Geri git   Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri > Hayatım Değişti Klubü > Serbest Kürsü > Mutluluk ve Yaşama Sevinci

Uyarılar

HOLİSTİK İNSAN!

Serbest Kürsü ve Mutluluk ve Yaşama Sevinci HOLİSTİK İNSAN! Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Holistik İnsan Modeli: İlk dört modeldeki insanlar, egonun ağırlığını taşırlar ve “sürüngen beynin” denetimi altındadırlar. Her türlü olayı kendi çıkarlarına göre değerlendirirler. “Holistik insan” ise, egonun dar sınırlarını aşmış ve evrensel düzenle aynı frekansta titreşmeye başlamıştır. Diğerlerine göre beynini daha ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Mutluluk ve Yaşama Sevinci telkin cd indir izle İstanbul Mutluluk ve Yaşama Sevinci nerededir kimdir Mutluluk ve Yaşama Sevinci çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Mutluluk ve Yaşama Sevinci hipnoz Mutluluk ve Yaşama Sevinci olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Mutluluk ve Yaşama Sevinci hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Mutluluk ve Yaşama Sevinci kuantum düşünce kitap haberi

HOLİSTİK İNSAN!

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 28-01-2010, 11:59 AM   #1 (permalink)
 
Üyelik tarihi: Jan 2010
Bulunduğu yer: izmir
Mesajlar: 16
Tesekkür: 21
16 Mesajinıza toplam 78 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
apokalipse is an unknown quantity at this point
Standart HOLİSTİK İNSAN!

Holistik İnsan Modeli:
İlk dört modeldeki insanlar, egonun ağırlığını taşırlar ve “sürüngen beynin” denetimi altındadırlar. Her türlü olayı kendi çıkarlarına göre değerlendirirler. “Holistik insan” ise, egonun dar sınırlarını aşmış ve evrensel düzenle aynı frekansta titreşmeye başlamıştır. Diğerlerine göre beynini daha fazla kullanır. Bir eleştiriyle karşılaşınca, bunu “kendini geliştirme fırsatı” olarak değerlendirir. Kimseye ve hiçbir olaya kızmaz. “Bu, benim başıma neden geldi?” diye düşünür. Tipik söylemi, “Ben yaptım, suçlu benim, sorun bende, benim yüzümden oldu” şeklindedir.

Holistik insanın özellikleri

1 Beyninin en az yüzde 50'sini kullanır.
2 Evrendeki sırların, tıpkı yağmurun yağması ve güneşin doğması gibi “anlaşılmaları mümkün yasalar” olduğunu bilir.
3 Evrendeki bütün bilgilerin ve evrenin ana modelinin kendi bilincinde mevcut olduğunun farkındadır.
4 Enerji düzeyini ve titreşimlerini yükselterek, evrenin beş duyuyla algılananların dışındaki düzeyleri ile rezonansa geçer.
5 Bilincinin beynini nasıl yönetip-yönlendirdiğini bilir ve bu teknikleri uygular.
6 Evrendeki “bütünsellik olgusu”nun farkına varmıştır. Kendi iyiliğinin, evrendeki diğer her şeyin iyiliğine bağlı olduğunun bilincindedir.
7 Başına gelen her türlü olayı “kendisini geliştirebilmesi için sunulan fırsatlar” olarak değerlendirir ve “İyi ki her şey böyle” diye düşünür.
8 Karşısına çıkan her olumlu ya da olumsuz olay ile o konudaki bilgiyi deneyimleyebilmesi için karşılaştığını bilir ve hayatının sorumluluğunun tamamen kendi elinde olduğunun farkındadır.
9 Ne varlığa sevinir, ne yokluğa yerinir; sadece görevini yapar.
10 İletişim ve eğitim tekniği olarak bilimi ve bilim dilini kullanır. Açıklar, anlatır, ikna etmeye çalışır. Zorlamaz, ceza vermez, tehdit etmez. “İtaat”i değil, “idrak edilme”yi hedefler.

HOLİSTİK NEDİR?

