisi az olur!



Çocuklarımızı överken de aynı prensip geçerlidir! “Sen harika bir çocuksun” demek yerine: “Bu sabah, yatağını yapmada ve odanı temizlemede harika bir iş çıkardın!” tarzındaki belirgin başarılar üzerine yaptığımız övgüler, onların bu davranışlarını tekrarlamaları nı sağlayacaktır! Kural şudur: Tekrarlanması nı istediğimiz şeyleri övelim, övgümüzü sıcağı sıcağına yapalım ve belirgin bir eylemi veya davranışı övelim!



Üçüncüsü, kişileri (mümkün olan her durumda) toplum içinde övelim! Bir insanın hatasını düzeltmek istediğimizde, bunu özel olarak yapalım, ama onu diğerlerinin önünde övelim! Diğer insanların önünde onları ne denli çok översek, kendilerine verdikleri değeri ve itibarlarını o denli artırmış oluruz! İş arkadaşlarının önünde ve büyük bir topluluk içinde yapılan takdirlerin ve verilen ödüllerin, bunu takip eden davranışlar üzerinde büyük etkisi vardır!



İnsanlar para kazanmak için çok sıkı bir şekilde çalışabilirler, fakat daha fazla övgü ve takdir için, yerde sürünmeye bile razı olurlar! Bütün büyük liderler bunun farkında oldukları için, pozisyonlarını n avantajlarından yararlanarak övgülerini cömertçe verebilmişlerdir! Olağanüstü bir şey vardır: İnsanlar, ünvanlar için ölürler! Övgü doğru yapıldığında çok güçlü bir motivasyon aracı olarak devreye girer!



İki Çeşit Övgü Vardır!



Karşımızdaki insanda, “odasını temizlemek” veya “işe vaktinde gelmek” gibi bir alışkanlık geliştirmek istiyorsak, onu, o işi yaptığı her an övmeliyiz! Bu tarz bir övgüye “devamlı güçlendirme” adı verilir! Tekrarlanması nı istediğimiz davranış biçimini devamlı olarak översek, karşımızdaki insan, onu alışkanlık haline getirecektir! Yeni alışkanlık kazanıldıktan sonra da “aralıklı güçlendirme” ye geçeriz! Aralıklı güçlendirme, davranış her üç veya dört kez tekrarlandığında övmemiz anlamına gelir!



Alışkanlık bir kez kazanıldığında, “devamlı güçlendirme” çalışması uygun kaçmayabilir ve motivasyonu olumsuz yönde etkileyebilir! Devamlı övgü, kişinin o işten tamamen vazgeçmesine bile neden olabilir! Böyle bir durumda “aralıklı güçlendirme” uygulamasını yapmak, davranışın kesin olarak tekrarlanması nı sağlar! Böyle davranmak, kişiyi istim üstünde tutmaya yarar!



Söylediğimiz her söze ve davranışalrımıza içtenliğimizi ve sevgimizi de ekleyelim!



Unutmayalım ki;



Kalıcı olan tek şey içtenlikle ve sevgiyle yapılandır!...



5. Hayranlığımızı (İçtenlikle) Dile Getirelim!



Diğer kişilerin kendilerine verdikleri değeri yükseltmenin ve kendilerini önemli hissetmelerini sağlamanın beşinci yolu, onlara olan hayranlığımızı dile getirmektir! Başardığı bir işten, bir şahsiyet özelliğinden veya sahip olduğu bir şeyden dolayı birine duyduğumuz hayranlık, onun kendisine verdiği değeri artırır! Hayranlık, insan ilişkilerinde en güçlü araçlardan biridir! Herkes iltifat edilmekten hoşlanır! Hayranlığı dile getirme yöntemini her yerde ve her durumda kullanabiliriz! Bu türlü davrandığımızda, karşımızdaki insanın kendisini daha da önemli hissedeceğini garantilemiş oluruz!



Karşımızdaki insanın şahsiyet özelliklerine veya başka niteliklerine hayran olabiliriz! Dakiklik, cömertlik, azimlilik veya kararlılık gibi özelliklere sahip olan insanlara, bunlardan dolayı iltifat edersek, kendilerini değerli ve önemli hissetmelerini sağlamış oluruz! Diğer insanlar bu gibi niteliklerden dolayı bize itibar gösterip, hayranlıklarını dile getirdiklerinde, biz de kendimizi daha iyi hissederiz! Kişilerin sahip oldukları maddesel değerlere de hayranlık duyabiliriz! insanlar elde ettikleri maddi şeylere oldukça fazla duygusal yatırım yaparlar! Örneğin, evlerine aldıkları mobilyalara ve demirbaş eşyalara düşünce ve duygularını da katarlar! Onlara, evlerinin veya oturma odalarının ne denli göz alıcı olduğuyla ilgili iltifatlar yapmamız faydalı olur!



İnsanlar aldıkları giysilere de aynı derecede düşünce ve emek verirler! Giydiği herhangi bir giysi veya aksesuarla ilgili bir hanıma yapacağımız iltifatların, kendisini kesinlikle iyi hissetmesini sağlayacağı kesindir! Aynı iltifatları giydiği giysileri, ayakkabıları ve kravatı ile ilgili olarak bir erkeğe yaptığımızda da aynı sonucu elde edebiliriz! Erkekler genellikle takacakları kravatla ve satın alacakları ayakkabı ile ilgili düşünce çabası sarf ederler! Hayranlığımızı dile getirdiğimizde hem şaşıracak hem de mutlu olacaklardır!



İnsanların başarmış oldukları güzel şeylere de hayran olabiliriz! Almış oldukları eğitim veya geldikleri mevkiyle ilgili olarak onlara iltifat edebiliriz! Kurdukları işlere veya başarmış oldukları başka herhangi bir şeye olan hayranlığımızı dile getirebiliriz!



Bu konuda dile getirdiğimiz hayranlığımız, onların kendilerine verdikleri değeri artırır ve kendilerini iyi hissetmelerine neden olur! Bir diğer insana gerçekten takdirlerimizi iletmek istiyorsak, bunu yapabilecek sonsuz fırsatlar vardır! Herkesin bizim takdirimize değer bir başarısı mutlaka bulunur! Bizim işimiz de onu bulmak ve dile getirmektir!



Ancak dikkat etmemiz gereken bir noktayı da ilave edelim! Hoşnutluğumuzu, onayımızı, takdir ve hayranlığımızı gerçekten hissediyorsak dile getirelim! Başkalarının motivasyonunu yükseltmeye çalışırken samimiyetsizlik yapmayalım! İnsanlar yalan dedektörleri gibidirler! Kalabalık bir odanın içinde bile samimiyetsizliğ i yakalayabilirler!



Ancak bu kuralı bir istisnası vardır: samimiyetsiz bir gülümseme, samimi bir kaş çatmadan daha iyidir her zaman1! Ancak iltifatlarımızı n diğer her türlü durumda samimi ve içten olması gerekir! Ne demek istiyorsak onu dürüstçe söylemeliyiz! Bunu böyle yapmadığımız takdirde, insanlar, kendileriyle oynadığımızı düşüneceklerdir! Ve böyle düşündüklerinde ise, arzu ettiğimizin tersine bir tepki almamız kaçınılmaz olacaktır! Bu türlü durumda kişinin kendine verdiği değeri düşecek ve bize kuşkuyla ya da savunmacı bir tarzda yaklaşacaktır!



