| ||||||||||
|
Hedefler Makaleler hedefe ulaşmak, hedefe ulaşma, hedeflere ulaşmak, hedeflere ulaşma, hedeflere ulaşmanın yolları, hedeflere ulaşmak için, hedefe ulaşmanın yolları, hedefe ulaşmak için |
Hedef Ön Hazırlık ve Hedefler Makaleler İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız "Tüm inisiyatif ve yaratma eylemleriyle ilgili bir tek basit gerçek vardır: Kişi kendini gerçekten adadığı anda, "Kader" de harekete geçmektedir." JOHANN /VOLFGANG VON GOETHE Eğer karar vermek bu kadar basit ve güçlüyse, o zaman Nike'nin öğüdüne, "Haydi, yapın!" öğüdüne uyan ...
ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Hedefler Makaleler telkin cd indir izle İstanbul Hedefler Makaleler nerededir kimdir Hedefler Makaleler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Hedefler Makaleler hipnoz Hedefler Makaleler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Hedefler Makaleler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Hedefler Makaleler kuantum düşünce kitap haberi
![]() |
![]() ![]() | LinkBack | Seçenekler | Stil |
|
![]() | #1 (permalink) |
Administrators Zerynthia ![]() Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() | ![]() ![]() "Tüm inisiyatif ve yaratma eylemleriyle ilgili bir tek basit gerçek vardır: Kişi kendini gerçekten adadığı anda, "Kader" de harekete geçmektedir." JOHANN /VOLFGANG VON GOETHE Eğer karar vermek bu kadar basit ve güçlüyse, o zaman Nike'nin öğüdüne, "Haydi, yapın!" öğüdüne uyan insanlar neden o kadar fazla değil? Bence bunun en basit nedenlerinden biri, çoğumuzun gerçek bir karar vermenin ne demek olduğunu bilmeyişimiz. Tutarlı, adanmış bir kararın yaratabileceği değişim gücünü anlayamıyoruz. Sorunun bir bölümü, çoğumuzun uzun zamandan beri "karar" kelimesini pek gevşek bir anlamda kullanıyor olmamız, onu hemen hemen "dilek listesi" düzeyinde bir anlama indirgemiş olmamızdır. Karar vermek yerine, tercihlerimizi sıralıyoruz. "Sigarayı bırakmak istiyorum," demek yerine, bu konuda gerçek bir karar vermek, diğer tüm ihtimalleri kesen, durduran bir şeydir. Aslında "karar" kelimesinin de kök olarak "kesmek" le bir ilişkisi olduğundan hemen hemen eminim. Gerçek bir karar vermek, bir sonuç elde etmeye adanmak, kendinizi diğer tüm ihtimallerden koparmaktır. Bir daha sigara içmemeye gerçek anlamda karar verdiğinizde, iş bitmiştir. Tamamdır artık! Sigara içme ihtimalini bir daha düşünmeyeceksiniz bile. Eğer karar gücünü herhangi bir zamanda bu şekilde kullanmış insanlardansanız, benim ne demek istediğimi hemen anlamışsınızdır. Alkolikler de çok iyi bilir ki, yıllar boyunca bir tek kadeh içmemiş bile olsalar, eğer günün birinde bir kadeh içme konusunda kendini kandırmayı sürdürüyorsa, her şey nasılsa yeni baştan başlayacaktır. Gerçek bir karar verdikten sonra, o karar çok zor bir karar bile olsa, çoğumuz içimizde çok büyük bir rahatlama hissederiz. Sonunda çitin öte yanına geçtik, deriz. Açık seçik, tartışılmaz bir amaca sahip olmanın ne harika bir şey olduğunu da hepimiz biliriz. Bu tür açık seçiklik size güç verir. Açık seçiklik sayesinde, hayatınızda gerçekten istediğiniz sonuçları üretebilirsiniz. Çoğumuz için zorluk, çoktan beri hiçbir karar vermemiş olduğumuz için bunun nasıl bir duygu verdiğini unutmuş olmamızdır. Karar verme kaslarımız gevşemiştir! Bazı insanlar akşam yemeğinde ne yiyeceklerine karar vermekte bile güçlük çekmektedirler. O halde o kasları nasıl güçlendirebiliriz? Egzersiz yaptırarak! Daha iyi kararlar vermenin yolu, daha çok kararlar vermektir. Sonra her verdiğiniz karardan bir şeyler öğrenmeyi unutmayın. Kısa dönemde sonuç vermiyor gibi görünenlerden bile... Bunlar daha iyi değerlendirmeler yapabilme konusunda önemli farklara işaret ederler, gelecekteki kararlarınızı iyiye götürürler. Bilin ki karar vermek de, her beceri gibi, sık sık yaptıkça daha iyiye gidecektir. Ne kadar sık karar verirseniz, hayatınızın kontrolünün kendi elinizde olduğunu o kadar iyi anlayacaksınız. Gelecekteki alt edilecek zorlukları hevesle bekliyor olacaksınız, onları yeni farklılıklar yaratmak ve hayatınızı bir sonraki düzeye çıkarmak için birer fırsat olarak göreceksiniz. Hayatınızın gidişini değiştirmede kullanabileceğiniz bir tek enformasyon parçasının, bir tek küçük farklılığın bile önemini ne kadar vurgulasam azdır. Enformasyon, kullanıldığı zaman güç verir. Benim gerçek karar kriterlerimden biri, peşinden eylem gelmesidir. İşin en heyecan verici yanı, bunun ne zaman karşınıza çıkacağını bilemeyişinizdir! Benim 700'den fazla kitap okuyuşum, kasetler dinleyişim, o kadar çok sayıda seminerlere gidişim, bir tek küçük farklılığın değerini anladığım içindir. Belki bu kitabın bir sonraki sayfasında ya da bir sonraki bölümünde olabilir. Hattâ belki zaten bildiğiniz bir şey bile olabilir. Ama her nedense, bu sefer aklınıza