| ||||||||||
|
Alternatif Kişisel Gelişim ve Kendimizi Tanıyalım Işığı Arayanların Karanlık Yanı Kitabından Alıntılar Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız 4/1 GÖLGENİ TANI, KENDİNİ TANI Her birimizin içinde bir altın hazine yatar. Bu altın öz bizim saf ve muhteşem, açık ve ışıldayan ruhumuzdur. Ama bu altın katı bir kil tabakasıyla kaplıdır. Bu kil tabakası bizim korkumuzdan kaynaklanır. O bizim toplumsal ...
ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Kendimizi Tanıyalım telkin cd indir izle İstanbul Kendimizi Tanıyalım nerededir kimdir Kendimizi Tanıyalım çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Kendimizi Tanıyalım hipnoz Kendimizi Tanıyalım olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Kendimizi Tanıyalım hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Kendimizi Tanıyalım kuantum düşünce kitap haberi
![]() |
![]() ![]() | LinkBack | Seçenekler | Stil |
|
![]() | #1 (permalink) |
Redflowers ![]() Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 3,010
Tesekkür: 28,441
2,242 Mesajinıza toplam 14,584 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() | ![]() 4/1 GÖLGENİ TANI, KENDİNİ TANI Her birimizin içinde bir altın hazine yatar. Bu altın öz bizim saf ve muhteşem, açık ve ışıldayan ruhumuzdur. Ama bu altın katı bir kil tabakasıyla kaplıdır. Bu kil tabakası bizim korkumuzdan kaynaklanır. O bizim toplumsal maskemizdir, o bizim dünyaya gösterdiğimiz yüzümüzdür. Gölgenizi ortaya çıkardığınızda, maskeniz de ortaya çıkar. Bu maskeye sevgi ve şefkatle bakmamız gerekir, çünkü onun ardında neyi sakladığımızı anlamakta büyük bir yarar vardır. Altın Buda öyküsünü düşünün. 1957’ de Tayland’daki bir manastır yeni bir yere taşınıyordu ve bir grup keşişe dev bir Buda heykelini taşıma görevi verilmişti. Bu taşıma işi sırasında keşişlerden biri buda heykelinde bir çatlak gördü. Heykele zarar vermemek için keşişler taşıma işini bir gün ertelemeye karar verdiler. O gece keşişlerden biri dev heykeli kontrol etmeye gitti. El fenerini heykelin üzerinde gezdirdi. Işık heykeldeki çatlağı aydınlattığında kşiş oradan bir parıltının yansıdığını gördü. Meraklanan keşiş bir çekiç ve keski alıp kil Buda’yı çentmeye başladı. O kil parçalarını yonttukça Buda da giderek daha çok parlıyordu. Saatler süren bir çalışmadan sonra keşiş şaskınlık içinde bakakaldı: karşısında dev bir altın Buda heykeli vardı. Birçok tarihçi altın Buda’nın yüzlerce yıl önce Burma ordusunun bir saldırısından önce Tayland’ lı keşişler tarafından kille kaplandığına inanırlar. Onlar Buda’nın çalınmasını önlemek için onu kille kaplamışlardı. Saldırıda tüm keşişler ölmüş, böylece ancak 1957’de keşişler dev heykeli taşıdıklarında bu büyük hazine ortaya çıkarılmıştı. Buda gibi, bizim dış kabuğumuzda bizi dış dünyadan korur. Gerçek hazinemiz içimizde saklıdır. Biz insanlar, bilinçsiz bir biçimde, içimizdeki altını bir kil tabakası altında gizleriz. Altınımızı ortaya çıkarmak için yapmamız gereken tek şey dış kabuğumuzu parça parça yontacak cesareti göstermektir. Dış kabuğunuz dünya ile yüzleşen siz’dir. O, gölgenizi oluşturan özellikleri gizler. Gölgeniz o kadar iyi kabuk değiştirmiştir ki biz, sık sık, dünyaya gerçekten içimizde bulunanın tam zıddı olan bir yüz gösteririz. Tüm benliğinizi tanıdığınızda, artık kabuğunuzun sizi korumasına ihtiyaç duymayacaksınız. Doğal bir biçimde, maskenizin dağılıp gitmesine, hakiki benliğinizin ortaya çıkmasına izin vereceksiniz. Başkalarından daha fazla ya da daha az gibi görünmek zorunda olmayacaksınız. O zaman dünyadaki herkes sizin denginiz-eşitiniz haline gelebilir. Kabuğumuz bizim ego idealimizden yaratılmıştır. Ego başkalarından farklı görünen ‘Benlik’tir. Ruh ise ‘benliği’ ve başkalarını birleştirip bir kılar. Ruh ile benlik arasında bu birleşme gerçekleştiğinde, biz kendimizle bir oluruz ve dünya ile bir oluruz. Çoğu insan kendisine karşı dürüst olmak istemediğinden, gölgesini ortaya çıkarma konusunda pek ilerleyemez. Ego kontrolü yitirmekten hazzetmez. Siz iyi ve kötü tüm veçhelerinizi kabul ve tasdik ettiğiniz anda ego ‘güç’ kaybı hissetmeye başlar. Tibet’in Yaşam ve Ölüm Kitabı’ndan Sogal Rinpoche bu konuda şöyle der: ‘Ego bizim sahte, ve cehaletten ötürü üstlendiğimiz kimliğimizdir. O halde ego gerçek kimliğimizin doğru bilgisinden yoksunluktur, ve onun sonucudur: bu geçici-iğreti imajına tutunmaya mahkum, sürekli değişen, varoluşunun kurgusunu canlı tutmak için değişmek zorunda olan, kaçınılmaz biçimde bukalemun sahtekar benliktir.’
Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
__________________ Ben Tanrı'nın bir çocuğuyum ve Dünya denen bu yerde olmaya layığım. Ruhun adına, şifamı birlikte-yaratıyor ve titreşimimin değişmesini seçiyorum. Tanrım, kontratımı gerçekleştirebilmem için bilmemi istediğin şey nedir? |
![]() | ![]() |
![]() | #2 (permalink) |
Redflowers ![]() Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 3,010
Tesekkür: 28,441
2,242 Mesajinıza toplam 14,584 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() | ![]() 4/2 Eğer siz gölgenizi ortaya çıkarma sürecini başlatırsanız ve içinizden bir ses haykırarak bunu durdurmanızı isterse, bilin ki bu sadece kendi ölümünden korkan ego’ nuzun sesidir. Kendinize gerçek benliğinizi ortaya çıkarma iznini verin. Olmaya muktedir olduğunuz kişiyi ortaya çıkarabilmek için olduğunuzu sandığınız kişiye meydan okuyun. Diğer insanları aynalar olarak kullanmanız kendi maskenizi ortaya çıkarmanıza yardımcı olur. Gidip size yakın olan insanlarla konuşun. Onlara en sevdikleri üç özelliğinizin ve en sevmedikleri üç özelliğinizin ne olduğunu sorun. Bu soruyu sorduğunuz insanların size dürüst davranmalarında bir sakınca olmadığını bilmeleri önemlidir. Size gerçeği söylemeleri konusunda onları rahatlatabilecek, bunu güven içinde yapmalarını sağlayabilecek tek kişi sizsiniz. Başkalarına da kendinize göründüğünüz gibi görünüp görünmediğinizi keşfedin. Başkaları bizde, genelde, bizim kendimizde gördüğümüzden daha çok olumlu veçhe görürler, ve aynı zamanda onlar bizde bizim gördüğümüzden ya da kabul ettiğimizden daha çok olumsuz özellikte görürler. İnsanlar çoğu kez bu alıştırmaya direnirler. Onlar yargılanmaktan korkarlar. Yargılanma sözcüğü bir hayli yük taşır, bu yüzden buna ger-besleme demek daha doğru olacaktır. Geri-besleme yararlı bir vasıtadır. Biz başkalarının hakkımızda düşündükleri şeylere asla inanmak zorunda değiliz, ama bize en yakın insanların diyeceklerini işitmeye korkuyorsak, bunun farkına varmamız gerekir. Çoğu insan en korktuğu şeyi işiteceğinden korkar. Bu iş başındaki yadsımadır. Biz geri-beslemeden ancak, bir düzeyde kendimize yalan söylediğimizi biliyorsak korkarız. Eğer siz bir başkasının hakkınızda düşündüğü şeyin gerçeğe dayanmadığını dürüstçe hissediyorsanız, buna aldırmazsınız. Biz kendimizi aldatıyorsak ve bu konuda bir şey yapmaya çağrılırsak bunu umursarız. Bir an durup, kendinizden ve dünyadan bir şey gizlemenin ne kadar çok enerji gerektirdiğini düşünün. Bir meyveyi, örneğin bir portakalı alıp onu tüm gün boyunca elinizde taşımaya çalışın. Portakalı görüş alanınızın dışında tutun ve çevrenizde başka insanlar varken onları görmemeleri için portakalı saklamaya çalışın. Birkaç saat sonra, ne kadar çok enerji harcadığınızı fark edeceksiniz. İşte bedeninizde tüm gün boyunca bunu yapmak zorundadır. O sadece bir meyveye de sahip değildir, o sizin kendinizden ve dünyadan gizlemeye çalıştığınız tüm meyvelerle başa çıkmak zorundadır. Siz en sonunda kendinizle ilgili bu gerçeklerin yüzeye çıkmalarına izin verdiğinizde, özgür olacaksınız. Onları gizlemek için harcadığınız tüm o enerjiyi kendi gelişiminize, ve en yüksek hedefinize erişme yolunda harcayabileceksiniz. Bizler sadece sırlarımız ölçüsünde hastayızdır. Bu sırlar bizim hakiki benliğimiz olmamızı olanaksız kılarlar. Ama, siz kendinizle barıştığınızda, dünya size aynalık yapıp o aynı barış düzeyini geri yansıtacaktır. Siz kendinizle uyum içinde olduğunuzda, başka herkesle de uyum içinde olacaksınız.