Karşımızdaki insanın kendisini önemli hissetmesini sağlamak için yapmamız gereken beş şeyin birincisi, karşımızdakini kabullenerek karşılaştığımız insanlara içtenlikle gülümsememiz; ikincisi, kendisiyle kolay anlaşılır bir insan olmamız; üçüncüsü, hoşnutluğumuzu ifade ederek her durumda “teşekkür ederim!” dememiz; dördüncüsü, insanları överek yüceltmemiz, onaylamamız ve yaptıkları olumlu şeylerden dolayı onları tasdik etmemiz; beşincisi ise, hayranlığımızı dile getirerek, onların başarmış oldukları şeylere, sahip oldukları kişisel özelliklere veya maddi şeylere iltifat etmemizdir! Gösterdiğimiz bu davranış biçimi, diğer insanlarla olan iyi ilişkilerin temelini oluşturur! Bu davranışları uygulamaya çalıştığımız her seferde, karşımızdaki insanların kendilerini iyi hissetmelerini sağlarken, biz de kendimizi daha iyi hissetmiş oluruz!



Kalıcı olan tek şey: İçtenlikle ve Sevgiyle yapılandır!

6. Dinlemenin “Beyaz Sihri”



Başkalarını kendilerini özel bir kişi olarak hissetmelerini sağlayabileceğ imiz altıncı adım ise, onlara özel bir dikkat vermektir! Hayat zaten bunun bir çalışmasıdır! Dikkatimizi her zaman en çok değer verdiğimize ve bizi en çok ilgilendiren şeye ya da bizim için en fazla önemli olan konuya veririz! Dikkatimiz nereye odaklanırsa; düşüncelerimiz, duygularımız ve hayatımız da oraya odaklanır!



İlişkilerimizde, diğer kişilere gösterdiğimiz ilginin miktarı, onların bizim için ne denli önemli olduklarının da bir işaretidir! En fazla dikkati, en çok değer verdiğimiz insanlara ve şeylere gösteririz! Dikkat göstermenin tersi ise, kayıtsızlıktır! Değer vermediğimiz ve onaylamadığımız insanlara ya da şeylere karşı kayıtsız kalırız!



Bir kişiye dikkatimizi ve ilgimizi verdiğimizde “sana değer veriyorum ve seni önemsiyorum!” demek isteriz! Tam tersi bir davranış içerisine girdiğimizde ise: “Seni önemsiz buluyorum ve sana az değer veriyorum!” mesajını vurgularız! Karşımızdaki insana gösterdiğimiz dikkatli bir ilgi, onun kendisine verdiği değeri yükseltir! Tersi bir davranış ise, bu değer düzeyini düşürür, kayıtsızlığımız ise, onu kızgın ve savunmacı birisi haline getirir!



Olumsuz duyguların ana nedenlerinden birisi de, insanlar tarafından önemsenmemektir! Sırasında bir eş, patron ya da bir restorandaki garson tarafından önemsenmemiz, kendimizi değersiz ve küçülmüş hissetmemizden olur! İnsan ilişkilerinde etkin olan insanların, diğer insanların ihtiyaçlarına karşı gerekli ilgiyi ve dikkati göstermede hassas ve uyanık olmalarının nedeni budur!



İnsanlara doğru ilgiyi nasıl gösteririz? Dinlemenin “beyaz sihrini” yaparak! Dinlemek, insan ilişkilerindeki dikkatin gerçek ölçüsüdür! Dinlemek diğer insana ve söylediklerine ne denli değer verdiğimizi gösterir! Karşımızdaki insanı dinlediğimiz, hem de iyi dinlediğimiz zaman, onun bizim için değerli ve önemli olduğunu ifade etmiş oluruz! En iyi liderler, satışçılar, yöneticiler ve arkadaşlar mükemmel ve hünerli birer dinleyicidirler!



İyi bir dinleyici olmanın üç önemli yararı vardır! Birincisi, dinlemenin bir güven ortamı oluşturmasıdır! Birisi bizi dinlediğinde, ona daha fazla güveniriz! En hızlı güven ortamı, iki insanın birbirlerine dikkatle ve hoşnutlukla dinlemeleriyle oluşur! Dikkatle dinlediğimizde, karşımızdaki insan bizi her zamankinden daha fazla sever ve bize güvenmeye başlar! Böylelikle de bizim tarafımızdan etkilenmeye de her zamankinden daha fazla açık hale gelir!



İyi dinlemenin ikinci faydası, kişinin kendisine verdiği değeri yükseltmesidir! Karşımızdaki insanı dikkatle ve ilgiyle dinlediğimizde, onun kendisine verdiği değer oldukça artar! Birisi bizi dikkatle ve ilgiyle dinlediğinde, bizde de aynı durum söz konusu olur ve kendimizi daha önemli ve değerli hissetmeye başlarız!



Dinlemenin üçüncü faydası ise, içsel bir disiplin oluşturmasıdır! Diğer bir insanı dikkatle dinlemek, muazzam bir kişisel ustalık ve içsel disiplin gerektirir! Sıradan bir insan dakikada 150 kelime konuşur! Eğer biz kendimizi iyi bir şekilde disipline edebilirsek, dakikada 600 kelimelik bir dinleme potansiyeline ulaşabiliriz! Aktif dinleme, dikkatimizi kontrol etmemizi ve konuşan insana odaklanmamızı gerektirir! Karşımızdaki insanı kesintisiz bir şekilde dinleyebilmek için kendimizi ne kadar disipline edersek, hayatımızın diğer alanlarında da o denli etkin bir hale geliriz!



Aktif Bir Dinleme Yapalım!



Aktif dinlemenin birinci kısmı, dikkat ve ilgiyle dinlemektir! Konuşanın doğrudan yüzüne bakalım1 Konuşana doğru hafifçe öne eğilelim! Ayakta isek, ağırlığımızı ayak parmaklarımızın ucuna vererek enerjimizin öne doğru yansımasını sağlayalım! Karşımızdaki insanın ağzını ve gözlerini dikkatle takip edelim! Bu, bizim onu tam bir dikkatle dinlediğimizi anlatır! Karşımızdaki kişide, tam bir dikkat ve ilgiyle konuşmanın içinde olduğumuzdan iyice emin olmuş olur!



Aktif dinlemenin ikinci kısmı kesmeden konuşmaktır! Konuşan kişi, kendisini dinleyenin konuya atlamak için fırsat kolladığını, düşüncelerinin başka bir yerde bulunduğunu, belki de vereceği cevabı hazırlamakla meşgul olduğunu algıladığında, kendini huzursuz, rahatsız ve aşağılanmış hisseder! Fakat karşısındaki kişinin konuştuğu şeylerle tam bir uyum içinde olduğunu fark ettiğinde, kendisini değerli hisseder! işte bundan dolayı, karşımızdakini sonuna dek sabırla, sakin bir şekilde ve sanki dünyada onun konuştuklarından başka bir şey kalmamış gibi dinleyelim!



Aktif dinlemenin üçüncü kısmı, cevap vermeden önce duraklamaktır1 Karşımızdaki kişi konuşmasını bitirince, ona bir cevap vermeden önce üç ila beş saniye duraklayalım! Bu arada üç şey olabilir:



Birincisi, karşımızdakinin söylediklerini daha iyi anlamamız mümkün olur! Diğer kişinin sözlerinin sindirilmesi için kendimize birkaç saniye tanıdığımızda, onu tam olarak ve daha iyi anlayabiliriz!



İkincisi, karşımızdaki kişi sadece düşüncelerini toplamak için durmuşsa, onu kesmekten kaçınmış oluruz! Üç ila beş saniye kadar durakladığımızda, konuşmasını kesmek yerine, ona devam etme fırsatı tanımış oluruz! Bir düşüncenin veya bir cümlenin ortasında kesilmekten daha rahatsız edici ve aşağılayıcı çok az şey vardır!



