Geri git   Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri > Hayatım Değişti Klubü > Hikayelerimizi Anlatalım > Üyelerin Makaleleri ve Yazıları

Uyarılar

Cabiliyetten Hikayeler(Kendi Yazdığım Hikayeler Alıntı Değildir)

Hikayelerimizi Anlatalım ve Üyelerin Makaleleri ve Yazıları Cabiliyetten Hikayeler(Kendi Yazdığım Hikayeler Alıntı Değildir) Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Büyük Aşkların Küçük Hikayeleri 1(Sevgililer Günü 2002) Dumanlı dağların ovalara akıp gittiği bir zamandır yaşam Kirli Ankara akşamlarına tertemiz bir yağmurun sancısındadır mevsim Yorgun bitkin Ev dönüşlerinin Demli çay hasretlerine döndüğü özlemdir zaman Yıkık Bitik terk edilişlerin cama vuruşudur saniyeler ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Üyelerin Makaleleri ve Yazıları telkin cd indir izle İstanbul Üyelerin Makaleleri ve Yazıları nerededir kimdir Üyelerin Makaleleri ve Yazıları çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Üyelerin Makaleleri ve Yazıları hipnoz Üyelerin Makaleleri ve Yazıları olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Üyelerin Makaleleri ve Yazıları hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Üyelerin Makaleleri ve Yazıları kuantum düşünce kitap haberi

Cabiliyetten Hikayeler(Kendi Yazdığım Hikayeler Alıntı Değildir)

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 26-06-2008, 09:41 AM   #1 (permalink)
Teğmen
 
Üyelik tarihi: Jun 2008
Mesajlar: 11
Tesekkür: 0
1 Mesajina 3 kez İyi ki varsın denildi
cabiliyet is an unknown quantity at this point
Standart Cabiliyetten Hikayeler(Kendi Yazdığım Hikayeler Alıntı Değildir)


Büyük Aşkların Küçük Hikayeleri 1(Sevgililer Günü 2002)
Dumanlı dağların ovalara akıp gittiği bir zamandır yaşam
Kirli Ankara akşamlarına tertemiz bir yağmurun sancısındadır mevsim
Yorgun bitkin Ev dönüşlerinin Demli çay hasretlerine döndüğü özlemdir zaman
Yıkık Bitik terk edilişlerin cama vuruşudur saniyeler


Erol elindeki kitaba son kez baktı..Sanki Hiç yazılmamış gibiydi kitabı
okumuştu okumasına ama sadece okumuştu..
Kol Saatiyle yetinmeyip duvardaki saat e baktı
Gözleri saatin göbeğinde gülümseyen kıza takıldı..
Saati duvara taktığı sevgililer günü geldi aklına


Terminaldeki gecikmiş araçlar son yorgun yolcularını bırakıp yeni seferlere hazırlanıyordu ..
Muavinler son kontrollerini sanki şehirden hiç ayrılmak istemezcesine ağır yapıyorlardı
Erol Elindeki soğuktan taptaze görünen kendi gibi boynu bükük çiçeklere dudağındaki son nefes sigara dumanını savurdu sigarayı yere atıp yavaş adımlarla terminal görevlisine yaklaştı
Terminal görevlisi üzerindeki ütülü inüformayı hak etmişliğin verdiği vakar la son otobüslere son düdüğünü çalmak ve sıcak yuvasına kavuşmanın heyecanını gizlemeye çalışıyordu...
Erol adama yaklaşarak
--Baba son otobüs bu değilmi diye sordu Adam Evet gibisine başını sallayıp ekledi
--Doğudan gelen bir tane kaldı ama o anakaraya uğramayacak isterseniz son servisle gidin buradan
Erol Zoraki gülümseye çalışarak Sağ olasın baba gidelim bu saate kadar gelmeyen sevgili beklenmeyi hak etmemiştir dedi
Adam gülümseyip hey gidi gençlik lafını belki bininci kez gururla mırıldandı
Erol son kez bir daha bekleme salonuna göz attı kimse kalmamıştı birkaç sabahçı bi mekanlar
Kaloriferin yanına sokulmuş gece bekçisine türlü yalakalıklar yapıp geceyi sıcak bir ortamda geçirmenin kavgasını veriyorlardı..Erol yavaşça elindeki çiçeği çöpe attı paltosunun yakasını kaldırıp caddeye doğru yürümeye başladı.
Evine baya uzak bu yol gözünde büyümüyordu bile Belkide içindeki acıyı yollara dökerdi ardından gelen insanlar bu acılara basmayacak kadar meşgullerdi..
Siyah taş duvarların arasından süzülerek geçti..Bir anda durdu eşyalarını otele bırakmıştı ..
Ne sürpriz diye iç geçirdi..Bir sevgili insanı gelerek sultan gelmeyerek aptal yapabiliyormuş ..
Yolun karşısına geçip taksiye binip otele geldi..Saatine baktı 01.23 bu saatte eve gitmektense
Ücretini peşin ödediği odada kalmak daha iyi diye düşündü .. Otelin sokağına çıkan merdivenleri tırmanırken yan Caferlerdeki sahtede olsa gelen neşeli gülüşleri dinledi Daha da sıkıldı içi Otelinin önünden geçerek büfeden bir şişe kanyak aldı yedeğe sigarasını da alıp bir banka ilişti sert bir yudum ve ardından ikinci daha sert bir yudumla gözleri yaşardı.
Yumruğunu sıktı Ne yaptım lan ben sana neeeee
Üçüncü yudumda gözyaşının yerini alan öfkesine daha fazla yenilmemek için sıktığı yumruğunu bank a indirdi sigarasını yakıp derin bir nefes çekti. Cep telefonunu çıkardı Gelen mesajlara tekrar baktı acaba kaçırdığım bir detaymı var ilkini okudu
11.20 Canım Çok özledim saatler geçmek bilmiyor akşam 18 00 de biniyorum otobüse ..
14.40 Canım Otelimizde yerimiz ayrılmıştı değilmi? Lütfen aynı oda olsun seni seviyorum
16.10 Halimi bir görsen berber den koşarak çıktım eve fırtına gibi çantam hazırdı dünden Beni terminale Agah bırakacak çok özledim
Telefonu kapadı Dünyada herkesi anladım yanımda çalışan insanların leb demeden leblebilerinin tozuna kadar..Müşterilerin ne zaman ödeme yapacağını Kim üçkağıtçı kim dürüst ama ama Asla bir kadının ne zaman nerede ne düşüneceğini bunu öğrenemedim ..
Elindeki cep telefonu çevirmekten vazgeçip cebine koydu Bir an arayıp sormayı düşündü ..
Sonra vaz geçti alacağı cevap için yeterince cesur değildi..son yudumu ağır ağır içti boşalan şişeyi çöp kutusuna attı yürümeye başladı Her şey ağır geliyordu üzerindeki palto cebindeki anahtarlar hani insan a her şey tadsız gelir kaçmak sığınmak ister bir sığınağa her şeyi unutmak ister...hatta ölümü bile düşünür..Gülümsedi hemen birisini bulmam lazım Bu geceyi bu sevgililer gününü yalnız geçirmemeliydi..Saat geç olmuştu kim uykusuz kalır bu gecede kim seni bekler seni düşünür Erol diye düşündü her kelime her hece bir noktada birleşti evet Hande Şu an ankarada olması gereken beni bekleten beni böyle saçmalıkları düşünmeye zorlayan hande offff..Ya abi nerede bu kız yaaa? Aklına gelebilecek kötü ihtimalleri düşündü otobüse binerken aradı otobüs geldi yoksa 19.00 otobüsümüydü yüzlerce kez okuduğu mesajları ezberlemişti artık. acaba bittimi oyun? Sıkıldımı.. sözleri aklına geldi bir gün evet bir gün benden nefret ettiğin gün gelecek ve o gün beni unutman çok yakın olacak Erol.
Acaba o gün bu günmü? Hayır bu gün O gün olamaz .. Neden olamasın bir an durdu ..
--Yaa ne yapıyorum ben yaa..Karizmayı iyice sarstık kendi kendime konuşuyorum hemen birini bulmam lazım aklına gelen isimleri düşündü şebnem evet şebnem olabilir iyi kızdır sohbeti güzeldir çağırsam gelir sabaha kadar sohbet ederiz hem birilerine anlatmam lazım bunları ancak rahatlarım..Cep telefonunu çıkardı rehbere baktı allah allah Bu kızın ismini niye sildim ben..Tabi yaa...gülümsedi hande ye söz vermişti asla senden başkası olmayacak diye tüm kız arkadaşlarını bir bahaneyle terk etmiş açık kapı bırakmamıştı bir tür otokontrol ..İşte şimdi şap a oturdun Erol diye iç geçirdi.
Geri döndü Otele geldi en iyisi uyumak sabah ola hayrola..resepsiyona yaklaşıp manyetik kartını aldı Odaya çıktı Kapıyı açıp içeri girdi
Aman allahım bu ne?
Işıklar kararmış masada bir şamdan ve iki kadeh süitin içinde enfes bir koku ama ama bu koku
Hande...!
Koşarak sarıldı o kadar güçlü sıktı ki kızın bedenini
Dudağından tek kelime çıktı kızın
--Çok beklettin be güzelim
Erol daha da sıkı sarıldı
Cevap vermedi
Yağmur başlamıştı Ankara’ya Gökler seyirciydi bu aşka tempo tutmuşlardı tüm yıldızlar
Tüm görsel kirliliğe rağmen hala burdayız diyordu kayan bir yıldız ..
Hadi dilek tutun diyordu tüm görkemini kaybederken ..
Ve sokak lambaları o gece pembe yanıyordu ankaranın
Zaman donması ve öyle kalması gereken bir saat deydi
Ama sadece bu sayfaya sığabilen yarım yamalak türkçeyle yazılan bir anı olarak kaldı


Handecik e ithafen
14 ŞUBAT 2002
aNkArA

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

cabiliyet isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 26-06-2008, 09:50 AM   #2 (permalink)
Teğmen
 
Üyelik tarihi: Jun 2008
Mesajlar: 11
Tesekkür: 0
1 Mesajina 3 kez İyi ki varsın denildi
cabiliyet is an unknown quantity at this point
Standart Cabiliyetten Hikayeler(Kendi Yazdığım Hikayeler Alıntı Değildir)

Büyük Aşkların Küçük Hikayeleri (2)
Hikayenin ismini yazarsam Sonuna Kadar Okumazsınız

Düşler Zenginliğinde beş parasız kalmaktı hayalsizlik
Umutları tüketmek uğruna gerçekçi yaşamak saygısızlıktı hayata
Dünleri gömmek zamanıydı saat
Ardında bıraktıklarını anımsamamaktı mevsim




Şehrin köhne sokakları gündüzün kirlerinin yasını tutuyor inen sis ona yardım ediyordu adeta
Erol elindeki tesbihi sallamaktan vaz geçip duvara yaklaştı
Gözlerini duvara dikti nefesinin duvardan tekrar yüzüne dönüşünü hissetti duvardaki sıva izlerinin arasında oyuklar büyümeye başladı

