![]() |
"nereye koysak " bilemediğimiz ilginç haberler köşesi arkadaşlar bazen ilginç haberler okuyorum.. pc05 sizlerle paylaşmak istiyorum ama nereye ekleyeceğimi bilemiyorum.. 4897 bu tarz bilgileri bu başlık altından paylaşabiliriz diye düşündüm.. ne dersiniz.. dusun sitemizin yakamozları için bu güzel haberle başlayayım.. 2 bin 500 kelimenin göz önünde tutulduğu yarışmada, türkçe’deki “yakamoz” sözcüğü, dünyanın en güzel sözcüğü seçildi. berlin - almanya’nın başkenti berlin’deki dış ilişkiler enstitüsü tarafından düzenlenen, 60 ülkeden yaklaşık 2 bin 500 kelimenin göz önünde tutulduğu yarışmada, türkçe “yakamoz” sözcüğü, 3 kişilik jüri tarafından dünyanın en güzel sözcüğü olarak belirlendi. “yakamoz” sözcüğünün, orijinalliği, anlamı ve kültürel önemi açısından birinciliğe layık görüldüğü bildirildi. yarışmada ikinciliği, horlamak anlamına gelen çince “hu lu” kelimesi kazanırken, üçüncülüğü de afrika’daki luganda dilinde “düzensiz” anlamına gelen “volongoto” sözcüğü elde etti. yakamozun anlamı ayışığının suya yansıması (mehtap) ile karıştırılan yakamoz, uyarıldığında ışık saçan tek hücreli bir deniz canlısıdır. denizin ateş böceği olarak da düşünülebilir çünkü iki canlının biyolojik olarak ışık saçması (biyoluminesans) onları özel kılar. boyut olarak küçük olan bu canlının birçoklarının bir araya gelip, ışık saçmasına da yakamoz denir. yakamozun gözlemlenebilmesi için diğer ışık kaynaklarının (güneş, ay ve şehir ışıkları) yakamoz ışıklarını bastırmaması gerekir. yakamoz oluştuğunda denizde uzun floresan lambalar yanıyormuş gibi gözükür. kaynak: vikipedia http://www.ntvmsnbc.com/news/424260.asp#storyContinues http://www.ntvmsnbc.com/news/274843.jpg |
en eski ayak izi mısırlı arkeologlar, ülkenin batı çölünde tarihteki en eski insan ayak izi olabileceğini söyledikleri bir ayak izi buldular. zahi hawass açıkladı. arkeologlar siwa’daki tarih öncesi bir siteyi araştırırken çamura damgalanmış ve sonra kayaya sertleşmiş ayak izini buldular. bilim adamları onun tam yaşını belirlemek için kayadaki bitkiler üzerinde karbon testi yapıyorlar. mısır antikler yüksek konseyi genel sekreteri zahi hawass, “bu iki milyon yıl öncesine kadar gidebilir” dedi. “mısır’daki en önemli keşif olabilir” konseyde tarih öncesinin yöneticisi olan khales saad, ayak izinin bulunduğu kayanın yaşına bağlı olarak, 1974’te etyopya’da bulunan maymun – insanın kısmi iskeleti 3 milyon yaşındaki ünlü lucy’den daha geriye gidebileceğini söyledi. http://www.int.iol.co.za/index.php? set_id=1&click_id=588&art_id=nw20070820183015779c298328 http://www.dailygalaxy.com/photos/un...ootprint_2.jpg |
bitkilerde konuşur bitkilerin birbirlerini uyarmak için kendi chat sistemlerini kullandıklarını ortaya koyuyor. bundan dolayı bitkiler sadece orada kesilmeyi veya yenmeyi bekleyen can sıkıcı ve pasif organizmalar olarak düşünülemez. birçok bitki içsel iletişim şebekeleri oluşturur ve etkili bir şekilde bilgi değişiminde bulunabilir. chat şebekesi çilek, yonca, kamış gibi bir çok bitki doğal olarak şebekeler oluşturur. bireysel bitkiler birbirleri ile belli bir zaman periyodunda bağlantılı kalır. bu bağlantılar bitkilerin içsel kanallar aracılığı ile birbirleriyle bilgi paylaşmasını sağlar. bundan dolayı bilgisayar şebekelerine çok benzerdir. ama bitkiler birbirleri ile ne hakkında konuşmak isterler? son zamanlarda stuefer ve çalışma arkadaşları eğer düşmanlar yakında ise bitkilerin birbirlerini şebeke hatları aracılığı ile uyardığını ilk kez gösterdiler. eğer bitkilerden birine tırtıl saldırırsa, şebekenin diğer üyeleri içsel sinyallar ile uyarılır. uyarıldıklarında, el