Kayıt ol Yardım Ajanda Bugünki Mesajlar Arama

Uyarılar

Kuantum Düşünce kuantum düşünce gücü, kuantum düşünce teknikleri, şanal kuantum düşünce, kuantum düşünce teknigi, kuantum düşünme, kuantum düsünce, kuantum düşünce nedir, kuantum düşünce kitap, kuantum düşünce tekniği, kuantum fiziği düşünce, kuantum düşünce, kuantum ve düşünce, kuantum duşunce, kuantum düşüncesi, kuantum düşünce şanal günseli, kuantum düşünce tekniği şanal, kuantun düşünce, kuantum düşünce grubu, kuantum düşünce gurubu, kuantun düşünce tekniği, kuantum düşünce tarzı, kuantum düşünce tekniği nedir, kuantum düşünce yöntemi, kuantum düşünce kitabı, kuantum düşünce sanatı, kuantum düşünce tekniği kitabı, kuantum düşünce tekniği eğitimi, kuantum düşünce tekniği kitap, kuantum düşünce seminerleri, kuantum düşünce merkezi, kuantum düşünce ve yaşam merkezi, kuantum düşünce nasıl uygulanır, kuantum düşünce tekniği nasıl uygulanır, kuantum fiziği ve düşünce, kuantum düşünce sistemi,

KUANTUM SIÇRAMA NEDİR?

Alternatif Kişisel Gelişim ve Kuantum Düşünce KUANTUM SIÇRAMA NEDİR? Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız SİZİN ZİHNİNİZ ONLARIN ZİHNİYLE BİR BÜTÜNDÜR Nerede bir iletişim sorunu varsa, orada mutlaka şu üç yanlışın yapılıyor olduğunu gözlemlerim bana öğretti: Beklenti, suçlama, yönlendirme. Düşüncelerimiz, zaman ve mekân sınırı tanımadan başka insanlara ulaşabilirler. Bu, hayatın en önemli sırlarından birisidir. Siz ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Kuantum Düşünce telkin cd indir izle İstanbul Kuantum Düşünce nerededir kimdir Kuantum Düşünce çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Kuantum Düşünce hipnoz Kuantum Düşünce olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Kuantum Düşünce hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Kuantum Düşünce kuantum düşünce kitap haberi

KUANTUM SIÇRAMA NEDİR?

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 09-02-2011, 06:08 PM   #1 (permalink)
Binbaşı
 
cent - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
cent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to all
Standart Cevap: KUANTUM SIÇRAMA NEDİR?