yer eder, kullanmaya başlarsınız. Unutmayın ki becerinin anası, tekrarlardır. Farklılıklar bize daha iyi kararlar verme gücünü getirir, o sayede de kendi istediğimiz sonuçları yaratabiliriz. Bu farklılıklara sahip olmamak, size büyük acılar getirebilir. Örneğin, kültürümüzdeki ünlü kişilerin pek çoğu rüyalarına ulaşmışlardır, ama onun zevkini çıkarmanın yolunu henüz öğrenememişlerdir. Kendilerini doyumsuz hissettikleri için uyuşturuculara dönmektedirler. Bunun nedeni, kişinin amacına ulaşmasıyla kendi değerlerini yaşıyor olması arasındaki farklılığı gözden kaçırmalarıdır. Bunu daha sonraki sayfalarda öğreneceksiniz, insanların bilmediği, anlayamadığı bir başka küçük farklılık daha vardır ki, ilişkilerinde sürekli olarak acılara o da yol açabilir. Kurallar farklılığıdır bu. Onu da kendimizi tanıma süreci içinde inceleyeceğiz. Bazen bir farklılığı gözden kaçırmak, her şeyinizin kaybedilmesine yol açar. Sürekli koşturarak yaşayan ama yağlı yiyecekler yiyen kişiler, damarlarını tıkamaları nedeniyle, kalp krizi ihtimalini artırırlar. Ben hayatımın büyük bölümü boyunca, ünlü iş dünyası uzmanı Dr. W. Edwards Deming'in derin bilgi dediği şeyin peşinde koştum. Bana göre derin bilgi, anladığımız anda uygulamaya geçirip hayatımızın kalitesinde büyük iyileşmeler yaratabileceğimiz basit bir farklılık, strateji, inanç, beceri ya da araçtır. Gerek bu kitap, gerekse benim hayatım, evrensel uygulama alanına sahip, kişisel ve profesyonel hayatımızı iyileştirebilecek derin bilgileri aramaya adanmıştır. Ben sürekli olarak, bu bilgileri insanlara nasıl aktarsam da, kendi zihinsel, duygusal, fiziksel ve finansal kaderlerini biçimlendirecek gücü onlara kazandırsam diye düşünmekteyim. ![]()
Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
__________________ ![]() |
![]() | ![]() |
![]() | #2 (permalink) |
Administrators Zerynthia ![]() Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() | ![]() Teşekkür ederim Gülcan'cım. Beğenmene sevindim. Umarım faydalı olabilmişimdir. Sevgilerimle. ![]()
__________________ ![]() |
![]() | ![]() |
![]() | #3 (permalink) |
Teğmen ![]() Üyelik tarihi: Sep 2014
Mesajlar: 49
Tesekkür: 140
34 Mesajinıza toplam 52 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() | ![]() Emeğiniz için çok tesekkurler,boyle güzel yazıları bizimle paylasarak hayatimiza kattiginiz değerler inanın çok anlamlı. Hayatimin en zor doneminde karsima ciktiniz.Bu sitede bulunan ve hayatlari paramparça olan insanlara yaptığınız manevi yardımlar paha biçilmez... Sizin gibi emek veren herkese şükran borcumuz var ...iyi ki varsiniz..... |
![]() | ![]() |
![]() | #4 (permalink) |
Administrators Zerynthia ![]() Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() | ![]() ![]() "Kaderiniz karar anlarınızda biçimlenir." ANTHONY ROBBINS Hayatınızın her anında verdiğiniz üç karar, sizin kaderinizi kontrol etmektedir. Bu üç karar, nelere dikkat edeceğinizi, kendinizi nasıl hissedeceğinizi ve neler yapacağınızı, son olarak da ne katkılarda bulunup, kim olacağınızı ilgilendiren kararlardır. Eğer bu üç kararı kontrol etmezseniz, hayatınızın kontrolü sizin elinizde değil demektir. Bu kararları kontrol ettiğiniz zaman, kendi tecrübelerinizi biçimlendirmeye başlarsınız. Kaderinizi kontrol eden üç karar şunlardır: 1. Nelere odaklanacağınıza karar vermek. 2. Bir şeyin sizin için ne anlam taşıdığına karar vermek. 3. İstediğiniz sonuçları yaratmak için ne yapacağınıza karar vermek. Görüyorsunuz ya, kim olacağınızı saptayan şey, daha önce başınıza gelenler ya da şimdi başınıza gelmekte olanlar değildir. Daha çok, neye odaklanacağınız, her şeyin sizin için ne anlam taşıdığı ve bu konuda neler yapacağınızdır. Nihaî kaderinizi çizecek olan bunlardır. Eğer sizin kendi alanınızda, sizden daha başarılı birileri varsa, bilin ki onlar bu kararları, aynı koşullar altındayken bile sizden farklı biçimde vermektedirler. Ed Roberts kesin olarak, kendi durumundaki başka insanlardan farklı şeylere odaklanmayı seçmiştir. Kendisinin bir fark yaratabilmesine yönelmiştir. Fiziksel durumu, onun gözünde, üstesinden gelinmesi gereken bir zorluktur. Ne yapacağına karar verirken, kendi durumundaki başka insanların hayatını daha kolaylaştıracak şeyleri seçmiştir. Fiziksel özürlü kişiler için hayat kalitesini yükseltecek biçimde, çevreyi değiştirmeye kendini adamıştır. ![]()
__________________ ![]() |
![]() | ![]() |
![]() | #5 (permalink) |