sürülmemiş, sağlam bitkiler yaklaşan tırtıllar için daha az çekici olmak için kimyasal ve mekanik dirençlerini güçlendirir. bu erken uyarı sistemi sayesinde, bitkiler saldırganların bir adım önünde durabilir. deneysel araştırma bunun bitkilerin zarar görmesini önemli ölçüde sınırladığını ortaya koydu. virüsler ancak madalyanın öteki yüzü var. bu sadece ınternet için geçerli değil, bitkiler için de geçerli. bitki virüslerinin bağlantılı bitkilerde hızla yayılmaları için altyapımı sistemini kullanabildikleri görünüyor. bu nedenle bir bitkideki enfeksiyon, şebekedeki tüm bitkilerin enfeksiyonuna yol açıyor. bu araştırma, bitkilerin genel imajının realitenin zayıf bir yansıması olduğunu gösteriyor. etrafımızdaki bir çok bitkinin sürekli birbirleri ile iletişimde olduğundan kim şüphelenirdi ki? hollanda bilimsel araştırma organizasyonu’nun sunduğu materyallerden uyarlanmıştır. http://www.sciencedaily.com/releases...0925095313.htm http://tbn0.google.com/images?q=tbn:...i_cicek150.jpg |
Ynt: "nereye koysak " bilemediğimiz ilginç haberler köşesi acaba ayak kaç numaraa? dusun dusun sevincli |
Ynt: "nereye koysak " bilemediğimiz ilginç haberler köşesi [color=teal][i][b]emel Allah iyiliğini versin.. aa34 yeni mesajlarda pc05 bölümün adını görünce bendeki tepki..... a ilginç haber eklemiş emel oldu.. dusun sayfayı açınca ne göreyim 44 ark5 sevincli sevincli Alıntı:
katıldım gülmekten 45 miş 45 girlhaha |
Ynt: "nereye koysak " bilemediğimiz ilginç haberler köşesi Alıntı:
yok yafff ne kırkkbeşiiii daha büyüktür bea eski dönemlerin insanları devasaymış ya aa34 aa34 aa34 |
Ynt: "nereye koysak " bilemediğimiz ilginç haberler köşesi ya birde ben yeni yeni çiçek bakıp besleyen biri olarak çiçeklerimi pek severim onlarla herr evde oldugumda konusurum.sanki beni anlıyorlarmış duyuyorlarmış gibi... girlhaha duyduklarını biliyorum ama yaptıgım esprilere nasıl gülüyorlar acep aa34 aa34 aa34 aa34 ( ay bu gece her seyin hayırlısı iyice dibine vurdum deliliğin sanki girlhaha girlhaha ) |
honkong da gün batımı ben çok beğendim sizlerde görün istedim... aşağıda ki linkte honkong ta gün batımı nasıl olur... link açılınca maus ile resmin üstünden aşağıya doğru yavaş yavaş inin http://61226.com/share/hk.swf |
Ynt: "nereye koysak " bilemediğimiz ilginç haberler köşesi çok güzel birşey bu teşekkürler shamanic |
Ynt: "nereye koysak " bilemediğimiz ilginç haberler köşesi emelcim madem çiçekleri seviyorsun ben bir ay kadar yokum canım rice etsem sular mısın buncaazları... hy789 girlhaha http://www.imagetr.org/out.php/t5787_ciceklerimmm.jpg çok yer kaplamasın diye küçülttüm üstüne tıklayın.. sevincli |
Ynt: "nereye koysak " bilemediğimiz ilginç haberler köşesi ayy canımmm ne güzel sey bunlarrr ttli3 tabii sekerim emin ellerde çiçeklerinn 44 de söle bir durum var duvarın uzanılması imkansıza yakın yerleri için senin kullandıgın bir düzenek varmı yoksa ben bilare icat edeyim mi? girlhaha |
Ynt: "nereye koysak " bilemediğimiz ilginç haberler köşesi emelcim sende her şeye bahane buluyon olmazki ama... girlhaha çiçek sulucan yukarı nası çıkıyım.. dusun astralde kahve içcen nası içim 4897 olmazki ama... khkh56 kıyamam sana benn ark5 |
bilimin açıklayamadığı 36 keşif bilimin açıklayamadığı 36 keşif.. idea3 bana çok ilginç geldi bu haber sizlerde bir bakın isterseniz... en ilginç olanları ise bana göre 20-21-22-23-27 ve 34 ... dusun http://w10.gazetevatan.com/fotogaler...&page_number=1 |
Ynt: "nereye koysak " bilemediğimiz ilginç haberler köşesi Alıntı:
|
