[pisimbat]

Sarı kalemtraşı eline aldı sonrada çekemceden bir kurşun kalem seçti arkası silgili yeşil olanı aldı eline sonra kalem traşla açtı ucunu ne çok sivri olmalıydı yoksa pıt diye kırılırcı nede çok küt o zaman yazı kalın ve dağınık olurdu .çalışma masasının saldalyesine iyice yerleştirdi kendisini dışarıda yağmur yağıyordu .Telsiz telefonu cep telefonunu televizyonu bilgisayarını kapatfı sonra da odanın ışığını,masanın yanındaki mumu yaktı ama kibritle ecza kokusu sardı odayı mum titrek ışığı ile dans ediyordu tuhaf bir sukunet sardı içini biraz da burukluk.
Hadi kalk üşenme dedi kendine bir kahve yap ama öyle sonradan uydurma latte capiçino değil ,mutfaga geçti dolaptan sütü aldı bir bardaklık döktü ısınması için ocağa koydu süt fokurdarken kahve kavanozundan 2 kaşık kahve koydu ,daha buğün almıştı kuruyemişçiden mis gibi kokmuştu taze çekilmiş kahve .süt bardağa dökülürken alttaki kahve karışı verdi tamam dedi şimdi her şey hazır odaya geçti sandalyesine oturdu mum yetersiz geldi gözüne masa lambasını yaktı .
Oldum olası yazısını beğenmezdi ne özenirdi güzle yazan insanları napalım dedi benden bukadar.kalemin ucunu müsvette kağıdına sürttüki daha güzel yazabilsin diye .yağmur hızını arttırmıştı fırtınada vardı dışarıda gündüz kurulan Pazar yeri telaşını şimdi sokak köpeklerinin yiyecek bişiler araması almıştı havlama seseleri bunu anlatıyordu ona .
Mum cız diye ses çıkardı irkildi o sese ,sütlü kahvesinden bir yudum aldı üfleyerek üstündeki köpüğü tıpkı ayşe teyzemin bana yaptığı gibi dedi kendi kendine ama yinede aynı tat değildi eksikti bişiler .oldum olası severim geceyi karanlıktan korkmama inat .
Bişi eksikti neydi hah dedi radyoyu açtı keyfine göre bişiler aradı kanallarda ve bir sezen şarkısı başladı çalmaya .
Nasıl başlasam diye düşündü tarih atmalımıydı evet evet önce sağ köşeye tarihi yazdı biraz mesafe bırakıp iyice ortalayarak sayfayı başladı yazmaya kalem kağıt üzerinde öyle hoş bir .çırpınış içindeydi ki sanki bir vals havası vardı kalemle kağıt arasında .
Öyle dalmıştı ki yazmaya kalemin ucu çıt dedi kırıldı .kalemi açtı tekrar silgi ile kayan son harfi sildi .
Durdu ansızın pat diye ,artık ne beklenen postacılar kaldı ne kırk yılda bir çalan telefon zili oysa küçükken postahaneye gidip telefon sırasına girerdi numara yazdırma sırası güldü ,ya şimdi elimde cep telefonu sms ler yok mailler hızlı yaşam ama duygusuz sabırsız yaşam tatsız ruhsuz bir hız ,komşu suna ablasının askerdeki abisinin taaa kıbrıstan telefon ettiğini balkondan koşun abin arıyor demesiye haber aldığı o çoçukluğuna gitti .bir evde telefon olması kirasının bile fazla olması anlamına gelirdi ozamanlar ozamanlar dediğimde 80ler yahu 30 yıl önce epey olmuş oysa ben hala o çoçukluğumdaki sıcaklığı özlemek ve aramaktayım galiba .
Okuldan gelip çanta bir yana savrulurdu kızım ellerini yıka deyen teyzemin sesine aldırmadan hayde aşağıya sokağa oynamaya inen o yaramaz ben .saklanbaçlar yakalamaçlar misketler neler neler .içimizdeki masumiyeti o sefkati o sadeliği nerde unutmuştuk acaba .
Heidi beni bu hale getirdi büyümememin tek sorumlusu o Alplerde dedesi ile yaşayan kız sebep hey heidi hep içimde kalki bende senin gibi bulutlara uzanıp dağlardan aşaiıya süzüleyim gitmesin biryer o muzur çoçuk.o çoçu ki bir okadar mağrur ve kırılgan bir okadar hınzır ve mahçup o çoçuk ki kocaman bir ailede sevgi ile büyüyen .
Ama o çoçuk hep hırçın tıpkı ufak bir kedi yavrusu gibi korkak ürkek sevilirken ansızın tırmalayan ve bir çoçuk ki hep savaşan dünya ya karşı .
İçinde okadar çok korkusu var ki o korkuları onu bir okadar cesur yapmış hayata karşı .
Her savaşına korkularını alarak arkasına en cesur zaferleri kazanmış .daha gidecek yok savaşılacak hayat kazanalıcak çok zafer var eminim .
Sonunda mektup bitti imza atsammı acaba yok yok ben devlet adamımıyım yahu .usulca katladı kağıdı zarf çıkardı çekmeceden içine koyarken en sevdiği kokuyu sıktı mektubun içine ve zarfına .zarfı yaladı kapattı. Mumu üfledi ışıgı kapatı bardağı yıkadı yatagına yattı huzurluydu şimdi özlemişti yazmayı ne çok biriktirmişim dedi kendine yastığını düzelti battaniyesine sarıldı sıkıca dua etti allahına yağmur hala yağıyordu yağmur hırçın bir çoçuğun mektubuna eşlik etmiş şimdide en güzel masalı anlatıyordu bir varmış bir yokmuş………..