![]() |
Zero Limit Zero Limit http://static.ideefixe.com/images/296/296956_2.jpg Yazar Joe Vitale Çevirmen Zeynep Esin Hayatınızdaki Bütün Sınırları Kaldırın. İlk Defa Okuyacağınız Ho'oponopono Yöntemiyle Hayatınızda %100 Değişim Yaratacaksınız "Vay Canına! Bu, Vitale'nin Yazdığı En İyi Ve En Önemli Kitap!" Cindy Cashman Çok mu yorgunsunuz ve streslisiniz? Elinizden gelenin en iyisini yapıyorsunuz fakat kişisel tatmin ya da profesyonel başarıyı bulmak korkunç derecede zor mu geliyor?Eğer çok çalışıyor ve karşılığını alamıyorsanız, belki de problem kendi içinizdeki bir şeydir? Belki de dışarıdan değil de içinizden gelen sınırlandırmalar sizi çoğu şeyden alıkoyuyordur. Zero Limit size bu içsel kaynaklı sınırlandırmaları ortadan kaldırmanın ve bunun yerine hayatınıza hayal ettiğinizden çok daha fazla başarı katmanın kanıtlanmış yöntemlerini sunmaktadır. Joe Vitale'in kendi yaşantısını ele aldığımızda, o bir zamanlar sokakta yaşayan biriydi. Şimdi ise çok sayıda bestseller kitabın yazarı olan, internet ve pazarlama konusunda uzman olmuş bir milyonerdir. Peki bütün bu başarıyı getiren şey ne olmuştur? Bu, çok çalışıldığı için mi, yoksa Tanrı'nın bir lütfu olarak mı meydana gelmiştir. Yoksa her ikisi de mi? Yanıt sizi şaşırtabilir. Antik Hawai H'oponopono yöntemini bulana kadar çok sınırlı bir başarı elde edebilmiştir. H'oponopono bizim yolumuza çıkan zihinsel engelleri ortadan kaldıran bir kişisel gelişim yöntemidir. Bu yöntem sayesinde zihnimizi engellerden özgür kılarız ve yaşamdan istediklerimizi elde etmek için yeni ve beklenmedik yollar buluruz. O, hem özel yaşantıda hem de iş hayatında yalnızca işe yaramakla kalmaz, aynı zamanda mucizeler yaratır. Vitale bu deneyimini tüm dünya ile paylaşmak için bu kitabı kaleme almıştır. Tanıtım Yazısı'ndan |
Dünyanın En Alışılmadık Terapisti Joe Vitale www.mrfire.com Çeviren: Onur Sargın http://img135.imageshack.us/img135/5...dilerimet2.jpg 2 yıl önce, Hawaii'de, bir koğuş dolusu akıl hastası suçluyu onları hiç görmeden tedavi eden bir terapist olduğunu duymuştum. Terapist, hastaların dosyalarını incelemiş ve sonrasında kendisinin bu kişilerin hastalıklarını nasıl yarattığını görmek için kendi içine bakmış. Kendisi geliştikçe, hastalar da gelişme göstermiş. Bu hikayeyi ilk duyduğumda bunun bir şehir efsanesi olduğunu düşünmüştüm. Biri, kendini iyileştirerek başkalarını nasıl iyileştirebilirdi ki? Bu kişi bilge bir kişi olsa bile akıl hastası suçluları nasıl iyileştirebilirdi? Anlamamıştım. Mantıksızdı. Ve hikâyeyi unutup gittim. Ta ki hikayeyi bir yol sonra yeniden duyana kadar. Terapistin ho'oponopono adında bir Hawaii iyileştirme yöntemi kullandığını duydum. Daha önce bu yöntemi duymamıştım. Hikayeyi yeniden unutup gitmek istemiyordum. Eğer hikaye tümüyle doğruysa, hakkında daha fazla şey öğrenmeliydim. Şu ana kadar "sorumluluk" kelimesinin anlamını, yaptıklarımdan ve düşündüklerimden sorumlu olduğum şeklinde anlardım. Daha ötesinden değil. Ve çoğu insanın da böyle düşündüğünü sanıyorum. Biz yaptıklarımızdan sorumluyuz, başkalarının yaptıklarından değil. Birçok akıl hastasını iyileştiren Hawaiili terapist bana sorumluluğun ne demek olduğu konusunda yeni bir bakış açısı kazandırdı. Adı Dr. Ihaleakala Hew Len. İlk telefon görüşmemiz yaklaşık bir saat sürdü. Ona hikayenin tamamını bana anlatıp anlatamayacağını sordum. Hawaii Eyalet Hastanesi'nde dört sene boyunca çalıştığını söyledi. Akıl hastası suçluların bulunduğu koğuş oldukça tehlikeliymiş. Terapistler bir ay içinde istifa ediyorlarmış. Hastane personeli sıkça hastalık izni alıyormuş ya da istifa ediyormuş. Hastalar tarafından saldırıya uğrama korkusundan dolayı, koğuşta sırtlarını duvara çevirerek yürüyorlarmış. Kısacası burası yaşamak, çalışmak ya da ziyaret etmek için hoş bir yer değilmiş. Dr. Len bana hastaları hiç görmediğini anlattı. Ofisinde oturup hastaların dosyalarını incelemiş. Hastaların dosyalarına bakarken kendi üzerinde çalışmış. Ve kendi üzerinde çalıştıkça hastalar iyileşmeye başlamış. http://www.kalbim.gen.tr/ekartv2/ima...150ozur004.gif "Birkaç ay sonra, daha önceden ellerli kelepçeli dolaşan hastalara serbestçe dolaşmaları için izin verilmeye başlandı," dedi bana. "Ağır ilaç tedavilerine maruz kalan hastalar ilaç tedavilerini bıraktılar. Serbest bırakılmaları konusunda hiç ihtimal olmayanlar serbest kaldı." Şaşkınlık içindeydim. "Sadece bu kadar değil," diye devam etti. "Ve personel işe gelmekten hoşlanmaya başladı. İşe gelmeme ve sıkça olan işten ayrılmalar bitti. Personel ihtiyaçtan daha fazla sayıda olmaya başladı, çünkü hastalar serbest bırakılıyordu. Personelin yapacak bir işi kalmamıştı. Bugün, bu koğuş kapalı." Ve işte en önemli soru: "Bu insanların değişimine sebep olacak ne yaptın?" "Onları yaratan kendi parçamı iyileştirdim sadece," dedi. Anlamadım. Dr. Len hayatından sorumlu olmanın, hayatındaki her şeyden sorumlu olmak olduğunu söyledi –aslında basit, çünkü her şey senin hayatında oluyor. Tam manasıyla, tüm dünya senin yaratımın. Hmmm. Kolay sindirilebilir bir şey değil. Söylediklerinden ve yaptıklarından sorumlu olmakla, hayatındaki tüm insanların söylediklerinden ve yaptıklarından sorumlu olmak farklıdır. Gerçek şu ki, eğer hayatının sorumluluğunu alıyorsan hayatında gördüğün, işittiğin, tattığın, dokunduğun ya da herhangi bir şekilde deneyimlediğin her şey senin sorumluluğun altındadır. Çünkü hepsi senin hayatında olmaktadır. Terör eylemleri, ülke yöneticileri, ülkenin mali durumu ve hoşuna gitmeyen diğer şeyler, hepsi şifalanmak üzere sana geliyor. Onlar aslında yoklar. Onlar sadece iç dünyanın birer yansıması. Sorun onlarda değil, sende. Onları değiştirmek istiyorsan, kendini değiştirmelisin. Bunu kabul