Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri

Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/index.php)
-   Üyelerin Değişim Günlükleri (http://www.hayatimdegisti.com/forum/uyelerin-degisim-gunlukleri/)
-   -   SENİHA'NIN DEĞİŞİM YOLCULUĞU (http://www.hayatimdegisti.com/forum/uyelerin-degisim-gunlukleri/622629-senihanin-degisim-yolculugu.html)

seniha. 12-08-2013 10:48 AM

Cevap: SENİHA'NIN DEĞİŞİM YOLCULUĞU
 
aslında dediğin gibi en doğrusu.karşındaki nasıl arkadaşlık yapıyorsa, ona göre davranmak. çıkar arkadaşlığıysa öyle yaşamak. kendini üzmemek. kendinden ödün vermeden yaşamak. bu sene amacım bu zaten. bilincimi de o şekilde programlıyorum.

ßyKuS 12-08-2013 11:59 AM

Cevap: SENİHA'NIN DEĞİŞİM YOLCULUĞU
 
insanları olduğu gibi kabullenmek gerek.

seniha. 12-08-2013 01:03 PM

Cevap: SENİHA'NIN DEĞİŞİM YOLCULUĞU
 
insanları olduğu gibi kabul etmek gerektiğine inanıyorum ama bazen de doğruyu başka bir dille göstermek gerektiğine de inanıyorum. kırmadan, incitmeden. anlamıyorsa zaten kendi sorunudur.

aşağıdaki yazı Yaşar Canözden'e aittir. YAŞAR CANÖZDEN
Bundan yirmi yıl önce size evrenin aslında kocaman bir titreşim olduğu söylenseydi, küçük evren insanın da etrafındaki her şeyle birlikte her an titreşmekte olduğunu ve hayatın sırrının titreşimlerde saklı olduğu söylenseydi ne düşünürdünüz?

Nikola Tesla titreşimlerin sırrını kısmen de olsa çözmüştü

Muhtemelen bu söylenilenlere çok fazla anlam veremez ve üzerinde de fazla durmazdınız. Çünkü o zamanlar titreşimlerin bu derece önemli olduğu insanlık tarafından bilinmiyordu. Gerçi hala da tam olarak bilindiği söylenemez… Hâlbuki bundan 100 yıl önce Nikola Tesla kendi icadı olan deprem makinesini anlatırken şu sözleri söylemişti: “Birkaç saniyede binanın titremeye başladığını hissettim. On dakika daha devam etseydim binayı ve sokağı yıkabilirdi. Aynı cihazla Brooklyn Köprüsünü 1 saatten kısa bir süre içinde East River’a indirebilirdim.” Tesla frekansların yani titreşimlerin sırrını kısmen de olsa çözmüştü. Tesla’ya göre evren kocaman bir titreşimdi ve hepimiz bu titreşimin küçük birer yansımasıydık. Ya da başka bir deyişle evren bir gitar, bizler de onun telleriyiz ve diğer tüm tellerle birlikte her an titreşiyoruz. Bilim adamları yüzyıllardır bu şarkıyı anlamlandırmaya çalışıyorlar ve sonunda notaları keşfettiler. Şimdi de gitarın tellerini koparmadan melodiyi çözmeye çalışıyorlar… Bu yazıda melodiye ait birkaç sol anahtarı vermeye çalışacağız.

