![]() |
OSHO ile hayatı ve kendini tanımak..Sevgiyle... http://tbn0.google.com/images?q=tbn:...ages/osho2.jpg Hayatımın en kötü dönemlerinde tanıştım Osho'yla. Yolumu kaybetmiştim.. Ne doğru ne yanlış birbirine girmişti.. Kendimi dinlemekle toplumun doğru buldukları arasında sıkışıp kalmıştım.. Osho kendimi bulmama, kendimi kabul etmemde hayatımda en önemli yere sahiptir.. Burada Osho'nun topluluk önünde yaptığı konuşmalardan yaptığım bazı alıntılara yer vereceğim.. Kısa kısa...Ama çarpıcı... Belki hayatınıza bir ışık olur... Belki siz de Osho'yu yani kendinizi tanımaya karar verirsiniz... P.S: Bu köşe beni yüreklendiren sıcacık kalpli Pamukkcuğuma ithaf olunur.. blissy |
http://tbn1.google.com/images?q=tbn:.../s320/osho.jpg İnsanları sevmenin tek bir yolu vardır ve o da onları olduğu gibi sevmektir. Onları olduğu gibi sevdiğinde onlar değişirler, dönüşürler.. İnsanlara "doğal" ve "özgür" olmaları için yardım et. Kim seni bütünüyle, koşulsuzca kabul ederse değişmeye başlarsın. Onun kabulü sana böyle bir cesaret verir. Olduğun gibi kabul edilmen seni bütünleştirir, seni kendine güvenli kılar, seni kendin gibi hissettirir. O zaman beklentileri yerine getirmene gerek yoktur, sen olabilirsin. Bu yüzden sevgi bu kadar besleyicidir. Seni basitçe, sırf sevgi uğruna seven bir erkek ya da kadın bulabildiğinde, sevgi dönüştürür. Ansızın tüm üzüntü kaybolur; yüreğinde bir dans, bir şarkı bulursun... |
Ah Awayycim! Canım benim ..beni çok duygulandırdın ağla Sen ve Osho beni duygulandırıyorsunuz nasıl tarif edeyim bilmiyorum.. Osho'nun anlattıkları ruhuma dokunuyor.Bu büyük bir yadigarı okumak gibi..Sade ,mütevazi , sıcak ve sevgi dolu .. Benim hep olmak istediğim gibi.. Kendi yansımamı buluyorum onun satırlarında.. Ruhumu ellerine alıp eğitiyor..Beni karşısına alıp güzelce anlatıyor sanki, "Bak şöyle....böyle..."ben sadece kafamı eğip yüreğimi açıp dinliyorum sanki.. Hiç sesimi çıkarmadan.Kabul ediyorum.Çünkü inkar edecek hiçbir şey yok.. Bütün doğruları ortaya döküyor..Bizi bize anlatıyor.. Ve ben utanıyorum böylesine güzel bir ruhla bu kadar geç tanıştığım için.. Senin güzel ruhunun tanışmama vesile olduğu için şükürler olsun diyorum.. Ve Seni çok sevdiğimi söylemek istiyorum canım benim.. Kalbimden akan pembe sevgi ışığını kabul et.. Beni ne kadar duygulandırdığını bilemezsin,bu ithaf şimdiye kadar aldığım en güzel hediyeydi... Bu güzellikleri aynen kopyalayıp dosyalıyorum ve takip ediyorum awayim.. |
gerçekten osho çok dogal ve zeki bir insan.Özellikle realist olması onu insanlara daha yakın hissettiriyo.awayy bende sana çok tesekkür ederim ismini çok duymama ragmen çok fazla yazılarını okumadıgım biri ama şimdi oshonun kendi sitesinde bazı makalelerini okudum.Seninde burda bizimle paylaşımda bulunman çok güzel oldu... NOT:Pamuk seni dogal halinle sevmicek çok az insan vardır. |
Alıntı:
|
Cerencim teşekkür ederim canım .. Pamukkcum canımın içi ağlama kıyamam sana ağla Herşeyim yanlış gibiyken (yani insanlar bana öyle hissettirirken), kendimi sevilmeye layık görmezken, Osho beni sardı sarmaladı.. Aktı içime içimdeki sevgiyi gösterdi.. Tam da doğruymuşum tam da olmam gerektiği gibiymişim dedirtti.. Keşke onun gibi keşke bunun gibi olsa'larımı bırakıverdim... Her cümlesinde eridim...Kendimi buldum... Hepinizi öpüyorum arkadaşlar... kiss3 |
