Geri git   Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri > Korkuları Yok Etme Klubü > Korku ve Fobiler Cd'leri

Uyarılar

Korku ve Fobiler Cd'leri Korku Fobi Ritmotrans Cd'leri korku ve kaygı, korku ve tedavisi, korku ve stres, korku nedir, bir korku, fobi nedir, korku ve panik, korku ile, fobi tedavi, fobi tedavisi, fobi terapi, çocuk ve, korku ruh,

Korku Korkulanı Gerçekleştirir

Korkuları Yok Etme Klubü ve Korku ve Fobiler Cd'leri Korku Korkulanı Gerçekleştirir Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız KORKU KORKULANI GERÇEKLEŞTİRİR Bundan uzun yıllar önce, çok sevdiğim bir arkadaşım bana İsveçli film yönetmeni Ingmar Bergman’ın “Büyülü Fener” adlı özyaşamöyküsünü armağan etmişti. Kitabı hemen okudum ama kitaptan aklında ne kaldı diye sorarsanız, belleğimden çıkıp gelen tek bir cümle var. ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Korku ve Fobiler Cd'leri telkin cd indir izle İstanbul Korku ve Fobiler Cd'leri nerededir kimdir Korku ve Fobiler Cd'leri çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Korku ve Fobiler Cd'leri hipnoz Korku ve Fobiler Cd'leri olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Korku ve Fobiler Cd'leri hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Korku ve Fobiler Cd'leri kuantum düşünce kitap haberi

Korku Korkulanı Gerçekleştirir

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 17-12-2008, 07:58 PM   #1 (permalink)
Administrators
♥Ozlem Şahin ♥
 
shamanic - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2007
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 5,030
Tesekkür: 13,842
2,276 Mesajinıza toplam 13,392 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
shamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond repute
Exclamation Korku Korkulanı Gerçekleştirir





KORKU KORKULANI GERÇEKLEŞTİRİR


Bundan uzun yıllar önce, çok sevdiğim bir arkadaşım bana İsveçli film yönetmeni Ingmar Bergman’ın “Büyülü Fener” adlı özyaşamöyküsünü armağan etmişti.

Kitabı hemen okudum ama kitaptan aklında ne kaldı diye sorarsanız, belleğimden çıkıp gelen tek bir cümle var.

Okuduğumda beni ilk anda sarsan bir cümle: Korku korkulanı gerçekleştirir.

Evet işte buydu! Kendimi neden kadim bir gerçeği keşfetmiş gibi hissettiğimi bilmiyordum ama gerçekten içine gömülerek okuduğum kitabın kendisinden çok, o üç sözcük zihnime damgasını vurdu.

Bergman’ın yaşam öyküsünü anlatırken, çok kullandığı alıntılardan biri olduğunu belirtecek kadar içine işlemiş o düşünceyi çok sonraları ansızın hatırlayacaktım. Çünkü aslında o söz, modern hayatın içinde kaybolmuş her birey için şu ya da bu şekilde geçerliydi.

Buddha’nın ölümünden yüzyıllar sonra müritleri tarafından derlenerek yazıya geçirilmiş olan öğretisini içeren kitaplardan Sutta Pitaka’nın Dhammapada başlıklı bölümünde zihin ve korkulardan söz edilir.

Dhammapada’da, bugün neysek, aslında geçmiş düşüncelerimizin ürünü olduğumuz ve şu andaki düşüncelerimizin, yarınki hayatımızı oluşturacağı anlatılır. “Hayatımız aklımızın yaratısıdır. Denizden alınıp karaya atılan bir balık nasıl yaşamak için çırpınırsa, zihin de ölümün pençesinden kurtulmak için öyle mücadele eder. Ancak zihnini kontrol altına almış, tutkulardan kurtulmuş, iyinin ve kötünün üstüne yükselmiş huzur içindeki kişiler, uyanık ve korkudan kurtulmuş kişilerdir.”