SİZİN ZİHNİNİZ ONLARIN ZİHNİYLE BİR BÜTÜNDÜR
Nerede bir iletişim sorunu varsa, orada mutlaka şu üç yanlışın yapılıyor olduğunu gözlemlerim bana öğretti: Beklenti, suçlama, yönlendirme.
Düşüncelerimiz, zaman ve mekân sınırı tanımadan başka insanlara ulaşabilirler. Bu, hayatın en önemli sırlarından birisidir.
Siz kendiniz için ne düşünüyorsanız, insanlar da sizin için onu düşünürler. Değersiz olduğunuzu düşünürseniz, insanlar da size değer vermezler. Değerli olduğunuzu düşündüğünüzde ise, aynı insanların size değer verdiklerini görürsünüz.
Onlar size, sizin istediğinizi verirler. Aynı bir Kuantum fotonu gibi davranırlar.
Bir “Kuantum Çalışması” yaptığımız genç bir kadın, bir ay sonra şaşkınlık içinde şöyle diyordu: “Çok tuhaf. Kocam sanki bana biat etti. Bir dediğimi iki etmiyor. Hâttâ bir ara bana “sana neden daha önceleri kötü davranıyordum bilemiyorum” bile dedi.
“Geçenlerde bana bin yüz liralık bir telefon aldı. Oysa önceleri sâdece yüz liralık bir cep telefonu kullanıyordum. Ne oldu şimdi, ben değiştiğim için mi o da değişti?”
Sâdece insanlar mı?
Hayır, daha da fazlası var.
Her tür şey. Organlar, mekanlar, kavramlar bile değişir!
Morfik Rezonans Kuramı’nın bulucusu Rupert Sheldrake türlerin birbirleriyle “morfik bir alan” vasıtası ile iletişim kurduklarını söylüyor. Bu görüşün esası, benzer titreşime sâhip olan kaynakların birbirleriyle rezonansa girmeleri bilgisine dayanır. Örneğin bir odadaki gitarın “la” sesi titreştiğinde, aynı odadaki örneğin piyanonun “la” tuşunun teli de titremeye ve “la” sesini çıkarmaya başlar.
Dünyanın belli dönemlerinde bâzı fikir akımlarının birdenbire moda oluvermesinin nedeni belki de budur. 68’lerde Hippilik akımıyla başlayan savaş karşıtı gençlik hareketi ve 80’lerdeki bireysel refah arayışları bir anda sanki gizli bir emirle bütün dünyaya yayılmıştı.
Bazen de bilimsel bir buluş, dünyanın farklı yerlerinde farklı bilim insanları tarafından aynı anda yapılır. Shaldrek, işi daha da ileri götürerek, örneğin bir arabayla bir kez kaza yapılınca, bunun metalde bir kayıt haline geldiğini iddia ediyor ve aynı arabanın sık sık kaza geçireceğini ileri sürüyor.
ZİHİN NEYSE, DÜNYA ODUR!
Dış koşulların geçici olarak değiştiği zamanlarda bile, durumun bir süre sonra tekrar zihnin haritasına uygun olan pozisyona geri döndüğü olaylar, bu görüşü desteklemektedirler.
Yâni zihinsel dünya değişmezse, dış dünyanın değişmesi, durumu değiştirmiyor. Eninde-sonunda dış dünya, zihinsel dünyamıza uymak zorunda kalıyor.
ÇEKİRDEK İNANÇ HEP TEKRAR EDEN OLAYLARI OLUŞTURUR
“Çekirdek inanç” neyse, hayatın kendisi de o olur. Bu yasa, holografik mantığa da uyar. En küçük birimdeki yazılım, bütünün bilgisine sahiptir ve uygun koşullar sağlandığında, tek başına “bütünü” yeniden oluşturabilir.
Nasıl ki bedenin en küçük bir parçası (kan, idrar, hücre gibi) bütün beden hakkındaki bilgileri iletirse, çekirdek düşünceler de kaderimiz hakkında bilgi verirler bize. Çekirdek inancın döngüsü neyse, hayatın döngüsü de o olur.
Parayla, işle, ilişkilerle ve her şeyle ilgili olan inançlarımız ve beklentilerimiz kendilerine uygun sonuçlar yaratırlar. Örneğin, dünyanın adaletsiz bir yer olduğuna inanan bir kişi haksızlıklara uğrar, hayatın zor olduğuna inanan bir kişi ise, zorluklarla mücadele etmekten kurtulamaz. Fakat insanlar bu gibi kısır döngülerinin farkında değillerdir. Çünkü sürüngen beyinleri, o konuda kör bir nokta yaratmıştır.
TEPKİSEL ZİHNİ DEVREYE SOKAN SEVGİSİZLİK ÖRNEKLERİ
Daha anne karnındayken istenmediğini hisseden bir bebek, yaşamsal anlamda kendisini güvende hissetmez. Ve hemen devreye, sürüngen beyninin tepkisel zihni girer. Kaygılı ve korku içindeki bir hamile anne de aynı etkiyi oluşturur. Çocukta, anne-baba arasındaki bağırtılı kavgalar da, ilkel bir düşünce tarzını devreye sokan önemli bir durumdur.
Toplumun büyük bir kısmını, küçükken cinsel tacize uğramış olan yetişkin insanlar oluşturur. Çoğu, bu gibi deneyimlerini bastırmış ve bilinçaltına itmişlerdir. Fakat bunların etkileri çok ağır olarak, bütün hayatları boyunca devam eder.
Acı olan, bu işi ailedeki çok yakınların yapıyor olmalarıdır. Baba, dayı, ağabey gibi. Bu gibi tacizler aile büyükleri tarafından bilindiği halde, çeşitli bencilce sebeplerden dolayı üstleri örtülmektedir. Anne-babanın çocukları için kendilerini feda etmeleri, çocuğun da kendisini onlar için feda etmesine yol açar.
Bir de çocuklarına “aman sen dur, biz hallederiz” diyen aileler vardır. Onlar da çocuklarının güvensiz ve pısırık olmalarına yol açarlar. Aşırı katı ve kuralcı bir ailede yetişen bir çocuk, eleştirici ve memnuniyetsiz birisi olur-çıkar.
DEĞİŞİM TAKVİMİ
Birinci dönem, “ikinci kişiliğin tahliye” dönemidir. O, pılısını ve pırtısını toplayıp-gitmek üzeredir. Bu yüzden kişinin yaşantısında kısa süreli gel-gitler ortaya çıkar. Bu süreç, yaklaşık kırk günü kapsar.
Bu dönemde “ikinci kişilik” âdeta “iyot gibi” açığa çıkar. Bir katılımcı bir seminer sonrasında bana şöyle demişti: “Gece yatağa yattığımda kafamın içinde bir konuşma duyuyorum.” “Ne diyor sana?” diye sorduğumda ise, şu cevabı almıştım: “Sorun, senin değerli olduğunu bilmende değil, bunu sen zâten biliyorsun, sorun başkalarının seni değerli bulmayışında.” Tam bir ego sesiydi bu. Atı, arabanın arkasına koyuyordu.
