![]() |
PARA “Parayı seviyorum, hayatı sevdiğim gibi. Özgürlüğü, gücü ve bolluğu seviyorum.” Para, insanlara ve kendime duyduğum sevgi ve saygıyla, en iyi yaptığımı yaparken yarattığım farkın karşılığıdır. İşimle, bilgimle, yeteneğimle insanlara yaptığım katkının en güzel karşılığı. Para bütün bunları hissettiğimde bana gelir. Ve bütün bunları hissetmek sadece benim elimdedir. Hayatı bütün sadeliği ve muhteşemliğiyle yaşamak için. İnsanca yapacağım her iş için. Eğlence, dinlence, yardım ve günlük ihtiyaçlarımı en iyi şekilde karşılamak için. İşlerimi geliştirmek ve tasarılarımı gerçekleştirmek için para en değerli araçtır. Onu seviyorum. Hayatı, kendimi, insanları, çalışmayı, düşünüp üretmeyi sevdiğim gibi. Yaptığım işten bolca para kazanıyorum. İşimi bütün kalbimle, ruhumla, aklımla yapıyorum. Ve ben işimi çok iyi yapıyorum, büyük bir keyif ve dikkatle. İbadet eder gibi. Ve karşılığında bolca parayı kendime çekiyorum. Yaptığım işi, bulunduğum anı ve karşıma çıkan insanı seviyorum. Ve bütün bunlara değer veriyorum. Değerli olduklarını bilerek. Ve değer üretiyorum. Ve para kazanıyorum. Bolca ve bereketli paralar. Elimdeki her bir lira on lira gibi değerleniyor. Ve bin lira on bin gibi. Asla haksızlık yapmadan keyifle kazanıyorum ve sevinçle harcıyorum. Para sevgidir ve ben parayı seviyorum. Paramı çok dikkatli harcıyorum. Hesap ederek, gereksiz harcamalar yapmadan, gösterişe ve aşırılığa kaçmadan. Mutlu olmak, mutlu etmek için. İnsanca yaşamak için. Para harcarken hep Tanrı’ya teşekkür ediyorum. Kazandığım paradan mutlaka ihtiyaçta olanlara, belli miktarda gizlice veriyorum. Çünkü biliyorum ki bu, onların hakkı. Hiç tanımamış olsam da. Bana yardım etmemiş olsalar ve yardımları dokunmayacak olsa bile. Bilirim ki, ben karşılığını almayı düşünmeden kendimdeki İyiyi vermeyi bildiğimde, hayat da bana hep en iyiyi verir. Bu, hayatın döngüsüdür. Bu, hayatın alma ve verme döngüsüdür ve ben vererek, bu döngüye katılmış olurum. Zaten ben asla yoklukta olamam. Çünkü benim varlığım, bütün varlıkların temelinin bulunduğu yerdedir her zaman. Çünkü Tanrı benim rızkıma kefil olmuştur. Bu O’nun sözüdür. Ve ben ona güvenirim. Bolca kazandığım paranın bir kısmını biriktirir, bir kısmını verir, bir kısmını yatırıma dönüştürür ve bir kısmını da neşeyle harcarım. Parayı severim, hayatı sevdiğim gibi. O bana hep akar gelir. Bir ırmak gibi bolluk ve bereket seli. Emeğimin karşılığını mutlaka alırım. Emeğim kutsaldır ve karşılığı da. Kimsenin benim emeğimi çalmasına izin vermem. Bu, öncelikle onların iyiliği içindir. Böylece onların haksızlık yükünü sırtlarına vurmamış olurum. İhtiyaçta ve zorda olanlara kendiliğimden sevgiyle veririm. Zenginlik ve bolluk, hayatımın her anı için en büyük gerçektir. Zenginlik hayatın gerçeğidir. Her zaman yaptığım şeyi daha iyi yapmak için, daha çok öğrenmek ve hizmet etmek için yeni yollar, çareler ve buluşlar yaparım. Keyifle ve neşeyle çalışırım. Çalışmak benim en büyük eğlencemdir. Hayatıma her an bolca para akar ve ben bu parayı sadelik ve sükûnetle kullanırım. Ve sonra başkalarının da bolluk bilincine ulaşmaları için çaba gösteririm. Biz topluca bolluk ve bereket içinde ve sadelikten ayrılmadan sükûnetle yaşadığımızda, Tanrı’nın muradı yerine gelmiş olur. Çünkü Tanrı bütün hazineleri yaratandır ve bizim onlardan faydalanmamızı ister. Para sevgidir ve ben hayatı seviyorum. |