Administrators Zerynthia ![]() Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() | ![]() ![]() "İnsanların hayatlarını kendi çabalarıyla yükseltme yeteneğinden daha cesaret verici bir şey bilmiyorum." HENRY DAVID THOREAU Çoğumuz kararlarımızın büyük bölümünü bilinçli olarak vermeyiz. Özellikle bu çok önemli üç kararı! Bunun karşılığında da çok pahalı bir bedel öderiz. Aslına bakarsanız, çoğu insan benim "Niagara Sendromu" dediğim durumu yaşamaktadır. Bence hayat bir nehir gibidir. Çoğu insan bu nehre, sonunda nereye çıkacağına karar vermeden atlar. Böylece çok geçmeden akıntıya kapılırlar. Günlük olaylar, günlük korkular, günlük zorluklar... Nehrin çatal oluşturduğu yerlere vardıklarında, hangi tarafa gitmek istediklerine bilinçli biçimde karar vermezler, kendileri için hangi tarafın uygun olduğunu da düşünmezler. Kendilerini akıntıya bırakmakla yetinirler. Kendi değerleriyle yönetilmek yerine çevre tarafından yönetilen o insan kalabalığına katılırlar. Sonuç olarak, kontrolün kendi ellerinde olmadığını hissederler. Böyle bilinçsiz bir durumda kalmayı sürdürürler. Tâ ki günün birinde kükreyen suların sesi onları uyandırana kadar... Bir de bakarlar ki, küreksiz bir kayığın içinde, Niagara Çavlanından beş metre gerideler. O anda, "Hay Allah!" derler, ama artık iş işten geçmiştir. Aşağıya düşeceklerdir. Bazen bu düşüş, duygusal bir düşüştür. Bazen fiziksel bir düşüştür. Bazen finansal bir düşüştür. Hayatınızda bugün yüzyüze olduğunuz güçlükler, büyük ihtimalle, nehrin yukarısındayken verilen iyi kararlarla önlenebilirdi. Kudurgan bir nehrin sularına kapılmış durumdayken olayları nasıl tersine çevirebiliriz? Ya kürekleri suya daldırıp ters yönde deliler gibi kürek çekerek, ya da ileriyi planlamaya çalışarak. Gerçekten varmak istediğiniz yere doğru bir rota çizerek... Elinizde bir plan ya da harita bulundurup, yol üzerinde kaliteli kararlar verebilmeyi mümkün kılarak... Belki bunu hiçbir zaman düşünmemiş olabilirsiniz ama beyniniz zaten kararlar vermenizi mümkün kılan bir iç sistem olarak yapılandırılmıştır. Bu sistem, görünmez bir güç olarak hareket eder, iyi ya da kötü tüm düşüncelerinizi, eylemlerinizi ve duygularınızı, hayatınızın her ânında yönlendirir. Hayatınızdaki her şeyi değerlendiriş biçiminizi kontrol eder. Onu yöneten de, büyük ölçüde bilinçaltınızdır. İşin korkunç yanı, çoğu insan bu sistemi hiçbir zaman bilinçli olarak kurmuş değildir. Sistem yıllar içerisinde, türlü kaynaklar tarafından, hemen hemen kendiliğinden kurulur. Bu kaynaklar çok çeşitlidir: Anne-babalar, öğretmenler, arkadaşlar, televizyon, reklamlar ve genel olarak kültür... Bu sistemin beş bölümü vardır: 1) Kilit inançlarınız ve bilinç dışı kurallarınız 2) Hayat değerleriniz 3) Referans noktalarınız 4) Kendinize sürekli olarak sorduğunuz sorular 5) Her an hissettiğiniz duygusal durumlar Bu beş unsurun sinerjisi etkisi, size bir eylemi yaptıran ya da yaptırmayan gücü harekete geçirir, geleceğe kaygılanmanızı ya da gelecekten korkmanızı, kendinizi seviliyor ya da sevilmiyor hissetmenizi, başarı ve mutluluk düzeyinizin ne olacağını dikte eder. Yaptığınız şeyi neden yaptığınızı ya da yapmanız gerektiğini çok iyi bildiğiniz bir şeyi neden yapmadığınızı o saptar. Bu beş unsurdan herhangi birini değiştirmekle, yani ister kilit inançlar ve kurallar, ister değerler, ister referanslar, ister sorular ya da ister duygusal durum olsun, bir tanesini değiştirmekle, hayatınızda hemen güçlü ve ölçülebilir bir değişiklik yaratabilirsiniz. En önemlisi de, bu durumda etkilerle değil, nedenlerle savaşıyor olmanızdır. Unutmayın ki eğer sürekli olarak fazla yiyorsanız, bunun gerçek nedeni genellikle yiyeceğin kendisiyle ilgili değil, değerler sorunuyla ya da inançlar sorunuyla ilgilidir. Bu kitapta adım adım size master sistem'inizi nasıl keşfedebileceğinizi göstereceğim, siz de o zaman kendi isteklerinizle tutarlı birtakım basit değişiklikleri yapmaya başlayacaksınız, geçmiş şartlanmalarınızın kontrolünde devam etmekten kurtulacaksınız. Şu anda harikulade bir yolculuğa çıkmak üzeresiniz. Bu yolculukta kendinizin kim olduğunu, neyi neden yaptığınızı keşfedeceksiniz. Bu güç üstünlükleriyle, iş arkadaşlarınızın, eşinizin ve diğer sevdiklerinizin hangi karar sistemini kullandıklarını anlayacaksınız. Ve sonunda onların "hayranlık uyandırıcı" davranışlarını da çözebilecek, görebileceksiniz! Esas iyi haber, hayatımızın herhangi bir ânında bilinçli kararlar vererek bu sistemi alt edebileceğimizdir. Geçmişteki şartlanmamızın, bugünümüzü ve yarınımızı kontrol etmesine izin vermek zorunda değiliz. Bu kitapla, inanç ve değerlerinizi sistematik olarak yeniden organize edebilir, kendinizi yeni baştan icat edebilir, tasarımladığınız hayatta, kendi istediğiniz yöne doğru yönelebilirsiniz. ![]()
__________________ ![]() |
![]() | ![]() |
![]() | #6 (permalink) |