Ynt: "nereye koysak " bilemediğimiz ilginç haberler köşesi haklısın kuzucum.. bulduk senin gibi şirin kızı .. habire zor işleri çıkardık karşına... ark5 sümbül çözümü bulur da kahve içersen eger benim işi zaten halledersin... thumbsanim ingiltereye süzülürken yukardan bi kova su serpsen çiçeklere yeter canım girlhaha |
Ynt: "nereye koysak " bilemediğimiz ilginç haberler köşesi http://img66.yukle.tc/images/2029gulucuk.jpg resim eklemeyi bu güzel resimle deneyelim bakalım olcakmı |
Ynt: "nereye koysak " bilemediğimiz ilginç haberler köşesi videodan sonra resim eklemeyide başardım yuphi 956k 956k 956k |
Ynt: "nereye koysak " bilemediğimiz ilginç haberler köşesi bravo.. 25889 resim mükemmel bu arada |
Ata'nın hayatında 19 atatürk'ün yaşamında 19 sayısının ayrı bir yeri olduğu öğrenildi. işte, atatürk'ün hayatı boyunca 19 rakamının önemini yansıtan rakamlardan bazıları: -ata, 1881'de 19. yüzyıl'ın bitimine 19 yıl kala doğdu. - 1881, rumi takvime göre 1297'dir. bu rakamların toplamı ise 19'dur. - 1902'de harp okulu'ndan teğmen rütbesiyle mezun oldu, 19 yıl sonra 19 eylül 1921'de mareşal oldu. - harp okulu'nu 20. olarak bitirdi. subaylardan biri yabancı olduğu için mezun olan 19. türk subayı oldu. - 19 nisan 1909'da hareket ordusu ile istanbul'a girdi. - 19 aralık 1915'te albaylığa yükseldi. - 19 mart 1916'da tuğgeneral oldu. - çanakkale savaşı'nda 19. tümen'i kurdu. - 30 nisan 1919'da 9. ordu müfettişliği'ne atandı. - 19 gün sonra 19 mayıs 1919'da 19 kişiyle birlikte samsun'a çıktı. - samsun'da 19 gün kaldı. - 4 temmuz 1919'da erzurum'a gitti. 19 gün sonra 23 temmuz'da erzurum kongresi'ni topladı. - istanbul'a toplam 19 kez geldi. - tbmm kütüğündeki sıra numarası 19'du. - atatürk'ün cenaze töreninde chopin'in 19 notalı 19. marşı çalındı. - madalyalarının toplam sayısı 19'dur. - ebediyete intikal ettiğinde bıraktığı nakit miras 19 bin liraydı. - 'ne mutlu türküm diyene'nin ve 'mustafa kemal atatürk'ün harf toplamı da 19... |
Ynt: "nereye koysak " bilemediğimiz ilginç haberler köşesi Bob Fenster'in 2002 yılında yayınlanan 'Salaklık tarihi'adlı kitabında bibirinden ilginç olaylara yer veriyor.Tarihe böyle geçmek istemezsiniz. İşte hem gülüp hem şaşıracağınız Kitaptan seçilen 12 olay http://www.resim-yukle.com/img01/14/11269image002.jpg |
Ynt: "nereye koysak " bilemediğimiz ilginç haberler köşesi |
Ynt: "nereye koysak " bilemediğimiz ilginç haberler köşesi |
Ynt: "nereye koysak " bilemediğimiz ilginç haberler köşesi |
Ynt: "nereye koysak " bilemediğimiz ilginç haberler köşesi |
Ynt: "nereye koysak " bilemediğimiz ilginç haberler köşesi |
Ynt: "nereye koysak " bilemediğimiz ilginç haberler köşesi |
Ynt: "nereye koysak " bilemediğimiz ilginç haberler köşesi |
Ynt: "nereye koysak " bilemediğimiz ilginç haberler köşesi Ahmet Vefik Paşa'nin ideal yoneticiyi tanimlayan 24 M formulu 1-muteber(geçerli) 2-mutena(seçkin) 3-mutedil (ılımlı) 4-mu'tezim(azimli) 5-mutlif(bağislayici,affedici) 6-muvakkit(zamani iyi ayarlayabilen) 7-muvaffak(basarili) 8-muzaffer(galip) 9-müdebbir(tedbirli) 10-müeyyid(disiplinli) 11-mutefekkir((düşünür) 12-müferrih( güler yüzlü) 13-muhhibb(muhabbetli,seven) 14-muhkim(cömert,ikramci) 15-mültefit(iltifat eden) 16-mumeyyiz(iyiyi kötüden ayirabilen) 17-münevver(aydin) 18-mübeşşir(müjdeleyici) 19-mübeccel((yüceltilmiş) 20-muvahhit(allah'a inanan) 21-mucerrib(tecrubeli, deneyen) 22-müfarik(fark edebilen) 23-müheyya(hazır olan) 24-müceddid(cildini görünüşünü yenileyen) |
Ynt: "nereye koysak " bilemediğimiz ilginç haberler köşesi günümüzde hala kullanılan bu kelimeleri bazen hatırlayamıyabiliyoruz.... iyi bir hatırlatma olmuş ellerine sağlık jaunty... emelcim harikasın... gerçekten çok salakça şeyler... bilmem? gülüp geçiyoruz ama...yazık olmuş adamlara yaaaa..... |