“Tam mesaj” ya da “tam kayıt” demek olan “hologram” kelimesinden türetilmiştir ve “eksiksiz bütünlük” anlamına gelir. Bizlere, var olan her birimin, evrenin bütün bilgilerine sahip bulunduğu gerçeğini açıklar. Holistik Düşünce; evrendeki her şeyin aynı bütünün parçaları olduklarını, birbirlerinden haberdar olarak tek bir sistem şeklinde hareket ettiklerini ve birbirleriyle ilişki, iletişim ve etkileşim içinde bulunduklarını ortaya koyar. Var olan her birim, diğerlerini etkileme, değiştirme ve yönlendirme özelliğine sahiptir. Bu nedenle de, en küçük bir birim bile gereklidir, önemlidir ve değerlidir.

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

apokalipse isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 28-01-2010, 12:04 PM   #2 (permalink)
Elektra
Guest
 
Mesajlar: n/a
Standart Cevap: HOLİSTİK İNSAN!

Demek çevremde ki tanımlayamadığım sorunlu insanlar holistikmiş...
  Alıntı ile Cevapla
Alt 28-01-2010, 12:11 PM   #3 (permalink)
Teğmen
 
Üyelik tarihi: Sep 2009
Mesajlar: 88
Tesekkür: 13
95 Mesajinıza toplam 384 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
commonbabyss is an unknown quantity at this point
Standart Cevap: HOLİSTİK İNSAN!

hiç beğenmedim her eleştiriyi insan kabul eder mi ya ne demek
commonbabyss isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 28-01-2010, 12:44 PM   #4 (permalink)
 
Üyelik tarihi: Jan 2010
Bulunduğu yer: izmir
Mesajlar: 16
Tesekkür: 21
16 Mesajinıza toplam 78 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
apokalipse is an unknown quantity at this point
Standart Cevap: HOLİSTİK İNSAN!

Selam ..
Eğer idrak bilincine ulaşmış ise ınsan ve kendini biliyorsa her eleştiriyi kabul edebilir bence tek fark eleştirinin kendisi yansıtıp yansıtmadıgı bunuda akıl mantık ve şuur üçlüsünü kullanarak yanıtlayabilir kendi içinde bence tabi...sevgiler..
apokalipse isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 28-01-2010, 01:50 PM   #5 (permalink)
Yüzbaşı
 
gunesim - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Oct 2007
Mesajlar: 759
Tesekkür: 4,989
489 Mesajinıza toplam 2,458 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
gunesim is a jewel in the roughgunesim is a jewel in the roughgunesim is a jewel in the roughgunesim is a jewel in the rough
Standart Cevap: HOLİSTİK İNSAN!

Olmaz olmaz demeyin.



Ben “Olmaz, olmaz!” dedim ama gerçekten oldu. Gördüm, gözümün önünde yaptı. Olayın gerçekleştiği yer Cities'in en altındaki kafe.

Aylin, 12 yaşında, tatlı, kendi halinde bir kız. Holografik beyin teknikleriyle bir sürü bize çok acayip gelen şey yapabiliyor. Annesi bunun Aylin'e özel olmadığını, herkesin yapabileceğini söylüyor. Neler mi yapıyor? Gözlerine bant takıyor, eline verdiğin her şeyin rengini söylüyor. Görmeden... Sadece dokunarak... Enerjisini hissederek... Fotoğraflara bakıp kişilerin yaşayıp yaşamadığını söyleyebiliyor... Yine gözleri kapalı, dergilerin üzerinde yazan şeyleri okuyabiliyor. Bunlar benim tanık olduklarım. O gün kafede, Sevda Bakankuş, Arıtan Yayınları'nın sahibi Aydın Arıtan, Aylin, fotoğraflarımızı çeken Senih ve Sertab Erener'dik. Sertab da tanık oldu bir sürü şeye. Bu röportaj yarın da devam edecek. Aylin başka şeyler de yapabiliyormuş. Neler olduğunu öğrenebilmeniz için bu röportajı okumanız

Hikayanin en başından başlayalım...
- Adım Sevda Bakankuş. Ben bir iş kadınıydım. Tekstil mümessilliği yaptım, iki sene önce önüme bu proje geldi.

Neydi bu proje?
- “Holografik beyin teknikleri.” Rusya'da bir sürü merkezde uygulanıyor. O merkezlere de “İnsan Gelişim Akademileri” deniyor. Kapalı gözlerle renkleri görebiliyorsunuz, ellerinizle okuyabiliyorsunuz. Amaç, çok azını kullandığımız beynimizin kapasitesini yüzde 80'e kadar çıkarmak...