Önce ovalar meydana geldi arkasından yeşil çimenler hızla uçuyordu belirsizlikte çimenler bitti ve ardından uçsuz bucaksız çöller ve evler...
İçlerindeki en yüksek evin penceresinden içeri girdi salon bembeyaz duvarlara inat, bembeyaz deri koltuk takımı vardı
Yerde kırmızı göbekli bir halı duvarlarda resimler..
Hepsi bir birinden farklı bir merdiven gibi dizilmişler, çerçeveler pirinç kaplı içlerindeki resimlerin bazısı suluboya bazıları karakalem natürel olanların çoğu nü..
Duvardan birisi kitapları hapsetmiş maun kaplama kütüphane kitaplar genelde ortaçağ avrupası tarzı ciltli..
Haşmetleri sanki evrenin sırrını açıklayacak kadar cömertler..
Salonun tek penceresi gayet büyük beyaz perdelere eşlik eden beyaz kordonlar..
Pencere önünde Cezayir menekşeleri ..
Kaloriferin üzerindeki mermer hala sıcak ..
Yerde diğer halılardan daha küçük adeta seccadeyi andıran bir ipek halı ve üzerinde sallanan sandalye belki odanın tek kahverengi objesi...
Yerde yeni okunmuş hala üzerinde mürekkep kokusu tüten bir gazete ..
Büyük çift kapaklı kapı hole cıkıyor..
Holde yine kırmızı kelleli yolluklar ..
Duvarların arasında üç kapı bir birleri arasında yaklaşık 3 metre mesafe her kapının yapısı odaların kişiliğini yansıtıyor..
Kapı kolundan sonra yukarı doğru buzlu camla kaplı olan kapı banyo kapısı ..
İçerisi boydan boya açık mavi seramiklerle kaplı ayaklı bir lavabo yanında klozet..ve banyoyu tümleyen derin bir küvet..
Çamaşır makınası oraya misafir gelmiş bir yabancı gibi uyumu bozan tek beyaz..
Dolap yerden tavana kadar uzanıyor onun rengide seramiklere uymuş açık mavi ve üzerinde lacivert eskitmeler var.
Tavanda abartılı floransan batarya, ışığı yansıtırken daha cömert olmasını sağlıyor banyonun..
Duvardaki ikinci kapı banyonun kapısının aksine daha fazla buzlu cama sahip...
İçerideki ışık oyunlarını yansıtıyor insana..
Hayaletlerle dolu bir oda görünümünü veriyor ..
İçerde iki lacivert kanepe ve onları tamamlayan iki tekli koltuk ortasındaki lacivert Isparta halısının saçakları itinayla toparlanmış halının altına sokulmak istenmiş..
Kocaman bir müzik seti ve sağa sola serpiştirilmiş iki kolon pencereleri tamamen kapatan güneşliğin üzerinde 2 perdeyle oda dışardan soyutlanmış..
Duvardaki diğer kapı öncekilerin aksine bir şeyleri gizlercesine camsız içerde tam ortada çift kişilik bir yatak tuvalet masası üzerinde çoğu yabancı marka bir sürü makyaj malzemesi ve ağır parfümler odanın tüm oksijenini tekelinde tutuyor.
Duvarın birisi komple floten ayna diğer duvar ise yekpare dolap yatağın üzerindeki krem rengi yatak örtüsü odanın hemen hemen tek aydınlık rengi..
Buranın perdeleri kırmızı kadifeden yerdeki parça halılar oval ve elips şeklinde ama onlarda kan kırmızısı...
Holden geri döndüğümüzde bağımsız bir mutfak acıyor kapılarını abartılı derecede büyük mutfak evin tüm hayatının geçtiği amerikan filmlerinin vaz geçilmez temalarından fırlamışçasına ortada kocaman bir masa masanın üzerinde yine abartılı bir çelik davlumbaz.
Kum kapı restoran larını andıran ocak başlarına benziyor.
Etrafındaki bar sandalyeleri beyaz deriden yapılmış 6 metrelik mutfak tezgahı ve bir sürü mutfak gereci karşısındaki kanepede oturanlara tek tek bakıldığında 1 saat boyunca hoş vakit geçirecek kadar fazla .. Balkona çılan bir kapı ve önünde yine Cezayir menekşeleri..
Duvardaki kocaman saatin zili altıncı çalışında ancak ev sahibesinin dikkatini çekmişti
Elindeki kanlı bulaşık eldivenlerini çıkarıp acele etmeliyim diye mırıldandı tezgahın üstündeki kan izlerini silip aceleyle yerde duran poşetleri buz dolabıma taşıdı
Çift kapılı buz dolabının ikinci kapısı derin dondurucu görevi yapıyor bir insanı rahatlıkla içine alacak kadar büyüktü..
Zorla kaldırdığı siyah poşetleri teker teker dolaba koydu o kadar geniş olmasına rağmen altıncı poşeti güçlükle alabildi
Kapağını kapayıp üzerindeki sürgüyü çekti şifreyi karıştırıp bu işte halloldu diye sevindi üzerindeki naylon mutfak önlüğünü banyodaki makinaya atıp makınayı çalıştırdı içindeki kanlı giysiler suyun dolmasıyla makınanın camlı penceresini katliam olmuş bir akvaryum a çevirdi
Banyo aynasında tekrar saçlarını düzeltti mutfağa dönerek
Etraftaki kan izlerini sildi bezi poşete atıp mikro dalga daki böreği dışarı çıkardı çayın demleme sesi mutfağa adeta bir tren istasyonu havası verdi altını kapayıp geri saymaya başladı
Dokuz sekiz yedi altı yerdeki kan izini terliğinin kenarıyla sildi beş dört üç dış kapıya yaklaşmıştı iki bir zilin sesiyle kapıyı açtı..
Kapıdaki dev gözün çukur aynasında saçlarını düzelten Erol Kadınla göz göze geldiğinde önce utandı sonra her zaman bu kadar dakik miyim acaba diye gülümsedi.
Ayten ona yaklaşıp yanağından öptü şaşırmıyorum sadece zamanını güzel kullanıyorsun diye fısıldadı Erol içeri girip terliklerini giydi tertemiz holden mutfağa geçip kanepeye oturdu kucağındaki montunu uzatıp umarım çay hazırdır dedi..
Ayten hanım uzatılan montu alıp tabiki sen kadar dakikim artık Diyerek montu asmaya gitti
Ayten hanım 35 yaşlarında 1 85 boyunda yaklaşık 70 kilo gram ağırlığında esmer sonradan boyanmış sarı saçlı bir bayandı
Erol günlük gazetelere bakmak istercesine uzandığı anda ayten hanımın sesini duydu
Onlar eski istersen yenilerini getireyim
Erol boş ver dedi hazırımı poşetler ayten hanım evet 6 adet poşet hazır araba buldun mu ...
Erol’a evet bi arkadaştan aldım kendisine uzatılan çayı alarak çok acıktım börek var değilmi? Ayten hanım olmazmı sade değilmi ..?
Erol evet kurt kadar açım dedi
Kendine kesilen kocaman bir parça böreğin üzerinden çıkan duman tabağa farklı bir asalet vermişti..
Erol duvardaki saate baktı akrep ve yelkovanın arasından beyaz badanalı bir bir domuz çiftliği görüldü İçerideki 16 erkek domuz günlerce aç kalmanın verdiği hırçınlıkla tuhaf sesler çıkarıyordu sahibini yıllardır tanıyordu
Sedat bey bir domuz çiftliği işletiyordu erkek domuzları günlerce aç bırakırdı
Dişiler ise farklı ahırlarda duruyordu sebebi ise fazla üremelerini engellemekti bir domuz senede yaklaşık olarak 7 kere doğurabilirdi ve bu yavrular bir senede erişkin hale gelip ikinci senede onlarda doğurmaktaydılar ve bu kadar nüfusa bakabilmek oldukça zordu
Kesim siparişleri oldukça düşüktü ve Sedat bunları 4 gün aç bırakarak yaklaşık 2 ay üremelerini engelliyordu..
Sedat ve Erol eski dosttular
Bazı günler işi olduğunda Erol’a bakması için ahırları bırakırdı
Erol sedata tamam dostum ben bakarım bayramı dilediğin gibi geçir dedi
Sedat Erol’a dönerek Sağ olasın dostum dedi
Erol kalkarak Sedat bir şey soracağım domuz gibi açım demek nedir anlamını biliyormusun?
Sedat bardan bir içki alıp Erol’a döndü bir insandan kurtulmanın en basit yolu nedir sence
Erol dudak büktü bilmem dedi öldürürsün herhalde. diye ekledi
Evet dedi Sedat ama cesedi nasıl yok edersin
Erol galiba gömerim falan ama nerden çıktı kuzum bu?
Sedat gülümsedi önce öldürürsün sonra cesedi altı parçaya bölersin taşıması kolay olur onu buzdolabında saklamak iyi bir fikir değildir evdeki bir misafir fark edebilir yada hizmetçi
Daha sonra yapılması gereken
Onu domuzlara yem olarak vermek.
Domuzları birkaç gün aç bırakacaksın.
Sonra parçalanmış cesetten geriye hiç bir şey kalmayacaktır
Ama daha önce saçını tıraş etmek ve dişlerini çekmek gerekir.
Domuzcukların sindirimi için. Tabii bunu daha sonra da yapabilirsin. ama domuz dışkılarını süzmek istemezsin, değil mi?
Kemikleri tereyağı gibi yiyeceklerdir.
İşin bir defada bitmesi için en az 16 domuz gereklidir... yani domuz çiftliği olan bir adama karşı tedbirli ol..
Erol gülümsedi yani uzak durayım senden...?
Sedat gülümsedi saçmalama dedi ve devam etti 100 kiloluk bir bedeni... yaklaşık 8 dakikada bitirirler. Yani tek başına bir domuz... dakikada... 1 kiloluk pişmemiş et yiyebilir Domuz kadar aç''... deyimi buradan gelir.
Erol gülümsedi içim karardı hadi geç kalma sen dedi
Sedat aaa mesleğin inceliklerini anlattım sana yakında işsiz kalacağım
Erol tekrar gülümsedi benden bişi olmaz.
Erol çayını karıştırmaya okadar dalmıştı ki Ayten hanım hadi Erol çayın buz gibi oldu dedi
Erol gözünü saatten çevirerek Valla ayten hanım domuz kadar açım..börekten büyük bir lokma aldı çiğnerken ayaklarına değen tüylerle irkildi evin kedisi kontesti bu
Ayten hanıma dönerek bu baya büyümüş neyle besliyorsun bunu
Ayten hanım parmağını şıklatıp kontesss diye seslendi kedi koşarak geldi kadının ayaklarına sürtündü Buz dolabını açıyor Erol ama bende oraya kilit koydum üstelik şifrelisinden gülümsedi Erol
Ayten hanım baya üzmüşsünüz hayvanı günlerdir şifreyi Çözmeye çalışıyordur dedi.
Kahkahalar mutfakta yankıladı
eee açında artık alalım şu poşetleri böreğimi yedim fakirleride sevindirelim bu etleri bekliyorlar..
Ayten hanım bir çay daha alsaydın Erol diye ayağa kalktı
Şu işi halledeyim bol bol içerim..
Ayten hanım kontesi balkona çıkardı ayak bağı olmasın bize dedi.
Erol ayağa kalkıp buzdolabının önünde durdu
Ayten hanım şifreyi girip kapağı açtı içerisinden çıkan buharların arasından poşetleri çıkardı
Erol iki tane alıp dış kapının yanına bıraktı diğerlerini de yanına koydu.
Buzdolabını kapatan ayten hanım koşarak kapıyı açtı
Erol ikişer ikişer aldığı poşetleri arabaya yükledi sonuncuyuda aldığında Ayten hanımla göz göze geldi sarıldı bari bir parça alsaydın kurban etinden
Kadın Erolun yüzünü ellerinin içine alıp ofakir çocuklar bu kurban etini yılda bir kez görüyorlar hadi bekletme dönüşte gel yeni çay demleyeceğim sana
Erol gülümsedi tamam mutlaka geleceğim
Ayten hanım kapıyı örttü

Erol yüzünü duvardan çekti tekrar tesbihini sallamaya başladı hey gidi eski bayramlar dedi

Zaman unutulması gerekenleri hortlatan bir akşam karanlığına büründü
Uzaklarda öten baykuş geceye damgasını vurdu
Yaşam tek düzeliğin sınırlarını zorlayan bir başka dakikaya geçti
06 şubat 2004 saat 23 47
Bayramınız kutlu olsun
copriyting by ali
Cabiliyet
Rahmetli Ayten ULUER e İthafen
cabiliyet isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 26-06-2008, 10:04 AM   #3 (permalink)
Teğmen
 
Üyelik tarihi: Jun 2008
Mesajlar: 11
Tesekkür: 0
1 Mesajina 3 kez İyi ki varsın denildi
cabiliyet is an unknown quantity at this point
Standart Cabiliyetten Hikayeler(Kendi Yazdığım Hikayeler Alıntı Değildir)

Büyük Aşkların Küçük Hikayeleri (Umut)

Düşler belki hiç kavuşulmayacaklara bir ağıttı
Umutlar o ağıtın çığılığa dönüşmesiydi...
O çığlık bazen hiç duyulmazz



Köhne bir kıyı kasabasıydı balıkçılara barınak , martılara sığınak...
Sadece bir koydu öylesine yaşanılmış anısı hatta bir deniz kızı masalı bile yoktu..
Üzerinde barındırdığı bunca çileyi bir beşik gibi sallayan deniz .. Alabildiğine koyuydu ..
Renginin koyuluğunu sanki kendi gibi siyah kayalıklardan almıştı.
Diğer sahiller kumlu..Sığ..Cıvıl cıvıl insanlarla dolar yaz aylarında kışınsa sevgililer dolaşırdı sahillerinde ama bizim koy aksine bomboş ..
Koskocaman bir uçurumun dibinde korkunç kayalıklarla çevrili gemicilerin bile yaklaşmaya korktuğu bir koy ..
Üzerinde siyah dalgaların bıraktığı gri köpüklerin arasında yüzen bir baraka..birkaç petrol varilinin üzerinde tahtalardan bir düzlük onun üzerinde derme çatma gemi eskilerinden bir baraka ..
Onu denize bağlayan bir zincir çapa küçük penceresinin önünde adını bilemediğimiz çiçekler
Yüzen eve bağlı çelimsiz yorgun bir sandal

Saat 09:20 bu gün :Kasabada bir nalbur dükkanı
Kocaman caddenin en solunda köşeye hakim bir yerde çift cepheli iki kapılı yağmurun çiğ in kararttığı tahtaların arasında naftalin kokan bir dükkan
Vitrinin düzeni tertibine nispeten içerisi karmakarışık terazilerin yanında yerde boya varilleri
Ortada bir masa ve başını iki elinin arasına almış 35 yaşlarında bir genç...
Ellerini başından alsa kafası düşecekmiş gibi..Gözleri kapıda ama beklediği müşteri değil
Ecelini bekler gibi bakıyor kapıya ..
İçeri girecek her kimse tanımıyordu ama yapamadığı ödeme için canını almaya geleceğini adı gibi biliyordu ..
Bir sigara yaktı derin çektiği dumanı içinde hapsedip ağır ağır dışarı verdi ..
Neden bu kadar borç yapmıştı.?
Neyine güvenmişti.?
Hep kazanmak umuduyla gittiği kumarhaneden hep kaybetmiş olarak çıkmıştı ..
Her defasında tüm borçları kapatacağım umudu iteklemişti onu oraya ..
Her çıkışta katlanan kumar borçları..Eşi terk etmiş Evi satılmıştı ..
Parası olmadığı için dükkana mal koyamamıştı olanlar ise yazı bekleyen mevsimlik malzemeler ..
Dükkan kirasını ödemeyeli üç ay olmuştu ..
Sigarasından derin bir nefes daha çekip sigara tablasına söndürdü