DİKKAT VE HAFIZA “Belleğim sonsuz, dikkatim keskindir.” Gördüğüm, okuduğum ve dinlediğim her şey sonsuz belleğimde depolanır. İstediğimde bunları birer birer hatırlarım. Bilinçaltımın sonsuz saklama gücü, bütün bilgileri kaydetmek yeteneğine sahiptir. Saniyede milyonlarca veriyi yükler bilinçaltım. Ben de bunları ihtiyaç duydukça hatırlarım. Sesleri, renkleri, sözcükleri, onların anlamlarını ve diğer milyonlarca detayı. Hatırlarım açık ve berrak bir biçimde hatırlamak istediğim her şeyi. Bildiğim ve öğrendiğim şeyler düzgün, ilişkili ve anlamlı bir biçimde saklanırlar. Bilinçaltımda, her şeyi bir başka şeyle ilişkilendirdiğim hatırlama çivileri vardır. Biri diğerini hatırlatır bana, o da diğer bir başkasını. Hatırlarım açık ve berrak bir biçimde. Bir şeye baktığımda bütün renkleri en ince detayına kadar fark edebilirim. Ve bütün sesleri en ince ayrıntısına kadar. Baktığım şeye bütün varlığımla bakarım. Yaptığım şeyi bütün varlığımla yaparım. Her anımı ibadet eder gibi yaşarım. Ben dinlenirken, uyurken, günlük işlerimi yaparken bilinçaltımdaki bilgiler işleniyor olurlar en mükemmel bir şekilde ve kendiliğinden. Onlar üzerinde düşünmediğim zaman bile aslında düşünmüş olurum. Eğlenmeye ve dinlenmeye zaman ayırırım. Yaptığım işi keyif ve neşeyle yaparım. O zaman zihnim tamamen açılır. Bütün kapasitesiyle ortaya çıkar. Öğrendiklerimi içselleştirmek için başka şeyler yaparım. Keyifli şeyler. Bir süre sonra dönüp-baktığımda, gerçekten öğrenmiş olduğumu fark ederim. Çok şeyi öğrenirim. Bazı şeyleri iyi yapmak için. Bu yüzden ihtiyacım olanları hatırlarım kolayca. Diğerlerini ise, her an hatırlamam gerekmez. Sadece yapabildiğimi en iyi şekilde yaparken, başka bir şey için kaygı duymadığımdan, yaşadığım ana odaklamak benim için çok kolay olur. Öğrenmek, anlamak, bilmek ve hatırlamak ve sonra bunları hayatımda daha çok başarı ve mutluluk ve de hizmet için kullanmak bana müthiş bir keyif verir. Bir şeyi öğrenirken gevşek, neşeli ve rahat olmam zihnimi açar ve genişletir. Tüm kapasitesiyle kullanıma hazır hale getirir. Hatırlarım açık ve berrak bir biçimde hatırlamak istediğim her şeyi. |
sanemce bu konuyu burada paylaştığın için çok teşekkürler.. Gerçekten hergün okunması gereken harika olumlamalar. http://img22.imageshack.us/img22/2358/tesekkurpb5.jpg |
canımm ben teşekkür ederim okuduğunuz ve de beğendiğiniz için. kiss3 Alıntı:
|
SEVGİ “Sevgiyi öğrenmek için buradayım. Ve bu, hayatımın en keyifli ve en zarif işidir.” Sevmek benim dinimdir. Sevmek, kendim olmanın en geniş ifadesidir. Ve sevmek, olmak zorunda olduğum şeydir. Çünkü ben sevgiyim. Kendime tüm kaynaklarımı kullanmak için izin verdiğimde ve bunları ortaya çıkarmaya çalıştığımda, sevdiğimi bilirim. Gözlerime baktığımda, orada Yaratan’ı görürken sevdiğimi bilirim. Ve başka insanların gözlerinde aynı şekilde. İnsanların günlük dünyasal kimliklerinin ötesinde Tanrısal bir benliğe sahip olduklarını biliyorum. Başka insanların seçimlerine saygı duyduğumda sevdiğimi bilirim. Onların yanlış yapma hakkına sahip olduklarını bildiğimde ve herkesin kendi özel tekâmülü yolunda ilerlediğini bildiğimde sevdiğimi bilirim. Kendime özen gösterdiğimde, ne kadar özel ve biricik olduğumu hissettiğimde sevdiğimi bilirim. Değişmek için ve gelişmek için çaba gösterdiğimde. Asla umutsuzluğa kapılmadan hep iyiyi beklediğimde ve en iyiyi gerçekleştirdiğimde, kendi eylemlerimin ve düşüncelerimin sorumluluğunu aldığımda sevdiğimi bilirim. Hayatımın sorumluluğunu aldığımda. Ve başkalarının da bu sorumluluğu almaları için desteklediğimde. Zamanı çok iyi kullandığımda sevdiğimi bilirim. Zamana ne kadar neşe, huzur, öğrenme, kahkaha ve hizmet sığdırırsam, o zaman o kadar çok