| ||||||||||
| |
Yaratıcı Yazarlar Edebiyat Tarih Felsefe Klubü ve Yaratıcı Yazarlar Klubü Eskilerim ; Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız 07-05-2007 yalnızlıklarımızı kaynaştırmaya çalışıyoruz sadece...ıssız, kuytu köşelerimiz birbirine aşık olsun istiyoruz...bir başınalığımıza arkadaş arıyoruz...oysa hiçbir yalnızlık bir diğerine ilaç olamaz...hiçbir yalnızlık başka yalnızlıkların kalabalığına katılmaz...ne çok acı çekmemiz gerek bunu anlamamız için...ne kabuk bağlamaz yaralar, ne dipsiz yalnızlıklar getirir ellerinde, ...
ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Yaratıcı Yazarlar Klubü telkin cd indir izle İstanbul Yaratıcı Yazarlar Klubü nerededir kimdir Yaratıcı Yazarlar Klubü çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Yaratıcı Yazarlar Klubü hipnoz Yaratıcı Yazarlar Klubü olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Yaratıcı Yazarlar Klubü hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Yaratıcı Yazarlar Klubü kuantum düşünce kitap haberi
Eskilerim ;![]() |
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
| |
| | #1 (permalink) |
| Üsteğmen ![]() Üyelik tarihi: Mar 2009
Mesajlar: 425
Tesekkür: 590
607 Mesajinıza toplam 3,768 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() | 07-05-2007 yalnızlıklarımızı kaynaştırmaya çalışıyoruz sadece...ıssız, kuytu köşelerimiz birbirine aşık olsun istiyoruz...bir başınalığımıza arkadaş arıyoruz...oysa hiçbir yalnızlık bir diğerine ilaç olamaz...hiçbir yalnızlık başka yalnızlıkların kalabalığına katılmaz...ne çok acı çekmemiz gerek bunu anlamamız için...ne kabuk bağlamaz yaralar, ne dipsiz yalnızlıklar getirir ellerinde, her yabancı yalnızlık... birlikte bir bütün olmayacağız!olsa olsa iki yarım yalnızlık!.... 08-05-2007 çok yoruldum bugün...çok istedim gözden kaybolmak...akşamın olmasını ve artık oturabilmeyi iple çektim bütün gün...21 çocuğum var bu yıl...içlerinden biri, kıvırcık siyah saçlı, kara gözlü, cilveli bir melek...bugün kanatlarını saklamış, tüm gün itiştik durduk...hiç gülümsemedik birbirimize...bakışlarımızla okşamadık birbirimizin saçını...tam gitme saati geldiğinde; annesinin kollarına koşmak yerine yanıma sokuldu...6 yaşın resmiyet bilmez masumiyetiyle; ''seni öpebilir miyim?'' dedi...yutkundum sadece...hızla öpüp kaçtı...seslendim arkasından...''ben seni öpmedim?'' dediğimde sarıldı boynuma...dinlendim melek kollarında... birgün de böyle bitti... O küçük melek, beni çıkarsız seviyor, aramızda sevgi bağı oluşturmak için ne vaatler, ne hediyeler, ne para...hiçbiri gerekmedi...O'nun, menfaat için oynadığı küçük ayak oyunları yok...yalan nedir bilmiyor...sevginin sahtesini hayal bile edemez...başkalarının zaaflarını kullanmayı düşünemez...sözleri de gözleri gibi...içinin aynası, dupduru... saflığın, lekesizliğin bu dipsiz derinliğini görünce...alışmasın gözlerim ''büyüklerin'' sığ dünyalarına...kavgalar ne anlamsız, yalanlar ne kısır, bilseler...bilsek... tek istediğim, dokunulmasın sınırlarıma...bana ait TEK şey; yalnızlığım...onu da kalabalık etmesin sahte sevgiler... ''yalansan baştan aşağı; görmeyeyim gözlerini, UZAKTAN SEV...'' 09-05-2007 yeterince gevezelik edersem acım hafifler mi?eğer sürekli gülersem, içimi de inandırabilir miyim mutlu olduğuma?ölürsem unutur muyum peki?! iki haftadır yemek yiyemiyorum...sabahları birkaç lokma zorla...diğer öğünler yok...hızla zayıflıyorum...tüm gün başım dönüyor, bayılmamak için sıkıyorum dişlerimi...başka şeyler için de...