![]() |
Cevap: Eğer çekim yasası doğruysa ha haaa..özellikle islamiyette inanan ve hakkıyla bilen herkes bu dünyaya Allah'ın sıfatlarını tecelli etmek ve onun elçiliğini yapmak için geldiğini bilir.ve onlar isimlerde tecelli ederler..tabiki senin varlığında bile Allahın tecelli ettiği isimler var..herkes aradığını çeker demiyor bu yasa..herkes olduğununun benzerini çeker diyor..yani aynı frekansta yayın yapanı çeker..tabi diğer şartlarda uygunsa.. merakımı mazur gör..hiç çekim yasasının işlediğine şahit odun mu.. yoksa gerçekten sorguladığın bu yasayı hiç sınamadın mı..sevgiler.. |
Cevap: Eğer çekim yasası doğruysa müminokanın yazdıkları son derece aklılcı ve zekice bir analiz ben dün mesajı uzun görünce okumadım şöle bi baktım soru kımına sadece okumuştum bide sorunu içinde cevabı zaten var o kadar havalı cümlenin üstüne 3 basit cümleyle yanıt vermek ayıp olur dedim uzunca açıkladım Düşüncelerinizin, duygularınızın ve davranışlarınızın tamamen uyum içinde olması gerekir. demişsin alntı yaparak ya zaten bunlardan biri yoksa olumyo bu iş dimi araştırmacılar hastalıga çare için yıllarca kafa patlatıyo düşünüyo duygu katıyo ve uyguluyo her şey var zaten adam hastalıgı çekmiyoki nasıl tedavi ederimi çekiyo burdan bi sonuç çıkar artık 1. sayfada adam mın teki sana hak vermiş maçlarda 50000 kişi çok isiyo galibiyeti ama olmuyo bilgisiz ne ve niçin istedigini bilmeyen 50000 kişi morinyodan dahamı çok istiyolarki başarsınlar ayriyetten 2. dünya savaşı siyonizmin taavan yaptıgı bi dönemdir osmanlı imparotorlugunu yıkmıştır hitlerin yahudi katliamını yaptıranların siyonist olmadıgı ne malum hem öle siyonist olmasada stalin ya chıırcil daha çok istemiş hani bişey varya imkansızı istemeyin bütün dünyayı nerdeyse yok etmeyi istemekmi daha kolay gerçeklerşir bütün dünyanın kendini kurtarma çabasımı hangi enerji daha yogundur dahada bişey yazmam bu kadar zözün üstüne anlamassan artık yuh sana |
Cevap: Eğer çekim yasası doğruysa Alıntı:
Deneyip de başaranların olduğuna inanıyorum. Benim burada muhakeme ettiğim husus deneyip de başaramayanlar. Yani çekim yasası prosedürlerini uygulayıp da sonuç alamayan örnekler üzerinde duruyorum. Örneğin "inanç eksikliği" ve "vizualize edememek" dileklerimizi çekmemizin önünde bir bariyer oluşturur. Hipokondriyaklarda ise bu yok, ama hastalıkları çekmezler. Diğer paranoid bozukluklar da bu örneğe dahil edilebilir. İşkence gördüklerine, izlendiklerine, kendisine suikast düzenlendiğine/komplo kurulduğuna, zehirlendiklerine, aldatıldıklarına, gözetlendiklerine ya da alay konusu olduklarına dair sanrılara kapılan pek çok paranoyak vardır. Ancak bu kişiler tam bir inanca sahip olmalarına ve sanrılarını sürekli gözlerinde canlandırmalarına rağmen hayal ettikleri durumları çekmezler. Ülkemizde en sık görüleni aldatılma sanrısıdır. Bu sanrıya sahip kişiler eşlerine hayatı cehenneme çevirirler ve cinayet dahi işleyebilirler. Bu paranoyak kişiler işledikleri suçlardan dolayı TCK'nın 46. maddesine göre mes'ul değildirler. Zira muhakemeleri bozuktur. Paranoid bozukluğun bir başka çeşiti (daha önce detaylıca değindiğim gibi) mistik sanrılardır. Tanrının misyoneri olduğuna inanan kişi etrafında gördüğü ya da kendi