Kim getirdi bunu?
- Yabancı bir hanım.

Ne dedi?
- “Türkiye'de bunu açalım” dedi. Ben tabii heyecanlandım, çünkü önce tamamen yatırım olarak baktım, tutar diye düşündüm. İçeriğiyle ilgili değildim.

Sonra?
- Rusya'dan hocalar geldi. İlk önce yakın çevremize eğitim vermeye başladık. Ben yavaş yavaş işin içine girdim. Ve öyle bir nokta geldi ki, teknikleri öğrendim. Eğitimleri kendim verecek düzeye geldim. Daha doğrusu bu teknikleri Türkiye'ye daha uygun bir program haline getirdim. Artık yoluma yalnız devam ediyorum...
(Röportajın bu noktasında ne yalan söyleyeyim, karşımdakinin bir “şarlatan” olduğundan neredeyse emindim. Hiç ama hiç inandırıcı gelmedi söyledikleri...)

İnsan, bu teknik sayesinde ne öğreniyor?
- Kendisinin farkına varıyor. Ne kadar güçlü olduğunu kavrıyor. Ama ben bu bilgileri karşımdakine öğretirken ona bir lütufta bulunmuyorum, sadece beyinde kullanmadığı alanları nasıl kullanabileceğini öğretiyorum. İnanın, bu da çok olağanüstü bir şey değil, herkes yapabilir. Önce tabii her insanın beyninde bir bilgisayar bulunduğunu ve onu nasıl açacağını öğretiyoruz...

Pardon? Ne bilgisayarı? Nasıl yani?
- Beynimizde bir biyoekran var. O açılıyor, her şeyi görüyoruz ve orada her şeyi yapabiliyoruz.

Siz de benim buna inanmamı mı bekliyorsunuz!
(Arıtan Yayınları'nın sahibi Aydın Arıtan söze giriyor...)
- Ben de Sevda Hanım'ın seminerlerine katıldım. O Rus hocalardan teknikleri öğrendim. Hatta çocuklarım ve hanım da katıldı. Bu arada, ben bu konuda pek çok kitap yazdım, hatta diyebilirim ki “hologram” ve “holistik” konusunda Türkiye'de en çok yazan insan benim. Sevda Hanım “Böyle böyle bir eğitime başlıyoruz” deyince, dahil olduk. Birkaç aşamalı bir eğitim. Önce bir biyoenerji çalışması yapıldı. Bu çalışma, zihinle beden arasındaki ilişkiyi gevşetmek ve beyne daha geniş kullanım imkânları tanımak için yapılıyor. Bu 10 ders devam etti.

Peki siz beyninizin atıl bölümlerini kullanabiliyor musunuz?
- Maalesef. Hayata analitik baktığım için o süreçler bende iyi işlemedi. Ama eşimde ve çocuklarımda işledi. Çocuklarım, kapalı gözlerle renkleri görüyorlar. Birazdan Sevda Hanım'ın kızı Aylin size birtakım örnekler gösterecek. Benim size anlatmak istediğim şu: Birazdan göreceğiniz şeyler Aylin'e özel değil, bunu kavramanız çok önemli, sadece Aylin yapabiliyor değil, bir sürü çocuk yapabiliyor. Biz bu teknikleri okullarda uygulamak üzere bir program yaptık, çünkü çocuklar çok hızlı öğreniyor. Biz burada bir çağ dönüşümünden söz ediyoruz. Yeni bir çağ başlıyor. Ve bunlar birtakım evrensel bilgiler. Bugüne kadar beynin daha geniş alanlarını kullanma imkânları tapınaklarda ve tarikatlarda sır olarak saklandı ve sembollerle anlatıldı. Çünkü insanlar bunu anlayabilecek düzeyde değillerdi. Şimdi hazırız.