Gerçekten de insan zihni sürekli olarak bir şeylerin peşinde koşar durur. Bu bazen bir istek ya da bir tutkudur. Kimi zaman da gelecekle ilgili bir hayal veya geçmişte kalmış bir anıdır. Zihnimiz bazen de korkuların peşinden gider. Olmamış şeyleri olmuş gibi hayal edip, sonra da yalnızca bir olasılıktan ibaret olan durumları zihnimizde evirir çevirir ve kendimizi korkuya esir ederiz. Burada sözü edilen, yüz yüze olduğumuz gerçek bir tehdit veya somut bir tehlike karşısında kapıldığımız nedeni belli korkular değil, somut bir nedeni olmayan ve zihinsel imgelerle beslenen kuruntu niteliğindeki korkulardır.

Kapıldığımız bu tür korkular çok çeşitlidir. Kimi işini kaybetmekten korkar, kimi arabasını çaldırma korkusuyla yaşar. Kimi sevgilisini kaybedeceğinden endişelidir, kimi de yakınları bir gün ölecek diye üzülür. Kimi hastalanmaktan korkar, bazıları da hayallerine ulaşamamaktan. Belirli bir nesne, durum veya olay karşısında kontrol edilemez, mantık dışı ve sürekli korkular olarak adlandırılan fobileri de dahil ederek, insanların kapılabileceği bütün temelsiz korkuların listesini yapmaya kalksak, hiç kuşkusuz sayfalar dolar. Basit diye adlandırılan bazı korkular zaman içinde ciddi psikolojik sorunlara, takıntılara ya da obsesif kompulsif bozukluk ve ağır depresyon gibi kişinin yaşamını son derece olumsuz etkileyen rahatsızlıklara yol açabilirler. Ayrıca bilim insanlarına göre, kemikleşmiş korkular zaman içinde beynin yapısını ve işlevini bozukluklara uğratmanın yanı sıra ciddi bedensel rahatsızlıklara da yol açabilirler.
Yapılan birçok bilimsel araştırma, beynin çeşitli bölümlerinin korku ve endişe duygularıyla ilgili olduğunu gösteriyor. Beynin iç kısmında yer alan amigdala adlı badem biçimli yapı da bunlardan biri. Araştırmacılar amigdalanın merkezinde saklanan duygusal anıların, fobiler de dahil olmak üzere çeşitli korku ve endişe türlerini içeren rahatsızlıkları n kaynağı olabileceği görüşündeler. Belki de bu, çift taraflı işleyen bir mekanizmadır. Yani zihinde biriken anı, imge ve düşünceler korkulara yol açarken, korkular da bu defa beyinde yeni duyguların kaydedilerek işlenmesine yol açıyor olabilirler. Bazı psikiyatrlar ise tüm korkuların altında yatan tek bir temel korku olduğunu iddia ediyorlar: Ölüm korkusu.

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

__________________
ben mevlana değilim, insan ol öyle gel..
shamanic isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 17-12-2008, 08:02 PM   #2 (permalink)
Administrators
♥Ozlem Şahin ♥
 
shamanic - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2007
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 5,030
Tesekkür: 13,842
2,276 Mesajinıza toplam 13,392 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
shamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond repute
Arrow



İki buçuk yıl önce babamı “kaybettim”.

Annemle babam bir Cumartesi sabahı bizim eve uğrayıp oğlumu almış ve hafta sonunu geçirmek üzere yazlığa gitmişlerdi. Pazar günü akşam yavaş yavaş çökerken, o sıcak Ağustos günü rüzgarın hafif esintileriyle hafiflemeye başlamıştı.

Annemler bize uğrayacak, oğlumu bırakacak, belki biraz çay içip yaptığım ufak keklerden yiyecek, sonra da evlerine döneceklerdi. Saat akşamın sekizine yaklaşmıştı. Çoktan gelmiş olmalıydılar.

Ben yine kafamda bildik kuruntularımı biçimlendirmeye başlamış, ağızda ağır ağır eriyen, eridikçe tadını daha da hissettiren bir akide şekeri gibi korkularımı zihnimde döndürmeye başlamıştım.

Sonra telefon çaldı.
Annemdi.
Düzgün konuşmaya çalışıyordu ama sesindeki titreme ve umutsuzluğu gizlemesi mümkün değildi. “Babanı kaybettik,” dedi. İki sözcük.