Bunun üzerine ben de ona şunları söyledim: “Bu ses senin ‘ego sesin’ ve o ses hep vardı. Ama sen onu, kendi düşüncelerin sanıyordun. İlk kez kendi dışında algılıyorsun onu. Bu nedenle sana tuhaf geliyor.”
Daha sonra, artık yeni kişiliğinin kuralları geçerli olmaya başlar. Örneğin kolay kolay “hayır” diyemeyen birisi, yavaş yavaş “hayır” demeye ve kendi haklarını talep etmeye başlar. Böyle olunca, çevresinde kendisini ezen ve kullanan insanlar, yeni kurbanlar aramak üzere onun yanından uzaklaşırlar.
Bir sonraki dönem “hizalanma” dönemidir. Çevresinde yer alan, ama kendisini çok fazla mutlu etmeyen ve ona bir faydası olmayan kişiler yavaş yavaş sahneyi terketmeye başlarlar.
Kimi zaman da, bâzı kısa geri dönüşler yaşanır. Uzun süre bastırılmış olan öfke duyguları serbest kalırlar ve kişi bu duruma şaşırarak: “Ne oluyor bana?” diye düşünmeye başlar. Ya da kendini tam olarak ifâde edemediği ve yeteneklerini de tam olarak kullanamadığı mesleğini veya işyerini değiştirir. Hayatınızda bolluk ve bereket akışı başlar. Sağlık sorunlarınız varsa, bunlar çözülmeye başlar.
Üçüncü çeyrek “mucizeler” dönemidir. Ya da önceki kişiliğinizin “mucize” olarak tanımlayacağı şeylerin dönemi. Her şey kendiliğinden, kolayca, en iyi şekilde ve planlasanız bile olamayacak kadar mükemmel olduğu için buna “mucize” dersiniz.
Bir sonraki dönem “yeni hayat” dönemidir. Bu dönem, her şeyin tam da sizi ifâde eder bir biçimde gerçekleştiği dönemdir. İçinde oturduğunuz ev, onun bulunduğu semt, yanınızdaki eşiniz, çevrenizdeki insanlar ve yaptığınız iş tamamen sizi yansıtır. Sizi mutlu eder.
Şükretmek, bedenin çevresindeki manyetik alanı güçlü kılar, bu da kendinize bolluğu ve iyiliği çekmenize yol açar. Şükür, yaşadığınız her şeyi sizin oluşturduğunuzu ve bunun, kendinizi keşfetmek için en ideâl yol olduğunu bilmenizden kaynaklanır.
Eğer hep şikayet ediyorsanız, “kendi yaptığınız programı kendiniz reddediyorsunuz” demektir. Bu da, çevrenizde kırık ve güçsüz bir alan oluşturur.
Sonuç olarak, hep yokluk ve acı deneyimlerini kendinize çekersiniz. Sözünü ettiğim şey, tamamen bir fizik kuralıdır ve aynı zamanda da bir gönül kuralı. İkisi birbirlerinden pek de farklı değildirler ya aslında!
BÜTÜNSEL HAYAT AĞACI
Ağacın gövdesi, kişiliğimizi temsil eder. Ana dallar, hayatımızın önemli güç kaynaklarıdır. İş, ilişki, sağlık ve sosyal çevre gibi. Ve ağacın meyveleri de, hep birbirlerine benzeyen olaylardır.
Kökler, küçükken yaşadığımız önemli olayları temsil ederler. Ve ağacın en temelindeki tohum, çekirdek inancımızı simgeler. Bu nedenle hayatımızda yapmaya çalıştığımız yüzeysel değişiklikler, pek bir işe yaramazlar.
Bir belirtiyi yok ettiğinizde, aynı belirti kılık değiştirerek karşınıza yeniden çıkar. “Kuantum Çalışma” ise, değişime temelden başlar. Çekirdek inancı değiştirerek, insanın hayatını bütünüyle değiştirir. İş, sağlık, ilişki ve diğer her şey bakımından.
Kişi önce, geçmişte yaşadığı olaylarla ilgili unuttuğu şeyleri hatırlar ve çarpıttığı şeyleri düzeltir. “Aslında durum pek de o kadar kötü değilmiş!” demeye başlar. O kötü olayların yanı sıra, bir çok da güzel anılar dolmaya başlar hafızasına. Bu işlemler, kendiliklerinden gerçekleşirler. Bu sırada bilinçaltı, kendi kendisini yeniden düzenleme çalışmasına girişir. Yaklaşık yirmi günde tamamlanır bu süreç.
Sonra bunun, davranışlara dönüşmesi sürecine girilir. Gerçek kişilik de yavaş yavaş belirmeye başlar. Olaylara nasıl tepki vereceğini düzenler. Örneğin daha önce kolaylıkla “hayır” diyemeyen bir kişi, gerektiğinde “hayır” diyebildiğini fark eder. Bu da, kendiliğinden ortaya çıkar. Bu süreç, ortalama kırk gün sürer.
Sonra, iş hayatında değişimler başlar. Sosyal çevresi, yeni kişiliğinin tercihleri doğrultusunda yeniden oluşmaya başlar. Bu süreç, eğer “çekirdek inanç” değişmişse, ortalama üç ay içinde gerçekleşir.
Maslow şöyle demişti: “Yetenek ve kapasitenizi inkar ettikçe, sizin için acı ve sorun kaçınılmazdır.”
Mevlana’nın dediği gibi yapmıyor. Yâni “olduğu gibi görünmüyor”. Olmadığı gibi olmaya çalışıyor. Bunu ne kadar başarabilir? Bu, imkansız bir şeydir. Bir çınar ağacının kedi olmaya çalışması ne kadar abesse, o kadar da saçma bir çabadır. Bir çınar buna hiç yeltenmez, ama bir insan bunu yapabilir.
BİR İYİLEŞME SÜRECİNİN AŞAMALARI
Bir iyileşme sürecinde belirli aşamalar vardır. Bir tür keşif yolculuğudur bu. Eğer bu yolculukta yarı yoldan dönerseniz, bir kurban olarak kalmaya devam edersiniz. Kurbanların hep bir mazeretleri vardır. Onlara sıkıca tutunurlar.
Biz Türkler’in en çok kullandığımız sözlerden birisi de: “Abi, biz adam olmayız!” değil midir? Acaba bu bir temenni mi, yoksa bir tespit mi?
Uzun bir çalışmadan sonra, hasta kişinin bu bahanelerinin farkına varmasını sağlarsınız. Ama bu da, tam bir iyileşme sağlamaz. Bir süre sonra bakarsınız başka bir bahane yaratmış. Bu nedenle ötelere gitmek ve kişinin neden bu durumu seçmiş (saplanıp-kalmış demek daha doğru olur) olduğunu bulmak gerekir.
Kişinin iyileşebilmesi için, hiçbir mazerete tutunmadan, bütün sonuçların kendi seçimleri tarafından yaratıldığını görmesi gerekir. O zaman bir kurban olmaktan çıkar, bir kahraman haline gelir. Fakat bu eşiği geçmek, her babayiğidin harcı değildir.
