![]() |
Cevap: EN SON NE ZAMAN ÇOCUKTUNUZ? HEP MERAK ETMİŞİMDİR NEDEN DİYE NEDEN İNSAN ÖZLER Kİ ÇOCUKLUĞUNU YA DA GEÇMİŞİNİ HATIRALARIMDAKİ GEÇMİŞİN ÇOĞU BUGÜN BENİM İÇİN ÖZLEM OYSA O ZAMANLAR DA ŞİKAYETÇİYDİM HALİMDEN PEKİ NE DEĞİŞTİ DE BÖYLE OLDU O AN GÜZEL OLAN NEYDİ DE BEN KAÇIRDIM VE FARKETMEK ANCAK BUGÜN NASİP OLDU HİÇ BİLEMEDİM AMA HEP GEÇMİŞİ ÖZLEDİM VE HEP ÇOCUKULUĞUMU GEÇMİŞTE ŞİKAYET EDİP DURDUĞUM ÇOCUKLUĞUMU |
Cevap: EN SON NE ZAMAN ÇOCUKTUNUZ? HEP MERAK ETMİŞİMDİR NEDEN DİYE NEDEN İNSAN ÖZLER Kİ ÇOCUKLUĞUNU YA DA GEÇMİŞİNİ HATIRALARIMDAKİ GEÇMİŞİN ÇOĞU BUGÜN BENİM İÇİN ÖZLEM OYSA O ZAMANLAR DA ŞİKAYETÇİYDİM HALİMDEN PEKİ NE DEĞİŞTİ DE BÖYLE OLDU O AN GÜZEL OLAN NEYDİ DE BEN KAÇIRDIM VE FARKETMEK ANCAK BUGÜN NASİP OLDU HİÇ BİLEMEDİM AMA HEP GEÇMİŞİ ÖZLEDİM VE HEP ÇOCUKULUĞUMU GEÇMİŞTE ŞİKAYET EDİP DURDUĞUM ÇOCUKLUĞUMU |
Cevap: EN SON NE ZAMAN ÇOCUKTUNUZ? bazı soruların cevaba ihtiyacı yoktur demiştim sanırım hatalı alanlardan bağımsız insanlar başlıklı konuda.bazı sorular cevabın peşine düşer. bazıları cevaptan çoktan geçer, ya da vazgeçer. bazı soruların ise kendisi cevaptır. |
Cevap: EN SON NE ZAMAN ÇOCUKTUNUZ? çocuklar oynarken ben seyrediyordum... okulda yılbaşı çerçevesinde eğlenceler sürüp gidiyor ve bugün sandalye kapma oyunu oynayanlara takıldı gözüm. çocuklar müzik eşliğinde dans ederken.. içimde bir telaş.. şimdi müzik duracak.. neden gözlerine bir sandalye kestirip yaklaşmıyorlar. oysa onların yok ki böyle bir kaygısı.. yetişkin olmanın bedeli miydi ki dans zamanında oturacağı sandalyeyi belirlemek ? EVREKA der gibi .. kocaman harflerle CARPE DİEM geçiyor aklımdan..işte bu diyorum.. sandalye kapma telaşını bırakıp, müzikle doluyorum.. fakat işte KORKTUĞUM !! başıma geliyor. çok da sevdiğim bir çocuğum, elinde sandalyesi.. GAME OVER.. yaaa.. ben biliyordum değil mi bilmenin bedeli miydi mi ki korkmak? gözlerinde hüzün bulutu şimdi çocuğun.. kızıyorum öğretmenine içimden.. elenmek zorunda olmadan başka bir oyun oynatsa olmazdı sanki.. müzik sürüyor..oyun dışı kalan ilk ve hemen sonraki çocuk, arkadaşlarının hemen ötesinde müzikle beraber dansa devam ediyor..elenen her çocuk onlara katılıyor.. geriye bakmak.. müzik çalarken sandalye tutmanın bedeli mi ki? gözgöze geliyoruz ilk elenen çocukla..neşe taş/ı/yor..neşe taşı/yor.. çocuk gözleri birer ayna mı ki? dışında kaldığımız tüm oyunların ötesinde onlarla beraber yeni bir oyun kurup dansetmek istiyor canım.. ama ben yetişkinim.. çocuklar oynuyor.. ben seyrediyorum... cansuyu.. |
Cevap: EN SON NE ZAMAN ÇOCUKTUNUZ? çok güzeldi senmi yazdın? |
Cevap: EN SON NE ZAMAN ÇOCUKTUNUZ? teşekkür ederim gülücan.. evet ben yazdım.. gerçekten çocuklar oynarken bunları düşündüm ve akşam geldiğimde döküldü kalemimden. ne yazık ki o seyirci benim :( |
Cevap: EN SON NE ZAMAN ÇOCUKTUNUZ? En son az önce drama kursunda çocuktum :) Öğrenci konumuna geçince işler değişiveriyor hemen çocuklaşıyorum.Düşünün Özlemle Fatoşa çarptım geçtim Ezgi'nin saçını çektim :)) Sanki sınıfta otoriter olan ben değilmişim gibi :(( Yarında annem gelecek daha çok çocuklaşırım artık :(( Büyüme ile ilgili korkularım gün yüzüne çıkıveriyor hemen ,oyunun heyecanı içinde çocuklaşırken:(( Büyümeye ve olgunlaşmaya niyet ediyorum.Niyetim gerçekleşmeye başladı bile şükürler olsun |
Cevap: EN SON NE ZAMAN ÇOCUKTUNUZ? İnsan çocukken bir büyük saadet ülkesinde yaşıyor, sağa sola şuursuzca koşturup neşeyle kişniyor. Sonra büyüyor, büyüdükçe salaklaşıyor, salaklaştıkça unutuyor o mesut diyarı, bir nevi ölüyor. Çocuklukla yaşlılık arasındaki o dönem araf misali; kitabesi ağır mesailerle, küçük hesaplarla, kesif mutsuzluklarla yazılan bir mezartaşının gölgesinde azap gibi b...n hayatlar. Yetişkinler zombilere benziyor... Murta Uyurkulak/ Bazuka |