İstanbul’a dönerken babam araba kullanırken bir kalp krizi geçirmiş, içinde annem ve oğlumun da olduğu arabayı yolun kenarına çekmeyi, flaşörleri yakmayı ve el frenini çekmeyi bir şekilde başarıp sonra bu yaşamdan ayrılmış.

Biz hastanenin acil servisine varmayı başardığımızda yapılabilecek hiçbir şey kalmamıştı. Aramızda hep derin bir bağın olduğuna inandığım, geçmişte zaman zaman sevindirip bazen de üzdüğüm babamı en azından bu yaşam diliminde artık bir daha göremeyecektim. Söylenecek çok şey eksik kalmıştı.

O güne dek ölüm düşüncesi üzerinde fazla kafa yormamıştım. Ölümü bir kayıp olarak algılamamıştım. Ama aslında ölüm düşüncesini zihnimin uzak bir köşesine hapsedip pek de yanına yaklaşmamaya çalışmış, üzerinde düşünüp taşınmaktan kaçınmıştım.

Yaşadığım olayın üzerimde bıraktığı etkinin büyüklüğü tabii ki babamın ölümünün çok ani oluşuyla da ilgiliydi. Travmayı ilk elden yaşayan iki kişiden biri olan oğlum ise, ki o zaman yalnızca on bir yaşındaydı, ölüm olgusunu benden çok daha farklı şekilde ele aldı. Dedesiyle çok özel bir ilişkisi olmasına rağmen, biz yetişkinlerden çok daha olgundu.

Ertesi gün, yirmi yıla yakın zamandır sakladığım küçük bir kağıt parçasını dosyalarımın birinden bulup çıkardım. Bu küçük ve sararmış kağıdı yıllarca cüzdanımda taşımış sonra geçmişte bir gün, şimdi hatırlamadığım bir nedenden dolayı cüzdanımdan çıkarıp bir dosyanın içine koymayı uygun görmüştüm. Kağıtta Shakespeare’in 64. sonesinin son dizeleri yazılıydı. Türkçe’si şöyle:

Böylece yıkımlar bana düşünmeyi öğretti.
Zaman’ın gelip aşkımı götüreceğini.
Bu düşünce de ölüm gibidir; değiştiremez,
Yalnızca ağlar, yitirmekten korktuğuna sahip olduğu için.

Bence buradaki anahtar sözcük “sahip olmak”. İnsan sahip olmadığı bir şeyi yitiremez. Ancak bir şeye veya bir kişiye sahip olduğumuza inanırsak onu yitirmekten korkabiliriz.

Zamanı sürekli akıp geçen ve geçtikçe de azalan bir kavram, ölümü ise yaşamın yitişi olarak algıladığımız sürece hep yitireceğiz. Günler, aylar, yıllar geçtikçe yitirmeye inanacak ve bunun sonunda, sahip olduğumuzu sandığımız şeyleri, zamanımızı, eşyalarımızı, işimizi, başarıyı, ünümüzü, unvanımızı kaybetmekten korkacağız. Aynı şekilde, sahip olduğumuzu sandığımız insanları, yani sevgilimizi, eşimizi, ailemizi, arkadaşlarımızı yitirme korkusu bizi zincire vuracak.

Oysa bütün bunlara farklı bir biçimde bakmak da mümkün. Tek bir ömrü oluşturan yılları değil de, yüzyılları, hatta sonsuzluğu göz önüne alırsak, aslında ne bütün bu “şeylere” ne de sevdiğimiz insanlara sahip değiliz.

Onlar bize ait değil.

Onlar yalnızca zamanın içinde nispeten kısa sayılacak bir ömür boyunca, içinde bulunduğumuz yaşam dilimi süresince deneyimlememiz, belki tadını çıkarmamız gereken, yeri gelince de gerekli dersleri içselleştirmemize yardımcı olan şeyler. Milyonlarca yıl içinde yetmiş, seksen, haydi bilemedin doksan yıl nedir ki!

Belki de korkular kendilerini gerçekten farklı düzeylerde gerçeğe dönüştürüyorlar.