başından geçen tüm olayları çarpıtarak mistik sanrılarına göre yorumlar. Sanki tüm dünya kendisi etrafında dönüyor, tüm evren kendisine yardım ediyor gibi bir hisse kapılır. Telkine açık bir takım saf kişileri de etkisi altına alabilir. Böylelikle bir "toplumsal paranoya" oluşturarak geniş çaplı organizasyonlar düzenleyebilirler. Hitler ve Mussolini gibi ihtiraslı idealistler buna iyi birer örnektir. Ama sonuç olarak ilahi bir statüye kavuşmazlar. Burada sorun ne? Dilekleri veya hayal ettikleri şey ile aynı frekansta olamamak mı? |
Cevap: Eğer çekim yasası doğruysa hitler arzuladıgı hayatı kendisine çekmiştir 1. dünya savaşında fakirlikten sokaklarda yatarken sonun dünyayı fethe çıkmış benito musolini de şarlatanın tekidir faşizmin babası olarak bilinen adam hayata sosyalist başlamıştır sonra faşizmin babası olmuş yunanlılara yenilincede gene sosyalist tarafları gabarmış falan filan bu kadar çelişkili bi adam tabiki çekim yasasına uymaz ben bi örnek verim anlarsın uyuşturucu bagımlıları alkolikler malzemleri bittiginde inan tabiri cagizse gökten zembille iner yerde bulur hiç ummadıgı bi adamdan alır bu tam olarak çekim yasasını ifade eder remen durup dururken karşısına çıkar |
Cevap: Eğer çekim yasası doğruysa ayrıca özlem şahin ve bir iki kişinin secret kitabına eleştirilerini gördüm bazı eksik ve yanlış noktaları oldugu sölüyolar daha çok süslü bi kitap anlıcan gişe filmi gibi |
Cevap: Eğer çekim yasası doğruysa her bireyin farklıdır gerçekleştirememe sebebi farklıdır..bazısı zaten olan durumu olmuş kabul ediyordur olmuyordur.ama ego mutlaka olmamasından bir kar sağlıyordur..yani çekirdek inancı izin vermiyordur.siz bence bunu düşüneceğinize kendi isteklerinizin eğer olmuyorsa neden olmadığını sorgulamanız..eğer net bir durum varsa o durum hakkında daha detaylı yorum yapılabilir..ben ailesinden bağları kopmasın diye refah derecesini arttırmayanları gördüm..hastalığının kendine siper eden..bir sinama filminden etkilenip evlenmemeye karar veren.hatta bir yakınımla yaptığımız bir çalışmadan sonra rüyasında çocukken bir kuşun yuvasını yıktığını annesininde yuva yıkanın yuvası olmaz dediğini hatırladı..biri ilk okul öğretmenin bir öğretmen çocuğunu kayırdığını görüyor ve asla kayrılmadan iyi bir işe gireceğine inanmıyor.üniversite mezunu temizlik şirketinde.. hap bilgi yok.. insanları sınıflandıramayız.. herkes kendi nedeninde var..kendi nedeni yaratır.. bence kendi nedenlerini aramaya başlasan daha kolay olacaktır.. olayla ilgili ilk yargını hatırlamaya ve incelemeyle sonuca yaklaşabilirsin.. |
Cevap: Eğer çekim yasası doğruysa Alıntı:
benim bir çok doktor akrabam var ama hiçbiri ameliyata girince "aman acımasında kesmiyim" demiyor. yani işini yapıyor. yani hasta tarafından bakmıyor olaya. muhtemelen araştırma yapan doktorlar da sadece araştırma yapıyorlar. olayın içine girip duygu durumlarını, düşüncelerini ve hislerini katmıyor. aman ben kanserim, ben o hastalığa yakalandım, o oldu, bu oldu, şu oldu demiyor. aman o molekül buraya geldi 3 karbon götürdü eyvah şimdi karbonun kafası atacak falan demez. ama derse çok büyük bir sıkıntı var. bu da onun sorunu. bazı aktörler rollerini hayatları sanmıyor değil. ancak küçük bir kısmı, onlarda yaptıkları işlerinin farkında değiller. bende bir soru sormak istiyorum, siz hiç böyle bir şeyi denediniz mi? yani çekim yasası denilen olay hayatınızın herhangibir anında yer aldı mı? bu kadar incelediğinize göre ya cezbedici şekilde yer almadı, yada bomba etkisi yaratarak yer aldı. ve önemli olduğunu düşündüğüm bir not; zaman spiraldir ve belirli bir frekansı vardır. eğer o frekansa gelip, hayal kurabilirseniz, gerçekleşir. |