Saniyede 10 bin kez hızla titreşen canlıları göremiyoruz

Her şeyin özü enerjidir. Kütle, enerjinin yoğunlaşmış halidir. Düşünce enerjidir. Enerji sürekli titreşerek bir salınım oluşturur. Bizler de insanoğlu olarak sürekli titreşen enerjileriz. Titreşim seviyemiz düşük olduğu için yeryüzünde çökeltilmiş şekilde yani kütle-beden olarak hayatlarımızı devam ettiriyoruz. Bizim titreşimimize uygun şekilde titreşen enerjileri de kendi titreşim dünyamızda kütle olarak görebiliyoruz (diğer insanlar, hayvanlar, masa, sandalye vs.) İnsan bedeninin doğal titreşim düzeyi saniyede ortalama 300 titreşimdir. Dünya işleriyle fazlaca ilgili olan insanlar bu titreşimin altındadırlar. Frekans yani titreşim düzeyi arttıkça kişilerin doğaüstü güçleri de artmaktadır. Şifa verme gücüne sahip olan kişilerin titreşim düzeyleri saniyede ortalama 500 titreşimdir. 800 titreşim seviyesine gelindiğindeyse medyumik güçler ortaya çıkar. 1000 titreşimin üzerinde telepati kanalı gayet akıcı şekilde açıktır. Saniyede 10 bin titreşim seviyesindeki insan astral seyahat yapabilir konuma gelir. Bu tıpkı bir gitarın tellerinin titreşmesi gibidir. Gitarın telini oynattığınızda önce hızla titreşir, teli göremezsiniz. Sonra titreşim azalmaya başlar ve tel görünür hale gelir. Bizler de şu anda saniyede 300 titreşimle birbirimizi görebiliyoruz ama saniyede 10 bin kez hızla titreşen canlıları göremiyoruz. Onları boyut üstü varlıklar olarak adlandırıyoruz. İçimizden pek azımız yani medyum diye tabir ettiğimiz kişiler onlarla temasa geçebiliyor. Bazen kanal olarak da onlardan gelen bilgileri aldıklarını iddia edebiliyorlar. Bu kişilerin bir kısmı şizofren hastası, bir kısmı dolandırıcı olabilir ama titreşim seviyesini saniyede 10 binin çok üzerine çıkartıp zaman mekân mefhumunu aşan insanların da var olduğu biliniyor. Çok büyük kâhinler bu frekans seviyesinde oldukları için söyledikleri pek çok şey doğru çıkmaktadır. Duru görü yapan medyumlar kaybolan eşyaları bu şekilde bulabilmektedir. Şifacılar tek bir dokunuşla hastanın hasarlı olan organına en uygun frekansı vererek onu iyileştirebilmektedir. Şifacı ya da bioenerji uzmanı olarak tabir ettiğimiz kişilerin yaptıkları şey özünde kendileri vasıtalarıyla hastaya doğru frekansları vermektir.

Frekanslarla (titreşimlerle) hastalıkları iyileştirmek mümkün!

Her organın kendine özgü titreşimi vardır. Bedenin titreşiminin dışında organlar da kendi aralarında farklı hızlarda titreşirler. Örneğin kalbin titreşim hızıyla böbreğinki aynı değildir. Böbrek arıza yaptığında bu aynı zamanda onun titreşiminde bir sorun olduğu anlamına gelir. Bir insanı kalbine iyi gelmeyecek titreşimlere maruz bırakırsanız o kişi kalp krizi geçirip ölebilir. Bu şekilde uzaktan suikastların yapılması bile teoride mümkündür. Doğru titreşim hayat kurtardığı gibi yanlış titreşim de can alır. Dozer kullanıcıları, asfalt delici vibrasyon cihazlarını kullanan kişilerin kalp krizi geçirip ölmeleri ya da uzun vadede çeşitli hastalıklara yakalanmaları olasıdır. Çünkü bu cihazlar çok güçlü titreşimlere sahip oldukları için vücudun titreşimini bozmaktadır. Frekanslarla (titreşimlerle) hastalıkları da iyileştirmek mümkündür.
Her titreşimin ölçüsü bir frekans değeriyle hesaplanır. Farklı titreşimlerin farklı frekansları vardır. Bir titreşimin ne tür bir titreşim olduğunu frekans değerleriyle ölçeriz. Frekans teknolojisi günümüzde kısmen de olsa tıpta kullanılıyor ancak gün gelecek pek çok hastalığın tedavisi frekanslarla yapılabilecek. Her hastalığa uygun frekans bulunacak ve hasta kişi o frekans ortamına sokularak tedavi edilecek. O gün geldiğinde modern tıp ile alternatif tıp birleşmiş olacak. Aslında bu bilinen bir şey ama hala hastalıkların çaresini ilaçlarda arayıp duruyoruz ve bu durum ilaç sektörünün çok işine yarıyor. Plasebo etkisi bile aslında frekansların değişmesiyle alakalı. İnanmak denilen şey, hastanın hastalığa karşı tutumu değişince frekansının da değişmesi ve hastalığın artık o frekansta kendine yer bulamamasından başka bir şey değil. Birinin elini tuttuğunuzda bedeniniz otomatik olarak onun frekansına ayarlanıyor. O halde kimin elinden tuttuğunuza dikkat edin çünkü eğer onun manyetik alanı sizinkinden daha kuvvetliyse sizi kendi frekansına çekebilir ve o frekans gerçekte size yaramayan bir frekans olabilir.

