![]() |
25. Kare... Araştırmalar bir görüntünün 25 kareden oluştuğunu ve gözümüzün saniyede 24 kare algıladığını gösteriyor. Yani biz bir görüntüye bakarken ilk saniyede 24 kare görüyoruz. 25. kare ise görünmüyor sadece beynimize yazılıyor. Bu sistemin adı 25. Kare… Bu sistem, televizyon yayınların da kullanarak insanın bilinçaltına belirli bir sloganı yerleştirmek için kullanılıyor. Özellikle Rus TV'leri tarafından yaygın olarak kullanılan ve hükümetin de mücadele başlattığı bu sistemle beyin yıkamak çok mümkün! Rusya ile ilgili kaynaklarına göre, TV'lerde yayımlanan her üç filmden birinde, 25'inci kare şeklinde, promosyon amaçlı bir slogan veya reklam yer alabiliyor. Bu slogan veya reklamlar, "başka kanal izleme" şeklindeki anonslardan, film karelerine eklenen gizli reklamlardan, hafıza uyarıcılara, zorunluluk duyguları gibi etkenlerden, siyasi amaçları hedefleyen sloganlara kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Şöyle düşünün…. Mesela siz herhangi bir çizgi film izliyorsunuz. Ve adamlar o çizgi filmin 25. Karesine "Coca Cola İç" yazısı koyuyorlar, bilinç altı mesajı kapıyor ve canınız cola çekmeye başlıyor.... Mantıksız görünse de… Yapılan araştırmalar sonunda, bu yöntem uygulandığında Cola satışlarının arttığı gözlenmiş… Hatta Rus hükümeti "25'inci kare"yi saptamak üzere özel bir detektör dahi geliştirmiş. Bu cihaz ile tüm TV kanallarının sürekli kontrolü sağlanıyormuş. http://www.haber262.com/images/stori...8elifyazi2.jpg Mesela bu fotoğrafa baktığınız zaman, bir plaj görüntüsü görürsünüz. Ama kareler üst üste bindiğinde farklı renk tonlamasına girildiğinde ortaya garip şeyler çıkabiliyor. Dikkatlice bakarsanız neredeyse bir porno film görüntüsü olduğunu anlarsınız. Bu fotoğraf cinsel içerikli bir mesaj aslında. Tıpkı bu cola fotoğrafı gibi… Bu sistem ilk olarak 1957 yılında market araştırmacısı james vicary tarafından kullanılmış. james vicary, takistoskop ile filmdeki görüntülerin arasına “coca cola iç” “patlamış mısır ye” şeklinde mesajlar yerleştirmiş. Bu mesajlar saniyenin 1/3000 kadar bir sürede görünüyor, ve her 5 saniyede bir tekrarlanıyormuş. Bu filmin ardından New jersey’deki cola ve patlamış mısır satışlarının % 18 ile % 57 arasında arttığı gözlemlenmiş. Aynı sistem, afişlerde de gizlenebiliyor.
Gilbey’s in yapmış olduğu reklâm çalışması sonucunda 1,5 milyon dolarlık satış yaptığı tespit edilmiş.
Bu reklâm o zamanın ünlü çizgi filmi red kid’i hatırlatıyor. Red kid’de minnet edileceği zaman ortadan kaybolan ve gün batımına doğru giden yalnız bir kovboy. Gençlerin bilinçaltına gönderilen bu mesaj ile Marlbora’nın satışları ciddi oranda artmış daha sonra da zaten kampanya da kullanılan kovboy, marlbora’nın simgesi haline gelmiştir. Yukarıda yazdığım her şeyi ben de yeni öğrendim. Aslında 25. kare ile ilgili az da olsa fikrim vardı ancak bu örnekleri bilmiyordum. Görsellere de bakınca insan gerçekten inanamıyor.Sonuç olarak sadece reklam kampanyaları değil, kötü düşünceler de empoze edilebiliyor yada tam tersi. Aslında bu hipnozun çaktırmadan uygulanması belki de. Özellikle çizgi filmlerde uygulanması yada hedef kitlesinin çocuklar ve gençler olması da ayrıca ürkütücü. ÇİZGİ FİLMLER MASUM MU? Aktaş, bazı süper marketlerde çalınan hızlı müziklerin altına “daha çok al, daha çok al” mesajının yerleştirildiğini de söylüyor. İnsan bilincinde alışveriş şevkini arttıran Paçuli yağının da marketlerde belli aralıklarla verilmesi kokuyla telkin yöntemlerinden biri. Çocuğunuzun seyrettiği masum çizgi filmde ses ve görüntü yoluyla pornografi ve şiddet içeren mesajlar yerleştirilmiş olabileceğini iddia ediyor Aktaş. Aslan Kral, Alaattin’in Lambası, 25. kareleri bizzat tespit ettiği çizgi filmlerden. Aktaş, “Donald Duck amca, çizgi filmde laptop ile yazışıyor. Ama görüntüyü dondurup yaklaştırdığınızda laptop ekranında çıplak bir kadın görüyorsunuz. Orada ne işi var?” diye