http://tbn0.google.com/images?q=tbn:...os/Osho-9a.jpg Kendini reddeden bir insan, dünyayı da reddeder. Kendini reddeden insan Tanrıyı da reddeder. Seni yaratan Tanrıyı nasıl kabul edebilirsin ki? Kendini kabul ettiğin anda, herşey kabul edilmiştir..Herşey olması gerektiği gibidir.. O zaman "olması gerektiği gibi" ile "şuan olan" arasında fark yoktur.. "Olması gereken", "şuan olan" olur. Ve birden bir kutlama yükselir.. O nedenle KABUL ET... Sevgi ancak kendini, diğerini, dünyayı derin bir şekilde kabul ettiğin zaman mümkündür.. Kabul et... Çünkü herhangi birşeyi reddedersen gerginleşeceksin. Rahatlamak istersen kabul etmek bunun yoludur. Etrafında olan herşeyi kabul et; bırak o organik bir bütün haline gelsin. Bu böyledir, herşey birbiri ile ilişkilidir. |
Alıntı:
sizlere en değerli varlığımı hediye ediyorum sevgimi canlarımkiss3 |
Beni yiyebilirsin canısı ttli3 Alakascım mesajına cevap vermemiş gibi gözüksem de 2.alıntımı senin için yapmıştım.Gene kabul etmek üzerine.. Ama zor olduğunu ben de biliyorum..b456 |
http://tbn2.google.com/images?q=tbn:...rfx/osho04.jpg Hayatı kontrol etmeye, yönlendirmeye çalışma. Bırak hayat seni yönlendirsin, kontrol etsin.. Sadece teslim ol.. "Ben yokum" de.. Hayata tam güç ver ve onunla ol. Sorumluluğun bütünde olmasına izin ver. Sen sadece onun götürdüğü yere git. Odaklanıp plan yapmaya çalışma ve belli hedefleri isteme; çünkü o zaman hayal kırıklığı olur, sertleşirsein, canlı olma fırsatını kaçırırsın. Sen sadece okyanustaki bir damlasın.. Bir damla okyanusu nasıl kontrol edebilir? O nedenle bırak bütün seni ele geçirsin. |
http://tbn0.google.com/images?q=tbn:...raphs/osho.jpg Bu dünyada insanın gözlerinden daha güzel birşeye hiç rastladın mı? b456 İlişki kurmaya başlarsan her insanda güzel birşey olduğunu görürsün. Kimse güzellikten yoksun olarak gelmez. Ve bir insanın güzelliğiyle temas kurmanın tek yolu "yakın" olmaktır. Korkuyu bırakmak, savunmaları bırakmaktır... |
OSHO'yu daha önce de duymuştum ama pek incelememiştim. Bu yazılardan sonra şart oldu incelemek. Teşekkürler. Dediğin gibi, sevgiyle... hpm2 |
Onları olduğu gibi sevdiğinde onlar değişirler, dönüşürler.. Bir cogumuzun yapamadıgı bu heralde..Yeterınce sabrımız yok |
http://tbn0.google.com/images?q=tbn:...mages/osho.jpg İlk ve en öncelikli şey kendine karşı sevecen olmaktır. Katı olma, yumuşak ol...Kendine özen göster... Kendini affetmeyi öğren -yeniden ve yeniden- yetmiş kere, yüzyetmiş kere... Kendini affetmeyi öğren... Sert olma, kendine karşı çatışmacı olma. O zaman çiçek açacaksın... Ve bunun sayesinde başka bazı çiçekleri cezbedeceksin. Ve o zaman zerafeti olan, güzelliği olan, rahmeti olan bir ilişki vardır. Ve eğer böyle bir ilişki bulabilirsen ilişkin bir ibadete dönüşecek, sevgin seni kendinden geçirecek ve sevgi aracılığıyla Tanrı'nın ne olduğunu bileceksin. Hiçbir sevme fırsatını kaçırma. Bir sokaktan geçerken bile sevebilirsin. Bir dilenciyi bile sevebilirsin. Ona birşey vermene bile gerek yoktur; en azından gülümseyebilirsin. Gülümsemen kalbini açar. Bir dost ya da bir yabancının elini tut. Sadece doğru kişi ortaya çıktığında sevmeyi bekleme. O zaman doğru kişi asla gelmeyecek. Sevmeye devam et. Ne kadar çok seversen, doğru insanı bulman o kadar mümkün olur; çünkü kalbin çiçek açmaya başlar. Çiçek açan bir yürek pek çok arıyı, sevgiliyi kendine çeker. |
cok güzelmiş cilgin897 ne kadar dogru güzel sevgi dolu bir kalp kendine benzeri çekecektir.bu aksam cok öfkeliydim,kırgındım şimdi uçup gitti cok tesekkür ederim away.şimdi sana sevgi duydum ve gülümsüyorum |
Bir papatya gibi mütevazi ve naif çok güzel saf sevgi dolu bir kalp Çok duygulandırıyor beni okuyuncaagl34 kiss3 |
