Geri git   Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri > Kişisel Gelişim Klubü > İş Dünyası ile İlgili Cd'ler > Zenginlik

Uyarılar

Zenginlik zenginlik dua, zenginlik dualar, zenginlik duasi, yeni zenginlik, tarihi zenginlik, zenginlik resimleri, kültür zenginlik, zenginlik, zenginlik suresi, sularimizdaki zenginlik, sularımızda zenginlik, zenginlik tercihtir, feng shui zenginlik, para ve zenginlik, zenginlik testi, varlık zenginlik, manevi zenginlik, maddi zenginlik, görsel zenginlik, kültürel zenginlik, kültürel zenginlik nedir, zenginlik sınırı, zenginlik oyunu, zenginlik zamanı, zenginlik oyunları, zenginlik sahibi, zenginlik istemek, zenginlik ve evlenme, zenginlik ayetleri, zenginlik ayeti, zenginlik dualari, zenginlik sureleri, zenginlik duaları, zenginlik süresi

batı nasıl zengin oldu

İş Dünyası ile İlgili Cd'ler ve Zenginlik batı nasıl zengin oldu Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Endüstrileşme Olgusu Dar anlamda endüstrileşme, mal üretiminde makine kullanma veya milli gelir içinde endüstri kesiminin payının belirli bir orana erişmesidir. Geniş anlamda endüstrileşme ise, Endüstri Devrimi ile birlikte oluşan ve ülkelerin ekonomik, sosyal, siyasal vs. alanlarda uğradıkları değişikliklerdir (İlkin, 1973:427). ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Zenginlik telkin cd indir izle İstanbul Zenginlik nerededir kimdir Zenginlik çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Zenginlik hipnoz Zenginlik olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Zenginlik hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Zenginlik kuantum düşünce kitap haberi

batı nasıl zengin oldu

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 12-07-2008, 12:24 AM   #1 (permalink)
Teğmen
 
Üyelik tarihi: Jul 2008
Mesajlar: 17
Tesekkür: 0
7 Mesajinıza toplam 28 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
kursad17 is an unknown quantity at this point
Standart batı nasıl zengin oldu

