Geri git   Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri > Yaratıcı Yazarlar Edebiyat Tarih Felsefe Klubü > Yaratıcı Yazarlar Klubü > Tarihten Telkinler

Uyarılar

VİETNAM KABUSU

Yaratıcı Yazarlar Klubü ve Tarihten Telkinler VİETNAM KABUSU Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız VİETNAM KABUSU http://www.youtube.com/watch?v=dP4GaprkAJg Vietnam Savaşı, Birleşik Devletler tarihinin en tartışmalı olaylarından biridir. Amerika’nın olayla olan ilgisi, en büyük artış Lyndon Johnson zamanında olmasına rağmen, Truman zamanında başlamış ve benzer şekilde Demokrat ve Cumhuriyetçi yönetimlerde de sürmüştür. Peki, Johnson dönemine kadar ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Tarihten Telkinler telkin cd indir izle İstanbul Tarihten Telkinler nerededir kimdir Tarihten Telkinler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Tarihten Telkinler hipnoz Tarihten Telkinler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Tarihten Telkinler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Tarihten Telkinler kuantum düşünce kitap haberi

VİETNAM KABUSU

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 13-01-2008, 05:41 AM   #1 (permalink)
Administrators
Atakan Sönmez
 
Üyelik tarihi: May 2006
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 5,723
Tesekkür: 2,852
3,132 Mesajinıza toplam 17,384 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
hayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond repute
Standart VİETNAM KABUSU

VİETNAM KABUSU





Vietnam Savaşı, Birleşik Devletler tarihinin en tartışmalı olaylarından biridir. Amerika’nın olayla olan ilgisi, en büyük artış Lyndon Johnson zamanında olmasına rağmen, Truman zamanında başlamış ve benzer şekilde Demokrat ve Cumhuriyetçi yönetimlerde de sürmüştür.

Peki, Johnson dönemine kadar Vietnam’da neler olmuştu? Savaş 20 yılı aşkın bir süredir bu uzak Asya toprağını karıştıran bir olgu olmuştu. Başlangıçta, Ho Chi Minh yönetimindeki ulusal güçler anayurtlarını, Fransız koloni yönetiminden kurtarabilmek için mücadele ettiler. Birleşik Devletler, Moskova’da yetişmiş bir komünist olan Ho konusunda şüpheliydi. Fakat, bunun yanında Ho şiddetli bir ulusçuydu. Birleşik ve bağımsız bir Vietnam yaratmaya kararlıydı ve hiçbir zaman bu hedefinden şaşmamıştı. Komünist bağlantıları nedeniyle Ho’dan endişeli olan Amerika, Ho ve Vietnam güçlerine karşı Fransa’nın tarafını tutmuştu. 1954’de, Dwight D. Eisenhower başkanlığı döneminde, Fransa’da aşırı tepki gören savaşın açılabilmesi için Fransa’nın masraflarının %70’ine destek olunmuştu. Dienbienphu’da Vietnam güçleri, 12.000 Fransız askerini kuşattığında Eisenhower’ın en yakın kişsel danışmanları Amerikan askeri müdahalesi için baskı yapmışlardı. Hatta, Amiral Arthur Radford, atom bombası kullanılmasını bile önermişti.

Eisenhower yönetimi, Hinduçini’nde komünizmi yenmek için Amerikan yardım ve etkisini kullanmaya devam etti. 1955’te Fransızların Dienbienphu’da yenilip, Vietnam’dan çekilmeleri üzerine Amerika, Ho’nun bölgenin kontrolünü tamamen ele geçirmesini önlemeye çalıştı.

Başlangıcından beri, Amerikan politika yapıcıları, Ho’nun Kuzey Vietnam’daki hükümetini, Moskova ve Beijing tarafından yönetilen komünist komplonun bir parçası olarak görmekteydi. Eğer Vietnam’da komünizm alt edilemezse tüm Asya muhtemelen düşebilirdi.

Amerikan müdahalesi;,Güney Vietnam’daki ulusçu gerillalara yardım eden Ho’yu bir bakıma uyandırarak, tüm Vietnam’ı kendi liderliği altında birleştirmeyi amaçlamasına yol açmıştı. Güney Vietnam’da giderek şiddetlenen iç savaş sonucunda, Eisenhower yönetimi, başkent Saygon’daki hükümete Amerikan askeri yardımını giderek artırdı.