Administrators Zerynthia ![]() Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() | ![]() ![]() "Cesaretimi kaybetmiyorum, çünkü vazgeçilen her yanlış girişim, ileri doğru atılmış yeni bir adımdır." THOMAS EDISON Karar gücünü gerçek anlamda kullanma yolunda son bir engel daha vardır. O da, yanlış kararlar verme korkumuzu yenmektir. Hayatta hiç kuşkusuz yanlış kararlar da vereceksiniz. İşleri yüzünüze gözünüze bulaştırdığınız da olacaktır! Ben de her zaman mutlaka en doğru kararları vermiş değilimdir. Ama zaten öyle bir şey beklemiyordum. Gelecekte de her zaman en doğru kararları verecek değilim. Ama ben, verdiğim karar ne olursa olsun, esnek olmaya, sonuçlara bakıp onlardan ders almaya, o dersleri, gelecekteki daha iyi kararlar için kullanmaya karar verdim. Unutmayın: Başarı aslında doğru düşünmenin ürünüdür. Doğru düşünme tecrübelerden gelir. Tecrübeler ise kötü düşünmenin sonuçlarıdır! Size kötü ya da acı tecrübe gibi görünen şeyler, genellikle en önemlileridir. İnsanlar başarıya ulaşınca, kutlamalara yönelirler. Başarısızlıkla karşılaşınca, oturup düşünürler, hayatlarının kalitesini daha iyiye götürecek birtakım farkları keşfederler. Hatâlarımızdan ders almaya yönelmeli, dövünmekle zaman harcamamalıyız, çünkü öyle yaparsak, gelecekte de aynı hatâları tekrarlarız. Kişisel tecrübe kuşkusuz çok önemli bir şeydir, ama bir rol modeline sahip olmanın da ne kadar değerli olduğunu düşünmek gerekir. Sizden önce o tehlikeli sularda yolculuk etmiş olan biri, size izleyebileceğiniz bir harita verebilir. Finans konularınız için bir rol modeliniz, ilişkileriniz için bir rol modeliniz, sağlığınız için bir rol modeliniz, mesleğiniz için bir rol modeliniz, hayatınızın geliştirmek istediğiniz her yönü için bir rol modeliniz olabilir. Bu kişiler sizi yıllar sürecek acılardan kurtarabilir, uçurumlara yuvarlanmanızı engelleyebilirler. Bazen de nehrin üzerinde kendinizi yalnız bulur, önemli kararları kendi kendinize vermek zorunda kalırsınız. Bu konudaki iyi haber, eğer tecrübelerinizden ders almaya hazır ve istekliyseniz, zorluk dönemi diye nitelendirdiğiniz dönemlerin bile size çok değerli bilgiler getirdiğini, ilerdeki kararlarınızda kullanabileceğiniz kilit farklılıklar sunduğunu görebilmektir. Hangi başarılı insana sorsanız, size aynı şeyi söyleyecektir -tabii eğer dürüst davranıyorsa!- Benim sizden başarılı olmam, sizden daha çok sayıda kötü kararlar vermiş olduğumdandır, diyecektir. Seminerlerime gelen insanlar genellikle bana, "Belli bir becerinin ustası olmak acaba ne kadar zamanımı alır?" diye sorarlar. Benim onlara hemen verdiğim cevap, "Siz ne kadar zaman almasını istiyorsunuz?" sorusudur. Eğer siz günde on yeni eylem kararı alıyorsanız ve bu oranda da öğrenme tecrübesi biriktiriyorsanız, beri yanda başka biri ayda bir tek yeni eylem kararı alıyorsa, o zaman on aylık tecrübeyi bir günde biriktiriyorsunuz demektir. Çok geçmeden o becerinin ustası olursunuz -ve ne gariptir ki- size o zaman "istidatlı ve şanslı" derler. Ben topluluk önünde konuşma becerisini çok iyi öğrendim, çünkü haftada bir kere değil, günde üç kere konuşmalar yaptım. Beni dinleyecek birilerini bulduğum anda, hazırdım. Kuruluşumda çalışan diğer insanlar yılda kırk sekiz konferans vermek üzere planlar yaparken, ben o kadar konferansı iki haftada veriyordum. Bir ay dolduğunda, iki yıllık tecrübe biriktirmiştim. Bir yılın sonunda tecrübem on yıllık olcaktı. İş arkadaşlarım, böyle bir yetenekle doğduğum için ne kadar "şanslı" olduğumu söyleyip duruyorlardı. Onlara da şu anda size söylediğim şeyi söylemeye çalıştım. Ustalaşmak, siz ne kadar sürdürmek isterseniz, o kadar sürer. Bu arada, acaba verdiğim konferansların hepsi harika mıydı? Hiç de değildi! Ama her tecrübeden ders almayı iş edindim, bu beni ustalaştırdı, sonunda herhangi boyda bir salona girdiğimde, her meslekteki insanlara gerçek anlamda ulaşabilmeyi başardım. Ne kadar hazırlıklı olursanız olun, size bir konuda daha garanti vermek isterim: Eğer hayat nehrinin üzerindeyseniz, mutlaka birkaç sert kayaya da çarpacaksınız demektir. Bu karamsarlık değil, gerçekçilik aslında. İşin kilidi şurada: Kayığınız karaya oturduğu zaman, kendinizi "başarısız" bulup dövüneceğiniz yerde, hayatta başarısızlık diye bir şey olmadığını hatırlayın. Var olan yalnızca sonuçlardır. Eğer istediğiniz sonuçları elde edemedinizse, bu tecrübeden bir şeyler öğrenin ki ilerde daha iyi kararlar verebilmek için elinizde referanslarınız olsun. ![]()
__________________ ![]() |
![]() | ![]() |
![]() | #7 (permalink) |