Bende oshoyu çok severim. O yüzden bikaç güzel sözünüde ben ekleyeyim.. Yaşam küçük şeylerden oluşur ve bütün bu küçük şeyleri farkındalığımız, uyanıklığımız, dikkatimiz aracılığıyla güzel bir edim haline dönüştürebiliriz. İşte o zaman olağan şeyler olağanüstü olacaktır. OSHO Yaşam bir aynadır, sizin yüzünüzü yansıtır, dostane olun, yaşam da size dostluk yansıtacaktır. OSHO Bir insan azami noktada yaşamalıdır. En üst derecede yaşamalıdır, yoğun, tutkulu, her an ilgili- o derece ki hiç bir şeyi geride bırakmadan, sanki o an son olacakmış gibi. Her anı sanki son anmış gibi yaşayın. Herşeyi ortaya koyun, herşeyi riske atın, çok şaşıracaksınız- yaşam müthiş bir mucize olur o zaman. OSHO Felsefe dönüp durur; hep bir şeyler hakkındadır. Hiçbir zaman gerçeğin özüne dokunmaz. Gerçek hakkında düşünür ama gerçek hakkında düşünmek gerçeği yalancı çıkarmaya çalışmaktır. Gerçek düşülmesi değil karşılaşılması gereken bir şeydir. Gerçek inanılmamalı, yaşanmalıdır.Gerçek ortadadır! Gerçek sizsiniz, ağaçlardır gerçek, kuşlardır gerçek, güneştir, aydır. Gerçek her yerde ve siz gözlerinizi kapıyorsunuz ve gerçeği düşünüyorsunuz? Düşünce yoldan çıkarır. Düşünmeye gerek yok. Yaşayın onu! Gerçeği yalnızca yaşayarak bilebilirsiniz. OSHO Aşk tanımlanamaz, ele geçmez. Onu tutmak istedikçe daha zorlaşır, daha uzağa kaçar. Onu yakalayamazsınız, onun tam olarak ne olduğunu bilemezsiniz, onu kontrol edemezsiniz. Aşk bilinemez olarak kalır. İnsan bilmek ister, çünkü bilgi güç verir. Aşk üzerinde güçlü olmak istersiniz, fakat bu imkansızdır. Aşk sizden çok daha büyüktür. Ona sahip olamazsınız, ancak onun tarafından sahip olunabilirsiniz. Bu nedenle aşka sahip olmak isteyen insanlar asla onun bilgisine ulaşamazlar. Ancak yeterince cesaretli olanlar, ancak kumarbaz olanlar, yaşamlarını riske atabilen ve bilinmeyen bir enerji tarafından sahip olunabilenler aşkın ne olduğunu bilebilirler. OSHO Aşk Tanrıya doğru ilk adımdır, bu nedenle sabit fikirli olanlara bu delice görünür. Ve insanlar bütün bu aşk gizemini anlamadıkları için, bunu akılları aracılığıyla anlamaya çalıştıkları için... Oysa sadece yürekle anlaşılabilir bu. OSHO Zihin hiçbir zaman akıllı olamaz. Sadece zihnin olmadığı yerde akıl vardır. Yalnızca zihnin olmadığı yer orjinal ve radikaldir. Yalnızca zihinsizilik eylemci ve devrimcidir. Zihin size bir cins atıllık verir. Geçmişin anıları ve geleceğin tasarılarının yüküyle, minimumda yaşamayı sürdürürsünüz. Maksimumda yaşamazsınız. Aleviniz hayal meyal görünür. bir kez düşüncelerinizi ve geçmişten biriktirip getirdiğiniz tozu ardınızda bıraktığınızda, aleviniz güçlenir -temiz, net, yaşam dolu ve genç. Bütün yaşamınız, dumansız bir aleve dönüşür. Bu, farkındalıktır. Aniden Patlayan Fırtına - Osho "Yaşamın her ikisine de ihtiyacı vardır: dikenlere ve güllere, gündüzlere ve gecelere, mutluluğa/ mutsuzluğa doğuma/ ölüme" Ayaksız Yürümek Kanatsız Uçmak Sevgiler................ |
osho iyi hoş söylüyo ama bu gerçekten yazıldıgı kadar kolay mı???ben zorlanıyorum açıkcası kendime yumusak olamıyorum aksine kendime karsı çok hırçınım benim sorunum o yada su degil benim sorunum kendimle buyüzden diger insanlarla ilgilenemiyorum ah ahhhhh keske bu yazılanları hissedebilsem ve yasasam ah ahhhhhh bi baskasını seven insanlara çok imreniyorum o kalp var çünkü onlarda ben bu bencil kalbime 2.bir insanı sokamam sokarsamda sevemem çok mu duygusuzum ne... |