Başkan John F. Kennedy döneminde Amerikalı danışmanların sayısı 650’den 23.000’e çıktı. 1963’te JFK suikastinden sonra Güney Vietnam’a Amerikan yardımı sürdü.

Daha sonra 1964’de;Tonkin Körfezi kararlarında kongre, Vietnam’daki komünist saldırganlığa karşı başkana silahlı kuvvet kullanma yetkisi verdi. Fakat, Başkan Johnson, bölgeye Amerikan askeri göndermeye niyeti olmadığını söyleyerek şu sözleri sarf ediyordu:

“Asyalıların kendileri için yapmaları gereken bir işi yapmaları için kendi çocuklarımızı, evden 8-10 mil uzaktaki bir yere göndermeyeceğiz.”[1]

Fakat, her şey ertesi kış değişti. 1964 Kasım ve Aralık aylarında; Güney Vietnamlı Ulusal Özgürlük Cephesi gerillaları, bombalı saldırılarda 7 Amerikalı danışmanın ölümüne, yüzlercesinin de yaralanmasına sebep oldular. Şubat 1965’e gelindiğinde Amerikan yönetimi Saygon hükümeti düşmek üzere olduğundan ve Birleşik Devletler acil bir şeyler yapması gerektiğinden, aksi taktirde Vietnam’ın yitirileceği ve dolayısıyla Amerika’nın uluslararası prestij ve etkisinin zarar göreceğinden emindi . Bu doğrultuda, Johnson ve danışmanları savaşı bir bakıma Amerikanlaştırmaya başladılar. Kuzey Vietnam’a savaş uçakları ve Güney Vietnam’a 3.200 denizci gönderildi. Haziran ayına gelindiğinde Vietnam’da 75.000 Amerikan askeri bulunuyordu. Amerikan askeri sayısındaki her artış Vietkong’un ve Kuzey Vietnam’ın dayanıklılığını daha da arttırıyordu. Karşılık olaraj Amerikan askeri sayısı daha da artmaktaydı. 1968’e gelindiğinde 500.000 Amerikan askeri bölgede savaşmaktaydı. Mareikan yönetimi ve Pentagon’a göre, güçlü Amerikan silahlı güçlerinin zayıf Kuzey Vietnam ve Vietkong güçleri karşısında yenilmesi düşünülemezdi bile.

1965’lerde kafalardaki düşünce şuydu; “Vietkonglular’ın gemilerimizi görmeleri bile teslim olmalarına yetecektir...”[2]

Amerika bu savaş için uygun ir strateji geliştirmemişti bile. Ufak güçlerin başarısızlığının başka güçler, başka güçler ve başka güçler tarafından devam ettirilmesi sonucu savaşın tahrip edici bir hal alması, 1965’te kimsenin düşünemeyeceği bir şeydi.

İki yıl içinde, 1965’in iyimserliği yerini derin ve acı verici bir hüsrana bırakmıştı. 1967’de Vietnam’da, Amerika’nın yarım milyona yakın askeri bulunmaktaydı. II. Dünya Savaşı’ndakinden daha fazla bomba atılmıştı ve savaşın her ayı için 2 milyar$’dan fazla bir miktar harcanıyordu. Amerikalı devlet adamları kendilerini ilerleme olduğuna inandırmışlardı ancak acı gerçek, savaşın hala devam etmekte olduğuydu.

Genel olarak bakıldığında, Amerika’nın asıl gücü ağırlıklı olarak hava gücüne dayanmaktaydı. Askeri doktrin, bombardımanın bir düşmanın savaşma kapasitesini yıkacağını, böylelikle uzlaşma yapmaya yanaşacağını öğretmekteydi. II. Dünya Savaşı ve Kore’deki kısıtlı başarılar; Vietnam’ın koşulları göz önüne alındığında, bu doktrinin uygulanması halinde başarının daha kolay olacağını düşündürmeye başladı.