Administrators Zerynthia ![]() Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() | ![]() ![]() "Ya bir yol bulacağız, ya da bir yol açacağız." ANİBAL Uzun dönemli mutluluğunuzu garantiye almak için vermeniz gereken en önemli kararlardan biri, hayatın size getirdiği şeyi o anda kullanmaya karar vermektir. Eğer; 1) Kesinlikle başarmak istediğiniz şeyin ne olduğuna açık seçik karar vermişseniz, 2) Büyüp çapta eyleme geçmeye istekliyseniz, 3) Nelerin iyi sonuç getirip nelerin getirmediğine dikkat ediyorsanız ve 4) İstediğinizi elde edinceye kadar, hayatın belli anlarda karşınıza çıkardıklarını hemen kullanarak, yaklaşımınızı değiştirmeyi sürdürüyorsanız, o zaman elde edemeyeceğiniz hiçbir şey yok demektir. Büyük çapta başarılı olan herkes bu dört adımı atmış, Nihaî Başarı Formülü'nü uygulamıştır. Benim en sevdiğim "Nihaî Başarı" hikâyelerinden biri, Bay Soichiro Honda'nın hikâyesidir. Tahmin edeceğiniz gibi, Bay Honda, kendi adıyla anılan kuruluşun kurucusudur. Ne kadar büyük olursa olsun bütün şirketler gibi, Honda Şirketi de bir kararla ve sonuç elde etmeye dönük ihtiraslı bir arzuyla başlamıştır. 1938 yılında, Bay Honda henüz okulda öğrenciyken, sahip olduğu her şeyi bir küçük atölyeye yatırmış, piston ringleri konusunda kendi kafasında var olan fikri geliştirmeye koyulmuştur. Çalışmalarını Toyota Şirketine satmak istediği için gece gündüz çalışmış, dirseklerine kadar yağlara batmış, o atölyede yatıp kalkmış, sonuç alacağına olan inancını hiçbir zaman yitirmemiştir. İşini sürdürebilmek için karısının mücevherlerini bile rehine koymak zorunda kalmıştır. Ama sonunda piston ringlerini tamamlayıp Toyota'ya sunduğunda, bunların Toyota standartlarına uymadığı söylenmiştir. Onu gerisin geri iki yıllığına okula yolladıklarında, öğretmenleriyle arkadaşları ona gülüp durmuş, tasarımlarının çok saçma şeyler olduğunu söylemişlerdir. Ama o, bu tecrübenin acısına odaklanacağı yerde, amacına olan konsantrasyonunu sürdürmüştür. İki yıl daha geçtiğinde, Toyota ona hayalindeki anlaşmayı sunmuştur. İhtirasıyla inançlarının sonuç verişi, ne istediğini bildiği, eyleme geçtiği, nelerin iyi sonuç verdiğine dikkat ettiği, istediğine ulaşıncaya kadar yaklaşımını sürekli değiştirdiği içindir. Ama o sırada ortaya yeni bir sorun çıkmıştır. Japon hükümetinin savaşa hazırlandığı günlerdir o günler. Fabrikasını kurmak için ihtiyacı olan betonu ona vermemişlerdir. Peki, o vaz mı geçmiştir o zaman? Hayır. Bunun ne büyük haksızlık olduğuna mı konsantre olmuştur? Rüyasını ölmüş mü saymıştır? Asla. Yine tecrübelerini kullanmaya karar vermiş, başka bir strateji geliştirmiştir. Ekip arkadaşlarıyla birlikte, kendi betonlarını yapabilecekleri yeni bir süreç geliştirmiş, fabrikasını öyle kurmuştur. Savaş sırasında o fabrika iki kere bombalanmış, imalât tesislerinin önemli bölümleri mahvolmuştur. Honda'nın cevabı ne olmuştur o zaman? Ekibini toplamış, ABD ordusunun fırlatıp attığı benzin tenekelerini biriktirmeye koyulmuştur. Bunlara, "Başkan Truman'ın Armağanları" diye isim takmıştır, çünkü niyeti o tenekeleri kendi imalâtında ham madde olarak kullanmaktır. Savaş sırasında Japonya'da bu tür maddeler bulunamamaktadır, îonunda bütün bunları arkasında bıraktığında, bu sefer de bir deprem, fabrikasını yerle bir etmiştir. Honda da o sırada piston operasyonunu Toyota'ya satmaya karar vermiştir. İşte size, başarı konusunda güçlü kararlar vermiş birinin hikâyesi. Yaptığı işe yönelik ihtirası ve inancı olan bir adam. Çok da güçlü bir stratejiye sahipti. Büyük çapta eyleme geçiyordu. Yaklaşımını habire değiştiriyor, ama yine de kendini adadığı sonuçları üretemiyordu. Ama sebat etmeye karar vermişti. Savaştan sonra Japonya'da korkunç bir benzin kıtlığı başladı. Bay Honda, ailesi için yiyecek alışverişine bile arabasıyla gidemez oldu. Sonunda çaresizlik içinde, Bisikletine küçük bir motor taktı. Hemen ardından komşuları, "Bize de böyle motorlu Bisiklet yapar mısın?" demeye başladılar. Bir iki derken sonunda Bay Honda'nın elindeki motorlar tükendi. O zaman, yeni icadı için motor yapacak bir fabrika kurmaya karar verdi ama ne yazık ki elinde sermaye yoktu. Tıpkı daha önce yaptığı gibi, bu sefer de ne yapıp yapıp bir yolunu bulmaya karar verdi! Japonya'daki 18.000 Bisikletçi dükkânına birer mektup yazdı, icadının getireceği hareketlilikle Japonya'ya yeniden hayat verebileceklerini söyledi, içlerinden 5000 tanesi ona istediği sermayeyi vermeye razı oldu. Yine de, yaptığı motorlu Bisikleti ancak azimli Bisikletseverlere satabiliyordu, çünkü bunlar çok kocaman, çok ağır şeylerdi. Bunun üzerine son bir değişiklik daha yaptı, çok daha hafif, küçük bir motorlu Bisiklet modeli yarattı. Adını "Süper Cub" olarak seçti, bir gece içinde başarıya ulaştı, kendisine İmparatorluk Nişanı verildi. Daha sonra motorlu Bisikletlerini Avrupa ve Amerika'nın yeni kuşak çocuklarına yönelik olarak ihraç etmeye girişti, yetmişli yıllarla da, o kadar tutulan otomobilleriyle ortaya çıktı. Bugün Honda Şirketi, ABD ve Japonya'da 100.000 kişi çalıştırmaktadır, Japonya'nın en büyük oto üreticilerinden biri sayılmaktadır, ABD içindeki satışları da Toyota'dan fazladır. Bu başarı, bir tek adamın, koşullar ne olursa olsun, bir karara sürekli bağlı kalıp onu uygulamaktaki değeri ve gücü anlaması sayesinde gerçekleşmiştir. ![]()
__________________ ![]() |
![]() | ![]() |
![]() | #8 (permalink) |