Üçüncüsü, cevap vermeden durakladığımızda, söylenen şeyleri önemli saydığımızı açıkça ifade etmiş ve ona dikkatli bir ilgi verdiğimizi de ortaya koymuş oluruz! Bir diğer kişinin sessizce oturup, söyleyecekleri ya da dinleyecekleri üzerinde düşünmesi, konuşan kişiye yapılmış olan büyük bir iltifattır!



İyi bir dinlemenin dördüncü kısmı, netleştirmek için soru sormaktır! Karşımızdaki insanın ne dediğini tam olarak anlayabildiğimizden emin olmak için ona sorular soralım! Eski bir deyiş vardır: “Her başarısızlığın temelinde, hatalı varsayımlar yatar!” Hiç kontrol etmeden, her şeyi anladığımızı sandığımızda, karşımızdaki insanın ne dediğini belki de hiç anlamamış oluruz! Bu durum özellikle kadınlar ve erkekler arasındaki konuşmalar için geçerlidir!



Konuşmayı genişletmenin, dinleme fırsatlarını artırmanın ve anlayışımızı geliştirmenin belki de en iyi yolu, sonu açık sorular sormamızdır! Sonu açık sorular, “evet” veya “hayır” şeklinde cevaplandırılamayan sorulardır!
__________________
yokluk ,varlıgın aynasıdır.



Dünyayı isterken de sus,
Bir dileğe kavuşmak isterken de.
Öylece seyre dal gitsin…
mevlana
cent isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 20-05-2008, 12:23 PM   #215 (permalink)
Binbaşı
 
cent - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
cent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to all
Standart Ynt: centin degişim aşamaları

Alıntı:
cent Nickli Üyeden Alıntı
hayal ablanın seslendirmesiyle bende oluşan duygu ve görsellikler
























































































































































artık ablacımızın seslendirmesinde bu resimleri seyrederim



görmek istediklerimi beyinde sergileme sonucunu alma amacındayım



sevgiyle kalayım




Büyük Motivasyon Mesajı – Daha İyi Bir Yaşam İçin Olumlamalar!...



Merhaba arkadaşlar!!!



Nasılsınız!!!



Güncellenmiş Büyük Motivasyon Mesajını almaya hazır mıyız?!!



Büyük Motivasyon Mesajından önce sizlere düşünce gücü ile ilgili bir açıklama yapmak istiyorum:



Her gün aklımızdan -farkında olsak da olmasak da- milyonlarca düşünce geçer! Aklımızdan geçen her düşünce bilinçaltımıza kaydolur! Günümüz şartlarını göz önünde bulundurursak bunların büyük çoğunluğu –neredeyse tamamı- olumsuzdur! Zamanla bilinçaltımızda biriken olumsuz düşünceler diğer olumsuz düşünceleri de – hatta olumlularını bile katlederek- kendine çeker! Bu düşünceler yoğunluğu oranında yer kaplar: yoğun etki bırakan, bizi etkileyen ve güçlü duygular çağrıştıran -olumlu ya da olumsuz- düşünceler büyük yer kaplar! Aklımızdan geçen düşünceleri etkileyen ve onları güçlendiren en büyük etkenlerden birisi de kendi kendimize sürekli olarak yaptığımız içsel konuşmalardır! Zihnimize giren her düşüncenin şiddetini artıran ve azaltan etken içsel konuşmalardır! Olumsuz içsel konuşmalar olumsuz düşüncelerin şiddetini artırır! Örneğin, başarısız bir kişi olduğunuzu düşündük! Ve kendimize sürekli olarak ne kadar başarısız olduğumuzu söylüyoruz! Ve bilinçaltımız bizim geçmiş referanslarınıza bakarak ve bizim içsel konuşmalarımızla sürekli başarısızlığımızı tasdik etmemiz sebebiyle bizim ne kadar başarısız olduğumuza dair bir inanç geliştirir! Bir düşünce inanç halini almışsa güç kazanmış ve bilinçaltında büyük bir yer zaptetmiş demektir! Bu inancımız da sürekli olarak başarısızlık düşünceleri ve içsel konuşmalarımız ile kesin inanç yani iman düzeyine yükselir! İman düzeyine gelmiş bir düşünce, yerinden oynatılamaz, değiştirilemez çok güçlü bir gerçeklik halini almış demektir! Artık başarısızlığımız iman düzeyine gelmişse hiçbir etken bizim başarısızlığımıza mani olamaz! Başarısızlığımız nam salmıştır! Dünyanın en başarısız insanı olmaya hak kazanmışızdır! Dünyanın en başarısız insanı ödülü kesinlikle bize verilecektir!



Sakın ha! Adem hoca da olumluluğu savunup ha bire olumsuzluğu göklere çıkarıyor, bu ne biçim iş demeyelim! Bir şeyin değeri zıttıyla ölçülür! Aynı şekilde başarılı bir kişi olduğumuzu düşündük! Ve kendimize sürekli olarak ne kadar başarılı olduğumuzu söylüyoruz! Olumlu içsel konuşmalar ile olumlu düşüncelerin şiddetini istediğimiz kadar artırabiliriz! Ne büyük keşif! Ve bilinçaltımız bizim geçmiş referanslarımıza bakarak ve bizim içsel konuşmalarımızla sürekli başarımızı tasdik etmemiz sebebiyle bizim ne kadar başarılı olduğumuza dair bir inanç geliştirir! Bir düşünce inanç halini almışsa güç kazanmış ve bilinçaltında büyük bir yer zaptetmiş demektir! Bu inancımız da sürekli olarak başarılı olduğunuza dair düşünceler ve içsel konuşmalar ile, kesin inanç yani iman düzeyine yükselir! İman düzeyine gelmiş bir düşünce, yerinden oynatılamaz, değiştirilemez çok güçlü bir gerçeklik halini almış demektir! Artık başarımız iman düzeyine gelmişse hiçbir etken bizim başarımıza mani olamaz! Başarımız nam salmıştır! Dünyanın en başarılı insanı olmaya hak kazanmışızdır! Dünyanın en başarılı insanı ödülü kesinlikle bize verilecektir!





Bulduuuuuuuuuuuummm m!!!



Ne müthiş fikirrrrrrrr! !!!



Waaaaaaaaaaaaawwwww w!!!



Şu şekilde düşünürsek:”Demek ki ben de önce olumlu düşünüyorum, sonra olumlu düşüncelerimin şiddetini olumlu içsel konuşmalarla güçlendiriyorum, zamanla bu olumlu düşüncelerim olumlu inanç halini alıyor, olumlu inançlarımı olumlu eylemlerle iman derecesine yükseltiyorum ve iman derecesine yükselmiş olumlu düşüncelerim ruhsal alemde “benzer benzeri çeker” prensibiyle evrende olumlu olan her şeyi bana çekmeye başlıyor!Bu da bana müthiş bir yaşam enerjisi ve sınırsız bir güç veriyor!” Bu sadece bir kişinin gücü! Bir de yaşam enerjisi ve güçlerini birleştirebilen kitleleri düşünelim! Olumlu düşünen, kendini ve çevresini sürekli olarak geliştiren, her ne iş yapıyor olursa olsun işini “EN İYİ” şekilde yapan, “EN İYİ” den başkasını kabul etmeyen, çevresinin de “EN İYİ”olması için sürekli çaba harcayan, “EN İYİ” düşüncelere sahip, önce kişisel, sonra kitlesel mükemmelliğe adanmış asil ruhların gücü hayal bile edilemez!!!