Saat 10:30 bu gün:yüzen ev
Oltanın çıngırağının ötmesiyle büyük bir sarsıntı aynı anda duyuldu oltayı kavrayan nasırlı eller açlığın verdiği takatsizlikle balığın direnişine yenik düştü diğer eli ile tuttu oltayı çekmeye başladı ..
Makaranın çıkardığı ses balığın imdat seslerine karıştı ..
Son bir hareketle balık yağlı tahtaların üzerine düştü ..
Tam iğneden kurtarmak için eğildiğinde ürperdi ..
Tuhaf bir balıktı sağ ve sol taraflarının floteleri keskin bir bıçakla alınmış ..
Adam kabus gibi yaşayan balığa baktı..Yattığı yerden kımıldamıyordu bile
Hadi öldür beni diye yalvaran gözüyle göz göze geldi adam ..
Nefret ve kin dolu gözlerinden yuvarlanan bir damla yaş ve açlığın tüm bunları unutturmaya yetecek krampları arasında gitti geldi benliği ..
Oltadan çıkardığı cesede baktı..içini temizlemek için kaptığı bıçağı sıktı ..
Varlıklı bir adamdı eskiden evinde hizmetçiler babadan kalma arsalar,tarlalar hepsi bitmişti
Şimdi sahip olduğu tek varlığı bu yüzen ev ve birde sürekli sızlayan bir bacak ..
Sakalları ve saçı kesilse 45 yaşlarında bir insan ama şu an 60 yaşında bir ihtiyar ..
Izgaraya attığı balığın çıkardığı koku aklını başından almıştı dünden kalan ekmeğide bıraktı ızgaranın üstüne


Saat 12:15 bugün : Nalbur dükkanı

Kapının çıngırağının ötmesiyle büyük bir sessizlik hakim oldu dükkana ..
Gelenler siyah takım elbiseli kirli suratlı insanlardı gence yaklaştılar. Genç ayağa kalktı adamların yüzüne baktı mecbur musunuz buna diyordu gözleri ..
Adamlardan biri kükredi
--Hadi gidelim
Beraber çıktılar dükkandan kendilerini bekleyen arabaya bindiler ..
Etrafına son kez bakıyordu ne kadar güzel bir kasabaymış bu bahçeler ağaçlar ..
Yavaş gitmesini istiyordu arabanın Uzatılan yakılmış sigarayı aldı
Araba yolunu bitirdiğinde bir uçurumun yanına gelmişlerdi indiler arabadan onları bekleyen daha çirkin suratlı adam baktığı uzaklardan çevirdi kafasını
Önüne bir çuval gibi yıkılmış adama baktı ıslığı andıran sesiyle fısıldadı
--Sami senden çok ümitliydim..Beni çok üzdün
Sami yerden doğruldu yalvaran sesiyle
--Son bir şans bana lütfennn
Adam ayaklarının dibindeki Samiye baktı
--Bu kaçıncı şans Sami.? Bıçak kemiğe dayandı artık bize verebilecek ne bir evin nede bir liran var. Korumam gereken bir şanım var. Bu kasabada ayakta durmak zorr
Sami nin etrafında bir tur attı uzaklara baktı
--Yaşarken buraya hiç geldin mi Sami.?
Mahmut yerde inlerken fısıldadı
--Hayır
Adam devam etti
--Buraya kör koy derler .. İlk buraya getirildiğimde 13 yaşındaydım..Babam beni buraya getirdi. Ayakları bağlı bir fabrikatör vardı..babama borçlanmıştı ödeyecek bir fabrikası da kalmamıştı..Bana aşağı at bunu dedi..Yalvarıyordu adam oğlum diyordu bana. Hayatta tek kızdığım laf bana oğlum denmesidir..Çünkü babam bana hiç oğlum demedi ..
Adamın yüzüne baktım gözyaşları beni etkilemişti ama o laf tüm merhamet duygularımı almış götürmüştü çelimsiz vücudumla ittim onu yuvarlanırken denize hala oğlumm diye bağırıyordu ..
Lafını bitiren adam Sami ye baktı. sonrada adamlarına elini kaldırdı arkasına bakmadan arabaya doğru yürüdü

Saat 15:00 Bugün: Yüzen ev
Yemeğini iğrentiyle yemiş ellerini yıkıyordu denizde gözü tepeye takıldı ..
Bulunduğu yer yukardan görünmüyordu kayalıklar izin vermiyordu görülmesini
Yinemi diye suratını ekşitti
Kendisini buraya bağlayan çapaya gitti eli Yıllar önce buradan aşağıya kendisini atan çocuğun gözlerini gördü denizde ..
Hayır dedi bu kez başaramayacaklar...
Bir çığlık ve tepeden aşağı yuvarlanan bir karaltı gördü
Denize atladı düşünmeden Birkaç kulaç sonra karaltının düştüğü yere ulaştı
Duyduğu motor sesinden gittiklerini anladı
Dibe dalıp çırpınan insan vücudunu yakaladı hızla yukarı çekip salına taşıdı
Yağlı tahtaların üzerinde yatan adamın gözlerine baktı
Adam soğuktan titriyordu kendisini kurtaran adamla göz göze geldi fısıldadı --Biliyordum bir gün şansımın döneceğini
Adam gülümsedi
--Evet Oğlum biliyordun



18 ŞUBAT 2004
by Ali
Cabiliyet
Şile de bir otel
cabiliyet isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 26-06-2008, 10:15 AM   #4 (permalink)
Teğmen
 
Üyelik tarihi: Jun 2008
Mesajlar: 11
Tesekkür: 0
1 Mesajina 3 kez İyi ki varsın denildi
cabiliyet is an unknown quantity at this point
Standart Cabiliyetten Hikayeler(Kendi Yazdığım Hikayeler Alıntı Değildir)

Büyük Aşkların Küçük Hikayeleri 4
İsimsiz

Yaşamdan zevk almak: Yaşama sımsıkı sarılmak la başlar
Bazen bu sarılış uçuruma düşerken sarıldığınız sizin ağırlığınızı çekemeyecek kadar
Narin ve kökleri toprağa tam bağlı olmayan bir fidan olabilir
Ne o fidanı koparacaksınız nede uçurumun dibine düşeceksiniz
İşte bunu başarabilirseniz
Hayattan gerçekten zevk alırsınız




Islak kaldırımların ay ışığında parladığı bir geceydi...
Etrafa koşuşan insanlar..ayakları altında ezilen umutlara aldırmadan normal yaşamlarını sürdürüyorlardı
Soluk lambasının altında bir zamanlar ne sokak muhabbetlerine şahitlik etmiş televizyonsuz zamanların belkide en popüler taşlarıydı...Üzerlerinde oturan insanları yıllarca omuzlarında taşıyan sokak babaları denilen bu taşlar ..
Belkide çok eski uygarlıkların en canlı şahitleriydi...Yıllar önce üzerlerinde tanrılara kurbanlar adanan bu taşlarda...
Televizyonsuz dönemlerin yaz akşamlarının en büyük sırdaşıydı...
Şimdi bu Taşta evsiz barksız kirli sakalıyla karanlık gözleriyle birisi oturmakta
Sokak lambasının kör ışığından müthiş bir ısı alıyormuşçasına gözlerini dikti ..
Yaz olmasına rağmen hava serindi...
Evleri olanlar koşuşturmayı bitirmiş çoktan evlerinin sokağa bakan pencerelerindeki renkli perdelerinin bir abajur halini almış kandillerini yakmışlardı ..
O kimsesizdi
O sahipsizdi
Ayakkabısının delinmiş ucuna bakıp çıkan parmak uçlarına baktı gülümsemeyi çoktan unutmuştu ..
Midesine giren kramplar hiç durmuyordu ..
Doyasıya yemek yemek rüyaların ona bir lütfuydu..
Elindeki kuru ekmeği dişlerinin arasına götürdü..
Kuvvetli bir ısırış bile kar etmedi ama o ısrarla koparmaya çalıştı ..
Ağzını dolduran zengin sofralarının artığı bu bir lokma midesinin gurultusuna hükmetmesine yetecek miydi...
Oturduğu taştan uyuşmuş ayaklarının direnmesine aldırmadan doğruldu ..
Çelimsiz güçsüz adımları onu karşı kaldırıma yönlendirdi ..
Karşı kaldırımdaki haşmet yanar döner ışıklar renkli afişleri aydınlatan güçlü halojen lambalar ortalığı gündüz gibi aydınlatıyordu
Son seans diye düşündü
Genelde son seans a zenginler gelirdi ve cömertlerdi.
Sinemanın Çıkış kapısında yerini aldı ..
Belindeki kemer vazifesi gören ipi sıktı üzerini başını düzeltti.
Sanki sahneye çıkacak bir oyuncuydu .. sakalını düzeltti ..
Saçını taramaya çalıştı.
Yaslandı bir direğe ..
Gözlerini sinemanın çıkış kapısına dikti.
Saati olsaydı mutlaka bakardı..Saat e bakmayı özlemişti.
Ve beklenen an gelmişti. Gözlerini yere dikti, yüzündeki kızarmalar yine başlamıştı göremiyor ama bunu hissediyordu avucunu açtı ileriye doğru uzattı.
Yerdeki yağmur sularının oluşturduğu birikinti ona bir göl gibi geldi ..
Alçaldı alçaldı ..
O gölde hissetti kendini soğuk ve kapkara bir göl utancı o gölü bile ısıtmaya yetti
Avucuna düşen her bir bozuk para Onu dahada derinlere itti o gölde...
Açtı aç olmasa bunu asla yapmazdı ..
Çöpler yağmur nedeniyle cömert değildi bu gün ..
Karşısında bir çift durdu ..
Kaldır başını diye seslendi erkek olanı.
Yavaşça kaldırdı başını asla bir insanla göz göze gelemeyecek kadar ezik kaşlarını kaldırdı
Neden dileniyorsun ..? Kimin kimsen yokmu ..?
Başını salladı yana doğru yavaş yavaş karşısında buna bu suali soran kişinin siyah yağmurluğu kadar ıslak ve iğrençti soru..
Yutkundu..Boğazına düğümlenen birkaç kelime düştü dilinden ..
Açım efendim ..
Adam gülümsedi ve ekledi:
Vereceğim parayla kendine tiner almayacaksın değilmi?
O sessiz sakin bakışlarını adamın gözüne dikti ve avucunu yumdu ..
Adam yumulmuş avucuna cüzdanından bir banknot çıkarıp sıkıştırdı ..
Sonra gitti ..
Ardından baktı. eline sıkıştırılan paraya baktı sonra
Gözlerini yere dikti yine ..
Yavaşça yerden kaldırdığında yerde bir parlaklık gördü
Yağmur sularının üzerinde ıslanmamış bir cüzdan...
Eğilip aldı usulca içine baktı.
Bir sürü rengarenk para ..
Ve içinde resimler olduğu yere çöktü ..
Kendi cüzdanıymış gibi hissetti içindeki bayan resmini kirli parmağıyla usulca okşadı ..
Resimli kimliğe baktı.
Az önce kendisine para veren insanın yüzüydü ..
Telaşlandı Caddeye baktı kimse yoktu..
Kalktı Abbas amcanın lokantasına yetişmeliydi kapanırsa aç kalacaktı ..
Durdu düşünmeye başladı
Yolunu değiştirdi parka doğru hızla yürümeye başladı..Bankını buldu hadi diyordu parkın lambası açık olsun haydii..
Evet lamba yanıyordu sağına soluna baktı kimse yoktu..
Cüzdanı araştırmaya başladı içinden bir kağıt parçası buldu ..
Fatura diye sevindi adresi okudu ..
Çömeldiği yerden kalktı ..
Cüzdanı sıkıca arka cebine koydu ve düğmesini ilikledi ..
Açlığını unutmuştu ..
Caddeleri geçti .Kalabalıklara hiç bulaşmadan ara sokaklardan geçti ..
Yürümekten dizleri tutmuyordu tam 3 saattir yürüyordu ..
Ayaklarına dolan sular olmasa daha çabuk gelecekti adrese ..
Büyük ihtişamlı bir binanın önünde durdu ..
Burası diye sevindi ..
Mermer basamakları kirletmeden kapıya geldi ..
Kapı kitliydi..
İçerde ışık vardı ama kapı kitliydi.
Yan taraftaki ışıl ışıl yanan zillere baktı..Faturanın üzerindeki isimle zil bütonunda yazan ismi karşılaştırdı ..
Tam düğmeye dokunacakken sırtındaki acıyla yere yuvarlandı ..
Kafasına gelen ikinci darbe daha şiddetliydi ..
Kendisine vuran kişi yetinmemişti ..
Tekmelerden sonra yorulan adam kafasını koruyan kişiye seslendi
Kalk ve defol buradan ..
Kalktı yavaşça ..
Yere bakarak elindeki faturayı uzattı ..
Kendisinden çok genç güvenlik memuru elinde kırışmış faturayı aldı ve ekledi bu ne ..?
Ben bunu arıyorum dedi yüzünü yerden kaldırıp hiç yapmadığı bir şeyi yaptı ..
Memurun gözlerine baktı ..
Memur bir adım geri çekilip faturayı açtı..
Selami beyin adı var burada..Bunu yerden mi buldun diye ekledi ..
O hayır dedi arka cebine elini attığında memur bir adım daha geriledi ..
Elindeki sopayı uzattı.
O Hayır diye fısıldadı.
Bunu Düşürmüş diye ekledi
Memur eline aldığı cüzdana baktı ..
Utanmıştı içindeki paralara bakıp burada çok para var..dedi
O kanayan alnındaki kirli kanı eliyle sildi sustu
Memur kapıyı açıp onu içeriye güvenlik odasına aldı oturması için bir sandalye verdi ..
Telefona sarılıp Selami beyi aradı
Telefonu kapadı ..
Az sonra asansörden selami bey indi üzerinde pahalı bir pijama vardı
O gözlerini yere dikmiş kafasından akan kanların yeri kirletmesini engellemek için avucunu açmıştı.
Selami bey e cüzdanı uzattı memur
Selami bey cüzdanı aldı eline ve içine baktı ..
Hayret her şey tamam diye şaşkın bir ifadeyle konuşdu..
Memura dönüp sen mi dövdün bunu diye sordu
Memur mahcup bir şekilde evet dedi
O kalktı yerinden kapıya doğru yöneldi ..
Selami bey omzundan tuttu ..
Döndü selami bey e..
Selami bey cüzdandan bir demet para çıkardı..uzattı ona
O paraya baktı selami beye baktı elini cebine daldırdı ..
Çıkardığı parayı gösterip:
Bu kadarı beni ne hale soktu fazlasını kaldıracak gücüm yok dedi ..
Arkasını döndü ..
Selami bey tekrar omzundan tuttu ..
O omzunu tutan elden sıyrıldı dışarı çıktığında dönüp arkasına bile bakmadı
Koşarak geldiği caddeyi topallayarak geçti ..
Abbas amcanın lokantasının önüne geldiğinde hava aydınlanmıştı ..
Dışarıdaki masalardan birine oturdu parayı masaya bıraktı ..
Gelen çorbaya tam kaşığı batıracakken sırtına bir el dokundu ..
Oturabilirmiyim..?
Arkasına baktı sesin sahibi zorlukla seçebildi ..
Selami beydi gelen ..
Yan sandalyeye kaydı ..
Yanına oturan adam Abbas amcaya seslendi
Aynısından bana da lütfen...