Ynt: "nereye koysak " bilemediğimiz ilginç haberler köşesi Alıntı:
|
ilk kopya koyunumuz oyalı herkese hayırlı olsun :) kopya koyun "oyalı" basınla tanıştı istanbul üniversitesi (iü) veterinerlik fakültesinde dünyaya getirilen türkiye’nin ilk kopya koyunu "oyalı"nın sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi. sezaryenle dün dünyaya gelen "oyalı", fakültede düzenlenen basın toplantısının ardından ilk kez basının ve kamuoyunun karşısına çıkarıldı. iü rektör yardımcısı prof. dr. şafak ural, kopya koyunun üniversitenin akademik araştırmaya olan eğitim ve katkısının bir sonucu olduğunu söyledi. proje sorumlusu prof. dr. sema birler ve ekibine teşekkür eden ural, "oyalı"nın dün hafif ateş yükselmesi sorunu yaşadığını kaydetti. devlet planlama teşkilatı ve tübitak destekli projeler kapsamında yer alan "kopya koyun projesi"nin sorumlusu prof. dr. sema birler de kopya koyuna "oyalı" adını prof. dr. ural’ın koyduğunu söyledi. birler, klonlamanın bir canlının genetik olarak aynı kopyalarının üretilmesi anlamına geldiğini ifade ederek, bir hayvandan yumurta hücreleri elde edildiğini, diğer klonlanacak olan canlıdan da bir vücut hücresinin alındığını anlattı. yumurta hücresinin tüm genetik materyali dışarı alındıktan sonra yumurta hücresine bir vücut hücresi ilave edildiğini ve bu iki hücrenin kaynaştırılmasıyla bir embriyonun üretiminin başlatıldığını dile getiren prof. dr. birler, oluşan embriyonunun taşıyıcı anneye transfer edilmesiyle klon yavruların dünyaya getirildiğini kaydetti. prof. dr. birler, konuşmasını şöyle sürdürdü: "biz, transfer çalışmamızda 69 adet bölünmüş klon embriyoyu 8 koyuna transfer etmiştik. bu 8 koyundan 5 tanesinin 18’inci günde yaptığımız hormon analizleri ile gebe olduğunu öğrendik. 40’ıncı günden sonra yaptığımız ultrason uygulamalarında 2 koyunun gebeliğinin devam ettiğini gördük. klonlama çalışması sonucu gebe kalan koyundan bir tanesi dün doğum yaptı ve türkiye’nin ilk klon kuzusunu dünyaya getirdi. diğerinin halen gebeliği devam ediyor. klonlama bizim için bir sonuç değil, bir başlangıçtır. planlandığımız yolda ilk birkaç basamağı çıkmış olarak görüyoruz kendimizi ve çok yakın bir dönemde ’transcenin’ koyun üretimiyle devam ederek, hayvanlarda kök hücre çalışmalarına da kısa sürede geçmeyi düşünüyoruz. ulaştığımız sonuçların, bilgi ve deneyimlerin gerek hayvancılık, gerek insan sağlığı konusunda çalışan meslektaşlarımıza da yardımcı olacağı umudunu taşıyoruz." kolonlamanın amacı klonlamanın amaçlarından bir tanesinin hayvancılık ve insan sağlığını ilgilendiren konularda gen transferi yapılmış hayvanların "biyofabrikalar" olarak kullanılması olduğunu vurgulayan prof. dr. birler, hemofili, diyabet gibi hastalıklarda kullanılmak üzere sütünden bazı proteinleri üretebilen koyun oluşturmak ve bu şekilde bu sütün ilaç endüstrisinden kullanılmasını sağlamak olduğunu belirtti. prof. dr. birler, gebeliği devam eden diğer koyunun 5-6 gün içinde doğum yapabileceğine işaret ederek, "ilk ultrason incelemelerinde 4-5 yavru gördük. bunlardan hepsi yaşamıyor olabilir. yavru büyüdükçe tek tek saymak zorlaşıyor. ama en az 3 bekliyoruz" diye konuştu. "oyalı"nın tek olarak dünyaya geldiğini vurgulayan prof. dr. birler, doğum yaklaştıkça hem kendilerinin, hem de taşıcıyı annenin strese girdiğini, bu nedenle sezaryeni tercih ettiklerini söyledi. prof. dr. birler, "5 kilo 600 gram ağırlığında dün sezaryenle dünyaya getirilen ’oyalı’nın sağlık durumu iyi" dedi. birler, mezbaha materyalinden yani mezbahada kesilen koyunlardan hücre alarak bunu klonlama işleminde