Evrensel değerler doğrultusunda Kişisel ve Kitlesel Mükemmelliğe Adanmış, Tek Yumruk haline gelmiş Asil Ruhlar dünyayı bile yerinden oynatabilecek SINIRSIZ BİR GÜCE sahiptir!!!



Hep beraber kişisel ve kitlesel mükemmelliğe ulaşmak ümidiyle!...



Öğr. Gör. Adem Altay

kisiselmukemmellik@ yahoo.com



Büyük Motivasyon Mesajı



Önemli Açıklama: Aşağıdaki mesajı kendimize uyarlayarak içtenlikle, inanarak her sabah ve her akşam yatmadan önce okuyalım! Her okuyuşumuzda, bu mesaja sınırsız pozitif bir enerji yüklendiğini, her okuyuşumuz da okuduğumuz her satırdan müthiş bir gücün çıktığını, alnımızın tam ortasından bir ışık demeti halinde içimize işlediğini, damarlarımızda dolaştığını, ruhumuza inanılmaz bir zindelik ve güç verdiğini, ve bu gücün bizim insanların iyiliği için yapacağımız çalışmalarda kullanabilmemiz için bize bahşedildiğini düşünelim! Ve buna içtenlikle inanalım! Her okuyuşumuzda içimize müthiş bir enerji dolduğunu hissedelim!



1. Kendimize uyarladığımız bu mesajın çıktısını alalım! Görsel isek mesajı süsleyerek çarpıcı hale getirelim! İşitsel isek bir ses kaydediciye kendi sesimizle kayıt edelim! Dokunsal isek her okuyuşumuzda her kelimeyi hissederek okuyalım ya da küçük kartlara parça parça yazarak bu işlemi oyun haline dönüştürelim!

2. Mesajı kendinize uyarlayalım! Yazılanlar bizi ve olmak istediğiniz bizi ifade etmeli, birinci tekil şahıs ile yazılmalı, şimdiki zaman kipi kullanılmalıdır! Bizi ilgilendirmeyen, bize hitap etmeyen bir mesajın bize hiçbir etkisi olmaz! Geçmiş bitmiş, gelecek ise henüz gelmemiştir, hükmedebileceğimiz zaman parçası “şimdi, şu an”dır!

3. Nasıl okursak öyle sonuç alırız! Öylesine okursak öylesine sonuç alırız! Sadece okursak, sadece okumuş oluruz! Bir defa içtenlikle okursak, bir defalık sonuç alırız! İçtenlikle, inanarak sürekli okur ve uygulama yaparsak sürekli bir sonuç alırız! Seçim bizim! Tabi ki sonuçlar da bizim olacaktır!

4. Yıl 2007! Büyük Motivasyon Mesajını sevdiklerimizin isimlerine uyarlayarak çıktı alalım! Daha sonra sevdiklerimize hediye edelim! Kim bilir belki de sevdiklerimize hayatlarında almış oldukları en iyi hediyeyi vermiş oluruz!

5. Bu mesajı sevdiklerimize ve tanıdığımız herkese yollayalım (veya forward edelim!)

6. Önemli olan az da olsa sürekli olandır! Eğer vaktimiz azsa her gün parça parça okuyalım ve uygulayalım!

7. Bu teknikler işe yaramaz diyenlere aldırmayalım! Hele hele ben bu konuda eğitim aldım bunlar saçmalık derlerse hiç inanmayalım! Sadece deneyelim!

8. Bu tarz olumlamayı hayatımızdaki her alana uyarlayabiliriz!

9. Yazdıklarımız ile değerlerimiz, inançlarımız ve kişiliğimizin çatışmamasına çok dikkat edelim!

10. Bu mesajı sihirli değnek olarak görmeyelim! Bir anda değişiklik beklemeyelim! Uygulama ve zaman ile mutlaka pozitif değişim sağlarız!

11. Bu mesajı okurken birisi gelir de bize gülerse, biz gülüp geçelim, çünkü gülüp geçenler genellikle ağlanacak halde olanlardır! Hele bir de alay edenler var ya işte onlar acziyetlerini alayla kapatmaya çalışan zavallılardır! Bir dokunsanız bin dert yumurtlarlar!

12. Bu mesajı görür görmez yine mi Adem Altay, bıktık bu baş belası adamın maillerinden, biri bu adamı durdursun diye isyan edenlerdensek, boşuna enerjimizi harcamayalım! Mesajlardan kaçabiliriz, ama kendimizden asla! Adem Altay, “Kişisel Mükemmellik Felsefesi”ni yaymaya, insanların hayatlarında değişim yapmaya, sürekli bir şeyler öğrenip onları diğer insanlarla paylaşmaya, daha güzel, daha olumlu insanların yaşadığı bir toplum oluşturmak için var gücüyle çalışmaya adanmıştır! Hızla koşan bir atın küçücük taşlarla durdurulamayacağı gibi Adem Altay hakkında ileri geri mesajlar atılarak, menfi hesaplara girilerek, sahte isim kullanıp çamur atarak mesajları durdurulamaz! Bu mesajı okuyup faydalanabilecek tek kişi için bile olsa mesajlarımı yayınlarım!

13. Bilgi paylaşıldıkça çoğalır! İster benim adımla ister başkasının adıyla olsun insanları geliştirebilecek her tür bilginin paylaşılması taraftarıyım! Bazı arkadaşlar benim yazmış olduğum mesajı kendi yazmış gibi kendi adıyla yayınlıyor! Mesajın kimin adıyla gittiği önemli değil, önemli olan bu fikirlerin daha çok insana ulaşması İster benim adımla olsun, ister başkasının adıyla! Kişisel Mükemmellik Grubu anasayfası Files bölümüne kişisel mükemmelliğe inanan arkadaşlarımızın en iyi olma yolunda kullanabilmeleri için, dosyalar ekledim! Ben bir eğitimci olarak şuna inanırım: Özümseyemediğimiz, içselleştiremediğimiz bir bilgi bizim değildir! Geçek bir eğitmen kişiliğiyle, bilgilerini içselleştirebilmesiyle, anlattığı konuya hakim olabilmesiyle, içi dışı bir ve söyledikleriyle yaptıkları uyumlu olmasıyla, anlatım tarzı ile gösterir, kuru kuru ordan burdan toplama bilgiyle değil! Bu yüzden dosyaları kullanalım fakat içselleştiremezsek bir işe yaramaz!



İşte Beklenen Mesaj:

Büyük Motivasyon Mesajı



Ben, Kişisel Mükemmellik Yolcusu Adem Altay! (Kendi Adınızı Yazın)



Bugün, bu saat, şu an hayatımın dönüm noktası!Bugün yepyeni sevgi dolu mutlu bir hayata başlıyorum!



Geçmişimdeki tüm olumsuzlukları siliyorum! Gelecek ise seçim yapmamı bekliyor! İşte tam bu anda bilinçli bir şekilde yarınlarıma yön veriyorum!



Geçmişte yaptığım tüm hatalar için kendimi bağışlıyorum! Kendimi şu an huzurlu, mutlu, harika hissediyorum! Enerji dolu, güçlü ve sağlıklıyım ve bunun tadını çıkarıyorum!



Ben,Kişisel Mükemmellik Yolcusu Adem Altay! (Kendi Adınızı Yazın)



Son derece huzurluyum! Hayatımdaki iyiliğin gücüne inanıyorum!Koşullarda hiçbir güç yok!Yalnızca iyilikte ve doğrulukta güç var!