Copriyting by ali ihsan
23 ŞUBAT 2004
22.30
Seni seviyorum Ama Senin Bundan Haberin yok
cabiliyet isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 26-06-2008, 10:25 AM   #5 (permalink)
Teğmen
 
Üyelik tarihi: Jun 2008
Mesajlar: 11
Tesekkür: 0
1 Mesajina 3 kez İyi ki varsın denildi
cabiliyet is an unknown quantity at this point
Standart Cabiliyetten Hikayeler(Kendi Yazdığım Hikayeler Alıntı Değildir)

Büyük Aşkların Küçük Hikayeleri (5)
Çok Pis Kokuyordun


Yaşama tutunmak değilmi senin kahverengi gözlerine bakmak
Yaşama meydan okumak değilmi senin tatlı dudaklarına doymak
Yaşama yeni bir tad katmak değilmi senin yanında olabilmek
Yaşama yenilmek değilmi seninle ayrı kalmak


Hala beni seviyorsun bunu hissedebiliyorum...

Hayat sevgililerin coştuğu bir gündü ..
Vitrinlerdeki küçük kırmızı kalpler ister istemez insanlara sevgililerinin varlığını hissettiriyordu ..
Erol vitrinlere öylesine bakıyordu sevgilisi yoktu ama sevgililer gününü gerçekten hak eden bir insan tanıyordu..
Saatine baktı ..
Bir kerede zamanında gel be kızım bi kere diye iç geçirdi ..
Beklediği yerin etrafı ankaranın en işlek caddesinin kaldırımıydı ..
Arkasında duran çarşı mağazası ağzına kadar çiftlerle doluydu ..
Mağazanın merdivenleri bekleyenlerle doluydu en uç basamakta bir birlerine bir şey alamamış bir çift en güzel hediyelerini paylaşıyorlardı ..
Erkek ağlıyordu kız ise onu teselli etmeye çalışıyordu ..
Bilselerdi birbirlerine dünyanın en güzel pırlantalarını en güzel hediyelerini verdiklerini yine ağlarlar mıydı acaba ..
Erol tanıdık bir sima görmüşçesine ileri atıldı ..
Yanılmıştı geri çekilip aynı yerine geri döndü
Cep telefonunu çıkardı ..
Tam o sırada telefonu çaldı ve kapandı ..
Etrafına baktı yeşimi görmüştü ..
Yeşim 29 yaşlarında doğuştan permalı saçları olan ela gözlü 1.75 boyunda tatlı bir kızdı ..
Babası askerdi ve başka kardeşi olmamıştı babasıda onu erkek gibi yetiştirmişti ..
Kısa bir selamlaşmadan sonra beraber yürümeye başladılar ..
Erol- Yahu kızım nerede kaldın yaa ..?
Yeşim-Anca geldim be oğlum trafik biliyorsun ..? nereye gidelim ..?
Erol-Bilmem gidip bişiler yiyelim acıktım
Yeşim-Tamam gidelim bak bi pizacı biliyorum çok güzel ..
Erol –Tamam ama önce şu hediye işini halledelim tamammı?
Yeşim –Yaaa ne gerek vardı Erol yaaa ..
Erol – Kendine pay çıkarma yeşim gelecek ayda sana alırım tamammı ..?
Yeşim- saçmalama Erol ama şu gizemli sevgiliyi de merak ettim kim kuzum bu?
Erol- bu gün sorma bana ama yarın sana anlatacağım ..?
Yeşim içinden evet Erol yarın zaten haberi gelir kafanı yorma diye konuştu
Erol vitrinin birinde gördüğü parfümü gösterdi yeşime nasıl diye sordu
Yeşim -– Evet güzel bak bunu ben kullandım üstelik çok hoş ama pahalıdır Erol
Erol – ona her şey değer be Yeşim ne dersin alalım mı?
Yeşim- tamam alalım ama aynısından bende isterim gelecek ay söz ver tamammı?
Erol başını salladı içeri girdiler parfümü gösterdi tezgahtar a
Tezgahtar kız paket mi olacak diye sordu Erol başını sallayıp yan tezgaha geçti Yeşime seslenip güzel bir hediye paketi yaptır dedi
Yeşim gülerek tabii Erol en güzeli olacak dedi.
Tezgahtar kıza yaklaşan Yeşim kalem istedi ve not kağıdıyla bir şeyler karaladı ..
Paketin içine koydu notu ve güzelce paketlenmesi için tezgahtara gülümsedi ..
Erol un yanına gelip Erolun seçtiği tıraş losyonuna baktı
Yeşim- Erol bu çok hoş bakayım dur diyerek losyonu kokladı evet dedi tekrar
Erol- of yaa paramda yetmez Yeşim bunu ban alsana dedi
Yeşim- Bana bakkk açtırma ağzımı
Erol gülümsedi hadi gidip pizzamızı yiyelim dedi
Hediye paketini alıp çıktılar
Akşam ankaraya ayrı bir hava vermişti tüm barlar dolmuştu ve cafelerde ..
Sokaklarda sarmaş dolaş çiftler akşam hazırlanacak konser için yer kapıyorlardı ..
Erol Yeşimi otobüse bindirip arkasından el salladı
Kendi otobüsüne binip mahallesine geldi içi içine sığmıyordu içinden ne kadar sevinecek kim bilir diye düşündü ..
Ara sokaklardan geçip bir gece kondunun önünde durdu kapıyı tüm sessizliği ile tıkladı
Kapı açıldı ..
Erol elindeki paketi paltosunun içine sakladı ..
Kapıyı açan kadın Erol’a gülümsedi çok dakiksin dedi ..
Erol sizde öyle mürüvvet hanım hiç ikinci çalmamı bekletmiyorsunuz
Mürüvvet hanım 48 yaşlarında hayatın çemberinden geçmiş genç yaşta eşinin vefatı ile dul kalmış
Kendiside eşi gibi öğretmen emeklisi bir bayandı
Taşra görevleri derken çocukları olmamıştı Erol la tanışalı 5 sene olmuştu Erol ona her ay onu kırmadan yardım ederdi ..
Kadın ezilmemek için Erol a sevdiği kurabiyelerden yapardı ..
Erol içeri girince burnuna miss gibi kurabiyelerin kokusu geldi kuzinenin yanındaki mindere oturdu ..
Mürüvvet hanım mutfaktan tabakları alıp geldi Erol un yanına
Mürüvvet hanım- Erol sen neden bu gün buradasın ..?
Erol- Efendim düşündüm ki ...Mürüvvet hanım sözünü kesti
Mürüvvet hanım- Düşündün ki her zaman gibi güzel genç arkadaşlarınla geçirmen gereken bir günü sevgili mürüvvet hanımla geçirmeyi yeğledin ..
Erol Mürüvvet hanımın buğulu gözlerine baktı ..
Erol- hem annem hem babamsınız benim siz .. ekledi sizi mutlu etmek bana en güzel eğlencelere bile sığmayan bir huzur veriyor dedi
Paltosunu çıkardı ve içinden çıkan hediye paketini televizyonun üstüne bıraktı ..
Erol- çam sakızı çoban armağanı dedi
Mürüvvet hanım-Ohh Erol bunu yapmamalıydın..pakete eli uzandı tam açacakken Erol lütfen sonra açın beğenmezseniz bunu bilmeyeyim dedi
Mürüvvet Hanım- Saçmalama bana en büyük hediye senin burada olman dedi
Gözleri yaşarmıştı Erol un Kadının titreyen dudaklarını ve saklamaya çalıştığı göz pınarlarına baktı Hadi dedi çay içelim bak kurabiyeler burada mahsun kaldı .. dedi
Mürüvvet hanım mutfağa gidip iki bardak getirdi güle eğlene kurabiyeler yendi Erol saatine baktı kalkmam lazım efendim diyerek mu sade istedi Mürüvvet hanım dudak büktü peki dedi ve artan kurabiyeleri sardığı poşeti Erolun cebine sıkıştırdı ..
Erol Mürüvvet hanımın elini öptü ve ayrıldı ..
Mürüvvet hanım kapıyı örtüp odaya girdi duvardaki eşi eşref beyin resmini okşadı ..
Sevgililer günün kutlu olsun eşrefim dedi ..
Neydi acelen be eşrefim gözleri gene buğulanmıştı ..
Televizyonun üstündeki pakete gözü takıldı acaba ne almış diyerek heyecanla paketi açmaya başladı
İçinden çıkan parfümün tatlı kokusunu hissetti kutuyu açıp parfümü sıktı ..
Tam kutuyu yerine bırakacakken içinden yere düşen bir kağıt dikkatini çekti ..

Erol eve girmesiyle telefon aynı anda çaldı koşup açtı arayan yeşimdi
Erol- Selam yeşim nasılsın
Yeşim- Sağ olasın sen nasılsın Erol
Erol –sana anlatacaklarım var dedi bir dakika üzerimi çıkarayım dedi telsiz telefonu masaya bırakıp üzerini çıkardı tekrar salona geldi telefonu alıp orada mısın diye sordu?
Yeşim- evet buradayım hadi seni bekliyorum
Erol –Acele etme sana bir şey anlatmak istiyorum dedi yeşim gülümseyerek e hadi merakta bırakma beni
Erol- sana gizli sevgiliden bahsedeceğim çok mutluyum çünkü
Yeşim- kıskanç bi tavırla hadi bakalım anlat dedi
Erol bir sigara yakıp devam etti ..
Yıllar önce bir sabah markette bir bayanla tanıştım bayat ekmek alıyordu ona teyzeciğim bak burada tazeleri var neden bayat alıyorsun diye sordum oda bana gülümseyerek bunlar daha hesaplı dedi o an içim burkuldu taze ekmeğe bayılırdım ama o gün taze ekmekleri ona zorla verip bayatları ben aldım...
Böyle tanıştım mürüvvet hanımla ..
Ertesi sabah izledim evini ..
Ve o hafta durumunu öğrendim muhtardan ..
Eşi Vefat etmiş bir emekli maaşı ile küçük bir gecekondudayaşıyormuş..
Ohafta ona erzaklar aldım usulca kapısının önüne bıraktım ve kapıyı çalıp kaçtım uzaktan izledim ..
Dışarı çıktı sağına soluna baktı paketlere bakıp hayretle bekledi oracıkta kimse olmadığını görünce paketleri alıp içeri girdi ..
Yeşim sessiz dinliyordu sonra dedi usulca ..
Erol devam etti
Ertesi hafta yakalandım tanıştık nedenini sordu bana bende annem babam öldü bende tekim mu sade edin size yardım edeyim dedim ..
Bi şartla dedi ve bana uzattığı kurabiye poşetini gösterdi ve söz aldı sadece ayda bir kez yardım etmesine ve her hafta yapacağı kurabiyeleri almamı söyledi kabul ettim ..
Ve yeşim bu tam beş senedir böyle her bayram her özel günü ben onla geçiririm bana ördüğü kazaklar ve kurabiyeler hep böyle sürdü gitti ..
İşte Yeşim gizemli sevgili bu nasıl diye sordu
Yeşim- Erol hediyeyi verdin mi ona ?
Erol – evet çok sevindi çocuk gibiydi görmeni isterdim
Yeşim-Erol dedi sesi boğuktu paketi açtımı?
Erol- Hayır yeşim açmadı ben çıkınca aç dedim olurda beğenmezsin ben o anı görmeyeyim dedim ne oldu diye ekledi
Yeşim-Ağlıyordu Erol ben o pakete bir not yazdım
Erol- Notmu?
Yeşim-Evet bir not Yeşim ağlıyordu boğazına düğümlenen hıçkırıklar konuşmasına engel oluyordu ve hiç hoş olmayan bir nottu...

