Tatil psikolojisi

Tatil psikolojisi



Yaz mevsimi tatil zamanı. Psikiyatr Prof. Dr. Arif Verimli, insanlardaki tatil psikolojisi ve sonuçlarını şöyle değerlendiriyor:

“Bundan 30 yıl evvel insanların tatil diye bir düşüncesi yoktu. Tatil anlayışı, şehirleşmenin sonucudur. Sanayi toplumu olma, tatil ihtiyacını da beraberinde getiriyor.

Kırsal alanların bedensel yorgunluğu yerini, beyin yorgunluğuna bırakıyor. Bedenen yorulan bir kişi 1 saatte dinlenebilirken, beyin yorgunluğu, insanın kendine daha fazla zaman ayırmasını gerektiriyor. Ticaret ve endüstri ile uğraşanların tatil yapmayı kesinlikle ihmal etmemeleri gerekiyor. Şehir insanı için tatil, temel bir insan hakkı sayılmalı.

“Beyin yorgunluğunun beraberinde getirdiği gerginlik, öfke ve iletişim bozuklukları, şehir insanının temel sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Tatil özlemi günlük hayatta sürekli stres altındaki insanların dinlenme ihtiyacından doğuyor. Yapılan plânlar gerçekleşemediğinde yaşanan hayal kırıklığı, kişileri depresyona sokabiliyor.

“Çabuk gevşeyemeyen, beynini boşaltamayan insanlar, tatilin başladığı ilk 3 gün, rahatlayamaz. Başarı endişesi olan kişilikler, tatil dönüşü son 3 gün geride bıraktıkları işleri plânlamaya başlarlar. Bu yüzden 6 günlük bir tatilin ‘beynin dinlenmesi’ açısından bir anlamı olmaz. Beynin eski performansını yakalayabilmesi için, en az 15 gün dinlenme şart. Hatta, bir aylık tatil hakkı olan kişilere, izin haklarını ikiye bölmelerini tavsiye ediyoruz.”

GİDİLEMEZSE...
“Tatil hayallerinin suya düşmesi, neşesizlik, iş ortamında gerginlikler, aile içi kavgalar olarak belirtilerini gösteriyor. Bunlar tatilden bağımsız gibi görünse de bilinç altında hayal kırıklıkları yatıyor. Tatile gitmek şart, ancak ertelenmesi durumunda insanlar bunun bilincinde olmalı, hayal kırıklığına katlanabilmeliler.”

SONSUZ TATİL YOK
“Tatilin sona erdiği günlerde insanların başına olumsuz düşünceler üşüşür. Tatil dönüşü bunalımından uzaklaşmak, kişinin bu bilince sahip olmasıyla mümkün. Plânlar, tatilin başlayıp, biteceği düşüncesiyle yapılmalı, kişiler kendilerini bu duruma hazırlamalıdır.”