şeker ve tansiyon iflas etti en sonunda... içimden gelmiyor yaşamak...yaşaması gerekenler ölümle köşe kapmaca oynarken olmuyor işte...direnmeliydin oysa...kabul etmeliydin tedaviyi, yaşatmalıydın ikimizi de...sen vazgeçmişken ben hangi güçle tutunacağım hayata?ne için? ölümü dört gözle beklediğini biliyorum...bekle biraz daha...önce ben!... 11-05-2007 -gözlerini sımsıkı kapat şimdi...ben ''aç'' diyene kadar açma...hayal et sadece...tüm hayallerini gerçekleştireceğim...gözünü açtığında bambaşka olacak herşey... -sahi mi?!bu olağanüstü! -hayat da öyle...hadi başla... -(O iyileşsin hemen...tüm kötü alışkanlıklarından kurtulsun...sağlıklı uzun bir ömrü olsun...bir ailesi olsun...sarı kıvırcık saçlı bir kızı...hiç derdi olmasın...istediği kadar parası olsun...dostları olsun,gerçek dostlar...üzmesin onu hiçkimse...biraz kilo alsın...güçlü olsun,dövemesin kimse onu...canını yakmasınlar hiç...sevdikleri hep yanıbaşında olsun...hiç ayrılık yaşamasın...ölüm görmesin hiç...uzun ömrünü, sağlıkla, aklıbaşında tamamlasın tam istediği vakitte...ve cennete gitsin...orada da sevdikleriyle sefa sürsün.........) -peki sen?kendin için bir dileğin yok mu? -O'nun için dilediklerim olsun, hemen şimdi ölmeye hazırım! 11-05-2007 O şiirin anlattığını bana bir zaman ''biri'' söylemişti...masumdum belki de o zamanlar...bilmediğim ne çok şey vardı hayat hakkında...insanlar hakkında...O anlatıyordu, ben şaşırıyordum, o şaşırıyordu bilmediklerimi duydukça... bana hayatı öğreteceğini söyledi birgün...seziyordum bunun huzur getirmeyeceğini...ama ''bilmiyordum''...öğretti! iyi bir öğrenciydim...ellerinde şekilleniyordum...O bir ''yoldaş'' çıkarıyordu benden...oysa benim tek yoldaşım vardı;yalnızlığım... öyle iyi öğrendim ki, öğrendiklerim ilk onu vurdu...özgürlüktü ilk ders, tahammül edemedi O'nun dışında özgür olmama...karşındakinin zaafına göre adımdı bir diğer ders, tek zaafı bendim... neyse...hep ''hayatı öğretmek'' iddiasıyla gelirler, öğrendiklerini denediğinde, ya da ondan daha iyi öğrendiğinde şu saçmasapan çocuk oyunlarını....arkalarına bakmadan kaçarlar! çok oldu...şimdi masumiyetten çok uzaktayım...keşke hiç çıkmasaydım içimin kuytusundan... çok eskiden, çocukken, gençken hep kendimin aynısı birinin olduğunu hayal ederdim...ben gibi düşünen ben gibi hisseden ben gibi yabani...bulamadım...yoktu...üstelik her deneme hayal kırıklığıydı...başkaları...ne kadar da farklıydı benden...başka bir dünyadan düşmüş gibiydim...dilimiz bile farklıydı sanki...kelimeler aynı ama ifade ettikleri farklı...konuşmazdım çok...hatıra defterlerim vardı bittikçe toprağa gömülen,ateşte yakılan.... sonra vazgeçtim...tam olarak ne zamana denk geldi bilmiyorum...yetişkinliğe geçerken mi, gerçek dünyaya adım atınca mı?büyüdüm...hep yaşımın iki katı...biliyorum artık, aynımın olmadığını...aramıyorum da...belki kendim gibi birine tahammül edemeyeceğimden... ya da kendimin bile kalabalık gelmesinden...yalnızlığıma ortak istemiyorum...ben böyle iyiyim...yalnızlık kıskanç bir eş gibi...aldatılırsa kalabalıklarla; ÖLDÜRÜR...aldatılırsa; KALABALIKLARLA ÖLDÜRÜR.... 16-05-2007 sanırım oluyor! senden önce ölmeyi dilemiştim hani...yürüyen, yok hayır; koşturan bir ölüden farkım yok artık...sadece ruhen değil...bir seni unutmayı beceremeyen hafızam kendini tümüyle imha ediyor...(kullandığım ilaç özellikle beyne verdiği ağır tahribat yüzünden toplatılmış!) düşüncelerimi toparlayamıyorum...ilgimi odaklayamıyorum...konuşmamın başı ile sonu arasında alaka olmuyor çoğu zaman...elimde değil...yok, acımıyorum kendime, böyle mutluyum ben... sadece...artık ''sen''li uzun cümleler kuramayacağım galiba... 