Mürüvvet hanım yere düşen kağıdı aldı okudu
“Çok Pis Kokuyorsun”
Şaşırdı üzerindeki elbiseyi kokladı ..
Gerçekten pismi kokuyorum dedi kendi kendine
Gözyaşları akmaya başladı bu bir şakaysa Erol yapmaz o beni sever
Paketin içindeki notu sobaya attı kanepeye zor ulaştı başı dönüyordu ..


Erol ağlıyordu Yeşime bağırıyordu
Erol- Niye yaptın yeşim bunu ben ne yapacağım şimdi ..
Yeşim ağlıyordu Erol vallahi bilerek yapmadım sadece kıskandım lütfen git özür dile
Ver telefonunu ben dileyeyim nolurr Erolll
Erol- Telefonu yok evde dedi kapadı telefonu koşarak çıktı evden ..
O evden çıktığında telefon çalıyordu tekrar Cep telefonunuda kapadı Mürüvvet hanımın kapısına geldiğinde soluğu kesilecekti neredeyse ..
Kapıyı çaldı ikinci üçüncü kapı açıldı ..
Erol hemen içeri girdi Mürüvvet hanım ne oldu Erol demesine aldırmadan televizyonun üzerine baktı açılmıştı paket
Mürüvvet hanım gülümseyerek ne oldu Erol Kurabiyemi istedi canın dedi
Erol kekeleyerek paketi açtınız mı dedi yüzü solmuştu ..
Mürüvvet hanım evet çok güzel parfüm sağ ol dedi
Erol-Ya içindeki not
Mürüvvet hanım yüzü kızararak ne notu yoksa bana notmu yazmıştın Erol aman allahım sobaya atmıştım paketi dedi
Erol rahatlamıştı mürüvvet hanıma sarıldı ..
O zaman yazdıklarımı size direkt okuyayım dedi
Mürüvvet hanım da ona sarıldı
Erol gözyaşlarını silerek mürüvvet hanımın gözlerine baktı
Annem gibi kokuyorsunuz

Sizi karşıma çıkaran tanrıya şükürler olsun
Siz olamasaydınız ben kime anam diyecektim kimi koklayacaktım
İyi ki varsınız nice yıllara

Hayat acımayana acımayan bir kavramdı
Ve çok acımasızdı



28 02 2004-
coprytıng by ali ihsan

Yeşim Özgen e İthafen
cabiliyet isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 26-06-2008, 10:39 AM   #6 (permalink)
Teğmen
 
Üyelik tarihi: Jun 2008
Mesajlar: 11
Tesekkür: 0
1 Mesajina 3 kez İyi ki varsın denildi
cabiliyet is an unknown quantity at this point
Standart Cabiliyetten Hikayeler(Kendi Yazdığım Hikayeler Alıntı Değildir)

Büyük Aşkların Küçük Hikayeleri
Sevgililer Günü 2007

Ayakkabım Yok Diye Üzülüyordum..
Sokaktaki Ayakları Olmayan Adamı Görene Kadar…


Kar Tüm Şehri Beyaz Bir Gelinliğe Bürümüş..
Sokaklardaki Tek Tük Ayak İzleri Karın Etkisiyle Silinmeye Yüz Tutmuştu..
Gecekondu Mahallesindeki Evlerin Bacalarından İnce Bir Duman Kıvrıla Kıvrıla Yükseliyor..
Sabahın İlk Işıklarıyla Şehri Bembeyaz Görenlerin Yüzlerinde Kah Endişe Kah Sevinç Var..
Bakkalın Kaldırımdaki Süt Kasasının Üzerindeki Karları Süpürge İle Temizlemesi Beklide
Sokağın En Hareketli Hali…
Birkaç Araç Çıkamadıkları Yokuştan Vazgeçmiş Yolun Ortasında Yolların Açılmasını Beklemek Üzere terkedilmişti..
Kuşkusuz Bu Beyazlığın En Mutluları Çocuklardı ..
Ama Hala Ortada Yoktular…
Erol Ellerini Cebine Sokmuş Kardaki İlk İzleri Bırakmanın Verdiği Heyecandan Habersiz dalgın Yürüyordu..
Fırının Önünden Geçerken Sıcak Ekmek Kokusu İçini kemiren Açlığın Sinyalini Verdi …
Bakkalın Önüne Yaklaştı Cebinden Para Çıkarıp Sigara Aldı…
Yakıp Derin Bir Nefes Çekti ..
Dar Sokakların caddeye Uzandığı Yolda Kafasındaki Binlerce Düşünceyi Tek İlmeğe Takıp Asma Planlarını Bir kenara Bıraktı…
Kalabalığın Arasına Karışıp Mutsuz İnsanlar Kümesinde kendine Ayrılan yeri Aldı..

Şehrin Ortasında Heybetli Bir Bina Diğer Yapılara Nazaran Daha Yüksekti..
Reflekte Camları Koca Beyazlığın İçindeki Kapkara bir Sütunu Andırıyordu..
Katlardaki telaş Hızlanmaya Başlamıştı Oraya Buraya Koşuşturan İnsanlar İşlerini Çabuk halletmenin Telaşında Birbirlerini Bile Görmüyordu..
Ara Ara Bölünmüş Bankolarda İnsanlar Monitörlerin İçine Gömülmüş..
Herkesi Birbirinden Ayıran Onlarca pano İnsanların Birbirini Görmemesini Daha da Kolaylaştırıyordu..
İçeriyi saran Uğultu Çalışanların beklide Duymadığı Bir Senfoniyi Andırıyordu..
Erol Masasına Gelen Kahveden Bir Yudum Aldı…
Elindeki Yazıyı İnceliyordu ..
Kaç kere Okumasına Rağmen Bir şey Anlamamıştı …
O Haftaki Yazısını Yetiştirmesine sadece 2 Gün Kalmıştı..
Ve Bomboş Bir Sayfada Sadece Konu Başlığı vardı…
Gece Hazırladığı Eskizleri Cebinden Çıkardı..
Hepsi Bir birinden Anlamsızdı…
Bir Ara Kalkıp Bankolardan Birinde Kendisini İzleyen Yada İzlediğini zannettiği Kişiye Bakmak İstedi Vazgeçti…
Sanki Onu Görünce Aklı Başına Gelecek ve Her şey yerli yerinemi Oturacaktı..
Gülümsedi…

Aynı Odada İleriki Bankolarda Bir Çift Göz Erolu İzliyordu..
Genç Kız Otuz Yaşlarında Kumral Zayıf Bir Kızdı….
Üzerinde Kahve Rengi Bir Kazak ve Onu bütünleyen Siyah Bir Pantolon Vardı ..
Kardan Islanmış saçlarını Toplamış Arkaya Bağlamıştı..
Üşümüş Ayaklarını Altındaki Kalorifere Dahada Yaklaştırmıştı…
Hazırladığı Sayfanın Kontrolünü Yapıyordu Ama Aklı Hep Bir Noktada Kalmıştı Acaba Ne yapıyor…?
Editörün Başında Dikilmesiyle Kendine Geldi Kız..
Editör Cansu Hanım Cevap Vermediniz Diye Fısıldadı…
Kız Gözlerini Editöre Dikip Anlamadım Efendim Dedi..
Editör Gülümsedi Aşık mısınız Cansu hanım..?
Cansu nun Bir Anda İçi Kabardı Keşke Sana İtiraf Edebilsem Keşke Söyleyebilsem evet ben Erolu Hala Seviyorum ve Yakınındaki Eski Masama Geçmek istiyorum Diyebilsem diye İçinden haykırdı..
Özür Dilerim Makaleye Dalmışım Diye Editöre Baktı…
Editör Gülümsedi Evet baya Dalınacak Bir Konu İç Savaş Ve Etkileri…
Editör Ekledi: Cansu Hanım Neden Bu Masada Olduğunuzun Farkındasınız Sanırım..?
Ama Unutmayın Bu Binada 4 Tane Daha kat ve O birimlerden Birini İstemiyorsanız Lütfen Kendinizi İşinize Verin…
Cansu Başını Öne Eğdi ve Sustu…
Editör Devam Etti Bundan 2 Ay Öncesine Kadar Terfi Ettirmeyi düşündüğümüz 2 Ekip Arkadaşı vardı..
Tüm Başarılı Projelere İmza Atan ..
Her türlü Zor İşi Geceleyip Halleden diğerleri Makale Düzeltimi Yaparken ..
Siz Derginin Çıktığı Gün Ertesi Sayının Makalesini Hazırlayan Saygın Düzeyli..
Ama Şimdi En Geç Yazılar Sizden Çıkıyor ..
Bayan kelimesini Baran yapıp Bizim Bile Dikkatimizden Kaçıran Ve Dergi Basıldıktan Günler Sonra Bir İlkokul Çocuğunun Uyarısıyla Muhatap Ettiniz Bizi..
Bakın Bu Ceza Size Yeterli Gelmediyse Aklınızı Başınıza Almadığınız Süre Katlardan Birine Sizi Yollarım..
Ömrünüz Evraklara Kaşe Basmakla Geçer Dergiyi de Ancak bayii lerde Görebilirsiniz..
Cansu Ağlamaklı Halinden Kurtulmak İstercesine Editöre Baktı ve Fısıldadı..
Lütfen Bunu Yapmayın…
Editör Öfkelenmişti ..
O zaman sizde Kendinize Çeki Düzen Verin Dedi ve Uzaklaştı İkinci masası Erolun Masasıydı…

Editörün yaklaştığını Hisseden Erol Yinemi sabah Vaazı Diye Söylendi…
Editör Masaya Yaklaşıp Günaydın Erol Bey Sağlık Sıhhatiniz Nasıl Dedi..
Erol Kafasını kaldırıp Buyurun Bayım Derdiniz Nedir Dedi…
Editör Erolun Masasındaki kalemlerden Birini Alıp Oynamaya Başladı…
Editör Erol Bey Az kalmıştı Ramak kalmıştı benim yerimden Etmeye..
1 Ay evet 1 Ay Daha Bu Tempo İle devam Etseydiniz ben Şu Anda Senin bankonda Sen ise Müdürün yanı başında Olacaktın …
Erol Yumruğunu Sıktı Masamdan Defolurmusun Diye Adama Baktı..
Editör Gülümseyerek devam Etti Ho ho Ho Yavaş Ol Aslanım saygısızlık Etme Diyerek Erolun Arkasından Dolandı Sol yanına Geçip Monitörüne Baktı..
Ne kadar temiz bir Sayfa Galiba Aşkınızda Bu Kadar Temiz..
İstermisin Ortasına da Bir Gül kenarına Bir Kalp Çizer ve Bir okla Deleriz kalbi..
Sağ tarafa E Sol Tarafa C yazarız Bu haftaki Sayfanızda( Efendim Bu Sevgililer Günü Size tertemiz Bir aşkın Sayfasını Sunuyoruz yazacak bir şeye Gerek Yok Durumlarını Gelip Dergide Görürsünüz ) Deriz..Dedi
Erol Kalkıp Adamın Boğazına Sarıldı şaşıran Editör Kurtulmak İstese de Beceremedi…
Bir Anda Tüm Kat Sessiz Bir Havya Büründü…
Erol Adamın Gözlerinin İçine Dikti Gözlerini..
Öfkesi Her halinden Belliydi Adam Korkuyor Erol ise Tüm Hıncıyla yakasından Tuttuğu Adama Bir Şeyler Söylemek istiyordu Ama Söyleyemedi..

İteklemesiyle Adam yere Yıkıldı..
Montunu Alıp Uzaklaştı..
Kat merdivenlerini Koşarak İndi..
Kurtulmak Uzaklaşmak İstiyordu..
Caddeye Çıktı Emin Adımlarla Uzaklaşmaya Başladı..
Bomboş Bir Kafenin Önünde Durdu..
İçeri Girdi Cansuyla Oturduğu her zamanki Masasına Oturdu Sigarasını Masaya Koydu..
Delice sarhoş Olmak istiyordu Ama İçkiyi Hiç Sevmezdi..
Masaya yaklaşan garsona Baktı Bana bir kahve sert Olsun Dedi..

Kattaki kargaşa Sona Ermiş Editörün: Herkes işine Baksın Narasıyla Sessizlik Hakim Olmuştu ..
Editör Bankolar Arasında İlerlerken Cansu İle Göz göze Geldi..
Eğer Sende Çıkıp Gidersen Buraya Bir Daha gelemezsin Anlaşıldı mı Diye Öfkeyle Fısıldadı.