kullandıklarını dile getirerek, bu nedenle ilk kopya koyunun çok özel bir cins olmadığını, daha çok trakya bölgesindeki yerli koyun melezi gibi durduğunu, ancak bir kaç ay sonra daha kesin olarak ırkının ortaya çıkacağını belirtti. hassas "oyalı" ortalamanın 2 katından biraz daha fazla büyüklükte dünyaya gelen "oyalı"nın çok hassas olduğunu ifade eden prof. birler, bazı vitamin ve antibiyotikler verildiğini anlattı. birler, kopya kuzuyu önce biberonla beslediklerini, hayvan biraz daha güçlenince anne sütü alabileceğini dile getirerek, bir hafta geçtiğinde rahatlayacaklarını belirtti. daha önce keçilerde uygulanan, ancak koyunlarda ilk uygulanan bir yöntemi kullandıklarını anlatan sema birler, şunları kaydetti: "erken dönemde biz transferleri gerçekleştirdik. embriyolar henüz bölünmeye başladıkları 48’inci saatte 2-6 hücreye bölündükten sonra transferleri gerçekleştirdik. böyle olunca biraz fazla embriyo verdik, çünkü bu embriyoların yavru oluşturacakları düzeye gelme olasılıkları çok yüksek değildi. ikinci anneden yüzde 50 oranında embriyo annenin uterusuna implante oldu ve büyüme şansını yakaladı. bu da dünyada bir ilk olacak. hepsi sağlıklı doğarsa çok büyük bir yüzde yakalamış olacağız." prof. dr. birler, dişi hayvandan alınan hücreler kullanıldığı için "oyalı"nın dişi olduğunu, taşıyıcı annenin karnındakilerin de dişi olacaklarını vurgulayarak, hepsinin de çekirdek kromozomları olarak hücresinin alındığı hayvanın özelliklerini taşıyacaklarını bildirdi. birler, "tüp bebek" yönteminde alınan yumurta ve sprem hücrelerinin dışarıda bir araya getirildiğini ifade ederek, burada ise erişkin vücut hücresinin kullanılarak embriyo üretildiğini ve o erişkin vücut hücresinin alındığı hayvanın bire bir aynısının yapıldığını, yani baba faktörü olmadığını vurguladı. insanın kopyalanması prof. dr. birler, insanın kopyalanması konusundaki bir soru üzerine de 2 tür klonlama olduğunu, yavru oluşturacak klonlamanın hayvanlar üzerinde uygulandığını, insanlar için böyle bir yöntemin dünyada yasaklanmış durumda olduğunu anlattı. teropötik uygulamada ise embriyonun hücrelerinden embriyonik kök hücreler elde edilmesinin amaçlandığını ifade eden prof. dr. birler, bunun insanlar üzerinde uygulanmaya başlanmadığını, üzerinde yoğun şekilde çalışmaların sürdürüldüğünü kaydetti. prof. dr. birler, klonlama için koyun seçilmesinin nedeninin türkiye’de koyunun sayısının fazla olması ve üretim açısından büyük bir potansiyele sahip olduğu için seçtiklerini anlattı. türkiye’nin mezbaha materyalinden elde edilmiş yumurta hücreleri ile çalışan 4. ülke durumunda olduğunu dile getiren prof. dr. birler, koyunlarda erken transfer tekniğini kullanan ilk ülke durumunda olduğunu söyledi. prof. dr. birler, klonlama işlemi için laboratuvar alt yapısı kurulduğunu, bazı cihazların alındığını belirterek, bunların maliyetinin 250 bin ytl civarında olduğunu, ancak bu maliyetin bir kere yapılmasının yeterli olduğunu bildirdi. "dolly"in üzerinden 11 yıl geçtiğini anımsatan prof. dr. birler, bununla beraber yaşlanma ile ilgili sorunlar olup olmadığına dair soruların ortaya çıktığını anlattı. prof. dr. birler, yaşlanmasının uygulamalarda hayvan türleri ve hayvan hücrelerine göre değiştiğini, bunların araştırılacağını vurgulayarak, "dolly’de gebelik oranı yüzde 7 iken biz de yüzde 25 oldu. yine bölünmüş embriyolardan yavruya ulaşma oranı yüzde 3’lerdeyken diğer gebe koyunumuzun da doğumunu gerçekleştirmesiyle bizim yüzde 6’larda olacak en az" şeklinde konuştu. |
oyalının basında çıkan resimleri http://www.ntvmsnbc.com/news/276480.jpg sezaryenle dünyaya getirilen ''oyalı'' 5 kilo 600 gram ağırlığında... http://www.ntvmsnbc.com/news/276459.jpg |
