[Bluesky24]

Bir zamanların mutlu evliliklerine hayal gözüyle bakanların sayısı çok fazla. Doğrusu bunda gerçek payı yok değil. Çünkü hiçbir şey mutluluğu garantileyemiyor. Yine de son dönemde gençler sevgi ve saygıya dayanan bir yuva kurup zoru başarmak niyetindeler





Çevrenize şöyle bir bakın. Kaç arkadaşınız evlendi ya da evlenmek üzere? Hatta kaçı doğum yaptı ya da ikinci çocuğa hamile? Sanırız cevap "yarısından fazlası!" olmalı. Bundan beş-altı yıl öncesine kadar evlenmenin "out", birlikte yaşamanın "in" olduğu ülkemizde, çiftler birlikte yaşamak yerine evlenmeyi tercih ediyor artık. Aslında bu yeni bir şey değil. Amerika'da başlayan ve tüm dünyaya yayılan tek eşlilik, bir ülkemizde de hayli revaçta. Eski değerler yeni bir içerikle çıkıyor karşımıza. Yuva kurmak, çocuk sahibi olmak yeniden öne çıkarken, "özgür olmaktan güzeli yok, bekarlık sultanlıktır" diyenlere pek fazla rağbet eden yok doğrusunu söylemek gerekirse. Elbette, bekarlığı savunan ve evlilik müessesesini yanlış bulanlar birden bire ortadan kaybolmuş değil, ama giderek azalıyor sayıları. Bizden duymuş olmayın ama kendilerine, "Evlenemediği için böyle saplantıları olan kişiler" gözüyle bakıldığı bile oluyor...







Toplumda evliliğe ön adım olarak birlikte yaşama kültürü denendi ama olmadı. Çünkü evliliğin yerini tutmadığı görüldü. Oysa dayanışma, güven ve mutluluk içinde yürüyen bir evlilikte insanların tüm psikolojik sorunlarından kolaylıkla arınacağı bir gerçek. Ne var ki çiftlerin, her şeyden önce kadın ve erkek doğalarını tanımaları gerekiyor. Bu yüzden de çiftlerin bu konuda bir rehbere ihtiyacı var.







Kaynak: zennube