Administrators Zerynthia ![]() Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() | ![]() ![]() KRİSTAL KÜRE ÇATLADI... Aşağıda bazı inanılmaz başarıya ulaşmış kitaplarla ilgili gerçek "red" cevaplarını bulacaksınız. Hayvanlar Çiftliği-George Orwell "ABD'de hayvan hikâyeleri asla satılmaz." Anne Frank'in Hatıra Defteri-Anne Frank "Benim görebildiğim kadarıyla, kızda kitabı "merak" düzeyinin üzerine çıkaracak özel bir gözlem ve duygu gücü yok. Sinekler Tanrısı-William Golding "Kanımızca çok gelecek vadeden bir fikir ama işleyiş biçiminizde, tam da başarılı sayılmazsınız. Lady Chatterley'in Aşığı-D.H. Lawrence "Bu kitabı, kendi iyiliğiniz için, hiç yayınlamayın." Hayat Şehveti-Irving Stone "Bir ressamla ilgili, upuzun, sıkıcı bir roman." Bazen bir karar verip eyleme geçtiğinizde, kısa dönemde işlerin sonuç vermiyor gibi görünebileceğini Honda biliyordu. Başarıya ulaşmak için, insanın uzun dönemli odağa ihtiyacı vardır. Kişisel hayatımızda karşımıza çıkan zorlukların çoğu, örneğin sürekli olarak çok yememiz, içki içmemiz, sigara içmemiz, pes edip rüyalarımızdan vazgeçmemiz, hep kısa dönemli odaklanmaktan kaynaklanır. Başarı ve başarısızlık, bir gecelik tecrübeler değildir. İnsanları başarısızlığa sürükleyen, yol üzerinde verdikleri bir yığın küçük kararlardır. İzlememektir. Eyleme geçmemektir. Sebat etmemektir. Zihinsel ve duygusal durumumuzu yönetememektir. Bunun tersine, başarı da yine küçük kararlar vermenin sonucudur: Kendinize daha yüksek standartlar uygulama kararı, katkıda bulunma kararı, çevrenin sizi kontrol etmesine izin vermektense kendi zihninizi besleme kararı... İşte bu küçük kararlar, bizim başarı dediğimiz hayat tecrübesini yaratmaktadır. Başarıya ulaşan hiçbir kişi ya da kuruluş, bunu yakın dönem bakışıyla sağlamış değildir. Ulusal çapta düşünürsek, şu sıra mücadele etmekte olduğumuz zorlukların çoğu, verdiğimiz kararların potansiyel sonuçlarını düşünmeyişimizden kaynaklanmış şeylerdir. Krizlerimiz, örneğin S&L skandalı, ödemeler dengesi açığı, bütçe açığı, eğitim bozulması, uyuşturucu ve alkol sorunları, hep kısa dönemli düşünmekten doğmuştur. İşte bu, Niagara Sendromu'nun en belirgin örneğidir. Kükreyen nehrin üzerinde ilerlerken, eğer dikkatiniz, ilk karşınıza çıkacak kayaya çarpmaktan kaçınmaya dönükse, uzağı göremeyeceğiniz için çavlana yuvarlanmaktan kurtulamazsınız. Biz toplum olarak, çabucak gelecek mutluluklara öylesine odaklanıyoruz ki, bulduğumuz kısa dönem çözümleri genellikle uzun dönem sorunlarının nedeni oluyor. Çocuklarımız okulda düşünecek, ezberleyecek, öğrenecek kadar uzun süre dikkat etmekte zorluk çekiyorlar ve bunun bir nedeni de sürekli olarak çabuk zevklere yönelmemiz, bunun tiryakisi olmamızdır. Video oyunları, televizyon reklamları gibi şeyler tiryakilik yaratmaktadır. Ulus olarak, fazla kilolu çocukların oranı bizim ülkemizde en yüksektir, tarihte de bu oran hiçbir zaman bizim ülkemizdeki kadar yüksek olmamıştır. Nedeni yine hızlı çözüm peşine düşmemizdir. Sosisli sandviç ve hamburger, suda kendiliğinden eriyen muhallebi, mikrodalga fırında pişmiş kekler gibi. İş hayatında bu tür kısa dönem bakışı çok tehlikeli olabilir. Exxon Valdez olayı, bir tek küçük kararla kaçınılabilecek bir şeydi. Exxon tankerlerine çift gövde yerleştirebilirdi. Bu pro-aktif karar, çarpışma durumunda petrolün sızıp yayılmasını önleyebilirdi. Ama petrol şirketi bunu yapmamayı seçti, uzun vadeli kâr yerine hızlı kârı seçti. Çarpışma ve sızma sonucunda Exxon, 1.1 milyar dolarlık bir tazminat ödemek zorunda kalacak, bunu sırf verdiği ekonomik zararları karşılamak için ödeyecek. Ama buna, Alaska ve çevre bölgelere verilen o kalıcı ekolojik zararlar dahil bile değil. Kendinizi uzun vadeli sonuçlara adamaya karar vermek, kısa dönemli çözümlere heves etmemek, hayatınız boyunca alacağınız kararların en önemlilerindendir. Bunu yapmamak, yalnız büyük finansal ve toplumsal acılara yol açmakla kalmaz, bazen sonunda insana kişisel acılar da getirebilir. Adını belki duymuş olabileceğiniz bir genç, ünlü müzisyen olma rüyasını daha fazla ertelemek istemediğine karar vererek okuldan belge almıştı. Ama rüyası o kadar da çabuk gerçekleşmedi. Yirmi iki yaşına geldiğinde, yanlış bir karar verdiğinden korkmaya başlamıştı. Belki de onun müziğini hiçbir zaman, hiç kimse sevmeyecekti. Barlarda piyano çalıyordu, cebinde meteliği yoktu. Evsiz de kaldığı için geceleri çamaşırhanelerde sabahlıyordu. Büsbütün parçalanmasını önleyen tek şey, romantik ilişkisiydi. Ama o sırada, sevgilisi de onu bırakmaya karar verdi. Kızın gidişi, onu uçuruma iten son etken oldu. Bir daha onun kadar güzel bir kadın bulamayacağına odaklandı. Bu durum ona bir tek şeyi ifade ediyordu: Hayatı artık bitmişti. İntihar etmeye karar verdi. Bereket versin bunu yapmadan önce elindeki opsiyonları yeniden bir düşündü, akıl hastanesine yatmayı seçti. Orada