İlişkilerde de asıl mesele doğru frekansı bulabilmekte…

Frekans teknolojisi hızla gelişmeye devam ediyor. İleride öyle günler gelecek ki, kişiler eş seçimini yaparken sadece kan uyuşmazlığına değil frekans uyuşmazlığına da bakacaklar. Bu şekilde kimin kiminle anlaşamayacağı net bir şekilde bilinebilecek. İyi başlayıp kötü giden ilişkilerin de sebebi frekansların değişmesi aslında. On yıldır birlikte olduğunuz kişiyle artık anlaşamıyorsunuz çünkü ikiniz de on yıl önceki frekanslarınızda değilsiniz artık ve bugün apayrı iki frekansta yaşıyorsunuz hayatı. Kısmet dediğimiz şey de frekanslarla son derece ilintilidir. Dünyanın iki ayrı ucunda da olsa en doğru frekanslar her zaman birbirlerini buluyor. Tıpkı göçmen kuşların yollarını bulması gibi dünyanın manyetik haritasında hepimizin ayarlı olduğu bir frekans var ve kendimize en uygun frekansı bir göçmen kuş edasıyla buluyoruz. Bazen de bulamıyoruz. İşte o zaman hayatımızda problemler ortaya çıkıyor. Bizimkinden daha güçlü bir frekansın etkisine girdiğimizde kendi manyetik alanımızdan kopuyoruz ve kendimizi kötü giden bir evliliğin içinde ya da istemediğimiz bir işi yaparken bulabiliyoruz. İşte bütün bunların sebebi yanlış frekanslar… İlişkilerde de asıl mesele doğru frekansı bulabilmekte.

Herkesin kendisine en uygun titreşimi bulma potansiyeli vardır. Kendimizi dinlemek diye ifade ettiğimiz kişinin bir karar vermeden önce içe dönme hadisesi de budur aslında. Kendimizi dinlediğimizde titreşimlerimizi de fark ediyoruz ve titreşimler iç ses olarak bizim için neyin iyi ve doğru olacağını bize söylüyor. Bir miktar derin düşünme ve yalnız kalmak kendimizi yani titreşimlerimizi anlamak için yeterlidir. Yeter ki kendimize bu fırsatı verelim…



YAŞAR CANÖZDEN.

seniha. 12-08-2013 01:27 PM

Cevap: SENİHA'NIN DEĞİŞİM YOLCULUĞU
 
YAŞAR CANÖZDEN SABAH KEYFİ YAYIN DRT TV - YouTube

seniha. 14-08-2013 04:42 PM

Cevap: SENİHA'NIN DEĞİŞİM YOLCULUĞU
 
yaptığım çalışmalar sonrası özellikle iç huzuru duyma konusunda güzel gelişmeler yaşıyorum. bazen bir rüzgarın esmesi ,ağacın yapraklarının hışırtısı bile bana mutluluk verebiliyor. yaptığım çalışmaları önceden zoraki yapıyordum.şimdi isteyerek yapıyorum. bazen zaman yetmiyor bile. : ) bir de uyku sorunumu çözsem. geceleri yattığım gibi uyuyamadım için sabah geç kalkmak zorunda kalıyorum. uyku sorunum psikolojik değil. demir eksikliği olduğu için uyumada problem yaşıyorum. uyuyamadığımda bazen elime kitap alıp okuyorum,bazen uyumaya çalışıyorum. enerjilerin temiz olduğu seher vakitlerinde kalkmak istiyorum ama uyku düzensizliğim nedeniyle kalkamıyorum. seher vakitleri tertemiz enerjiler var. o vakitlerde yapılan isteklerin gerçekleşeceği belirtiliyor. her şeyin gerçekleşmesinin bir zamanı var. bizim isteklerimiz bazen karşımızdaki kişileri de etkileyebileceği için hemen gerçekleşmeyebiliyor.sabırlı olmak lazım .