Ceren18 sen bencilim demişsin.bu bence iyi :) Oshonun bu konudada söyleyecekleri var bak bir kitabından uzun bi alıntı yapıyorum.. Bencilliğin Yararları Unutma ki bencil değilsen özveride bulunamazsın. Ancak gerçekten çok bencil birisi bencillikten arınabilir. Ama bunu anlamak lazım çünkü kulağa çelişkiymiş gibi geliyor. Bencil olmak ne demek? En temel şey kendine odaklanmak. Diğeri de hep kendi mutluluğunu ön planda tutmak. Eğer kendine odaklanmışsak, her yaptığın iş bencilce olur. Gidip insanlara hizmet edebilirsin ama bu sadece hoşuna gittiği için, bundan zevk aldığın ve sana mutluluk verdiği için yaparsın - kendine yararı olduğu için. Bir görev yapmıyorsun; insanlığa hizmet ettiğin falan yok. Büyük bir fedakarlıkta bulunmuyorsun. Bunların hepsi saçma kavramlar. Sen sadece kendine göre mutlu oluyorsun - bu sana iyi geliyor. Hastaneye gidip hastalarla ilgileniyorsun, ya da fakirlere yardım ediyorsun, ama bundan hoşlanıyorsun. Bu şekilde gelişiyorsun. Mutlu ve huzurlusun, kendinden memnunsun. Kendine odaklı insan hep kendi mutluluğunu arar. İşin güzelliği de budur, çünkü sen mutluluk peşinde koştukça başkalarının mutlu olmalarına yardımcı olursun. Çünkü bu dünyada mutlu olmanın tek yolu budur. Eğer çevrendeki herkes mutsuzsa sen mutlu olamazsın çünkü insan bir ada değildir. İnsan büyük bir kıtanın bir parçasıdır. Mutlu olmayı istiyorsan etrafındakilerin mutlu olmalarına yardımcı olman gerekiyor. O zaman - ve ancak o zaman- sen de mutlu olabilirsin. Çevrende mutluluk atmosferi yaratmalısın. Eğer herkes mutsuzsa sen nasıl mutlu olabilirsin? Etkilenirsin. Sen taş değilsin, gayet hassas bir varlıksın, çok duyarlısın. Eğer etrafındaki herkes mutsuzsa onların mutsuzluğu seni etkileyecektir. Mutsuzluk herhangi bir hastalık kadar bulaşıcıdır. Eğer başkalarının mutlu olmalarına yardımcı olursan sonunda mutlu olmak için kendine yardımcı olmuş olursun. Mutluluğu ile yakından ilgili bir kimse hep başkalarının mutluluğu ile de ilgilenir - ama onlar için değil. Aslında o kendini düşünür, o nedenle onlara yardımcı olur. Eğer dünyadaki herkese bencil olmaları öğretilse tüm dünya mutlu olacak. Mutsuzluk olanaksız olacak. Herkese bencil olmayı öğretsinler - bundan bencilliğin tam tersi doğacaktır. Sonuçta bu da bencillik ile aynı şeydir - başta öyle değilmiş gibi gelebilir, ama eninde sonunda seni tatmin etmeye yarayacaktır. Ve o zaman mutluluk çoğaltılabilir: Etrafında ne kadar mutlu insan varsa senin payına da o kadar mutluluk düşer. Şahane şekilde mutlu olabilirsin. Ve mutlu insan öyle mutludur ki mutlu olmak adına rahat bırakılmak ister. Kendi özel hayatının korunmasını ister. Çiçeklerle ve şiirle ve müzikle yaşamak ister. Ne diye savaşa gitsin, öldürsün ve öldürülsün? … Mutsuzluk yıkıcıdır; mutluluk yaratıcıdır. Sadece bir tür yaratıcılık vardır ve o da mutluluktan, neşeden, keyiften doğar. Mutluysan birşeyler yaratmak istersin - belki çocuklar için bir oyuncak, belki bir şiir, belki bir tablo, herhangi bir şey. Yaşamdan çok keyif alıyorsan bunu nasıl ifade edeceksin? Bir şey yaratırsın -öyle ya da böyle. Ama eğer mutsuzsan bir şeyleri ezip yoketmek istersin. Politikacı olmak istersin, asker olmak istersin - yıkıcı olabileceğin bir durum yaratmak istersin. … Mutlu bir insan kendine aittir. Neden herhangi bir kuruma ait olsun? Bu mutsuz bir insanın seçimidir: Bir kuruma ait olmak, bir güruhun parçası olmak. Çünkü kendi içinde bir kökeni yoktur, ait değildir - ve onda çok ama çok derin bir endişe yaratır: Ait olmalıdır: İçine kök saldığı bir kalabalığa ait olmak. İnsan sadece kendi içinde kök salmalı çünkü insanın kendinden geçen yol varoluşun ta dibine iner. Eğer bir gruba aitsen önün tıkanır; oradan sonra herhangi bir gelişim imkansızdır. Bu bir çıkmaz sokak, bir sondur. … OSHO - Aşk, Özgürlük, Tek başınalık kitabından |