Oturup, altın günü yapar gibi, Acıları Yarıştırma Günü yaparlar. Onlara “bırak geçmişi, sen geleceğe bak. İyi ve umut dolu şeyler düşün” dediğinizde, oyuncağı elinden alınmış çocuk gibi dudaklarını büzerler.
Bu arada dinmeyen ayak ağrıları, bel tutulmaları ve artarak yığılan sorunları da bir vagon gibi onları izler. Yeteneklerini, güçlerini, yaratıcılıklarını ve sezgilerini ortaya çıkarmamak adına insanların kendilerine ne gibi mazeretler yarattıklarını görmek şaşırtır insanı.
ARAÇLAR VE AMAÇLAR ARASINDAKİ HİYERARŞİ
Mezar taşlarının üzerinde yazan “Huvel Baki” sözü çok büyük bir gerçeği anlatır aslında. Kalıcı olan bir tek O’dur. Ünvan, mal-mülk, güç, zenginlik, akrabalar, aile, sevgili, eş ve hâttâ kişiliğimiz tekâmül yolculuğunda kullandığımız araçlardır sâdece. Gelişme amacımıza uygun oldukları için, bir süre kullandığımız şeylerdir.
Evlilik kurumu, iki ayrı cinsi mutlu etmek için oluşturulmuş bir yapı iken, mutsuz insanlar evliliklerini sorgulamaya başladıklarında, karşılarına dikilip kurumu savunuyoruz. İnsanlar, evlilik cüzdanları yoluyla birbirlerine sâhip olduklarını düşünmeye başlıyorlar.
Eğitim kurumları, başlangıçta, insanları bilgilendirmek ve belirli bir konuda uzmanlaştırmak amacıyla kurulmuşken, şimdilerde sâdece diploma vermek amacıyla varlıklarını sürdürmeye devam ediyorlar çoğunlukla. Sonunda bütün iş, aklını kullanan insanlar yetiştirmekten çıkıp, test canavarları yetiştirmeye dönüşüyor.
Din, başlangıçta, insanın Tanrı’yla olan ilişkisinin sırlarını anlatmak ve Tanrı’yla bir olmanın yollarını açıklamak amacını taşırken, daha sonra, cenneti garanti etmek için itaat edilen bir kurum haline dönüşüyor. Sâdece belirli bir dine mensup olunduğu ve belirli bir peygambere sâhip bulunulduğu için, gereken her şeyin yapılmış olduğu yanlışına inanmak da, işin tuzu ve biberi oluyor.
Zenginlik, insanın insanca ve mutlu bir şekilde yaşaması için bir araçken, bir güç gösterisine ve daha çok şeyi elde etmek ve de bunları elde tutmak için uygulanan politikalara dönüşüyor. Amaçlarla araçları birbirine karıştırıyor, sonra da “neden bu araba yürümüyor?” diye düşünüyoruz.
GERÇEK, KILICINI ÇEKİP EGOYA DALINCA…
Bazen herhangi bir yere konuşma yapmaya gittiğimde, bâzı kişiler yanıma gelip, hafif bir gurur ve ayrıcalıklı bir kişi duygusu ile: “Biz de şu derneğin üyesiyiz” derler. Diyeceksiniz ki “ne var bunda?” Fakat bunu öyle bir havada söylerler ki, sanki onlar bilinecek her şeyi öğrenmişlerdir. Başka bir şeye de ihtiyaçları yoktur. Ama bu arada da, devam edip-giden migren ağrılarından şikayet ederler.
“Demek ki o derneğe üye olmanız, migren ağrınızın geçmesine yaramıyor” derim ben de onlara. Böyle yapmaktaki amacım, onların egosal kalıbını kırmaktır. O yüzden sık sık: “Bu kapıdan girerken, bildiğiniz bütün şeyleri, kimliğinizi ve titrinizi dışarıda bıkarın” derim. “Eğer değişmek, hafiflemek, sorunlarınızdan kurtulmak ve hayata yeni bir gözle bakmak istiyorsanız, çıkarken onlar yine sizi bekliyor olacaklar. İsterseniz onları tekrar alabilirsiniz.”
MASLOW’UN HİYERARŞİSİ ASLINDA TERS DURMALI
Büyük psikolog Abraham Maslow, insanların ihtiyaçlarının önceliklerini sıralarken, birinci sıraya yeme, içme ve barınma ihtiyaçlarını, en tepeye de kendini gerçekleştirme ihtiyacını yerleştirmişti.
İlk bakışta bu çizim, mantıklı gibi görünüyordu. Öyle ya yiyecek yemeğimiz, yatacak yerimiz olmazsa, neyimizi gerçekleştireceğiz ki? Oysa kazın ayağı öyle değil. Hayatın pratiği, işlerin pek de böyle olmadığını gösteriyor.
İşe, “var kalma” düzeyinden başlayan bir kimse, bir türlü tam olarak istediği sonuca ulaşamıyor ve iki yakasını bir araya getiremiyor. Oysa işe kendini gerçekleştirmekten, yâni “var olma” düzeyinden başlayan bir kimse, her ikisini birden elde edebiliyor. Bunun dışındaki her şey yalan aslında.
MASLOW’UN İHTİYAÇLAR HİYERARŞİSİ
5.Kendini Gerçekleştirme
4.Sevgi
3.Saygı
2.Cinsellik
1.Yeme, İçme, Barınma (Güvenlik)
Stand-up ustası Cem Yılmaz, bir TV programında hikayesini şöyle anlatıyordu: “Boğaziçi Üniversitesi’nde Turizm ve Otelcilik okuyorum. İkinci sınıfta kör-topal okula gidip-geliyorum. Fakat pek memnun değilim. Okul da benden pek memnun değil! Sonra sordum kendine: ‘Oğlum, sen küçükken ne yapmaktan hoşlanırdın?’ Ben, kendime sinema afişleri yapar, başrole de Cem Yılmaz yazardım. O zaman burada ne işim var? Bıraktım okulu ve karikatür çizmeye başladım. Sonra işte bildiğiniz gibi arkası geldi.” düşünsenize, Cem Yılmaz başarı ile okulu bitiriyor ve bir otelde resepsiyon görevlisi oluyor! Biraz komik bir resepsiyonist. Ara sıra espriler yapıyor. Çevresindekiler onu pek bir tuhaf buluyorlar. Ve sonunda, şeflerine şikayet ediyorlar onu ve işten atılıyor.
MÜTEŞEKKİR OLMAK
Müteşekkir olmak: “İyi ki şu anda buradayım, iyi ki her şey böyle ve her şey ne güzel” duygusunun bütün hayatımıza egemen olmasıdır. Sâhip olduğumuz şeylerin değerini bilmek ve onlar için sevinçle bir karşılık ödemek arzusu da, buradan doğar. Siz, kendinizde olanın en iyisini sunduğunuzda, aslında “müteşekkir oluyorsunuz” demektir.
Hem beynin nörolojik yapısı ve hem de hücresel işleyiş biçimi, düşüncenin duyguya ve duygunun da bir tutum haline dönüşmesine elverişli bir yapıda tasarlanmıştır.
“Şikayet eden insan” durumundan “müteşekkir olan insan” durumuna geçme işlemi de aynı yolu izler.
sevgi ve saygıyla kalınız