etmeyi ve hayata geçirmeyi bir kenara bırak, kavramak bile kolay değil; biliyorum. Suçlamak sorumluluk almaktan kolaydır. Fakat Dr. Len'le konuştukça onun kendisini nasıl iyileştirdiğini ve ho'opnopono yönteminin kendini sevmek anlamına geldiğini kavramaya başladım. Hayatının gelişmesini istiyorsan, onu iyileştirmelisin. Eğer birini iyileştirmek istiyorsan -akıl hastası bir suçlu bile olabilir bu- bunu ancak kendini iyileştirerek yapabilirsin. Dr. Len'e kendisini nasıl iyileştirdiğini sordum. Hastaların dosyalarına bakarken ne yapmıştı? http://img48.imageshack.us/img48/9688/flores2sh4.gif"Sadece, tekrar ve tekrar 'özür dilerim' ve 'seni seviyorum' dedim," dedi. Bu kadar mı? Bu kadar. Sonuç olarak, kendini sevmek kendini geliştirmenin en önemli yoludur ve kendini geliştirdikçe dünyan gelişir. Bu konu hakkında bir örnek vermeme izin verin: Bir gün biri bana beni üzen bir e-posta gönderdi. Eskiden olsa, bu konu üzerindeki çalışmamı, zayıf duygusal noktalarımı araştırarak ya da hoş olmayan bu e-postayı gönderen kişinin bunu neden yapmış olabileceğini bulmaya çalışarak yapardım. Bu sefer, Dr. Len'in yöntemini kullanmaya karar verdim. İçimden "Özür dilerim" ve "Seni seviyorum," dedim. Bu dediklerimi özellikle bir kişiye yönelik söylemedim. Sadece, dış koşulları yaratan içimdeki parçamı iyileştirmesi için, sevginin ruhunu yardıma çağırdım. Bir saat sonra aynı kişiden bir e-posta daha aldım. Önceki e-posta için özür diliyordu. Bu özür için herhangi özel bir eylemde bulunmamıştım. Ona herhangi bir şey yazmamıştım. "Seni seviyorum" diyerek içimdeki, o kişiyi yaratan parçamı iyileştirmiştim. Daha sonra Dr. Len tarafından düzenlenen bir ho'oponopono workshopuna katıldım. 70 yaşında, saygıdeğer yaşlıca bir şaman. Ve bir münzevi gibi. Çekim Yasası Sırrı adlı kitabımla ilgili güzel şeyler söyledi. Kendimi geliştirirsem, kitaplarımın titreşiminin artacağını ve okuyucuların bunu hissedeceklerini söyledi. Kısacası, kendimi geliştirirsem okuyucularım da gelişecekti. "Şu anda piyasada, dış dünyada olan kitaplar hakkında ne dersin?" diye sordum. "Onlar orada değiller,"dedi. Bilgeliği aklımı karıştırmıştı. "Onlar hala içinde." Dış dünya diye bir şey yok. Bu gelişkin tekniği hak ettiği derinlikte anlatabilmek için bir kitap yazmak gerekir ama kısaca şunu söyleyebiliriz. Hayatındaki herhangi bir şeyi değiştirmek istediğinde bakacağın tek bir yer var: kendi için. "İçine baktığında, bunu sevgiyle yap." super http://img146.imageshack.us/img146/3160/10751ri8yn9.gifsevgiler.. |
bu yöntem gerçekten inanılmaz şu an the key isimli kitabı okuyorum ve bu yöntem oradada geçiyor. ben bunu okur okumaz hayatımda uygulamam gerektiğini düşündüm ve hayatımda olumsuz izler bırakan kişilerde denemeye karar verdim. bir kaç gündür bunu uyguluyorum aklıma geldikçe ve inanın bu bir kaç gün içinde bile kızgın olduğum insanlara karşı olumsuz şeyler hissetmediğimi fark ettim. gerçekten etkilimi bunu zamanla göreceğim ama şimdilik en azından kendimi iyi hissediyorum sanırım önemli olanda bu. bu konuyu paylaştığınız için teşekkürler. |
slm lar,sevgili mümin bey yardımınız için teşekkür etmek istedim,siz bana mail göndermeden önce sevgili shamanic yazıyı bana yollamıştı yinede saolun ilginiz ve emeğiniz için,bende bisürü kişiye yolladım ufak bir notla sitemizin adını vererk.belki birilerinin dikkatini çeker tamda ihtiyacı olduğu anda yardım edebiliriz umuduyla,atakan bey site sizin ancak içimden bizim demek geldi hoşgörün.bu kitabı mutlaka edincem çok ilgimi çekti sevgili shamanic çok aydınlatıcı bilgiler veriyor onun yazılarını okumaya doyamıyorum,bu konuyla ilgili başka arkadaşların yazıları olursa ve bizlerle paylaşırlarsa sevinicem.tekrar teşekkürler sevgiyle kalın |
Alıntı:
selamlar alestason; aynı etki bende de söz konusu. farklı bi rahatlıkta hissediyorsun kendini. dingin oluyorsun. tavsiye ederim. |
merhaba herkese..Sevgili Shamanic'in Onur sargın çevirili yazısını daha evvel "Kuraldışı" sitede okumuş ve çok ilgimi çekmişti,hemen kitabı da almıştım(zero limit)..hatta belki bu site ile bile o vesile ile tanışmış olabilirim..sürekli ho'oponopono hakkında bişeyler okumaya çalışıyordum.. Yöntemi uzunca bir süredir uyguluyorum,ilk günler daha yoğun olmak üzere tabi..Bu yöntem yüzünden koşu bantından bile düştüm:)) Koşuyor ve aynı zamanda,dörtlü cümleleri tekrarlayıp duruyordum içimden, artık nasıl rahatlamış ve transa geçmişsem muhtemelen ayaklarım duraksadı ve bant dışına atıldım..düşünce ayıldım ve gerçekten neler olduğunu neden böyle olduğunu hatırlamıyorum tek bildiğim sürekli "seni seviyorum" demekti:))çok da iyi hissediyordum ama kendimi.. Aslında şu da alışkanlık oldu ben de,gerildiğim kaygılandığım bi durumun içindeyken artık farkında bile olmadan bu cümleleri geçiriyor oluyorum içimden..özellikle sabah uyandığımda ilk bu cümleler çıkıyor..Evet kısacası şunu söyleyebilirim,beni rahatlatıp sakinleştiriyor,olumsuz baloncuklarımın sevgiyle dolduğunu hissediyrm..Taa kiayaklarımı banttan kesecek kadar:))....SEVGİLER "(Seni seviyorum,seni seviyorum seni seviyorum...teşekkür ederim...) |
Alıntı:
|
Hayatınızda Yaşadığınız Olumlu OLumsuz Ne Varsa İlahi OLanın Yardımıyla Rahatça İyileştirebilirsiniz.. İyileşmenin Kapısını Açan Şey İse Yalnızca 2 Kelime.. SENi SEVİYORUM.. |
Bende yeni başladım bu teknige cok hoş tekerleme gibi süreki içimden söylüyorumy789 |
Alıntı:
H'oponopono yöntemini ilk defa duyan biri olarak, yöntemi gerçekten çok merak ettim. Gerçekten bu kadar mı? özür dilerim ve seni seviyorum |
Alıntı:
y789 evet o kadar sevincli waveskan67 |
süper bir yöntem bu wave çok sevindim, seni seviyorum =) |
nasıl oldugunu bilmiyorum,yukarıda yazdığımın aynısını yollamışım, iki kere olmasın diye bunu tekrar düzenledim |