__________________ Ben Tanrı'nın bir çocuğuyum ve Dünya denen bu yerde olmaya layığım. Ruhun adına, şifamı birlikte-yaratıyor ve titreşimimin değişmesini seçiyorum. Tanrım, kontratımı gerçekleştirebilmem için bilmemi istediğin şey nedir? |
![]() | ![]() |
![]() | #3 (permalink) |
Redflowers ![]() Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 3,010
Tesekkür: 28,441
2,242 Mesajinıza toplam 14,584 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() | ![]() 4/3 Diğer insanlar sizin ne dediğinizi dinler, ve ne yaptığınızı görürler, ama onlar aynı zamanda sizin beden dilinizin ve onun söylediğiniz ve yaptığınız şeyle çelişip çelişmediğinin de farkındadırlar. Böylece, başkalarına bedensel olarak ilettiğiniz şeye de yakından bakmanız gerekir. Emerson’ un dediği gibi, ‘Kimliğiniz o kadar yüksek sesle konuşur ki, ne dediğinizi işitemem.’ Siz konuşmuyorken ne söylüyorsunuz? Beden dilimiz, yüz ifadelerimiz, ve yaydığımız enerji sürekli mesajlar yayınlar. Yakın zamanda yapılan incelemeler iletişimlerimizin yüzde 86’ sının sözlü-olmadığını göstermektedir. Bu, sözlü olarak söylediğiniz şeyin sadece yüzde 14’ ünün konuştuğunuz kişilerde herhangi bir fark yarattığı anlamına gelir. Siz kendinize şöyle sorabilirsiniz: ‘Ben sessizlikte ne söylüyorum? Hangi mesajları yayınlıyorum? Kendimi üzgün hissederken yüzümde bir gülümseme var mı? Size yaşamımın ne kadar harika olduğunu söylerken kızgın görünüyor muyum? Aynalar bana başka bir şey söylerken çok formda olduğuma mı inanıyorum? Gözlerime bakıp gördüğüm şey karşısında kendimi iyi hissediyor muyum, yoksa ondan kaçıyor muyum? ‘ Bunlar, genellikle yüzleşilecek zor sorulardır. Siz kendinize yanıtlarınızdan hoşlanmama özgürlüğünü vermek zorundasınız, çünkü kaçınılmaz biçimde hoşlanmayacağınız yanıtlar olacaktır. Ama, onlar en yararlı yanıtlar olacaktır. Başkalarının sizi nasıl algıladıklarını sormak korkutucu bir şeydir. Ama, alacağınız her geri-besleme bir nimettir. Tüm benliğinizi görmek cesaret ve kararlılık getirir. Eğer gerçeği duymak istemiyorsanız, yaşamınızı dönüşüme uğratamazsınız. İnsanlar uzun bir süredir saklı olan yanlarını keşfettikten sonra, çoğu kez, bir tür acı çekme sürecinden geçerler. Eğer siz kendinizi, kendinizi-sevme düzeyi konusunda aldatıyorsanız, bir süre üzüntü ya da öfke hissetmenize izin vermek zorundasınızdır. Varlığınızın çekirdeğini hatırlayın: Benliğinizin bütünü siz belli duyguları ve dürtüleri gölgenize aktarırken değişmez. Siz asla gerçekten farklı bir kişi haline gelmezsiniz; gerçek, harikulade siz, daima içinizin derinliklerinde mevcuttur. Böylece, gölgenizle uzlaşıp barışmak gerçek benliğinizi hatırlamanızın bir yoludur. Şimdi başkalarından geri-besleme aldıktan sonra gölgemizi açığa çıkarma işlemini sürdürebiliriz. Gizli veçhelerinizi ortaya çıkarmanın bir başka yolu, hayranlık duyduğunuz üç kişinin bir listesini yapmaktır. Hayran olduğunuz kişiler, sahip olmak istediğiniz niteliklere sahip kişiler olmalıdır. Hoşlanmadığınız kişiler ise sizi gerçekten öfkelendiren ya da rahatsız eden kişiler olmalıdır. Onlar dehşet verici bulduğunuz bir şey yapmış olmalıdırlar. Bu liste tanıdığınız kişileri içermek zorunda değildir. Onlar politikacı, oyuncu, yazar, hayırsever, müzisyenler ya da katiller olabilirler. Listenizi yaptıktan sonra, her bir kişi hakkında en çok hoşlandığınız ya da hayran olduğunuz ve en çok nefret ettiğiniz ya da hoşlanmadığınız