soruyor. Çocuğunuzun seyrettiği çizgi filmdeki 25. kareyi anlayabilmek için DVD oynatıcıda ağır çekimde izleyebilirsiniz.” diyor. KUR’AN YAYINI ALTINA DİRENMEYİN MESAJI 25. kare filmlerde de çok kullanılan bir teknik. Aktaş, “Fight Clup filminde 26 tane 25. kare var. Ağır çekime alıp izlerseniz bu kareleri yakalayabilirsiniz. Bu filmin yönetmeni, müziklerini yapan kişi eşcinsel ve 25. karelere de eşcinsellikle ilgili mesajlar yerleştirilmiş. Bu mesajları aldığınızda eşcinsellik size normal bir olaymış gibi geliyor. Yüzüklerin Efendisi’nde de 25. kare mesajları var. Müzik endüstrisinde de Madonna ve Michael Jackson kullanıyor. Mc Donalds’ın çektiği reklamlarda o kadar çok 25. kare var ki! Bazı siyasi partiler bile 25. kareyi zaman zaman kullanıyor.” diyor. Aktaş’a göre bu mesajların en çok kullanıldığı ülkelerden biri Rusya. Sırf bu mesajları tespit edebilmek için özel dedektörler varmış. Kendisine bile bu teknikle insanları alışverişe yönlendiren müzikler yapma teklifleri geldiğini anlatıyor Aktaş. Ama Aktaş’ın asıl ilginç iddiası “Amerika’nın Irak’ı işgali esnasında radyoda yapılan Kur’an yayınının altında Iraklıların bilinçaltına “direnmeniz faydasız” gibi mesajlar verildiği. “ Başka Örnekler Kurtarıcı (Rescuer) adlı çizgi filmde bir anda parlayıp sönen üryan kadın resimleri ekrana yansıtılmıştır. Alaaddin çizgi filminde ise “evet gençler soyunun” (good teenagers take of clothes) sesi hipnotik bir tonda gizli olarak tekrarlanmaktadır. Aslan Kral (The Lion King) adlı meşhur çizgi filmde yıldızlarla gökyüzüne “s..x” kelimesi yazılmıştır. Jessica Rabbit (Who Framed Roger Rabbit) çizgi filminde filmin kahramanı Jessicanın kaçış sahnesinde eteği açılıyor ve kahramanın çamaşırsız olduğu görülüyor. Küçük Denizkızı (The Little Mermaid) çizgi filminin kapağında erkek tenasül uzvu gizli bir şekilde resmediliyor. --- ALINTIDIR --- |
Cevap: 25. Kare... işte benim şüphelendiğim şeyin kanıtı bı arkadaşlar..bu sitede bu düzgün sitede telkinler yayınlanıyor ücretsiz indiriliyor.ben internetteki oyu sitelerinden onların altındaki müziklerden şüpheleniyordum.ben bunların hepsine inannıyorum.çünkü facebookta bir vidoa vardı bir çok soru soruyor çekiçle ve kırmızıyla alakası olmayan sorular ..sonra aklınıza ilk gelen alet ve renk diye soruyor insanın aklına çekiç ve kırmızı geliyor.bunun 25 kareyle alakası var işte..12389 |
Cevap: 25. Kare... peki neden sex unsuru bunu anlayamadım |
Cevap: 25. Kare... Şu an bi internet cafedeyim; 14 15 yaşındaki çocukların aralarında geçen muhabbeti bi duysanız, pırıll pırııl kalbe sahip olan bu insanları kirletmenin anncak o unsur la mümkün olduğunu anlayabilirsiniz. . |
Cevap: 25. Kare... Bu sene sınıf öğretmenliği için kpss sınavına gireceğim. Şimdi düşünüyorum da heralde bu durumlara en çok dikkat etmesi gerekenler öğretmenler. Zamanında ilkokul kitaplarında binlerle ifade edilen insan hakları ihlali içeren unsurlar vardı. Bunu zaten biliyorduk ama bu gizli mesajlar daha da tehlikeli bir boyutta olduğunu gösterdi bize. O kadar dikkat edebilirmiyim bilmiyorum ama öncelikle Milli Eğitim Bakanlığının bununla mücalede etmesi sonra her öğretmenin bireysel olarak bu konuda bilinçli olması gerekmektedir diye düşünüyorum. Tabi kime diyorum:) |
Cevap: 25. Kare... Alıntı:
|
Cevap: 25. Kare... bunların hepsine inanaıyorum ama bu kadar fazla örnek duymamıştım 25.kareyle ilgili teşekkürler.... |
Cevap: 25. Kare... sanırım bu sıtedede 25.kare ''sıteden ayrılma ayrılırsanda aklından hıc cıkarma ılk fırsatta sıte gel'' dıye bısey var:) |