Endüstrileşme Olgusu
Dar anlamda endüstrileşme, mal üretiminde makine kullanma veya milli
gelir içinde endüstri kesiminin payının belirli bir orana erişmesidir. Geniş anlamda
endüstrileşme ise, Endüstri Devrimi ile birlikte oluşan ve ülkelerin ekonomik,
sosyal, siyasal vs. alanlarda uğradıkları değişikliklerdir (İlkin, 1973:427).
C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 4, Sayı 1, 2003
183
Bir anlamda gelişmiş ekonomilerin endüstrileşmiş ülkeler olması nedeniyle,
genellikle iktisadi gelişme ile endüstrileşme eşit anlamda kullanılmaktadır.
Terimi ilk kez kullanan Arnold Toynbee ' ye göre; Endüstri Devrimi, ilk defa
1750-1850 arasında İngiltere 'de gerçekleşmiştir. İngiltere' de başlayan
endüstrileşme hareketi zamanla diğer Batı 'lı ülkelere yayılmıştır. Rostow,
ekonomik gelişme safhalarıyla ilgili modelinde, Endüstri Devrimi’ni uzun bir
süreçten çok, Toynbee gibi âni ve hızlı bir değişme olarak izah eder. O' na göre;
Endüstri Devrimi, ekonominin "kalkışa geçtiği" merhaledir ve bu merhale iktisadi
gelişmenin en önemli safhasıdır (Güran, 1990: 115 Rostow, tarihsiz:51).
Endüstri Devrimi’ni hazırlayan iktisadi faktörler kısaca şunlardır:
Demografik değişim, Tarım Devrimi, ticaret devrimi, ulaşım alanındaki gelişmeler,
sermaye terakümü, endüstriyel teknolojideki gelişmeler ve mali piyasadaki
gelişmeler.
Demografik değişim
Nüfus artışının iktisadi gelişme ve endüstrileşmeye genel olarak iki yönde
etkisi olur. Nüfus artışı, ucuz ve gerekli iş gücünü sağlaması açısından
endüstrileşmeye olumlu yönde etkisi olur. Buna karşın nüfus artışı, milli gelir artış
hızından büyükse endüstrileşmeye olumsuz etkisi olur.
Batı endüstrileşme sürecinde nüfus artış hızının daha önce görülmedik
düzeyde yüksek olduğu gözlemlenmiştir. Bu bağlamda, endüstrileşme ile nüfus
artışı arasında pozitif korelasyon kurmak mümkündür (Türkdoğan, 1981: 145).
Avrupa 'da endüstrileşme süreçlerinin yaşandığı XVIII. ve XX. yüzyıllar arasındaki
nüfus tahminleri ve sayım sonuçları aşağıdaki gibidir.
Tablo 1. 1750-1939 Yılları Arasında Avrupa Nüfusu
Yıl Avrupa Nüfusu 1750-1939 Arası Nüfus Artışı
1800 188.000.000 -% 36
1850 266.000.000 -% 40
1900 401.000.000 -% 50
1939 540.000.000 -% 35 ( 39 yılda )
Kaynak: (Heaton,tarihsiz:2)
Muhtemelen 55 milyon Avrupalı’nın da göç ettikleri hesaba katılırsa,
Avrupa ' nın 1939 'da 1750 'dekinden dört kat fazla nüfusa sahip olduğu anlaşılır.
Ve, Avrupa’nın 1939 yılındaki nüfus miktarı dünya nüfusunun dörtte birini
oluşturmaktadır. Daha önce hiç görülmemiş bu artışın nedenleri tıbbi ve
TORUN
184
ekonomiktir. Çünkü, doğum oranlarında ya çok az artış vardır, ya da hiç yoktur.
Fakat, kamu ve özel sağlık alanındaki bir dizi iyileşme ölüm oranlarının
düşmesine yol açmıştır. Diğer yandan geçimlik imkânları da, yiyecek, giyim
barınak ve diğer ihtiyaç maddeleri cinsinden artışlar göstermiş ve sonuçta insan
ömrü nispeten uzamıştır. Ancak, tıbbi keşiflerin demografik değişim ve devrim
üzerinde etkili olup olmadığı kesin olarak ispatlanabilmişte değildir. Bir kısım tıp
tarihçileri XVIII. yüzyıldaki medikal teşhis ve tedavi keşiflerinin insan sağlığı,
bebek ölümleri, anne sağlığı ve salgın hastalıkları önleyebilecek bir seviyeye
ulaşmadığını iddia etmişlerdir (Heaton,tarihsizb:1-2)
Nüfus artışı ile gelişme arasında bir ilişki olmakla beraber; nüfusun tek
başına ve dominant bir belirleyici olduğu da ileri sürülemez. Weber ' e göre; nüfus,
Batı ' da XVIII. yüzyılın başından XIX. yüzyılın sonlarına kadar çok hızlı artmıştır.
Benzer eğilim, yaklaşık aynı oranda Çin ' de de yaşanmıştı. Nitekim, Çin nüfusu
aynı dönemde 60 - 70 milyondan 400 milyona çıkmıştı. Buna rağmen Çin 'de
kapitalizm gelişeceği yerde gerilemiştir. Gerçi, az nüfus yetersiz işgücü demek
olduğundan gelişmeyi sınırlandıran bir faktör olabilir; ancak, hiç bir zaman nüfus
artışı tek başına endüstrileşmeyi belirleyemez (Weber, 1961: 352).
Bir kısım düşünürlere göre; bazı Avrupa ülkelerinde, en hızlı nüfus artışı,
iktisadi gelişmenin gerçekleşmek üzere olduğu devirlere ve endüstri alanında
oldukça tecrübeli müteşebbis sınıfın bulunduğu zamanlara rastlar. Bu bakımdan
nüfus artışı ile iktisadi gelişme arasında pozitif ilişki, ancak tecrübeli
müteşebbislerin varlığına bağlıdır (Geniş bilgi için bkz. Berk vd., 1966: 25-29).
Batı iktisadi gelişme sürecinde, nüfusun yalnızca miktarı değil yapısı da
değişmiştir. Nitekim, kent nüfusu kır nüfusu aleyhine adeta patlama yapmıştır.
Fransız ihtilali sonucu yapılan liberalist toprak reformu ve köylülerin kurtarılması
kanunu, serfin efendi ve toprağa bağımlılığını ortadan kaldırmıştır. Malikanelerden
ayrılan serfler kentlere akın etmişlerdir. Nitekim, XIX. yüzyılda endüstri kentleri
yaklaşık altı - on kat artmıştır.
X. ve XII. yüzyıllarda Avrupa ' da kentlerin doğuşu Batı tarihinde ciddi bir
dönüm noktasını oluşturmuştu. Bu dönemde hem pek çok yeni kent doğmuş, hem
