![]() |
böyle uygulamaları çok seviyorum ve gerçekten yararını görüyorum.bu aralarda böyle bir çalışma arıyordum ki çekim yasası işledi:) teşekkürler paylaşım için rumuzu çok çok güzel arkadaşım.956k |
Alıntı:
Canım benim bu tarz paylaşımlar benimde çok hoşuma gidiyor, senin yazdıklarını da büyük bir zevkle hatta az gelir zevk demek aşkla okuyorum. Çalışma kitaplarımdan bu tarz kendimizi tanıyabilme adına yapacağım paylaşımları devam ettirmeyi düşünüyorum. Beğendiğine çok sevindim arkadaşım. Nice güzel paylaşımlarda yolumuzun kesişmesi dileğiyle. Bahçemize en güzel tohumları ekerek, gerçeği yaşamak dileğiyle kiss3 |
Bunları duymak ne güzel, faydalı olduğumu bilmek.956k Devamının geleceğine çok çok sevindim canım.benden sana; http://i270.photobucket.com/albums/j...gp/hug/018.gif |
merhaba redflowers paylaştığın alıştırmalar harika.okurken çok heyecanlandırdı beni.bu tip alıştırmaları çok seviyorum. ama okurken yaşadığım heyecanı uygularken hissedemiyorum. yani tüm bunları hayel etmem o anı hissetmem çok kısa sürüyor. bu süreyi uzatabilmek için yapabileceğim bir şeyler varmı. bu çalışmaları sık sık yapmaya çalışıyorum aslında. |
Alıntı:
Merhaba alestason. Sanırım Yüksek Benlik çalışmasını kastediyorsun. Bu tür çalışmalara ilk başlarda çok alışık olmadığımız için dikkat dağılması olabiliyor. Bunun da asıl sebebi acaba bir yerde yanlış mı yapıyorum sorusudur büyük ihtimalle. Yanlış yada eksik yapma korkusu bizim dikkatimizi dağıtarak heyecanımızı kaybetmemize sebep olur. Yapabileceğin en iyi şey güvenmektir. Bir şeylerin, aslında birçok şeylerin değişeceğine, bunları değiştirmek için içinde büyük bir gücün olduğunu bilmektir, inanmaktır. Yüksek Benlik çalışması çok keyifli bir çalışmadır, zamanla bunun tadına varacağına ve bir bütün olacağına inanıyorum. Ama Gölgemizi bulmak ilk etaplarda bizi yapmak istediğimizden soğutabilir. Ben gölge çalışmasını ilk yaptığım zaman kitabı tamamen bırakmıştım aylar önce. Ama ayrık otlarını temizlemeden bir lalezar kurulamıyor biliyorsun ki. Zamanla o heyecanı içinde hissedeceğine ve hayal olarak değil tamamen gerçek olarak yaşayacağına inanıyorum. Çalışmalarında kolaylıklar seninle olsun. Sevgiler. |
çok teşekkür ederim. aslında bahsettiğiniz gibi büyük bir heyecanla başlıyorum çalışmaya yanlış bir şeyler yapmak korkum genellikle olmuyor ama çalışmaya devam edeceğim.tekrar teşekkür ederim sevgiler |
3/1 Biz olumsuz projeksiyonlarımızdan içgüdüsel olarak uzak dururuz. Bizi çeken şeyi incelemek, bizi iten şeyi incelemekten daha kolaydır. Eğer ben sizin kibir ve küstahlığınızdan rahatsız olmuşsam, bunun nedeni benim kendi küstahlığımı kucaklayıp benimsememiş olmamdır. Bu ya şimdi yaşamımda sergilediğim ama görmediğim bir küstahlıktır, ya da gelecekte sergileyebileceğimi yadsıdığım bir küstahlıktır. Eğer ben kibir ve küstahlıktan rahatsız oluyorsam, benim yaşamımın tüm alanlarına bakıp kendime şu soruları sormam gerekiyor: Geçmişte ne zaman küstahlık yapmıştım? Şimdi küstahlık yapıyor muyum? Gelecekte küstahlık yapabilir miyim? Kendime gerçekten bakmadan, ya da başkalarına benim küstahlığıma tanık olup olmadıklarını sormadan bu sorulara hayır yanıtını vermek benim için kesinlikle bir küstahlık olacaktır. Bir başkasını küstah diye yargılama eyleminin kendisi küstahlıktır, çünkü aşikâr bir biçimde hepimiz küstah olma kapasitesine sahibiz. Eğer ben kendi küstahlığımı kucaklayıp benimsersem, bir başkasının küstahlığından rahatsız olmam. Onu fark edebilirim, ama o beni etkilemez. Benim küstahlık çıkışımın üzerinde bir koruyucu kaplama olacaktır. Ancak siz kendinize yalan söylüyor ya da bir veçhenizden nefret ediyorsanız bir başkasının davranışından duygusal bir elektrik-yükü alırsınız. Bu noktada birçoğunuz, ‘Bu saçma. Ben tiksindirici ya da küstah olduğumu keşfetmek istemiyorum.’ diyor olabilirsiniz. Bu veçhelerin her birinde armağan bulunduğunu hatırlamalısınız. Ama armağanları alabilmek için, sizin önce bu veçheleri ortaya çıkarıp sahiplenmeniz gerekir. Biz kendi algılanmış yetersizliklerimizi ve kusurlarımızı başkalarına projekte ederiz. Kendimize söylememiz gereken şeyleri başkalarına söyleriz. Biz başkalarını yargılarken kendimizi yargılamaktayızdır. Eğer siz sürekli olarak kendinizi olumsuz düşüncelerle hırpalarsanız, ya çevrenizdeki insanları hırpalayacaksınızdır ya da yaşamınızın bazı alanlarını yıkıma uğratarak kendinizi hırpalayacaksınızdır. Siz hiç bir şeyi tesadüfen yapmaz ve tesadüfen söylemezsiniz. Yarattığınız yaşamda hiçbir rastlantı yoktur. Bu holografik dünyada, her bir kişi Siz’ dir ve siz daima kendinizle konuşursunuz. |
3/2 Özgürlük, hayatta her an kim ve ne olmak istediğini seçebilmektir. Eğer hoşlanmadığınız bir şeyden kaçınmak için belli bir biçimde davranmak zorundaysanız, kapana kısılmışsınız demektir!!! Bu durumda özgürlüğünüzü sınırlamış ve bütünlüğünüzü kendinizden çalmış olursunuz. Eğer tembel olamıyorsanız, özgür de olamazsınız. Eğer can sıkıcı bir şey olduğunda kızamıyorsanız, özgür olamazsınız. Eğer bir başka insanın davranışıyla onun zıt kutbu olarak başa çıkmaya çalııyorsanız, kendinizi sorgulayın. Eğer belli bir gruba sürekli sinirleniyorsanız, onlara nasıl benzediğinizi bulun. Biz başkalarına sadece olumsuz özelliklerimizi değil, olumlu özelliklerimizi de projekte ederiz. Eğer siz başkaları gibi olmak istiyorsanız, bunun nedeni onlar gibi olma yeteneğine sahip olmanızdır. Eğer ünlü yıldızlar sizi büyülüyorsa ve onların yaşamını okumak için zaman ve para harcıyorsanız, onların sevdiğiniz veçhelerini kendi çinizde bulun. Siz görüp gerçekten arzu ettiğiniz her şeye sahip olmayı hak ediyorsunuz. Sizinle ilahlaştırdığınız insanlar arasındaki tek fark onların sizin arzu ettiğiniz niteliklerden birini tezahür ettirip hayallerini gerçekleştirmiş olmasıdır. Her birimizin kendi kendimizin kahramanı olmamız gerekir. Bunu yapmanın tek yolu bir başkasına bağladığımız, başkasına projekte ettiğimiz niteliklerimizi geri almaktır. 'Her arzunun içinde onu gerçekleştirebilecek bilgi ve yöntem vardır' Deepak Chopra ALIŞTIRMA 1. Bir hafta boyunca, başka insanlar hakkındaki yargılarınızı gözlemleyin. Her ne zaman bir başka insanın davranışı sizi rahatsız ederse, o insanda sizi en çok rahatsız eden niteliği yazın. Size en yakın olan insanlarla ilgili her türlü kanınızı yazın. Bu liste gizli veçhelerinizi keşfetmenin başlangıcını oluşturur. Gölgenizi sahiplenme sürecini bailattığınızda bu listeye başvuracaksınız. 2. Başka insanlara verdiğiniz öğütlerin bir listesini çıkarın. Başkalarına yaşamlarını daha iyi kılmak için ne yapmalarını söylüyorsunuz? Başkalarına verdiğiniz öğütlerin aslında kendinize vermeniz gereken öğütler olup olmadığını düşünün. Bazen biz yapmamız gereken şeyi kendimize hatırlatmanın bir yolu olarak başka insanlara ne yapmaları gerektiğini söyleriz. Onlara öğüt vermenizin kendinize bunları hatırlatmanın bir yolu olabileceğini idrak edin. Debbie Ford Keyifli uygulamalar. |