Merhaba bu yöntemi uygularken bu cümleleri kime hitaben söylüyoruz acaba? 1-kendi kendimize demeliyiz 2-Önce sorunun ne olduğundan bahsedip (eft de ki gibi örneğin ders calışmıyorum derslerim zayıf buna rağmen )seni seviyorum özür diliyorum lütfen beni affet tşk ederim diyoruz 3-sorundan bahsedip ve bundan kurtulmaya niyet edip Allah'a hitaben bu cümleleri söylüyoruz 4-sorun yaşadığımız kişi kimse ona hitaben söylüyoruz?? bayağı dallanıp budaklandı ve anlamadım bir fikri olan var mı? teşekkürler |
Alıntı:
Selam.. Bu Cümleleri Kullanırken Doğruyu Söylemek Gerekirse Bir Kişiye Veya Bir Şeye Hitap Etmenize Gerek Yok.. Siz Yalnızca Sevgiyi Davet Ediyorsunuz Bu Kelimelerle.. İSterseniz Allah, İsterseniz Tanrı İsterseniz Tao vsvsv.. (İstediğiniz Şeyi Üretebilirsiniz.. )Daimi OLan Yaratıcı Sizin Çağrınızı Alıyor.. Burada Asıl Amaç Altbilincin Aptal Önermelerinden Kurtulup (Hatıralardan.. ) Üstbilincin Bilgeliğinden Yararlanmak.. Mesela Sorunlar İçinse Şu Soruları Sorabilmeniz Gerekli.. Bu Olayların Sebebi Nedir ? Bu Olayların OLmasına Sebebiyet Veren İçimde Neler OLuyor ? Bu Soruların Anlamınız Kavramanız İçin Öncelikle Kitabı Okumanız Gerekiyor.. Çünkü Yazar Evrenin Holografik Kopyasının Bizim İçimizde Var OLduğunu Söylüyor.. Yani Bizim İçimizin Dışında Birşey Yok.. Lakin Bilinçli Zihinle Günlük 5 veya 10 Bayt Bilgi Algılarken Bilinçaltı Zihnine Milyarlarca Bayt Veri Yükleniyor.. Yani Farkında OLmadan Aslında Kaderimizi O Bilemediğimiz Verilerle Yazıyoruz.. Ve O Veriler İçerisinde Virüslü OLan VEriler Var.. OnLarada Zararlı Hatıralar Diyoruz.. Eğer Bu Hatıralardan Arınmazsanız Aynı Sorunları Tekrar Tekrar Yaşarsınız.. Zihniniz Ya O Virüslü Hatıralara Hizmet Edecek Ya Da İlahi OLanın Esinlenmeleriyle Mükemmel Bir Hayat Yaşayacak.. İŞte O Verileri Temizleyen Anti Virüs Ho'oponopono Adını Almış Bulunmakta.. Ve Eminim Hiçbir Anti Virüs Bu Düzeyde Çalışamaz.. Şu An Elinizde Güçlü Bir Araç Tutuyorsunuz Emin Olun.. Sevgiyle Kalın.. Not : Kendi Deneyimlerimi Paylaşacaktım Lakin Bu Aralar Çok Meşgulüm.. En Kısa Zamanda PAylaşmayı Düşünüyorum Deneyimlerimi.. :) |
Alıntı:
Bugün durmadan sıkıntı yaratan durumları düşünüp- bir nevi eft deki gibi probleme odaklanıp onu kabul edip durmadan bu cümleleri söyledim içimden..azen biliçli olarak söylemiyordum,zihnim alışmıştı bu cümlelere ve ben içimden düşünmeden tekrar ediyordum.. Bu DOĞRU mu? yoksa farkında olmalı mıyız tekrar ederken?mesela vitrinlere bakarken bile içimden söyledim.. ayrıca 2 gece önce bunu söylemek beni rahatlatıp uyuturken, bugün hiç rahatlama hissetmedim acaba yanlış mı yapıyorum diye düşünüyorum... Çok teşekkürler |
Alıntı:
Merhaba.. Sizin Sorduğunuz Sorunun Cevabını Kitaptaki Gibi Maddeleyerek Açıklamak İstiyorum.. -------------------------------------------- Arınma Aşamaları.. 1)Bilinçli Zihin Hatıraları Boşluğa Dönüştürmek İçin Tanrısal Zeka'ya Bir DUA Olan Ho'oponopono Sorun Çözme Sürecini Başlatır.Sorunun Bilinçaltı Zihninde Tekrar Eden Hatıralar OLduğunu Ve OnLardan %100 Sorunlı OLduğunu Bilir.Dua Bilinçli Zihinden BİLİNÇALTI Zihne Hareket Eder. 2)Duanın Aşağıya , Bilinçaltı Zihnine Akışı Hatıraları Yavaş Yavaş Değişime Alır.Bundan Sonra Dua Bilinçaltı Zihinden Yukarıya,Süperbilinçli Zihne Doğru Hareket Eder. 3)Süperbilinçli Zihin Duayı Gözden Geçirir,Gerekli Değişiklikleri Yapar.Çünkü O Daima Tanrısal Zeka İle Aynı Tınıdadır Ve Hatıraları Değiştirme Gücüne Sahiptir.. Bu İşlemden Sonra Dua İncelenmek Üzere Tanrısal Zekaya Yönlendirilir.. 4)Tanrısal Zeka İse Dönüşüm Enerjisini Tekrardan Süperbilinçli Zihne Yollar.. 5)Dönüşüm Enerjisi Burdan Bilinçli Zihne Akar.. 6)Ve Son Durak Bilinçaltıdır.. Burada Hatıralar Etkisiz Hale Getirilir Ve Geriye O Hatıralardan Yalnızca Sevgi Kalır.. ----------------------------------------- Aslında Sorumluluk Alma Kısmı EFT Gibi Yalnız Bilip Bilmediğiniz Herşeyden Sorumlusunuz.. Hatıra Kapasitemiz Gerçekten Geniş Ve O Sorunu Tetikleyen Birçok Hatıra OLur Genelde Ve Bu Yüzden Arınırken İlahi OLana Güvenip Arınırsanız Daha İyi OLur.. Hatıralara Takılıp Kalmayın Bu Arada.. Amacınız Sıfıra Yaklaşmak OLsun.. Çünkü Sıfır NETLİKTİR.. Netliğin OLduğu Yerde Hiçbirşey Sizi Rahatsız Edemez.. Huzursuzlukla Alakalı İse Aslında İyi Yolda OLduğunuzu Düşünüyorum.. Hatıralar Giderken İnsanı Rahatsız Edebilirler.. Ve Buda Sizin Dönüştüğünüzün Göstergesidir.. Sevgiyle Kalın.. Not: Aslında Arınmayı Devamlı Hale Getiren Bir Ritmotranslı Bir Mp3 Yapılsa Gerçekten Mükemmel OLur.. Zaten Basitte Bir Telkin Mp3'ü OLur.. Zaten 4 Kelime Var.. Öyle Sayfalar Dolusu Scriptler Yok.. :) Şu Anda Size Yazarken Aklıma Böyle Bir Fikir Geldi.. Umarım Atakan Bey Bunu Düşünür.. :) |
Önceki gün kitabın büyük bir kısmını soluksuz okudum neredeyse:) Onunla birlkte akışa girdim. Bütün gün boyu, en derindeki ışıklı zeminde, huzurda olmak tarifsiz. Tanrısal olanla temas adeta...Buradaki pek çok arkadaş değişik yöntemlerle bunu deneyimlemiştir mutlaka. Deneyimi olanlar beni daha iyi anlıyordur. Bu bendeki öyle bir ruh hali ki, güçlü, kararlı, sade, güvenli, enerjik ve dingin...Kelimeler, açıklamalar fuzuli sanki. Sadece huzur işte. Bu nasıl oldu? Sizlere aktarabilmek için, şimdi düşünüyorum bu hale nasıl girdiğimi: Ben bunu bir teknik olarak görüp, uygulama adımlarını irdelemeden, nasıl iş gördüğünü sorgulamadan okudum. Sadece okudum. Sürükleyici bir roman okur gibi kaptırmıştım kendimi. Sanırım hızlı okuma sırasında bilinç devre dışı kalıp, bilinçaltı açılıyor. O sırada bilinçaltı alması gereken mesajları daha iyi alıyor. Zaten Joe Vitale'nin iyi bir hipnotik yazar olduğu da malum. Şu an aynı ruh halinde miyim? Az önce değildim. Burada aktarırken tekrar hatırladım ve girdim o hale. Zemin böyle olunca, farkındalığımın da arttığını gözlüyorum. Benim deneyimim böyle. Sizlerle paylaşmak istedim. Ben bu yöntemle reiki arasında paralellik olduğunu düşünüyorum. %100 sorumluluğu üzerine al, sevgini ilet, arındır, oluşan boşluk tanrısal olanla dolsun, teşekkür et, gibi.Detaylara girersek uzun... Şimdilik hoşçakalın... |