de mevcutları büyümüştü. Kentlerde ki hareketlilik, buralara gezginci tüccar ve
serbest meslek sahiplerinin yerleşmesi ile başlamıştı (Duran,1993:40; Braudel,
1991: 166-167). Max Weber 'e göre; kentlerin en önemli özeliği, insanlarda
hemşehrilik ve nesebi duygularına göre davranmayı değil, birleşik bir toplumsal ve
yasal topluluk olarak uyum içinde hareket edebilme yeteneğini geliştirmeleridir. Bu
kentler, dinsel ve görevli askerlerden değil kentsel topluluklardan oluşmaktaydı
(Turner, Tarihsiz: 135). Gerçi Orta Çağ 'da, ana ticaret merkezleri konumunda
olan, feodal kısıtlamalardan kurtulmuş bazı bağımsız kentler vardı. Bunlar;
Floransa, Venedik, Cenova, Kuzey Denizi ve Baltık bölgesinin Hanse kentleri' ydi.
Bu kentler, yapıları ve devamları açısından yalnızca Avrupa’ya özgüydüler. Max
Weber ' e göre; Batı dışında hiçbir yerde "Bölünmez bir topluluk anlamında
C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 4, Sayı 1, 2003
185
kentler" oluşmamıştı (Rosenberg ve Birdzell,1992: 78). Bunların en tipiği Hanse
kentleriydi.
Orta Çağ 'da kentlerin gelişimi, pazarların ve ticari ilişkilerin gelişmesini
sağlamıştır. Ticaretin gelişmesi zenginliği; zenginlik, kent hayatını iyileştirerek
cazipleştirmiş; hayat şartlarının iyileşmesi ise, kent nüfusunu artırmıştır (a.g.e., 99-
101).
Kentler, genellikle demir ve kömür madenlerinin çıkarılıp işlendiği
bölgelerde yoğunlaşmıştı. Avrupa 'da maden kuşağı alanlarından en önemli olanları
Ruhr vadisi, Saksonya ve Silezya 'dır. Avrupa 'da endüstrinin ağırlıkta olduğu
bölgeler (Endüstriyel Avrupa) in, tarımsal faaliyetin ağırlıkta olduğu bölgeler
(Tarımsal Avrupa) den en belirgin farkı kentleşmedir. En erken endüstrileşmiş
ülkelerde, örneğin Belçika ve İngiltere gibi ülkelerde, 1939 nüfusu ile mil kâreye
700 kişi düşmekteydi. Her nüfus sayımı artan bir yüzdenin kentlerde yaşadığını
göstermektedir. 1920 ' de kentsel nüfus Almanya ' da % 60 ' a ulaşmış ve İngiltere
ile Galler ' de % 80 ' i aşmıştı. Tarımla uğraşan nüfus toplam ücretli işçilerin 1 / 3 '
ü veya 1 / 4 ' ü oranına gerilemişti ve İngiltere ' de bu oran 1 / 10 ' un da altına
düşmüştü; buna karşılık maden ve imalât sektörlerinde çalışan nüfusun 2 / 5 ' ine
bazen de 1 / 5 ' e ulaşmaktaydı ve çok sayıda serbest meslek erbabı ve görevlisi
vardı. Öyle ki, XIX. yüzyılda endüstri kentleri yaklaşık 6 - 10 kat artmıştı (Heaton,
Tarihsiz: 3; Türkdoğan, 1981:145).
Kentleşmenin etkisi kendisini her alanda göstermiştir. XII. yüzyıldan XVI.
yüzyıla, merkezi monarşilerin bütünüyle ortaya çıkmasına kadar geçen sürede,
Avrupa kent devletleri gelişmekte olan merkantilist ticaretin ana merkezleri
olmuştu.
Kentlerin nitelik ve nicelik olarak çoğalması aynı zamanda geleneksellik ve
feodal kültürün yerine Burjuva değerlerinin ikame sürecini başlatmıştır. Bu süreç,
kentli burjuvalarla malikane senyörleri arasında önemli mücadelelere sahne
olmuştu. Sonunda burjuvalar, bazı kent vergilerini vererek senyörlerin kent
yönetimine kârışmamalarını sağlamışlardı. Böylece, kentin yönetimi, anayasası,
ticaret ve yargı hukuku burjuvaların denetimine geçmişti. Öte yandan kral ve
prensler, senyörlere ve kiliseye karşı burjuvaları desteklemişlerdi. (Kara
Avrupası’nda) Kurulan bu ittifakla, monarşiler daha da güçlenmiştir. Burjuvalar ile
krallar (monarşi) arasındaki ittifak, monarşilerin ortaya çıkmasından sonra da
merkantalist politikalarla sürmüştü.
Kentler, kendine özgü değerler sistemi geliştirmişlerdi. Onlar, malikane
değerler sistemini kabul etmiyorlardı. Yeni doğan sistemin genel olarak dünya
görüşü apayrıydı. Burjuvalar ekonomik, siyasal, bilimsel ve dinsel alanda yepyeni
gelişmelere imza atmışlardı. Bilimsel alanda pozitivizm, ekonomik alanda
kapitalizm, dinsel alanda laisizm ve kültürel alanda da liberalizm burjuvazinin
geliştirip, yaygınlaştırdığı kurumlardı.
TORUN
186
Sonuç olarak, yeni kentli sınıfının ortaya çıkmasıyla, yönetim tipinde, üretim
ve bölüşüm ilişkilerinde, toplumsal ilişkilerde, özetle ekonomik ve sosyal hayatın
tüm yönlerinde ciddi değişmeler gerçekleşmiş ve Endüstri Toplumu’nun temeli
atılmıştı (Duran, 1993:s. 41).
Ticaret Devrimi
Batı Avrupa iktisat tarihinde ticaretin gelişmesi ve öne çıkması olgusu
ideolojik bakımından “Merkantilizm”, iktisadi sistem bakımından “ticaret
kapitalizmi” terimleriyle ifade edilir. Merkantilizm, XV. yüzyıldan XVIII. yüzyıla
kadar varlığını sürdürmüştür.(Kazgan,1993: 43)
Merkantilizmin esasını "servet" mefhumu oluşturmaktadır. Merkantilistlere
göre; bir ülkenin zenginliği sahip olduğu değerli maden miktarıyla orantılıdır.
Bunun için, daha fazla değerli madene sahip olmak gerekir. Merkantilist
düşünürler, dış ticarette bir devletin diğer devletler aleyhine bir zenginliğine
kavuşabileceğine inanmışlar ve bu doğrultuda çeşitli görüş ve politikalar
geliştirmişlerdi. (a.g.e., 32) Batı Avrupa’ da, Merkantilist dönemde ticaret, ulaşım,