Şu anda içimde bulunan güce engel olabilecek hiçbir insan, yer, nesne durumveya ortam yok! Hiçbir şey bana karşı değil, hiçbir şey beni rahatsız edemez! Geçmişimde olanların beni incitecek hiçbir gücü yok!



Şu anki iyi düşüncelerle geleceğimi hazırlıyorum! Bugünü, şu anı yaşıyorum, geleceğe güveniyorum, geçmişten hiçbir pişmanlık duymuyorum!Tü m hayatın benimiyiliğim için el ele verdiğine inanıyorum! Rahatım, mutluyum, huzurluyum!



Ben, Kişisel Mükemmellik Yolcusu Adem Altay! (Kendi Adınızı Yazın)



Kendi düşüncelerimi kendim seçerim! Başkalarının benimle ilgili düşünceleri beni bağlamaz!



Ben izin vermedikçe kimse benim düşüncelerimi biçimlendiremez! Kendim için sağlık, mutluluk, sevgi ve anlayış düşüncelerini seçiyorum!



Korku ve nefrete düşüncelerimde yer yok! Bu andan itibaren “Hayatımın Hakimi Ben’im!”

Ben, Kişisel Mükemmellik Yolcusu Adem Altay! (Kendi Adınızı Yazın)



Gerçekten ben çok özelim! Kendimi seviyorum ve kendimi çok iyi hissediyorum!



Kendimi geliştirmek için hergün çalışmama ve hergün daha iyiye gitmeme rağmen bugünkü beni seviyorum! Ve yarın daha iyi olduğum zaman da kendimi seveceğim!



Bütün dünyada gerçekten benim gibi kimse yoktur! Daha önce asla başka bir ben yoktu ve tekrar başka bir benolmayacak!



Ben, Kişisel Mükemmellik YolcusuAdem Altay! (Kendi Adınızı Yazın)



Ben tepeden tırnağa eşsizim! Bazı hallerde başkaları gibi görünebilir, hareket edebilir veyakonuşabilirim ama ben onlar değilim! Ben benim!



Birisi olmak istedim ve şimdi olduğumu biliyorum! Dünyadaki herhangi biri olmaktansa kendim olmayı tercih ederim!



Hissetme tarzımıseviyorum, düşünme tarzımı seviyorum ve işleri yapma tarzımı seviyorum! Kendimi ve kimliğimi beğeniyorum!



Ben, Kişisel Mükemmellik Yolcusu Adem Altay! (Kendi Adınızı Yazın)



Benim birçok güzel niteliğim var! Yeteneklerim, hünerlerim ve kabiliyetlerim var! Henüz bilmediğim yeteneklerim bile var! Ve sürekli kendi içimde yetenekler keşfediyorum!



Ben olumluyum! Ben kendimden eminim! İyi şeyler yansıtırım! Eğer yakından bakarsanız, etrafımda bir parlaklık bile görebilirsiniz!



Yaşam doluyum! Yaşamayı seviyorum ve hayatta olduğuma memnunum! Çok özel bir zamanda yaşayan çok özel bir kişiyim!



Ben, Kişisel Mükemmellik Yolcusu Adem Altay! (Kendi Adınızı Yazın)



Akıllıyım! Zihnim çabuk, uyanık, zeki ve eğlencelidir! İyi şeyler düşünürüm ve zihnim benim için her şeyi yoluna koyar!



Çok fazla enerji, şevk ve canlılığa sahibim! İlgi çekici biriyim ve kendim olmaktan gerçekten hoşnutum!



Başka insanlarla birlikte olmaktan hoşlanırım ve başka insanlar benimle olmaktan hoşlanırlar! İnsanlar söyleyeceklerimi işitmekten ve düşündüklerimi bilmekten hoşlanırlar!



Ben, Kişisel Mükemmellik Yolcusu Adem Altay! (Kendi Adınızı Yazın)

Çok gülümserim! İçimde mutluyum ve dışarıda mutluyum!



Pek çok şeyle ilgilenirim! Sahip olduğum tüm nimetlerin, öğrendiğim şeylerin, bugün, yarın ve ebediyen –varolduğum sürece- öğreneceğim herşeyin değerini biliyorum!



Sıcak, samimi, dürüst ve içtenim! Ben bunların hepsiyim ve daha fazlasıyım! Ve bütün bunların hepsi benim! Kendimi seviyorum ve ben, ben olduğum için memnunum!



Ben, Kişisel Mükemmellik Yolcusu Adem Altay! (Kendi AdınızıYazın)



Yapabileceğime inandığım her şeyi yaparım! O tanımlanmayan nitelik bende var ve bu her gün artıyor! Bende yetenek, beceri ve hüner var!



Hedefler belirler ve onlaraulaşırım! hayattan ne istediğimi biliyorum! Onun peşine düşer ve elde ederim!



İnsanlar benden hoşlanır ve ben kendimle ilgili iyi şeyler hissederim! Ben olduğum için gurur duyuyor ve kendime inanıyorum!





Hiçbir şey beni durduramaz! Çok kararlıyım! Sorunları avantajlara çeviririm! Diğer insanların hiçbir şans görmediği durumlarda bile çözümler bulurum!





İstediğim her şeyi başarabileceğimi biliyorum ve olumsuz herhangi bir şeyin beni engellemesine veya yolumda durmasına izin vermeyireddediyorum !



Ben, Kişisel Mükemmellik Yolcusu Adem Altay! (Kendi Adınızı Yazın)



Hiç kimsedenve hiçbir şeyden korkmuyorum! Kuvvete, yeteneğe, inanca ve güvene sahibim! Mücadeleyi severim ve balıklama dalarım! Özellikle bugün!



Dünyanın zirvesindeyim ve meydan okuyorum! Zihnimde istediğim şeyin net bir resmi var! Onu kendi önümde görebiliyorum! Ne istediğimi ve onu nasıl elde edeceğimi biliyorum! her şeyin bana bağlı olduğunu ve bunu yapabileceğimi biliyorum!



Engeller isteğimi azaltmaz! Onlar yalnızca hayatta ve hareket halinde olduğumu bana anlatırlar ve benhiçbir şey için hareketsiz kalmayacağım!



Ben, Kişisel Mükemmellik Yolcusu Adem Altay! (Kendi Adınızı Yazın)



Kendime güvenirim! Başarı için ne gerekiyorsa fazlasıyla sahibim veonu nasıl kullanacağımı biliyorum! Bugün kimse beni durduramaz! Kendimi topladım ve hergün biraz daha toparlıyorum! Ve bugün, dikkat et dünya, ben geliyorum!



Sınırlar! Onları sınırlar olarak bile kabul etmiyorum! Kazanamayacağım hiçbir mücadele yoktur! Tırmanamayacağım hiçbir duvar yoktur! Yenemeyeceğim ya da tersine çevirip kendi yararıma kullanmayacağım hiçbir sorun yoktur!



Dimdik ayaktayım! Dürüst ve içtenim! İnsanlarla ilgilenmeyi severim ve onlar da benden hoşlanırlar! İyi düşünürüm; net düşünürüm; planlıyım; kendime ve çevremde olan her şeye hakimim!



Ben, Kişisel Mükemmellik Yolcusu Adem Altay! (Kendi Adınızı Yazın)



Kendi kartlarımı kendim oynarım, hiç kimse onları benim için oynamakzorunda değil! Hayatımdaki olaylar için hiç kimseyi suçlamam! başarısızlıklarımı kabul ederim ve onları, zaferlerimin ödüllerini kabul ettiğim kadar kolaylıkla aşıp ilerlerim!