19-05-2007 sensiz ölmemeye yemin etmiştim...şimdi varlığın da öldürüyor, yokluğun da...çeksen gözlerini aklımdan...silsen adını dilimin ucundan...yok, olmaz gitme uzağa...beni gönder...azad et artık toprağından...senle çürüdü köklerim...zorla tutunmaya çalışmanın anlamı yok...bırak savrulayım o ölümden bu ölüme... gönder gideyim...izin verme arkama bakmama... 20-05-2007 akşamın karanlığı istanbula değil, içime çöküyor sanki...sevmiyorum bu saatleri...ya gece olmalı ya gündüz...ya gecenin dinginliğinde geçmeli hayat, ya öğlenin neşesinde... dikenli tellerim...onlar en çok bu saatlerde batıyor kalbime, beklenenlerin ellerinde huzur getirdiği sızlatan nakaratta...birşey eksik; ya beklenen gelmiyor, ya getirdiği huzur değil...ve yüz yıllık eksik bulmaca...bu akşam da yok cevabı... öyle uzağım ki şimdi herbirinizden, vefa fakiri aşklarım; küçücük görünüyorsunuz...gözleriniz? onlar hiç yok...sakinleşin, yalanlarını göremem burdan...peki eskiden? sevgiyle mi bakardınız sahiden? ömürler feda edilmeliydi herbirinize! kalpler parçalanmalıydı aşkınızdan! akıllar teslim olmalıydı birkaç şirin sözünüze! ölünmeli ve sorgulanmamalıydı cennet-cehennem! ben korktum elinizi tutmaya, siz uzaktınız tutamayacak kadar...yetmedim aşkınızın büyüklüğüne(!)...ve gitgide küçüldünüz işte böyle... şimdi siz masaldaki yerinize, ben dikenli tellerimin arkasına...birbirimizi gözden kaybedene kadar uzaklaşalım aşktan... geçiyor yavaş yavaş...gün geceye dönüyor...ben ıssızlığımın sıcak yuvasına...ellerimde huzurla... 28-05-2007 ben senle ölüme gülümserken gittin sen! gülümsemedim bir daha... ben senin ışığında uçarken gittin sen! kanatlarım yok artık... kalbim senle çarpıyorken durdun sen! kalpsiz diyorlar bana... ben seni yere göğe sığdıramazken kayboldun sen! hayat, karanlık koca bir boşluk şimdi... gittin ve ben öldüm........ ben yaraları sarmaya çalışırken ab-ı hayat olsan da dönme sakın... ben ismini unutmak için onlarca ilaçtan medet umarken, zikrin şifam olsa dönme sakın... gözlerim karanlığa alışıyorken güneş olsan doğma artık.. ben cehenneme hazırken, ellerinde cennet olsa da dönme artık... ben, senden kalan boşluğa yine senden birşeyi; nefretini koyarken, adın AŞK olsa dönme artık... nefes almıyor artık bu aşk...eziyet etme maktulüne... lütfen gelme artık........ 29-05-2007 sevgiden de aşktan da hayata bağlayan ne varsa hepsinden de daha güçlü daha yenilmez bir duygu var: GURUR !... çok sevdim, ölecek kadar...mecazi anlamda değil, en gerçek en somut haliyle, ölebilecek kadar sevdim...cenneti feda neydi ki, O'nunla aynı cümle içinde anmaya bile layık görmedim...dizinin dibi olsaydı, cehenneme razıydım... O'da sevdi, hayat verirken kan revan içinde bırakarak...açtığı her yara sarılırdı da...gururumun kan kaybı öldürürdü beni...O'nsuz öldürürdü !... AFFETMEM !.... 01-06-2007 çok üzgünüm...şaşırttığımı biliyorum...sadece bir yığın ''keşke'' var dilimin ucunda... içimde bir yer, eski bir yara feci acıyor...geçmemiş hala...masal bitmiş, kabus kalmış, AŞK YOK, acısı kalmış... bugün kimseye iyi davranasım yok...hakettiklerini bildiğim halde... içimdeki savaşçı and içti, beni yeni acılardan korumaya, hayal kırıklıkları batmasın kalbime diye yükseltiyor duvarlarımı...son kalan birkaç iyi niyet ganimetinin heba olmasına aldırış etmeden, arkama bakmama fırsat vermeden sürüklüyor beni ıssızlığıma... beceremiyorum işte...SİZler gibi olamıyorum...adımın sonuna hiçbir çoğul takısı tutunamıyor...şimdi gömmek lazım kendimi en tekil yalnızlığa....
Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
__________________ Evrenin sonsuz seçenek ve sınırsız bolluktan oluştuğunu biliyorum. Ben, yaratılışım itibarıyla, hayatta her şeyin en iyisini hak ediyorum… Sonsuz bolluk içinde, benim ve ailemin ihtiyaçları fazlasıyla ve kolaylıkla karşılanır ve ben sevgiyle hayatıma alırım. Ben, şimdi, kendim ve ailem için, zenginlik ve refah içinde olmanın özgürlük ve güven duygusunu hissetmeyi seçiyorum.(ismira insanından hediyedir!) |
| | |
| | #2 (permalink) |
| Üsteğmen ![]() Üyelik tarihi: Mar 2009
Mesajlar: 425
Tesekkür: 590
607 Mesajinıza toplam 3,768 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() | 01-06-2007 ey gururlu MüNZeVi; kaldır başını biraz...gözlerin haketmedi mi artık, yerin kahverengisi yerine göğün özgür mavisini?! unut göz yaşının tadını...sil kalbinin tellerinden bildiğin tüm notaları...göm aşkı en derine...yalnızlıktan başka yoldaş arama yanına...gururundan başkasını duyma...kapat tüm sözlere kulağını...onlarca tecrübe, fısıldasın sana hayatın TEK doğrusunu... itibar etme yaldızlı iltifatlara...insanın başkasında sevdiği şey, kendi aksidir...oyalanma aynalarla artık! sırrın ötesine bak sen...suretlerle dolsa da dört yanın, asl'a dik gözlerini korkusuzca... sessizliğini armağan et, kalbini isteyenlere...cesedini sun hayatını çekiştirenlere...sorularını yut, cevaplar sahte...cevap verme hiçbir çelişkiye...hayal kırıklığı bekleme artık duvarına tuğla eklemek için...senin hayal kırıklıklarınla surlar yükselirdi taa vadedilen cehenneme kadar... öyle yükseltki kaleni, ışık bile sızmasın içeriye...hayatın göz kamaştıran sahteliğine aldanma, yolunu bulduracaktır en karanlıkta bile, onurunun nuru... kalabalıklar giremesin yalnızlıkla arana...bilmesin SIRrını en usta sevgi arsızları bile...etrafın insan yığınlarıyla doluyken öyle maharetle gizlen ki ruhunun KUYTUsuna, göremesin en keskin gözlü dostluk avcıları bile... hadi tak şimdi maskeni, çekil usulca iNZiVaYa, ıssızlığının hira'sında... 02-06-2007 öyle bir gitmelisin ki, yeni geliyorsun sanmalılar... sen gülümserken kaygısızca, onlar da gülmeli ''anlamsızca''... incitmemeli gidişin, sende de incinecek birşey kalmamış olmalı arkada kalandan... sessizce olmalı gidişin, cümlelerini hakedene, anlayabilene saklamalısın... veda edenin olmamalı sen giderken, her veda yeni bir ''hoş geldin'' i kabul ediştir...olmamalı senin geri dönüşlerin... şimdi susmalı biraz, kapatmalı gözlerini yalanlara... ama boyun eğdiğinden değil, değmediğinden! sır olmalı gidişin, mesela bir gece yarısı.... 04-06-2007 ölmek lazım...nedensiz...neden aranmayacak kadar silikce...aniden...vedaya zaman bırakmadan...basitce...ayak altı edilmiş yükseklerin inadına basitçe...göze alarak gözden yitmeleri...sessizce...ruhunun geveze çığlıklarına yastık kapayıp...hasretten kaçarak en çok, ama hasret bırakmadan... ölüm pek nazlı...benim cesaretim kaçak...beklemek esaret, gün yüzü görmemiş... bitkin düştüm özlemekten...ve bu sabah hayata gömdüm kendimi!... 