tarım, sanayi, metalürji, nüfus, kentleşme, mali ve teknoloji alanda kısaca
toplumsal ve ekonomik yaşamın her alanında canlanma başlamıştı. Bu bağlamda,
Batı iktisadi gelişmesinin bir açıdan merkantilist dönemde doğduğu söylenebilir.
(Talas,1972:25)
Merkantilizm yörelere göre değişik muhtevalar kazanmıştır. Merkantilizmin
sistem ve uygulama yönünden en iyi gelişme gösterdiği ülke İngiltere 'dir. İngiliz
Merkantilizm’ine "ticari Merkantilizm" adının verilmesinin nedeni, İngiliz
merkantilist düşünürlerin daha ziyade ticari fikirlere iltifat etmeleri, zenginliği dış
ticaretinin gelişmesinde görmeleridir. İngilizler bilhassa "ticaret", "gemicilik",
"kredi" ve "para" konularında önemli gelişme kaydetmelerdi
(Zeytinoğlu,1993:119-122).
Avrupa ' da, uzun mesafeli ticaretten elde edilen kârlar ve Merkantilizmin
sömürgeci politikalarıyla sağlanan kazançlar büyük miktarda kapital birikimini
mümkün kılmıştı (burjuvanın dış sömürüsü). Artan para stoku, Avrupa
piyasalarında mal ve hizmetlere karşı büyük bir talep patlamasına neden olmuştu.
Artan talep ise, piyasanın reel - nominal akış dengesini bozarak fiyat ihtilaline yol
açmıştı. Yükselen fiyatlar, arzı esnek ürünlerin üretiminde olumlu etki yaparken;
esnekliği düşük malların üretimine olumsuz etkide bulunarak enflasyona sebep
olmuştu. Neticede, enflasyondan kaynaklanan artı değer, kapitalistin kasasına
girerek sermaye birikimini daha da artırmıştı (burjuvanın iç sömürüsü)
(Duran,1993: 51).
Zirai Değişim
Fransız ihtilali sonrası malikane sisteminin çözülmesiyle "açık tarla"
sisteminden "çitleme" sistemine geçildi. Bu süreçte, senyörlerin bir kısmı iflas edip
şatolarına çekilmiş (genelde Fransa ' da), diğer kısmı ise (Hollanda ve İngiltere 'de)
köylülerin tarla, mera ve çayırlarını da ilave ettikleri rezerv topraklarının etrafını
çitlerle çevirerek yeni şartlara ayak uydurmuşlardı. İkinci durumdaki senyörler,
eski konumlarının aksine piyasaya mal sağlayan birer girişimci olmuşlardı.
Neticede, senyörlerin bu dönüşümü iktisadi gelişme ve endüstrileşme sürecine
önemli katkıda bulunmuştu. Nitekim, Japon iktisadi gelişmesini Japon
senyörlerinin zamanla birer girişimci olmalarına ve kalkınmanın da öncülüğünü
üstlenmelerine bağlayan görüşlere sıkça rastlanmaktadır.
TORUN
188
Tarımdaki değişmelerin bir diğer şekli, burjuvaların toprak satın almasıdır.
Ayrıca burjuvalar, bataklıkları kanallar açmak suretiyle kurutup yeni topraklar
açmışlardı. Elde ettikleri bu arazilerde, gerek besihaneler yaparak gerekse ticari
ürünlerde uzmanlaşarak tarımsal gelişmede de öncülük etmişlerdi.
Daha önce nadasa bırakılan toprakların rotasyon sistemleriyle bir taraftan
verimliliği artırılmış, diğer taraftan da ürün çeşidi geliştirilmişti. XVII. yüzyılın
ikinci yarısında bütün bu teknikler Hollanda 'dan İngiltere 'ye aktarılmıştır.
Tarımdaki gelişmeler giderek, bilimsel temele dayanmış, geleneksel sistem terk
edilmişti (Duran,1993:53). Tarımdaki gelişmeleri önceleyerek ideolojisini
kurgulayan bir akım olarak Fizyokratizm ortaya çıkmıştı.
Fizyokrasi tarımı ihmal eden Merkantilizme karşı bir tepki olarak ortaya
çıkmıştır. Merkatilizm, ticari kapitalizmin ve yeni gelişen mutlak monarşilerin
iktisadi düşünce sistemini yansıtmaktaydı. Fizyokrasi ise girişimci çiftçiyi, büyük
ölçekte üretim yapacak tarımsal üreticiyi ön plana çıkarmak isteyen bir
öğretiydi.(Kazgan, 1993:56) Bu dönemde tarımsal alanda önemli yenilik ve
değişiklikler gerçekleşmişti.
"Jehtro Tull" isimli avukat bir İngiliz çiftçisi, "iz suretiyle derin tarla
sürmeyi" ve "makine ile ekin yapmanın faydalarını açıklarken" "Robert Bakewell"
isimli biri ise "hayvanların suni yemlerle beslenmesi usulünü" keşfetti ki bu buluş
az zamanda ortalama hayvan ağırlığının iki misline çıkmasına neden oldu. Kapalı
hendeklerle ve "drenaj" usulü ile tarla sulama şeklini de ilk olarak yine bir İngiliz
olan "Bligh" bulmuştu. Böylelikle XVII. yüzyıl sonlarına doğru tarım artık ticaret
ve endüstri gibi yüksek kazanç sağlayan bir sektör haline gelmişti
(Zeytinoğlu,1993:129-133). Bu gelişmelerden sonra tarımdan elde edilecek artı
ürün endüstrileşmenin atılım yapmasının temel sebeplerden birisini oluşturmuştu.
Nitekim Rostow’ a göre; başarılı bir “kalkış” için tarımdaki olumlu değişmeler
şarttır. (Rostow,tarihsiz:8)
Sonuçta, tarımdaki gelişmeler aşağıdaki gibi sıralanabilir:
1) Çiftçilerin ortak olarak yararlandığı, büyük ölçekli bütünleşmiş işletme
ziraatı gelişmiştir.
2) Bitkisel üretimin, işlenmeyen topraklara, meralara ve koruluklara kadar
uzamış ve hayvan besiciliği yaygınlaşmıştı.
3) Kendi kendine yeterli köylü çiftçiler, yerini kendisini milli ve global
ekonomiye bağımlı hisseden, büyük ölçekli çiftçilere bırakmıştır.
4) Zirai verimlilik artmış, zirai üretimde tam gün istihdam usulüne geçilmiş
ve makineler bu sektörde kullanılmaya başlanmıştır.
C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 4, Sayı 1, 2003
