Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Telkinler Sonrası Daha Az Tv İzleyenler (http://www.hayatimdegisti.com/forum/telkinler-sonrasi-daha-az-tv-izleyenler/)
-   -   Neden Daha Az Tv İzliyoruz (http://www.hayatimdegisti.com/forum/telkinler-sonrasi-daha-az-tv-izleyenler/9-neden-daha-az-tv-304zliyoruz.html)

hayatimdegisti 27-08-2006 12:09 AM

Neden Daha Az Tv İzliyoruz
 
Telkinleri dinleyenler artık daha az yada hiç tv izlemediklerini söylediler.Bunun nedenini bu bölümde tartışabiliriz.Benim görüşüm şudur ki depresif olanyada suçluluk duygaları hisseden birey  birazda uzaklaşmak için tv izler.Oyalanmak için.Yada negatif olumsuz hal olunca faydasız şeyler ile vakit geçirirde diyebiliriz.
Telkinleri dinledikten özellikle suçluluk duygularını dinledikten sonra daha az tv izlediğini söyleyen arkadaşlar bu konuda ne düşünüyorlar?
Tv izlemenin yanısıra müzik dinleme  özellikle negatif cümleler içeren müzikleri dinlemek istemediklerini bildirmişlerdir.Bunun nedeni nedir?
Eğer içinizde ki siz bilinçaltınız negatif ise negatif şeylerden hoşlanır,tv ve acı içeren müzikler gibi.Mutlu ise elbette daha fazla olumluya yönelir.Gelişime açıktır.Sizlerde bukonuda ki deneyimleriniz paylaşırsanız sevinirim.

fsfs 27-08-2006 04:43 AM

Ynt: Neden Daha Az Tv İzliyoruz
 
ya buna ben de inanamıyorum ama bu doğru.
sizin öneriniz doğrultusunda çarşamba gününden beri,yani 4 gündür suçluluk ve ego güölendirici telkinleri birlikte dinliyorum.
ve bir tv. hastası olan ben,çok önemsediğim bir program olmadığı müddetçe tv.nin yüzüne bile bakmıyorum,hatta ilginçtir,oturduğum bir yerde tv. açılırsa da ordan uzaklaşmak istiyorum.
sanırım bunun sebebi şu: insan çoğu zaman ilgisini çektiği için değil,kafasını dağıtmak için,kendisiyle veya hayatındaki olumsuzluklarla yüzleşmemek için tv.ye sığınıyor.
ama suçluluk duygularının üstesinden gelindiğinde insanın yüzleşmekten kaçındığı herhangi bir olumsuzluk kalmıyor.hayata daha ılımlı bakıyor...bu yüzden de tv.ye ihtiyacı kalmıyor.
ben böyle düşünüyorum.

her etkiyi burada paylaşmaya çalışıcam. :)
saygılarımla.

hayatimdegisti 27-08-2006 09:17 PM

Telkinler TV izleme isteğinizi azalttı mı?
 
Yukarıda ki ankette telkinlerin tv izlemeye olan etkilerini araştırıyoruz.Sizde ankete yanıt verebilirsiniz.

forex 20-10-2006 02:28 AM

Ynt: Neden Daha Az Tv İzliyoruz
 
evet ben de daha tv izliyorum.hatta tv açmadığım günler oluyor eğer seyredeceğim bişey yoksa.eskiden evde tv açık olmayınca bi boşluk hissederdim.

yakamozdüşleri 12-12-2006 11:41 PM

Ynt: Neden Daha Az Tv İzliyoruz
 
Merhaba bu anketi okumadan önce arkadaşlarıma e 6 aydır televizyondan ve dizilerden ilginc bir sekilde sogudugumu ama sebebini anlamadıgımı söylemiştim Bu telkinlerin etkisinden olabileceği aklıma gelmemişti.

istanbullu 19-01-2007 12:49 PM

Neden Daha Az Tv İzliyoruz
 
Ben pek tv izleyemiyordum zaten işimden dolayı. simdi de ozellikle takip ettiğim bazı programları bile izlemiyorum. tv izlemeye useniyorum gibi bişi :) onun yerine ben de kitap okuyorum ya da sevdiğim insanlarla biraraya gelecek sohbet ediyorum.