Öyle bir söylediniz ki, kendimi Dan Brown'ın kitaplarının içinde hissettim...
- Eskiden bu tür bilgilere ulaşmak için çok uğraş vermek gerekirdi. Yunus mesela, 40 sene eğri olmayan odun taşıdı dergahına. Bir şeye odaklanarak egolarını indirmeye çalışmışlar. Ama şimdi öyle teknikler söz konusu ki, 6-7 yaşındaki çocuklar bile bunu kolayca öğrenebiliyorlar.
(Adam ciddi, kendinden emin, önünde bugüne kadar yazdığı bir sürü kitap duruyor, söylediklerine yüzde 100 inanıyor. Sözü, tekrar Sevda Hanım alıyor...)
- 50 yıl içinde inanılmaz şeyler olacak. İnsanlar birbirlerini çok daha iyi anlayacaklar. Çünkü gizli olan hiçbir şey kalmayacak. Evrende her şeyi birbirine bağlayan iki güç var, sevgi ve enerji. Sevginizi ve enerjinizi verdiğiniz her şeyle bağlantı kurabilir, ona her istediğinizi yaptırabilirsiniz.

Benim anlayabileceğim gibi anlatır mısınız?
- Hepimiz bir bütünün parçalarıyız. Sizde de, bende de, çiçekte de, taşta da, suda da, yaprakta da evrenin bütün bilgisi var. Yani aslında sen benim, ben sensin. Ama içinde bulunduğumuz görev alanları itibarıyla bazı kodlarımız açık, bazı kodlarımız kapalı. Mesele sahip olduğumuz güçlerin farkına varabilmemiz, kendimize dönerek, enerjimizi belli bir norma getirerek, bu bilgileri bir CD okur gibi okuyabilmemiz...

Hadi beyefendinin bir sürü kitabı var, ama sizin iki sene öncesine kadar bu konuda bilginiz yok, nasıl oluyor da şimdi uzman gibi konuşuyorsunuz...
- Ben de bilmiyorum bu sorunun cevabını...
(Aydın Bey atlıyor...)
- Ben size Sevda Hanım'la ilgili gözlemimi söyleyeyim, ilk tanıştığımızda bu işlerden gerçekten anlamıyordu. Arkasından da söylüyorum, yüzüne de, resmen zihninde bir açılma oldu. Şimdi bu konuda yıllarca kafa patlatmış, bir sürü kitap okumuş biri gibi konuşuyor, beni de şaşırtıyor, pek çok şey öğreniyorum kendisinden, üst düzey bir bilgiye sahip.
(Sevda Hanım hafif utanıyor...)
- Bunlar bana bir şekilde geliyor. Bakın, öğrendiklerimi önce kendi yakınlarım üzerinde uygulamaya başladım. Kim mi onlar? Kızlarım. Gece saat 12'de onları arabaya alıyordum ve diyordum ki, “Evet kızlar, biriniz sağa oturun, biriniz sola. Şu andan itibaren gözleriniz kızıl ötesi dürbün, hadi bakalım yol boyu yere bakın, yerin altında ne görüyorsanız bana söyleyin...” Size neler gördüklerini söylesem küçük dilinizi yutarsınız...

Bir dakika! Ne gördüklerini bir kenara bırakalım da, gözlerini nasıl kızıl ötesi dürbün yaptılar onu anlatabilir misiniz?
- İnternetten kızıl ötesi dürbün resmi indirdik, beyinlerine yükledik, sistemi çalıştırdık.

Öyle oluyor mu? Ben de Angelina Jolie'nin resmini indireyim o zaman...
- O başka bir şey. Ama mesela saati de beyninize kurabiliyorsunuz...

Nasıl yani?
(Aydın Bey cevaplıyor...)
- Bakın, insana tuhaf geliyor ama benim çocuklarım da saat yüklediler beyinlerine. “Şu anda saat kaç?” diyorsun, “18.15 baba” diyor. “Nereden biliyorsun evladım?” diyorum, “Beynimdeki ekranda yazıyor” diyor. Dijital olarak görüyormuş. Çocuklarımın yalan söyleyecek hali yok. Oluyor bunlar. Pek çok insan istediği saatte uyanabilir mesela, o da bir tür beynin programlanması...
(Sevda Hanım topa giriyor...)
- Zihninizdeki ekranda dijital bir saat kuruyorsunuz ve diyorsunuz ki, “Beni şu saatte uyandır ve Vivaldi çalsın...”