Geçmiş ve gelecek yaşamlar arasındaki zincirlerin bazı halkalarını oluşturuyorlar.

Bunu anlamak pek de zor değil. İnsan aynı düşünceyi hiç durmadan zihninde yineleyip, korkusunu kendisine defalarca hatırlattığında, o korkusuyla yüzleşerek düğümü çözmek ve o deneyimden kendi ihtiyaç duyduğu ve öğrenmeyi seçtiği dersi alabilmek için evrene kesin bir mesaj gönderiyor olabilir mi?

Korkuların bir özelliği de kuşaktan kuşağa aktarılmalarıdır.

Özellikle annelerin, anneannelerin küçük çocukları korkutmak için neler söylediklerine, ne gibi örnekler verdiklerine ve nasıl öykü ve masallar anlattıklarına hiç dikkat ettiniz mi?

Çevredeki insanların, yabancıların, bilinmeyenin, hatta yaşamın kötülüklerinden söz ettiklerini duydunuz mu?

Bunu elbette çocuğa zarar vermek için değil, korumak için yapıyorlar. Çünkü onlar da kendi anne ve babalarının, büyükanne ve büyükbabalarının korkularını miras aldılar.

Ama bu zinciri kırmak mümkün.

Öyleyse korkmamalı.

Bunu uygulamanın söylemek ya da yazmak kadar kolay olmadığının farkındayım. Ama işe küçük şeylerle başlayabiliriz. Öncelikle korkuların aslında kendi zihnimizin yine kendisini korkutup endişelendirmek için oynadığı bir oyun olduğunu fark etmeye çalışabiliriz.

Henüz gerçekleşmemiş durumlar üzerinde düşünüp kendimizi korkutmaya çalışmaktan vazgeçebiliriz.

Kendi korkularım üzerinde düşündüğümde görüyorum ki korkularımın kendilerini gerçeğe dönüştürmelerine ihtiyacım yok.

Tek ihtiyacım olan onları kabul etmek, kaynaklarını ve nedenlerini araştırmak ve korkularım kendilerini gerçekleştirmeden önce bana öğretebilecekleri dersi kavramaya çalışıp sonra da onları azat etmek.

Hepimiz her an öğreniyor, bazı şeyleri yeniden keşfediyoruz. Ömrümüzün milyonlar, hatta milyarlarca yıl içinde aslında ne kadar kısa bir süreyi kapsadığını ve bu süre zarfında bir şey ya da bir insana “sahip olmanın” ya da “yitirmenin” ne önemli ne de mümkün olmadığını ara sıra kendimize hatırlatabiliriz.

Shakespeare’nin 64. sonesinin son dört dizesinin yazılı olduğu kağıdı geçenlerde yeniden cüzdanıma yerleştirdim. Ve biliyorum ki “sahip değilim”, öyleyse “yitirmem” de mümkün değil.
Çiğdem Aksoy un kaleminden
2006

sevgiler..


__________________
ben mevlana değilim, insan ol öyle gel..
shamanic isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
büyülü fener, ıngmar bergman


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Korku Korkulanı Gerçekleştirir

Korkuları Yok Etme Klubü ve Korku ve Fobiler Cd'leri Korku Korkulanı Gerçekleştirir Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız KORKU KORKULANI GERÇEKLEŞTİRİR Bundan uzun yıllar önce, çok sevdiğim bir arkadaşım bana İsveçli film yönetmeni Ingmar Bergman’ın “Büyülü Fener” adlı özyaşamöyküsünü armağan etmişti. Kitabı hemen okudum ama kitaptan aklında ne kaldı diye sorarsanız, belleğimden çıkıp gelen tek bir cümle var. ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Korku ve Fobiler Cd'leri telkin cd indir izle İstanbul Korku ve Fobiler Cd'leri nerededir kimdir Korku ve Fobiler Cd'leri çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Korku ve Fobiler Cd'leri hipnoz Korku ve Fobiler Cd'leri olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Korku ve Fobiler Cd'leri hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Korku ve Fobiler Cd'leri kuantum düşünce kitap haberi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 05:18 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.