hayatimdegisti 21-01-2007 01:56 AM

Neden Daha Az Tv İzliyoruz
 
İNSANIN televizyona karşı tepkisiz kalması mümkün değildir. Çünkü insan harici ve dahili şartlarda oluşan dürtülere karşı daima tepki gösterir. Işık gözlerine ulaşır, sesler kulaklarına gelir, kokular burnuna dolar, hava akımı tenine temas eder, ani sancılarla midesi kasılır, idrar mesanesini şişirir, cisimler diline dokunur, salgılar kan dolaşımına boşalır ve hatta düşünceler bile zaman zaman onu etkiler. Her durumda bu dürtüler, algılamaları harekete dönüştüren sinir uçlarını güçlendirir.
Televizyonun sosyal ve psikolojik etkilerinin son yıllarda sıklıkla eleştirildiğine tanık olduk. Fakat bu tartışmalar televizyonun fizyolojik zararlarını göz ardı etmemize neden olmamalı. Son yapılan araştırmalar televizyonun bedenimize yönelik zararlarının çok daha etkili ve kalıcı olduğunu ortaya koyuyor.



Özellikle beyin üzerine yapılan araştırmalar bebeğin doğumundan ergenlik dönemine kadar geçen sürenin çok kritik bir dönem olduğu noktasında birleşiyor. Araştırmalara göre bebekler nöron adı verilen milyarlarca sinir hücresiyle doğar ve ilk üç yılda bu hücreleri destekleyecek ve besleyecek milyarlarca glia hücresi üretilir. Sinir hücreleri, merkezi sinir sisteminin yaklaşık yarısını kaplar ve diğer yarısı da destek görevli hücrelerce doldurulur.


Çünkü sinir hücreleri yüksek kapasiteli hücreler olmakla birlikte besin saklama ve oksijen sağlama faaliyetlerini yürütemezler ve bunlar sağlanmazsa çabucak ölürler. Daha kötüsü, vücuttaki diğer hücrelerden farklı olarak, ölen bir sinir hücresinin yerine asla bir yenisi üretilmez. Bunun anlamı, insan beyni bir yandan gelişirken bir yandan da sinir hücreleri ölmeye devam eder. Bu gerçek tek bir sinir hücresinin bile korunması ve desteklenmesinin ne kadar önemli olduğunu ortaya koyar.


Sinir hücreleri glia hücreleri üretildikten sonra dendrit ve akson denilen uzantılarla birbirleriyle bağlantılar kurar ve böylece beynin diğer bölgelerine uzanırlar. Altı yaşında bir çocuğun beyni yetişkin birine göre üçte iki oranında daha küçük olmasına rağmen, sinir hücreleri arasındaki bağlantılar açısından on sekiz aylık bir bebek ya da bir yetişkine göre beş-yedi kat daha fazla bağlantıya sahiptir. Gelişen İnsan Beyni Üzerinde Televizyonun Etkisi adlı kitabın yazarı Keith Buzzell’e göre, altı-yedi yaşlarında bir çocuğun beynindeki sinir hücreleri milyonlarca bağlantı yapabilecek bir kapasiteye sahiptir. Bu gelişim potansiyeli, çocuk on-on bir yaşlarına geldiğinde sona erer ve çocuk bu bağlantıların % 80’ini kaybeder. Eğer o yaşlara kadar çocukta bu sinir hücreleri arası bağlantılar geliştirilmemiş ise, artık geliştirilemez. Kullanılmayan kapasiteler kaybedilmiş olur. Sonrasında beyinde üretilen bir enzim, kötü bağlantıları tamamen eritip yok eder.


Çocuk gelişirken aynı zamanda beyin de gelişme evrelerinden geçer. Bu evreler ana beyinden, duygu beyine ve duygu beyinden, düşünce-felsefe beyine doğru yol alır. Fakat bu yol alış sırasında bazı kritik dönemler söz konusudur. Beyin gelişiminin normal bir seyir izlemesi için bu kritik dönemlerin icapları yerine gelmelidir. Söz gelimi, dil becerisinin gelişmesi için çocuğun çevresindeki büyüklerin konuşmalarını işitmesi gerekir. Belli bir yaşa kadar bu imkânı bulamamış bir çocuğun dil gelişimi ya çok güç ya da imkânsızdır.



Araştırmada bahsi geçen ana beyin bedenin motor faaliyetlerinden, reflekslerden, vücut hareketlerini düzenlemekten sorumlu iken; fiziksel olarak ana beyni saran duygu beyin sevme, nefret etme gibi faaliyetlerden sorumludur. Ayrıca samimi ilişki ve duygusal bağ kurmamızdan da duygu beyin sorumludur. Düşünce-felsefe beyin ise, algılarımız, hislerimiz ve düşünce tarzlarımızı bir araya getirip düşünce ve davranışlarımıza yön verir. Neocortex adı da verilen düşünce-felsefe beyin insanın en yeni ve en yüksek entelektüel biçimini temsil eder ve diğer iki beynin tamamından beş kez daha büyüktür.