geçirdiği zaman içinde, esas sorunların ne olduğu konusunda bazı referanslar edindi. Sonradan sık sık, "Ahh, bir daha asla o kadar aşağıya kaymayacağım" derdi. Bugün ise, "Attığım en iyi adımlardan biriydi, çünkü ne olursa olsun, ben artık hiçbir şey için kendine acıma yolunu seçmem" diyor. "Bana olabilecek hiçbir şey, başka insanlarda gördüğüm bazı sorunların çapına ulaşamaz." Adanmışlığını diriltip uzun vadeli rüyasını yeniden kovalamaya başladı ve sonunda istediğine ulaştı. Adını mı bilmek istiyorsunuz? Billy Joel... Milyonlarca hayranı tarafından tapılan, süper model Christie Brinkley'le evlenen bu adamın, bir zamanlar müziğinin kalitesinden kuşku duyduğuna, giden sevgilisi kadar güzel bir kız bulamayacağına kaygılandığına inanabiliyor musunuz? Unutulmaması gereken nokta, kısa dönemde imkânsız görünen şeyin, uzun dönemde fenomen sayılacak bir başarıya ve mutluluğa dönüşebilmesidir. Billy Joel'in kendini depresyondan kurtarması, hayatımızın her ânında hepimizin kontrolünde bulunan üç karar sayesinde olmuştur: Neye odaklanmak?, olup bitenler ne kadar anlam taşıyor?, bir de bizi sınırlıyor gözüken zorluklara rağmen neler yapmak gerek? Standartlarını yükseltip onları yeni inançlarıyla desteklemiş, uygulaması gerektiğine inandığı stratejileri de uygulamıştır. Zor zamanlarımda bana dayanma gücü veren inançlarımdan biri de şudur: "Tanrı'nın bir şeyi ertelemesi, reddetmesi demek değildir." Çoğu zaman, kısa dönemde imkânsız görünen bir şey, eğer sebat ederseniz uzun dönemde çok mümkün hale gelebiliyor. Başarıya ulaşabilmek için, kendimizi sürekli uzun döneme dönük düşünecek biçimde disipline almalıyız. Ben kendime bu gerçeği hatırlatabilmek için, hayatın parlak ve gamlı dönemlerini, bir bakıma mevsimlere benzetirim. Hiçbir mevsim sonsuza kadar sürmez, çünkü hayatın tümü bir ekim-hasat-dinlenme ve yenilenme döngüsüdür. Kış da sonsuz değildir. Bugün karşınızda zorluklar varsa bile, ilkbahar gelmeyecek sanamazsınız. Bazı kimseler için kış demek, kış uykusu demektir. Diğer bazıları için, kızağa atlayıp kaymak demektir! Mevsimin bitmesini beklemek her zaman mümkündür ama neden onu unutulmayacak bir, zaman dilimi haline getirmeyelim ki? ![]()
__________________ ![]() |
![]() | ![]() |
![]() | #9 (permalink) |
Binbaşı ![]() Üyelik tarihi: Jun 2010 Bulunduğu yer: Venüs
Mesajlar: 1,403
Tesekkür: 6,102
1,460 Mesajinıza toplam 6,406 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() | ![]() Ya ben Sedona yönteminden sonra buna da takıldım. Benim kristal kürem de çatlamıştı galiba... Sebat etmek... O kadar önemli ki... Sebat... kesinlikle...
__________________ ![]() I dream my life away I'm just a dreamer who dreams of better days." |
![]() | ![]() |
![]() | #10 (permalink) |
Administrators Zerynthia ![]() Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() | ![]() ![]() KARAR GÜCÜNE KOŞUM VURUN Bu bölümü şöyle bir toparlayabilmek için, yaşadığınız sürece hayat tecrübenizi biçimlendiren karar gücüne koşum vurabilmenizi sağlayacak altı hızlı anahtar vermek istiyorum. 1. Karar vermenin gerçek gücünü unutmayın. Tüm hayatınızı değiştirmek için her an kullanabileceğiniz bir araçtır o güç. Yeni bir karar verdiğiniz anda, yeni bir sebebi, etkiyi, yönlendirmeyi ve hayat hedefini devreye sokuyorsunuz. Aslında hayatınızı değiştirmeye, o yeni kararı verdiğiniz anda başlıyorsunuz. Kendinizi zor durumda hissettiğinizde, elinizde bir seçenek olmadığına inandığınızda, her şey kendiliğinden "bana" oluyor dediğinizde, bunu durdurmak için bir durup karar vermeniz yeter. Unutmayın ki bir kararın gerçek olup olmadığı, yeni eylemlere geçmenizle ölçülebilir. Eğer eylem yoksa, aslında karar vermemişsiniz demektir. 2. Herhangi bir şeyi başarmanın en zor adımı, adanmak, gerçek bir karar vermektir, bunu unutmayın. Adanmışlığınızı uygulamak genellikle kararın kendisinden çok daha kolaydır. Bu nedenle, kararlarınızı zekice verin, ama çabuk verin. Onu nasıl uygulayacağınızı, uygulamaya gücünüzün yetip yetmeyeceğini uzun süre düşünüp durmayın. İstatistiklerin gösterdiğine göre en başarılı insanlar kararlarını çabucak verebilmektedirler, çünkü değer sistemleri kafalarında nettir ve hayatlarında ne istediklerini bilirler. Aynı araştırmaların gösterdiğine göre, kararlarını değiştirme konusunda bu insanlar ya çok yavaş davranmakta, ya da hiç değiştirmemektedirler. Buna karşılık başarısızlıklara uğrayan insanlar kararlarını çok yavaş vermekte ve çabucak fikir değiştirmekte, bir ileri bir geri sıçrayıp durmaktadırlar. Siz karar verin, o kadar! Karar vermenin de kendi başına bir eylem olduğunu anlayın. Kararın iyi bir tanımı, "değerlendirilen enformasyon" olabilir. Gerçek anlamda bir karar verdiğinizi, o karardan eylemler fışkırdığında anlarsınız. Bir sebebi harekete geçirmiş olursunuz. Genellikle bir karar vermenin etkisi, daha büyük bir amacı yaratmaya katkıda bulunur. Benim kendim için koyduğum kritik bir kural vardır: Karar verdiğin yerde dur, o kararı gerçekleştirmek için bir eylem yapmadan oradan ayrılma. 