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

__________________
yokluk ,varlıgın aynasıdır.



Dünyayı isterken de sus,
Bir dileğe kavuşmak isterken de.
Öylece seyre dal gitsin…
mevlana
cent isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-02-2011, 06:14 PM   #2 (permalink)
Binbaşı
 
cent - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
cent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to all
Standart Cevap: KUANTUM SIÇRAMA NEDİR?

HAYATINIZI İHALEYE ÇIKARTMAK İSTER MİSİNİZ?
Genellikle insanlar, kolaycı ve aceleci davranma eğiliminde ve: “Hemencecik bir şeyler olsun ve bunun biçin ben de bir şeyler yapmak zorunda kalmayayım” havasındadırlar.
“Şöyle çok uğraşmadan bana bir şeyler yapılsın ve bütün sorunlarım hallolsun” görüşünü taşırlar. Ya da: “Ben çok düşünmeyeyim. Kararlarımı ben vermeyeyim. Bana birileri söylesinler, ben de yapayım” diye düşünürler.
“Bir ilaç olsa da, bir içişte bütün kaderim değişse.” “Hocaya gitsem bir okuyup-üflese, ben de dertlerimden kurtulsam.” “Birine kapılansam, o da beni adam etse.” “Bir kalabalığa ya da gruba üye olsam, onlar beni sevse, ben de yalnızlığımı unutsam” şeklindeki yaklaşımlar bize çok tanıdık gelirler.
Halbuki, yaşama sorumluluğunu yerine getirme işinde ihale olmaz. Bu, sizin işinizdir. Sizin yapmanız gereken bir iştir. Bu sorumluluğu, “kolaylık olsun” diye bir başkasına havale ettiğinizde, farkına varmadan daha zor bir yola girmiş olursunuz.
İnsanın seçme sorumluluğunu eline almasını sağlamayan işlemlerin çok fazla işe yaramayacağını düşünüyorum. Bu yöntem ne olursa-olsun: İster Reiki, ister Akupunktur, ister NLP, ister TM, isterse de başka bir şey. Çünkü karar veren ve seçen “Ben”e ulaşamadınız mı, yapılan işlemler kalıcı olamazlar.
Bunun en sağlam kanıtı “plesebo” etkisidir: Hastaya sâdece şekerli su içeren bir tablet verilir ve bunun hastalığına çok iyi geleceği söylenir. Buna içtenlikle inanan hastalarda, bir çok iyileşme durumlarının ortaya çıktığı, istatistiklerle ve yapılan araştırmalarla ispat edilmiştir. Çünkü “Ben” şekerli suyu, ilaca dönüştürmüştür. İnsanlar türbelere giderler, adaklar adarlar, ayinler yaparlar, ritüellere katılırlar, bunlar da bir tür plesebodur. Asıl olayı gerçekleştiren ise, içimizdeki “Ben”dir.
Bir hastanenin Onkoloji Servisi’nde çalışan hemşire bir arkadaşım anlatmıştı. Ona da, hocası olan profesör aktarmış. Ölümcül bir kanser hastasını, artık bir umut kalmadığı için evine göndermeye karar veriyorlar. O da eve giderken Başhekim’e uğruyor. Vedalaşmak için.
Bu arada Başhekim, masasının üstünde duran, tatildeyken sahilden topladığı çakıl taşlarından birisini uzatıyor hastasına ve: “Al bunu, sana iyi gelecek!” diyor. Hasta da çok teşekkür ederek ayrılıyor oradan.
Aradan üç-beş sene geçiyor. Aynı kadın gayet sağlıklı bir biçimde tekrar Başhekim’in kapısını çalıyor ve: “Hocam, şu senin daşlardan bir de benim emicemin kızına veriver, bana çok eyi geldiydi de!” diyor.
İşte “Ben”in olağanüstü gücü. İnsanın değişimi, onu, kendi hayatının efendisi haline gelme sonucuna götürmüyorsa ne işe yarar?
Son günlerde Hindistan’da bir mağarada yaşayan ve yıllarca aynı lotus pozisyonunda oturan Buddha Çocuk’tan söz ediliyor. Bir tür “katalepsi” haline geçmiş durumda öylece oturuyor. Dünya ile bağını kesmiş. İyi de, biz dünya ile olan bağımızı kesmek için dünyada değiliz ki! Amacımız, ruhsal dünya ile bağımızı koparmadan fiziksel dünyada kalmak.
Daha da ötesi, dünyayı cennete giden bir atlama taşı olarak görmek değil, dünyaya cenneti indirmek için, burada olmak.
DURUMDAN VAZİFE ÇIKARMAK
Aslında herkes, içinde bulunduğu durumdan kendisi için bir vazife çıkarıyor. Çıkarmak istediği vazifeyi.
Uzun yıllar yatalak annesine bakan birisi bir gün aniden ölüverir. Ertesi gün hasta anne uyanır, yatağını-yorganını toplar ve ayağa kalkar. Kendisini ebeveynlerinin mutlu olmalarına adayan insanlar vardır. Onların çektikleri çilelere son vermeye adarlar hayatlarını. Bu arada hayallerini ve tutkularını ertelerler. Onların peşinden koşmayı bırakırlar.
Durumdan vazife çıkarmışlardır yine. Bu durumda o kişiler, aslında hiç kimseye yaranamazlar. Her iki taraf da durumdan pek memnun olmaz. Hem ebeveynler asla bu özveriyi yeterli bulmazlar, hem de özveriyi yapan bu duruma içerler. Ve bunun acısını da sık sık o kişilerle tartışıp-kavga ederek çıkartır. Bir yandan da bundan dolayı suçluluk hisseder. Oysa gerçek sebep başkadır. Çok daha gizli bir düzeyde olup-biten şey, varoluş sorumluluğundan kaçmaktır.
Kişi, bunu yaptığını kendisine itiraf etmek istemez. Başka sahte nedenlere ihtiyacı vardır. O sebeple, durumdan vazife çıkartır.
sevgi ve saygıyla kalınız
__________________
yokluk ,varlıgın aynasıdır.