Siz benimle dalga mı geçiyorsunuz?
- Hayır Ayşe Hanım, bizim beynimiz tüm bunları yapabiliyor. Beyninize bir video kamera kuruyorsunuz ve diyorsunuz ki “Şu anda bir doğum günü partisi yapılıyor, hediyeler veriliyor bunu kaydet, yarım saat sonra tekrar bakacağım.” O arada başka işler yapıyorsunuz, yarım saat sonra beyninizdeki o kasedi tekrar seyrediyorsunuz. Biz tüm bunları yapabilecek kadar mükemmel yaratılmışız. Daha bir sürü şey yapabiliyoruz, suyu da ekran gibi kullanabiliyoruz. Çünkü su da bilgi taşıyor. Bir gün bunu fark edince, ateşe dayanıklı cam kaba su koydum, Aylin'i çağırdım, dedim ki, “Tek bir noktaya odaklanıyorsun...” Gerisini Aylin anlatsın...
(Masada bu ana kadar suskun duran 12 yaşındaki tatlı kız çocuğu konuşmaya başlıyor...)
- Önce küçük bir nokta görüyorum, sonra o yavaş yavaş çizgi haline geliyor ve bir anda genişliyor, ekrana dönüşüyor. Normalde o ekranı kendi zihnimde görüyorum. Ama suda da görebiliyorum. Normal bir bilgisayar ekranı gibi, çok farkı yok, sadece daha hızlı açılıyor. Ve orada istediğim her şeyi görüyorum, istersem film izliyorum, istersem müzik dinliyorum. MP3 gibi de çalışıyor, istediğim şarkıyı kaydediyorum, çalıyorum, beğenmezsem bir ötekine geçiyorum.

Aylincim, bütün bunlar sana tuhaf gelmiyor mu?
- Yok hayır. Ablam da beyninde ekran açabiliyor.



Alıntıdır.
gunesim isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 28-01-2010, 01:58 PM   #6 (permalink)
Yüzbaşı
 
gunesim - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Oct 2007
Mesajlar: 759
Tesekkür: 4,989
489 Mesajinıza toplam 2,458 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
gunesim is a jewel in the roughgunesim is a jewel in the roughgunesim is a jewel in the roughgunesim is a jewel in the rough
Standart Cevap: HOLİSTİK İNSAN!

devamı

İtiraf ediyorum. Hayatım biraz kaydı.

Biraz değil çok. Beni gören, arayan, mail atan, “N'aber nasılsın?” diye herkes, Sevda Barankuş'a ulaşmak istiyor, benden onun telefon numarası rica ediyor. Ama arkadaşlar! Ondan izin almadan, “Al numarası bu!” diyemem ki. Kadın da haklı olarak istemiyor. Bir iki gün içinde bana bir internet adresi verecek, ben o adresi yayınlayıp aradan çekileceğim, siz eğitim mi alırsınız, onunla tanışır mısınız, artık n'aparsanız yaparsınız, sizin bileceğiniz iş...


Benim bu konudaki hissiyatıma gelince, hem deli saçması diyorum hem de bazı şeyleri gözlerimle gördüğüm için (Aylin'in kapalı gözlerle renkleri ayırt edebildiği ve okuyabildiği kesin) gelecekte bu tür şeyler olabilecekmiş gibi geliyor. Benim de kafam karıştı. Ama tanık olduğum şeylerde yamuk yoktu. Sanırım ben şuna inanıyorum: Evet, beynimizin çok az bir yüzdesini kullanıyoruz, konsantrasyonla, çalışmayla, belli tekniklerle bu oranı yükseltmek mümkün. Aşağıda, Sevda Barankuş'tan eğitim alan insanların görüşleri yer alıyor. Ben elçiyim, elçiye zeval olmaz, size iletiyorum. Sertap da o kafedeydi onun görüşlerini de aldım, Nasuh Mahruki'ye de arayıp bu konudaki fikirlerini

sordum...


İlk şaşkınlığım avucumdaki enerjiyi hissetmemdi



Sevda Bakankuş ile hangi vesileyle tanıştınız?

Eğitimle ilgili tanıtıma geldiğinde tanıştık.


Size birileri kapalı gözlerle renkleri söylemenin mümkün olduğunu söylese ne derdiniz?