SIFIR SINIR TEMEL İLKELER 1.Ne olduğuna dair iç bir fikriniz yok. İçinizde ve etrafınızda olan her şeyin, bilinçli ya da bilinçsz, farkında olmanıza imkan yoktur.Bedniniz ve aklınız şu anda çalışmaktadır ve bunun farkında değildir.Ve havada, radyo dalgalarından düşünce formlarına kadar görünmeyen sayısız sinyal bulunmaktadır ve sizler bunların hiç birini bilinçli olarak algılamazsınız. Gerçeği söylemek gerekirse, tam şu anda kendi gerçeğinizi yartmaktasınız ama bu olay bilinçli bilginiz ya da kontrolünüzün dışında, bilinçsizce olmaktadır. Bu nedenle istediğiniz kadar olumlu düşünün gene de yaralanırsınız. Yaratıcı olan bilinçli zihniniz değildir. 2. Her şeyi kontrolünüz altında tutamazsınız Elbetteki olan her şeyden haberiniz olmadığı için, onları kontrol edemezsiniz. Dünyaya emredebileceğinizi düşünmek egosal bir hatadır. Şu anda dünyada neler olduğunun çoğunu egonuz göremediğine göre, sizin için en iyisine egonuzun karar vermesine izin vermek hiç de bilgece olmaz. Seçim sizin elinizde, ama kontrol değil. Ne deneyimlemeyi tercih edeceğinize karar vermek için bilinçli zihninizi kullanabilirsiniz, ama onu ifade edip edemeyeceğinizi ya da bunu nasıl ve ne zaman yapacağınızı kendi haline bırakmalısınız. Teslimiyet anahtardır. 3. Yolunuza her ne çıkarsa onu iyileştirebilirsiniz. Yaşamınızda önünüze çıkan her şey, oraya nasıl geldiğine bakmaksızın, iyileştirmek içindir, çünkü şu anda sizin radarınızdadır. Buradaki varsayım, eğer onu hissedebiliyorsanız, onu iyileştirebilirsiniz de. Eğer onu bir başkasında görebiliyorsanız ve bu sizi rahatsız ediyorsa, o zaman iyileştirmek için oradadır demektir. Ya da Oprah'ın bir keresinde söylemiş olduu gibi, "Eğer onu farkedebiliorsanız, ona sahpsinizdir." Onun neden hayatınızda olduğuna ya da oraya nasıl geldiğine dair hiçbir fikriniz olmayabilir, ama artık farkında olduğunuza göre, onu serbest bırakabilirsinz. Karşılaştığınız şeyleri ne kadar iyileştirirseniz, tercih ettiklerinizi ifade etmede o kadar net olursunuz, zira başka şeyleri kullanmak için gereken enerjiyi serbest bırakmış olursunuz. 4. Tüm deneyimlerinizden %100 sorumlusunuz. Hayatınızda başınıza gelenler sizin suçunuz değildir, ama sizin sorumluluğunuzdadır. Kişisel sorumluluk kavramı söylediğiniz, yaptığınız ya da düşündüğünüzün ötesindedir. Hayatınızda yer alan diğer herkesin dediklerini, yaptıklarını ve düşündüklerini de içerir. Yaşamınıza meydana gelen her şeyin sorumluluğunu tamamen alırsanız, o zaman herhangi bir kişi bir sorunu su yüzüne çıkardığında, o sizin de sorununuz olur. Bu üçüncü ilkeye bağlanır, yani yolunuza çıkan her şeyi iyileştirebilirsiniz. Kısacası, şu anki gerçeğiniz için hiç kimseyi ya da hiçbir şeyi suçlayamazsınız. Tüm yapabileceğiniz onun sorumluluğunu almak, yani onu kabul etmek, ona sahip çıkmak ve onu sevmektir. Karşılaştığınız şeyleri ne kadar çok iyileştirirseniz kaynak ile o kadar uyumlu olursunuz. 5. Sıfır limite iletiniz "seni seviyorum" cümlesini söylemektir. Sizi her şeyin ötesindeki huzura, iyieştirmeden ifade etmeye götürecek bilet sadece "seni seviyorum" cümlesidir. Bu cümleyi Tanrı'ya söylemek içinizdeki her şeyi temizler ve böylece şu anın mucizesini yaşayabilirsiniz: sıfır limiti. Amaç her şeyi sevmek. Fazla kiloyu, bağımlılığı, sorunlu çocuğu ya da komuyu, eşi sevin; hepsini sevin. Sevgi sıkışıp kalmış enerjiyi değiştirir ve serbest bırakır. "Seni seviyorum" demek Tanrıy deneyimleme dileğinizin gerçekleşmesidir. 6. İlham niyetten daha önemlidir. Niyet zihnin oyuncağıdır;esinlenme Tanrı'dan bir bildirimdir. Bir an gelir, yalvarmak ve beklemek yerine teslim eder ve dinlemeye başlarsınız. Niyet egonun sınırlı görüşünü temel alarak hayatı kontrol etmeye çalışmaktır; esinlenme ise Tanrı'dan gelen mesajı almak ve buna göre hareket etmektir. Niyetler işe yarar ve sonuç verir; esinlenme ise işe yarar ve mucizeler getirir. Hangisini tercih edersiniz? Alıntı: Zero Limit - Joe Vitale, Dr.Ihaleakala Hew Len |
Kitabı ben de okudum ve anlık değişimler inanılmaz. Özellikle iş hayatında çok işime yaradı. Sebebini bilmediğim ama beni bir şekilde rahatsız eden herşeye uyguluyorum ve etrafımdaki insanlar ben arındıkça arınıyor. Öfkeli olanlar daha sakin ve dingin, paylaşmayanlar daha paylaşımcı oldular. Bense sadece bir köşede oturup sırıtıyorum:) Yalnızca çok ufak bir detay var söylemeden edemeyeceğim. Eğer birisi size bir derdini anlatıyorsa, o anda bu cümleleri içinizden söylemeye başladığınızda karşınızdaki kendisini dinlemediğinizi veya anlattıklarını önemsemediğinizi düşünüyor ve dile getiriyor. Sizde anda kalamayıp sohbetin detaylarını kaçırıyorsunuz, pek hoş olmuyor neticede. Sizlere tavsiyem sohbet bir şekilde sona erdiğinde bu metodu uygulamaya başlamanız. Bu metod tam bir eylemsizlik halinde gerçek eylem! Mutlaka deneyin çünkü diğer birçok arınma yönteminden kesinlikle çok daha basit. Kitabı okumuş olmama rağmen ana hatlarını özet olarak geçtiğin için sevgili ismira sana; ve kitapla bizleri tanıştırdığı için sevgili Mümin'e çok çok teşekkür ederim. Bu arada yukarda bahsettiğim gibi anlık değişimler gözledim ancak yine de bilinçaltımızın çok zor ikna olduğunu düşünürsek birkaç tekrarla bilinçaltının böyle bir mesajı hem de uyanıkken nasıl içselleştirdiğini pek anlayabilmiş değilim. Bu konuda fikri olanlar paylaşırsa çok sevinirim. Ayrıca kitapta bahsedildiği gibi çok ağır problemlerde tekrar çok önemli. Normalde sakin olan bir insanın anlık bir öfkesini birkaç tekrarla halledebiliyorsunuz, ama ağır vakalarda (örn.ezelden beri öfkeli olan biri, ağır ruhsal sorunları olan biri, doğumundan bu yana türlü türlü felaketlerle kucak kucağa yaşamış biri vs.) mutlaka uzun uzun tekrarlar gerekiyor. Sevgiyle kalın... |
