![]() |
'SÖZ' den...'ÖZ'e... "Bugün dua ettiiim hepimiz içiiiin, Yüce Tanrı kullarını affeetsiiinn..." Kulaklarımda Sezen Aksu'nun nağmeleri tekrarlanıp durmakta... Alıntı:
Dün akşam okudum bu satırları ve okuduğum anda çığlığı içimde hissettim... Ve duam: Allah'ım seni seviyorum, içimdeki siyahça ve diğer depresyon mağdurlarını da... Ben, depresyona yol açan çekirdek inancımı bulduğumu, bu inancımı ve de yeniden depresyona girme korkumu dönüştürdüğüme inanıyorum… İnanıyordum...Ama siyahça'nın korkuları, içimde bilemediğim bir şeylerin halen varlığını koruduğunu düşündürüyor. İçimde bu korkulara yol açan, bildiğim ve bilmediğim her ne varsa özür dilerim. Ve her şeyin üstünde güce sahip olana, sana teslim ediyorum, olan bitenlerin hepsini. Şimdi beni ve benimle bağlantılı olan herkesi ve her şeyi lütfen affet...Ve bizi sınırlayıcı tüm enerjetik bağlardan özgürleştir. Sevgili Allah'ım, biliyorum ki dileğim, dileğindir. SENİN İRADEN OLSUN. Teşekkür ederim. Seni seviyorum... Özür dilerim...Lütfen beni affet...Teşekkür ederim... Seni seviyorum...Özür dilerim... Lütfen beni affet... Teşekkür ederim... ... ... Günün koşuşturmacası içinde unutmuşum. Akşam üstü, sayfa karşımda... Seni seviyorum... Özür dilerim...Lütfen beni affet...Teşekkür ederim... Seni seviyorum...Özür dilerim... Lütfen beni affet... Teşekkür ederim... ... ... bir ara, başka satırlar gözüme ilişiyor: şimdi eşim de kendi kendimi iyileştirebileceğime inanıyor... ... evet, neden zavallı organceğizlerime bir sürü yan etkisi olan ilacı yükleyeyim değil mi? sevincliAllah'ım sen büyüksün!..sevincli Seni seviyorum... Özür dilerim...Lütfen beni affet...Teşekkür ederim... Seni seviyorum...Özür dilerim... Lütfen beni affet... Teşekkür ederim... ... ... Ve tekrar... tekrar... tekrar... Seni seviyorum...Özür dilerim... Lütfen beni affet... Teşekkür ederim... |
Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... ismira kardeş, günlüğün hayırlı olsun demeye gelmiştim ama, baktım bu kalbin kadar temiz sayfanın en başına beni de yazı yazıvemişsin! hem şaşırdım, hem ilk bakışta anlamadım! (yok aptal değilim, valla ağla2) ben şimdi bunu birkaç kez daha dönüp dolaşıp okursam kesin anlarım.. yani şöyle, o kitapların teoride ne anlattığını tabi anlıyorum herkes kadar ama, o öyle kitap sayfasında kalan birşey oluyor sadece...yani, benim depresyona girme korkumun o kitaba göre aslında senin içinde olan birşeylere işaret ediyor olduğunu hemen hemen anladım, ama nasıl oluyor da oluyor onu anlamadım! hüff tamam sustum...ben biraz uzaktan bakayım en iyisi...seni seviyorum güzel insan...tekrar hayırlı olsun, hep mutluluklar yazasın inşallah.. |
Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... Nasıl anlatsam?.. Nerden başlasam?.. . . . Kaç kişiydik o zaman, bak... Kaç kişi OLDUK şimdi?...y789 |
Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... Canım Siyahça, Hani geçen gün benim için bir dilek dilemiştin ya... altına dönüşen koltuk hani?.. Ben onu salonumdan aldım yüreğime koydum, yüreğimin tahtına da seni... Ol sebepledir ki, seninle açtık yüreğimin kapısını diyelim...(Peh! peh!breh!..) y789 |
Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... Ve sevgili Redflowers... Cennetin Kızı... "Ben; bu bedenimle, bu dünyada, mutlulukla, sağlıkla, zenginlik, bolluk ve neşe ile cenneti yaşarım. Ve Evren bunun böyle olması için gereken her şeyi yapar." Diye girmiş cennet yoluna... Bu yüzden 'Cennetin Kızı' dedim ona. Gerçekten bu dünyada cenneti yaşayabilmek... Benim de en derin özlemimdir bu. Belki de hepimizin özlemidir, bilerek ya da bilmeyerek... Ben de bu güzel olumlamayı aldım ondan sevgiyle ve teşekkürle. Dilerim 'Cennetin Çocukları' çoğalır dünyada. Aa, başlık olarak bunu düşünmedim değil... Ama sonra, buluşmalarla 'SÖZ' den 'ÖZ'e gidelim istedim. Ne de olsa ÖZ'e yolculukta sözlerin yeri yadsınamaz. Sözün gücünü subliminal kayıtlar vasıtasıyla kullanan site kurucu ve yöneticilerine de bir selam olsun aynı zamanda... |
Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... Dün arkadaşımla sohbet ederken en sevdiğim yerde gözünden bir damla yaş süzüldü, şaşırdım. Neden ağlıyorsun dedim; ağlamıyorum rüzgardan herhalde dedi. Hem insan mutluluktan ağlar mı ki dedi, o kadar mutluyum ki şu an diye ekledi. Keşke şu an da yanımda olsaydı, gerçekten mutluluktan da bir insanın ağlayabileceğinin en güzel kanıtı olurdum ona. Teşekkür ederim İsmira, çok değerlisin inan. |
Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... Bu an için şükürler olsun. Ortak noktalarda buluşup, birbiri yüreğinin sesini duyabildiğimiz ve birbirimize duyurabildiğimiz için şükürler olsun... Ben çok teşekkür ederim, verdiğin değer için redflowers'cığım. |
Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... Değer denilince, aklıma geldi: Geçenlerde bir arkadaşım, “kendini çok kötü, değersiz hissettiğinde ne yaparsın?” diye sordu. Düşündüm… Bu soruyu başkasına soruyorsam, çözümü seçiyorum; yeniden iyi ruh halinde olmayı, değerli olduğumu hissetmeyi istiyorum, demektir... Peki, bunu nasıl yaparım?... Düşünüyorum… Gerçekten, kendinin değerli olduğunu, Allah'ın “yeryüzünde halifem olarak yarattım” dediği, ruhundan üfleyerek dünyaya gönderdiği o eşsiz ve çok özel varlık olduğunu hissetmek... Nasıl bir şey olurdu?.. Bu muazzam evrenin olmazsa olmaz bir parçası olduğunu… O'nunla bir ve bütün olduğunu… ama aynı zamanda tek ve özel bir varlık olduğunu bilmek... Nasıl bir şey olurdu?.. Dünyada bir tek eşin olmayacak şekilde mükemmel bir kombinasyonla var olduğunu bilmek...bunu tüm hücrelerinde hissetmek... Nasıl bir şey olurdu?.. Sevgide ayrılığın olmadığını bilerek… evrenin sonsuz sevgisinin daima seninle olduğunu… hissetmek… Nasıl bir şey… olurdu? Olumsuz deneyimlerinin sadece ve sadece öğrenme sürecinin bir parçası olduğunu... bu süreçte hissettiğin olumsuz duyguların, seni bir üst basamağa taşıyan kaldıraçlar olduğunu idrak etmenin… huzurunu… hissetmek... nasıl... bir şey...olurdu? Bir teki bile Hiroşima'yı, Nagazaki'yi tahrip edecek güce sahip olan ve tersine o oranda yaratıcı gücü olan atomların trilyonlarcasını bedeninde taşıyan biri olmaktan dolayı ne kadar güçlü... ne kadar... özel bir varlık… olduğunu... hissetmek... nasıl bir şey olurdu?... Ve... kendini değersiz, güvensiz, sevgisiz, yalnız ya da benzeri olumsuz ruh halinde hissettiğin her seferinde... ister yavaş, ister hızlı...kendi hızında...hızla… tüm bu özelliklerini hatırlamak… ve… aldığın her nefesle birlikte... en mükemmel ruh halini… huzuru… hissetmek...nasıl bir şey olurdu?.. |
Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... Ben; bu bedenimle, bu dünyada, sağlıkla, huzurla, neşeyle, zenginlik ve refahla cenneti yaşarım. Ve Evren, bunun böyle olması için, her ne gerekiyorsa yapar. Günaydın 'ÖZ' üm, günaydın iki gözüm...smiliyface Gören gözüm, işiten kulağım, tutan elim için şükürler olsun. Şükürler olsun beni taşıyan bedenim ve nefesim için. Çocuklarım, eşim, ailem ve hepimizin sağlığı için şükürler olsun... . . . |
Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... Ho'oponopono eşliğinde reiki terapimle, bedenimden hücreme, hücremden evrene, evrenden tekrar bedenime döngüsel geçişlerle, harikulade şeyler hissettim. Söze dökmek zor...Son aşamada, 'varlığın ihtiyaçtan ari' olmasının nasıl bir şey olduğunu hissettim. Şükürler olsun Allah'ım. Huzur benimle... |
Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... insanlar bir olay karşısında iyi yada kötü sadece 15 dakika ağlar yada güler iyi şeyler yaşıyorsan bir ömür boyu hüzünlüysen sadece 15 dakika diliyorum.bende herkes için dua ediyorum BİZ BİZİ TERKETTİĞİMİZDE SEN BİZİ TERKETME TANRIMactionsmile |
Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... Çok teşekkür ederim sevgili arkadaşım...Sevgide ayrılık yok, biz terketsek bile "O" her zaman bizimle. Değil mi canım? s456 |
Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... Gerginim... keyifsizim...uyumak istiyorum... Oysa ne güzel bir başlangıç yapmıştım güne... Med cezir manzaraları...88a Böyle zamanlarda umutsuzluğa kapılasım geliyor... Ama olmaz. Artık olmaz... Bu kez olmaz!... "İstesek cenneti kurtarabiliriz"... Cennetimi istiyorum. Hem de bu dünyada... Geçmişin tüm yüklerinden, korkularından, suçluluk duygularından arınmak... Herkesle, her şeyle helalleşmek... Bana verilen bu bedenle, bu yaşamın hakkını vermek...İnsan olarak halifeliğin gereklerini yerine getirebildim, bu hayatı layıkıyla yaşadım, diyebilmek... O kadar muazzam bir donanımla yaratılmışken... |
Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... Geçen yıl bu zamanlar, yalvarıyordum yine bir şairin dizeleriyle; EY SEVGİLİ Senin kalbinden sürgün oldum ilkin Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin yortuların dışında Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim Af dilemeye geldim affa layık olmasam da Uzatma dünya sürgünümü benim Aşkın bu en onulmazından koparıp Bir toz bulutu gibi Savuran yüreğime Ah uzatma dünya sürgünümü benim Nice yorulduğum ayakkabılarımdan değil Ayaklarımdan belli Lambalar eğri Aynalar akrep meleği Zaman çarpılmış atın son hayali Ev miras değil mirasın hayaleti Ey gönlümün doğurduğu Büyüttüğü emzirdiği Kuş tüyünden Ve kuş sütünden Geceler ve gündüzlerde İnsanlığa anıt gibi yükselttiği Sevgili En sevgili Ey sevgili Uzatma dünya sürgünümü benim... ... Yaşım 41 olmuştu ve son bir yılda, " yavaş yavaş ısıtılan suda, farkında olmadan haşlanan kurbağa" misali depresyon girdabına düşmüştüm. Ve yalvarıyordum işte: "Sevgili, En Sevgili, Ey Sevgili, Uzatma dünya sürgünümü benim"... İlk değildi bu...On yıl gerilerde kalmış iki depresyon öyküm daha olmuştu. Bu kez üçüncüsüydü ve ben en keskin virajındaydım hayatımın... En keskin virajdı. Çünkü... |
Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... Bir sen eksiktin sarıyıldız hosgeldin Geç bakalım karşıma benimle içer misin Ağlar mısın içince burnuna ceker misin Gözyaşların yakabilir mi dudaklarımı Ama neden titriyorsun öyle sarıyıldız Bak ben su taşıyorum ince elekle İğne deliğinden dünyayı geçiriyorum Bak ben aklıma uyup sarıyıldız Durmadan aklımı saşırıyorum Sen beni kaçıncı binden tanıyorsun ki Hadi bana çelik mavisi bir gece getir Hadi dostlukları tek tek koparıp getir Alnımdan öp beni e mi, yitik sıcaklığımı getir Gençliğimi çılgınlığımı deli günlerimi getir Ne o sarıyıldız sen de mi ağlıyorsun (H.Hüseyin Korkmazgil) |
Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... Arkadaşlar çağırdı, çocukları da alıp sahile çıkalım biraz diye. Ohh.. Ne güzeldir İzmir akşamında dostlarla sahilde... Seni seviyorum İsmira...smiliyface |
Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... Dün akşam iyi oldu hepimiz için. Çocuklar oynadılar doyasıya. Akşam serinliğinde açık havada olmak güzeldi. Oldum olası akşamları severim. Kızımın okulu tatile giriyor. Öğretmenine hediye götürmek istiyordu kaç gündür, özel bir şey olmasını istiyordu. Karadeniz belgeselinin cd sinde karar kıldık. 1926 yılında, Atatürk'ün direktifiyle ilk gemi fuarı yapılmış. Karadeniz gemisiyle yapılan bu fuarda 3 ay boyunca Avrupa'nın değişik ülkelerinde 16 limana uğranılmış, Türk lokumundan ayakkabı ve tarım ürünlerine geniş bir yelpazede ürünle Yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin tanıtımı yapılmış. Tabii ki ticarete çok önemli katkı sağlanmış. İşte belgeselde bununla ilgili görüntüler var. Ne muhteşem bir fikir ve organizasyon! Hayran olmamak elde değil. Bizim gibi, Atatürk hayranı olan öğretmenimizin de çok hoşuna gideceğini umuyoruz. |
Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... Şimdi, bulunduğumuz noktaya bir bakalım: Yaş----------- 42, Kilo------------70 (İdeal kilo 61) İş------ -------İşyeri resmen faal; fiilen meslekten uzaklaşıldı. Para-----------Mevcutlar tükenme aşamasında Sağlık----------Sosyal fobi ve depresyon yarası iyileşme yolunda Aile------------İki çocuk, eş ve geniş akrabalar olumlu Hobi/Aktivite---Takı, ahşap boyama, goblen ve kitaplarla kendi dünyamda Sosyal çevre---Dar alanda kısa paslaşmalara indirgendi Kişisel gelişim---Eğitim ve donanım iyi, uygulamada blokaj Ruhsal gelişim---Leyladan geçme faslındayım, mevlayı bulma yollarında... Telkin mp3-----Günde ortalama 12 saat ego+suçluluk+kendine güven +erteleme 3,5 ay aralıksız dinlemeden sonra 1 aydır bırakıldı. Kilo verme güven eklendiğinde 2 kilo alınınca bırakıldı, 2 kilo geri verildi. |
Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... Pekala, şimdi de neler yapabileceğimize bir bakalım; (Bu sabah itibarıyla telkinlere başladım yeniden bu arada wink77) Evet, hedefleri belirleyelim... Yaş----------- Her yaşta gençlik Kilo------------İdeal kilo 61 İş------ -------Her açıdan kendimle uyumlu ve doyumlu yeni bir iş yapmak Para/Varlık-----Ailem ve kendim için refah ve zenginlik(Detaylar belli) Sağlık----------Her açıdan sağlıklı, zinde, ince ve düzgün bir fizik Aile------------İki çocuk, eş ve akrabalarla karşılıklı uyum ve doyumla sürekli gelişen ilişkiler Hobi/Aktivite---Bir sergi açmak, bir kitap yazmak, tiyatro topluluğuna katılmak(?) Sosyal çevre---Karşılıklı destekleyen, uyumlu ilişkilerle geniş sosyal çevre Kişisel gelişim---Bu alandaki bilgi birikimi ve donanımını en mükemmel şekilde hayatına geçirmek ve ideal versiyonu oluşturma, başkalarına da yararlı olmak Ruhsal gelişim---Leyladan geçip mevlayı bulmak |
Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... Bak şimdi!.. Daha önceden başlasaydın ya bu günlüğe... Neyse zararın neresinden dönülse kardır. İyi gidiyoruz şimdi. Daha derli toplu ve daha net... Sonraki fasıl, nasıl yapacağımız... |
Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... merhaba İsmira'cım ben bu bölümü çok sevdim ttli3 Söz' den Öz'e demişsinya, başlığı her gördüğümde beni derinlere, düşünmeye sevkediyor.. ve bende tertemiz, pırılpırıl hisler uyandırıyor.. bir çiçeğin huzur veren kokusu, bir bebeğin masumluğu gibi.. Yaradılış an'ının ifadesi ÖZ.. Çok başka... Bambaşka... Hislerimi ifade etmeye çalıştım ama ne derece başarabildim bilmiyorum dusun2 http://dl8.glitter-graphics.net/pub/...izjv2m9irw.gif sayfanı süslemek istiyorum http://dl7.glitter-graphics.net/pub/...whzw7bnz0l.gif ve umutlarını aydınlatması için mum http://dl7.glitter-graphics.net/pub/...pod8ixyt2l.gif böyle bir başlık açarak, bana bu hisleri yaşattığın için sana çok teşekkür ediyorum. Seni seviyorum kiss3 |
Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... Sevgili Sanemce'ciğim, Çok teşekkür ederim. Öz'e yolculukta yalnız olmadığıma ve benzer frekanslarda yoldaşlarımla Öz'den temaslarla burada buluştuğumuza inanıyorum.. İyi ki varsın, iyi ki varsınız... Gül kokuların ve ışığınla verdiğin destek için de çok teşekkür ederim canım. Seni seviyorum...O0 |
Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... 25889İsmira'cım, işlerim birikmiş dışarı çıkıp, halletmem lazım.fakat,senin yazılarını okumadan, yerimden kalkamadım.içimde çok net bir his oluştu.şu senin düzelmesi gerekenler çoktan sıraya girmişler.hepsi olumlu yönde gidiyorlar.sen zaten kendini aşmış bir insansın.izin ver sonuçlansın hepsi.Beenim içimde bir yanardağ var bir onu çözme aşamasındayım.onu da Allahın izniyle lehime çözümlendirirsem.Beni kimse tutamaz.çünkü ne istersem diledğim şekilde oluyor.ama bir noktada takılıp kalıyorum ve sonuç bekliyorum.yani özümdekileri tam açığa çıkaramıyrum. hisleri sezgilerim çok olumlu ama sonuç ya hissettğim gibi olmazsa demekten kendimi alamıyorum.işte bu beni sanki gerçek ben olmaktan uzaklaştırıyor gibi geliyor.Endişeyi de çıkarttım hayatımdan biliyorsun çekimi çok olan bir kelime...yu89yaradana sığınıyoruz hepimiz,o haklıyı yüce adaleti ile korur.Benim ve bana kötülük yapan kişinin hayrına en iyisi neyse ona göre çözümlenir.sonucu beklemenin gerginliği içindeyim.aslında gözümde büyütmekte istemiyorum.Allah benim özümü biliyor.ilahi adalete ve yasalara güveniyorum.sorumluluğu kabul edip,üzerimden gitmesi için izin veriyorumy789 |
Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... ne harika bir günlük olmuş! okudukça içim açılıyor... devam...kahvesmiley |
Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... Aahh... sudem8 ve Siyahça, İyi ki varsınız... sudem8, benim için pratiğin, uygulamanın sembolü. Onun vasıtasıyla özümdeki pratisyen tarafımla temas kuruyorum...bisiklet blissybisiklet Siyahçaa... Nüktedan, biraz hınzır, çokça zekii...O benim özümdeki mizahla aramdaki ajan provakatör... khkh56 blissy khkh56 |
Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... Alıntı:
Alıntı:
Canım, bununla ilgili olarak, sevgili redflowers'ın bugün başka bir sayfada yazdığı hoşuma giden bir yazısından -belki de okumuşsundur ya- ilgili bölümü aktarmak istiyorum: "Serbest bırakmak güvenle alakalı. Güveniyorsanız tamamen hiç bir düşünce beslemeden bırakırsınız da. Sabah kalktığımızda, ya da akşam yatarken Allah'ım ne olur bana 2 göz daha ver diye dua edenimiz var mıdır? Sanmıyorum. Çünkü zaten 2 tane gözümüz vardır, bundan eminizdir, güvenimiz tamdır. güven derken bu güveni kast ediyorum." Şimdi, sen pek çok konuda, istediğin sonuçları elde etmeyi başarmışsın...güvenip serbest bırakmayı da...bunu yapabildiğini biliyorsun. Şimdi o durumlardan birini seçebilirsin...En son yaptığını mesela...veya bir öncekini...ya da daha öncekini...istediğini seçebilirsin...Şimdi...yavaş yavaş ya da hızlı bir şekilde...kendi hızında...o durumlardaki duygunu hissedebiliyor olsaydın... o güven duygusunu...bu nasıl bir şey olurdu?.. sonucu bilmenin duygusunu...emin omanın duygusunu hissetmek... nasıl bir şey olurdu?.. Şimdi, biliyorsun, o seninle...Ve ...ihtiyaç duyduğun her seferinde...alacağın üç...deriiin nefesin ardından...bu duyguyu hissetmeyi seçebileceğini biliyor olsaydın...nasıl bir şey olurdu?...Şimdi...üç...deriiin nefes alsan... nasıl bir şey... olurdu?... |
Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... Planlarıma devam edecektim, ama bu vakitte vazgeçtim, uykum geldi. Bu telkinler pozitifte kalmamızı sağlıyor. Öyleyken daha çözüm odaklı oluyoruz. -Ego güçlendirici(eski versiyon, yeni içerikle ilgili çekincem var) -Suçluluk -Kendine güven -Erteleme -Ho'oponopono med.(İngilizce, ama bilinçaltı anlarmış) Sabahtan beri dinledim. Bu arada "Depresyon dünde kaldı" telkinine gerek duymuyorum. Diğerleri yeterince pozitife taşımışlardı geçen sefer, bazı günler bir iki kez dinlerdim. İçerikte çok hoşuma giden bir şey var: "O DÜNDÜ" Olumsuz hatıralar aklıma geldiğinde bunu söylerim kendi kendime: "O DÜNDÜ" "O DÜNDÜ" |
Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... Gecenin bu vakti, kızımın-9 yaşında- en sevdiği iki şiirin olduğu kağıt elime geldi. Kitaptan koparıp masaya koymuş o yaprağı... Canım benim, iki yaşındayken ezberlemişti bana okuta okuta... ÇOCUKLUK Affan Dede'ye para saydım. Sattı bana çocukluğumu. Artık ne yaşım var, ne adım; Bilmiyorum kim olduğumu. Hiçbir şey sorulmasın benden; Haberim yok olan bitenden. Bu bahar havası, bu bahçe; Havuzda su şırıl şırıldır. Uçurtmam bulutlardan yüce, Zıpzıplarım pırıl pırıldır. Ne güzel dönüyor çemberim; Hiç bitmese horoz şekerim! -Cahit Sıtkı Tarancı MÜJDE Kuşlar haber verdi bana kuşlar Gelecekte bir şeyler olacak Gün dilediğimiz gibi doğar İnsan yüzümüz güler olacak Neden sonra nehir yatağında Kurt ininde kuzu otlağında Dünya dirlik düzenlik çağında Düşle gerçek beraber olacak -Cahit Sıtkı Tarancı |
Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... Alıntı:
Hmmm... Hoşgeldin akınyıldız, Hay hayy, başım üstüne!.. Hem de bak, hedefe ulaşmada 59-89-59 ölçülerinde bir yoldaşımın olması ne hoş olury789 |
Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... Alıntı:
Alıntı:
“Bildiğiniz, ama bildiğinizi bilmediğiniz bir şey var. Zaten bildiğiniz şeyin ne olduğunu bulduğunuz anda başlayabileceğinizi de bilirsiniz.” - Milton H. Ericson |
süper bir yazı olmuş çok beğendim. Alıntı:
|
Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... İki gündür Siyahça'nın günlüğünde, benim sudem8'e hitaben yazdıklarımın ardından, o bölümde olan gelişmeleri okudum ikinci kez ve içimi sıkıntılar bastı. Gereksiz demeyeceğim ama, yersiz olmuş. Çünkü her ne kadar genele açık bir günlük olsa ve herkes yorum yapabilirse de, adı üstünde bir 'günlük' o bölüm. Benim sudem8'e yorumumdan itibaren de 'günlük' olmaktan çıkmış. Siyahça hepimizin haddini bildirse gerektir...2600 Kişisel olarak bunda benim rolümün fazla olduğunu düşünüyorum. O anda, sudem8'in tepkisinin bu denli alınganlık ve kırılganlık şeklinde olacağını düşünemedim doğrusu. Çünkü Siyahça'nın ilaçları bırakmasından dolayı korkuları ve akabinde negatif senaryoların aklına gelmeye başlamış olmasından dolayı, onun adına duyduğum endişe ve korumacılıkla hareket ettim. Bu duygu içerisinde, sudem8 in kendi sayfası da olmadığı için, oraya yorum yazdım. Özelden yazmak, dahası hiç yazmamak çok daha uygun olurdu, ama o an düşünemedim.rt67 Biliyorum ki, iletişimin başarısı aldığımız sonuç kadardır. Bu anlamda sudem8 le iletişimimde başarısız bir sonuç söz konusu. Sudem8, defalarca benim onu yanlış anladığımı yazmış, onun fikirlerini beğenmediğimi de... Eğer böyle anlamışsa sorumlusu benim, demek ki düzgün ifade edememişim. Oysa aksine kuantum düşünce konusunda, sözcüklerin çekim etkisi konusunda söylediklerine ve bu düşünce modelini içselleştirmenin önemine yıllardır inanan biri olarak, bunu daha fazla kişiye iletme konusundaki coşkulu gayretini anlıyorum ve çok takdir ediyorum. Kendisinden feyz aldığımı da iletmişimdir ona... Kıyaslama konusunda -ki ben o sözcüğü kullanmadım- söylemek istediğim şey, kendi referanslarımızın karşımızdaki için ölçü olamayacağı... Kişi depresyondaysa, uç senaryolar aklından anlık da olsa geçip, canının derdine düşmüşse, başkasının başına ne geldiği ve onun derdinin kendisininkinden daha mı büyük daha mı küçük olduğuyla ne derece ilgilenebilir ki? Herkesin derdi kendine büyük. Biz kendi derdimizin karşımızdakinden daha büyük, daha vahim olmasına rağmen yılmadığımızı, mücadele ettiğimizi vurgularken, amacımız hiç de öyle olmadığı halde, suçluluk duyguları yüklemiş olmaz mıyız? Bir yönüyle de onun derdini küçümsemiş, dolayısıyla hafife almış gibi görünmez miyiz? Niyetimiz bu olmamasına rağmen... İşte, ben de bu kaygılardan hareketle, sudem8'e müdahalede bulunmuş durumdayım. Ancak şu an bakarak kendimi çok hatalı buluyorum. Bir kere sudem8 ve Siyahça arasındaki ilişki ve iletişimden ve sonuçlarından onlar sorumlu olup, benim buna müdahale edişim o ilişkiye saygısızlıktır. İkincisi, araya girip aklım sıra Siyahça'yı tehlikeden korumaya çalışmak Siyahça'ya karşı saygısızlıktır. O kendi tepkilerini olumlu ya da olumsuz gösterebilecek kişilikte bir insan olduğu gibi, ona ait bir hakkı benim kullanmaya kalkmam en hafif deyimle haddini aşmaktır. Kendisinden ne kadar özür dilesem azdır. Üçüncüsü, sudem8'in kendi deyimiyle 'Siyahça'yı silkeleme' tarzında yaklaşımını kişisel olarak eleştirirken, benim ona yaptığımın da nitelik itibarıyla bir farkı yoktur. 