Ynt: "nereye koysak " bilemediğimiz ilginç haberler köşesi ingilizcem yeterli olmadığı için tam özümseyemedim konuyu ama galiba gerçekmiş... dusun işte ağaç adam... http://www.outlawjournalism.com/images/wq3.jpg http://www.outlawjournalism.com/images/wq1.jpg orjinal haber : http://forum.niburu.nl/viewtopic.php?f=6&p=106259 |
Ynt: "nereye koysak " bilemediğimiz ilginç haberler köşesi yoksa evrim zamanı mı yaklaşıyor? 4897 iklimin tamamen farklılaştığı en belirgin üç dönemi inceleyen abd'li araştırmacılar, milyonlarca yıl geriye gidip çarpıcı sonuçlar buldu: tarih öncesi çağlardaki ani değişimler, yeni çevreye uyum sağlama çabasına girişen insanın ilk atalarının ve bazı başka canlıların evrimini de tetikledi londra - abd'li araştırmacılar, iklim dönüşümlerinin insan evrimini şekillendirdiğini savunuyor. journal of human evolution dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, afrika'nın doğusunun tarih öncesi iklimindeki ani değişimlerle çevre yeniden şekillendi, önceden bol bulunan yiyecek ve su kaynaklarında kıtlık ortaya çıktı ve ilk insanlar büyük baskı altında yeni dünyaya uyum sağladı. new york'taki adelphi üniversitesi'nden uzmanlar, afrika'nın doğusundaki çok eski göllerle ilgili bir coğrafi inceleme yürüttü ve iklimde en ani ve belirgin değişimlerin yaşandığı üç dönemi 2.5 milyon, 1.5 milyon ve 1 milyon yıl öncesi olarak belirledi. bu tarihler, ilk insan türü 'homo habilis'in, kuvvetli bir maymun türü olan 'australopithecus afarensis'in ve daha gelişmiş insan türü olan 'homo erectus'un ortaya çıkışıyla örtüşüyor. yeni türler 'darbe dönemleri'nde araştırmayı yürüten, londra üniversitesi çevre enstitüsü başkanı mars maslin, "bir zamanlar dünya cennet bahçesi gibiydi; bol taze su, ormanlar, nehirler, insanların kolay yaşayabileceği açık alanlar vardı. sonra birden gündüz sıcaklık 45 dereceye yükseldi, suyun kıtlaştığı günler başladı" diye anlatıyor. araştırmaya göre 'hominid'ler, yani ilk insanlar ve diğer basit türler, bu yeni çevreye uyum sağlamak zorunda kaldı. bu sırada insanlar da, 'homo habilis' ve 'homo erectus'ta görüldüğü gibi büyük beyinler geliştirdi, basit kesme aletleri yapabilme ve etkili avlanma grupları oluşturabilme gibi beceriler edindi. maslin, "hominid'in evrimleşen yeni türlerinin yüzde 80'i, iklimin bu 'darbe dönemleri'nde oluşmuş. bu durum, yeni insan türlerinin, iklimin son derece değişken olduğu zamanlarda ortaya çıktığını gösteriyor. ancak bunların nemli dönemler mi, kuru dönemler mi yoksa bunlara geçiş dönemleri mi olduğunu henüz bilmiyoruz" diyor. (the guardian) idea3 http://www.ekolay.net/haber/images/isinma20117_ic1.jpg |
Ynt: "nereye koysak " bilemediğimiz ilginç haberler köşesi kelebekler görülmemiş hızla evrim geçiriyor... güney pasifik’teki 2 adada bazı erkek kelebeklerin daha önce görülmemiş bir hızla evrim geçirdiği ortaya çıktı. bilim adamlarının yaptığı araştırma, savaii ve upolo adasında hypolimnas bolina türü erkek kelebeklerinin oranının bir yıldan az süre içinde yüzde 1’den yaklaşık yüzde 39’a çıktığını ortaya koydu. 