4/1 GÖLGENİ TANI, KENDİNİ TANI Her birimizin içinde bir altın hazine yatar. Bu altın öz bizim saf ve muhteşem, açık ve ışıldayan ruhumuzdur. Ama bu altın katı bir kil tabakasıyla kaplıdır. Bu kil tabakası bizim korkumuzdan kaynaklanır. O bizim toplumsal maskemizdir, o bizim dünyaya gösterdiğimiz yüzümüzdür. Gölgenizi ortaya çıkardığınızda, maskeniz de ortaya çıkar. Bu maskeye sevgi ve şefkatle bakmamız gerekir, çünkü onun ardında neyi sakladığımızı anlamakta büyük bir yarar vardır. Altın Buda öyküsünü düşünün. 1957’ de Tayland’daki bir manastır yeni bir yere taşınıyordu ve bir grup keşişe dev bir Buda heykelini taşıma görevi verilmişti. Bu taşıma işi sırasında keşişlerden biri buda heykelinde bir çatlak gördü. Heykele zarar vermemek için keşişler taşıma işini bir gün ertelemeye karar verdiler. O gece keşişlerden biri dev heykeli kontrol etmeye gitti. El fenerini heykelin üzerinde gezdirdi. Işık heykeldeki çatlağı aydınlattığında kşiş oradan bir parıltının yansıdığını gördü. Meraklanan keşiş bir çekiç ve keski alıp kil Buda’yı çentmeye başladı. O kil parçalarını yonttukça Buda da giderek daha çok parlıyordu. Saatler süren bir çalışmadan sonra keşiş şaskınlık içinde bakakaldı: karşısında dev bir altın Buda heykeli vardı. Birçok tarihçi altın Buda’nın yüzlerce yıl önce Burma ordusunun bir saldırısından önce Tayland’ lı keşişler tarafından kille kaplandığına inanırlar. Onlar Buda’nın çalınmasını önlemek için onu kille kaplamışlardı. Saldırıda tüm keşişler ölmüş, böylece ancak 1957’de keşişler dev heykeli taşıdıklarında bu büyük hazine ortaya çıkarılmıştı. Buda gibi, bizim dış kabuğumuzda bizi dış dünyadan korur. Gerçek hazinemiz içimizde saklıdır. Biz insanlar, bilinçsiz bir biçimde, içimizdeki altını bir kil tabakası altında gizleriz. Altınımızı ortaya çıkarmak için yapmamız gereken tek şey dış kabuğumuzu parça parça yontacak cesareti göstermektir. Dış kabuğunuz dünya ile yüzleşen siz’dir. O, gölgenizi oluşturan özellikleri gizler. Gölgeniz o kadar iyi kabuk değiştirmiştir ki biz, sık sık, dünyaya gerçekten içimizde bulunanın tam zıddı olan bir yüz gösteririz. Tüm benliğinizi tanıdığınızda, artık kabuğunuzun sizi korumasına ihtiyaç duymayacaksınız. Doğal bir biçimde, maskenizin dağılıp gitmesine, hakiki benliğinizin ortaya çıkmasına izin vereceksiniz. Başkalarından daha fazla ya da daha az gibi görünmek zorunda olmayacaksınız. O zaman dünyadaki herkes sizin denginiz-eşitiniz haline gelebilir. Kabuğumuz bizim ego idealimizden yaratılmıştır. Ego başkalarından farklı görünen ‘Benlik’tir. Ruh ise ‘benliği’ ve başkalarını birleştirip bir kılar. Ruh ile benlik arasında bu birleşme gerçekleştiğinde, biz kendimizle bir oluruz ve dünya ile bir oluruz. Çoğu insan kendisine karşı dürüst olmak istemediğinden, gölgesini ortaya çıkarma konusunda pek ilerleyemez. Ego kontrolü yitirmekten hazzetmez. Siz iyi ve kötü tüm veçhelerinizi kabul ve tasdik ettiğiniz anda ego ‘güç’ kaybı hissetmeye başlar. Tibet’in Yaşam ve Ölüm Kitabı’ndan Sogal Rinpoche bu konuda şöyle der: ‘Ego bizim sahte, ve cehaletten ötürü üstlendiğimiz kimliğimizdir. O halde ego gerçek kimliğimizin doğru bilgisinden yoksunluktur, ve onun sonucudur: bu geçici-iğreti imajına tutunmaya mahkum, sürekli değişen, varoluşunun kurgusunu canlı tutmak için değişmek zorunda olan, kaçınılmaz biçimde bukalemun sahtekar benliktir.’ |