Sevgili DefneA, paylaşımın için teşekkür ederim. Bildiğim yöntemler içinde bana en uygun geleni bu oldu. Bence de çok kolay ve her an uygulanabiliyor. Yaşamla birlikte, anda çalışılıyor olması farkındalığı geliştiriyor bence. Örneğin ben, rahatsız olsam da olmasam da, sürekli dört cümleyi tekrarlıyorum. Böyleyken aklımdan geçenleri ve duygularımı daha çok farkediyorum, bu sefer farkettiğim duygu, düşünce, yargı neyse onunla ilgili uygulama yapıyorum. Açıkçası o kadar çok veriyle karşı karşıyayız ki biriyle işim bitmeden öteki devreye giriyor.Sanırım bu hal bir süre devam edecek.Sende böyle bir şey oldu mu? Ben başlayalı iki-üç gün oldu. İçimdeki etkilerini hissedebiliyorum, ama henüz dış dünyadakilerde test etmiş değilim. Sen çok güzel sonuçlar almaktasın anladığım kadarıyla. Merak ediyorum, sen bu metoda başlayalı ne kadar oldu? Etkisi açısından ilk başlara göre bir değişim gözlüyor musun? "bilinçaltımızın çok zor ikna olduğunu düşünürsek birkaç tekrarla bilinçaltının böyle bir mesajı hem de uyanıkken nasıl içselleştirdiğini pek anlayabilmiş değilim.Bu konuda fikri olanlar paylaşırsa çok sevinirim." demişsin ya; Kitabın bir yerinde, "Tanrı'ya "Seni Seviyorum" dediğim ve arındığım sürece sıfır sınırın olduğu yere geri dönüyorum. Sıfırdan gelen sinyal, eğer kelimelere dökmek gerekirse "sevgi"dir. Dolayısıyla durmadan "seni seviyorum" demek onunla aynı titreşimde olmamıza yardımcı olur. Onu tekrarlamak kendi uyanışımızın önündeki hatıraları, programları, inançları ve sınırlamaları nötralize etmemize yardımcı olur." Deniliyor. Buradan hareketle, 'sevgi' nin frekansının çok yüksek olması nedeniyle bilinçaltında çok büyük etki gücüne sahip olduğunu düşünüyorum. Bilinçaltını ikna etmek için kullanılan teknikler, bilinçten hareketle bilinçaltına yönelen teknikler. Bildiğim kadarıyla, bilinç beynimizin korteks denilen %28 lik bölümü ise, bilinçaltı %72'lik bir bölümü. Yani kontrolü elinde tutan bilinçaltı. Ve yine kitapta sıklıkla belirtildiği gibi saniyede bilinçli zihinde 15-20 byte'lık bilgi bulunurken, bilinçaltında 15 milyon byte'lık bilgi işlemekte. Böyle olunca bizim bilinçaltında işleyen bilgiyi bilincimizle anlayıp, müdahale etme ve senin deyiminle ikna etmemiz pek olası görünmüyor, öyle değil mi? Biz bilincimizle belirlediğimiz olumlama veya telkin gibi yöntemle bilinçaltındaki doğru hedefi bulabildiğimizden ve de tüm bileşenlerini temizleyebileceğimizden emin olabilir miyiz? İşte burada bizim farkedemeyeceğimiz, anlayamayacağımız, dolayısıyla değiştiremeyeceğimiz şeyler üzerinde de etkili olan güçlü bir anahtar demek ki 'sevgi'. Adeta tılsımlı bir anahtar. O kendi yüksek frekansıyla aklımızın erdiği ermediği her şeyi temizliyor demek ki, diye düşünüyorum. Bir de şu yönü var: Diğer bazı yöntemlerde değiştirmek istediğimiz şeyin yerini başka bir şeyi koymaya çalışmıyor muyuz? Oysa burada temizleyip boşluk oluşturmamız öneriliyor, başka bir şeyi onun yerine koymamız değil. Oluşan boşluğun Tanrısal olanla dolacağı, aslolanın da bu olduğu vurgulanıyor.Teslimiyet değil mi bu? Senin yazdıklarınla birlikte bu kitabın bana düşündürdükleri bunlar. Ama bilincin oyalamalarına mı kapıldık yoksa? Ne dersin bunlardan da arınmamız mı gerekiyor? Öyleyse, Seni seviyorum. Özür dilerim. Lütfen beni affet. Teşekkür ederim:) |
Arkadaşlar bu yöntem süpeerr:) Dün arabamla giderken ara yoldan ansızın önüme çıkan bir arabaya çarptım. Allahtan yavaş gidiyordum ve ikimizin aracında da hasar oldu. Daha önce de bir kaç kez kaza yaptım, çok büyük tehlikeler atlattım. Benim değil, tamamıla karşı taraf kusurlarından kaynaklıydılar, ama üst üste tekrarlıyordu ve her seferinde ağırlaşarak. Çekim yasasına inanırım. Bunun neden gerçekleşiği ve nasıl değiştirebileceğim üzere içsel çalışmalar yapmıştım ve durmuştu. Bu ara ufak ufak yine başladı. Demek ki temizleyememişim... Bu sabah ho'oponopono yöntemiyle kazayal ilgii hatıraları temizledim.Şöyle ki; Dünkü olayı düşünüp, tüm sorumluluğumu kabul ettim önce, bunu iyileştirme sorumluluğunu... Sonra karşı kaza olayının tüm unsurlarını(ben, karşı taraf, arabalar, ortam, daha da aklıma ne geldiyse) tek tek düşünüp dört cümleyi tekrarladım. Bunu yaparken kaza çağrışımı yapan bir şekilde benim algı ortamıma girmiş hatıralar aklıma gelmeye başladı. Son olaydan başlayarak, sinema şeridini tersine çevirircesine bana kaza anımsatan her olayın her unsurunu düşünüp cümleleri tekrarladım, sevgimi, özrümü, teşekkürümü ilettim. Gazete veya televizyon haberleri dahil aklıma ne geldiyse... Bunu yaptıkça ferahlama ve hafifleme hissettim. Aynı zamanda beyaz bir ışıkla yıkanıp görüntüler siliniyordu sanki. Dünün hatırasına döndüğümdeyse görüntü silinmişti neredeyse... Sanıyorum kitaptaki temizleme, silme işleyişini anladım. Bu çok güzel... Kalan hatıra varsa diye tekrar uygulama yapmayı planlıyorum. Bakalım bundan sonra ne olacak? Bu arada bir şekilde kaza olaylarıyla hayatıma yer tutan ve sorunu bana yansıtan kişilerdeki değişimi de merak ediyorum... |
bu yöntem gerçekten inanılmaz. bende hayatımda uyguluyorum bir süredir. etkisini görebildiğim en önemli şey bana olumsuz şeyler hatırlatan insanlar için yaptığım uygulamalar oldu. eskiden görmek bile istemediğim kişilere sevgiyle bakmaya başladığımı hissediyorum. hem sihirli sözleri söylerken başka olumsuz inançlarımdanda arınmış olduğumu düşünüyorum. |