Geçmiş, şu anın bir parçasıdır. Geçmişte olduğun her şey, yapmış olduğun her— şey, şu anının bir parçasıdır. O burada. Çocukluğun sensin. Gençliğin sensin. Yaptığın her şey hâlâ senin içinde. Yediğin yemekler, o da geçmiş. Ama şu anda kanın olmuş. Şu anda içinde dolaşıyor. Senin kemiğin olmuş, senin iliğin olmuş. Geçmişte yaşadığın sevgi geride kalmış olabilir. Ama seni değiştir- miştir. Sana yeni bir hayat görüşü vermiştir. Gözlerini açmıştır. Dün benimle birlikteydin. Bu geçmiş. Ama her şeyiyle tamamen geçmiş mi? Nasıl tamamen geçmiş olabilir? O seni değiş- tirdi. İçinde yeni bir kıvılcım yarattı. O kıvılcım senin bir parçan oldu. Yaşadığın an bütün geçmişini kapsar. Ve eğer beni anlayabilirsen, yaşadığın an aynı zaman- da bütün geleceğini barındırır. Çünkü geçmiş yaşandığı anlarda seni değiştirirken, seni hazır- lıyor. Ve yaşayacağın gelecek, senin şu anı nasıl yaşadığına göre şekillenecek. Şu anda nasıl yaşadığın, geleceğine çok büyük etki edecek. Şu an, bütün geçmişi kapsıyor. Ve şu an, geleceğin bütün potansiyelini taşıyor. Ama bu yüzden endişe duymana gerek yok. O zaten orada. Onu psikolojik olarak taşımak zorunda değilsin. O yükü taşımak zorunda değilsin. Eğer beni anlıyorsan, geçmişin zaten şu anda kapsandığını bilirsin. Ağaç dün çekmiş olduğu suyu düşünmez. Ama düşünse de, düşünmese de o su oradadır. Dün yapraklarına düşen güneş ışıklarını düşünmez. Ağaçlar insanlar kadar aptal değildir. Neden dünün ışınlarını düşünsün. Onlar emildi. Sindirildi. Yeşilin, kırmızının, sarının bir parça- sı oldu. Ağaç, bu sabahın güneşinin keyfini çıkarırken, dünün psikolojik hafızasını taşımıyor. Ama dün, onun yapraklarında, çiçeklerinde, dallarında, köklerinde, sapında bulunuyor. O orada. Ve gelecek de ortaya çıkıyor. Yarının çiçekleri olacak olan tomurcuklar orada. Yarın büyük yaprak olacak olan filizler orada. Şu an her şeyi kapsıyor. Şu an sonsuzluktur. |
hızımı alamadım y789 osho-cesaret Gerçek insanları sevmek zordur çünkü gerçek bir insan, senin beklentilerini ger-― çekleştirmeyecektir. Böyle bir amacı yok. O, bir başkasının beklentilerini gerçekleştirmek için yaşamıyor, kendi hayatını yaşamak zorunda. Ve ne zaman sana karşı olan yada senin duygu, düşünce ve varlığınla uyum içinde olmayan bir alana kayarsa, bu sevgi zorlanıyor. Sevgiyi düşünmek çok kolaydır. Sevmek çok zordur. Bütün dünyayı sevmek çok kolaydır. Asıl zor olan tek bir insanı sevmektir. Tanrı’yı yada insanoğlunu sevmek çok kolaydır. Asıl sorun gerçek bir insanla karşılaştığın zaman yaşanır. Onunla birlikte yürümek için büyük değişimler geçirmek, büyük mücadeleler vermek zorundasın. O senin kölen olmayacak ve sen de ona köle olmayacaksın. Asıl sorun da buradan kaynak- lanıyor. Eğer sen bir köle olacaksan, yada o köle olacaksa ortada bir sorun yok. Asıl sorun kimsenin bu dünyaya kölelik yapmak için gelmemiş olması. Kimse köle olamaz. Herkes özgür bir bireydir ... bütün varlık özgürlükten oluşur. İnsan özgürlüktür. Unutma ... bu gerçek bir sorun, senin şahsınla ilgili bir şey değil. Sorun, sevgi olgusuyla ilgilidir. Bunu şahsi bir soruna dönüştürme, yoksa çok zorlanırsın. Herkes az yada çok aynı sorunla karşılaşmak zorunda. Sevgide zorluk yaşamamış tek bir insanla bile karşılaşmadım. Bunun sevgiyle bir ilgisi var, sevgi dünyasıyla. İlişkinin kendisi seni sorun çıkartacak durumlara getiriyor; ve onları yaşamak iyidir. Doğu’ da, insanlar bu zorlukları görüp kaçmayı tercih etti. Sevgilerini inkâr etmeye, reddetmeye başladılar. Sevgisiz oldular ve buna ‘kimseye bağlanmamak’ dediler. Zamanla cesetlere dönüştüler. Sevgi Doğu’da neredeyse tamamen kayboldu ve sadece meditasyon kaldı. Meditasyon, kendi yalnızlığında kendini iyi hissetmen anlamına gelir. Meditasyon sadece kendinle ilgilendiğin anlamına