Cansu Kafasını Önüne Eğdi Bir Karar Vermesi gerekiyordu Ve Zor Bir Karardı..
Ailesi ve kendisi Bu Maaşa İhtiyaçları vardı..
Erol ise Ayrı Bir Konumdaydı..
Onsuz Yapamayacağını Biliyordu Ama Bu An Bu Zaman ..
Yanında Olmalıydı…
Başı Zonklamaya Başlamış Gözleri Kararıyordu..
Telefonuna Uzandı Numarayı Çevirdi..
Kapalıydı telefon…
Erolun Sözleri Kulağında Çınladı Aşk Fedakarlıktır…
Ama Bu Çok Zor Bir Andı İşsiz geçireceği ve Yığılacak Borçlarını Sorumluluklarını
Düşündü..
Elindeki Terazi Ne Kadarda Acımasızdı Bir Kefesinde İşi Sorumlulukları Diğer kefede Aşkı ve Erol..
Neden Bu Kadar Ağır geliyordu Erol ?..
Ne Yaşamışlardı sanki Nasıl Bir Aşktı Bu ..
1 Sene Koca Bir Sene Yan yana Bankolarda Çocuklar Gibilerdi Hiçbir dertleri Yoktu ..
Sabah Sürprizleri Gün Boyu Yarışarak çalışmalar Kimseyi Umursamadan İşe Güce Sarılmalar..
Arada Kaçamak Bakışmalar ..
O Kadar Hoyrat geçen Ziyan Olan saniyeler Şimdi nasılda Değer kazanmıştı…
Kafasını Topladı..
Kahvesinden Bir Yudum Aldı…
Fincanı Kokladı Erol Kokuyor diye Fısıldadı Gözleri yaşardı..
Erolun Fincanı hediye Ettiği Günü Hatırladı ..
Nasılda Saklamaya Çalışıyordu ..
Vitrinde Beğendiği Gün Almıştı Erol ..
Kendisine Gizlice Vermek İçin Ne Kadarda Uğraşmıştı ..
Saklarken Fincanın Kırılışı ,Elinin Kırıkla Kesilmesi Ardından Oturup Yapıştırması..
Daha Binlerce Detay Özveri fedakarlık ve Sonucu..

İlk Öpüş ilk Heyecan İlk kez Daha Yakın Hissetme Binlerce İlk ve Sonuç..
Kafası Zonkluyor Kulaklarında Tarifsiz Uğultular Hissediyordu…
Nasıl Bir Karar Verecekti bu Gücü kendinde Nasıl Bulacaktı …
Aysun Bir Sigara Yaktı Derin Nefesi Ağır Ağır Bıraktı..
Erolsuz Yaşayacağı Günleri Getirdi Gözünün Önüne..
Ve son Bir haftayı..
Ne Kadar Zordu Kendisi İçin..
Yakınındaydı Uzanıp Sarılabilecek kadar yakınında Ama Dokunamıyordu…
Selam Bile Veremiyordu İçini Yiyip Bitiren dakikalar Saatler Günler..
Erolun İyiliği İçin hayatından Çıkıp Gidecekti…
Karar Buydu Erolada Anlatmıştı Fakat Erol Kabul Etmemişti ..
Sıkıldım Senden yeter Artık Bak kariyerimide Bitirdi Bu Aşk…
Demişti Demişti Erol’a Ama Bunu Diyen Ağız Sanki Emanet Bir Ağızdı…
Nasıl Söylediğini Tuvalette Ağlarken hala Şaşırmıştı …
Ve Bitmek Bilmeyen saatlerde Erolsuzluğun Acısı Yakmıştı İçini Buram Buram..
Ya Erol Bunlar Senin Lafların değil Daha Dün Ne Kadar Sevdiğimizi yazmıştık Boş Duvarlara..
Nasıl kelimeler Bunlar Diye Çektiği sms ler Geceleri Susmak Bilmeyen Telefonlar…
Cansu Kalktı Kararlıydı Saatine Baktı 12 ye 5 Dakika Var
Bitmez Bu 5 Dakika Diye Montunu Alıp Çıktı …

Erol 3 ncü kahveden Sonra Kendine Gelmiş Tüm Sinirini Elindeki Buruşuk Peçeteden Çıkarmıştı ..
Saatine Baktı 12 Olmuş Diye hayıflandı kalkıp Gidip İş Bulayım kendime Diye Fısıldadı…
Sevgilisi terk etmiş İşi de Yoktu Kendine Acırcasına Aynada Baktı …
Kirli Sakallı Çenesini Sıvazladı

Kalktı Çok İşi Varmış insan edasıyla cafe den çıktı..
dışarıda Sevgililer Günü Hazırlıkları Yapan Cafeler in Önünden mahzun geçti..


Soğuk Şubat havası Yüzünde hisseden Erol Tüm Düşüncelerini Silip Atmak ister Gibi Yüzünü Sıvazladı

Aysu Merdivenleri Hızla İnmeye Başladı Gideceği Bakacağı yerleri kafasından tasarladı ..
Öyle Bir hafta da kafasından Çıkabilecek İnsan Değildi Erol ..
Caddeye Çıktığında Sağına Soluna Baktı Anlamsızca ..
Sonra Ara sokakların caddeye Çıktığı Yöne yöneldi Birkaç cafenin yanından Geçip ..
Arkadaşı Zeynel in Firmasına Girdi..
Sekreter Zeynel beyin Olmadığını Söylediğinde kafasında Bir tek Adres Kalmıştı ..
Gözleri parladı Cafe Diye Fısıldadı ..
Yine Soluk Soluğa Çıktı Caddeye ..


Erol Otobüs Durağına yaklaştı Sıradaki İnsanlara Baktı ..
Bu Saatte otobüse Binmek Huyu Değildi Yaşlı ve Emekli İnsanların Alışveriş ve vakit geçirme zamanıydı ..
Elele Tutuşan Çiftler geçiyordu önünden Gözleri Mahzun İzliyordu
Bunaldı Bir Sigara Yakayım diye Elini Cebine attı..
Diğer Cebi derken sigarasını Cafede Unuttuğunu fark etti..
Geldiği Yolu Ağır Ağır Tekrar Yürüdü ..

Cafeden İçeri Giren Aysun Boş Masalara Baktı..
Geç kaldım Diye geri döndüğünde Erol la karşılaştı..
Göz Göze Bakıştılar Bir süre ..
Erol İtip Geçmek İstedi Kız Önünde Dikildi Mahzun Gözlerini Erol’dan Ayırmıyordu
Erol Kıza Bakıp Aysu Lütfen Diyebildi ..
Aysu Ağlıyordu
Ne Lütfen Erol Diye Gözlerine Baktı devam etti Ben Senin İçin İşimi terk ettim..
Geleceğimi Kariyerimi ..
Gözlerini Önüne Eğdi Sadece Senden Özür Diliyorum senle o Ofisten Çıkmadığım İçin
Erol Duygulanmıştı Kıza Sarıldı Kulağına Fısıldadı Seni Seviyorum Canım..
Kızda Ona Sıkıca Sarılıp Bende seni seviyorum Ruhum dedi..
Elele Tutuşup her zamanki masalarına Oturdular…
Garson un Uzattığı Sigarayı Alıp Cansu ya Uzattı Bu paketi Sevgililer Günü Hediyesi Olarak kabul et Dedi..
Kız paketi Alıp neden Diye sordu..
Erol Gülümsedi Sigaram kalmıştı Burada ve onu almak İçin Dönmüştüm.. dedi
Kız paketi alıp çantasına Yerleştirdi Bu benim Hayatımın en güzel Hediyesi saklayacağım Yıllarca …
Bir süre Sonra Kalktılar
Erol ne yapacağız Cansu Diye fısıldadı İşsiz Kaldık ..
Cansu Erolun Koluna Daha sıkı Sarıldı Biz birbirimize yeteriz canım İşse kariyerse peşimizden Gelir..
Yalnız Ofise Uğramam Lazım çekmecemi Boşaltayım ha birde sende benle gelmelisin..
Erol Afalladı Ben seni dışarıda Beklesem Olmaz mı Canım Dedi..
Cansu Kolunu Sıktı Erolun Gözlerine Baktı ..
Erol Biz Kötü Bir şey yapmadık Yüreğimizi Birleştirdik Sevdik ama tertemiz Çıkarsız menfaatsiz Eğer Utanılacak Ayıplanacak Bir şey Var ise Onlar Utanmalı…
Bir çift Yüreği Kocaman Bir Dergide Barındıramadıkları İçin Utanmalılar..
En güçlü en Vakur Halimizle Dimdik Kol kola Gireceğiz Dergiye ..
Erol Gülümsedi Tamam dedi Beraber merdivenleri Çıktılar ..
Derginin Katına Çıktıklarında Kapıda Güvenliğin Olmayışı Dikkatlerini çekti..
Elektrikler Kesik Galiba Diye Loş dergiye Girdi Etrafında Kimse Yoktu
Birden yanan Işıklar Erolun da Kızında Gözlerini Almıştı…
Kocaman Ofiste Tüm Çalışanlar Bir U Şeklinde Etraflarını Cevirmiş Alkışlıyorlardı..
Sahne şeklini Almış En Arka Ofiste Elinde Mikrofonla Dergi sahibi Duruyordu ..
Alkış Bitince Konuşmaya Başladı..

Evet Arkadaşlar Sevgi aşk O kadar Yüce Bir duygudur ki Fedakarlık ister Özveri ister..
Arkadaşlarınız Cansu ve Erol Bunu En Güzel yaşayanlardan Ben Burada sadece terfisini tebrik Etmek istiyorum Gerisini Erol ve Cansu Anlatsın…

Erol Alkışla Kürsüye Yaklaştı Aysu Onu izleyerek Arkasından geldi
Kürsüye Çıktı

Bennn ne diyeceğimi bilmiyorum ..Sadece iki kelime aktarmak istiyorum
Ve Olanca Gücüyle Bağırdı Cansu Seni Çok Seviyorum.
Cansu yanına Gelmişti Arka Planda Projöktör Cihazı Sahneyi Aydınlattı
Görüntüde Dergi Kapağı Vardı Aysu ve Erol un Resmi Altında İse Büyük Puntolarla
Sevgililer Gününüz Kutlu Olsun
Aysu’ya Yaklaşan Dergi Sahibi tebrik ettikten sonra elindeki Ufak tabelayı verdi ..
Bölüm Şefi
Sonra Aysu’ya Sordu Ne hediye Aldı Sana Erol diye
Aysu çantasından Yarım Paket Sigarayı Çıkardı
Herkes şaşırmıştı Bize Açıklar mısınız Diye ısrar etti Dergi Sahibi..
Aysu Gülümsedi gelecek Sayıya Haber kalmıyor o zaman dedi ..
Bu Kez Dergi Sahibi Aldı Mikrofonu Bu Törende Katkısı Olan cafe garsonuna Erolu ve Cansu yu Takip eden İş arkadaşlarına Erol Beyin Kankası Zeynel beye Çok Teşekkür ediyorum diye konuşmasını Bitirdi

Bazen Kötü Bildiğimiz İşler Çok İyi
İyi Bildiklerimizde Kötü Olabilir
Kader her şeyi en ince Noktasına kadar hesaplayan rabbimin Tasarrufundadır
by cabiliyet
14 şubat 2007
Saygılarımla Ali İhsan GÜRPINAR
cabiliyet isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 26-06-2008, 10:57 AM   #7 (permalink)
Teğmen
 
Üyelik tarihi: Jun 2008
Mesajlar: 11
Tesekkür: 0
1 Mesajina 3 kez İyi ki varsın denildi
cabiliyet is an unknown quantity at this point
Standart Cabiliyetten Hikayeler(Kendi Yazdığım Hikayeler Alıntı Değildir)

Büyük Aşkların Küçük Hikayeleri (Shanghai Bonita)
Biraz Uzun:)