ßyKuS 14-08-2013 04:51 PM

Cevap: SENİHA'NIN DEĞİŞİM YOLCULUĞU
 
benimde uyku problemim vardı. Muhtemelen benimde demir eksikliğinden kaynaklanıyordu. Ama ben aştım bu sorunu. Gece yatağa kafayı koyduktan sonra düşünmeyi bıraktığın zaman uykuya geçme süren kısalıyor + bu sırada kapkaranlık bir ormanda yürüyorsun etrafa bakıyorsun birşeyler görmeye çalışıyorsun ama nafile kapranlık ormanda hayvanların sesini duyuyorsun. yürümeye devam ediyorsun ve bir uçurumun kenarına geldiğini hayal ediyorsun. Yerden bir taş alıp uçurumdan aşağı bıraktığını imgeliyorsun. Taş yere düşene kadar saymaya başlıyorsun. 1-2-3-4-5-6-7-8-9 saniye... Sayarken insan rahatlıyor gevşiyor ve uykuya dalma süreside epey bir kısalıyor. Denemeni tavsiye ederim.

seniha. 14-08-2013 05:43 PM

Cevap: SENİHA'NIN DEĞİŞİM YOLCULUĞU
 
teşekkür ederim. düşünceden kaynaklı uyuyamazsam yazdığın uygulamaya yapacağım. benim sorunum da şu var. dirseklerimin iç kısmı uyuşuyor. bunun için doktora gittim,kan tahlili yaptırdı.demir eksikliği çıktı.bayağı bir azalmış. ilaçla biraz yükseldi,daha sonra ben bitkisel tedaviye yöneldim,sürekli ilaç kullanmak istemedim eskisine göre daha iyi ama yeterince iyi değil. demir içeren yiyeceklerden de bol bol yemem lazım.vücuttaki vittaminlerin yeterli derecede olması çok önemli.aslında hepimizin kapsamlı bir kan tahlili test iyaptırması lazım. çünkü eksiklikler halsizlik, uyuyamama sorunu yapabiliyor. enerji düşüklüğüne sebep oluyor. biz hem maddesel ,hem de ruhsal varlıklarız. ikisine de önem vermeliyiz :)

seniha. 31-08-2013 05:24 PM

Cevap: SENİHA'NIN DEĞİŞİM YOLCULUĞU
 
günlüğüme yazmayalı biraz zaman geçti.içimizden bazen şunu yap ya da yapma diye sesler gelir. bu sesler yapıcıysa ,bu seslerin dediğini yapıyorum. bugün içimdeki sese uyarak bana ait olan fazlalık eşyaları(dökümanlar, kitap v.s.) ayırdım. bunları elden çıkaracağım. bu eşyaları temizlemem beni rahatlattı.bir kitapta okumuştum.bir seneden fazla kullanmadığınız eşyaları atın diye. gerçekten etkisi oluyormuş.pazartesi işe başlayacağım. geçen seneki gibi sıkıntı yapmıyorum.bir şeyleri kabullenmeye başladım artık. özgüvenim daha iyi. biraz destek almayı da düşünmüyor değilim. psikoterapiye giden arkadaş var mı acaba? faydası olur mu?boşuna da gitmek istemiyorum.kaybettiğin vakte üzülmenin yanı sıra ,bir şey elde edemeden dönmek daha çok sıkıntı yapıp,psikolojimi bozar bunu biliyorum. inşallah doğru kişilerle karşılaşırım .