4/2 Eğer siz gölgenizi ortaya çıkarma sürecini başlatırsanız ve içinizden bir ses haykırarak bunu durdurmanızı isterse, bilin ki bu sadece kendi ölümünden korkan ego’ nuzun sesidir. Kendinize gerçek benliğinizi ortaya çıkarma iznini verin. Olmaya muktedir olduğunuz kişiyi ortaya çıkarabilmek için olduğunuzu sandığınız kişiye meydan okuyun. Diğer insanları aynalar olarak kullanmanız kendi maskenizi ortaya çıkarmanıza yardımcı olur. Gidip size yakın olan insanlarla konuşun. Onlara en sevdikleri üç özelliğinizin ve en sevmedikleri üç özelliğinizin ne olduğunu sorun. Bu soruyu sorduğunuz insanların size dürüst davranmalarında bir sakınca olmadığını bilmeleri önemlidir. Size gerçeği söylemeleri konusunda onları rahatlatabilecek, bunu güven içinde yapmalarını sağlayabilecek tek kişi sizsiniz. Başkalarına da kendinize göründüğünüz gibi görünüp görünmediğinizi keşfedin. Başkaları bizde, genelde, bizim kendimizde gördüğümüzden daha çok olumlu veçhe görürler, ve aynı zamanda onlar bizde bizim gördüğümüzden ya da kabul ettiğimizden daha çok olumsuz özellikte görürler. İnsanlar çoğu kez bu alıştırmaya direnirler. Onlar yargılanmaktan korkarlar. Yargılanma sözcüğü bir hayli yük taşır, bu yüzden buna ger-besleme demek daha doğru olacaktır. Geri-besleme yararlı bir vasıtadır. Biz başkalarının hakkımızda düşündükleri şeylere asla inanmak zorunda değiliz, ama bize en yakın insanların diyeceklerini işitmeye korkuyorsak, bunun farkına varmamız gerekir. Çoğu insan en korktuğu şeyi işiteceğinden korkar. Bu iş başındaki yadsımadır. Biz geri-beslemeden ancak, bir düzeyde kendimize yalan söylediğimizi biliyorsak korkarız. Eğer siz bir başkasının hakkınızda düşündüğü şeyin gerçeğe dayanmadığını dürüstçe hissediyorsanız, buna aldırmazsınız. Biz kendimizi aldatıyorsak ve bu konuda bir şey yapmaya çağrılırsak bunu umursarız. Bir an durup, kendinizden ve dünyadan bir şey gizlemenin ne kadar çok enerji gerektirdiğini düşünün. Bir meyveyi, örneğin bir portakalı alıp onu tüm gün boyunca elinizde taşımaya çalışın. Portakalı görüş alanınızın dışında tutun ve çevrenizde başka insanlar varken onları görmemeleri için portakalı saklamaya çalışın. Birkaç saat sonra, ne kadar çok enerji harcadığınızı fark edeceksiniz. İşte bedeninizde tüm gün boyunca bunu yapmak zorundadır. O sadece bir meyveye de sahip değildir, o sizin kendinizden ve dünyadan gizlemeye çalıştığınız tüm meyvelerle başa çıkmak zorundadır. Siz en sonunda kendinizle ilgili bu gerçeklerin yüzeye çıkmalarına izin verdiğinizde, özgür olacaksınız. Onları gizlemek için harcadığınız tüm o enerjiyi kendi gelişiminize, ve en yüksek hedefinize erişme yolunda harcayabileceksiniz. Bizler sadece sırlarımız ölçüsünde hastayızdır. Bu sırlar bizim hakiki benliğimiz olmamızı olanaksız kılarlar. Ama, siz kendinizle barıştığınızda, dünya size aynalık yapıp o aynı barış düzeyini geri yansıtacaktır. Siz kendinizle uyum içinde olduğunuzda, başka herkesle de uyum içinde olacaksınız. |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 04:21 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.