Dünyayı isterken de sus,
Bir dileğe kavuşmak isterken de.
Öylece seyre dal gitsin…
mevlana
cent isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-02-2011, 06:16 PM   #3 (permalink)
Binbaşı
 
cent - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
cent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to all
Standart Cevap: KUANTUM SIÇRAMA NEDİR?

HASTALIKLAR VE ANLAMLARI
Hastalıkların çoğu, düşünsel bir nedene dayanır. Kişi bu neden konusunda bilinçsiz olduğu için, onun kör noktasıdır bu. Zâten öyle olmasa, hastalığın nedenini fark eder ve çözüme ulaşır.
MİGREN
Nedeni: Mükemmelliyetçilik. Yaptığını bir türlü yeterli bulamamak. Kendisini içten içe ve sürekli olarak eleştirmek. Bu gibi kişiler, aynı zamanda başkalarını da sürekli olarak eleştirirler ve kırıcı olurlar. Kimseyi beğenmezler.
Çekirdek İnanç: “Mükemmel ve benden beklenildiği gibi birisi olamazsam, güvende olmam.”
Yeni Kodlama:
Sevgili sürüngen beynim. Şimdi sana, güvende olmak· için gerekli olan yeni kararımı bildiriyorum:
Sevilmek ve takdir edilmek· için, mükemmel olmak zorunda değilim.
Kendimi seviyorum ve olduğum halim,· zâten tam ve eksiksizdir.
Ben sâdece, o anda yapabildiğimin en iyisini· yaparım. Ve o işi yaparken de, bunun keyfini çıkarırım.
Yaptığım iş, beni· değerli ya da değersiz yapmaz.
Başarılı ya da başarısız yapmaz.·
Ben· nasılsam, zâten öyle iyiyimdir.
Bu kararımı uygulamanı istiyorum.·
Bunu· bütün hücrelerime iletmeni istiyorum.
GUATR
Nedeni: Kendini ifâde edememek. Gerçek duygularını ve düşüncelerini söyleyememek. Bu gibi kişilerin özellikle kızgınlıklarını ve öfkelerini dışa vurma konusunda problemleri vardır.
Çekirdek İnanç: “Kendimi ifâde edersem, güvende olmam.”
Yeni Kodlama: Sevgili sürüngen beynim. Şimdi sana güvende olmak için gerekli olan yeni kararımı bildiriyorum:
Duygu ve düşüncelerimi özgürce ifâde ettikçe,· güvende olurum ve güçlü olurum.
Düşüncelerimi ifâde ettikçe, insanlarla· gerçek bir iletişim kuruyorum. Anlaşılıyorum kolayca.
İşte yeni düşüncem· budur.
Bu düşüncemi derhal bütün hücrelerime iletmeni ve uygulamaya koymanı· istiyorum ve sana şimdiden teşekkür ediyorum.
KALPLE İLGİLİ SORUNLAR
Nedeni: Sevgi alış-verişinde tıkanma. Sevilmediğine inanma. Küskünlük, terkedilmişlik duygusu ve bir daha yanı durumu yaşamamak için kalbin kapatılması. Katı ve sert durmak.
Çekirdek İnanç: “Seversem ve sevilirsem, güvende olmam.”
Yeni Kodlama: Sevgili sürüngen beynim. Şimdi sana güvende olmak için gerekli olan yeni kararımı bildiriyorum:
Kalbimi sevgiye· açıyorum ve bunun beni güvende tutup, güçlü kılacağını biliyorum. Sevgimi ifâde ediyorum. Kimse benim kalbimi kıramaz, ben izin vermedikçe.
Sevmek ve· sevilmek beni güçlü kılar.
Sevginin kaynağı bendedir. Bir kişiye bağlı· değildir.
İşte bu düşünceler, beni güçlü ve güvenli kılar.·
Şimdi bu· düşüncemi uygulamanı istiyorum.
BOYUN SORUNLARI (FITIK, DÜZLEŞME)
Nedeni: Kontrol. Değişimden korkmak. Sürpriz gelişmelerin kendilerine zarar vereceğini düşünmek.
Çekirdek İnanç: “Kontrol ettikçe, güvende olurum.”
Yeni Kodlama: Sevgili sürüngen beynim. Şimdi sana güvende olmak için gerekli olan yeni kararımı bildiriyorum:
Hayata güveniyorum ve kendimi hayata bırakıyorum· (bunu birkaç kez söyleyin.) yaşadığım her şey beni daha ileriye götürür. Güçlü ve olgun birisi haline getirir.
Hayata güveniyorum. Rahat ve· huzurluyum.
Şimdi gevşiyor ve rahatlıyorum.·
İşte bu düşüncemi· uygulamaya geçirmeni istiyorum ve eski kararımı iptal ediyorum.
BEL FITIKLARI
Nedeni: Kendileriyle ilgili olmayan sorumlulukları taşımak zorunda kalmak.
Çekirdek İnanç: “Sevdiklerimin yükünü üzerime alırsam, güvende olurum.”
Yeni Kodlama: Sevgili sürüngen beynim. Şimdi sana güvende olmak için gerekli olan yeni kararımı bildiriyorum:
Ben, sâdece kendi hayatımdan· sorumluyum ve kendi hayat sorumluluğumu taşıyorum.