1966’nın başlarında hava saldırıları Kuzey Vietnam’ın endüstriyel ve ulaşım sitemine yönlendirilmişti ve giderek artan şekilde daha da kuzeye kaymaya başladı. 1966 yazında saldırılar petrol depolama merkezlerine ve ulaşım şebekelerine yöneldi. Bir yıl sonra Başkan Johnson saldırıların çelik fabrikaları ve güç merkezleri gibi hedeflere yönelmesi emrini verdi.

Bombardıman, hala modern bir ekonomi mücadelesi vermekte olan bir ulusu 600 milyon$’lık bir zarara uğrattı. Hava saldırıları, Kuzey Vietnam’ın endüstriyel ve tarımsal üretimini büyük bir sekteye uğrattı.

Burada şunu da belirtmek gerekir ki, ABD tarafından saldırıların kesinlikle sivillere yönelik olmadığı beyan ediliyordu. Ancak tahminler bombardımanın yapıldığı süre içerisinde haftada 1.000 kişinin öldüğü yönündedir.

Her şeye rağmen;Vietnam’da şu anlaşıldı ki, kullanılan hava gücü etkisiz olmuştu. Aslında ABD 1967’ye kadar, bütün büyük hedefleri yok etmeyi başarmıştı. Buna rağmen Amerikan yönetiminin işi biraz ağırdan alması; Hanoi’ye hava savunma sistemi kurmak, temel kaynaklarını korumak, ve alternatif ulaşım şekilleri geliştirebilmesi için zaman kazandırmıştı. Belki de bu ağırdan alma, uğradıkları tüm bu hasara rağmen Kuzey Vietnamlıları mücadele etmek için daha da azimlendirmiş olabilirdi.[3]

Aslında Kuzey Vietnam, bombardımanla başa çıkmakta büyük bir hüner ve azim gösterdi. Siviller şehirlerden tahliye edilmiş ve şehrin civarlarına dağıtılmıştı. Birçok endüstri ve depolama işleri ve bazı yerlerde yeraltında ve mağaralarda sürdürülmekteydi. Hükümet 30.000 mile yakın tünel kazılması talebinde bulunmuştu ve ağır bombardımana maruz kalan bölgelerde insanlar zamanlarının çoğunu yeraltında geçiriyorlardı. Çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan yaklaşık 90.000 Kuzey Vietnamlı, ulaşım ağını açık tutmak için full-time çalışmaktaydı. Bombalar sonucu hasar gören yollar çakıllarla kapatılmaktaydı. Beton ve çelik köprüler yerine bambudan yapma sallar kullanılıyordu. Daha sonra bu sallar bulunmamaları için batırılıyordu. Kamyon şoförleri tekerlekleri muz yapraklarıyla kaplanmış şekilde seyahat ediyorlardı. Ve bu seyahatler yalnızca geceleri ve far ışığı kullanılmadan gerçekleştiriliyordu.

Bunların yanı sıra; her türlü ekipman, araç ve materyaldeki kayıplar Sovyetler ve Çin tarafından karşılanıyordu. Yapılan bombardımanlar, yalnızca Sovyetlerin karşılayabileceği askeri ekipmanlara olan bir ihtiyaç yaratmıştı. Ve bu da Moskova için Kuzey Vietnam’ı Çin’in elinden alabilme şansını yaratmıştı.

Çin’in yaptığı yardım daha çok; büyük miktarda pirinç, küçük silahlar, araçlar ve cephaneden oluşmaktaydı. Sovyetlerin yapmış olduğu yardım ise 1965’ten sonra uçak, uçaksavar ve tankları da içerecek şekilde şaşırtıcı olarak artmıştı. 1965 ile 1968 arasında Sovyetler ve Çin tarafından yapılan yardımın 2 milyar $ civarında olduğu tahmin edilmekteydi.

1967’ye gelindiğinde, Birleşik Devletler yalnızca bazı marjinal kazançlar için çok ağır bedeller ödüyordu. 1965 ile 1968 arasında Amerika, tahmini masrafı 6 milyar$ olan 950 hava aracını kaybetmişti. Küçük ve geri kalmış bir ülkenin, Dünyanın en büyük ve prestijli ülkesi karşısında devam eden direnişi, Kuzey Vietnam’a çok etkili bir şekilde yararlandıkları bir propaganda avantajı vermişti. Savaş karşıtlığı, birçok eleştirmenin gözünde etkisiz ve ahlaksız görülen bombalama karşısında etkisini gün geçtikçe arttırmaktaydı.