06-06-2007 neden hayatın tam tersi istikamette yürüdüğünde ölüme varmazsın? hayatla bu kadar alakasız olman, hayatın senle tanıştığına memnun olmaması neden ölümle ''haşır-neşir'' etmez seni? hayatla hasımsan ölümle neden hısım değilsin? sorular neden var? ya cevapları? onlar neden yok?!! 27-06-2007 düşüyorum hızla !..yüz yıldır düşüyormuşçasına yorgunum...ya da bu düşüşün içinde doğdum...gözlerim sımsıkı kapalı...nereye çarpacağımı görmek korkusundan...ve ellerim...boşlukta tutunacak yer aramak yerine göğsümde kavuşturulmuş sımsıkı...inatla...umutsuzlukla... hızla açıyorum gözlerimi !..aynı anda doğruluyorum yattığım yerden...tam karşımda açık bir pencere...gri tülleri uçuşuyor rüzgarla...ağaç kokuyor rüzgar, toprak kokuyor...ve insan kokuyor; kalabalık, umursamaz, uzak...tutuyorum nefesimi...bilincim aydınlanıyor... saçlarım uzamış...hangi zamandayım?zeminde halı yok...oysa sevmem çıplak odaları bilirsin...sen kimsin?ayaklarım...üşüyor ayaklarım...duvarları neden mavi ve griye boyamışlar?enine anlamsız bir çizgiyle ayırıp, mavi-gri...bir okullarda böyle boyanır duvarlar, bir de......hastanelerde...çelikten bir korku eziyor hücrelerimi...hislerinin, mesela korkunun cisimleştiği oldu mu hiç?senin kadar canlı, senin kadar somut, senden daha güçlü !...korkun çelik grisi, utancın duvar mavisi, kimsesizliğin beton karası...üzerine yürürler bir hastane odasının arsızlığıyla... ve sorular...odanın ortasına üst üste yığılmış, karmakarışık, dikenli, kördüğüm sorular...her biri sırasını bekler zamana eziyet etmenin sadist keyfiyle...sırası geldikçe her bir soru işareti çengelinden asar seni mavi-gri odanın tavanına...cevapsızlıkla idam edilirsin yüzlerce defa !... ben dışında her nesne cisimleşip üstüme geldikçe...korkuyorum bu kabusun asırlık tanıdıklığından...düşmek istiyorum geriye doğru, bilinmezin serin huzuruna...huzur !! neden uzak bu kadar? neden cismi yok huzurun?neden umut yalancı bir bulut gibi çekiliverdikçe önümden, kafamı çarpıyorum köksüzlüğün duvarına?her kabus böylesine maddeyken, benim maddem nerde?ellerim..?..göğsümde kavuşturulmuş sımsıkı...inatla...umutsuzlukla.........zorla !.. bağırıyorum maddemin güçsüz fısıltısıyla !..binlerce çığlığın uğultusu doluyor kulaklarıma...susuyorum bildiğim en tiz tonda...yenilmişliğim saçlarımı okşuyor rüzgarın elleriyle...nasırlı, güçlü, alaycı... bilincim tanıdık kabusların eski ninnileriyle uyutuyor beni...itirazlarım açık pencereden uçup gidiyor insan kokan sokaklara...göz kapaklarım kabullenişin gölgeli ağırlığıyla kapanıyor...ben, cisimleşiyor ağır ağır...çaresizliğin olanca yüküyle...tanıyorum kendimi...yüzlerce var benden dışarıda...umursamaz bir maddeyim şimdi...hiçlik kadar saydam, yokluk kadar varım...hiç olmadığım kadar yokum şimdi... 28-06-2007 hiçlik kadar saydam, yokluk kadar varım...hiç olmadığım kadar yokum şimdi... 30-06-2007 yokluğa adım adım...adım aşk'tı doğarken...gördük yaşadıkça...adım ÖLÜM şimdi... neyim varsa sana miras kalsın...tüm varlığım; kırık dökük kelimelerim...ben beceremedim anlatmayı, sen anladın mı ? 01-07-2007 GİT !.. Artık ödeyecek bedel kalmadı yaşadığım birkaç mutlu an'a karşılık...canımdan başka !... onu da hediye sunarım sana, sen GİTtiğinde... GİTMEzsen komadan çıkamayacak bu kalp...bak çoktan kan kaybetmeye başladı hayat... GİT yoksa ''arkası yarın''ı olmayacak bu filmin... her gelişin savurdu bahar çiçeklerimi...aşka kıyam duran ruhumu secde ettirdi gururuna...GİT, ben gitmeden kendimden !... baharlar tükendi sen varken, cennet serabı gitgide uzaklaştı varlığının çöllerinde...ve içim buz tuttu sevginin hararetinden !...GİT ki yeniden huzur bulayım cehennemimde !... GİT sadece...hişşttt sessizce !...ruhum duymasın sakın !... 