Cevap: 25. Kare... Son zamanlarda 25. kare ve subliminal mesaj konularına olukca ilgi duymaya başladım.Buraya üye olalı hayli çok oldu ama uzun süredir giriş yapmıyordum doğrusu.Bu konularla ilgili elimde olan iki kitaptan bahsetmek istiyorum ilki konunun ilk mesajındaki yazının sahibi Kubilay Aktaş' a ait Gizli Telkinle Kur'an Terapisi ikincisi Ahmet Şerif İzgören'e ait Eşikaltı büyücüleri -dehşet, ölüm, seks üçgeninde reklam ve propaganda. Gizli Telkinle Kur'an terapisi adlı kitapta Kubilay Aktaş tıpkı bu sitedeki telkinler gibi müzikler altına yerleştirdiği telkinlerden bahsediyo yalnız farklı olan kısmı bu işi Kur'an Ayetleriyle yapıyo olması.Kitapta bilinç,bilinçaltı,bilinçüstü,bilinçdışı kavramları ,25. kare ve subliminal mesajlar işleniyo. Diğer kitapta ise Ahmet Şerif İzgören reklam sektöründeki bilinç altını hedefleyen mesajlardan bahsediyor.Bölyelikle bilinaçtımızın reklamlarla nasıl çalınmış olduğunun farkına varmamızı sağlıyo. Alıntı:
Dehşet,Seks ve ölüm. Bilinçaltı doğası bunlara hayır diyemez.' "Eşikaltı Büyücüleri " adlı kitaptan alıntıdır. sanırım sorunuzun cevabı budur. Alıntı:
Alıntı:
Son olarak yukarıda bahsettiğim her iki kitabunda okunmasını tavsiye edrim. Özellile Eşikaltı Büyücüleri adlı kitapta göreceklerinizle şaşkınlığa uğrayabilirsiniz. |
Cevap: 25. Kare... 25. kareyi göz algılıyo olabilir ama algıda seçicilik var25. kareyi seçemiyor ve farkedemiyoruz fakat algılıyoruz diyelim. subliminal kayıt nasıl olabilir? bunları duyamıyorsak bilinçaltına nasıl etki edecek onu anlamadım.algılayabileceğimiz desibelin altında bir sesi bilinçaltı almaz alamaz peki ya nasıl olacak bu. bilinçaltının bir şeyi alabilmesi için bilincin o şeyi algılayabilmesi gerekmez mi?dikkatinizi çekiyorum algılama diyorum.bilinç algılayacak fakat algıladığının farkında olmayacak işte o mesaj bilinçaltına gider. hiç algılayamadığı bir mesaj bilinç için olduğu kadar bilinçaltı için de bir hiç değil midir?yani yoktur ki zaten o ses. özetle demek istediğim bilinçaltına bir şeyin gidebilmesi için bilinç tarafından algılanması fakat farkedilememesi gerekir.25.kare olayından da pek emin değilim açıkçası. birileri aydınlatsın lütfen. |
Cevap: 25. Kare... Alıntı:
"Duyuyorsun ama başka bir kulakla.O kulağa gidiyor telkinler.Onun dili ve duyuşu zahiri kulak ve dilden farklı.Rüyada ses yok.Ama duyuyorsun işte." -alıntıdır- İnsan kulağı 16hz-20khz arasındaki sesleri duyabilirmiş.Subliminal kayıtlar 8-12hz arasında yaplıyor böylelikle kulak duymasada bilinçaltı bunu duyabiliyor ve de bundan etkileniyor. Önemli nokta ise telkinlerin bilinç flitresine takılmadan direkt olarak bilinaçtına süzülmesi.Eğer bilinç farkına varırısa bazı şeyleri reddedeblir ama bilinçaltı kendisine verilen her ne olusa olsun direkt olarak kabul eder.tıpkı bir kameranın ortamdaki tüm ses vegörüntüleri ayırdetmeden kaydetmesi gibi. |
Cevap: 25. Kare... Alıntı:
evet bunu bir yerde okumustum ama anlayamadıgım ne elde ediyolar.bi ürünün reklamını yaptıkları zaman anlarız ki ürüne talebi arttırmak para kazanmak, ya da kendi düşüncelerini insanlara empoze edenler de var ama bu konudaki amaçlarını çözemedim ne istiyolar insanlardan özellikle çocuklardan... |
Cevap: 25. Kare... Alıntı:
A.Ş. İzgören kitapta şundan bahsediyo. Bildiğimiz 3 farklı içecek markası.Ben şuan adladını zikretmiyorum ürünler birbirinin hemen hemen aynı.Bir kişinin önüne üçünü koysanız belkide içtiğinde tadlarını ayırt edemez ama sorduğunuzda ben şunu daha çok seviyorum der.Nedenini bilmez ama daha çok seiyodur.Çünki bilinç altına atılmış bazı tohumlar vardır.Kitabı gerçekten okumanızı öneririm. Hani hep günde 2 kade şarabın kalbe iyi geldiğini söylerler.heryerde bundan bahsedilir.Zaten şarap başlı başına bir kültürdür öyle değilmi?Neden?Çünki öyle empoze edildi. Kitabın bir kısmını alıntılayarak yazmak istiyorum(umarım sürekli kitaptan bahsettiğim için canınız sıkılmıyodur.Kitabın satılmasından bir kazanç sağlıyor değilim.Niyetim sadece bilnç altımıza atılan zaratlı tohumarın herkes tarafından farkedilmesi.) "Geçenlerde cankuş bir arkadaşım geldi,tam bir "gusto"dur.Şarap üzerine konuşur,anlatır,takip eder."Ağabey evde şarap yapıyorum"dedi."Hayırlı olsun senin evden çok hayırlı evlat çıkar oğlum"dedim.Gülüştük.Gittim,içeriden litresi 2 ytl ye satılan %100 üzüm suyundan iki bardağa koydum.