![]() |
Ynt: TAKINTILAR Arkadaşlar, bana sevgili "burdayım2006"'nın kastettiği düşünsel takıntılar gibi geldi. Mesela bende devamlı, aldatılma, kilo alma endişesi vs. vs. vs. gibi takıntı niteliğide korkular var. Hayatımı gerçekten mahveden korkular bunlar, burdayım2006 bunları kastettiysen yalnız değilsin, hatta senden beterleri de var maalesef :( |
Ynt: TAKINTILAR Benimde garip bir takıntım var.. Sosyal yaşantımı etkileyecek düzeyde.. şöyle ki; topluluk içine girdiğimde...Sakız çiğneyen birileriyle karşılaşmak korkusu gibi bir takıntı...... Kendimi kaybediyorum, çıldıracak gibi oluyorum... Bunun neden kaynaklandığını bilmiyorum ne zaman başladı onu da bilmiyorum... kendimi bildim bileli böyleymişim gibi... Hep bu endişeyle toplu taşıma araçlarına binerim ve her defasında mutlaka "fütursuzca" sakız çiğneyen birileri olur...ya ben dayanamaz inerim ya da mümkünse yer değiştiririm... en uzağında olmaya gayret ederim..çünkü yüzünü görmesem dahi sesini duymam yeterli oluyor.... Kendime telkinde bulunamıyorum öyle zamanlarda... iptal oluyorum yani... İnsanların sakız çiğnemesine engel olamayacağıma göre, kendimi değiştirmem gerekiyor ama nasıl.... :(( bunun yolu varmıdır onu da bilmiyorum... keşke bu takıntımdan kurtulabilsem... Aslında genel olarak seslere karşı takıntılıyım... Bu saat sesi.. damlayan su sesi... yemeği yerken çamurda yürür gibi çıkan ses(bir yerde okudum bu tabiri ama nerde unuttum..hoşuma gitti yemek yerken çamurda yürür gibi ses y789... Telkinlerin bu tip takıntılara etkisi olur mu?... Olursa hangi telkinleri dinlemem gerekir?.. Yoksa klinik vak'a mıyım utananadam |
Ynt: TAKINTILAR ay sakız takıntımıydı ? ne kendim çiğnerim, nede yanımda çiğnetirim...hele bazen küçüklede yetimezler..pabuç gibi bir şey ağızları kapanmaz..çakkıdı şakkudu..cin ifrit olurum..iğrenç mahluklar çiğnedikten sonra yerede atarlar ayakkabıma yapışır..demediğimi bırakmam..geçen gün havaalanında yere atmışlar..kelimenin tam anlamıyla çıldırdım..herkes bana baktı..baksınlar bu pisliğe göz yumacak değilim..topluma açık her yerimiz bu şekilde pislik içinde..bir köşeye sıkıştırılan çöplerle dolu..çöp sepeti bulamazsam..eve getirip atarım çöpü..saatlerce elimde gezdiririm...neyse sakızın takıntı olduğunuda öğrendim böylece hay allah..daha neler var bende kimbilir..ya şöyle bizi toptan sıfırlıycak bişi yokmu? ayıkla ayıkla bitmiyor....hepimize saygılı sevgiler.. |
Ynt: TAKINTILAR Severim sakız çiğnemeyi. Bir de balon yapmayı becerebilsem... |
Ynt: TAKINTILAR o balon çok zevkli bir şey herhalde,ama ben becerilerinin çok daha iyi yönde gelişmesini diliyorum..çok sevgili wyvern |
Ynt: TAKINTILAR Daha iyi yönde gelişmemi dilediğin için teşekkür ederim sevgili hayalayaz:) Bu arada balon da şişirebilsem fena mı olur? Ben de zevkli birşey olduğunu tahmin ediyorum. |
Ynt: TAKINTILAR Alıntı:
|
Ynt: TAKINTILAR arkadaşlar benim en büyük takıntım birilerinin yanımda ya da yakınımda parmaklarını boynunu kıtlatması. kütür kütür bir ses çıkıyor yaa ayyy iffritt oluyorum. çok sinir oluyorum. hayatımda bir kez bile serçe parmağım da dahil hiç bir yerimi kütürdetmedimmm |
Ynt: TAKINTILAR Cidden temizlik takıntım var bu huyumdan bir türlü kurtulamıyorum sinir oluyorum ya ben de rahat olabilsem umarım telkinler bu soruna da çözüm olur u859 |
Ynt: TAKINTILAR ben küçükken ki bu küçüklük epey uzun sürdü hala da sürüyor gibi yani tam büyümedim ben dusun neyse üniversite yıllarım dahil olmak üzere, kapıyı kilitleyip evden çıktıktan sonra geri dönüp kapıyı kontrol ederdim, kapinin kilitli olduğu görür gider / gitmeye çalışır iki üç adım sonra yine geri dönüp bi dah akontrol ederdim. sonra bu da yetmez kapıyı anahtarla açar içeriye bir göz atar acaba açık lamba. tv, musulku, ocak vs var mı diye içeriyi kontrol eder yine çıkardım, sonra yine geri dönüp acaba kapıyı kilitledim mi diye yine kontrol edirdim. bu böyle devam eder dururdu. geceleri ise yatmadan önce tüm kapıları, muslukları, fırın düğmelerini, lambaları kontrol eder, tekrar tekrar yataktan kalkıp bakardım. hatta bazen çoğu zaman özellikle de bayka bir evde isem daha fena olurdum. böyle zamanlarda bi de tuvalet sorunum olurdu. 60 lık prostatlı adamlar gibi herseferinde de tuvalete giderdim. bu yüzden özellikle misafir olarak biryerlere gitmek hiç istemezdim. kendimi gece yarıları evin içinde hırsız gibi dolaşırken düşünmek istemez, kendime engel olabilmek için işkence çekerdim. terli345 bu benim için işkence iken özellikle fırn kontrolü musluk kontrolü gibi seyler bazen evde takdirle bile karşılanırdı Allahım bu durumda ben nasıl askerlik yapacağım bile derdim. sonra bi gün bi sabah programinda obsesif kon..bozukluk diye birşey duydum. iste beni anlatıyordu sanki. bu programdan sonra üniversitenin medikosunda psikolojik danışmanlık almaya başladım. kendimi bu işin çok saçma olduğuna, gerekli olmadığına hayatımı zehir ettiğine inandırdım ve kurtuldum. bi arada boynumda sürekli bir enerji tıkanması gibi birşey hisseder, sol elimin işaret parmağını sol kulağımdan 4 parmak kadar ileride boynumda belirlediğim bir noktaya koyup hafifçe boynumu kıtlatırdım. aslında kıtlama bile değil. dışardan bir ses duyulmuyo ben sadece iki omurun birbirinin üstünde kayışını duyuyorum gibi birşey. tikli insanlar gibiydim o aralar. röntgen çektirdim bişey varmı diye fiziksel hiç bişey yok, psikolojik olabilir dediler. sonra onu da yendim. gerçekten neler başarmışım şimdi yazdıkça fark ediyorum. |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 06:42 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.