'tencere dibin kara, seninki benden kara' misali. Bu nedenle de ayrıca üzgünüm. Asıl önemlisi, herkesin kendinden sorumlu olduğu ve ancak kendini değiştirebileceği gerçeği... Başta müthiş egom, güvensizliklerim, eleştirilme korkum olmak üzere, arınmam gereken ne çok şeyim var benim, sudem8 vasıtasıyla aynalanan... Bunu görmem ve arınmaya odaklanmam için sunulan bu fırsattan dolayı şükrediyorum ve içten sevgilerimi sunuyorum...98569 Siyahça'nın günlüğünü kesintiye uğrattığımız bölümüne kadarına da bir göz gezdirdim şöyle ve içim açıldı, sevgi ve umudu hisettim... Bir yerde "İsmira ben günlüğü sevmiyormuşum" demiş. İçim burkuldu önce. Ama ondan önce bana yazdıklarını tekrar okuyunca... Ohhh...Öyle kolay mı sevgilerimizden, sevdiklerimizden, yaradılış özelliklerimizden vazgeçmek?..Bu yaşananlar son kırıntılar, son gel gitler...Günlüğümüze de sahip çıkarız, hayatımıza da... "Ben; bu bedenimle, bu dünyada, sağlıkla, mutlulukla, neşeyle, zenginlikle ve refahla cenneti yaşarım. Ve evren, bunun böyle olması için, her ne gerekiyorsa yapar. Haa, bu arada, imzalardaki bana atıfları da sevginin ifadesi olarak algılıyorum ve sevgiyle kabul ediyorum.smiliyface |
Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... Güzel bakan güzel görür. Çok teşekkür ederim akınyıldız'cığım, O0O muhteşem hediyeyi sevgi ve sevinçle kabul ediyorum. |
Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... - O0O0O0O0O0O0O0O0O0O0O0O0 - |
Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... |
Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... sudem'ciğim, bu güzel resimle konukluğun için çoook teşekkür ederim... |
Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... smiliyfaceGünün ilk ışıklarıyla beraber, tenimde zihnimde hissettiğim çiğ taneleri için, dönüşerek tüm varlığımı sarmalayan yıldız tozları için şükürler olsun...smiliyface |
Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... Bir de şu ho'oponopono yerine Türkçe bir şey bulsak...Şöyle kolay söylenen...dusun2 "arın-arın" .....? rt67 Peki düşünmeye devam... "SEV...Arın... ŞÜKRET...Arın" (Başlık olarak iyi olurdu ha... Ne o öyle 'ho'oponopono ile arınma hattı' değil mi ama?y789) Eee, n'apalım? Aceleden düşünemedik işte...Aslında düşündük de... Neyse... Haydi şimdi, tekrar ho'oponopono'ya karşılık arayalım... ... . . . ? |
Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... Dokuz yaşındaki kızıma ho'oponoponoyu anlatıyordum geçenlerde. Bunu her zaman her durumda kolaylıkla yapabileceğini ve olumsuz durumların hemen değişmeye başlayacağını...Öğretmeni, arkadaşları, dersleri, kardeşi...ile ilişkilerinde, zorlandığını hissettiği durumlarda... Örneğin diyelim ki bir konuda kendisine kızdığımda, hemen içinden söylemeye başlarsa, bunun ikimizi de olumlu etkileyeceğini... "İyi de anne, sen bana kızdıktan, bana da olan olduktan sonra ne işe yarayacak?!.." ?.. "Bak şimdi... Elektrik süpürgesini düşün...Fişini takıp, tuşuna basıyoruz ve başlıyoruz her tarafı süpürmeye. Gözümüze ilişen ilişmeyen ne varsa çekip almıyor mu? Hem sonra, süpürge ortamı hortumlarken, "aa, bu toz eskiden kalmış, bu çöp daha yeni..." gibi ayrımlar yapar mı?...Yapmaz. Ne varsa, eski yeni, büyük küçük demeden çeker götürür. Ortam da tertemiz oluuurr.." neseli56 "Yaşasınn!..Haydi süpürgeyi çalıştıralım şimdi!"sevincli SSEENNİİ SSEEVVİİYYOORRUUMM... ÖÖZZÜÜRR DDİİLLEERRİİMM... LLÜÜTTFFEENN BBEENNİİ AAFFEETT... TTEEŞŞEEKKÜÜRR EEDDEERRİİMM... smiliyface |
Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... Alıntı:
|
WEZ Format +3. Şuan Saat: 10:19 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.