seni seviyoruumm:D:D |
Ho'oponopono Ho'oponopono Dr. Len’e kendisini iyileştirmekle ilgili ne yaptığını sordum. O hastaların dosyalarına baktığı zamani tam olarak yaptığı neydi? “Üzgünüm, ve tekrar tekrar “seni seviyorum” diyorum”, dedi ** Senin gibi biri bana geldiği zaman, İlahi Olan’a, “Lütfen, ……….’da bu acıya neden olan benim içimdeki devam etmekte olan şey neyse, onu nasıl çıkarıp atacağımı bana anlat”. Ve acınız gidene kadar veya siz durmamı isteyene kadar bana verilen bilgiyi uyguluyorum. ** Herhangi bir problemi çözmek istiyorsanız, kendiniz üzerinde çalışın. Eğer başka biriyle probleminiz varsa, kendinize şöyle sorun, “Bu kişinin canımı sıkmasına neden olan içimdeki şey nedir?”. İnsanlar yaşamınıza sadece sizin canınızı sıkmak için çıkagelirler! Eğer bunu biliyorsanız, herhangi bir durumu kaldırabilirsiniz ve orada salıverebilirsiniz. Basittir: “Olan şeyler için üzgünüm. Lütfen beni bağışla.” -- Benim ve o kişi için probleme neden olan içimdeki hatalı düşünceler için üzgünüm; lütfen beni bağışla” ** Herkesin düşüncelerinden toksik enerjileri iptal etmek için uygulayabileceği bir düşünce temizleme aleti; Zihinsel olarak düşünün; “Işığın Düğmesini benim ve ailemin, akrabalarımın, yakınlarımın ve atalarımın düşüncelerine açıyorum”… Bu aletin kullanılabileceği zamanların sayısının sınırı yoktur. Alet, Zihninizi bölen, kendinizin, ailenizin, akrabalarınızın ve atalarınızın toksik düşüncelerini temizlemek içim Sevgiye bir ricadır. “Üzgünüm. Problem olarak tezahür eden içimde süregiden her ne ise lütfen beni bunun için bağışla.” Sevgi bunu siler ve düzeltir. İşte size kendinizi fark ettiğiniz herhangi bir şeyden iyileştirmede kanıtlanmış iki ho’oponopono uygulaması. Başkasında gördüğünüz her şeyin içinizde de olduğunu unutmayın, dolayısıyla bütün iyileştirme olayı kendinizi iyileştirmektir. Bu yöntemi sizden başka kimse uygulayamaz. “İlahi Yaratıcı, tek olan baba, anne, oğul … Eğer yaradılışımızın başlangıcından şu ana kadar, ben, ailem, yakınlarım ve atalarım sana, ailene, yakınlarına karşı düşüncelerde, sözlerde, eylemlerde ve hareketlerde suç işlediysek/kırdıysak, bağışlamanı diliyoruz … Bunun temizlenmesine, arınmasına, salıverilmesine, tüm negatif anıların, blokların, enerjilerin ve titreşimlerin kesilmesine, silinmesine izin ver ve bu istenmeyen enerjileri saf ışığa dönüştür …. Ve oldu” Bu rica (dua) ho'oponopono olarak adlandırılır ve her dinde rastlanabilir, çünkü “her inançta, suç işlediklerimiz için bağışlama istediğimiz bir bölüm vardır… Ancak bunun ötesine gideriz … aile, yakınlar ve atalar… bazı problemler, muhtemelen başka bir yüzyılda birisinin başını baltayla kesen bir büyükbabadan kaynaklanır. Atmayı istediğimiz şey “saf ışığa” dönüştürülür, çünkü aksi taktirde attığımız çöple “atmosferi kirletirdik”. Ancak saf ışık olarak, kirliliğe neden olmaz.” “Ve oldu” dendiğinde, dönüşüm gerçekleşir, ve “bilgisayar depolanan çöpü otomatik olarak siler… *** İkinci olarak, Dr. Hew Len’in iyileştirme şekli öncelikle “Özür dilerim” ve “Lütfen beni affet” demektir. Bunu bir şeyin – ne olduğunu bilmediğiniz bir şey – beden/zihin sisteminize girmiş olduğunu kabul etmek için söylersiniz. Oraya nasıl girdiği hakkında hiçbir fikriniz yoktur. Bilmek zorunda değilsiniz. Eğer fazla kilolu iseniz, sizi bu hale getiren progama yakalanmışsınızdır sadece. “Özür dilerim” derken, Tanrı’ya içinizden size getirmiş olduğu şey için af dilediğinizi söylüyorsunuz. Tanrı’dan sizi affetmesini istemiyorsunuz; Tanrı’dan sizin kendinizi affetmeniz için size yardım etmesini istiyorsunuz. Bundan sonra, “Teşekkür ederim” ve “seni seviyorum” dersiniz. “Teşekkür ederim dediğiniz zaman, minnettarlığınızı ifade etmiş oluyorsunuz. Sorunun onunla ilgili olan her şeyin mutlak iyiliği için çözüleceği inancınızı gösteriyorsunuz. “Seni seviyorum” tıkanık enerjinin akmasını sağlar. Sizi Tanrı’ya bağlar. Sıfır konumu saf sevgi ve sıfır limiti olduğu için, sevginizi ifade ederek o konuma gelmeye başlıyorsunuz. Bundan sonra olacaklar Tanrı’ya kalmıştır. Bir şekilde harekete geçmeniz konusunda içinize bir esinlenme doğabilir. Bu her neyse, onu yapın. Yapacağınız hareketten emin değilseniz, aynı iyileştirme metodunu kafa karışıklığınız için uygulayın. Net olduğunuzda, ne yapmanız gerektiğini bileceksiniz. Bu, güncelleştirilmiş ho'oponopono iyileştirme yöntemlerinin basitleştirilmiş bir versiyonudur. Zero Limit; Joe Vitale – Dr. Ihaleakala Hew Len www.hooponopono.org Zero Limits Alıntıdır: KOSULSUZ - SEVGİ - Ho'oponopono |
Cevap: Zero Limit bu yöntem ile başkalarına şifa verebiliyormuyuz. ? |
Cevap: Zero Limit Alıntı:
Sevgili alestason bu yontemi pratikte nasil uyguladigini yazabilirmisin, misal sana olumsuz seyler hatirlatan insanlar aklina geldiginde "seni seviyorum" "özür dilerim" mi diyorsun, yoksa "seni seviyorum, ozur dilerim, lutfen beni bagisla, tesekkur ederim" mi diyorsun.. ben kitabi okumadim fakat sitede ogrendiklerimle uygulamaya calisiyorum.yardimci olursan tesekkur ederim sevgiler kiss3 |
Cevap: Zero Limit evet biraz daha açarsanız çook sevinirim ben de :) alınıcak kitaplar listesi baya varda:)kiss3 |
Cevap: Zero Limit her an her durumda uygulanabilir hayal gücü ile sınırlı. ama bir teknik olarak görülürse eğer sizi kızdıran birini gözünüzün önüne getirim ve 4 cümleyi söyleyin. kaldı ki her an her durumda yapılabildiğinden aklınıza ne zaman gelirse tekrarlayın. bu durum karşısında zamanla çözünmeler olacaktır. |
Cevap: Zero Limit Kendime Yapabileceğim En Büyük Yatırımı Bu Metodu Öğrenerek Yaptım.. Bence Bu Metoda Önem Vermelisiniz.. Çünkü Dediğimiz Gibi Hayatımızda O Kadar Çok Veri Var Ki.. Kaderimizi Sevgiyle Mi Yoksa Negatiflikle Mi Çizeceğiz ? İşte Sevgiyle Çizmenin Yolu Ho'oponoponodur.. Sevgiyle Kalın.. |