İçtik."Nasıl?","Harika","Ağabey,bir şey soracağım dedim."Herhangi bir şarabınşu üzüm suyundan lezzetli olma ihtimali var mı?"Durdu."Harbiden yok!"dedi."Eee, niye şarap bukadar konuşuluyor?Gustolar,dergiler,köşeyazıları?"Benim aslan dostum "Ağabey şarap bir kültürdür,tutkudur" falan diye anlatmaya başladı;ama kafası karıştı.Bize içirdikleri şey kesinlikle ve kesinlikle üzüm suyundan lezzetsiz;ama hiçbir üzüm suyunu o fiyatlara satamazsınız.Tek neden bu."-alıntıdır. Kaynak:Eşikaltı Büyücüleri s:68 işte aslında içen herkes alkolün tadının çok ta iyi olmadığını bilir ama pazarlama sektörü aslında sadece içki satmaz.o içkiyle satıkları şey sosyalleşmek ve sekse ulaşma dır. Kitapta şu an o bölümü bulamadım ama Bir doktor(adınıda hatırlayamıyorum) "Günde iki bardak şarap içmek karaciğeri çürütür oysa üzm suyu hem kalbe hemde karaciğere fayda sağlar" Yani şarapla kalbe fayda sğlarken karaciğere hasar vermenin bi anlamı yok.Tam anlamıyla kaş yaparken göz çıkarma. konuyu biraz dağıtım ama bu konunun çok etkisi altındayım şu sıralar herkese anlatmak geliyo içimden.Örekler çok çok fazla... Ve son olarka çocuklardn ne mi istiyolar.Onlar bu günün çocukları yarının ise potansiyel müşterileri...Yoksa ne gibi kötü(!) niyetleri olabilir ki?! |
Cevap: 25. Kare... tecavüzlerin, tacizlerin artması da bunun acı bi sonucu |
Cevap: 25. Kare... bu okuduklarım gerçektende hiç iyi şeyler değil. şaştım kaldım. inşallah 25. kare üzerine sert bi kanun çıkar ve görsel olarak olsun duyumsal olarak olsun herşey denetime girer. kanun dedimde bu konu üzerine resmi organlar ne yapıyor yada ne yapmıyor. nereleri ilgilenebilir bilmiyorum hani biliyorsanız bilgilendirinizz. bizde en azından mailler ararız??? |
Cevap: 25. Kare... 25. kare + subliminal kayıt Yukarıda adı geçenler ilk defa bu form sayesinde haberdar olduğum şeylerden ikisi. onun için teşekkür ediyorum çok çok. şimdi istediğim bu ikisi ile alakalı bilimsel araştırmalar var mı? bu konuda da yardımcı olursanız sevinirim. eğer bu mistik bir öğeyse hani 6. his gibi onu da öğrenmek istiyorum yardımcı olacak arkadaşlara şimdiden teşekkür ediyorum. |
Cevap: 25. Kare... Alıntı:
yine bu forumda öğrendim galiba :) öğrendiğim kadarıyla radyo tv üst kurulu ülkemizde pek çok ülkede olduğu gibi yasak getirmiş. fakat denetlenmesi yapılmıyor ya da teknik imkansızlıklar nedeniyle yapılamıyormuş. RTÜK'e HHERHANGİ BİR ŞÜPHEDE ŞİKAYET EDEBİLİRİZ. diye okudum. ben de bunun bir efsane olmadığını subliminal kayıt tekniği ile beraber araştırıyorum benim de bilgilendirilmeye ihtiyacım var bir çok konuda aslında. |
Cevap: 25. Kare... 'Beyin gün içinde karşılaştığı binlerce mesajı hızla unutur.Üç tür mesajı ise unutmaz ve bunlar bilnçaltına yerleşir. Dehşet,Seks ve ölüm. Bilinçaltı doğası bunlara hayır diyemez.' "Eşikaltı Büyücüleri " adlı kitaptan alıntıdır. yukarıdaki alıntıyı gözönünde tutarak düşünecek olursak subliminal teknikle de bütün bunların yapılma riski doğabilir mi ve Dehşet,Seks ve ölüm Bilinçaltı doğası bunlara hayır diyemezse sadece tv değil radyo programları alışveriş merkezleri kısaca şehir merkezlerinde insanların bilinçaltına girebilmek çok kolay hale gelebilir mi? kısaca ses ve hareketli görüntüler bizim için her zaman bir risk unsuru olabilir?agl34 |
Cevap: 25. Kare... Alıntı:
Alıntı:
Dr. Masaru Emoto ve su kristalleri mucizesi diye herhangi bir arama motorunda arama yaparsanız su ile ilgili yapılan bir deneyin detaylarından haberdar olabilirsiniz. Ben kısaca anlatayım. İçlerinde su olan şişelerin bazılarının üzerine olumlu güzel kelimeler yazılırken bazılarının üzerine olumsuz kelimeler yazılıyor ve daha sonra bu sular dondurluyor sonuç olarak gördükleri olumlu kelimeler yazılan suların oluşturduğu kristaller daha güzel şekilli ve berrak iken olumsuz kelimelerin yazıldığı şişelerdeki oluşan kristaller şekilsiz ve bulanık.Ve diyor ki şişedeki suya bööyle oluyorsa %90 su olan vücudumuz bunlardan nasıl etkileniyodur acaba?İşte aklımıza bu soru işaretini takıyor.Şimdi sadece subliminal mesajları düşünmeyelim maruz kaldığımız herşeyden ne derece etkileniyoruz acaba? Alıntı:
Kısaca risk altındayız.Yanı bu tarz şeyller iyi niyetle kullanıldığı gibi çok kötü amaçlada kulalnılabiliyor. Şeytan Müzikte Gizli Led Zeppelin… Michael Jackson… Beatles… Madonna… Metallica… Eagles… Rolling Stones… "Dikkatli" müzikseverler, her biri rock müzik tarihinde birer kilometre taşına dönüşmüş bütün bu solist ve grupların birçok sevilen parçasında son yıllarda ardarda "şeytana övgüler içeren bölümler" yakalıyorlar. Pekiyi, nasıl oluyor da sözleri görünüşte son derece anlaşılır ve masum olan, dahası yıllardır müzikseverler tarafından keyifle mırıldanılan bunca ünlü şarkıda "satanizm propagandası" yapılabiliyor? Cevap, tam da şeytani bir zekâya yaraşır cinsten: Satanist propaganda cümleleri bu tip şarkılar sadece geriye doğru çalındığında duyulabiliyor! Madonna'nın piyasaya ilk kez sürüldüğü 1987 yılında müzik listelerini altüst eden ve günümüzde de genç kuşaklarca hâlâ ilgiyle dinlenen kült parçası "Like a Prayer" (Bir Mümin Gibi) şu bildik cümleyle başlar: "Life is a mystery…" (Hayat bir sırdır). "E, ne var ki bunda haber olacak, şeytan bu cümlenin neresinde?" dediğinizi duyar gibi oluyoruz. Oysa şeytan, kendisine yakışacağı üzere, sözkonusu şarkının tam "tersinde" yerini almış durumda. Parçayı bir MP3 kaydı şeklinde edinip giriş bölümünü tersine okumayla dinlediğiniz zaman Madonna'nın âdeta yalvarır bir edâyla "O, hear our savior satan" (Kurtarıcımız şeytan, duy bizi!) dediğine dehşet içinde tanık oluyorsunuz. Diyelim ki bu yalnızca can sıkıcı bir tesadüf, İngilizce fonetiğinin Madonna'ya yaptığı bir azizlik… O hâlde, ondan çok daha ünlü bir başka örneğe, 30 yıldır dünyayı kırıp geçiren ve artık "damar romantizm"in simgesine dönüşmüş olan bir besteye, "Hotel California"ya geçelim hemen. Eagles grubunun dinleyenlerin bir türlü tadına doyamadıkları, geniş kitleleri her dem mest eden bu parçasının bir dizesi aynen şöyle: "There were voices down the corridor, thought I heard them say, welcome to the Hotel California." (Duyduğum sesler koridorun derinliklerinden geliyordu, onlara Hotel California'ya hoşgeldiniz de.) Oteline gelen konuklara güleryüzle hoşgeldin demek her işletmecinin en doğal görevi elbette, ancak bu bölümü tersten dinlediğinizde "Yeah Satan, he organized his own religion" (Yaşasın şeytan, o kendi dinini kurdu) diye başlayan ve şeytana bağlılığı yücelterek sürüp giden bir bölüm duyuyorsanız, o zaman işler bir parça değişecektir. Üstelik, "California"nın gerçekte bir otel falan değil Los Angeles'te büyük bir caddenin adı olduğunu ve yeryüzünün ilk resmî şeytan tapınağının da 1968 yılında satanistlerin lideri Anton Zsandor Lavey tarafından yine bu cadde üzerinde kurulduğunu biliyorsanız, huylanmalarınız daha da artacaktır. Çoğunluğu ABD'de ve İngiltere'de faaliyet gösteren bir dizi din adamı ile müzik araştırmacısı, içinde "satanist" propaganda cümleleri barındıran bu gibi kült mertebesine erişmiş parçaların sayısını günümüzde 50'ye kadar ulaştırmış durumdalar. Bu irkiltici listede Michael Jackson'dan Metallica'ya, Led Zeppelin'den Rolling Stones'a, AC/DC'den Beatles'a dek uzanan daha birçok ünlü solist ve grubun yer alması ise durumu daha da vahimleştiriyor. "Back-masking" tekniğinin uygulanışı Yeni Şafak muhabirinin internet üzerinden ulaşarak konuyla ilgili görüşlerine başvurduğu Amerikalı müzik araştırmacısı Jeff Milner, satanist inanç dalgasının rock grupları arasında özellikle 1960'ların sonları ile 1970'lerde büyük bir hızla yayıldığına dikkati çekerek, içinde bu tür mesajlar barındıran bestelerin de daha çok bu döneme ait olduğunu vurguladı. "Böyle yüzlerce parça yapıldığına inanıyorum, ama kesin olarak ortaya