Cevap: EN SON NE ZAMAN ÇOCUKTUNUZ? Yaşı yeterince olgun olanlar hatırlarlar: Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, çok güzel bir ülkede mahalleler varmış. Bu mahallelerin çocukları birbirlerini çok severlermiş. Dışarıdan gelen parolalı bir ıslığa uçarak aşağı iner, beraber olacakları anları iple çekerlermiş. Kavga etseler de kin tutmaz,her gün yeniden dünyalar kurarlarmış. Herkeste paylaşma duygusu, sevgi ve arkadaşlarını kollama duygusu yavaş yavaş gelişirmiş. O zamanlar çocuklar okula servis ile değil, köşe başında buluşarak giderlermiş. Onların yolunu gözlememiş evdeki bilgisayar, şehrin en iyi dershanesi, hazırlık kursları. Bilmezlermiş; hamburgeri, MTV' yi, İnterneti, cep telefonunu, tetrisi, nintendoyu... Bilirlermiş duvarların üzerinde sohbet etmeyi, hatıra defterleri doldurup sevgileri keşfetmeyi. Bilirlermiş horoz şekercisini, elleri kirli macuncunun tornavida ile koyduğu rengarenk macunları. Eve gitmeyi unutmayı, hava kararınca dayak yemeyi, sonra bir ıslıkla tekrar aşağıya kukalı saklambaca kaçmayı. Bilirlermiş o hakkında türlü şeyler söylenen evdeki garip adamdan korkmayı, küsmeyi, aynı kıza asılmayı, torbalarla misket toplamayı, gıcır köstek ayırmayı, değiş tokuş kaybedince kapısı, Teksas'ı, Tommiks' i, Konyakcı' nın dişlerini... İç içe konan naylon topları, taştan kale direklerini. Üç korner bir penaltıyı. Üzerine apartman yapılan top sahalarını, sonra o apartmana taşınan yeni dostları ve onları kapma yarışını... Otobüsteki biletçinin lastik silgi sarılı kalemini, yoğurtçuyu, kalaycıyı, hallacı... Evlerin arkasındaki odun kömür depolarını. Yakar topun yakışını. Mantarlı gazoz kapaklarını, yaldız kazımayı. Yandaki mahalle ile alınan kavgayı, her kavganın çıkardığı kahramanı - ödleği. Kan kardeşliğini, ip atlama, lastiğe basma, topaç virtüözlüğünü, çelik çomağı, kırılan camları, toplanan paraları... Açık hava sinemalarını, frigo buzu... Sonra zamanla bu güzel ülkede durumlar değişmeye başlamış. Yaşlar ilerledikçe bu birliktelik, koruma kollama duyguları bu mahallenin çocuklarının başlarına çok işler açmış. Daha sonra işsizlik, hayat pahalılığı, enflasyon, köşeyi dönme, adamını bulma, malı götürme falan erken, herkes yüzünde soluk bir bakış, içinde hayatın yenilgisi, çaresizlikleri, tatminsizlikleri ile baş başa kalmış. Çocukları mı? Çocukları şimdi koca koca apartmanların arasında, nefes alınmaz bir havada, evlerinde, sanal bir dünyada, emniyet içinde ve yalnız yaşıyorlar. Anneleri babaları onları çok seviyor. Beta kapmasınlar diye kalabalık ortamlara hiç sokmuyor. Hafta sonları hep beraber Karum ya da Galleria' dalar. Okul servisleri çocukları neredeyse yataklarından alıyor. Çocuklar trafik kaygısıyla, köşedeki markete dahi gönderilmiyor. Babalar şirketlerin bilançolarını, çocuklar da dershane reytinglerini izliyorlar. Hepsi birer test uzmanı, sayısal-sözel yuvarlanıp gidiyorlar. Seksek oynamayı değil ama taban puanları çok iyi biliyorlar. Hayata açılan pencereleri Windows 95, 98... Onlar ekrana, ekran onlara bakıyor ve koca bir hayat dışarıda akıp gidiyor... Ve şehrin dışında ağaçlar; tırmanacak, salıncak kuracak, kalp kazıyacak mahalle çocuklarını bekliyor. Paylaşmayan, yalnız, bencil, kafesler içinde, gürbüz, güvendeki çocukları... Hiç sopa yememiş, ağaçtan düşmemiş, topu yandaki bahçeye kaçmamış, dizlerinde yara kabukları olmamış çocukları... Can Yücel |
| WEZ Format +3. Şuan Saat: 08:12 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.