189
5) Toprak hukuku ile ilgili olarak arazi çevirme yasası, yeni mülkiyet
ilişkileri getirmiştir. Çitleme ve yeni toprak yasası ile köylüler serflikten
kurtulmuştur. Serbest kalan köylüler kente göç ederek kentlerin nüfusunu artırmış
ve endüstriyel işgücü piyasasını münbit hale getirmiştir.
6) Müteşebbis davranışları değişmiştir. Tarım ürünlerinin pazarlama imkanı
artmıştır. Kitlesel talep eğilimleri sırf iktisadi bir müteşebbis zihniyeti meydana
getirmiştir. Uzun vadeli üretim planları, yerel olmayan, milli ve global kitlesel
üretim, böyle bir zihniyetin ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Sürekli çalışan bir
topraksız çiftçi ve profesyonel tarım işçisini istihdam edecek bir üst tarım üretim
sınıfı ortaya çıkmıştır. Daha önce geleneksel usullerin yerini bilimsel normlar ve
yöntemler almıştır.
7) Artan ve şehir merkezlerinde temerküz eden nüfusu besleyen bir tarım
sistemi gelişmiştir.
8) Artan nüfus ve gelişen tarım sistemi İngiliz endüstri mallarına yüksek
alımgücü yaratmıştır.
9) Gelişmiş tarım, savaş döneminde endüstrileşmeyi finanse etmiştir.
10) Tarımsal devrim, endüstride istihdam edilebilecek bir nüfusu serbest
bırakmıştır.
Endüstriyel Teknolojideki Gelişmeler
Avrupa, XV. yüzyılın sonlarında teknoloji alanında klâsik dünyayı geride
bırakmış ve kendi medeniyetinin özel simgesi olan mekanik yaratıcılığını ortaya
koymağa başlamıştı. Batı ' daki teknolojik gelişmenin özgün niteliği teknolojinin
mekanik yönüne verilen önemdi (Güran, 1990:57; Braudel, 1991: 112).
Endüstriyel teknolojideki değişmeler madencilik, metalürji ve tekstil
üretimini büyük ölçüde değiştirdi. İmalâtın motoru olan kömür üretimi artıp ve kok
kömürünün kullanılması ile demir daha ucuz elde edilmeye başlandı. Mekanik
teknolojide su gücü yerine buhar gücünden yararlanılması, hem üretim
maliyetlerini düşürmüş hem de üretimin miktarını özellikle de tekstil üretimini
arttırmıştı (Ergin,1973:496)
Teknoloji, iddia edildiği gibi sırf burjuvanın istekleri ve çıkarı için ortaya
çıkmış değildir. Bilakis, teknoloji rasyonalizmin teknik alandaki izdüşümüdür.
Mekanik teknoloji bilimin tekniğe uygulanmasıyla yalnızca Batı 'da
gerçekleşmiştir. Teknik alandaki rasyonellik temelde, teknik olarak karar verme
birimlerinin hesaplanabilirliğine bağlıdır. Yani rasyonellik, Batı biliminin
özelliklerine; matematiğe ve deneysel bilimlere bağlıdır (Weber,1985:21).
XVII. yüzyıl boyunca Hollanda endüstrileşmede öncü durumunday3dı.
XVIII. yüzyılda ise İngiltere öne geçmiştir. Başta İngiltere olmak üzere, Avrupa
TORUN
190
'nın hızla endüstrileşmesine neden olan teknolojik yenilikler tekstil, metalürji
(madencilik-maden işleme) ve makine endüstrisinde meydana gelmeşti
(Zeytinoğlu,1993:148). Weber ' e göre; teknolojinin gelişmesi, İngiltere
kapitalizminin evrim aşamaları izlenerek takip edilebilir.
İlk gerçek fabrika 1719 'da Derby 'in yakınlarında kurulan ipek fabrikasıdır.
Yine 1739 yılında yün fabrikası kurulmuştur. Patent esasına göre kurulan bu
fabrikada su gücüyle yüzlerce bobin çalışmakta ve yün eğirmekteydi. Bu
fa9brikaları, yarı keten üretimi yapan fabrikaların kuruluşu izledi. Sonra, sistematik
olarak gelişme gösteren çömlekçilik endüstrinde fabrikasyona geçildi. Bu dalda
yine su gücü kullanılıyor, iş gücü, hammadde, işveren ve diğer kaynaklar belli bir
çatı altında toplanarak faaliyet gösteriyordu. Son olarak, XVIII. yüzyılın başlarında
kağıt üretiminde fabrikasyona gidildi (Weber, 1961:302 – 303).
Üretimin mekanizasyon ve rasyonalizasyonundaki zafer pamuk bezi
üretimiyle gerçekleşmiştir. Bu endüstri dalı, XVII. yüzyılda kâra Avrupa’ sından
İngiltere ' ye transfer olmuş; ancak, İngiltere 'de eski üreticilerin engellemeleri
yüzünden yayılıp gelişmesi zaman almıştı. Bunun yanısıra teknolojik yetersizlikler
de üretim artışına engel olmuştu. Ancak, 1769 ' dan sonra millerdeki teknolojik
iyileştirmelerle üretim miktarında önemli ölçüde artışlar sağlandı. Bu gelişme
Cartwrigth ' ın yeni bir makine icat etmesiyle iyice hızlandı. Bu makinede, ilk defa
bilimle teknoloji bir araya gelmişti. Ancak, bütün bu ilerlemelere rağmen iktisadi
gelişmenin tamamlandığı söylenemezdi. Çünkü, Endüstri Toplumu asıl, kömür ve
demirle doğmuştu (a.g.e.,s.303). Demir ve kömür olmaksızın hiçbir ülke yeni tip
endüstriyalizmi tam anlamıyla geliştiremezdi (Heaton, tarihsiz: 3 - 4 ve 17).
Aslında kömür, Orta Çağ ' da tüketim amacıyla kullanılmaktaydı. Fakat,
XVIII. yüzyıla kadar demirin eritilmesi ve işlenmesinde mangal kömürü
kullanılmaktaydı. Demirin endüstri de kullanılması, XV. yüzyılda, top namlusu
yapımında demir delgi aletinin geliştirilmesiyle başladı. Bunları, 1784 ' te
geliştirilen mekanik yuvarlama tekniği izledi. Madencilik alanında esaslı gelişme
ise buhar gücünün kullanılmasıyla ortaya çıkacaktır.
Bütün bu gelişmeler üç önemli sonucun ortaya çıkmasına neden olmuştu.