Savaşa Duyulan Toplumsal Öfke



1967’nin ortalarına gelindiğinde, Johnson’ın çok çabuk ve hasarsız elde edilecek zafer umutları yıkılmıştı. Alınan başarısızlıkların ve ödenen yüksek bedellerin yanı sıra içeride de başkanlık sarabilecek kapasiteye sahip, gittikçe artan kızgın ve ayrılıkçı bir tartışmanın içinde bulmuştu kendisini. Bu tartışmanın iki grup aktörü vardı.

Bir tarafta; “Şahinler” olarak adlandırılan sağcı Cumhuriyetçiler ve muhafazakar Demokratlar bulunmaktaydı. Bunlar, Vietnam’daki mücadeleyi komünizmle yapılan küresel mücadele için gerekli bir argüman olarak görmekteydi.

Diğer tarafta ise “Güvercinler” olarak adlandırılan; giderek artan şekilde, savaşın ahlakiliğini ve mantığını sorgulayan heterojen bir grup bulunmaktaydı. Savaş karşıtı hareket henüz hazırlık aşamasında çok büyük bir genişleme göstererek çok farklı bireyleri içermeye başladı. Bu kişiler arasında Muhammed Ali, Jane Fonda, Martin Luther King gibi isimler de yer almaktaydı. Güvercinler, nüfusun küçük bir bölümünü temsil etmesine rağmen alışıla gelmişin dışında göz önünde ve açık sözlü bir topluluktu.

Savaşa olan karşıtlık çok farklı yerlerden bir bakıma fışkırıyordu. A.J. Muste gibi savaş karşıtları tüm savaşlara karşı çıkmaktaydı. Fakat, II. Dünya Savaşı ve Kore’de Amerika’yı destekleyen birçok kişi bile bu savaşa ahlaki olarak karşı duruyordu. Bunların iddiası şuydu; “yoldan çıkmış, otoriter bir hükümeti destekleyerek Birleşik Devletler, kendi ilkelerine ihanet etmektedir...”[4]

Gittikçe genişleyen savaş karşıtlığı çok çeşitli şekiller aldı. Televizyonlarda duyurular yapıldı. Yüzlerce bireysel meydan okumalar ortaya çıktı. Şarkıcı Joan Baez; savunma bütçesine giden, gelir vergisini ödemeyi reddetti. Binlerce genç Amerikalı savaşa gitmeyi reddetti. Beyaz Saray önünde protestolar yapıldı. Vietkong için kan bağışı kampanyaları yapıldı. 21 Ekim 1967’de en büyük miting gerçekleşti. 50.000 savaş karşıtı Pentagon’un önünde gösteri yaptılar.

Gerçeklerin Farkına Varılması



Başkan Johnson, düşmanın peş peşe mağlup edildiğini ve Amerika’nın savaşı kazanmak üzere olmasıyla böbürlenmeyi sürdürürken, Vietkong Ocak 1968’in son günü, Güney Vietnam’da Tet Saldırısını devreye soktu. Bu çerçevede 36 taşra merkezi, 64 kasaba, sayısız köy ve ayrıca Saygo0n’daki Amerikan elçiliğine saldırılar düzenlendi. Bu şunu gösteriyordu ki; Johnson’ın askeri çözümü bir hataydı ve Başkan ile komutanların açıklamaları hiç de inandırıcı değildi.

Savaş; 1968’de Johnson’ın giderek yerine, savaşa son verme vaadinde bulunan Richard Nixon’ın Beyaz Saray’a çıkmasına yardımcı odu. Fakat O da, Johnson’ın kaldığı yerden başlamış görünüyordu. Selefleri gibi Nixon da , Amerika müttefiki Güney Vietnam’ı yarı yolda bırakırsa Amerikan prestijine ne olur sorusu çerçevesinde “Amerikan Güvenilirliği” konusunda endişeleniyordu. [5]

Bu çerçevede 1970 yılında, Kamboçya’ya bölgedeki komünist faaliyetleri ortadan kaldırmak için asker gönderildi. Bu olay sonrası savaş karşıtı protestolar trajik bir boyut aldı. Öyle ki;Kent State Üniversitesi’ndeki gösterici öğrenciler üzerine ateş açan Ohio Ulusal Muhafızları, öğrencilerden dördünün ölümüne sebep olmuşlardı.

