[kadik]

Meraklısın, cevapları arıyorsun, okuyorsun, araştırıyorsun, öğrendiklerini uyguluyorsun…
AMA
Gel gör ki, hep bir şeyler eksik kalıyor.
Tam işte budur diyorsun, birden birleri çıkıp aksini ispat ediyor.
Sonra bir bakıyorsun yine başladığın noktadasın. 360 derece dönüp duruyorsun.
Ya inat ediyorsun dönüp durmaya ya pes ediyorsun ya da teslim oluyorsun.
Nerden mi biliyorum ) çünkü bende insanım.
Ve ben teslim olmayı seçtim. Bıraktım kendimi rüzgârda salınan yaprak misali.
Bir türlü adı konamayan, bir türlü sırrı keşfedilemeyen bu evren’ e

Sonra rüyamda yunus balığı gördüm. O kadar sevecen o kadar sevgi doluydu ki..
İçimde bir şeyler aktı, sanki su yatağını bulmuştu ve bütün bedenim sevgiyle kuşandı,
Her hücremde sevgi vardı, sonra her hücre tek hücre, tek hücre hiç hücre oldu, derken birden yine ben oldum. Ben olunca ne oldum. Rüya mıydım, gerçek miydim, ben miydim, hiç
miydim? Her şey birbirine karıştı, kendime geldiğimde artık hissedemediğim ama var olduğunu anladığım gücün keşfine vardım.

Bu zihinle, akılla, zekâyla anlatılacak bir şey değil, bu sadece yaşanılacak bir şey.
Anladım ki, koşulsuz sevgi ve koşulsuz teslimiyet bu.

SENDE ANLAMAK ISTERMISIN?
İÇSELLİĞİNİN GÜCÜNÜ KEŞFETMEK İSTERMİSİN?

) yunus balığı hakkında kısacık bir bilgi, ne alakaysa)

YUNUS BALIĞI

Yunus balıkları, alt çeneleri yardımı ile işitirler. Bu deniz memelilerinin yaydıkları "ultra seslerin" yankıları, onlar için çevrelerini kuşatan dünyanın bir görüntüsünü oluşturma olanağı sağlar. Bu son derece incelikli sonarın nasıl işlediği, onlarca yıldan beri araştırmacılar için bir bilmece konusu olmuştur. Yağımsı bir madde ile dolmuş olan içi oyuk kemikler sesleri yükseltir. Balığın alt çenesinin, bu sonar sisteminin zorunlu bir parçası olduğu bulunmuştur.

Bilim ve Teknik, Sayı 237, s.31


Sevgiler , Kadik 27.11.2006