çıkartılanlar şimdilik birkaç düzine kadar" diyen Milner, geçmiş müzikal kayıtları ayrıntılı biçimde incelemeye olanak veren dijital stüdyo teknikleri geliştikçe her geçen gün yeni yeni örneklerin günışığına çıkacağını belirtmekte. Konuyla ilgili olarak ayrıntılı bilgiler veren Amerikalı araştırmacı, bir bestenin içine ters yönde dinlendiğinde ortaya çıkan mesajlar yerleştirmenin teknik yöntemini ise şöyle açıkladı: "Yapılan işe müzik endüstrisinde "back-masking" (arka planı perdeleme) deniliyor. Besteci önce asıl söylemek istediklerini aynen şarkı söyler gibi banda okur. Sonra bunları tam tersten tekrar tekrar dinleyerek, o gizli cümleleri elde edebilmek için ne tür bir güfte yazması gerektiğini tesbit eder. İstediği sesleri veren söz dizinlerini sabırla oluşturup okuduğunda ise parça artık geriye doğru her çalınışında bu tür propagandist bölümler içerecektir. Buradaki amaç mesajı geniş kitlelerle değil, yalnızca mürit düzeyine ulaşmış olan sıkı takipçilerle paylaşmaktır. Yani, tıpkı Ortaçağ'ın ürkütücü okültist grupları gibi fanatik hayranlarıyla bir tür tarikat ilişkisi içindeler. En sevdikleri arka plan nakaratı ise 'natas'tır. Yani, şeytanın İngilizce tersten yazılışı. Günümüzde böyle örneklere özellikle metal müzikte rastlıyoruz. Rock müzik tarihinde ise bu tür denemeleri en sık yapan müzisyenler Led Zeppelin'den Jimmy Page ve Robert Plant'tir. Bildiğiniz gibi, her ikisinin de sadık birer satanist olduğuna ilişkin iddialar son otuz yıldır dilden dile dolaşmakta. Ama onlar bunu sürekli reddettiler. Bunun dışında Rolling Stones'tan Mick Jagger'in, Michael Jackson'un ve Beatles üyelerinin de bu işlere meraklı olduğu yönünde bazı bulgular var. Bu sanatçıların hepsinin ünlü satanist lider Aleister Crowley'e karşı özel bir ilgisi vardı. Öyle ki Beatles, Crowley'in resimlerini albümlerinin kapaklarına kadar taşıdı." 1875-1947 yılları arasında yaşamış olan İngiliz din düşmanı ve büyücüsü Crowley, müritlerine tersten konuşmanın "şeytanın dili" olduğunu anlatır ve onlara tersten konuşma sanatını mutlaka öğrenmelerini öğütlerdi. Felaketler dizisiyle sarsıldılar Albümlerinde elde ettikleri büyük müzikal başarılara karşın özel yaşamları kimi dönemlerde tiksinti verici türden yozluklara sahne olan Led Zeppelin üyeleri, zirveden hiç inmedikleri 1970'lerde ilk darbeyi grubun solisti Robert Plant'in küçük oğlunun 1978'de âni bir mide rahatsızlığı sonucu ölmesiyle aldılar. Bazı İngiliz yayın organları bunun rakip bir okültist grubun küçük çocuğa yaptığı ölüm büyüsü yüzünden gerçekleştiğini bile savundu. Çünkü hem grubun solisti Plant'in hem de gitarist Page'in yoğun olarak büyücülükle ilgilendikleri dedikoduları o günlerde ayyuka çıkmış durumdaydı. Grubun satanist olduğu yönündeki bu tür suçlamalar giderek arttı ve sonuçta batıdaki 40 büyük radyo istasyonu aldıkları ortak bir kararla Led Zeppelin albümlerini çalmayı reddettiler. Bu arada grup, şaibeli şarkı sözlerini ve konserlerindeki kışkırtıcı tutumlarını dikkatle izleyen kilisenin de aforoz tehdidiyle karşı karşıya kalacaktı. Yoğun biçimde uyuşturucu kullanıp Page'e ait gizemli şatolarda kara büyü toplantıları yapan Led Zeppelin'ciler son "ilahî darbe"yi ise 1980 yılında aldılar. Grubun belkemiği sayılan ve müzik tarihin gelmiş geçmiş en başarılı davulcusu olarak kabul edilen "Bonzo" lâkaplı John Bonham, bir konser öncesinde kaldıkları otelde genç yaşta hayatını kaybetti. Henüz 32 yaşında olan Bonham, aşırı alkolden dolayı komaya girdiği odasında ölü bulunduğunda, kendi kusmuğunun içinde boğulmuş bir durumdaydı. Led Zeppelin üyeleri bu olaydan sonra grubu bir daha biraraya gelmemek üzere dağıttılar. Led Zeppelin'den satanist şarkıların en azılısı: Stairway to Heaven (Cennete Uzanan Merdiven) Rock tarihinin Pink Floyd ile birlikte en karizmatik iki grubundan biri olarak kabul edilen Led Zeppelin, aynı zamanda "içine şeytanî mesajlar gizlenmiş besteler