Kargaşa içindeki kampüsler, başıboş ve ayrılmış bir ülke oluşması sonucunda, Nixon Vietnam’daki kara güçlerini zamanla çekmeye başladı. Ayrıca, Sovyetler ve Çin’le bir detante arayışı içine girdi.

Nixon yönetiminin; Hinduçini’nde onurlu bir barış demeçleri ve Hanoi’yi bombalamaya devam etmelerine rağmen, Amerika’nın Vietnam iç savaşına olan müdahalesinin trajik ve pahalıya patlayan bir hata olduğu artık kesindi.

Sonuç olarak; Paris’te yapılan çok gizli müzakerelerde, Birleşik Devletler Sekreteri Henry Kissinger ve Kuzey Vietnam Sekreteri Le Duc Tho barış antlaşmasını imzaladılar.

Nihayetinde, Amerika askeri güçlerini geri çekti. 1975’te Güney Vietnam rejimi, Kuzey Vietnam ve Ulusal Özgürlük Cephesi karşısında çöktü. Hemen hemen 20 yıl süren acın bir iç savaş ve yarım milyondan fazla katıp sonucunda, Vietnam Hanoi’nin komünist hükümeti çatısı altında birleşik bir yapı aldı.

Şöyle bir baktığımızda; böyle bir sonucun 1956’daki genel seçimlerde, bu kadar şiddete gerek kalmadan bile gerçekleşebileceğini görebilmemiz mümkündür.

Amerika Neden Kaybetti ?



Amerikan ordusunun Vietnam’da başarısız olmasındaki en büyük etken, Kuzey Vietnamlı güçlerin izlenmiş olduğu gerilla taktiğiydi.

Geleneksel batılı savaş anlayışından tamamıyla farklı olan gerilla savaşında, Vietkong üzerinde çok çabuk bir zafer kazanabilmek kesinlikle çok uzak bir ihtimaldi. Askeri olarak çok daha zayıf olan taraf gerilla taktiklerine başvurur, çünkü başka seçeneği yoktur. Gerilla savaşının ana amacı; mevcut hükümeti ele geçirmek, böylelikle ordunun moralini sarsmak, hükümete olan mevcut güveni yıkarak saf dışı bırakmaktır. Ayrıca gerilla savaşı, sadece yenebilecekleri daha küçük ve daha zayıf güçlerle sıcak temasın gerçekleştirildiği, vur kaç taktiğinin kullanıldığı bir çatışma şeklidir. Gerilla taktiğini kullanan düşmanla tam anlamda temasa geçilemediği için alınacak her yenilgi, ordunun demoralize olmasına sebep olur.

Bu tür taktikler ordunun gücünü etkili biçimde zayıflatmasına rağmen, gerillaların asıl çabaları yerli halk üzerinde yoğunlaşmıştır. Gerillalar, toplumun hükümete olan bağlılığını yıkmayı amaçlarlar. Toplumsal destekten yoksun bir hükümetin çökmesi, dağılması daha kolaydır. Gerillalar bunu iki şekilde gerçekleştirirler. İlk olarak, halkın daha yoğun olarak yaşadığı bölgelerde kontrollerini giderek arttırırlar. Hükümet güçleriyle yapılan mücadeleleri kazanarak, halka hükümetin kendilerini koruyamadığını kanıtlamaya çalışırlar. İkincisi ve daha önemlisi, gerillalar halkın toplumsal şikayetlerinden yararlanırlar. Toplum ise gerillaları destekler. Çünkü halk inanır ki, gerillalar hoşnutsuz olduğu hükümeti saf dışı bırakacaktır ve yeni hükümet onun isteklerini karşılayacaktır.

Gerillaların, insanlara olan ihtiyacı bir bakıma balığın suya olan ihtiyacı gibidir. Toplumsal destek olmadan gerillalar yeni asker, yemek ve barınma ihtiyaçlarını karşılayamazlar. Sonuç olarak gerillalar insanların desteğine muhtaçtırlar.