üç niteliği yazın. Sonra başka bir kâğıda, kağıdın bir yüzüne hayranlık duyduğunuz kişilerin tüm olumlu niteliklerini, (3 kişiden, 3 olumlu toplamda 9) diğer yüzüne de hoşlanmadığınız kişilerin tüm olumsuz niteliklerini yazın. Bu listeler sahiplenmediğiniz veçhelerinizi bulabileceğiniz iyi bir yerdir. Listelediğiniz her bir özelliği dikkatle gözden geçirin. Örneğin ‘katil’ gibi herhangi bir sözcüğü analiz etmek gerekirse: katil için siz, ‘bencil, öfkeden çıldırmış, insan yaşamına hiç değer vermeyen’ derseniz, o zaman kendinize ne tür bir insanın insan yaşamına hiç değer vermeyeceğini sorun. Siz hasta, çıldırmış, dengesiz, narsis biri diyebilirsiniz. Bu işlemin önemli bölümü nefret ettiğiniz ya da hoşlanmadığınız belli bir sözcük ya da nitelik bulana dek dili analiz etmektir. Size duygusal bir enerji yükü veren nitelikleri bulun. Fişi prize takmanıza neyin neden olduğunu belirleyin.
__________________ Ben Tanrı'nın bir çocuğuyum ve Dünya denen bu yerde olmaya layığım. Ruhun adına, şifamı birlikte-yaratıyor ve titreşimimin değişmesini seçiyorum. Tanrım, kontratımı gerçekleştirebilmem için bilmemi istediğin şey nedir? |
![]() | ![]() |
![]() | #4 (permalink) |
Redflowers ![]() Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 3,010
Tesekkür: 28,441
2,242 Mesajinıza toplam 14,584 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() | ![]() 4/4 sürecinin ilk adımı gölgeyi ortaya çıkarmaktır. Bu ortaya-çıkarma süreci sizin daha önce göremediğiniz şeyi görmek için çok dürüst ve istekli olmanızı gerektirir. Gölge benliğinizi kabul ve tasdik etmek bütünleme ve şifa bulma sürecini başlatır. Bu ‘olumsuz’ özelliklerin her birinin sizin için olumlu bir armağana sahip olduğunu, onların hayal edebileceğinizden daha değerli olduklarını hatırlayın. Bu sadece çalışmayı yapma meselesidir, ve kısa bir sürede siz bütünlük, mutluluk ve özgürlük nimetlerini alacaksınızdır. ALIŞTIRMALAR
Açgözlü, yalancı, sahtekâr, dolandırıcı, cimri, nefret dolu, kıskanç, kinci, kontrol-edici, kaba, mülkiyetçi, şirret, ürkek, kötü, münasebetsiz, aşırı iffet taslayan, çapkın, öfkeli, ketum, başkalarına bağımlı, alkolik, uyuşturucu bağımlısı, kumarbaz, hasta, şişman, tiksindirici, aptal, ahmak, korkak, bilinçsiz, mazoşist, obur, önemsiz, düzenbaz, zorlayıcı, soğuk, katı, istismarcı, kurban, kurban eden, ben merkezci, budala, duygusal, kendini beğenmiş, çirkin, pasaklı, geveze, böbürlenen, pasif, saldırgan, kötü kokan, sorumsuz, yetersiz, tembel, dedikoducu, fırsatçı, düşüncesiz, iradesiz, zorba, cahil, hırsız, çok bilmiş, yağcı, sabırsız………. 2. Yerel gazetede sizin hakkınızda bir yazı yazıldığını hayal edin. Hakkınızda söylenmesini istemeyeceğiniz beş şey nedir? Onları yazın. Şimdi hakkınızda söylenmesinin sizin için hiç önem taşımayacağı beş şeyi düşünün. Soru şudur: ilk beş şey doğru mudur, ve ikinci beş şey doğru değil midir? Yoksa ailenizin ve arkadaşlarınızın yardımıyla ilk beş şeyin yanlış olduğuna mı karar verdiniz, bu yüzden mi onların hakkınızda söylenmesini istemiyorsunuz? Bizim bu sözcüklerin ardında ne bulunduğunu ortaya çıkarmamız gerekir ki o sahiplenmediğimiz yanlarımızı yeniden sahiplenebilelim. Bu sözcüklerin her biriyle ilgili yargılarınızı yazın. Bu yargıda ilk kez ne zaman bulunduğunuzu ya da o yargıyı kimden aldığınızı hatırlayabilir misiniz? O yargıda bulunan kişi anneniz, babanız ya da bir başka aile üyesi miydi?