Bunlardan ilki; demir ve kömür madenlerinin çıkarılıp işlenmesinde, teknoloji ve
verimliliğin geliştirilmesinde organik maddelerin sınırlayıcılığından azade
olunmuştu. Bu şekilde, endüstri hayvan gücü ve fabrika büyüklüğüne bağımlı
olmaktan kurtulmuştu. İkincisi; buhar gücünün kullanılması ve üretimin mekanize
bir yapıya kavuşması sonucunda üretimin insan gücüne olan ihtiyacı azalmıştır.
Sonuncusu ise; mal üretiminin bilimle birleşmesiyle geleneklerden doğan tüm
engeller ortadan kalkmış serbest aklın egemenliğine girilmiş olmasıdır (Weber,
1961:304 – 307).
C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 4, Sayı 1, 2003
191
Ulaşım Alanındaki Gelişmeler
Batı Avrupa’da, endüstrileşme sürecinde önce nehir taşımacılığı, sonra
demiryolu taşımacılığı ve en son olarak deniz taşımacılığı gelişmiştir. Elverişli hale
gelinceye kadar kara yolları ile ulaşım güç, pahalı ve rizikoluydu. Bu sebeple,
ulaşımda "nehirlerden" yararlanmak zorunlu hale gelmişti. Ulaşıma elverişli nehir
ve kıyılar, tüccarların daha kolay ve ekonomik şartlarda hammadde temin
etmelerini ve ürün pazarlamalarını mümkün kılmıştı. Bu şekilde, nehirleri ve
kıyıları taşımacılığa elverişli olan ülkelerin kalkınmaları daha kolay olmuştur.
Nitekim, ulaşımdan en fazla istifade eden ülke İngiltere’dir.
Özellikle XVII. yüzyılda, ticaretin uluslararası bir nitelik kazanmasıyla su
yolları daha büyük önem kazanmıştı. Bu doğrultuda, nehirler ıslah edilmeğe, suni
ırmaklar açılmaya ve nehirleri denizlere birleştiren "kanallar" inşa edilmeye
başlandı. Bu faaliyetlerde İngiltere başı çekiyordu. Nitekim İngiltere, XVIII.
yüzyılın ikinci yarısında, mükemmel bir suni ırmak şebekesine sahip olmuştu.
Nehir taşımacılığındaki bu gelişmeler demiryolu ve karayolu taşımacılığını da
olumlu etkilemiştir (Zeytinoğlu, 1993:141-143).
XV. ve XVI. yüzyıllarda keşfedilen yeni denizyolları ve yapılan büyük
coğrafi keşifler, dünyanın yoğun ticaret merkezlerini, Akdeniz 'den Atlas
Okyanusu 'na; İngiltere, Portekiz ve İspanya kıyılarına kaydırmıştı. Bu aynı
zamanda Doğu ' nun, Batı ' ya karşı ticaret üstünlüğünü kaybettiği dönemi de ifade
eder (Ülgener,1973:496). Ancak, deniz ulaşımı, buhar makinesinin gemilere
tatbikiyle büyük bir aşama göstermiştir. Buhar makinesinin gemilerde
kullanılmasına kadar deniz ulaşımı yelkenli gemilerle yapılmaktaydı. XV. yüzyıla
kadar gemiler, sadece kıyıları takip etmek suretiyle limanlara ulaşmaktaydı.
"Pusula" ve "sekstan" aletinin bulunmasıyla büyük denizlere açılmak ve limanlara
daha çabuk ulaşabilmek mümkün olmuştu. Bu durum deniz ulaşımının birdenbire
önem kazanmasına neden olmuştu. Çünkü, gemilerle, hem karayolu ve nehirlerle
taşınan malların yüzlerce ve hatta binlerce fazlasını aynı zamanda ve çok daha
ucuza taşıyabilmek mümkün olmuş, hem de ulaşılmaz zannedilen yeni topraklara
ulaşılmıştır. Böylelikle, iktisadi hayat pek büyük bir gelişmeye konu olabilmiştir.
Buhar makinesini su taşımacılığına ilk uygulayan ve ilk defa buhar
gemilerinin yürütülebileceğini gösteren kişi Robert Flton isimli bir Amerikalı
olmuştur. Buharlı bir gemi, Atlas Okyanusunu ilk defa 1819 yılında aşmıştı.
Buharla işleyen ilk gemiler aynı zamanda yelkenlere de sahip bulunmaktaydı.
Gemilerin, yalnızca buhar gücüyle çalışması ve okyanusları aşması ise 1838
yılında nasip olmuştu. 1860 yılından sonra gemi inşaatında kereste yerine demir,
tekerlek yerine de uskurlu motor kullanılmağa başlandı. Zamanla da, demirin
yerini çelik aldı.
TORUN
192
Buharlı gemilerin uzun bir yola çıkabilmek için karşılaştıkları en önemli
sorun, yakıt amacıyla taşımak zorunda oldukları kömürün çokluğuydu. Yakıt için
taşınan kömür, yük ve yolcu miktarını kısıtladığından veya başlıca yollar üzerinde
kömür depoları yapılmak zorunda kalındığından navlunlar daima yüksek
tutuluyordu. Ancak 1897 yılında, kömür tüketimini % 60 oranında düşüren
"compound makinesi" nin bunmasıyla deniz ulaştırmacılığı daha hızlı bir ivme
kazanmıştı (Zeytinoğlu, 1993:143-144). Bu şekilde, Avrupa ' da uzun mesafeli
ticaretten elde edilen kârlar ve merkantilist politikalarla sağlanan kazançlarla büyük
miktarda kapital biriktirilmişti (burjuvanın dış sömürüsü) (Türkdoğan,1981:62).
Yeniçağda, ulaşım faaliyetleri içinde, en son ortaya çıkan faaliyet şekli
demiryolları ulaşımındaki gelişmelerdir. Buharlı lokomotif, XIX. yüzyılda,
endüstrileşmenin yalnız sembolü değil, aynı zamanda onun en önemli aracıydı.
Demiryollarından önce yetersiz taşıma imkanları endüstrileşmenin ana engelini
teşkil ediyordu. Demiryolları ucuz, hızlı ve güvenilir bir taşıma imkanı sağlamakla
kalmadı; demir, kömür, kereste, tuğla ve makinelere yarattığı taleple bunları
sağlayan endüstrilere önemli bir teşvik unsuru oldu (Gürün,1990:124). Nitekim,
kanalların yapımının ve uluslararası deniz taşımacılık imtiyazının bir kaç özel şirkete
verilmesi çağdaş anlamda özel büyük şirketlerin ortaya çıkmasına da örnek olmuştu.