2001’de bölgedeki erkek ve dişi kelebeklerin sayısındaki eşitsizliği gören, 2006’daysa erkek kelebeklerin sayısının dişilerinkine ulaştığını ya da çok yaklaştığını fark eden bilim adamları, erkek kelebeklerin sayısındaki "bu şaşırtıcı patlamanın" anneden bulaşan ve yumurtadan çıkmadan erkek kelebeklerin ölümüne neden olan wolbachia bakterisini yok eden bir genin gelişmesine ve böylece bu gene sahip erkek kelebeklerin ortaya çıkmasına bağladı. abd’nin california üniversitesinden sylvain charlat, "bildiğim kadarıyla bu şimdiye kadar görülen en hızlı evrim" diyerek, araştırmanın, bir topluluğun aşırı doğal seleksiyon (doğal ortama ayak uyduramayan zayıf canlıların yok olması, bu ortama ayak uyduran güçlü canlıların da türlerini devam ettirmesi) baskısına maruz kalması halinde (bu durumda hypolimnas bolina kelebeklerinin cinsiyet oranındaki aşırı dengesizlik), evrimin çok hızlı olabileceğini gösterdiğini söyledi. bakteriyi yok eden genin mutasyonla tesadüfen mi ortaya çıktığının yoksa göç sırasında daha önce bu gene sahip başka bolinaslar tarafından mı bulaştırıldığının henüz berilenemediğini belirten charlat, kaynağı ne olursa olsun, sonuç olarak sayısı giderek artan dişi kelebeklerin evrim geçirerek bu koruyucu geni taşıyan erkek kelebeklerin ortaya çıkmasını sağladığını, genin nesilden nesile böylece geçmeye başladığını ifade etti. ingiltere’nin london college üniversitesinden gregory hurst de "genellikle doğal seleksiyon, binlerce yılda oluşan yavaş bir süreç olarak bilinir. ancak bu durumda evrim, göz açıp kapayıncaya kadar olmuş. bu gerçekten ilginç" dedi. araştırma science dergisinde yayımlandı. http://tbn0.google.com/images?q=tbn:...ri/kelebek.jpg |
Ynt: "nereye koysak " bilemediğimiz ilginç haberler köşesi Tek kelimeyle ürkütücü |
Ynt: "nereye koysak " bilemediğimiz ilginç haberler köşesi / bilge kadınlar burdur valiliği, ''bilge kadınlar'' projesi başlattı projeyle mahallelerde en çok akıl danışılan kadınlar belirlenerek eğitime tabi tutulacak ve bu kadınların topluma daha sağlıklı bilgi aktarmaları sağlanacak. burdur valisi rasih özbek, yaptığı açıklamada, toplumda kadınların uzmanlara gitmek yerine, mahallelerinde bulunan hemcinslerine danışmayı tercih ettiklerini söyledi. danışılan bu kişinin bilgisinin doğru olmaması halinde toplumda yanlış bazı uygulamalar olabileceğini vurgulayan özbek, ''aslında danışılan kişi, bilen kişi olmalıdır. eğer o kişi bilen değilse akıl danışanlara verilen bilgiler tam yerine oturmazsa yanlış yerlere gidilebilir'' dedi. bu amaçla valilik olarak ''bilge kadın'' adlı bir proje başlattıklarını ifade eden özbek, eşi emekli öğretmen zehra özbek başkanlığında kurulan eğitsel kurulun köylerde ve mahallelerde kendisine danışılan kadınları tespit edeceğini, bu kadınların eğitime tabi tutulacağını söyledi. özbek, kadınlara sağlıktan çocuk bakımına, hukuktan el işine kadar çeşitli konularda bilgi verileceğini belirterek, şöyle konuştu: ''mahallelerde 'bilge kadın' olarak yaşamını sürdürenlere veya sınıf öğretmenleri tarafından 'bu mahallenin bilge kadını bu kişidir' denilenlere, birer aylık süreyle hukuktan sağlığa, sosyolojiden psikolojiye ve günlük yaşamda ortaya çıkan konulara ilişkin bilgiler yetkin ağızlardan aktarılacak. böylece zaten kendisine danışılan kadınlar biraz daha net ve sağlam bilgiyle kendini donatacak, bilgi almak istediği bir konuda 'ne yapmam gerekir?' diyen bir kişiye, aldığı bilgileri, daha sağlam bir şekilde aktarabilecek.'' vali özbek, bu projeyle özellikle kırsal kesimlerdeki yaşamın daha sağlıklı olmasının amaçlandığını kaydetti. thumbsanim http://www.tv8.com.tr/scripts/news/d...tail&type=news blook |