Delisiniz derdim! Kesinlikle inanmazdım. Zaten tanıtım seanslarında, bu konuda eğitimli kişilerin, renkleri kapalı gözlerle bildiği görünce inanmadım. Bir bit yeniği aradım.


Sonra?

Sonra... Ben de bu eğitimi aldım. Ve doğru olduğunu bizzat kendim gözlemledim.


Sizin ekranınız açıldı mı?

Öyle olduğunu söylüyorlar.


Nasıl yani? Ya açılmıştır ya açılmamıştır...


Açıldı. Her şey, avuçlarımdaki enerji yoğunluğunu hissetmemle başladı. Ellerimiz de ekran gibi. Yeryüzünde her eşyanın ve herkesin farklı bir enerjisi var, biz bunu bilmeden yaşıyoruz. Daha bir sürü şeyi bilmiyoruz. Egzersizleri sık sık yaparsanız, bu enerji yoğunluğunu, ellerinizle hissediyorsunuz ve gözünüz kapalı bir sürü şeyi zihninizdeki ekranda görebiliyorsunuz.


Sevda Bakankuş'tan öğrendiklerinizi kendi işinizde nasıl kullanıyorsunuz?

Sağlıkla ilgili sıkıntılarım olduğunda kullanıyorum. Rahatsız bölgemdeki enerji farkını hemen hissediyorum. İşte de kullanıyorum.


Nasıl?

Bu eğitimi aldığımdan beri, gözlem yeteneğim gelişti. Artık baktığım herhangi bir karedeki bütün ayrıntıları, farkında olmadan kayda alıyorum. Eğitimlerde bu tür şeyler öğretiliyor. Eğer o kareyle ilgili yeni bir bilgi gerekiyorsa, bize öğretilen teknikle, o kareye yoğunlaşıyorum, tekrar görüntü olarak gözümün önüne getiriyor ve neye ihtiyacım varsa, okumaya ya da izlemeye başlıyorum. Bunu başarmak müthiş bir şey...


Ezber mi bu yaptığınız?

Hayır. Beyninizle fotoğraf çekmek gibi bir şey. Ekranla kastedilen o...


Bütün bu olan biteni nasıl açıklıyorsunuz?

Enerjinizi ve düşüncelerinizi bir noktaya yoğunlaştırdığınızda, yeryüzündeki her dataya ve görüntüye ulaşabiliyorsunuz. Biliyorum, mantıkla düşününce bu söylediklerim bilim kurgu filmi ya da bir hayal gibi geliyor ama teknikleri çalıştığınızda, gerçekten ufak tefek sonuçlarını hemen görüyorsunuz. Ama pratik yapmak gerekiyor. Ekranınız açıldıktan sonra ezgersizlerle bir sürü şey yapabilmeniz mümkün. Bazen şok edici sonuçlara da tanık oluyorsunuz...



Yusuf Gökmen / Honda Çifkurtlar Genel Müdürü

Zihindeki ekranla otomobillerdeki arızaları teşhis edebiliyoruz


Siz nasıl tanıştınız Sevda Bakankuş'la?

Kendisi servis müşterimiz.


Verdiği eğitimi duyunca ne yaptınız?

Güldüm. “Olur mu efendim öyle şey!” dedim, kesinlikle inanmadım. Ama serviste çalışan arkadaşlarımın kendisinden eğitim almasını sağladım.


Neden?

E çünkü Sevda Hanım eğitim vermeye çok istekliydi. Arkadaşlarım da itiraz etmedi. Eğitim esnasında arkadaşlarımın yaşadıklarını duyunca, fikrim yüzde 100 değişti. Artık şuna inanıyorum: Her şey imkan dahilinde yeter ki kendi enerjimizin farkına varalım.


Arkadaşlarınız size ne anlattılar?

Zihinlerinde ekran açmayı öğrendiklerini. Şimdi daha uzun soluklu bir eğitim almak istediklerini söylüyorlar.


Ne faydasını görmüşler?

Otomobillerdeki arızaları teşhis edebildiklerini belirtiyorlar.


Siz bütün bu olan biteni nasıl açıklıyorsunuz?