__________________ Ben Tanrı'nın bir çocuğuyum ve Dünya denen bu yerde olmaya layığım. Ruhun adına, şifamı birlikte-yaratıyor ve titreşimimin değişmesini seçiyorum. Tanrım, kontratımı gerçekleştirebilmem için bilmemi istediğin şey nedir? |
![]() | ![]() |
![]() | #5 (permalink) |
Redflowers ![]() Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 3,010
Tesekkür: 28,441
2,242 Mesajinıza toplam 14,584 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() | ![]() 5/1 BEN O’ YUM Sahiplenmediğimiz tüm veçhelerimizi ortaya çıkardığımızda, sürecin ikinci aşamasına geçmiş oluruz ki bu aşama tüm bu özellikleri sahiplenmeyi içerir. Sahiplenmek derken, bir niteliğin size ait olduğunu kabul ve tasdik etmeyi kastediyorum. Şimdi tüm benliğimizin, hoşlandığımız ve hoşlanmadığımız yanlarımızın sorumluluğunu üstlenmeye başlayabiliriz. Bu noktada, siz tüm veçhelerinizden hoşlanmak zorunda değilsiniz, sadece onları kendinize ve başkalarına karşı kabul ve tasdik etmeye gönüllü olmanız gerekir. Kendinize sorabileceğiniz 3 yararlı soru şudur:
Bir kez bu sorulardan herhangi birine evet dediğinizde, bir özelliği sahiplenme sürecini başlatmış olursunuz. Bazı özellikleri kabul ve tasdik etmek daha kolaydır. Yadsımak için çok uğraştığımız ya da bir başkasına projekte ettiğimiz veçhelerimiz ise sahiplenilmesi en zor olanlardır. Onlar daha fazla zaman alırlar. Ama kendinize karşı acımasız olmanız, yumuşak olmanız kadar önemlidir. Olmayı en az istediğiniz şey ‘olduğunuzu’ keşfetmeye gönüllü olun. Sadece ‘Ben o değilim’ demek isteyen savunma mekanizmasını aşan yeni gözlerle bakmaya kararlı olun. ‘Ben O’ yum. Ben nerede o’yum.’ diyen gözlerle bakın. Kendinizi yargılama isteğine direnin. Eğer bencil ya da kıskanç olduğunuzu keşfederseniz, hemen sonuca varıp berbat bir insan olduğunuza karar vermeyin. Biz hepimiz bu niteliklere ve onların zıt kutuplarına sahibiz. Onlar bizim insanlığımızın bir parçasıdır. Tüm –olumlu ya da olumsuz diye nitelendirdiğimiz- duygularımız ve dürtülerimiz bize yol göstermek ve öğretmek üzere oradadırlar. Siz kuşkucu olabilirsiniz, ama kendinize tüm bu veçheleri tanıma ve onların armağanlarını bulma fırsatını verin. Bu sürecin sonunda altını bulacağınızı vaat ediyorum. ‘Sahiplenmek’ şifa bulma ve sevdiğiniz bir yaşamı yaratma sürecinde gerekli bir adımdır. Biz sahiplenmediğimiz bir şeyi benimseyemeyiz. Eğer tüm potansiyelinizi tezahür ettirmek istiyorsanız, yadsıdığınız, gizlediğiniz ya da başkalarına projekte ettiğiniz yanlarınıza yeniden sahip çıkmak zorundasınız.