09-01-2008 çöz zincirlerimi artık hayat ! düş yakamdan..ben gitmek istedikçe oyalama sahte renklerinle..hayal kurmanın faydası yok; al pembelerini-mavilerini-beyazlarını benden...bırak beni karalarımla...bırak beni benimle ! kendim bile kalabalıkken kendime, katlanamam başka zamirlere..soy beni gölge benlerden..en yalın halde kalayım, farketmez kürkler içinde ya da yalınayak..ben olayım.. ben susmak istedikçe yana yakıla, her besteden aynı nakaratı dinletme..dursun ruhumun şarkısı..eşlik edesim yok çok zamandır.. yalvarırım sustur içimdeki deliyi ! ne şiirler adasın artık sahte tanrılara, ne methiyeler düzsün uyduruk meleklere..ya aynımdan çıkar karşıma, ya yordurma beni kalpsizlere aşk anlatmaya ! kopar bağlarımı senden hayat..bırak gideyim, arkama bakmama izin verme..artık yanılgılarla yolumdan çevirme beni..hep-si ay-nı..sıyır beni aynılardan..ne varsa bende onlardan iz, süpür kalbimden..insan kokusu kalmasın üstümde.. lutfet hayat, susmama fırsat ver..al kelimelerimi benden, sil sözlerimi, unuttur bu lügati...anlayan çıkmadı...ya yoket sesimi, ya onların dilini öğret bana ! yalanı öğret, vefasızlığı, düşüncesizliği, anlayışsızlığı öğret ! al insanlığımı !... boşa beni hayat ! ben çok aldattım seni ölümle...at beni en uzağına...bir daha da yüzüme gülme !... 09-01-2008 elimdeki tek şeydi adanmış kelimeler yığını..bir çift gözden yayılan umut için kurban edildi..boğazlandı itirazsız, en güzel yerinden..ve bir meçhul parmakla sürüldü alnıma aşk kırmızısı.. -bana senin olmadığın bir yer söyle ! ..ya da çek gözlerini gözlerimden, kırma, ölme direncimi.. kaç kurban daha vermeliyim anlaman için, söz öbeklerinden ? kaç darağacı daha kurmalı gönlünün bahçesine, gözlerinin önünde kaç sehpa daha çekmeliyim ayaklarımın altından, bir cellat soru işaretinin çengeliyle ??! -sana benim olmadığım bir yer bul...herhangi bir yer, mesela kalbinin kardan everesti ! aşktanbirvahiy; ''ölmek midir dilediğin ? -aşık ol ! sev ! sürün ! aşkı bilmek midir istediğin ? -korkma öl !..'' başı önüne düştü kulun..her ceset kaldıramazdı böyle bir hayat yükünü !..sonra kalbini yokladı; o, çoktan ölmüştü................... 09-01-2008 sustur sözlerini şimdi...dinleyen, anlamaya yanaşmıyorsa neye yarar kitaplar dolusu yazsan ?! zaten yazamazsın istesen de...ilaçlar...cümlelerin sonuna geldiğinde başı hatırlanmıyor asla...ve uygun kelime bulunamıyor hiçbir boşluğa...beynim ......r etti, kalbim de buna kaza süsü verdi... -''falanca'' şahsın beyin ölümü gerçekleşti ! bir süredir kullandığı yüksek dozda (...) ilacı nihayet beklenen etkiyi gösterdi ! Falanca, el kol hareketleriyle yaptığı açıklamada; ''ötenazi hakkımı kullandım..pişman değilim !'' dedi... masal, burdan çooookkk uzaklara gitti, kalanlara acil mutluluklar diler, kurbağalarda ısrar edenlere, yanılgıdan uzak, bol sabırlı günler temenni ederiz... 