Sermaye Terakümü ve Sermaye Hareketleri
Sermaye teşekkülü büyük oranda Amerikan altın ve gümüşlerinin Avrupa'ya
transferi yoluyla gerçekleşmişti. İspanya 1500-1600 yılları arasında Amerika’ dan
akıl almaz ölçüde altın ve gümüş taşımıştı. Bu dönemde, Avrupa’ daki para
stokunun sürekli genişlemesi, mal ve hizmetlere olan talebi adeta patlatmıştı. Talep
patlaması ise fiyat ihtilaline sebep olmuştu.
Fiyat ihtilalinin iki genel sonucundan bahsedilebilir. Birincisi, para arzının
genişlemesi oranında ürün arzının artmamasıyla ortaya çıkan enflasyon periferideki
ülkelerin nakdi akım-reel akım dengelerinin altüst olmasıdır. Osmanlı’ daki
dengelerin bozulması da Batı'da ortaya çıkan bu parasal şoklarla ilgiliydi. İkincisi
ise; işçi ücretlerinin malların fiyat artışından düşük kalması sonucu ortaya çıkan
farkın (artık değer) işverenin hesabında toplanmasıdır. Bekleneceği gibi bu süreç,
sermaye artışını hızlandırmıştır (Burjuvanın iç sömürüsü). Sermaye artışını
sağlayan diğer bir faktör, genellikle Afrika ülkelerinde gerçekleştirilen köle ticareti
yoluyla olmuştur. İlk dönemlerde, silah zoruyla gerçekleştirilen bu ticaret, daha
sonraları yerli işbirlikçiler yoluyla gerçekleştirilmişti. XVI-XIX. yy' lar arasında
yaklaşık 150 milyon Afrika insanı köle ticaretine konu olmuştu. Bu yolla
burjuvazi, astronomik karlar sağlamış, servetine servet katmıştı (Burjuvazinin dış
sömürüsü) (Duran,1993:51). Nitekim Marksistler, Batı iktisadi gelişmesini bu
şekilde bir sömürüye indirgemektedirler.
Sombart'a göre; Avrupa’ya getirilen büyük miktardaki kıymetli madenler
(mal-para) müteşebbislerin elinde yoğunlaşarak yatırımlara yönlendirildi. Gelişme de bu yolla uyarılmıştı. Fakat, sadece kıymetli maden arzındaki artış kapitalizmi
belirleyen bir unsur olamaz. Bunun en güzel örneği Hindistan ' dır. Meselâ;
Hindistan 'a Roma döneminde mal ihracı karşılığında yılda yaklaşık 25 milyon
Sesterti girerken bundan ekonomi belli ölçüde ticarileşerek etkilenmişti. Ülkeye
giren bol miktarda kıymetli maden, yatırımcıların eline geçip piyasada para
dolaşımını hızlandıracağı yerde Raja ' ların eline geçerek piyasadan çekilmişti.
(Weber,1961:353) Bu örneğe, İspanya ve Portekiz’i de ilave edebiliriz.
Amerika ' nın keşfinden sonra Batı ' ya transfer edilen altın ve gümüşler ilk
olarak İspanya ' ya girmiş ve genellikle askeri amaçlarda kullanılmıştı. İspanya’ ya
giren olağanüstü değerli madene rağmen endüstrileşme ve modern gelişme
kalkınma ortaya çıkmamıştır. Binaenaleyh, kıymetli maden miktarındaki artış,
modern endüstriyalizmin oluşmasında tek başına belirleyici unsur değil (a.g.e),
tamamlayıcı bir unsur olabilir.
Piyasaların Serbestliği
Piyasaların serbestliği, piyasalarda, ticareti engelleyici rasyonel olmayan tüm
sınırlamaların ortadan kalkması demektir.
Serbest piyasaların egemen olduğu yerlerde özel mülkiyet herhangi bir
şekilde sınırlanamaz; teşebbüs fırsatı belli bir zümre ve kişilere münhasır kılınamaz ve
fiyatlar devletin müdahalesi olmadan arz ve talep tarafından belirlenir. Piyasaların
serbestliği, ekonomik hayatın ticarileştiği piyasalarda bir anlam ifade eder.
Ticarileşme, değerli kâğıdın ortaya çıkması, spekülasyonun rasyonelleşmesi
ve borsanın ortaya çıkması sürecine denir (Weber,1985:19). Borç para ve kredi
daha önceleri savaş ve darlık dönemlerinde spekülasyon amacıyla mevcuttu. Fakat,
bu yapıların rasyonelleşmesi modern zamanlarda olmuştur.
Sonuç
Dar anlamda Endüstri Toplumu, ekonomisi endüstriye dayalı toplum
biçimidir. Kendine özgü sosyal, ekonomik ve siyasal özellikleri olan Endüstri
Toplumu’nun en önemli karakteristik özelliği ekonomisinin (tarıma değil)
endüstriye dayalı olmasıdır.
Endüstri Devrimi insanlık tarihinin şahit olduğu iki köklü değişimden
birisidir. Bu devrim, tarıma dayalı geleneksel toplum yapısını oluşturan temel
öğelerde köklü değişikliklere yol açmıştır. Aslında endüstrileşme, Endüstri
Toplumu olma sürecinde yalnızca kısa bir kesiti ifade eder. Ancak bu sürecin en
kritik kesiti, endüstrileşmedir.
Geleneksel toplum biçiminin temel karakteri “ziraat” iken, Endüstri Toplum
biçiminin temel karakteri “endüstri”dir. Günümüzde “Enformasyon Devrimi” ve
bu devrimden mütevellit “Enformasyon Toplumu” ndan bahsedilmektedir. Oysa,
“Enformasyon Devrimi”, yeni bir devrim değil, Endüstri Devrimi’nin ileri bir