__________________ Ben Tanrı'nın bir çocuğuyum ve Dünya denen bu yerde olmaya layığım. Ruhun adına, şifamı birlikte-yaratıyor ve titreşimimin değişmesini seçiyorum. Tanrım, kontratımı gerçekleştirebilmem için bilmemi istediğin şey nedir? |
![]() | ![]() |
![]() | #6 (permalink) |
Redflowers ![]() Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 3,010
Tesekkür: 28,441
2,242 Mesajinıza toplam 14,584 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() | ![]() 5/2 Eğer kabul etmediğimiz bir veçhemiz varsa, hayatımıza hep bu veçheyi sergileyen insanları çekeceğizdir. Evren bize gerçekte kim olduğumuzu göstermeye ve bizim yeniden bütün olmamıza yardım etmeye çalışmayı sürdürecektir. Çoğumuz bu sahiplenilmemiş veçheleri o kadar derine gömmüşüzdür ki nerede tiksintiyle baktığımız belli tipte bir insan gibi olabileceğimizi göremeyiz. Ancak, eğer o belli insan tipi yaşamımızda ortaya çıkmayı sürdürürse, bunun bir nedeni vardır. Kendi özelliklerinizi sahiplenmeyi başarmanın birçok yolu vardır. İşe sizi rahatsız eden nitelikler üzerinde konsantre olarak başlayın. Hoşlanmadığınız ya da nefret ettiğiniz insanları tarif eden sözcükler listenizi çıkarın ve her bir özelliği inceleyin. Ne kadar direngen olursanız olun, bu sürecin işlemesi için bu özelliklerin her birini sahiplenmelisiniz. Yaşamınızda bu özelliği sergilediğiniz ya da bir başkasının sizin bu özelliği sergilediğinizi algılamış olabileceği bir yer bulun. Her özelliği bir ceketi dener gibi deneyin, size uyup uymadığına bakın, onun nasıl bir his verdiğini görün ve onun uyması için ne yapmanız gerektiğini düşünün. Sevdiğiniz biri tarafından o söz size söylense nasıl tepki göstereceğinizi hayal edin. Her bir özellik hakkında hangi yargılarda bulunduğunuzu, ve her bir özelliğe sahip insanlar hakkında hangi yargılarda bulunduğunuzu inceleyin. Bu veçheye sahip oldukları için kaç kişiyi dışladığınıza bakın. Kendinizi bu insanlarla kendi lehinize karar verecek şekilde kıyaslamaya, ya da kendi davranışınız ile onların davranışları arasında ayırım yapmaya çalışmayın. Ego’nuzun sizin davranışınızı mazur gösterip haklı çıkarmasına izin vermeyin. Unutmayın, dünya kaba birini kaba biri olarak görür. Mucize, siz bir veçhenizi gerçekten sahiplenip benimsediğinizde meydana gelir. O noktada, size aynalık eden kişi y o davranışı sergilemeyi bırakacaktır, ya da siz o kişiyi hayatınızda istememeyi seçebilecek hale geleceksiniz. Siz fişi o prizden çektiğinizde, artık bir başka kişinin sizin gölgenizi size geri yansıtmasına ihtiyacınız kalmayacak. Çünkü siz kendiniz daha bütün olacak, ve doğal olarak bu bütünlüğü size geri yansıtanlara çekileceksiniz. Eğer ruhunuzun amacı bütün olmaksa, biz sürekli olarak bütün olmak için görmemiz gerekenleri çağıracağız. Biz daha çok yanımızı sahiplendiğimizde, hayatımıza da daha sağlıklı insanlar girecektir. Zaman ayırıp neyi sahiplenmek istemediğinizi düşünün. Bir şeyi sahiplenmeye karşı direnç hissettiğinizde, onu atlayıp geçmeyin. Bu direncin nereden geldiğini görebilene dek araştırın. Hangi yargılarda bulunduğunuza dikkat edin. O özelliği sergilediğiniz zamanları yazın. Eğer bu konuda zorlanırsanız bir arkadaşınızdan yardım isteyin. Eğer dikkatinizi bir başkasının hoşlanmadığınız bir veçhesi üzerinde topluyorsanız, bunun sizin de o aynı veçheye sahip olmanızdan kaynaklandığını hatırlayın. Seminerlerimde birisi belli bir özelliğe saplanıp kalıp onu sahiplenmediğinde, ondan ‘direnen bir budala’ olduğu gerçeğini sahiplenmesini isterim. Bu genelde insanları güldürür. Ve onlar kendi içlerindeki direnen budalayla birlikte olabildiklerinde, genelde direnmelerine neden olan sözcüğü hızla aşabilirler. Sahiplenilecek en zor sözcükler daima birinin bize yanlış yaptığını düşündüğümüz olaylarla ilişkilidir. Ego’muz yaşamımızın durumundan ötürü bir başkasını suçlamaktan vazgeçmemize yol açacak özellikleri sahiplenmemize direnir. Çoğumuz bize zarar vermiş insanlara karşı davalar oluşturmak için uzun bir zaman harcamışsızdır. Oprah Winfrey bir zamanlar yaptığı bir açılış konuşmasında, ‘Yaralarınızı bilgeliğe dönüştürün.’ demişti. Kırgınlıklarınıza, küslüklerinize tutunmak yerine onlardan ders alın. Yaralarınızdan nasıl yararlandığınızı görmek için bakın. Onlar sizi nereye götürdüler? Eğer o kötü deneyimi geçirmemiş olsaydınız, hayatınızda şimdi kim olmayabilecekti? Ve yaralarınıza tutunmanız hayallerinizi gerçekleştirmenizi nasıl engelliyor? Siz gelişip öğrenmek için yaralarınızı kullandığınızda, kurban olmayı sürdürmek zorunda kalmazsınız. Size zarar vermiş olan o kişiye bakın, o kişinin hangi veçhelerine fişi taktığınızı inceleyin. Ve o şeyleri kendi içinizde bulabildiğinizde, artık o kişiye bağlı olmayacak ya da ondan etkilenmeyeceksiniz.
