Assertive(Hakkını Savunan)Olma

[hakan3939]

antalyanın belek ilçesinde çalısıyordum ve bazen ilçe içinde servis yapan
tren gibi görünen turizm e hizmet için yapılmıs araçlara biniyordum
ücreti 1 ytl y di ben görevliye 1 euro verdim ve para üstü istedimm ancak görevli
fiyatların 1 ytl 1 euro 1 dolar oldugunu söyledi bunun üzerine bende ödemeyi türk lirası olarak yaptım
ve araçtan indim ... 15 dakika sonra yine aynı araca binmek için beklerken görevli beni gördüğü halde
aracı durdurmadı ve benı almadan gectı ve ben yarım saat daha beklemek zorunda kaldım
degerli yarım saatimi çaldığı ve fazla para aldığı için belediyeye şikayet ettim .....
fakat bi sonuç çıkmadı maalesef türkiyede yaşıyoruz hakkımızı savunsakta hakkımız almak zorrr

[hayat kadere inat]

Oğlum henüz ilkokul 1. sınıfa başlayacaktı hepimiz heyecanlıydık alışverişe çıktık çok ünlü bir mağazadan okul çantasını aldık okulun ilk günü çantanın kilidi açılmadığı için oğlumun hevesi kursağında kalmıştı eve geldiğinde son derece üzgün ve ağlamaklı bir daha okula gitmeyeceğini söylüyordu.Hemen mağazaya gidip olayı anlattık çantayı gösterdik inanılır gibi değil ama bir şey yapamayacaklarını söylediler bende çantayı oraya bıraktım eve gelip derhal genel müdürlüğü aradım yetkili kişiye durumu anlatıp "sizler çocuk ürünleri satıyorsunuz amacınız onlar için güzel şeyler yapıp para kazanmak değil sadece onları sömürmek oğlumu ağlattınız ondan kazandığınız para size hayır etmeyecek ve ben yarın kilidi bozuk çantalardan bir düzine daha alacağım" dedim ve teli kapattım ertesi gün sabah erkenden kapımda motorlu bir kurye tutmakta zorlandığım bir torba uzattı içinde bir özür mektubu ve bir sürü hediyenin yanı sıra harika kilidi çalışır bir çanta vardı .super

[canomer]

tresor aga süpersin yaa "bana şefini çağır" felan mütişsin ben de bayılırım böyle kalıpları kıranlara...dayım da böyle bu yüzden onu çok seviyorummm..

[murattimania]

Ben de yasadigim ulke olan Hollanda'daki buyuk marketlerden birisiyle papaz olmustum... :)
Normalde aksam saat 20 de kapanmasi gereken markete kostura kostura son anda kapanmasina 4 dakika kala vardim... Normalde beni iceri almasi gerekirdi... Ama bunun yerine ters ters kapattiklarini soyledi...

Ben elimdeki saati gostererek daha 4 dakika oldugunu, sadece 1 limon alip cikacagimi soyledim... bunun uzerine bizim saatimize gore saat tam 20 dedi... iyi dedim... Ayrilmadan once yaka kartindaki isime dikkatlice bakip hafizaya yazmak ne demek, kazidim resmen... :)

O sinirle eve gelir gelmez bu maketin gene merkeze okkali bir mail yazdim... Bana bu sekilde saygisizca muamele eden kisiden kisisel olarak beni aramasini ve ozur dilemesini, sadece onlarin ozurunun yeterli olmayacaginiz soyledim... Bunun yaninda da aksi takdirde, bu marketin kotu yonde reklamini yapmak icin elimden geleni yapacagima, meslegim geregi bunun pekte zor olmadigini anlattim.. boyle bir riski alamayacaklarini biliyordum cunku...

Aradan 2 gun gecti...
Beyefendi beni aradi...
Titrek bir sesle yanlis anlasildigini soyledi.. Kabalik ettigi icin ozur diledi... Guvenlik kameralarindan kontrol ettigini, ve hakli oldugumu, saatin 19:56 oldugunu ve beni iceri almadigi icin yanlis yaptigini soyledi...