Cevap: Zero Limit aslında kitapta tam olarak böyle değil ama ben şu şekilde uyguluyorum. böyle uygulamayı daha çok seviyorum o kişiyi aklıma getiriyorum sonra (sanırım bunu yine burada,sitede okumuştum) onu pembeler içinde düşünüyorum pembe ışık yolladığımı imgeliyorum ve bir yandanda ''seni seviyorum'' diyorum. bazende hepsini söylüyorum.yani o an içimden nasıl geliyorsa. ama en çokta seni seviyorum demeyi seviyorumy789 kitabı okumanızı mutlaka tavsiye ederim. |
Cevap: Zero Limit Alıntı:
Bu yöntem ile başkalarını, canlıları, nesneleri, hayvanları, bitkileri, olayları...aklınıza ne gelirse her şeyi iyileştirebiliriz. Ancak bu yöntemdeki püf noktası şu: Dışarısı diye bir şey yok, başkaları diye bir şey yok. Her şey kendi içimizde. Önce bunu kabul ettiğimizde kitaptaki deyimle %100 sorumluluğu üzerimize alıyoruz. Şifayı başkalarına değil kendi içimizdeki ilgili parçaya gönderiyoruz. Bunun için sorun olarak gördüğümüz şeye bakıp "bunun benim içimdeki karşılığı nedir, içimde bunu oluşturan neler oluyor?" gibi sorular sorabiliriz. Bu karşılığı sıfırladığımızda iyileşme gerçekleşir.Bunun için yapabileceğimiz şey sevgi göndermek, özür dilemek, teşekkür etmek. Yaratıcı'ya yönelik "seni seviyorum, özür dilerim, lütfen beni affet, teşekkür ederim" dedikçe bilinçli ve bilinçaltı hafızada ve ötesinde bulunan negatif enerjileri temizliyoruz. Biz arınıyoruz, bağlantılı olduğumuz herkes ya da her şey arınıyor. |
Cevap: Zero Limit Süpersin İsmira teşekkürler sevgiler kiss3 |
Cevap: Zero Limit Herhangi bir problemi çözmek istiyorsanız, kendiniz üzerinde çalışın. Eğer başka biriyle probleminiz varsa, kendinize şöyle sorun, “Bu kişinin canımı sıkmasına neden olan içimdeki şey nedir?”. İnsanlar yaşamınıza sadece sizin canınızı sıkmak için çıkagelirler! Eğer bunu biliyorsanız, herhangi bir durumu kaldırabilirsiniz ve orada salıverebilirsiniz. Basittir: “Olan şeyler için üzgünüm. Lütfen beni bağışla.” -- Benim ve o kişi için probleme neden olan içimdeki hatalı düşünceler için üzgünüm; lütfen beni bağışla” *** Herkesin düşüncelerinden toksik enerjileri iptal etmek için uygulayabileceği bir düşünce temizleme aleti; Zihinsel olarak düşünün; “Işığın Düğmesini benim ve ailemin, akrabalarımın, yakınlarımın ve atalarımın düşüncelerine açıyorum”… Bu aletin kullanılabileceği zamanların sayısının sınırı yoktur. Alet, Zihninizi bölen, kendinizin, ailenizin, akrabalarınızın ve atalarınızın toksik düşüncelerini temizlemek içim Sevgiye bir ricadır. “Üzgünüm. Problem olarak tezahür eden içimde süregiden her ne ise lütfen beni bunun için bağışla.” Sevgi bunu siler ve düzeltir. İşte size kendinizi fark ettiğiniz herhangi bir şeyden iyileştirmede kanıtlanmış iki ho’oponopono uygulaması. Başkasında gördüğünüz her şeyin içinizde de olduğunu unutmayın, dolayısıyla bütün iyileştirme olayı kendinizi iyileştirmektir. Bu yöntemi sizden başka kimse uygulayamaz. “İlahi Yaratıcı, tek olan baba, anne, oğul … Eğer yaradılışımızın başlangıcından şu ana kadar, ben, ailem, yakınlarım ve atalarım sana, ailene, yakınlarına karşı düşüncelerde, sözlerde, eylemlerde ve hareketlerde suç işlediysek/kırdıysak, bağışlamanı diliyoruz … Bunun temizlenmesine, arınmasına, salıverilmesine, tüm negatif anıların, blokların, enerjilerin ve titreşimlerin kesilmesine, silinmesine izin ver ve bu istenmeyen enerjileri saf ışığa dönüştür …. Ve oldu” Bu rica (dua) ho'oponopono olarak adlandırılır ve her dinde rastlanabilir, çünkü “her inançta, suç işlediklerimiz için bağışlama istediğimiz bir bölüm vardır… Ancak bunun ötesine gideriz … aile, yakınlar ve atalar… bazı problemler, muhtemelen başka bir yüzyılda birisinin başını baltayla kesen bir büyükbabadan kaynaklanır. Atmayı istediğimiz şey “saf ışığa” dönüştürülür, çünkü aksi taktirde attığımız çöple “atmosferi kirletirdik”. Ancak saf ışık olarak, kirliliğe neden olmaz.” “Ve oldu” dendiğinde, dönüşüm gerçekleşir, ve “bilgisayar depolanan çöpü otomatik olarak siler… *** İkinci olarak, Dr. Hew Len’in iyileştirme şekli öncelikle “Özür dilerim” ve “Lütfen beni affet” demektir. Bunu bir şeyin – ne olduğunu bilmediğiniz bir şey – beden/zihin sisteminize girmiş olduğunu kabul etmek için söylersiniz. Oraya nasıl girdiği hakkında hiçbir fikriniz yoktur. Bilmek zorunda değilsiniz. Eğer fazla kilolu iseniz, sizi bu hale getiren progama yakalanmışsınızdır sadece. “Özür dilerim” derken, Tanrı’ya içinizden size getirmiş olduğu şey için af dilediğinizi söylüyorsunuz. Tanrı’dan sizi affetmesini istemiyorsunuz; Tanrı’dan sizin kendinizi affetmeniz için size yardım etmesini istiyorsunuz. Bundan sonra, “Teşekkür ederim” ve “seni seviyorum” dersiniz. “Teşekkür ederim dediğiniz zaman, minnettarlığınızı ifade etmiş oluyorsunuz. Sorunun onunla ilgili olan her şeyin mutlak iyiliği için çözüleceği inancınızı gösteriyorsunuz. “Seni seviyorum” tıkanık enerjinin akmasını sağlar. Sizi Tanrı’ya bağlar. Sıfır konumu saf sevgi ve sıfır limiti olduğu için, sevginizi ifade ederek o konuma gelmeye başlıyorsunuz. Bundan sonra olacaklar Tanrı’ya kalmıştır. Bir şekilde harekete geçmeniz konusunda içinize bir esinlenme doğabilir. Bu her neyse, onu yapın. Yapacağınız hareketten emin değilseniz, aynı iyileştirme metodunu kafa karışıklığınız için uygulayın. Net olduğunuzda, ne yapmanız gerektiğini bileceksiniz. Bu, güncelleştirilmiş ho'oponopono iyileştirme yöntemlerinin basitleştirilmiş bir versiyonudur. Zero Limit; Joe Vitale – Dr. Ihaleakala Hew Len www.hooponopono.org Zero Limits |