Cevap: Eğer çekim yasası doğruysa Anladım, yani “kanser araştırmaları olaya duygularını katmadıkları ve empati kurmadıkları için vizualize ettikleri (gözlerinde canlandırdıkları) hastalıkları kendilerine çekmezler” diyorsunuz. Mantıklı görünüyor. Ancak bu açıklama kanser araştırmacıları için geçerli görünse de sinema oyuncularının, hipokondriyakların durumunu ve diğer psikotik deneyimleri yeterince açıklayamıyor. Çünkü bu vakalarda “duygu, düşünce, davranış yada inanç eksikliği” gibi çekimi engelleyen bariyerler bulunmamaktadır. Ancak buna rağmen çekim gerçekleşmez. Bunun sebebi nedir? Bu kişilerin durumunu önceki mesajlarımda detaylandırdım. Yine de kısaca tekrarlayayım: Psikotik deneyimlerde delüzyonlar, paranoyalar ve halüsinasyonlar oluşur. Psikiyatri literatürünü tararsanız bu sanrıların geniş bir yelpazesiyle karşılaşırsınız. Suikast/komplo, aldatılma, izlenme, tek yanlı aşk, hastalanma paranoyası bunlara örnek olarak verilebilir. Bazıları ise mistisizm içerikli sanrılardır. Mesela Mesih, tanrının misyoneri veya seçilmiş kişi olduğuna inanma paranoyası gibi. Ve bu paranoyak bireyler, sanrılarına KESİN bir şekilde inanırlar. Davranışları, duygu ve düşünceleri sanrıları ışığında şekillenir. Ancak yine de korktukları veya inandıkları durumları kendilerine çekmezler. Alıntı:
Ama ilgi duyduğum ve düşündüğüm bazı şeylerin sonradan daha çok karşıma çıktığına ve onları daha çok fark ettiğime şahit oldum. Ama bu algıda seçicilik durumu. Yani çekim yasasına örnek oluşturmaz. Bunun yanı sıra çekim yasasında gerçeklik payı olduğunu kabul ediyorum. Biraz şüpheci bir yanım olduğum için bu tür sorular zihnimi kurcalıyor sadece. |
Cevap: Eğer çekim yasası doğruysa anladım, yani “kanser araştırmaları olaya duygularını katmadıkları ve empati kurmadıkları için vizualize ettikleri (gözlerinde canlandırdıkları) hastalıkları kendilerine çekmezler” diyorsunuz. hayır böle demiyoruz diyoruzki bu adam duygu katmadıda çekim gerçekleşmedi diil tam tersi çekim yasasına birebir uyan bi örnek adam hastalıgı neden çeksin hastalıgı aramıyoki adam tedaviyi arıyo saonundada çaresi bulunamaz denilen hastalıgı tedavi edip kafa patlattıgı kellesini koydugu bu işi sonunda kendsine çekiyo |
Cevap: Eğer çekim yasası doğruysa @ceko_25 Eğer senin dediğin gibiyse gene ortada bir problem var. Çünkü çekim yasası hastalığı iyileştirip iyileştirmeme düşüncemize bakmaz. Hastalığı düşünmene bakar. Çünkü evren için iyi yada kötü yoktur, onun için her şey nötrdür. Bunu Çekim Yasası üstadlarının söylemlerininden de duyabilirsin: Alıntı:
Alıntı:
Ayrıca The Secret yazarı Rhonda Byrne, Oprah Winfrey ile yaptığı ropörtajında şöyle diyor: Alıntı:
Alıntı:
|
WEZ Format +3. Şuan Saat: 04:45 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.