sevgide olurum. Hayatımın bütün mucizelerini görebildiğimde ve onları kullandığımda ve hayatın aslında bir mucize olduğunu hissettiğimde ve hayatı bir mucizeye dönüştürürken, güçsüzü koruduğumda, onların ihtiyaçlarını karşılamak için bir şeyler yaptığımda, sevdiğime sevdiğimi söylerken bilirim ki, bu sevgidir. Gözyaşlarıyla severken bilirim ki, bu sevgidir. Kimseyi kırmadan ve kırılmadan yaşamayı becerdiğimde bilirim ki, seviyorum. Hatalarımı fark edip ifade ettiğimde ve özür dilediğimde. Kimseyi dışlamadığımda. İyiyi ve güzeli istediğimde ve onu elde etmek için çalıştığımda, gerçekten sevmek için buradayım. Sevgiyi öğrenmek için. Öyleyse hayatım sevgi içindir. Sevgi, benim aklımı açar, genişletir. Yaratıcılığımı ortaya çıkartır. Sevmek, öncelikle benim için iyi bir şeydir. Ve sonra başkaları için de. Sevgi, ben ve başkası ayrımının yüzeysel bir değerlendirme olduğunu bilir. Ve ben de bunu biliyorum. Bulunduğum yere sadece güzellik, neşe ve anlayış götürüyorum. Ve her olaydan ancak en üstün faydanın sağlanabileceğini biliyorum. Hayatın sonsuz zekâsına güveniyorum. Her zaman ve sık sık kendi içsel kaynağıma dönerim. Oradan da sevgi kaynağına ulaşır ve beslenirim. Sevdiğim işleri yaparak ve gurur duyacağım bir hayatı yaşayarak. Her zaman sıcak, samimi ve dürüstüm. Ben sevginin ta kendisiyim ve kendimi tam olarak ifade ettiğimde bilirim ki, seviyorum. |
sanemce çok güzel bu canım.çok iyi hissettirdi bana kendimi .bugüne güzel başlamıştım ve öyle gidiyor ve sevgiyle ilgili olumlamalarda çok iyi geldi.çoook teşekkürler.sevgilerimle kiss3 |
ışık'çım iyi gelmesine çok sevindim canım.. "sevgi" öyle güzel öyle kutsal ki, ismi bile yetiyor ttli3 çok daha güzel günlerinin olmasını diliyorum kiss3 |
Alıntı:
merhaba ben bu yazdıklarınızla aylar önce tanıştım ve hayatımda ne kadar çok şükkretmem gereken şey olduğunu farketmedim bunun bilincine vardım hayatın bize bir armağan ve bizim bunu nekadar hoyrat kulandığımıallhın ne kadar afedici olduğunu bildiğim halde benim affetmeyi ne kadar zor yaptığımı ve bundan arınmak için kendimle barışık yaşamaya karar verdim ve uyguluyorum sonuç şu anda bende olumlu ve devam diyorum. |
ÖLÜM “Bir anda hem varolan, hemde yok olan şu dünyada…” Ömer Hayyam Ölüm, ruhun özgürlüğüdür. Bir dinleniş ve huzurdur. Aslında hayat ebedidir ve ölüm, sadece bedene ait bir gerçektir. O bile bir süre sonra dağılıp-çürüyerek başka bedenlerde yaşamaya devam eder. Ölüm hayatın sürekliliğinin ta kendisidir. Ve değişimin yasası. Hayatın her anı küçük bir ölümdür aslında. Madde, bir anda varolup kaybolan enerji paketçiklerinin gösterisinden başka bir şey değildir. Böylece onlar var olmaya devam edebilirler. Çünkü her yokluk anı, aslında varoluşun kaynağıdır. Ölüm de bunun gibi yaşamın kaynağıdır. Hayat hep küçük ölümlerle sürüp-gider. Aslında doğmak, bir anlamda çocuğun anne rahminden ölümüdür. Her bir kopuş ölümdür. Ve her ölüm bir yeniden doğuş. Ama ben kopup-ayrılmazsam büyüyemem. Annemden koparım, ailemden koparım, arkadaşlarımdan koparım. Her bir kopuştan sonra yeni bir yere doğarım. Ve her bir kopuş, bana büyümek ve sevdiklerimle daha yüksek bir boyutta bütünleşmek şansını verir. Ve birbirlerini sevenler bütün mesafelerden ve zamandan bağımsız olmak üzere hep bir aradadırlar. Sevenler asla ayrılmazlar. Ve her bir ölümü biz isteriz. Daha da büyümek için. Daha çok hayat, daha çok ışık, daha çok huzur ve genişleme için. Ölümün zamanını ve şeklini de bize en uygun şekilde tayin ederiz. Ve ben her gün yeniden doğuyorum. Hep böyle yaptım. Her