Cevap: Zero Limit bu kitap, The Secret ve benzeri bir sürü kitap var bende..hepsini ayrı hevesle, 'işte mutluluğun sırrını buldum!' coşkusuyla almıştım...Sır kitabı hoşuma gitmişti ama üzerinde duramadan unuttum gitti.. yalnız bu kitap beni ikna etmedi yöntemi konusunda..yani başkalarını affetmenin, özür dilemenin beni nasıl iyileştireceğini, hayatımı nasıl düzene sokacağını anlamadım...ben gibi sürekli 'ayaklı vicdan azabı' olarak dolaşan biri, sürekli özür dilese ne olur ki? yine de faydasını görenleri okumak çok güzel.. |
Cevap: Zero Limit Siyahça,aslında ben olaya yöntem olarak bakmıyorum.ister yöntem olarak bakalım ister bakmayalım,olay yine bizde bitmekte.neden mi?çünkü zaten bunların hepsi bizim özümüzde mevcut olan şeyler.mesela ben bu yönteme benzer birşey uyguluyormuşum zaten hayatımda.biri benim istemediğim birşey yaptığında, oturup sorular sorarım sakince.neden?buna sebeb verecek ne yaptım ya da bende mevcut olan ne varda bu oldu?gibi..asla o kişiyi veya başıma gelen olayı suçlayarak sonuca varmam.kısa bir süre sonrada inanılmaz sonuçlar alırım.şimdi bu yöntemle tanışınca,buna benzer bişey uyguladığımı gördüm.ilk önce farkındalık önemli.bu yöntem çok güzel bir yöntem.işte bu içimizde mevcut olanı ortaya çıkaran bir yol.sevgiyle açılan her yol güzeldir.bu da öyle. sevgiler. |
Cevap: Zero Limit Alıntı:
sevgilerimle. |
Cevap: Zero Limit yıllar evvel ben daha 15li yaşlarımdayken Richard Bach'ın "mavi tüy" adlı kitabını okumuştum. uzun yıllar bu kitap beni etkisi altına aldı. kitabın içinde bir dizi hayatla ilgili cümleler var. bunlardan bir cümle vardı ( ki ben bu cümleyi okuduğumda sanırım pek farkında değildim ne anlama geldiğinin) şimdi tüm paylaşımlarınızdan sonra ne olduğunu anladım. kitapta aynen şöyle diyor: hayatınızdaki herşey siz oraya çizdiğiniz için ordadır. yani hayatının sorumluluğunu al ve çizdiklerini sil ya da değiştir diye ekleyebilirim ben bunun sonuna.idea3 |
Cevap: Zero Limit Merhaba arkadaşlar, Kitabı bende okudum ve beğendim. Hatta bu yöntemi hayatımda uyguluyorum. Kitapta sesli söylemenize gerek yok diyor. Ama ben diyorum ki ara ara seslide yapsak ne güzel olur. Kiii ben öyle yapıyorum... :) Geçenlerde tv de birşey seyrettim ve çok etkilendim. Nekadarı doğru bilemem çokda doğruluğunu önemsemiyorum zaten... Seyrettiğim şey Rus Bilim adamlarının deprem araştırması sırasında yalnış hatırlamıyorsam yerin 14 km altından duydukları seslerdi. Sesleri kaydedip daha sonra analiz ettiklerinde ortaya çıkanlar çok ürkütücüydü. Çığlık atan kadın sesi, ambulans, itfaye sireni gibi sesler... Beni duyuduğumda hem çok korkuttu, hem içimi acıttı hemde ne yapabilirim sorularımı dahada gün yüzüne çıkardı. Bir süredir sadece tüketen birisi olduğum için çok sıkıntılıydım. Üreten olmak , hayata , insanlığa birşeyler vermek istiyordum. Tabii bunu yaparkende hep maddi şeylerle yapılacağını düşünüyordum. Yanii çok para kazanıp insanlara dağıtmalıyım, çok para kazanıp sokakta kalanlara yer yurt edindirmeliyim v.s. gibi hep ucu maddi şeylere dayanan iyilikler... Onuda yapacağım günler gelecek inşaallah peki ben ozamana kadar tüketenliğe devammı edecektim. İşte bu sesleri duyduğum zaman aklımda hemen o anda yapacağım şey belirdi. Bundan böyle hep güzel cümleler kuracak, dünyanın güzel şeyler dinleyerek ruhunun rahatlamasına yardımcı olacaktım. Bu kadar savaşların, katliamların , trafik kazalarının , kötü konuşmaların v.s. artık dünyaya ağır geldiğini ve taşıyamadığını düşünüyorum. ( Her ses uzayda asılı kalır , silinmez. İslam inancıda bu kanıtlanmış bilgiyi destekler zaten... ) Işığım çaktıktan sonra ben nelermi yapmaya başladım. Mümkün olduğunca güzel söz söylemeye başladım. Olumlu, güzel cümleler... Ve bunları ortam müsaitse kısık sesle söylüyorum. Namazlarımı, tesbihatımı kısık sesle yapıyorum. Mümkün olduğunca çok Allah, Lailahe illallah, Elhamdülillah ve Estağfilullah diyor ve salavat getiriyorum. Tabii bunlarıda hep kısık sesle ve hem kendim için hem diğer insanlar için güzel birşey yaptığım mutluluğuyla, bilinciyle yapıyorum. Ve en sevdiğim dil olan TÜRKÇE ilede Seni seviyorum, teşekkür ederim, özür dilerim, lütfen beni affet cümlelerini tekrarlıyorum. Dualarımı hep olulumlu cümlelerle ve sesli olarak ediyorum. Sonraaa ara ara kii hergün aslında o müsait ortamı yaratmaya çalışıyorum genelde :)) netten indirdiğim bazı kuran ayetlerini kulaklıktan değilde hoparlörden dinleyerek dünyada dinletiyorumm :)) Ben bunları yapmaya başlamadan evvel amacım sadece dünyanın ruhunu rahatlatmaya yönelikti ama sonra gördüm kii hayatımda rahatlamaya başladı. Sadece hayatım değil ruhummmmda... İşte böyle arkadaşlar... Belki benim yaptığımın sessiz, içten söylenmeside aynı yola götürüyordur. Ama ben işte böylesine daha çok inandım. Birde yaptıklarımla ilgili çok detay verdim. Bu verdiğim detayların kafa karıştırmasını istemem. Bunlar benim yaptıklarım. Sizde yapın gibisinden anlaşılıp, baskı yaptığımı düşünmeyin lütfen... Normalde forumda çok yazan birisi değilim. Genelde okuyorum. Biraz detaycıyım sanırım. Birşeyi anlattımmı diğerinide es geçemediğimden bukadar detaya girdim. Bilginize, selamlar... :)) |
Cevap: Zero Limit Alıntı:
Tam da öylesin, ne güzeeell...y789 Tam da aktarmayı düşündüğüm bölümü yazmışsın buraya, ellerine sağlık. Ben de dört cümlenin karşılığını şöyle özetlemiştim kafamda: Seni seviyorum...........İlahi olanla bağlantı Özür dilerim...............İçinde olanı kabul et(%100 sorumluluk) Lütfen beni affet........Negatif enerjileri serbest bırakma, arınma talebi, Teşekkür ederim.........Varlık, deneyim, arınma için şükür. Her biri başlı başına etkili cümleler olmakla birlikte dörtlünün aynı anda kullanılması çok daha fazla etkili bence. Sihirli formül adeta... |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 12:10 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.