Başkalarının yüklerini· ve sorunlarını omuzlamak zorunda değilim.
Onlar da kendi hayat· sorumluluklarını kolayca taşırlar.
Hafifliyorum. Bir kuş kadar.·
· Sapasağlam ayağımı toprağa basıyor ve kendi planlarımı uygulamak için ilerliyorum.
ASTIM
Nedeni: Hayatı haketmediğini düşünmek. Suçluluk duygusu içinde olmak.
Çekirdek İnanç: “Neşeyi, başarıyı ve huzuru kabul etmezsem, güvende olurum.”
Yeni Kodlama: Sevgili sürüngen beynim. Şimdi sana güvende olmak için gerekli olan yeni kararımı bildiriyorum:
Hayatı solumayı hak· ediyorum.
Mutluluğu ve huzuru hakediyorum.·
Ben, hayatın bana sunacağı· her türlü bolluğu, iyiliği ve başarıyı almayı hakediyorum.
Hayatı· ciğerlerime dolduruyor ve bu havayı bütün hücrelerime ulaştırıyorum.
ŞEKER (DİABET)
Nedeni: Hayatı sâdece bir görev olarak görmek, neşesizlik ve keyifsizlik hali. Neşeyle beslenememek.
Çekirdek İnanç: “Hayatım benim mutluluğuma hizmet etmez. Ben ona hizmet ederim.”
Yeni Kodlama: Sevgili sürüngen beynim. Şimdi sana güvende olmak için gerekli olan yeni kararımı bildiriyorum:
Hayatıma, neşeyi ve mutluluğu dâhil ediyorum.·
Keyif· alacağım ve beni mutlu eden şeylerle ilgilendikçe güvende olurum (bu cümleyi birkaç kez söyleyin).
İşimi büyük bir keyifle yapıyorum. Bir oyun gibi.· Yaptığım işin sonuçlarından çok, kendisiyle ilgileniyorum. Keyfini çıkartıyorum.
Denemenin ve oynamanın keyfini.·
İçimdeki çocuğu açığa· çıkartıyorum.
KABIZLIK
Nedeni: Elde tutmak ihtiyacı. Geleceğe karşı güvensizlik duymak ve akışa direnmek.
Çekirdek İnanç: “Kontrol edersem, güvende olurum.”
Yeni Kodlama: Sevgili sürüngen beynim. Şimdi sana güvende olmak için gerekli olan yeni kararımı bildiriyorum:
Kendimi hayatın akışına· rahatça bırakıyorum ve güvende oluyorum.
Bırakıyorum…bırakıyorum…ve güvende· oluyorum.
Akışı içimde hissediyorum.·
Rahatım ve huzurluyum.·
Ben· de kendimi yeniliyorum. Her an.
DİZLERDE SORUNLAR
Nedeni: Güçsüzlük. Kendi hedeflerini gerçekleştirme konusunda duyulan korku.
Çekirdek İnanç: “Bana başkaları tarafından sunulan hedef için yaşarsam, güvende olurum.”
Yeni Kodlama: sevgili sürüngen beynim. Şimdi sana güvende olmak için gerekli olan yeni kararımı bildiriyorum:
Kendi hayat amaçlarım doğrultusunda yaşayıp,· beni mutlu edecek şeyleri yaparak güvende ve güçlü olurum.
Yeni kararım· budur ve bu kararımı uygulamanı istiyorum.
RAHİMDE VE MEMEDE MİYOMLAR
Nedeni: Cinselliğin ve kadın kimliğinin reddi. Kendini değersiz görme.
Çekirdek İnanç: “Kadın kimliğimi reddedersem, güvende olurum.”
Yeni Kodlama: Sevgili sürüngen beynim. Şimdi sana güvende olmak için gerekli olan yeni kararımı bildiriyorum:
Kadın kimliğimi ve cinselliğimi kucaklıyorum. Kabul ediyorum ve özgürce ifâde ediyorum, beni güvende tutacak olan yeni kararım budur (bu cümleyi birkaç kez okuyun.)
Kendimi kucaklıyorum. Olduğum halim,· tam ve eksiksizdir.
Değişmeye ve değiştirmeye ihtiyaç duymuyorum.·
· Öylece kabul ederek güvende oluyorum.
Kadınlığımı kabul edip-kucakladıkça,· kendimi sağlıklı hissederim. Huzurlu ve mutlu olurum.
MS
Nedeni: Hayatı uzanıp-alamamak. Suçluluk duygusu hissetmek. İstememek ve elde etmemek.
Çekirdek İnanç: “Uzanıp-almazsam, güvende olurum.”
Yeni Kodlama: Sevgili sürüngen beynim. Şimdi sana güvende olmak için gerekli olan yeni kararımı bildiriyorum:
Ben, arzu ettiğim şeyleri uzanıp-almayı seçiyorum ve· bu, beni güvenli kılıyor (bu cümleyi birkaç kez okuyun).
Beni mutlu edecek· olan şeyleri uzanıp-alırsam, güçlü ve güvende olurum.
Ben, sâdece kendi· hayatımdan sorumluyum.
Başkalarını mutlu ya da mutsuz yapamam. Ancak onlar· kendilerini mutsuz kılarlar.
Ben, kendimi mutlu etme yeteneğine sahibim ve· bu gücü kullanıyorum. Ancak o zaman güvende olurum.
sevgi ve saygıyla kalınzı
__________________
yokluk ,varlıgın aynasıdır.