3. Sık sık kararlar verin. Ne kadar çok karar verirseniz, karar vermede o kadar başarılı olursunuz. Kaslar çalışa çalışa güçlenir. Karar verme kaslarınız da öyledir. O gücünüzün bağlarını hemen şu anda çözüp, ertelemekte olduğunuz bazı kararları verin. Bunun hayatınızda yaratacağı heyecana ve enerjiye inanamayacaksınız! 4. Kararlarınızdan ders alın. Bundan kaçmak olamaz. Ne yaparsanız yapın, bazen kötü kararlar da vereceksiniz. Böyle bir durumda, dövünmeye başlamak yerine, bir şeyler öğrenin. Kendinize, "Bunun iyi yanı neresi? Bundan ne öğrenebilirim?" diye sorun. Bu başarısızlık belki de kılık değiştirmiş bir armağandır, çünkü onu gelecekte daha iyi kararlar verme işinde kullanabilirsiniz. Kısa dönemli engeli düşünmek yerine, size zaman kazandıracak, paradan, acıdan tasarruf sağlayacak, gelecekte başarıya ulaşmanızı garantileyecek dersleri öğrenin. 5. Kararlarınıza bağlı kalın, ama yaklaşımlarınızda esnek olun. Örneğin bir kere insan olarak nasıl biri olacağınıza karar verdikten sonra, bunu yapmanın yollarından birine bağlanıp kalmayın. Siz sonucun peşindesiniz. İnsanlar bazen hayatlarında ne istediklerine karar verirken, o anda bildikleri yolların en iyisini de birlikte seçerler... Bir harita oluştururlar. Ama alternatif yollara açık olmazlar. Yaklaşımınızda katılaşmayın. Bir esneklik sanatı geliştirin. 6. Kararlar vermekten zevk alın. Bir anda vereceğiniz bir kararın, hayatınızı ebediyen değiştirebileceğini bilin. Bu karar, kuyrukta önünüzde duran insanla, uçakta yanınızda oturan kişiyle, bir sonra edeceğiniz ya da size gelecek telefonla, ilk göreceğiniz filmle ya da okuyacağınız kitapla ilgili olabileceği gibi, bazen bir sayfa çevirmekle sel kapaklarını açıverirsiniz, hep bekleyip durduğunuz şeyler gelip yerine oturuverir. Hayatınızın gerçekten ihtiras dolu olmasını istiyorsanız, bu beklenti tutumu içinde yaşamanız gerekir. Yıllar önce ben, o sıra küçük saydığım bir karar vermiştim, ama o karar hayatımı biçimlendirdi. Colorado'nun Denver kentinde bir seminer düzenlemeye karar vermiştim. O seminer, Becky adlı bir bayanla tanışmama yol açtı. Şimdi soyadı Robbins oldu. Kendisi kesinlikle hayatımın en büyük armağanlarından biri. Aynı yolculukta, ilk kitabımı yazmaya karar verdim. Bugün o kitap dünyanın çeşitli yerlerinde on bir dilde basıldı. Birkaç gün sonra, Teksas'ta bir seminer yapmaya karar verdim. Kendi programımı doldurabilmek için bir hafta uğraştıktan sonra, promosyonu yapan kuruluş bana parayı ödemedi, sahibi kentten kaçtı. Konuşmak için en uygun kişi, o adamın tuttuğu halkla ilişkiler görevlisiydi. O da benzer dertleri olan bir kadındı. O kadın benim edebiyat ajanım oldu, ilk kitabımın yayınlanmasını sağladı. Sonuçta, bu olayları sizinle paylaşma fırsatını buldum işte. Bir zamanlar kendime bir ortak almaya da karar vermiştim. Bu kişinin karakterini önceden sorup soruşturmamak, verdiğim kötü kararlardan biri oldu. Bir yıl içinde çeyrek milyon doları zimmetine geçirdi, şirketimi 758.000 dolar borca soktu. Ben bu arada yollara düşmüş, 200 seminer yapıyordum. Bereket versin bu kötü kararımdan ders aldım, daha iyi bir karar vermeyi başardım. Çevremdeki tüm uzmanlar, benim için en iyi yolun iflâs ilan etmek olduğunu söylerken, ben olayları tersine çevirmek için bir yol bulmaya karar verdim, hayatımın en büyük başarılarından birine ulaştım. Şirketi yepyeni bir düzeye çıkardım. O tecrübeden öğrendiklerim yalnız uzun vadeli iş başarılarımı yaratmakla kalmadı, aynı zamanda bu kitapta öğreneceğiniz Nöro Asosiyatif Şartlanma ve Kader Teknolojileri ile ilgili nice farklılıkları ve üstünlükleri bana sağladı. ![]()
__________________ ![]() |
![]() | ![]() |
![]() |
Bookmarks |
Etiketler |
anthony robbins, içindeki devi uyandır, kitap özeti, sınırsız güç |
Seçenekler | |
Stil | |
| |
Hedef Ön Hazırlık ve Hedefler Makaleler İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız "Tüm inisiyatif ve yaratma eylemleriyle ilgili bir tek basit gerçek vardır: Kişi kendini gerçekten adadığı anda, "Kader" de harekete geçmektedir." JOHANN /VOLFGANG VON GOETHE Eğer karar vermek bu kadar basit ve güçlüyse, o zaman Nike'nin öğüdüne, "Haydi, yapın!" öğüdüne uyan ...
ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Hedefler Makaleler telkin cd indir izle İstanbul Hedefler Makaleler nerededir kimdir Hedefler Makaleler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Hedefler Makaleler hipnoz Hedefler Makaleler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Hedefler Makaleler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Hedefler Makaleler kuantum düşünce kitap haberi