__________________ Ben Tanrı'nın bir çocuğuyum ve Dünya denen bu yerde olmaya layığım. Ruhun adına, şifamı birlikte-yaratıyor ve titreşimimin değişmesini seçiyorum. Tanrım, kontratımı gerçekleştirebilmem için bilmemi istediğin şey nedir? |
![]() | ![]() |
![]() | #7 (permalink) |
Redflowers ![]() Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 3,010
Tesekkür: 28,441
2,242 Mesajinıza toplam 14,584 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() | ![]() 5/3 İki keşişle ilgili bir Zen öyküsü vardır. Bu iki keşiş evlerine gitmek üzere yolculuk yaparken hızlı akan bir nehrin kıyısına gelirler. Orada karşı kıyıya geçemeyen genç bir kadın görürler. Keşişlerden biri kadını kucaklayıp nehirden geçirir ve karşı kıyıya bırakır. Sonra iki keşiş yollarına devam ederler. En sonunda nehri tek başına geçen keşiş kendini tutamaz ve diğer keşişe çıkışarak, ‘ Biliyorsun, bir kadına dokunmak dini kurallarımıza aykırıdır. Sen bizim kutsal yeminimizi bozdun, ‘ der. Diğer keşiş şöyle yanıt verir: ‘ Kardeşim, ben o genç kadını nehir kıyısında bıraktım. Sen onu hala taşıyor musun? ‘Siz eski yaralara tutunduğunuzda, yola o yükü taşıyarak devam edersiniz. Değişim-dönüşümün kendisi sadece saniyeler alır. O algılamada, baktığımız merceklerde bir değişimdir. Eğer biz dünyayı bir çekiçmişiz gibi görürsek, o zaman her şey bir çivi gibi görünür. Eğer biz bir çekiç olmaktan çıkıp bir cıvataya dönüşürsek, o zaman her şey bir cıvata somunu gibi görünür. Algılarımız daima kendimizi nasıl gördüğümüz ve neyin iyi, kötü, doğru, yanlış olduğu, neden hoşlandığımız ve neden hoşlanmadığımız hakkında verdiğimiz kararlar tarafından renklendirilir. Eğer siz mercekleri, ‘Ben dünyadayım’ dan, ‘Ben dünyayım’ a dönüştürürseniz, her şey olmanızın sadece uygun değil, zorunlu olduğunu da anlayacaksınız. Bize kendi hakkımızda asla olumsuz şeyler söylemememiz öğretilmiştir. Eğer ben kendimi değersiz hissederek uyanırsam, böyle hissetmiyormuşum gibi görünmem gerekir. Benim kendime değerli olduğumu söylemem ve o gün daha sonra kendimi gerçekten değerli hissedeceğimi umut etmem gerekir. Böylece, kimsenin onun ardındakini görmeyeceğini umarak tüm gün boyunca değerlilik maskesinin ardında gizlenmem gerekir. Ama içimde kendim olmadığımı bilerek büyük bir umutsuzluk hissedeceğimdir, ve tüm bunlar değersiz olmayı sahiplenip benimseyememem yüzündendir. Biz bu veçhemize direnir ve değersiz kişi türünü yargılarız. Bize onaylamalar yapmamızın yararlı olacağı söylenmiştir. Ama eğer biz acı biberin üzerine dondurma koyarsak, birkaç kaşık dondurmadan sonra yine o biberi tadacağızdır. Biz olumsuz özellikleri benliğimizle bütünleştirdiğimizde, artık onaylamalar yapmaya ihtiyacımız kalmaz, çünkü o durumda biz hem değersiz hem değerli, hem çirkin hem güzel, hem tembel hem çalışkan olduğumuzu biliriz. Biz ancak ya biri ya da diğeri olabileceğimize inandığımızda, sadece doğru şeyler olmak için içsel mücadelemizi sürdürürüz. Biz sadece güçsüz, bayağı ve bencil olduğumuza inandığımızda utanç duyarız. Ama, siz evrendeki tüm özellikleri sahiplendiğinizde, içinizdeki her veçhenin size öğretecek bir şeyi olduğunu anlayacaksınız. Bu öğretmenler sizin dünyadaki tüm bilgeliğe ulaşmanızı sağlayacaklardır. Bazen, bir özelliği sahiplenmek için kendinize ya da başkalarına karşı duyduğunuz öfke birikimini boşaltmanız gerekir. İçinizdeki her şeyi hissetmenize ve ifade etmenize izin verin. Kendinizi gerçekten sevebilmeniz