Ben de tamam dedim, ozrun kabul edildi... Kapandi olay boylece...
Bunun gibi bircok ornek sayabilirim aslinda.. Ama yakin zamanda basima geldigi icin bunu sectim aralarindan...

Yurt disinda yasadigim ve irkci davranislardan toyluk zamanlarinda cok cektigim icin boyle durumlarda asiri hassasim... Zamaninda vermedigim tepkilerin pismanligini cok yasadim... Ama bundan sonra ayni pismaliklari yasamaya niyetim yok... :)

[gnr]

güzel paylaşımlar saolun :D

[elccy]

Ben de paylaşmak istiyorum
İşe yeni başladım,ben bir büyüğümün altında göreve başladım.ama bu büyüğüm müdürüm diyeyim,bana yaşça yakın az farkımız var. her neyse birgün patronumuz çağırdı bir proje için,gittik beraber,sonra bir proje almamız gerekti odadan,benden emir verip kabaca ,git getir,dedi.. neyse gittim ,ama tavrı hoşuma gitmemişti.Ondan kat kat üstler benden her bişey istediklerinde emir yerine rica ederek istiyorlardı ve aynı tavrı takınması gerekir diye düşünüyordum. neyse dediğim gibi gittim getirdim.o olay öyle kaldı ,bişey demedim. bu olayın üzerinden 5-6 kez daha aynı tavırla karşılaşınca,birgün yalnız kaldık,aldım sn müdürümü karşıma ve dedim ki:
Bakın sn müdürüm,lütfen benden bir isteğiniz olacağından ,emir veriri şekilde değilde,lütfen rica ederek istemenizi rica ediyorum,tıpkı patronumuz gibi.. dedim.. o gün bugündür ,aramızda kibarlık söz konusu ve herşey daha güzel...

[Işıldayan Safir]

Aklıma geçen sene kardeşimin başına gelen tabii ki ablası (yani ben) sayesinde çözüme kavuşturulmuş bir olay geldi. Sizlerle de paylaşmak istiyorum.

Geçen sene ben İstanbul'dayken uyuyorduk evde kapı çaldı bir anda. Kardeşim de uykudan uyandı açtı kapıyı. Bir tane adamın sesi geliyor. Bir şeylerden bahsediyor ballandıra ballandıra. Tabii hepimiz uyku sersemiyiz bir şey anlamıyoruz. Bende yattığım yerden konuşmalarını dinliyorum.

Çok güzel bir iş yapıyorlarmış. Medikal şirketlerinden birisi herkese kumbara dağıtıyormuş. Ceplerimizde bir sürü bozuk para oluyormuş. Bunları değerlendirmek istemez misiniz filan diyip duruyor. İstediğiniz bir ürünü alıyorsunuz. Sonra ayda bir gelip kumbaranızdaki bozuklukları alıyoruz biz filan diyor. Ne istersiniz filan dedi. Kardeşim de tansiyon aleti dedi. Adam diyor ki arkadaştaydı bende kalmadı gelir şimdi alırım filan diyor. Bu arada ben odadayım. Adam kardeşime sözleşme imzalatmış. Görsem sözleşmeyi yolardım onu.

165 tl ye dandirik 30 tllik bir tansiyon aleti getirdiler. Kardeşim uyanmaya başlayınca istemedi ve sözleşmeyi iptal etmedi adam. Ben tabii hala farkında değilim olanların.

Bir de nasıl vericem filan dediğinde adam dedi ki 1 ay sonra geldiğimiz zaman kumbaranız boş olursa ürünümüzü geri alıyoruz dedi. Adam gittikten sonra kardeşim geldi bana gösterdi. Oğlum bu ne dedim. Naptın sen? Öyle saçma şey mi olur dedim. Sonra sözleşmeyi gösterdi. Beynimden kaynar sular aktı. Dedim ki sözleşmeyi okudunmu sen gelip bunları anlatıyorsun bana dedim. O da yooo dedi adamın elindeydi. Sonra Kapıdan Satışlarla İlgili Kanunu anlattım buna. Sözleşme de de yazıyordu zaten. Adam resmen kandırmış seni 1 ay sonraya kalırsa şikayet hakkın olmayacak amaçları bu süreyi geçirmek ve seni ödeme yapmaya zorlamak dedim. Bu kıytırık şeye o kadar para verilir mi dedim. Oğlum da tabi anladı. Uyku sersemi anlamadım. Nasıl yaptım böyle bir şey normalde kapıyı bile açmam dedi.