Beynin gelişimi sırasında sinir hücreleri arasındaki bağlantılar myelin adı verilen yağlı bir koruyucu örtü yoluyla sağlanır. Hücreler arası bağlantılar ne kadar çok olursa, myelin eklenmesi de o kadar çok olur. Myelinin yoğun ve kalın olması, sinir sinyallerinin bu bağlantılardan geçiş hızını artırır. Dolayısıyla çocuğun gelişim sürecinde ihtiyaç duyduğu uyaranları alması hayati bir önem arz eder. Örneğin, ana beynin gelişimi sırasında çocuklar tekrar eden ritmik hareketlere ihtiyaç duyarlar. Bu noktadaki eksiklik, ana beynin sinir hücreleri arasındaki bağlantı bozukluğuna, o da çocuklarda dikkat ve odaklanma sorununa yol açar.


Kısacası, sinir bağlantılarının gelişmesi tamamen sağlıklı bir şekilde uyarılmalarına bağlıdır. Meselâ bir bebek yerde duran bir topu eline almaya çalışırken, onu dişlemeye çalışırken, atarken, hatta o toptan çıkan ses ya da kokuyu algılamaya çalışırken beynindeki sinir hücreleri kendi aralarında bağlantılar yaparlar. Çocuk televizyon izlediğinde ise çok yönlü sinirsel uyarılma mahrumiyeti yaşar. İşte bu nedenle, kendisiyle konuşulmayan, dokunulmayan ya da oynanmayan çocuğun beyin hacmi, normal çocuklara göre % 20-30 daha küçük kalır.



Televizyonun fizikî açıdan yol açtığı tahribat elbette bunlarla sınırlı değildir. Yapılan bazı araştırmalar televizyon izleyen çocukların daha yüksek oranda göz tembelliğine yakalandığını, bunun da okuma yeteneklerini olumsuz etkilediğini ortaya koymuştur. Yine uzun süreli televizyon izlemenin gözü çok fazla yorduğu ve gözün dinlenmesine izin vermeyerek performans düşüklüğü ve muhtemel görme kayıplarına yol açtığı bulunmuştur.

Gerçekten televizyondaki bir çekimin ortalama 3,5 saniyeden fazla sürmediği dikkate alınırsa, bunun gözün aşırı çalışmasına sebep olduğu açıklığa kavuşur.

Televizyonun fiziksel etkileri görüldüğü gibi son derece kapsamlı ve ciddidir. Bu menfi etkilerin özellikle beynin esas gelişmesini kaydettiği çocukluk yıllarını kapsamaması için yetişkinler, yani anne babalar çocuklarının uzun süreli televizyon izlemeleri karşısında çok daha uyanık olmalıdırlar.


Alıntı

skorpy 03-02-2007 12:46 PM

Neden Daha Az Tv İzliyoruz
 
telkinleri dinlemeye başladığımdan beri hemen hemen hiç televizyon seyretmiyorum zaten televizyonun bize kazandırdığı herhangi birşey yok tabii belgesel ve sinema hariç sanki ben birşeylerden kaçıyordum ve kendimi televizyona veriyordum kendimi ne bileyim karşısına geçtiğimde boş boş kanal değiştir seyretmiş olmak için seyret özelliklede şu televoleleri seyredenlere hayret ediyorum kim kimle çıkmış
o onu aldatıyormuş banane kardeşim milletin özel hayatından neyse telkinler cok şeyi değiştirdi özellikle televizyon bağımlılığım kalmadı


hayatimdegisti 03-02-2007 01:07 PM

Neden Daha Az Tv İzliyoruz
 
alk78

Eskiden birde Reality Tv vardı...Sıcağı Sıcağınaaa az sonraaaaa :))) s456

http://images.google.com.tr/images?q...ity%2520TV.jpg

gulenyuzum 05-06-2007 02:10 PM

Ynt: Neden Daha Az Tv İzliyoruz
 
onceden cok bakardim ama simdi bakmiyorum beni kandirmiyolar daha gercekci daha ogretici seyler ariyorum her gun yeni seyler ogrenmek istiyorum telkinlerin sayesinde olucana inaniyorum smil56


WEZ Format +3. Şuan Saat: 08:51 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.