Kendimden asla mükemmellik talep etmem, amaverebileceğimin en iyisini beklerim ve elde ettiğim de en iyisidir!



Kendime asla mazeretler bulmam! İşleri zamanında ve doğru yaparım! Bugün her zamankinden daha fazlasını yapacak içsel gücüm var!



Ben özel bir insanım! hedeflerim ve kendime olan büyük inancım, hedeflerimi gerçeğe dönüştürür!



Hayallerimi yaşama gücüm var! Onlara, kendime inandığım gibi inanırım! Ve bu inanç öyle güçlüdür ki, benim yenilmez ruhumu zayıflatabilecek hiçbir şey yoktur!



Biliyorum ki, yücelik yüce olanın zihninde başlar! Biliyorum ki, kendimle ilgili inandığım şey benim olacaktır! Bu yüzden kendim için en iyiye inanırım!







Pratik ve gerçekçiyim, ayağımı yere sağlam basarım! Ama aynı zamanda kendime, en yoğun beklentilerime uygun yaşama özgürlüğünü deveririm!



Kendimi asla başkalarının dar görüşlü inançlarıyla sınırlamam! Bunun yerine kendimi sınırsız olanakların engin ufuklarına açarım!



Birisi “yapamam” dediği zaman “nedenolmasın?” diye cevaplarım! Birisi “bu imkansız” dediği zaman, “Olacağına inandığım ölçüde hiç bir şey artık imkansız değildir!” diye cevaplarım! Benim inancımla, benimle her şeymümkündür!



Ben, Kişisel Mükemmellik Yolcusu Adem Altay! (Kendi Adınızı Yazın)



Ben de gayret,heves, dayanıklılık ve sabır var! Kendimle ilgili ve yaptığım her şeyle ilgili iyi, güçlü, kazandıran bir tutumum var! Pratik ve gerçekçiyim, ama aynı zamanda her durumda en iyi sonuca inanırım!



Geçmişte kendimle ilgili herhangi bir şüpheye sahiptiysem bile, bugün onları bir kenara koymak için iyi bir gün! Beni bugüne kadar tutan herhangi bir güvensizlikten kurtulmak için iyi bir gün!



Biliyorum ki ben, doğru kazanmaya götüren tarafa yöneldim ve ileriye bakıyorum, asla geriye bakmıyorum! Bir konuya bir kerede odaklanma yeteneğim var, bu yüzden elimdeki işe dikkatimi yoğunlaştırırım ve onu bitiririm!



Ben, Kişisel Mükemmellik Yolcusu Adem Altay!(Kendi Adınızı Yazın)



Bugün, hiçbirşeyin yolumda duramadığı o günlerden birisi!Kararlılığa gereksinim duyduğumda, ona sahibim! İş veya mücadele ne olursa olsun, onu bitirmek için gücüm ve sonuna kadar gidecek sabrım var!



Tam şu anda, kendime,kendimle ilgili gerçekleri anlatırken bile, biliyorum ki, başarabilirim ve başarıyorum! Şu anda, önümde duran herhangi bir mücadele hakkında düşünürsem, bu mücadeleden dolayı daha başarılı olacağımı biliyorum!

Beklenti Yasası!...



Beklenti Yasası, güvenle beklediğimiz şey her ne olursa olsun, bu kehanetimizin gerçekleşeceğini söyler! Bunu bir başka şekilde söylemek gerekirse; aslında hayattan elde ettiklerimiz, gerçekten istediklerimiz değil, beklediğimiz şeylerdir! Beklentilerimiz, çevremizdeki insanların ve gerçekleşmesini istediğimiz şekli almalarına yol açan güçlü ve görünmez etkiler yaratır!



Gerçekte biz, bazı şeylerin bizim için nasıl gideceğini ve gelişeceğini düşünürken, kendi hayatımızın falcısı gibi davranmış oluruz! Başarılı kişilerin kendileriyle ilgili güven dolu ve olumlu beklentileri vardır! Onların başarılı olma ve sevilme beklentileri bulunmaktadır ve onlar mutlu olmayı hak ettiklerini düşünürler, sonuçta da nadiren hayal kırıklığına uğrarlar!



Başarısız insanların ise, olumsuz beklentileriyle şartların beklediklerinin aksine çıkmasına neden olan bir kötümserlikleri vardır!



Beklentilerimiz, kaynağın geçerliliğine olan inancımızla doğru orantılı olarak şekillenir! Karşımızdaki insana güvenimiz arttıkça, o kişinin, bizim kendimizle ilgili beklentilerimiz üzerindeki etkisi daha büyük olacaktır!



Hayatımız üzerinde etkili olan dört tür beklenti kaynağı vardır! Bunlardan birincisi, anne ve babalarımızdır! İkincisi, patronumuzun ya da müdürümüzün göstereceğimiz performansla ilgili beklentileridir! Üçüncüsü, çocuklarımız, eşimiz, emrimizde çalışanlar veya elemanlarımızla ilgili olan beklentilerimizdir! Dördüncüsü, kendimizden beklediğimiz şeylerdir!



Beklentilerle ilgili en harika şey de budur! Kendimize ait olan şeyleri sadece biz üretebiliriz! Beyinsel içeriğimizi ve dünyaya yaklaşım tarzımızı, kendimizden daima en iyiyi bekleyerek ve kendimize güvenerek yalnızca biz yaratabiliriz! Kendimizle ilgili beklentilerimiz, başkalarının bizimle ilgili olabilecek olumsuz beklentilerinin üstüne çıkacak kadar güçlüdür! Her türlü durumdan kazançlı çıkmayı keşfederek kendi etrafımızda olumlu bir zihinsel enerji alanı yaratabiliriz!



En başarılı kişiler, kainatın onlara hep iyi şeyleri yapmaları için ilham verdiğini düşünen kişilerdir! Bu kişiler, karşılaştıkları her durumun, ilahi alem tarafından onlara planlanarak sunulduğuna inanırlar! Onlar bu durumdan ya bir yarar sağlayacaklardı r ya da daha başarılı olabilmek için değerli bir ders çıkaracaklardır! Bu tarz bir düşünce, olumlu zihinsel davranışların temelini oluşturur ve üstün performanslı kişilerin tanımlanabilir kalitelerini ortaya koyar!



“Bugün muhteşem bir şey olacak!” Gün boyunca muhteşem bir şeyle karşılaşacağımıza inanarak dolaştığımızı şöyle bir hayal edelim! her şeyin bizi mutlu ve başarılı yapmak için işbirliği yaptığına kesin olarak inandığımızda, ne kadar daha fazla olumlu, iyimser ve neşeli olacağımızı düşünelim!



Bu egzersizi üç gün boyunca yaptığımız takdirde, üçüncü günün sonunda şimdiye değin olmasını hayal bile etmediğimiz güzellikteki şeyler gerçekleşmiş olacaktır!



Beklentimiz neyse, oraya kadar yükseliriz! Olaylar tamamen bizim kontrolümüz altında olduğu için, beklentilerimizin, gerçekleşmesini istediğimiz şeylerle uyum içinde olmalarını sağlayalım ve daima kendimizden en iyiyi bekleyelim!



Bu zihinsel yasayı bilinçli bir şekilde kullanmaya başladığımızda, gerçekten sınırsız olan “iyinin gücü”ne de sahip olmaya da başlarız! Olumlu beklentilerin gücü, kişiliğimizi ve hayatımızın tümünü tek başına değiştirebilecek kapasitededir!



Bugün her ne yaparsak yapalım, içtenlik ve sevgiyle yapalım!...



Unutmayalım ki, kalıcı olan tek şey içtenlik ve sevgiyle yapılandır!...