Hepimizin bir enerjisi var. Ama bu enerjiyi adamakıllı kullanmayı bildiğimizi sanmıyorum. Konsantrasyon önemli. Zihnimizin gelişime açık olması gerekiyor. “Olmaz böyle şey!” diye kestirip atmamamız gerekiyor. Çocukken bize cep telefonları da hayal gibi geliyordu. Gerekli eğitimler verildiğinde, beynimizin farklı kısımlarını kullanabileceğimize inanıyorum.


Nilgün Erışık/Ev kadını

Kadınlara bakıp hamile mi, değil mi anlıyorum



SEVDA
Bakankuş'un verdiği eğitimi duyunca, çok da şaşırmadım aslında. Nedense, böyle şeylerin olabileceğine dair hep inancım vardı. Mesela görme özürlü insanların bir kısmının renkleri ayırabildiğini biliyordum. Hatta çamaşır yıkarken renklilerle beyazları karıştırmadıklarını... Ondan eğitim aldım ve bir sürü şey öğrendim, eğlendim de öğrenirken. Ekranımın açılıp açılmadığını bilmiyorum. Ama kadınlara bakıp, hamile olup olmadıklarını artık anlayabiliyorum. Olumlu düşünceyle, kötülüklerin engellenebileceğini de biliyorum. Enerji diye bir şey var, orası kesin, onu iyiye ya da kötüye çevirmek bizim elimizde.


Gülgönül Bozoğlu Üniversitede Eğitmen
Saat, barometre, pusula gibi cihazları beynimde kurduk



ESKİDEN olsa, bunun bir düzmece olduğunu düşünürdüm. Ama artık renklerin enerjisine inanıyorum. Çünkü ben de gözlerim kapalı renkleri söyleyebiliyorum. Sevda Bakankuş ile hafıza kullanma ve fotografik hafıza çalıştık. Saat, barometre, pusula gibi cihazları beynimde kurduk. Yapabildiklerimi görünce hayır şaşırmadım, üzüldüm! Meğer neler yapabiliyormuşuz. Bunca yıl kendimizin farkına varmamış olmamız ne acı. Ben öğrendiklerimi işimde kullanmıyorum. Ama günlük hayatta kullanıyorum. Ailemdeki kişilere, yakın arkadaşlarıma check up yapıyorum. Rahatsızlıkları varsa onlarla ilgili çalışıyorum. Aylin kadar gelişmiş durumda değilim, daha sınırlı benim yapabildiklerim. Bu, evren-yaratan ve yeteneklerimiz ile ilgili. Naçizane, kendimce bazı saptamalarım oldu tabii: Kullanım kılavuzu olmayan bir enerjimiz var. Sevda Bakankuş'ta da bunu kullanmak ile ilgili bazı ipuçları var. Yalnız bu eğitimde “alabilmek” de önemli. Hevesli ama başaramayan arkadaşlarımız da oldu.



Sertab Erener
Varoluş bütün bu dinamikleriyle var


Sen ne diyorsun Sertab? Bak sen de tanık oldun her şeye...

Valla ne denir ki? Şu yaşadığımız hayatı bir gerçeklik olarak kabul ettiğimiz zaman, bu gördüklerimiz mucize gibi oluyor. Ama varoluş aslında bütün bu dinamikleriyle var. Biz çok sınırlı bir şey algılayıp onu da “realite” olarak kabul ediyoruz. Oysa bu algıyı kırdığın zaman her şey mümkün. Aylin'in yaptıkları gibi...



Nasuh Mahruki

Uydurmasyon değil, bu kızda bir yetenek olduğu kesin



Sevda Bakankuş size eğitim vermek istediğini söyleyince ne dediniz?

“Neden olmasın? Buyurun gelin” dedim. Birkaç çalışma yaptık onunla.Ama bende ekran filan açılmadı.


Ya Akut'taki diğer arkadaşlar...


Onların da ilgisini çekti. Bir kısmı birtakım şeyler yapabildi.


Uydurmasyon değil yani... Aylin gerçekten kapalı gözlerle okuyor ve renkleri ayırt edebiliyor...

Yok, uydurmasyon değil, kızda bir yetenek olduğu kesin. Bronnikov yöntemi diye internete girerseniz bu konuda yazılmış pek çok makale bulursunuz. Zaten eller, enerji alıyor biliyorsunuz, Doğu mistisizminde de var bu. Ama tabii uzun çalışmalar ve meditasyon gerekiyor.