yapma" konusunda da sabıka dosyası en kabarık ekip… Grubun günümüzde artık bir efsaneye dönüşmüş durumdaki ünlü şarkısı "Stairway to Heaven" ise bu sinsi kamuflajın teknik başarı açısından zirveye ulaştığı çalışma oldu. Bir grup Batılı araştırmacının, toplam süresi 12 dakikayı bulan bu popüler şarkının ortalarında bir yerde yakaladığı tüyler ürpertici "back-masking" bölümü aynen şöyle: (Şarkının normal akış cümleleri / 04'20"-04'41" arası) "If there's a bustle in your hedgerow, don't be alone now,(Eğer bahçenizde bir karışıklık varsa, sakın ola hiç telaşa kapılmayın) It's just a spring clean for the May queen.(Bu sadece Mayıs kraliçesinin yaptığı bir bahar temizliğidir) Yes there are two paths you can go back,(Evet, iki patika yol mevcut izleyebileceğiniz) But in the long run there's still time to change the road you're on."(Fakat böylesine uzun bir koşuda üzerinde ilerlediğiniz yolu değiştirmek için hâlâ zamanınız var) Bu hâliyle en azından görünürde hiçbir satanik propaganda içermeyen şarkı, bir MP3 kaydından aynı hızla tam tersine çalındığında ise yukarıdaki cümleler şu biçimi alıyor: Here's my sweet satan / İşte benim sevimli şeytanım The one whose little path would make me sad whose power is satan / Bu küçük patikada ilerleyen beni hasta eden şey, şeytanın gücüdür He'll give you 666 / O sana (şeytanın İncil'deki simgesi olan) 666 sayısını verecek There was a little toolshed where he made us suffer, sad satan / Kederli şeytanın bize ızdırap verdiği bir malzeme kulübesi vardı (Burada geçen "malzeme kulübesi/toolshed" deyimi de bir başka şifre. Bu, grup üyelerinden Jimmy Page'in satanik ayinler düzenlemek üzere 1970'lerde satın aldığı tarihî bir evin adıydı.) Parçada ayrıca, "Your stairway lies on the whispering wind" (Merdivenin fısıldayan rüzgarın üzerinde uzanır) dizesi de tersten dinlendiğinde "Because I live for satan" (Çünkü şeytan için yaşıyorum) sonucunu veriyor. |
Cevap: 25. Kare... şu da bir gerçek ki hem müzikte hem sinemada zaten ahlak dışı bir çok öğe veriliyor insanlara. bu ahlakdışı öğelerin bir de altına birşeyler gizlemelerine gerek yok zaten film ya da müzik bunu hakkıyla yerine getiriyor. peki böyle filmlerde bir de 25. kare ve subliminal tekniğe neden ihtiyaç duyulsun ki diye soran olursa be da derim ki:bilincimiz şu anyaptığım gibi onu ahlak dışı olarak niteleyip olumsuzlaştırabilir ama bilincin farkedemediği denetimsiz bilinçaltına da ne olur ne olmaz diye telkinleri yerleştirebiliyorlar demekki. benim silviyadan anladığım bu şeyin biraz daha enerjisel bir durum olduğu. |
Cevap: 25. Kare... var mısınız bireysel olarak RTÜK'e telefon açalım ve radyo ve televizyonda 25. kare ve subliminal tekniğe karşı yönetmelikte bir kural var mı diye sormaya be bunu dener denemez burda paylaşmayı düşünüyorum sizlerde araştırabilirsiniz. böyle bir yasak varsa bunun realite olduğunu korunulması gerektiğini tam anlamış olalım. 956k |
Cevap: 25. Kare... peki biz ne dinlicez ne izlicez? |
Cevap: 25. Kare... ÖNEMLİ;ooo67blissy İŞTE RADYO TELEVİZYON ÜST KURULUNUN İNTERNET SİTESİNDEN YAPTIĞIM TARAMA SONUÇLARI rtük kanun;blissy Reklamların Biçimi ve Sunuluşu Madde 20 – Reklamlar program hizmetinin diğer unsurlardan açıkça ve kolaylıkla ayırdedilebilecek ve görsel ve işitsel bakımdan ayrılığı fark edilecek biçimde düzenlenecek, bilinçaltı ile algılanan reklamlara izin verilmeyecektir. rtük yönetmelik;blissy Bilinçaltı Teknikler Kullanılarak Yapılan Reklam ve Tele-Alışveriş Madde 15- Çeşitli teknik cihazlar vasıtasıyla televizyon yayınlarında çok kısa süreli görüntüler kullanarak, izleyicilerin ancak bilinçaltıyla algılayabilecekleri ürün veya hizmetlerin tanıtılmasına ilişkin mesajlar içeren her tür reklam yayınlanamaz. rtük genelge;blissy Madde 3e 1. Üye Devletler, yargı yetkileri altındaki medya hizmet sağlayıcıları tarafından sağlanan görsel-işitsel ticari iletişimin aşağıdaki koşullara uygun olmasını güvence altına alırlar: (a)Görsel-işitsel ticari iletişim kolayca ayırt edilebilir olmalıdır. Gizli görsel-işitsel ticari iletişim yasaklanacaktır. (b)Görsel-işitsel ticari iletişimler bilinçaltı teknikleri kullanmamalıdır. |
