[Bluesky24]

Sevgilinizle Birlikteyken...

Flört aşaması ve ilişkiye geçiş döneminde yapmanız gerekenler.









1- Başarıyla flört edin

Markette, kasada arkanızda çok yakışıklı bir erkek duruyor. Hadi, doğru sinyalleri yaymanın tam zamanı!

Şunları asla unutmayın: Flört ederken ne kadar güzel göründüğünüz veya ne söylediğiniz çok önemli değil. Flört etmenin yüzde 55'i vücut dilinden (dik duruş ve pozitif görünüm), yüzde 38'i sesinizin kulağa neşeli gelmesinden ve sadece yüzde 7'si söylediklerinizden oluşur.

İlk bakış: Flört etmenin vurucu noktası. Ona gözlerinizle gülümseyin, bakışınızı sabitleyin ve gözlerinizi kırpıştırın. Sonra başka yere bakın ve tekrar bakışlarınızı ona yönlendirin. Bakıyor mu? Bravo!

Muhabbete giriş: Erkekler, bazen kadınların ilk adımı atmasından hoşlanır. Kafanızda bir takım standart sorular belirleyin. Örneğin; "Aldığınız şarabın tadı nasıl?" gibi bir soru sorabilirsiniz. Sepetinizde aynı ürünler varsa "Ben de bunu çok seviyorum" gibi bir cümle söyleyebilirsiniz. Anlattıklarına ilgi gösterin. Bu durum her erkeğin hoşuna gider.



2- Özür dilerken bile çekici olun

Dakik olmak çok önemli. Yine de biz kadınlar çoğu zaman gecikiriz. Fakat bu durumda bile özür dilemenin bir çekiciliği var.

0-20 dakika: Arkadaş grubunuzla sözleştiyseniz, özür dilemenize gerek yok. Sonuçta geldiniz, problem nerede?

20-45 dakika: Sinirli bakışları bir iltifat ve özürle yumuşatın. Örneğin; "Hepinizi tekrar görmek ne güzel.", "Park yeri bulmak çok zordu" veya "Trafik tam bir kabustu" diyebilirsiniz.

45-60 dakika: Detay anlatmayın ve biraz dramatik görünün. "Bugün başıma neler geldi bir bilseniz! Neyse ki buraya gelebildim. Eee ne kaçırdım?" cümlesiyle başlayan bir hikayeniz olsun.



3- Mükemmel kadın olmaya çalışmayın

Bir erkeğin kalbini kazanmanın garanti bir yolu yoktur. Ama en azından kalbinde yer edinmenin yolları var.

İdeal kadın rolüne bürünmeyin: Genelde erkekler manken gibi görünen ve büyük göğüslü kadınlardan hoşlanır, ama yine de gerçekten istedikleri tek şey vardır: kadının kendi gibi olması. Eğer aranızda bir elektriklenme olacaksa, saçınız kötü de görünse, makyajsız da olsanız bu elektriklenme olur!

Kendi zevklerinizden ödün vermeyin: Onunla ve hobileriyle ilgilenmeniz güzel ama kendinize de zaman ayırın ve sınırlarınızı belirleyin. Örneğin; sadece o istiyor diye her hafta sonu onunla bowling salonuna gitmek zorunda değilsiniz.

Her zaman biraz gizemli olun: O her buluşmak istediğinde 'evet' mi diyorsunuz? Bunu yapmayın. Sizin de bir hayatınız olduğunu ve bazen tek başına bir şeyler yapmak istediğinizi ona hissettirin. Unutmayın, kaçan kovalanır!



4- Her durum için uygun olan şarkıyı bilin

Daha ateşli bir seks, moral bozukluğundan kurtulmak veya aşk dolu dakikalar yaşamak; doğru şarkılarla bulunduğunuz ortamı daha keyifli hale getirebilirsiniz.

Seni özlüyorum: I just called to say i love you/Stevie Wonder

Ev partisi: Dancing queen/Abba

Ateşli seks: Rudebox/Robbie Williams

Kızlar gecesi: Pretty woman/Roy Orbison

Sevgilinizden ayrıldığınızda: Strong enough/Cher

Az önce arayan oysa: What a wonderful world/Louis Armstrong

Haydi dans pistine: Billie Jean/Michael Jackson

Aşk acısı çektiğinizde: I will survive/Gloria Gaynor



5- Sizi aldatıp aldatmadığını keşfedin

Biz kadınların altıncı hissi kuvvetlidir. Şüphelendiğiniz durumlar olduğunda, ondan uzak durun.

a.Eski kız arkadaşlarıyla ilgili anlattıkları hep çelişkili mi? Hiç durmayın ve ondan ayrılın. Asla uslanmayacaktır. Sizin ilişkinizde bile!

b.Kendisi hakkında bilmek istediğinizden çok daha fazlasını anlatıyorsa, dikkat edin. İyi bir yalancı, masum görünmek istediği için gereğinden fazla konuşur.

c. Onu yalancılıkla suçladığınızda terlemeye başlıyor, düzensiz nefes alıp veriyor, daha yavaş konuşuyor veya hemen sinirleniyor mu? Hemen alarm düğmesine basın! Başkalarına inanmadığı zaman da dikkatli olun. Çünkü başkalarının yalan söylediğini düşünenler genelde kendileri yalan söyler. Kişi kendinden bilir işi misali!

d.Unutmayın; sizi aldatmış dahi olsa, asla mesaj çekerek ilişkinizi bitirmeyin. Bunu ancak lise çağındaki kızlar yapar.





Kaynak: Joy Dergisi