Kendinize çoook iyi bakın arkadaşlar!.. .



Muhteşem bir gün geçirmeniz dileğiyle!...



Adem Altay


__________________
yokluk ,varlıgın aynasıdır.



Dünyayı isterken de sus,
Bir dileğe kavuşmak isterken de.
Öylece seyre dal gitsin…
mevlana
cent isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 20-05-2008, 12:57 PM   #216 (permalink)
Teğmen
 
Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 38
Tesekkür: 1
27 Mesajinıza toplam 66 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
krex is an unknown quantity at this point
Standart Ynt: centin degişim aşamaları

Cent hocam bu kadar okyanus resmine karşılık bende okyanısla ve yunuslarla ilgili müzik paylaşayım .
Ayrıca atakan bey sizde dinlerseniz telkinlerde belki kullanabilirsiniz

http://www.ilkdoganay.com/depo/downl...3b666e16cc87dc
krex isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 21-05-2008, 03:06 PM   #217 (permalink)
Binbaşı
 
cent - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
cent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to all
Standart Ynt: centin degişim aşamaları

HAYATIMIZDAKİ BOLLUĞU ARTTIRMAK İÇİN YAZILMIŞ ÇOK ÖZEL KUANTUM OLUMLAMASI..

“ Sonsuz kaynak benim içimdedir ve ben onu harekete geçiriyorum.”

Bolluk ve bereket içindeyim.
Bütün ihtiyaçlarımı rahatlıkla karşılayacağım kaynaklara sahibim ve bunu kullanıyorum.
Gürül gürül akan bir çağlayan gibi hayatın nimetleri akıp gelir sürekli.
O çağlayanın içinde neşe ve huzurla yıkanıyor ve doya doya içip kanıyorum.
Her zaman içimdeki sonsuz kaynakla birlikte olduğumu bilirim.
Benim asıl zenginliğim işte ona sahip olmaktır ve bu duygu bütün zenginli?i bana çeker.
Bolluk duygusu sahip olduğum şeyler dolayısıyla hissettiğim bir şey değildir.
Varlığımın kendisi zaten ihtiyaçtan uzaktır.
Temizlenmek ve gelişmek ve olgunlaşmak için çıktığım bu yolda benim için en uygun araçlar her zaman yolumun üzerinde beni bekler.
Hayatımda bol sevgi, bol para, yeterli zaman, ve sonsuz bilgi her zaman mevcut.
Onlar tam zamanında karşıma çıkıyorlar.
Ben de uzanıp onlar alıyorum.
O beni yarattı ve bütün ihtiyaçlarımın garantisini verdi bana. O beni sever.
O’nun katında ve yanında özel bir yerim olduğunu bilirim.
şimdi ve gelecekte bütün ihtiyaçlarım O’nun garantisi altındadır.
Çalışarak, üreterek ve paylaşarak yaşadıkça bolluk bana akar.
Sahip olduğum bolluğu paylaşırken verdiklerimin bana çoğalarak geri geldiğini bilirim.
Bir elim bana sunulan bolluğu sunmak için yukardaysa, diğer elim ihtiyaçta olana vermek için aşağıdadır.
Böylece ben alma verme döngüsünü sürdürmüş olurum.
Kimsenin kalbini kırmamaya, hakkın yememeye özen gösteririm.
Böylece bolluğun önünü kesecek enerjileri hayatımda barındırmam.
Her günümü neşe, mutluluk ve kahkaha ile doldururum.
Her bir saniyeyi bir gün gibi, her bir günü bir hafta kadar verimli yaşarım.
Cebimdeki her bir lira bin lira gibi bereketlenir.
Her yaptığım işe bütün dikkatimi, bütün sevgimi katarım.
Her ne yapıyorsam en iyisini, en kalitelisini yaparım.
İşim benim imzam gibidir.
Ve her ürettiğim şey bana bir çok zenginlik katar. Çünkü ben ürettiklerimle insanların hayatlarına anlayış, sağlık, umut ve konfor ve güzellik katarım. Ürettiklerim onların hayatlarında fark yaratır.
Onlar da bana bunun bedelini sevinçle ve bolca öderler.
Bu arada gereksiz israftan, boşuna ve gösterişe yönelik harcamadan kaçınırım. Çünkü bilirim ki Tanrı israftan hoşlanmaz.
Gereksiz harcamalarda dikkatli, ama kendim ve başkalarının hayatına katkıda bulunacak harcamalar için cömertim.
Bolluğu hayatıma çeker ve bolluğu oluştururum.
Her an yaratıp çoğaltan Tanrının bu oyununa ben de katılmış olurum böylece

R. ŞANAL GÜNSELİ
__________________
yokluk ,varlıgın aynasıdır.



Dünyayı isterken de sus,
Bir dileğe kavuşmak isterken de.
Öylece seyre dal gitsin…
mevlana
cent isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 21-05-2008, 05:38 PM   #218 (permalink)
Binbaşı
 
cent - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
cent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to all
Standart Ynt: centin degişim aşamaları






Bağışlama Yasası!...



Mutluluğu, sağlığı, bereketi ve diğer insanlarla aramızdaki harika ilişkileri inşa ettiği söylenilen en güçlü ve en pratik ilke, bağışlama yasasıdır!



Bağışlama yasası, bize karşı yapılan davranışları bağışlayabildiğimiz ve unuttuğumuz derecede zihinsel olarak sağlıklı olabileceğimizi öne sürer!



Bağışlayamama yetersizliği, suçluluğun, küskünlüğün ve diğer tüm olumsuz duyguların kökünde yatar! Bizi üzdüğüne inandığımız insanlara karşı içimizde tutuğumuz kin ve kızgınlıklarımız, psikosomatik hastalıkların temel nedenidir! Bağışlayamamak, en basit baş ağrılarından, kalp ataklarına, kalp krizlerine kansere kadar bir dizi hastalıklara neden olmaktadır!



Potansiyelimizi tam olarak kullanabilmek, zihin kapasitemizi geliştirebilmek ve ruhsal enerjilerimizi serbest bırakabilmek için, bizi bir şekilde üzmüş olan herkesi tam olarak bağışlamamız gerekir! Kızgınlıklarımızın ve küskünlüklerimizin bizi bırakıp gitmelerine izin verelim ve onlardan uzaklaşalım! Aynı talihsiz deneyimin bedelini tekrar tekrar ödemeyelim! Harika bir hayat yaşamak, mükemmel bir karakter geliştirmek ve (diğer bir insana karşı içimizde hala tutuyor olabileceğimiz olumsuz duygudan) daha üstün ve önde gelen bir kişi olabilmek için tüm arzumuzu ortaya koyalım! Dış dünyamız, içimizdeki gerçek dünyayı yansıttığı, baskın düşüncelerimizle uyumlu olan kişileri ve durumları hayatlarımıza çektiğimiz ve sonunda da, düşündüğümüz şeyin kendisi haline geldiğimiz için, gerçekten mutlu, sağlıklı ve tamamen hür olmak istiyorsak, geliştirmemiz gereken en önemli niteliklerden birisi de bağışlama yeteneğidir!



Bugün her ne yaparsak yapalım, içtenlik ve sevgiyle yapalım!...



Unutmayalım ki, kalıcı olan tek şey içtenlik ve sevgiyle yapılandır!...



Kendinize çoook iyi bakın arkadaşlar!.. .



Muhteşem bir gün geçirmeniz dileğiyle!...