anımı en güzel Bir biçimde yaşayarak sonsuzca yaşamaya devam ediyorum. Hayatın tadını çıkararak varoluyorum. Hayatımı bir destan gibi yaşadığım için, ölüm de benim için bir ağıt değil, bir kutlama şarkısıdır. Çünkü ben bedenim değilim. Ben ölümsüz ve sınırsız bir ruhsal varlığım. Sevdiklerimin gözlerinde gördüğüm ışıktır benim onlarda sevdiğim şey. Bedenlerinde parlayan enerji! Ölümsüz olan odur işte. Yaşadığım her deneyimden bana kalandır hep kalacak olan. Diğerleri beni yolda bırakırlar. Onlara ihtiyacım kalmayacağı için. Bedenimi severim, çünkü ruhumun barınağıdır. Hayatımı severim, ruhumun isteklerini oluşturabildiğim için. Ölümü kutsal bilirim, hayatı bildiğim gibi. Hayatı severim, ölümü sevdiğim gibi. Hep canlı kalmak ve hayatta olmak bedenimin kodlamasıdır. Benim görevim budur. Ve bu görevi en iyi şekilde yerine getiririm. Ama gitme vakti gelince, son sözü ruhum söyler ve bedenim de onu saygıyla dinler. Ve ben şimdi sımsıkı yaşama sarılıyorum. Her anını bir şükür, sevinç ve yaratma şarkısına dönüştürerek. Ve bu yüzden tam bir güven ve cesaretle ilerliyorum. Ölümsüzlerin güveni ve cesareti ile. Ve hayat amacımı gerçekleştirmek için hayata sımsıkı sarılıyorum. |
SINAV “Her sınav, bir meydan okuyuştur.” Hayat sınavlarla doludur, bu da onlardan biri. Ve ben bu sınavda bütün bilgilerimi rahatlıkla ve keyifle kağıda döküyorum. Her bir sınavda gücümü ve bilgimi ölçerim, ama kişiliğimi ve değerimi değil. Hayat aslında birbirini takip eden bir sınavlar dizisidir. Örneğin ilk kez yürümeye başladığımda, attığım ilk adım hayatımın en önemli başarısıydı. Ama bu şimdi, benim için çok doğal bir yetenek haline geldi. Sonra okumaya başlamak. Çarpım tablosunu ezberlemek ve diğerleri. Hepsi birer sınavdı ve ben, her sınavdan daha büyümüş ve gelişmiş olarak çıkarım. Bu sınav da aynen öyle olacak. Ben parlayan bir yıldız gibi diğer sınava girenlerin arasından fark ediliyorum. Orada ışıkların altında. Belirgin ve dikkat çekici bir yıldız olarak. Sınava girdiğim andan itibaren, kalemi elime aldığımda öğrendiğim bütün bilgilerin istediğim her an orada ve aklımda olduğunu bilirim. Öğrendiğim her şey; sayılar, isimler, formüller hepsi. Yeri geldikçe ve ihtiyaç duydukça birer birer aklıma gelirler. Sınav sırasında dingin, ama uyanık bir zihinle ve müthiş bir enerjiyle çalışırım. Birikimlerimi ve yeteneğimi kağıda dökerim. Aklımın bütün kapasitesi o anda, orada işlemektedir. Hatırlıyorum aklımın öyle mükemmel çalıştığı anları. Aydınlık ve berrak, süratli ve yaratıcı. Soruların yanıtları nasıl birden kafamda çakıvermişti. Yine öyle olacak o geçmişteki anlar gibi. Ve sonra kendimi görürüm. Amaçlarına ulaşmış, hedeflerini tutturmuş, başarılı ve mutlu bir kişi olarak. Orada sevinçle yumruğunu kaldırmış dururken. Üniversiteden mezun olduğum gün kepimi havaya fırlatırken. Sevinçle bağıran sesimi duyarım, ailemin ve arkadaşlarımın gülümseyen yüzlerini görürüm ve yüreğimde hissettiğim o coşku ve heyecanı. Sınav sırasında sanki zaman bana uyar, benim en rahat biçimde soruları yanıtlamam için beni bekler. Ben süratli, ama sakin bir şekilde bildiklerimi kağıda dökerken en iyi sonucu alacağımı bilirim. Hayat birçok sınavla doludur. Bu sınav, onlardan sadece bir tanesi. Diğerleri de kendi dönemleri için çok önemliydiler, bu da öyle. Oysa benim değerim, varlığım ve kişiliğim bütün bunların ötesinde, bütün ihtişamı ve orijinalliği ile her zaman öylesine parlar. |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 10:14 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.