gelir. Tek başına bütün çemberini tamamladığın için, onun dışına çıkmadığın anlamına gelir. Tabii sorunlarının yüzde doksan dokuzu çözülür ... ama çok büyük bir bedel karşılığında. Artık daha az sorunlu olacaksın. Doğu insanı daha az endişeli, daha az gergindir; neredeyse kendi iç mağarasında, gözleri kapalı, korunmuş bir şekilde yaşar. Enerjisinin hareket etmesine izin vermez. Kısa devre yapar; küçük bir enerji kendi varlığı içinde dolaşır ve o mutlu olur. Ama bu mutluluk biraz ölü. Mutluluğu bir kutlama, bir coşku değil. Buna en fazla ‘mutsuzluk değil’ diyebilirsin. Ancak olumsuz bir şeyle kıyaslayarak konuşa- bilirsin. Bir hastalığın yok diye kendini sağlıklı ilan etmek gibi. Ama bu, gerçek sağlık sayılmaz. Sağlığın olumlu bir tarafı olmalı, varlığıyla ışıldamalı; o sadece hastalıksız olmak değil. Bu açıdan bakınca ölü bir beden bile sağlıklı sayılır, çünkü hasta değil. |
ben de yazacağım beni de bekleyiin anacıım y789 aldığımız mesajlarla dünyaya baktığımız zaman tarif edilemez bir büyüye dönüşüyor hayat.Yani kelimelerle ifade edemiyorum ,bu kutsallığı ve yaratıcının yolda yürürken bile karşılaştığımız herşeydeki tezahürünü görmek,o kutsallıkla şükrederek bakmak hayata..Ben hepimizin bir olduğunu düşününce çok daha fazla seviyorum insanları..Hayatın stresiyle kızgın olsalar,kırıcı olsalar dahi..Çok daha yukarıdan bakıyoruz bu farkındalıklarla hayata..Biliyoruz ki onların kırgınlıkları kızgınlıkları bize değil,kendilerinin bizdeki yansımasıyla mücadeleleri..Anlatmak isteyip kelimelerin yetersiz kaldığı çok şey var ,anlatamıyorum :) Bu aralar böyle hissediyorum şükürler olsun b456 |
http://tbn3.google.com/images?q=tbn:...ges/osho03.jpg Bir kadını seversin, bir erkeği seversin; erkeğe ya da kadına sırf belki yarın o başka birisiyle gidebilir diye korktuğun için sahip olmak istersin. Yarının korkusu bugünü mahveder ve bu bir kısır döngüdür. Şayet hergün yarının korkusuyla mahvedilirse, er ya da geç adam başka bir kadın aramaya başlayacaktır; çünkü sen tam bir baş ağrısısın. terli345 Ve o başka kadınları aramaya başlarsa ya da başka kadınlarla vakit geçirmeye başlarsa, kıskançlığında haklı olduğunu düşünmeye başlarsın. ASLINDA SENİN KISKANÇLIĞIN HERŞEYİ YARATMIŞTIR. Yarını umursama; bugün yeterlidir. Kıskançlığın onu senden uzaklaştıracak; yalnızca sevgin onu senin yanında tutabilir. Yarını düşündüğün an, bugünkü yaşamın yarım yamalak kalır. Şayet bir gün sevdiğin adam, sevdiğin kadın başka birisini bulursa; onun seninle ya da başka birisiyle mutlu olması farketmez, o mutludur. Ve sen hala sevdiğin kadına, erkeğe şükran duyuyorsan ve yine de ona, "Senin tam özgürlüğün var; sadece bütünüyle mutlu ol, benim mutluluğum budur. Kiminle olduğunun önemi yok, önemli olan şey senin mutlu olman" diyebiliyorsan, hissettiğim odur ki senden uzun süre uzak kalamaz, geri dönecektir. Böyle bir adamı ya da kadını kim terkedebilir? |
Bir şeyi mükemmel yapmaya çalışırsan mükemmel olmadan kalır. Doğal olarak yap, her zaman mükemmel olur. Doğa mükemmeldir. Çaba ise mükemmel değildir. Oyüzden ne zaman bir şeyi aşırı yapıyorsan, onu yok ediyorsun. Sahte benlik sürekli korkar. Sürekli titrer. Her zaman başkalarından destek alma ihtiyacı hissedersin. Seni takdir edecek seni alkışlayacak; ne kadar güzel ya da ne kadar zeki olduğunu söyleyecek birileri.. |
Canım awaycim,eklemek istediğim yazıyı buraya mı ekleyeyim bilemedim şaşkın ,senin yazı dizinin akış formatını bozmak istemedim y789 o yuzden genel "Osho kitaplarından secmeler " kısmına yazıyorum canım kiss3kiss3 http://www.hayatimdegisti.com/forum/...html#post90716 |