için, kendinize ve başkalarına karşı şefkat duyabilmeniz için tüm bu olumsuz duygu birikimini boşaltmanız gerekir. Siz duygularınızı sağlıklı bir biçimde ifade etmeyi hak ediyorsunuz. Duygularınızı ifade etmenin uygun olmadığı tek zaman bir başka kişiyi incittiğiniz zamandır. Çığlık çığlığa bağırmak, birikmiş duyguları boşaltmak için iyi bir yoldur. Genelde sesimiz gerçekten bastırılmıştır ve biz tüm ses alanımızı kullanamayız. Siz tüm varlığınızla bağırmanıza izin verdiğinizde, bastırılmış enerjileri gerçekten temizleyebilirsiniz. Eğer kimseyi rahatsız etmek istemiyorsanız, yüzünüzü bir yastığa gömüp bağırın. Eğer siz hiç gerçekten bağırmamışsanız, ya da hayli bağırışın olduğu bir evde büyümüşseniz, bağırmanın yanlış olduğuna karar vermiş olabilirsiniz. Ancak, unutmayın ki, ‘ olmadığınız şey sizin olmanıza izin vermeyecektir.’ Öyleyse bağırın. Tüm duygular alanınıza ulaşmanız önemlidir. Biz başkalarını incitmediğimiz sürece öfkemizi neşeyle ifade edebiliriz. Siz nefret ettiğiniz bir veçhenizle yüz yüze geldiğinizde, onu ifade edin. Onu tüm yargılarınızı, utancınızı, acınızı ve bu sahiplenilmemiş veçhenizi sahiplenmeye karşı direncinizi salıverme niyetiyle ifade edin. Kusur olarak algıladığımız şeylerin acısı bizi onları gizlemeye zorlar. Biz belli veçhelerimizi yadsıdığımızda, onların zıddı olmaya çalışarak durumu aşırı derecede telafi etmeye çalışırız. Sonra o yadsıdığımız veçheler olmadığımızı kendimize ve başkalarına kanıtlamak için tam bir dış kişilik yaratırız. Siz bir şey olmak istemeyerek içsel olarak yönetildiğinizde, genelde onun zıddı olursunuz. Bu sizin yaşamınızla gerçekte ne yapmak istediğinizi seçme hakkınızı sizden çalar. Biz tüm bu yanlarımızdan bir şeyler öğrenmek ve onlarla barışmak için buradayız. Gerçekten içten bir insan olmak için, sevip kabul ettiğimiz veçhelerimizin, yargılayıp yanlış bulduğumuz tüm veçhelerimizle birlikte-varolmasına izin vermek zorundayız. Tüm bu özellikleri yargılamadan, sevgiyle hep bir arada tutabildiğimizde, onlar doğal olarak sistemimizle bütünleşeceklerdir. O zaman maskemizi çıkarıp evrenin her birimizi ilahi bir tasarımla yarattığına güvenebiliriz. O zaman içimizdeki dünyayı kucaklayıp benimseyerek dimdik durabiliriz.
__________________ Ben Tanrı'nın bir çocuğuyum ve Dünya denen bu yerde olmaya layığım. Ruhun adına, şifamı birlikte-yaratıyor ve titreşimimin değişmesini seçiyorum. Tanrım, kontratımı gerçekleştirebilmem için bilmemi istediğin şey nedir? |
![]() | ![]() |
![]() |
Bookmarks |
Etiketler |
alintilar, arayanlarin, isigi, karanlik, kitabindan, yani |
| |
Alternatif Kişisel Gelişim ve Kendimizi Tanıyalım Işığı Arayanların Karanlık Yanı Kitabından Alıntılar Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız 4/1 GÖLGENİ TANI, KENDİNİ TANI Her birimizin içinde bir altın hazine yatar. Bu altın öz bizim saf ve muhteşem, açık ve ışıldayan ruhumuzdur. Ama bu altın katı bir kil tabakasıyla kaplıdır. Bu kil tabakası bizim korkumuzdan kaynaklanır. O bizim toplumsal ...
ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Kendimizi Tanıyalım telkin cd indir izle İstanbul Kendimizi Tanıyalım nerededir kimdir Kendimizi Tanıyalım çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Kendimizi Tanıyalım hipnoz Kendimizi Tanıyalım olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Kendimizi Tanıyalım hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Kendimizi Tanıyalım kuantum düşünce kitap haberi