Senin Gözlerindi beni yok eden
Yokluğumda Varolan Tüm Maviliğiyle…



Dubai Havaalanı Yine Yorgun Bir Sabaha Hazırlanıyor
Yeni Açılan mağazalarda İşçiler Temizlik Yapıyordu ..
Yolculara ayrılmış Banklarda Evsiz Birkaç Bimekan Kim bilir kaç kere dürtülüp Uyandırıldıkları Yarım Yamalak Uykularına Zoraki devam etmeye Çalışıyorlardı…
Sigara İçme Odasını Arayan Erol Kaç kez geçtiğini Bilmediği Holde Gözden kaçırdığı Tabelayı Arıyordu
Bir taraftan saatine bakıyordu.. 6 Koca Saat sigara içmemiş ve önünde 11 saatlik Bir Yolculuk daha vardı ve bunu telafi etmek için 22 Dakikalık bir Aktarma..
Pasaport Kontrolüne Yetişmek İçin Sadece 11 Dakika…
Odayı Bulduğunda Sigarasını Yaktı ve Derin Bir nefes Çekti Başı Dönmüştü..
Sert metal Bank a Oturdu Ardı ardına İçtiği Üçüncü sigaradan sonra Pasaport Kontrole Koşarak Geldi..
Arap bayan memurun Kızgın Bakışlarıyla Biletini Onaylatıp Uçağa Bindi..
Shanghay a Yaklaştıkça Uçakların kalitesi Düşüyordu Bir Önceki Jumbo Jete Göre Bu Uçak Planör gibiydi
Daracık Koridorlar Çekik Gözlü Hostesler…Kalitesiz Viski ler…Çin Tarzı Yemekler..
Dörtlü Sıranın Ortasındaydı Yeri .Biletini Kontrol etti Numaraya baktı Daracık Alanda ayaklarını Uzatacak Bir alan Buldu..
Önündeki Monitörden geçen yazılardan saatini ayarladı…
Uyumak istiyordu..
Çantasından Çıkardığı Jack Daniels den Kocaman Bir yudum aldı..
Yarım Kalmış Şişeyi tekrar çantasına Koydu…
İki Yanına yerleşen Yolculara Başıyla selam verip Uyumaya Başladı…
Yüzüne Gelen Yapay Soğuk Hava İle İrkildi..
Kaç Gecedir biriktirdiği Uykusu Yarım Kalmıştı
Sağ Omzundaki Terli Ağırlık Kolunu Uyuşturmuştu ..
Yaşlı Adam Erol un İrkilmesiyle diğer tarafa yasladı başını..
Erol Adamın Yüzüne Baktı Gri Takım Elbiseler Buruşuk Yüzünü Kapatmaya Çalışan Bir mendil Boynunda Şişme Yastık Sanki Uçakta Yaşayan Bir İnsan Gibiydi..
Uyuşan Ayaklarını Dar Bölümde Hareket ettirdi.
Sürekli Monitörde Gözüken Ayak Egzersizlerinin Bir Kaçını Yapmaya Çalıştı..
Faydası Olmamıştı
Yaşlı Adamı Uyandırarak Hole geçti lavaboya gitti yüzünü yıkayıp holde bir tur attı…
Şişmiş ayakları bir nebzede olsa ayakkabısına sığmayı başarmıştı…
Tekrar yerine Geçti Uyarılara göre çok az kalmıştı…
Uçağın İnmesiyle Koşturmaca Başladı herkes Biran Önce terk etmek istiyordu..
Kalabalıkla beraber erolda dışarı Çıktı..
Tuhaf nemli bir hava çarptı Yüzüne merdivenler,Servis araçları,Pasaport Kontrol ve ardından dışarısı…
Sigarasını yaktı Shanghay In Basık havasında serinlik ararcasına kafasını Kaldırdı..
Cep Telefonun açtı Gelen mesajı Okudu ‘Nihaoha’ Size de Selam dedi
Nerdesin be Kızım Diye etrafına baktı
Karşı Kaldırımdan Koşmaya Çalışan Takım elbiseli Bir kız Elindeki Çiçeği Saklamaya Çalışıyor Hızla Geçen Arabaların arasından süzülüyordu
30 yaşlarında Standart Çin Boyuna Sahip Siyah Saçlı Zayıf Bir Kızdı
Görmemiş Gibi Yaptı erol..
Kız Erolll Diye Bağırarak Durdu Erol Gülümseyerek Yavaşça Arkasına Dödndü
Kız Koşup Sarıldı
Yarımyamalak Türkçesiyle Kısacık Boyuyla Erol Un Yüzüne Öpücükler Kondurdu..
Taman Daisy i Tamam dedi Erol Araba Buldunmu Diye Ekledi..
Kızın Yüzü asıldı Buldum aşağıda Diyerek Elinde ki çiçekleri uzattı..
Erol Çiçeklere Bakıp Kızın Yanağından Öptü ..
Hadi gidelim diyerek Kızın Koluna girdi…
Alt Katta Sıralı Araçlar içerisinden Beyaz Jeep e bindiler Beyaz eldivenli Şöför daisy le dövüşür gibi Konuştu..
Erol Hala Alışamadım Şu Kavga eder gibi konuşmalarınıza ne diyor diye sordu Daisy e
Daisy Zamanı Değerliymiş dedi.
Erol Gülümsedi Araç hareket ettiğinde Erol Çantasındaki Dosyaları Çıkardı…
Daisy e uzatıp Bunları Çinceye Çevir Randevumuz Kaçtaydı diye ekledi..
Daisy Otele geçelim Sonra Biz randevu vereceğiz Uçağın Rötar yapar diye zaman vermedim dedi..
Erol Tüm Çinliler Senin Gibi Zeki Olsa bize iHtiyaç kalmaz dedi..
Kız Kızardı Bir Çinlinin Kızarmasını fark etmek Çok Zordur Ama Erol Daisy i Çok İyi tanıyordu. Bu Daisy ile Yaptıkları 5 nci İşti
Daisy İle Tanıştıklarında tek kelime Türkçe Bilmiyordu ama zeki Bakışları Erolu Yanıltmamıştı
Kocaman Bir Konseyde Tek Önde Oturan Bayandı Yanına Gelip Benimle çalışırmısın demişti ve Dostlukları başlamıştı..
Çinliler İngilizce Öğrenebilirlerse Her dili Öğrenebiliyorlardı yeterki Latin harfler le Tanışabilsinler
Bindikleri Araç 70 Milyon Nufuslu Shanghayın Sokaklarında Ağır ağır İlerliyordu
Otele Geldiklerinde Akşam Olmuştu neredeyse 125 Km.Lik Bir yolculuk ve Daisy nin Sorgusu baya yormuştu Daisy resepsiyondan aldığı kartla Erolun Yanına geldi Uzatıp
Sana masaj yapayımmı Dedi..
Erol Kızın Koluna girip Daha farklı Fikirlerim var dedi..
Daisy Usulca Omzuna Vurup Gülümsedi..
Otelin Odası 12 nci kattaydı Kocaman penceresinden karşıdaki Tv Binası Tüm Görkemiyle
Işıl Işıl Yanıyordu
Kocaman Gökdelenler Arasında Işıltı parıltılı deniz gecenin tüm İhtişamını Yansıtıyordu
Erol Elindeki Çubuklarla Yemeğe Çalıştıgı Nonn Needlesi Bir kenara Bıraktı “Noon Needles Et suyunda Spagetti Tarzı Bir makarna”
Yatakta Uyuyan daisy inin Yanına Gitti
Masumane Bir Yüz Bem beyaz Teni
Sanki Bıçakla Bir Cizik Arılmış Gözkapakları Dudağındaki Sahte Gülümseme
Yüzüne Dokundu Yavaşça Erol
Kalk Bakalım dedi Ayarla Şu Randevuyu Artık .
Daisy Yatakta Dogruldu neredeyse kaybolmuş Gözlerini araladı
Kaç Saat Uyudum Diye Erol a Baktı Erol Daisy nin Çeo telefonunu Uzattı
Kız Cep telefonunu aldı Yine kavga ediyormuş gibi bağıra bağıra Konuştu..
Gülümsedi tamam dedi Otelin Lobisine gelecekler
2 Saati var dedi Çantasından çıkardığı Bilgisayarı Kucağına alıp Dosyaları istedi
Erol çantasından dosyalarla beraber Jack Daniels ini çıkardı kafaya dikip Daisy e uzattı Daisy Hayır dedi
Kız tercüme yaparken Erol Muhteşem manzaraya Daldı..
İşi biten Daisy Ben Bunları Çıktı Alayım Lobide Buluşuruz diye Kalkıp Giyindi
Dünya Üzerinde Hiçbir şey Bir Çinli Bayanı Giyinirken İzlemek kadar Güzel ve keyifli değildir
Giyinirken asla konuşmazlar ve çok ciddilerdir
Asla başka bir kıyafet giymezler ve fikrinizi almazlar
Daisy Erol a bir öpücük Kondurup Çıktı…
Lobiye İnen Erol Bir Çift Gözün kendini Takip ettiği Hissine kapıldı..
Tanıdık Yüz aradı Ama Yoktu.. Aynı Şey Shanghay Havaalanında da olmuştu pasaport Kontrolü yapılırken..Erol Hislerinde yanılmazdı kafasını salladı…
Daisy heyecanlı heyecanlı kendisine yaklaştı Dosyayı uzatıp Erolun kravatını parmak uçlarına basarak düzeltti.
Masaya geldiklerinde Erol Şaşırdı..Senn Diyebildi…

Selam Erol Dedi Mihelay
Mihelay 30 yaşlarında Kumral Çok İyi Rusça ,Uygurca ve Türkçe Bilen Fiziği Düzgün Etkileyici bir bayandı Erol İse ona Bakarak Daha bakımsız Aynı Yaşlardaydı..
Mihaleyle Bu Çakıştığı 8 nci Müşteriydi.. Mihelay ın temsil Ettiği Firma İle Erolu n Temsil ettiği Firma Arasında Güçlü Rekabetler Oluşmuştu..
En son israilde Erol un Pazarlık ettiği Bir firma Mihelay ların firmasına dönüş yapıp sözleşme arefesinde İthalat İptal edilmişti..Erol ise Aynı ürünü Bulabilmek İçin Baya Bir uğraşmış tabii Mihelay ın Firması Ürünü Erol dan daha önce ithal ettiği İçin Fiyat Sahibi Olmuş baya Bir zarar Görmüştü Firmaları...

Erol Tek Başına çalıştığı İçin Mihelay ın Bu Bilgiyi alabileceği Kimse Yoktu..
Mihelay ın Uzattığı Eli kavrayan Erol Kızı masadan uzaklaştırdı
Kız Gülümseyerek eski dosta selam yokmu Erol Diye Fısıldadı..
Erol Öfkesinden Çıldırmak üzereydi.
Nasıl ya Nasıl aynı anda aynı kişileri buluyor ve aynı gün aynı saatte burada olabiliyoruz
Diye sordu
Kız Bir sigara Çıkarıp Yaktı dumanı erola savurup Eş Ruhunum Ben senin Diye fısıldadı
Uzaktan Olanları İzleyen Daisy Korkmuş ve şaşırmış Çinli Firma temsilcilerin Sorularını ve Şaşkınlıklarını yatıştrımaya çalışıyordu göz ucuylada kıza ve Erola Bakıyordu

Erol Kızın Kolunu Sıktı Kac para istiyorsun Buradan çıkıp Gitmek İçin Diye Dişerlini sıkarak
Konuştu
Kız sıkılan kolunu Kurtardı
Erolun Gözlerinin İçine bakarak Basitleşiyorsun Erol Canımı acıtıyorsun dedi
Erol Off çekti ya nasıl Oluyor Bu Aynı Uçaktamı geldik ve nasıl randevu aldın bu saate
Kız sigarasından derin bir nefes aldı Randevum Gündüzdü Başka bir firma daha var dedi Görüşeceğimiz Kişiler le beraber görüşelim dedim
Erol Kızın Alaycı tavrına dahada öfkelenmişti Kızın Gözlerine bakıp tam 3 aydır çalışıyorum bu konuya tüm veriler arz talep dengesi her şey için çok uğraştım ve Tatil yapıp emekli olacağım bu işten sonra sen çıkıyor ve işi elimden alıyorsun..
Kız tekrar gülümsedi Mantıklı Ol Erol Bizim Firmaya geç iki iş al beraber tatil yapalım
Erol Dişlerini sıktı Başına Ağrılar girmişti Kızın sigarasını aldı elinden Derin Bir nefes çekti
İyi Olan kazansın Mihelay hanım dedi Sigarasını ayaklı kültabağına söndürüp
Masaya yöneldi
Lobideki Yuvarlak Cam Masaya Dizilmiş Çinlilerden Bir tanesi Yaşlı Ortada Oturuyor Diğer İkisi Sağ tarafında Dizilmiş Onların Yanında Daisy Oturmuştu Yanındaki Boş Sandalye Erola Ayrılmış Erolun Yanında İse Mihelay ın Sandalyesi Vardı
Çinli İşadamlarını süzen Erol mihelayın masaya gelmesiyle Daisye fısıldadı BuKadının rehberi Kim
Daisy Rehberi Yok Gelen Firmalardan 2 sini gösterdi Bunların Aksanı Tuhaf Galiba Rusça Biliyorlar Yaşlı Adamı Göstererek Thomas bey Diye Çince Konuştu Sırasıyla Aadamları Gösterdi Consorsium Üyeleri Adamlar aynı anda ayağa kalktı Erolun Elini Sıkan Adamlar Aynı Anda Oturdular Daisy Erola
Kim BuHanımefendi söylesene neden tartıştınız nerden tanıyorsun?
Erol Şakaklarını ovdu Kıza sonra anlatırım ama bir şeyi bil sadece Bu firma türkiyedeki Rakip Bir firma
Daisy i Küçücük Gözlerini Olanca Büyüterek Kıza baktı nasıl yaaa aynı saat aynı iş aynı firma