Varoluşun acele içinde oldugunu gördün mü hiç? Mevsimler zamanında gelir, çiçekler zamanı gelince açar, ağaçlar hayat kısa diye hızla büyümek için koşuşturmazlar. Tüm varoluş yaşamın sonsuzluğunun farkında gibi görünür. Unutma; yaratıcı bir insan, her zaman yanlış yolları deneyecektir. Eğer her zaman bir şeyi yapmanın doğru yolunu takip edersen, asla yaratıcı olamazsın. Istırapta bir tohum gibisindir. Coşkudaysa bir çiçek, ve elbette güzel kokular rüzgâra bırakılmalıdır. osho'dan seçmeceler 44 |
Alıntı:
Bu kadar hassas ve düşünceli olduğun için sana teşekkür ediyorum pamukkcumtender45 İstediğin yere yazabilirsin tabii ki de canım kiss3 ama senin açtığın konu da boş kalmasın tabi bilemedim şimdi y789 |
awayyy yeni osho yazıları yok mu sung66 |
http://tbn2.google.com/images?q=tbn:...ages/osho1.jpg 3 şeyi hatırlamak gerekiyor: 1. Ne olman gerektiğini sana söyleyenleri asla dinleme. HEP KENDİ İÇ SESİNİ DİNLE. Sen nasıl olmak istiyorsun? Yoksa hayatın harcanır gider.. 2. Eğer ilk adımı attıysan ancak 2.si mümkün olur. ASLA MASKE TAKMA. Öfkeliysen öfkeli ol. Bu risklidir; ama gülümseme, çünkü bu dürüst olmaz. Tüm mekanizman ters yüz olmuş. Çünkü kızmak istediğinde kızmadın, nefret etmek istediğinde etmedin. Şimdi sevmek istiyorsun; aniden mekanizmanın çalışmadığını farkediyorsun. Öfkesini bastıran insanlar hep çok yerler, öfkeli insanlar daha fazla sigara içerler. Çünkü öfke tırnak ve dişlerden boşaltılır. 3. SAHİCİ OL. Şimdiki zamana sadık kal. Çünkü tüm yalanlar geçmişten ya da gelecekten içeri sızar. Geçmişi bir yük gibi üzerinde taşıma, gereksiz yere de gelecekle uğraşma. |
Alıntı:
|
Sevgili awayy canim sana cok tesekkur ederim..yazilarinin bagimlisi oldum..cok severek takip ediyorum..Osho senin sayende duydum, bi arkadasim bir haftaligina istanbula tatile gitti, arkadasima Oshonun kitabini siparis verdim,, yarin donuyor insallah getirir.. Sevgiler |
bende yarın kitaplarından birini almaya gidicem meditasyonu almayı düsünüyorum senin önerebilecegin var mı awayyyy??? sapkal89 |
Alıntı:
Kitapta detayları okuyunca daha iyi içine sinecek.. Ben kendime notlar almıştım..Bütünü bildiğim için bana anlamak kolay geliyor.. O zaman yazmaya devam sevincli |
Alıntı:
Bayanlar için "KADIN" diye bir kitabı var onu çooook tavsiye derim. sevincli "Beden ile Zihni Dengelemek" kitabında da çok faydalı bilgiler var hayatınıza uygulayabileceğiniz pratikler ve ufak meditasyonlar var.. s456 Bunlarla başlayın sonra hepsini alcaksınız muhtemelen.y789 |
sevgili awayy (mektup gibi oldu ama:)) paylaşımların için teşekkürler ne güzel yazılarmış, okurken bi çok cümlede gülümsedim, tekrar tekrar okudum, paylaşımlarınla beni ve muhtemelen diğer arkadaşları da gülümsettiğin için teşekkürler... |
http://tbn2.google.com/images?q=tbn:.../osho_eyes.jpg (ÖFKE ÜZERİNE..) İfade etmek hayattır, bastırma rdır. Toplum sana dönüştürmeyi değil kontrol etmeyi öğretir.. Hiç öfkelenmeyen ve öfkesini sürekli olarak kontrol eden bir kişi çok tehlikelidir; ona dikkat et, seni öldürebilir. Olumsuz duygularını ifade et, ama herkesin ortasında değil. Şayet öfkeliysen odana git, kapıları kapat minderleri döv; aynanın önünde dur kendi görüntüne bağır. kizgin1 Öfkeni birisinin üzerine kusarsan bir zincir oluşur, o senin üzerine daha çok öfke akıtacaktır; o da senin kadar bastırılmıştır. Bir dahaki sefere öfke hisettiğinde git ve evin etrafında yedi kez koş ve bir ağacın altına otur, öfkenin nereye gittiğini izle. Hissettiğin tüm duyguları yaşa, bu sensin.. Nefret dolu, çirkin, değersiz; her ne ise gerçekten onun içinde ol. Bırak ortaya çıksınlar - onları yaşa, acısını hisset. Öfke güzeldir, seks güzeldir. Şayet onları kötülersen çirkinleşirler; şayet onları dönüştürürsen ilahi hale gelirler. Dönüştürülen öfke "şefkat" haline gelir. Sekse akan enerji "sevgi" halini alır. Doğru ya da yanlış diye birşey yoktur, sadece farkında ol.. Kişi farkındalıkla öfkelenemez, kişi farkındalıkla hırslanamaz, kişi farkındalıkla kıskanç olamaz.. Hiçbir peşin hüküm olmadan, hiçbir varsayım olmadan kendi içine gir ve öfkenin ne olduğunu gör. |