Gerillalar, özellikle köylülerin desteğini çok çabuk kazanırlar. Çünkü kendilerini; koloniciliğin, despot hükümetlerin, ekonomik yoksulluğun ya da sosyal adaletsizliğin ortadan kaldırıcısı olarak çok başarılı bir şekilde tanıtırlar. Böylelikle de hükümeti kendi ülkesinde saf dışı bırakmış olurlar.

Bu yüzden gerilla karşıtı savaş yalnızca askeri değil aynı zamanda siyasi bir mücadeledir. Saldırı gören hükümetin genel görevi, gerillaları askeri alanda yenmenin yanı sıra gerillalara olan desteği doğuran politik, sosyal ve ekonomik konuları da ele almaktır. Temelinde, gerilla karşıtı savaşlar çok daha zor ve bilinçli bir savaştır. Çünkü savaşın birtakım reformlar gerçekleştirilmeden kazanılması imkansızdır. Ayrıca böyle bir savaş uzun yıllar sürebilir. Ve son olarak da bu tür savaşlar için eğitim görmüş bir ordu gerekmektedir.

İşte bu nedenlerden dolayı Amerika böyle bir savaşı oldukça zor bulmaktadır. Amerika’nın sevdiği “kesinlikle askeri” savaşlardır. Ayrıca savaşın uzunluğu da tepkilere yol açabilirdi; çünkü Amerika’da “boys home by christmas” düşüncesi vardır.[6]

İyi yetiştirilmiş generallerin komutasında, en yeni ve geniş silahlarla donatılmış Amerikan askeri, sayıları birkaç bini bulan “siyah pijamalar içindeki köylüler”i yenemez miydi? Yüksek manevra ve ateş gücüne sahip Amerika, düşman askerlerini bulup yok ederek, düşmanın Güney Vietnam’ı ele geçirmekten vazgeçmesini sağlayamaz mıydı?

Vietnam’da savaş, bu güçlerin köyleri korumasını ve orada kalarak, Vietkong hücrelerini kurutmak ve köylü halka Saygon’un kendilerini önemsediğini göstermelerini gerektirmişti. Gerillalar, köylerden püskürtülseler bile, Amerikan helikopterleri ayrıldıktan sonra geri dönerek bölgeyi kontrol etmeye devam ediyorlardı.

Böyle büyük çaplı operasyonlar, iyi bir hazırlık ve genellikle ilk olarak düşman askerlerinin bulunduğu alanlara hava saldırısı ve bombardıman gerçekleştirilmeden başlayamadığı için, Vietkonglular hemen ortadan kayboluyorlardı. Böylelikle operasyon hüsranla sonuçlanıyordu.

Amerikalı askeri yetkililer gerilla karşıtı savaşın özünü tam olarak anlayamamışlardı. Kendileri konvensiyonel savaşlar için eğitilmişlerdi ve stratejileri düşmanı maksimum ateş gücü kullanarak alt etmekti. Ordu bunu başarabileceğinden emindi, çünkü yüksek manevra kabiliyeti ve modern teknolojiyle donatılmış helikopterler, gerekli ateş gücünü sağlıyordu.

Kazanılan başarı, günde öldürülen komünist sayısıyla ölçülüyordu. Ayrıca savaş havadan Kuzeye doğru kayıyordu. Kuzeyi bombalamanın amacı; Amerika amacın Güneye olan insan ve destek akışını önlemek olduğunu açıklamasına rağmen, tam olarak askeri değildi. Bu saldırıların amacı siyasiydi; Kuzey Vietnam’ı savaşı durdurmaya zorlamak.

Fakat, bombardıman ne Hanoi’nin savaşı sürdürme isteğini zayıflattı ne de Güneydeki mücadele için yapılan destek ve asker sevkiyatının durdurulmasını sağladı. Hanoi’nin bu direnişi, karşılığında daha çok hava saldırısı ve yeni hedefler için artan askeri ve çabalar olarak geri döndü. Havadan yapılan saldırı fikrini ortaya atanlar, bu girişimlerin tek başına savaşı kazandıramayacağını kabullenmiyorlardı. Onlar hala maksimum etki ile kullanılırsa başarını geleceği konusunda ısrarcıydılar.

Askeri olarak, Amerikan güçlerindeki her artış, Kuzeyden Güneye hem gerilla hem de konvensiyonel asker akışının artışı olarak karşılık görüyordu.