Erol Bilmiyorum tuhaf olanda Bu
Neyse napabiliriz Daisy i
Daisy Gülümsemeye çalıştı ama telaşlı hali ve mİhelay ın kendin emin tavrı Korkutmuştu..
Ellerini Oğuşturdu İşimiz Zor Ama Bir fikrim Var Galiba
Erol Ping Yang Lıları bilirmisin ?
Erol Tabiî ki Bilmiyorum
Neymiş ve ne alaksı var konuyla
Mihelayın kendilerini Dinlediklediğini fark eden Daisy Kağıada yazmaya başladı
Erol Firma temsilcelirine gülümsedi İngilizce Konuşmaya başladı
Thomas Peng-Ya Firmasının sahibi Şişman 48 yaşında shanghayda Saray Gibi bir ofisi var dı Export İmport İişinde Chin-Shipping Firması nın asya bağlantısıydıı Erol Bu adam hakkında araştırma yaptırırken Daisy e baya zorlanmıştı Adamın 3 tane karısı var 2 tane Çocuğu Yaklaşık 12 fabrika ile bağlantısı var 3 adet Gemi de hisseleri ve bu toplantıda tek söz sahipi
Thomas tı
Diğerleri sadece Consorium İçin Buradalardı
Thomas Erola bakarak İki firma olması ve aynı Ülkeden olması Çok güzel ve karlı Olacağı kanısındayım diye söze başladı Bu arada daisy i deftere baya bir şey yazmıştı Thomas İş Hacmini ve Mal kalitesi Hakkında Konuşmasını Bitirdiğinde Mihelay a Sizi ve Firmanızı Dinliyorum Dedi
Mihelay Konuşmaya başlayınca Daisy Defteri Erola Uzattı
Erol elindeki defteri Okudukca neşesi gelmişti Erol un Gülümsemesi Mihelay ın Dikkatini dağıtmıştı masaya gelen çay dahada sinirini bozdu Telaşla Bir sigara yaktı Erola dönüp Türkçe Ne yapıyorsun dedi Erol kaşlarını kaldırıp Dudaklarını Büktü hiç seni dinliyorum dedi
Mihelay ın Konuşması Bitince Erol Thomas a İngilizce
Thomas bey Bizim Konuşma ve raporumuz u Daisy Hanım Hazırladı ve siz
Musade ederseniz Çince Sunum Yapacak
Thomas Gülümsedi İyi olur bence Ne Yalan Söyleyeyim İngilizce konuşmaktan dilim şişti neredeyse
Mihelay zoraki gülümsemeye çalıştı
Daisy Şiir okuyan Çocuklar gibi ayağa kalktı ve sunuma başladı.
Masadaki diğer Çinliler daisy sunuma başlayınca yüzleri asıldı Thomas ın yanında oturan Consorium Üyesi Çince thomasa bir şeyler fısıldadı Thomas ise eliyle Konuya hakimim gibi İşaret yaptı
Erol Mihelayın gözlerine bakıyor ve sürekli gülümsüyordu Mihelay Erola kes şunu dedi Thomas bakınca Gülümsemeye çalıştı .
Daisy inin Konuşmasından Bir Şey Anlamayan Mihelay Diğer Üyelere Noluyor Diye Seslendi ama Rusça
Thomas mihelaya dönüp
Lütfen saygısızlık etmeyin Mihelay Hanım Sizi Dinledim Şimdi Sıra Daisy ve Firmasının
Mihelay ama Thomas bey hanımefendinin Konuşmasını Çince Bildiğim Halde Anlamıyorum ve diğer Üyelerde benimle hem Fikirler
Thomas Gülümsedi Ben Anlıyorum Bu Dili Konuşmayalı Baya zaman Olmuştu
Pratik Yapmış Oldum Eliyle Daisy i İşaret ederk devam edin Lütfen dedi
Sinirden Köpüren Mihelay özür dilerim rahatınıza bakın dedi.
Diğer Çinliler Sıkıntılı bir hal aldılar daisy elindeki sunumu gösteriyor ve adamla konuşmaya devam ediyordu Adamın ilgili tavrı ve daisy inin savaşı yöneten komutan edası Thomas ın Hoşuna Gitmişti Bir Ara Daisy in Konuşmasına kahkaha Bile atan Yaşlı Adam masadan Özür Diledi
Mihelay sigara üstüne sigara yakıyordu
Sunum bitiğinde Thomas
Daisy inin Yanaklarını Avuçlarının İçine aldı Teşekkür ederim Bu kadar keyifli ve bu Kadar Mükemmel Bir sunum Görmedim Dedi
Daisy İnin Elinden raporları alarak Bu gece Bunları gözden gecirebilirmiyim dedi
Daisy Şaşırmıştı Tabi efendim Diyerek Uzattı Dosyayı
Yaşlı Adam ayağa Kalktı Boğazını temizledi
Arkadaşlar Değerli Consorium üyeleri Kararımı yarın size bildireceğim çok yorgunum ve rapaorlarınızı çok beğendim iki firma içinde iyi olan yarın karar vermeme bağlı dedi ve tokalaşıp kalktılar
Masada Mihelay ın Dosyası Kalmıştı Mihelay telaşla Efendim Bizim Raporumuzu Almadınız
Adam Geriye Döndü Özür dilerim Çok Dalgınım Dedi ve uzatılan Dosyayı aldı.
Mihelay adamın Ayrılmasın dan sonra Çinli diğer Firmalarla kavga edercesine Tartışmaya Başladı Sürekli Çinlilere Bağırıyordu Hani Her şey Ayarlanmıştı
Nasıl Bilmezsiniz Bu Dili Siz Bu Ülkede kaç Dil Konuşuluyor
Daisy Kızın Öfkesinden Korkmuştu Erolun Elini Tutup Götür Beni Buradan Lütfen diye Fısıldadı .
Mihelay kalkmakta Olan Erol ve Daisy e Dönerek nereye Gidiyorsunuz
Erol Bak Anlaşabiliriz Lütfen Diye Bağırmaya Başladı
Lobideki herkes Susmuş Mihelayın Öfkesini İzliyorlardı Erol Gülümseyerek Çok Yorgunum Mihelay Ama Henüz Bir Şey Olmadı yarın ki Karara kadar İyi Bir Uyku Çekeceğim Dedi
Mihelay Ne kararı karar Falan Yok İş sizin Adam Dosyamı Bile almıyor baksana..
Erol Bak Firmam sana Çok para verir Gel pazarlık edelim Lütfen diye yalvarırcasına devam etti
Erol Gülümseyip Bu Firmayı Nasıl Buldun Bana söyle Belki Bir Şey Yapabilirim diye fısıldadı
Kız Tamamen tesadüf diye Konuşabildi
Erol öfkelenmişti ne tesadüfü ya ne tesadüfü bu Kaçıncı Çöplerimimi karıştırıyorsun Dinleme cihazımı Var ofisimde diye sesini Yükseltti
Mihelay Ellerini Ovuşturdu Bu bir savaş Erol ve herşe Mübahtır Bunu Bana sen söyledin
Erol Kızın Gözlerinin İçine bakarak Yaklaştı ve fısıldadı Ozaman kaybettiniz Hanımefendi dedi
Daisy ve Erol Kalkarken Mihelay Erol un Elini Tuttu Erol Bey Bu İş Burada Bitmedi Bu İşi Alacağım Diyerek Dişlerini Sıktı Erol Tutulan elini çekerek İyi Olan Kazansın Mihelay Hanım dedi
Mihelay Arkasından Bağırıyordu Ne iyisi Dünyada İyimi var Güç Var Para var
Erol Uzaklaşırken Elini havada Salladı
Korkmuş Sinmiş Daisy Koşarak Erola Yetişti Korkarım Bu Kız senin Boğazını Kesecek Bu Gece dedi
Erol Kızın Beline sarıldı Isıracak Köpek havlamaz dedi ve ekledi
Dile beden ne dilersen Daisy dedi
Daisy Kızardı Evlen benimle Erol
Erol Gülümsedi O kadarda demedik
Dasiy Gülümsedi Senin Yaşıtların Evlendi Coluk Çocuğa Karıştı Erol
Erol Kızın Lafını kesti Daha Prensesimi Bulamadım
Kız Lafı Değiştirdi Planım nasıldı ama Erol?
Erol Muhteşem diye Kızı Yanağından Öptü ve Ekledi
Ya bu Ping Yang Lılar gerçekten Böylemi Diye kıza sordu
Daisy Devam etti Büyük savaş Sırasında Ping Yang Lıları Kripto uzmanı olarak askere alındılar okadar değişik bir dilleri varki geleneksel Çince bilenler o dilden tek kelime anlayamıyorlardı
Yazdıkları mesajlar savaş zamanında Japonların ellerine gecse bile tek kelime anlamıyorlard ı ve çözemiyorlardı ve Bu sayede baya Bir Zafer kazanıldı
Peki diğer Üyelerin Bu dili bilmediklerini nereden bildin anlaybilirlerdi ve en önemlisi sen bu dili nerden öğrendin?
Daisy gelen asansöre bindi Kendinden emin tavrıyla asansörde bir tur attı
Benim annem Pingyang lı Diye gülümsedi Diğer sorunun cevabı ise masaya geldiğimde alışkanlık işte Pingyang dilinde selam verdim ve Thomas Başkası Selamımı Almadı
Erol Kızın Burnuna Dokundu Seni Şeytan….
Kız devam etti Konuşma sırasında Mihelay Rusça Konuştu Diğer Çinlilerle ve Thomas cok kızdı buna Değimli..?
Erol evet diye dudak büktü
Daisyi ekledi Thoması araştırırken Eski bir kız arkadaşımdan yardım aldım otoriter bir adam ve şu an chin-shiiping Shanghay ın başına gecmeside bu otoriterliğinin sayesinde olmuş Kati Kararlar verir ve Kararlarını Bozacak İkinci Kimse Yok firmada Çok Zeki ve İyi bir baba Konuşurken Thomas Bana Bu iki Firma Yetkilisi Arasında ne gibi uyuşmazlık var diye Sordu Bende Bunlar Türkiyedeki İki Rakip Firma dedim ha Birde
Yalan konuştum Mihelay ın Uygur oldugunu söyledim.ve Diğer Üyelerin çok Güzel Rusça Bildiğini Söyledim
Erol Afalladı Yalan söylememişsin Gerçekten Uygur
Daisy Havaya Sıçradı Bunu Kanıtlayabilirmiyiz Erol Diye Bağırdı
Erol Gülümsedi yarınki Konuşmada Thomas Mihelay ın pasaportunu istesin orada yazıyor Dedi.
Daisy Şakın Türk pasaportu Yokmu Onun
Erol Gülümsedi hayır Çifte Vatandaşlık ve bazı Vize Problemleri var
Dasiy Kızarca Bu hanımefendinin pasaportunu görebilecek Kadar yakındınız demek dedi. Ve ekledi Benim pasaportumu Görmediğine bahse girerim Erol
Erol Kahkaha attı Kıskanıyormuyuz Küçük Meleğim diye baktı Daisy e
Daisy Bana öyle bakma Yarın Bunu Başarabilirsen İş senin dedi
Nasıl yaa diye tekrar sordu Erol kata gelen ansörden inerken
Daisy devam etti Bu Thomas Uygurlardan nefret eder Bunun İlk Karısı Uygur muş adamın hayatını yemiş Bitirmiş Bu Yüzden Kesin Kraraları var
Erol kızın lafını kesti bu kadar otoriter bir adam bu konuda nasıl hissi davranır sence daisy?
Daisy devam etti bak gecen sene büyük bir ihalede sırf adam Uygur diye işi vermemiş
E sen zaten Gördün Mihelayı ve adam Gerçekten haklı
Kız Mihelayın Taklidini Yaparak Bu İş Burada Bitmedi Erol Bey Mezarınızı Bu gece Kazıyorum
Kahkaha Attılar
Erol hayır Mihelay Nolur beni Öldürme ben Genç ve Gurulu bir İşadamıyım Lütfeeenn
Odalarına Gelmişlerdi kapıyı açan Erol Buyurun prenses hazretleri diye eliyle içeriyi İşaret etti
Daisy Bir kuğu edasıyla süzüldü İçeriye Kutlama zamanı diye bağırdı
Gece Shanghay a Bir başka Güzel Çökmüştü Gümüş Gibi sudaki Bina gölgeleri ve Işıklar
Yaşam Başka Bir Boyutta ama aynı Hızla Akıyordu ..
Bir nehrin Denize akışı gibi sakin mağrur Kararlı
Ve Her Akışında Götürdüğü Kum Taneleri Bir gün Bir adayı Mutlaka Oluşturacaktı






Ali İhsan GÜRPINAR
By Cabiliyet
Shanghay Bonita Bölüm 1 sonu
22 MART 2006
WenShou/China
cabiliyet isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Cabiliyetten Hikayeler(Kendi Yazdığım Hikayeler Alıntı Değildir)

Hikayelerimizi Anlatalım ve Üyelerin Makaleleri ve Yazıları Cabiliyetten Hikayeler(Kendi Yazdığım Hikayeler Alıntı Değildir) Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Büyük Aşkların Küçük Hikayeleri 1(Sevgililer Günü 2002) Dumanlı dağların ovalara akıp gittiği bir zamandır yaşam Kirli Ankara akşamlarına tertemiz bir yağmurun sancısındadır mevsim Yorgun bitkin Ev dönüşlerinin Demli çay hasretlerine döndüğü özlemdir zaman Yıkık Bitik terk edilişlerin cama vuruşudur saniyeler ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Üyelerin Makaleleri ve Yazıları telkin cd indir izle İstanbul Üyelerin Makaleleri ve Yazıları nerededir kimdir Üyelerin Makaleleri ve Yazıları çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Üyelerin Makaleleri ve Yazıları hipnoz Üyelerin Makaleleri ve Yazıları olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Üyelerin Makaleleri ve Yazıları hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Üyelerin Makaleleri ve Yazıları kuantum düşünce kitap haberi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 08:08 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.