http://tbn2.google.com/images?q=tbn:...ts/osho240.jpg Bedeni izle. Asla onu hiçbir şekilde baskı altına almaya çalışma. Beden senin temelin. Bir kez bedenini anlamaya başlarsan mutsuzluğunun %99'u yok olup gider. Ama sen dinlemedin-şimdiye kadar. Beden diyor ki; "Dur! Yeme!" Sen yemeye devam ediyorsun; beynini dinliyorsun. Beyin diyor ki; "Bu çok lezzetli hadi birazcık daha." Sen bedenini dinlemiyorsun. Beden kendini kötü hissediyor. Sen beynini dinlemeye devam ediyorsun. Ama ta çocukluğumuzdan beri beden ile ilgilenmemiz engellendi, bedenden koparıldık. Çocuk aç olduğu için ağlar ve annesi saate bakar, çünkü doktor ancak 3 saat geçtikten sonra çocuğa süt verilmesini söylemiştir. Aslında gerçek saat çocuktur ama anne saate bakmaya devam eder. Ona istediği zaman yemek verilmezse bedeninden uzaklaşmış olur. Sen de ona yemek yerine emzik veriyorsun. Ona sahte, plastik birşey veriyorsun ve çocuğun kendi bedenine karşı duyarlılığını başka yöne çekip yok ediyorsun. Beden kendi bildiğini ifade etmekten alıkonuluyor, işin içine beyin giriyor. Emzik çocuğu sakinleştirir ve çocuk uykuya dalar. Sonra saat zamanın dolduğunu söyler ve çocuğa süt vermek zorundasındır. Ama şimdi çocuk mışıl mışıl uyumaktadır, bedeni de uykudadır; onu uyandırırsın, çünkü doktor sütün şimdi verilmesi gerektiğini söylemiştir. Yeniden çocuğun doğal ritmini bozarsın. Yavaş yavaş tüm varlığını altüst edersin. Bir an gelir ki bedeniyle ilişkisi kalmamıştır. Bedeninin ne istediğini bilmez - bedeninin yemek yeyip yememeyi istediğini bilmez; bedeninin sevişmek isteyip istemediğini bilmez. Herşey dışardan gelen birşeylerle yönetilir. Gerçek aşk yaşanamaz. Sonra başka birisini arasın. Mantık çerçevesinde düşünürsün. "Belki de bu benim için doğru insan değil. Belki de o benim ruh ikizim değil. Ben onun için yaratılmadım, çünkü beni hiç çekmiyor." Sorun karşındakinde değil: ne sen ne de o bedeninizde değilsiniz. Bedenini dinle, bedenini izle. Beyin aptaldır; beden akıllıdır. |
Üstteki mesajı tüm anneler okumalı,özellikle bebekleri olanlar..Osho çok doğru tespitlerde bulunmuş.. Teşekkürler awayy.. |
awayyyy artık bizimle çok paylaşmıyosun osho yazılarını ağla2 |
Hayat senin için önceden hazırlanmış değildir. Sen yarattığın hayatı yaşarsın; ona ne koyarsan onu alırsın. Önce ona anlam katmak zorundasın. Ona renk, müzik ve şiir katmalısın. Ancak o zaman yaşıyor olursun. Cesaret, bilinmeyen için bilineni riske etmektir; tanıdık olmayan için tanıdık olanı, konforsuzluk için konforlu olanı, bilinmeyen bir varış noktası için herkesin bildiği göç yollarını terk etmek demektir. Hayattaki her şey gereklidir. Hiçbir şey gereksiz değildir, hiçbir şey gereksiz olamaz. Olmuş olan her şeyin olması gerekiyordu. Olan her ne ise, belli derin nedenler yüzünden olur. Sorumluğu topluma atmak hiçbir işe yaramaz. Hayatını kendi ellerine almak zorundasın. Yanlış koşullanmalardan arınmalısın. Yanlışı ve çocuklukta sana zikredilmiş olan hipnotik telkinleri bırakmalısın. Hepsini bırak. |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 11:15 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.