Tabii ben bu adamları çözdüm. O kadar hızlı ve kendilerinden emin konuşuyorlar ki kişinin düşünmesine fırsat kalmıyor. Daha sonra ben bunları aradım. Böyle böyle gelin alın diye. Adam bir çirkefleşti anlatamam. O kibar kibar konuşan adam valla görsem hala yolarım o adamı.

Almasaydınız banane filan diyor. Ki bunu söylemeye hakkı yok. 7 gün içinde hiçbir sebep olmadan iade etme hakkımız vardı. Bir de kardeşime demişti ki bizim mağazamız var Yeni Bosna'da kocaman filan diye. Ben tabi bunların dolandırıcı olduğunu anladım. Kardeşimi aldım oraya götürdüm. Öncesinde de alo maliye yaptım. ama onlar dediler ki tüketici hakları ile görüşmeniz lazım. o kadarını biliyoruz heralde ama sözleşmeleri bile kurallara uygun değildi. Ben onu şikayet etmek istemiştim neyse.

Gittik biz bir tane adam açtı kapıyı. Bu arada gittiğimiz yer kocaman mağaza değildi. Kıytırıkdan bir büroydu. Adama diyorum ki bu yasal hakkımız iade edicez diyorum ve kabul etmiyor. Yok böyle bir şey. Dolandırıcı olduklarını ve insanları aldatarak ürün sattıklarını söyledim. Bunu reddetti. Bende mağazanızın da kocaman olduğunu söylemişti gelen kişi ama dandirik bir büro burası dedim. Ürünü satarken uydurduğu yalanları sıraladım. Tabii kanunda olanları ve sözleşmede yer alanlarla uyumsuzluğu ile birlikte. Diyor ki o arkadaş niye öyle demiş bilmiyorum dedi. Ben de dedim ki ürün sattırdığınız elemanınızı bile savunamıyorsunuz dedim. Kendi konuşmalarınız da zırvalıktan ibaret. Hiçbir yasal dayanağınız yok dedim.

Ben sizi telefonla aradım ve iade etmek istediğimi bildirdim. Buraya da geldim bildirimi yapıyorum. Bu arada gitmeden başımıza gelecekleri bildiğim için ihtarname hazırlayarak gitmiştim.

Adam kabul etmedi iade talebimizi. Gözümün önünde duruyor sözleşmeler sözleşmeler elimde değil diyor. Dedim ki 30 tl lık şey bu ben bu parayı ödemem. 30 tl veriyim sözleşmeyi iptal et dedim. Bu kabul etmedi ama sözleşme elinde olmamasına rağmen indirim yapmaya başladı. İndirim ne üzerinden yapacaksa.

İmzalattığınız sözleşme belli. Kanun belli. Buna aykırı hareket eden ve ihlal eden sizsiniz. Bu parayı size ödemeyi reddediyorum dedim. İndirim talebini de reddettim. Bir de demez mi bugün Kadir gecesi birbirimizi kırmayalım diye. Tabii sen misin öyle diyen. Ben de girdim damardan. Evli misiniz çocuğunuz var mı dedim. Var dedi. Bende ne güzel ama onlara acıdım o eve nasıl ekmek götürüyorsunuz dedim.

Neyse kime ne anlatıyorsun. Bana cevap veremedi. Adama oturdum Kapıdan Satışlarla ilgili Kanunun 7. md.sinden başladım. Tüm bilgilerini güncelledim. Bana diyor ki siz çok şey biliyor gibi görünüyorsunuz ama hiçbir şey bilmiyorsunuz dedi. Ben de ona dedim ki haklısınız hiçbir şey bilmiyorum. Sözleşmeyi hazırlayan da bilmiyormuş dedim. En az yarım saat konuştuk.