1968 Ocak ayının son günü başlatılan, Tet ( Vietnamlıların yeni yılı) Saldırısı, Johnson yönetiminin Dienbienphu’sudur denilebilir. Bu saldırı herkese şunu göstermişti; yapılan tüm iyimser tahminlere rağmen düşman bir kez daha çok hafife alınmıştı.

Son olarak şunu söyleyebiliriz ki;Vietnam Savaşı iki alanda yaşanmıştı. Birincisi Vietnam’da, çok kanlı fakat askeri olarak sonuçsuz. İkincisi ise Amerika’da, kanlı değil fakat siyasi olarak belirleyici. Savaş uzadıkça, ulusun savaşı sürdürme isteği azalıyordu.

Vietnam Savaşı; ABD’yi sekiz yılda son bulan, 50.000 ölü ve 150 milyar$’a mal olan ve sadece ikincil önemdeki çıkarların bulunduğu bir bölgede mücadele etmeye zorlayan bir savaş olmuştu. Bütün bu çabalar sonucu işin kaymağını yiyen ise; bütün kaynaklarını ilk olarak ABD’yi füze yarışında yakalamak daha sonra da geçmeye yönelten, ABD’nin bir numaralı düşmanı Sovyetler Birliği oldu. Savaşa olan toplumsal tepkiler ve yapılan askeri harcamalar sonucunda, ABD 1970’lerdeki stratejik gelişme yarışında geriye düşmüş oldu. Aslında devrilen domino taşı Vietnam değil, Amerikan kamuoyuydu...

SONUÇ

1965’te başlayarak 1973’e kadar süren bu savaş, baştan sona Amerika için ilklerin yaşandığı bir olay olmuştu. Amerika ilk kez gerilla savaşı adı verilen bir olguyla karşı karşıyaydı. Sahip olduğu tüm gelişmiş teknolojiye rağmen , karşısındaki olgunun mantığını tan olarak anlayamadığı için Amerika istediği başarıyı elde edememişti. Bu Amerika’nın, dünya tarihine girdiği süreden beri almış olduğu ilk yenilgiydi diyebiliriz.

Fakat asıl önemli olan Amerika’nın savaş dışında kaybettikleriydi. Amerika , savaşın yanı sıra; prestijini daha da önemlisi bir bakıma toplumsal desteğini yitirmişti. Günümüzde, 68 kuşağı olarak adlandırılan nesil, Amerikan siyasi hayatında yeni bir evre açmıştı. Artık toplumsal görüş, Amerikan politika yapıcıları için göz önünde tutulması gereken bir öğe olmuştu.

Vietnam Savaşı’nın bölgede savaşan askerler üzerinde bıraktığı olumsuz etkiyi de göz ardı etmemek gerekir. Daha ne için savaştıklarını bile bilmeyen askerler, bir de buna savaşın sekiz yıla yakın bir süre boyunca sürmesi de eklenince büyük bir psikolojik çöküş içine düşmüşlerdir. Amerikan askerlerinin içine düşmüş olduğu bu durum birçok kulvarda ele alınmıştı. Bu durumdan yararlanan en büyük sektör belki de sinema sektörüydü. Savaş; özellikle de Vietnam Savaşını işleyen filmlerin sayısında büyük bir patlama yaşanmıştı. Ama burada dikkat edilmesi gereken bir nokta var. Dikkat edilirse, bu filmlerin sonucunda kazanan hep Amerika’dır. Bunun nedeni belki de yaşanılan hüsranın etkilerini ortadan kaldırmak olabilir. Yani bir bakıma Amerikan toplumu da bu savaşta büyük bir hayal kırıklığına uğramıştı diyebiliriz.

Yukarıdaki unsurları ele aldığımızda, bu unsurlar bize çok yakın gelebilir. Bütün olayların gelişimi hemen hemen aynı ,fakat değişik olan tek şey adres;yeni adresin adı:IRAK...

Baktığımız zaman , Vietnam’dan sonra en büyük savaş karşıtı duruşlar; II. Körfez Savaşı olarak adlandırılan en son gelişmeler öncesi görüldü. Hatta bu karşıt duruş tüm dünyada gerçekleşmekte ve işin garibi savaş başlamış olmasına rağmen hala devam etmekte.