Dünyayı isterken de sus,
Bir dileğe kavuşmak isterken de.
Öylece seyre dal gitsin…
mevlana
cent isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-02-2011, 06:18 PM   #4 (permalink)
Binbaşı
 
cent - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
cent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to all
Standart Cevap: KUANTUM SIÇRAMA NEDİR?

İŞİTME KAYBI
Nedeni: Duymayı reddetmek.
Çekirdek İnanç: “Duymazsam, güvende olurum.”
Yeni Kodlama: Sevgili sürüngen beynim. Şimdi sana güvende olmak için gerekli olan yeni kararımı bildiriyorum:
Duymayı seçiyorum. Gerçeği duymak, beni güçlü· kılıyor. Her duyduğumu uygulamak zorunda değilim. Onu, kendi akıl süzgecimden geçirerek uygularım ya da uygulamam. Bu, benim seçimimdir. Ben, bu konuda özgürüm.
Aynı zamanda, kalbimden gelen bilgeliği işitmek ve bunları yapmak· bana güç verir.
İşitiyorum ve bu, beni güvende kılıyor.·
Duyuyorum.· Duyduğumu değerlendiriyorum.
BÖBREK SORUNU
Nedeni: Güçlü bir korku ve yalnızlık duygusu.
Çekirdek İnanç: “Başkalarının desteğini alırsam, güvende olurum.”
Yeni Kodlama: Sevgili sürüngen beynim. Şimdi sana güvende olmak için gerekli olan yeni kararımı bildiriyorum:
Güven içindeyim. Hayata ve kendime· güveniyorum. Yapabilirim ve güçlüyüm.
Güçlüyüm. Her anlamda bu gücü· hissediyorum.
EPİLEPSİ
Nedeni: Beynin sâdece bir yarım küresinin aşırı kullanımı. Kontrol, güç ve bilme ihtiyacı. Sevgiyi reddetme. Beynin özellikle sol tarafının diğer tarafının aleyhine fazlaca kullanımından doğan aşırı elektrik yükü ve bunun sonucunda oluşan deşarj.
Çekirdek İnanç: “Güven duyarak kendimi açar ve bırakırsam, sorunlar yaşarım ve güvende olmam.”
Yeni Kodlama: Güvenmeyi ve bırakmayı seçiyorum. Kalbimi sevgiye açıyorum. Çünkü gerçek sevgi, beni açar, genişletir ve güçlendirir.
Sevmek zayıflık değil,· güçtür.
Duygularımı ifâde etmeyi seçiyorum. Zayıflıklarımı ve· üzüntülerimi.
Onlar benim hazinelerimdir.·
Dünya, Tanrı’nın sonsuz bir süpermarketidir. Ve orada, aradığımız her şey vardır. Hâttâ aramadıklarımız da. Sorun, istediğimiz herhangi bir şeyin orada olup-olmaması değildir. Neyi seçeceğimizdir.
sevgi ve saygıyla kalınız
__________________
yokluk ,varlıgın aynasıdır.



Dünyayı isterken de sus,
Bir dileğe kavuşmak isterken de.
Öylece seyre dal gitsin…
mevlana
cent isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 14-06-2012, 08:56 PM   #5 (permalink)
Binbaşı
 
cansuyu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Apr 2012
Mesajlar: 1,224
Tesekkür: 1,705
1,237 Mesajinıza toplam 3,648 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
cansuyu is just really nicecansuyu is just really nicecansuyu is just really nicecansuyu is just really nice
Standart Cevap: KUANTUM SIÇRAMA NEDİR?

yaşama sorumluluğunu yerine getirme işinde ihale olmaz. Bu, sizin işinizdir. Sizin yapmanız gereken bir iştir.


çok anlamlı paylaşımlardı.. okurken sanki beynimdeki kör noktaya parmak basılıyordu...

teşekkürler Cent



sürüngen beynimin mazeretlerine sığınmak yerine kılıcımı çekmeyi seçiyorum..
__________________
sen neye hazırsan o da sana hazırdır...
cansuyu isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 15-06-2012, 01:05 AM   #6 (permalink)
Binbaşı
 
nurbanu25 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: May 2011
Mesajlar: 1,048
Tesekkür: 408
786 Mesajinıza toplam 1,597 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
nurbanu25 will become famous soon enoughnurbanu25 will become famous soon enough
Standart Cevap: KUANTUM SIÇRAMA NEDİR?

Guzel,etkıleyıcı bır paylasım.emegınıze saglık.franklın'ın kuantumla ılgılı kıtabını okumustum gecen yıl.bunu da okumak faydalı olacak sanırım...
__________________
Gecenin en karanlık ve soğuk anı, güneşin doğmasının en yakın olduğu andır.........
nurbanu25 isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

« AFFETMENIN INANILMAZ HAFIFLIGI:) | Dua - Sipariş »

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


KUANTUM SIÇRAMA NEDİR?

Alternatif Kişisel Gelişim ve Kuantum Düşünce KUANTUM SIÇRAMA NEDİR? Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız SİZİN ZİHNİNİZ ONLARIN ZİHNİYLE BİR BÜTÜNDÜR Nerede bir iletişim sorunu varsa, orada mutlaka şu üç yanlışın yapılıyor olduğunu gözlemlerim bana öğretti: Beklenti, suçlama, yönlendirme. Düşüncelerimiz, zaman ve mekân sınırı tanımadan başka insanlara ulaşabilirler. Bu, hayatın en önemli sırlarından birisidir. Siz ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Kuantum Düşünce telkin cd indir izle İstanbul Kuantum Düşünce nerededir kimdir Kuantum Düşünce çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Kuantum Düşünce hipnoz Kuantum Düşünce olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Kuantum Düşünce hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Kuantum Düşünce kuantum düşünce kitap haberi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 01:50 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.