Hadi, gözleri kapalı sadece enerjiler-den renkleri bilmek bir derece, ama gözleri kapalı okumak... O nasıl oluyor?

Fotografik hafıza olabilir. Bir an görüyor, onu bir şekilde beynine alıyor ve sonra ekran gibi izliyor. O da bir eğitim meselesi. Her şeyi açıklayamıyoruz, mesela görme özürlü insanların önüne çeşitli engeller koyuyorlar ve onları teste tabi tutuyorlar. Onlar engellere yaklaşıyor ve duruyorlar. Görmedikleri halde önlerinde bir çukur olduğunu nereden biliyorlar? Bir şekilde biliyorlar. Alexandra David Neel diye çok meşhur bir İngiliz kadın vardır, Tibet'e erkek kılığında kaçak girer ve yıllarca Budist tapınaklarında yaşar, o teknikleri çok ileri seviyede öğrenir. Sonunda öyle bir seviyeye ulaşır ki, üzerine giydiği ıslak kıyafetleri çok kısa sürede iç ısısıyla kurutur. Doğu bilgeliğinde daha bir sürü böyle şey var. Bronikkov, bu teknikleri alıyor, 20. yüzyıl insanın kullanacağı bir formata getiriyor. Ve bunun kursunu veriyor. Sevda Bakankuş'ın öğrencilerine öğrettiği de bu...


Çocuklara daha kolay öğretilebileceği doğru mu?

Neden olmasın? 2012'yle ilgili teoriler var biliyorsunuz, bir dönüşüm olacak, yeni bir çağ başlayacak deniyor. Bu konudaki bir başka yaklaşım da şöyle: Bizler 5 duyumuzu kullanabiliyoruz ama 6. his dediğimiz şey, yani üçüncü gözümüzün açılması ve daha farklı bir algı kapasitesine geçmemiz, bu yeni çağla birlikte mümkün olacak. Hatta, İndigo çocuklardan söz ediliyor. Onların çok yüksek bir algıyla dünyaya geldikleri, bu tür teknikleri bizden daha kolay hayata geçirecekleri söyleniyor. Çok geniş çaplı bir araştırma değildi benimkisi. Sadece merakımı cezbeden bir takım gündemler vardı. Örneğin havada durabilen bir herif vardı. Ordan yola çıkarak biraz araştırayım dedim. Ben araştırdıkça ortaya daha bir sürü yetenek de çıktı doğal olarak. Dünyanın bir çok yerinden bir sürü beyin gücü ile bize lağandışı gelen türde şeyleri yapabilenlerin haberini okudum. Arşivlemedim, gerek duymadım. Benim için sadece merakımı gidermekti yani amaç.
Diğer yandan bir başka ilgimi çekense "Mudra" tekniği adı verilen bir tekniktir mesela. Mudra tekniği, vücuttaki pozitif enerjileri bir noktada tutmak ve o enerji ile hastalıkları yenmeyi amaçlayan, doğu kültürü. Parmak uçları bu teknikte en çok kullanılan organ. Bunu etkin bir şekilde yapabilen onlarca insan var. Son derece şaşırtıcı ama tabiki müspet örneklerle gerçek bir yandan da.


Alıntıdır.
gunesim isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


HOLİSTİK İNSAN!

Serbest Kürsü ve Mutluluk ve Yaşama Sevinci HOLİSTİK İNSAN! Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Holistik İnsan Modeli: İlk dört modeldeki insanlar, egonun ağırlığını taşırlar ve “sürüngen beynin” denetimi altındadırlar. Her türlü olayı kendi çıkarlarına göre değerlendirirler. “Holistik insan” ise, egonun dar sınırlarını aşmış ve evrensel düzenle aynı frekansta titreşmeye başlamıştır. Diğerlerine göre beynini daha ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Mutluluk ve Yaşama Sevinci telkin cd indir izle İstanbul Mutluluk ve Yaşama Sevinci nerededir kimdir Mutluluk ve Yaşama Sevinci çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Mutluluk ve Yaşama Sevinci hipnoz Mutluluk ve Yaşama Sevinci olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Mutluluk ve Yaşama Sevinci hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Mutluluk ve Yaşama Sevinci kuantum düşünce kitap haberi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 11:23 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.