09-01-2008 kalmamış senle başlayan cümle dilimde... senle ya da ''hiçkimse''yle.. nedir benimle alıp veremediğin, aşk denen yüreksiz ?! çoktan susmalıydın belki de... böyle de ölünür bak, senle ya da sensiz !... uyuyor musun ? ses ver !.. hayır, korkmuyorum ! kısa sürmesi için dua ediyorum sadece... kaç can daha koparacaksan kopar benden hadi...temiz bitir işini, kalmasın tek iz hafızamda... BİTTİĞİMDE HABER VER... 23-03-2008 ben yeniden doğdum...cesaret istiyordu, ama ben cesur değildim...şans istiyordu, ben şanssızdım...umut istiyordu, umutsuzdum...ama başlamam gerekiyordu bir yerden... şimdi, elektrik süpürgesinin kordonu evin bir ucundaki prizdeyken fişin yerini değiştirmeden tamamını süpürebildiğim bir evde yaşıyorum...bir elektirik kordonu boyunda, bir oda bir salon...ama her santimetrekaresi huzur dolu...akşam üstlerinin o kabus karanlığı çökmüyor üstüme, kötü sürprizler bozamıyor düzenimizi...ve ''biz'' gülümsüyoruz.. meleklerim ve ben mutluyuz...çünkü bedelini ödedik... 26-03-2008 ve beni yok sayanların hiç olmadıkları kadar varım ben...görmezden gelecek kadar korkak değil, affedecek kadar cesurum!...
__________________ Evrenin sonsuz seçenek ve sınırsız bolluktan oluştuğunu biliyorum. Ben, yaratılışım itibarıyla, hayatta her şeyin en iyisini hak ediyorum… Sonsuz bolluk içinde, benim ve ailemin ihtiyaçları fazlasıyla ve kolaylıkla karşılanır ve ben sevgiyle hayatıma alırım. Ben, şimdi, kendim ve ailem için, zenginlik ve refah içinde olmanın özgürlük ve güven duygusunu hissetmeyi seçiyorum.(ismira insanından hediyedir!) |
| | |
| | #3 (permalink) |
| Üsteğmen ![]() Üyelik tarihi: Mar 2009
Mesajlar: 425
Tesekkür: 590
607 Mesajinıza toplam 3,768 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() | ne çok acı çekmişim! hafızamın zayıflığına şükrediyorum... okudukça hatırlıyorum ama, ölümlerden dönmüşüm... :)
__________________ Evrenin sonsuz seçenek ve sınırsız bolluktan oluştuğunu biliyorum. Ben, yaratılışım itibarıyla, hayatta her şeyin en iyisini hak ediyorum… Sonsuz bolluk içinde, benim ve ailemin ihtiyaçları fazlasıyla ve kolaylıkla karşılanır ve ben sevgiyle hayatıma alırım. Ben, şimdi, kendim ve ailem için, zenginlik ve refah içinde olmanın özgürlük ve güven duygusunu hissetmeyi seçiyorum.(ismira insanından hediyedir!) |
| | |
![]() |
| Bookmarks |
| Etiketler |
| eskilerim |
| |
Yaratıcı Yazarlar Edebiyat Tarih Felsefe Klubü ve Yaratıcı Yazarlar Klubü Eskilerim ; Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız 07-05-2007 yalnızlıklarımızı kaynaştırmaya çalışıyoruz sadece...ıssız, kuytu köşelerimiz birbirine aşık olsun istiyoruz...bir başınalığımıza arkadaş arıyoruz...oysa hiçbir yalnızlık bir diğerine ilaç olamaz...hiçbir yalnızlık başka yalnızlıkların kalabalığına katılmaz...ne çok acı çekmemiz gerek bunu anlamamız için...ne kabuk bağlamaz yaralar, ne dipsiz yalnızlıklar getirir ellerinde, ...
ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Yaratıcı Yazarlar Klubü telkin cd indir izle İstanbul Yaratıcı Yazarlar Klubü nerededir kimdir Yaratıcı Yazarlar Klubü çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Yaratıcı Yazarlar Klubü hipnoz Yaratıcı Yazarlar Klubü olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Yaratıcı Yazarlar Klubü hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Yaratıcı Yazarlar Klubü kuantum düşünce kitap haberi