ilginç haberler köşesi / rusya da 2500 yıllık ileri uygarlık keşfedildi.. arkeologlar rusya’da 2500 yıllık ileri bir uygarlığın kalıntılarını keşfetti moskova, 28 aralık 2007 (anı): arkeologlar rusya’da kırgız dağlarındaki ıssyk kul gölünün dibinde 2500 yıl eski ileri bir uygarlığın kalıntılarını keşfetti. rıa novosti’deki bir rapora göre ekip kırgız bilimler akademisinin başkanı vladimir ploskikh’in yönetimindeki kırgız tarihçilerden ve tarihçi svetlana lukashova gibi odiğer rus çalışma arkadaşlarından oluşuyor. keşif sansasyonel bulgular ile sonuçlandı, bu bulguların arasında şu anda suyun altına gömülü olan büyük yerleşimlerin keşfi de var. halen incelenmekte olan veriler ve insan yapımı eşyalar var. keşif ürkütücü duvarları içeriyor, bu duvarlardan bazıları 500 metreye uzanıyor, birkaç kilometre karelik alan ile büyük bir şehrin izleri. diğer bulgular arasında şunlar var: iskit defin höyükleri (toprak yığını), yüzlerce yılda dalgalar tarafından aşınmış; ve sayısız iyi korunmuş el yapımı eşya – bronz savaş baltası, ok başları, hançerler, nalbantlar tarafından atılmış nesneler, döküm kalıpları ve o zamanın para birimi olan kesme altın çubuk. tüm bu keşifler o zamanlar kadim şehrin bir metropolis olduğunu öne sürüyor. bazı el yapımı eşyalar o kadar şaşırtıcı ki, ileri bir uygarlığı işaret ediyor. örneğin, gölün dibinde 2500 yıllık bronz bir ayin kazanı bulundu. bunun sanatçılığının inceliği şaşırtıcı. böyle mükemmel bir şekilde bir araya gelen ayrıntıların kalitesi şimdiki zamanda sadece inert gazda metal çalışması ile elde edilebilir. ayrıca süper işçiliğe sahip bronz aynalar, festival atları koşum takımları ve bir çok diğer nesneler bulundu. ayrıca suyun altında dünyanın en eski günümüze kadar gelen madeni parayı tanımlıyor. araştırmacılara göre, bulgular o zamanın bölge insanlarının tarihçilerin şimdiye kadar bilmediği bir sosyo – ekonomik sisteme sahip olduklarını speküle ediyor. göçebe ve yerleşik yaşamın harmanı olarak, ya kademeli olarak farklı bir şeye gelişti ya da – daha olası olarak – birçok yerel sellerden biri tarafından yok edildi. ıssyk kul gölü, hint- ari ve diğer göçebe rotaların kesiştiği coğrafik konumu nedeniyle insan tarihinin doğumundan bu yana muazzam bir rol oynadı. arkeologlar burada bir çok dinin izlerini buldular - zoroastrianizm, budizm, judaizm, hristiyanlık ve islam.. http://www.dailygalaxy.com/my_weblog.../scythians.jpg http://in.news.yahoo.com/071228/139/6oy8j.html |
iş arayanlar dikkatt.. :)) abd'li ekonomi dergisi forbes ,446 şirletin 100 bin çalışanı arasında yaptığı araştırmaya göre,google abd de çalışılabilecek en iyi şirket seçilmiş.sebebide çalışanlara sağladığı imkanlarmış peki bu imkanlar neler: çalışanlar ofise köpeklerini getirebiliyorlar hatta onlarla oyun oynayabiliyorlar. (yalnız köpeğin ofis içinde ihtiyaç gidermesi yasak) google ana merkezinde 11 adet kafetarya mevcut bu kadarda değil meyve suları,çikolatalar, içecekler hepsi ücretsiz... googleplex'in bünyesinde voleybol sahası,masaj odaları,dalga havuzlar,pinball makinelerine kadar bir çok hizmet var işin ilginci çalışanlar mesai saatleri içinde istedikleri zaman bu olanaklardan faydalanıyorlar. merkezde kimse takım elbise giymiyor ve kıravat takmıyor.hatta pijamayla işe gelenler bile var. google çalışanlarına ücretsiz saç kesimi yapan bir kuaför ücretsiz kuru temizleme,araba servisi hizmeti var. google, çalışanlarının sağlığını da unutmamış tam 5 doktor çalışanlara hizmet veriyor ve ücretsiz check-up imkanı sunuyor. hamile çalışanlar arabalarını kapı girişine en yakın yere park ediyor.çocuğu olan çalışanlar için kreş imkanı sunuluyor.ayrıca spor yapmaktan hoşlanmayan çalışanlar için video salonları ve piyano çalma olanağı sağlanıyor. blook http://medya.zaman.com.tr/2007/12/30/google.jpg |
Ynt: "nereye koysak " bilemediğimiz ilginç haberler köşesi Shimanic bu işi istiyorum khkh56 khkh56 khkh56 Arkadaşlar tanıdık varmı torpil yapsın bizlere art56art56 |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 11:39 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.