Bu benzerliği doğuran gelişmeler, tabii ki bu karşıt duruşla sınırlı değil. Savaşın şu anki gelişimi de ele alındığında birçok benzerlik görülmekte. Örneğin savaşın iki aktörü arasındaki güç ve teknolojik kapasite farkı sonucu, her iki ülkenin izlediği taktik yine benzerdir. Amerika yine hava gücünü kullanmakta ve ağır bombardıman uygulamakta. Buna karşılık Irak ise tıpkı Vietnam gibi gerilla taktiğini kullanmakta. Benzerlik gösteren bir başka gelişme doğa şartlarının savaşa olan etkisi. Vietnam’da ormanlık arazi gerillaların saklanabilmelerine yardımcı olmuştu. Bu sefer ise çölün ve mevsimin yarattığı durumlar savaşa etki ediyor. İlk olarak kum fırtınaları, daha sonra da sağanak yağışlar, Amerikan askerini ilerleyişini durduruyor. Bundan sonra ise muhtemel çöl sıcakları kafalarda soru işareti oluşturmaya başladı. İşte hem bu doğal engeller hem de düşmanla tam olarak sıcak temasın kurulamaması, askerlerin psikolojisini olumsuz etkilemeye başladı bile. Şu an kimse Amerikan askerini tam olarak ne beklediğini bilmiyor. Kafalardaki soru açıkçası şu: “Acaba Irak’ta ikinci bir Vietnam hüsranı mı yaşanmak üzere?”

Bütün bunlardan sonra kendi kendime soruyorum açıkçası. Soğuk Savaş sürecinde “dünyanın polisi” olarak tanımlanan Amerika , acaba kendini bu role çok mu kaptırdı ve bu rolden aldığı özgüvenle mi haddini aşan işlere burnunu sokuyor diye... Belki de Amerika rolünü şöyle algılıyordur;

“Ben, Tanrının dünyayı korumakla görevlendirdiği meleğin ta kendisiyim...”

KAYNAKÇA

Yararlanılan Kitaplar

American Foreign Policy Since World War II , John Spainer , Congressional Quarterly Inc. Press , Washington , 1992
Firsthand America:A History of The United States , Virginia Bernhard - David Burner – Elizabeth Fox Genovese – Eugene D. Genovese – John McClymer – Forrest McDonald , Brandywine Press , New York , 1992
Portrait of America , Stephen B. Oates , Houghton Mifflin Company , Boston , 1991
America : Past & Present , Robert A. Divine – T. H. Breen – George M. Fredrickson – R. Hal Williams , Scott, Foresman & Company , Illinois , 1987
The Brief : American Pageant , David M. Kennedy – Thomas A. Bailey – Mel Piehl , D. C. Heath and Company , Toronto , 1989

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

__________________
http://www.hayatimdegisti.com
Hemen ücretsiz deneme telkinlerini indirmek içinse bu link.Suçluluk ego ve kendine güveni 2 gün dinleyin
https://www.dropbox.com/sh/b6youoq8m...vwFPsoEYa?dl=0
Dinledikten sonra etkiler ile ilgili anketlere bu linkten katilin.
http://www.hayatimdegisti.com/forum/...-anketlerimiz/
hayatimdegisti isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


VİETNAM KABUSU

Yaratıcı Yazarlar Klubü ve Tarihten Telkinler VİETNAM KABUSU Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız VİETNAM KABUSU http://www.youtube.com/watch?v=dP4GaprkAJg Vietnam Savaşı, Birleşik Devletler tarihinin en tartışmalı olaylarından biridir. Amerika’nın olayla olan ilgisi, en büyük artış Lyndon Johnson zamanında olmasına rağmen, Truman zamanında başlamış ve benzer şekilde Demokrat ve Cumhuriyetçi yönetimlerde de sürmüştür. Peki, Johnson dönemine kadar ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Tarihten Telkinler telkin cd indir izle İstanbul Tarihten Telkinler nerededir kimdir Tarihten Telkinler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Tarihten Telkinler hipnoz Tarihten Telkinler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Tarihten Telkinler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Tarihten Telkinler kuantum düşünce kitap haberi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 06:19 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.