Adem Altay

__________________
yokluk ,varlıgın aynasıdır.



Dünyayı isterken de sus,
Bir dileğe kavuşmak isterken de.
Öylece seyre dal gitsin…
mevlana
cent isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 21-05-2008, 05:41 PM   #219 (permalink)
Binbaşı
 
cent - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
cent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to all
Standart Ynt: centin degişim aşamaları






Anlam Duygusu!…



Geçmişte ne olmuş olursa olsun ve nereden gelirsek gelelim yaşamımızı daha zengin ve tatminkar kılabiliriz! Tüm tersliklere ve işimizden kaynaklanan baskıya rağmen her şeyle başa çıkmanın, mutlu ve başarılı bir yaşamı oluşturmanın yöntemi nedir peki? Bu, yaşamamızın bir anlamı olmasından kaynaklanır! Burada olmamızın ve bir amaca yönelik çabalarımızın geçerli bir nedeni vardır! Bir anlam olmadan hiçbir şeyiz, yaşıyor ya da ölü olmamızın bir farkı yok! Bir anlam duygusuna sahipsek; dikkatimizi yaptığımız işe odaklayabilir, motive olur, inisiyatif alır ve olayları derinlemesine görebiliriz!



Anlam duygusu, enerji ve olumlu eylem üretir, sonuçlara ulaşmamızı sağlar! Amacı olan bir yaşam, yalnızca hayatımızı daha keyifli kılmakla kalmaz, daha az stresli ve daha çok tatminkar bir hale getirir!



Bugün her ne yaparsak yapalım, içtenlik ve sevgiyle yapalım!...



Unutmayalım ki, kalıcı olan tek şey içtenlik ve sevgiyle yapılandır!...



Kendinize çoook iyi bakın arkadaşlar!.. .



Muhteşem bir gün geçirmeniz dileğiyle!...



Adem Altay




__________________
yokluk ,varlıgın aynasıdır.



Dünyayı isterken de sus,
Bir dileğe kavuşmak isterken de.
Öylece seyre dal gitsin…
mevlana
cent isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 21-05-2008, 05:43 PM   #220 (permalink)
Binbaşı
 
cent - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
cent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to all
Standart Ynt: centin degişim aşamaları







Alışkanlık Yasası!...



Yaptığımız her şey alışkanlıklarımızın sonucudur! Konuşma, çalışma, araba kullanma, düşünme, diğer insanlarla etkileşimde bulunma, para harcama ve hayatımızdaki önemli insanlarla ilgilenme tarzımız alışkanlıklarımızı n sonucunda gelişmiştir! Hayatın her alanındaki davranışların temelinde, bebekliğimizden bu yana biriktirmiş olduğumuz deneyimlerimiz yatar! Davranışlarımız ve fiziksel çevremiz ile etrafımızdaki insanlara verdiğimiz tepkilerin % 95’i otomatik ve bilinçsiz tepkilerdir!



Hayalimizdeki insan gibi olabilmenin önündeki en büyük engellerden birisi alışkanlıklarımızdı r! Düşünme, hissetme, konuşma ve davranış alışkanlıklarımız şimdi durduğumuz yerle gerçekten gitmek istediğimiz yer arasında duran beton bloklar gibidirler ve bizim yerimizde saymamıza yol açarlar! Alışkanlık yasası, hayati derecede önemli bir zihin yasasıdır! Bu yasa, hareketsiz duran bir nesnenin dışarıdan ona etki edecek bir kuvvet gelmediği sürece aynı kalacağını öne süren Nevton’un ilk hareket yasasına benzer!



Düşünce ve davranışlarımızda aynı prensibe uygun olarak işler görürler! Dışardan bizi etkileyen bir kuvvet veya farklı bir şey yapmak üzere vereceğimiz kesin bir karar olmadığı sürece, aynı şeyi sürekli yapıp dururuz!



Alışkanlıklar; bize hizmet ettikleri, etkileriyle hayatımızı zenginleştirdikleri ve geliştirdikleri sürece iyidirler! Alışkanlıklarımız mutluluğumuzun önünde bir engel oluşturmaya başladığında ise, onları yenilememiz veya tamamen değiştirmemiz gerekir!



Başarılı insanların hepsi randevularına sadıktırlar ve güvenilir insanlardır! Onlara itimat edilir, sözlerinde dururlar! Başkalarının zamanına onları rahatsız etmeden saygı gösterirler!



Oluşturabileceğimiz en tehlikeli alışkanlıklar, zihinsel alışkanlıklardır! Sürekli olarak düşündüğümüz bir şeyi hayatımızda var ettiğimiz gerçeğinden dolayı, olumsuz veya kendimizi kısıtlayıcı düşüncelerimiz bizi her şeyden fazla engellerler!



Alışkanlık haline getirdiğimiz düşüncelerimiz hayatımızda çok büyük bir öneme sahiptirler! İyi yada kötü bir şey yoktur! Onu, düşüncelerimiz öyle yapar! Zihinsel bir dünyada yaşıyoruz! Bizim onlara yüklediğimiz anlam dışında, çevremizdeki hiçbir şeyin kendine ait bir anlamı yoktur! Bu nedenle düşünce tarzımızı değiştirdiğimizde, hayatımız da değişir!



Başarı ve başarısızlık, mutluluk ya da mutsuzluk büyük bir çoğunlukla alışkanlıklarımızı n ve çevremizde olup bitenlere karşı verdiğimiz otomatik tepkiler ile cevapların bir sonucudur! Gerçekleştirmek istediğimiz amaçlarımızla bağdaşmayan alışkanlıklarımızı değiştirmek, iyi bir hayat kalitesine ulaşmak için yapacağımız en gerekli, ama en zor işlerden birisidir! Kusursuzluğun veya mükemmelliğin belirli bir seviyesine erişemediysek, hala kopmamız gereken alışkanlıklarımızla birlikte yaşıyoruz demektir! Unutmayalım ki, kötü alışkanlıkların oluşmaları kolay, ama onlarla yaşamak zordur! İyi alışkanlıkların oluşması ise zor olur, ama onlarla yaşamak kolaydır! Bizim işimiz, iyi alışkanlıklar oluşturmak ve onları hayatımızın idarecileri haline getirmektir!



Bugün her ne yaparsak yapalım, içtenlik ve sevgiyle yapalım!...



Unutmayalım ki, kalıcı olan tek şey içtenlik ve sevgiyle yapılandır!...



Kendinize çoook iyi bakın arkadaşlar!.. .



Muhteşem bir gün geçirmeniz dileğiyle!...



Adem Altay


__________________
yokluk ,varlıgın aynasıdır.



Dünyayı isterken de sus,
Bir dileğe kavuşmak isterken de.
Öylece seyre dal gitsin…
mevlana
cent isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


centin degişim aşamaları

Hikayelerimizi Anlatalım ve Üyelerin Değişim Günlükleri centin degişim aşamaları Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Alıntı: cent Nickli Üyeden Alıntı Hangi durumda ve kim olursak olalım, şu an, şimdiye kadar elde ettiğimizden daha fazlasını başarma kabiliyetine ve daha önceki başarı çizgimizi geçecek bir potansiyele sahibiz! Hayal ettiğimizden daha fazlası olabilir, daha çoğunu elde edebilir ve ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Üyelerin Değişim Günlükleri telkin cd indir izle İstanbul Üyelerin Değişim Günlükleri nerededir kimdir Üyelerin Değişim Günlükleri çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Üyelerin Değişim Günlükleri hipnoz Üyelerin Değişim Günlükleri olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Üyelerin Değişim Günlükleri hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Üyelerin Değişim Günlükleri kuantum düşünce kitap haberi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 08:09 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.