Sonra ben onu mosmor ettim. Zaten bana hiç cevap veremedi. Kardeşim konuşunca doberman gibi ona havlamaya başladı. Benden cevabını aldı tabii o ayrı.

Kendilerini Tüketici Hakları Hakem Heyetine şikayet edeceğimi söyledim. Öyle pişkinler ki hiç umursamadı. Çünkü bir sürü kişiyi bu şekilde kandırmışlar. Biz oradayken bile telefon çalıp duruyordu. şikayetçi kızgın insanlar arıyordu. Adam bizim yanımızda cevap veremiyordu. Azarlayıp kapatıyordu. Terbiyesiz adam. Sonra gittik. İhtarnameyi postaladık.

Sonucu anlatıyorum. Eve ihtarnamenin ulaştığına dair bir belge geldi. Ben akıllılık edip gönderdiğimiz ihtarnamenin fotokopisini de almıştım.

Eve 'tahsilat' için bir adam gelmiş. O sırada ben Ankara'daydım. Kardeşim de demiş ki ben ödeme yapmam ihtarname gönderdim size. Adam da ihtarnamenin fotokopisini sormuş. Kardeşim de fotokopisini göstermiş. Bozulup kalan adam sözleşmeyi yırtmış. Kardeşim almış çöpe atmak için. Atmadan birleştirip bakmış. 6 taksite filan bölmüşler. Kendi çaplarında fiyatlar filan koymuşlar.

Böylelikle kardeşimi bir beladan kurtarmıştım. Ama baya üzülmüştü ben nasıl böyle bir şey yaptım hala anlayamıyorum diye.

Siz siz olun evinize ürün satmaya gelen üstelikte bir takım sözleşmelerle şirketlerinin güvenilir ve ciddi müesseseler olduğu imajı veren kimselerden ürün satın almayın.

Sevgilerimle.

[Işıldayan Safir]

ordeal Nickli Üyeden Alıntı

Sayın Zerynthia ; benim böyle bir olay başıma gelince söz konusu dükkanın "ticaret odasına" kayıtlı olup olmadığına bakıyorum , küçük dükkansa azcık ucundan mutlaka vergi kaçırmıştır, kayıtlı ise ayvayı yiyeceğinden korktuğundan bırakın iade almayı üzerine para vermeye kalkarkar "tabi biraz sinirle münakaşanın ardından"

Bir çoğu sabıkalı işletmeler zaten. Bunu adama söyledim ama bilirsiniz bir laf vardır alışmış kudurmuştan beterdir diye... Ancak onların bir farkı vardı. Sonra baya tanınmış bir kişiye ait olduğunu öğrendim.

Yani cesaretlerinin -pişkinlik demek daha doğru olur- kaynağını anladım. Ama sonuç olarak benimle baş edemediler.

[yeşilçay]

Hakkını almak sadece günlük hayat için değil, ya çalışma hayatı için, o zaman ne yapacağız. Patronun ya benim verdiğimle yetinirsn ya da işi bırakırsın der se ne olacak. O zaman işini mi bırakacaksın, yok sa hakkın olanı mı? Ne dersiniz.

[Işıldayan Safir]

yeşilçay Nickli Üyeden Alıntı

Hakkını almak sadece günlük hayat için değil, ya çalışma hayatı için, o zaman ne yapacağız. Patronun ya benim verdiğimle yetinirsn ya da işi bırakırsın der se ne olacak. O zaman işini mi bırakacaksın, yok sa hakkın olanı mı? Ne dersiniz.

Çalışma hayatı da günlük yaşantımızın bir parçası. Kişinin hakkını savunması ile hakkını alması farklı kavramlar sanki. Bana göre memnun değilseniz daha iyi bir iş arayabilirsiniz. Orada çalışmak da sizin seçiminiz sonuçta. Kendinize layık görmüyorsanız hiç başlamazdınız.