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

kursad17 isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-07-2008, 12:34 AM   #2 (permalink)
Binbaşı
 
bigci - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: May 2008
Bulunduğu yer: cenneti cehennem yapan yerden sensizlikden
Mesajlar: 1,477
Tesekkür: 13
219 Mesajinıza toplam 634 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
bigci is an unknown quantity at this point
Standart Ynt: batı nasıl zengin oldu

paylasım icin tsk ederim gercekden hazmedemiyorum bazı seyleri pc dunyasından ufak örnekler veriyim
travian isteyen arkadaslar girsin bi kontrol etsin www.travian.com.tr
bu oyunda zoruma giden seyler var romalılar galyalılar cermenlerle aynı yıl yasayan ve romalıları dogal olarak balkanları kahinattan silmeyi papanın yalvarmasıyla durduran onlara acıyan hun imparatorlugunu o oyuna almamıslar almayı bırak ufak bi yeri dahi yok oyunda
bir cok oyunda bunu örnek gösteriyo nasıl bu kadar dünya da en üst seviyeye cıkdılar her genç batı hayaliyle yasıyo holwody vb seylerle aslında biz onlardan daha zenginiz bizdeki vatan millet sevgisinin acaba %10 u conilerde varmı ?
__________________
hayatta asla pisman olmadım asla bir olay karsısında gözlerimi kırpmadım ÇÜNKÜ ben hep yalnız kazandım...!!
bigci isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


batı nasıl zengin oldu

İş Dünyası ile İlgili Cd'ler ve Zenginlik batı nasıl zengin oldu Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Endüstrileşme Olgusu Dar anlamda endüstrileşme, mal üretiminde makine kullanma veya milli gelir içinde endüstri kesiminin payının belirli bir orana erişmesidir. Geniş anlamda endüstrileşme ise, Endüstri Devrimi ile birlikte oluşan ve ülkelerin ekonomik, sosyal, siyasal vs. alanlarda uğradıkları değişikliklerdir (İlkin, 1973:427). ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Zenginlik telkin cd indir izle İstanbul Zenginlik nerededir kimdir Zenginlik çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Zenginlik hipnoz Zenginlik olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Zenginlik hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Zenginlik kuantum düşünce kitap haberi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 03:56 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.