serpilelif 01-09-2013 08:31 PM

Cevap: SENİHA'NIN DEĞİŞİM YOLCULUĞU
 
mrb Seniha, ben daha önce bir psikologdan yardım almıştım. sorunumu biliyorsun sosyal fobi. bana bazı ödevler veriyordu. işte sosyal ortamlarda hata yapmamı, otobüs duraklarında vs. sık sık adres sormamı, yanlış otbüse binmemi, iş arkadaşlarıma fıkra anlatmamı gibi. yani korkunun üstüne gitmem için. her psikoloğun yaklaşımı farklı olabilir tabi. ben 4-5 seans gittikten sonra bıraktım. ben psikoloğu sevemedim bir türlü ve devam etmedim. iyi bir psikolog tavsiye edilse gitmek isterim. telkinlerin de desteği ile güzel gelişmeler olabilir.

ben tavsiye ederim. başka bir psikiyatri doktoru sosyal fobiyi yenmenin tek yolunun psikoterapi olduğunu söylemişti. ben ilaç kullanmak istediğimi söyleyince, ilaçlar seni sadece rahatlatır, tedavi etmez demişti.

seniha. 01-09-2013 09:38 PM

Cevap: SENİHA'NIN DEĞİŞİM YOLCULUĞU
 
Alıntı:

serpilelif Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 846294)
mrb Seniha, ben daha önce bir psikologdan yardım almıştım. sorunumu biliyorsun sosyal fobi. bana bazı ödevler veriyordu. işte sosyal ortamlarda hata yapmamı, otobüs duraklarında vs. sık sık adres sormamı, yanlış otbüse binmemi, iş arkadaşlarıma fıkra anlatmamı gibi. yani korkunun üstüne gitmem için. her psikoloğun yaklaşımı farklı olabilir tabi. ben 4-5 seans gittikten sonra bıraktım. ben psikoloğu sevemedim bir türlü ve devam etmedim. iyi bir psikolog tavsiye edilse gitmek isterim. telkinlerin de desteği ile güzel gelişmeler olabilir.

ben tavsiye ederim. başka bir psikiyatri doktoru sosyal fobiyi yenmenin tek yolunun psikoterapi olduğunu söylemişti. ben ilaç kullanmak istediğimi söyleyince, ilaçlar seni sadece rahatlatır, tedavi etmez demişti.

merhaba, ben de bir psikolağa üç seans gitmiştim. fayda göremeyeceğimi düşünüp bıraktım. psikiyatristler uygulamalar yaptırabiliyor. mesela sosyal fobisi olan kişileri karşılıklı görüştürüp orada uygulama yaptırıyorlar. bir yeri aradım. % 100 iyiileşme olur mu,kesin sonuç alır mıyım dedim.cevap olarak psikiyatristin vereceği ödevleri yapmanıza,düzenli gelmenize bağlı dedi.iyi de bir yer aslında.ama ücretleri de yüksek .psikiyatristle de görüştüreyim dedi,ben düşüneyim dedim.aslında görüşseymişim iyi olurmuş.belki tekrar ulaşıp,psikiyatrisle görüşürüm. ilaç geçici tabi ki. o an rahatlama sağlar sadece. ilacı da hayatımız boyunca içemeyiz. zararları da var.serpil elif ,senin gittiğin psikolog güzel ödevler vermiş ama bunları mecbur kalınca zaten yapıyoruz.mesela adres sormak gibi.fıkra anlatmaya gelince bu bir yetenek. ayrıca fıkra anlatmayı da sevmek gerekir. fıkra yerine başka bir şey anlatılabilir. şu da var.insan arkadaşlarından çok fazla çekinmiyor. benim istediğim toplum iiçerisinde bir konu konuşulurken, o konu hakkında görüş bildirebilmek. söyleyebileceğim şeyler de oluyor ama söylemiyorum.çekinmediğim insana söyleyebiliyorum. şimdi bana psikolog dese ki toplum içinde görüşlerini söyle. bence bu yanlış bir yaklaşım.söyleyebilseydim zaten psikolağa gitmezdim :) psikiyatri daha iyi sanırım. kararsızım şu an. hayırlısı artık .


WEZ Format +3. Şuan Saat: 08:58 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.