Cevap: 25. Kare... buna ek olarak bilgi edinme kanununa binaen rtükten bilgi de talep ettim.ve aşağıdaki soruyu sordum, cevabı aldığımda yine buradan paylaşırım, "Bilinçaltını etkileyen 25. kare ve subliminal kayıt teknikleri kanunda yasaklanmış mıdır? Kanunda madde 20'de bu teknikler mi kastedilmektedir?" art56art56 |
Cevap: 25. Kare... one be , hadi ya |
Cevap: 25. Kare... Alıntı:
Alıntı:
Ayrıca burası yeri değil ama umarım sigarayı bırakırsın :)) |
Cevap: 25. Kare... çok incesin çok teşekkür ederim silviya25889 sağol956k iyi ki varsın.alk78 |
Cevap: 25. Kare... [quote=chnchn;585069] http://www.haber262.com/images/stori...8elifyazi2.jpg diğer resimlerde pek bir tuhaflık göremedim ama daha bu resme bakar bakmaz porno içerikli olduğunu gördüm resmin içinde gizli bir resim var mı bilmem ama resimdeki perspektifi kaldırırsan milletin birbirine girmiş vaziyette olduğu görünüyor krzm67 bende doğuştan potansiyel var heralde khkh56 |
Cevap: 25. Kare... bende bi kaç örnek eklemek istedim... http://i25.tinypic.com/2rww5z8.jpg http://img205.imageshack.us/img205/6...helambsgq0.jpg http://www.elektrotekno.com/userpix/...lak_adam_1.jpg http://4.bp.blogspot.com/_JMVLPtw7BM...LYNX+DEODORANT http://img.blogcu.com/uploads/oyumben_3.jpg http://img.blogcu.com/uploads/oyumben_4.jpg http://img.blogcu.com/uploads/oyumben_5.jpg http://img.blogcu.com/uploads/oyumben_8.jpg http://img.blogcu.com/uploads/oyumben_9.jpg Aşağıdaki Honeybaked et ürünlerinin etleri de dudak motifi sergiliyor sanki.. http://bp1.blogger.com/_WbS9_NPw4jU/...E/s400/033.jpg --------------------------------------------------- -Şimdi de sırada Starbucks markası var.. meşhur kahve satıcısı. http://bp3.blogger.com/_WbS9_NPw4jU/...8/s400/030.jpg Amblemine dikkatle bakılacak olursa bir deniz kızı görülüyor. Sağında ve solunda iki şey var eliyle tuttuğu. Nedir acaba? Sakın bu meşhur mitolojik deniz kızı olmasın? http://bp1.blogger.com/_WbS9_NPw4jU/...M/s400/032.jpg Eliyle iki kenara ayırdığı sanki balıklar! ama Starbucks'ın eski logosuna göz atıyoruz ve görüyoruz ki aslında kendi bacaklarını tutuyormuş! http://bp3.blogger.com/_WbS9_NPw4jU/...M/s400/031.jpg Yukarıdaki resimler soldan sağa doğru Starbucks'ın yeniden eskiye doğru logolorıdır. Görünen o ki, Starbucks da hem cinsel hem de mitolojik arketipe giren mesajları kullanmış logolarında. ---------------------------------------- |
Cevap: 25. Kare... Bir kısmını biliyodum ama para üzerinde olması çok ilginç.Acaba gerçek bir banknot ta mı kullanılmış yoksa herhangi bir reklamda kulanıldığı için üzerinde oynama mı yapılmış? |
Cevap: 25. Kare... evet bu gerçek bi para _rupees para birimi_ |
Cevap: 25. Kare... Silence of the lambs ı çözemedim?? |
Cevap: 25. Kare... Alıntı:
|
Cevap: 25. Kare... Ben de ilk resmi çözemedim şu rayearth yazanışaşkın Diğerleri de çok ilginç... |
Cevap: 25. Kare... Alıntı:
|
Cevap: 25. Kare... Alıntı:
|
Cevap: 25. Kare... Alıntı:
telefon değil belki ilk aşamada ama çok sayıda mailller atarak dikkat çekebiliriz |
Cevap: 25. Kare... Alıntı:
Alenen insanlarla istedikleri gibi oynuyolar. terbiyem müsade etmiyo şimdi bişeyler yazardım ama neyse ALLAH a havale ediyorum. insanları sırf maddi kazanç yada kendi sadistçe düşüncelerine ortak etmek için neler de yapmışlar yuh artık. |
Cevap: 25. Kare... 25. KARE İLE İLGİLİ YAZMIŞTIM rtükün sitesinde olanları paylaşmıştım hala cevap verilmedi bekliyorum. |
Cevap: 25. Kare... rütüğe bireysel olarak birşeyler yazmak gerçekten çok iyi fikir ama sadece televizyon değil ki tehlike..hangi bakanlık ilgilenir acaba bu konuyla.. |
WEZ Format +3. Şuan Saat: 05:34 AM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.