selocanın günlüğü:))
 

aslında pek niyetim yoktu günlük açmaya çünkü kendimi dışa açamıyorum tedirgin oluyorum biraz ama düşündüm ki sadece kafamın içinde çözüm arayacağıma iç sesimi duysunlar belki birileri ışık tutar karanlığıma.telkinleri dinlemediğim zamanlar yazabiliyorum sadece çünkü dinlerken duyamıyorum içimdeki sesi.telkinlerle tanışalı 8 ay oluyor,çok ilerleme katettim sosyal fobi konusunda.etkilerini yaşadıkça görüyorum, her olayda yeni birşeyler öğreniyorum,yaşamı eskisinden farklı yorumluyorum.daha olumlu düşünüyorum ama gelgelelim dinlemeyi bırakınca yine eski sesler daha baskın oluyor.sanki bir anda yaşama baktığım o güzel pencere gidiyor yerine eski buğulu cam geliyor.şimdi yeniden başladım dinlemeye ve inan bana alnımdaki çizgilerin eski ve yeni halini gösterebilsem size inanamazsınız.ben normalde çatık kaşlıyımdır hele birde güvensiz bir ortamda bir konuya odaklanmışsam çatarım kaşlarımı çok fena.şimdi ise kendine güven telkinini dinledikçe alnımda hafif ağrılarla çatıklığı gidiyor kaşlarımın:)) vücudumdaki o güvensizlikten dolayı kasılı olan kaslar gevşiyor sanırım.bunun en güzel belirtisini alnımda görüyorum:))ve aynaya her baktığımda gözlerimin eskisinde daha mavi olduğunu görebiliyorum.uzakta olan kız arkadaşımla yanyana geldiğimizde bana eskisinden çok farklı olduğumu gözlerimin daha mavi olduğunu ve çok daha rahat olduğumu söyledi.yakın arkadaşlarımdanda aynı şeyleri söyleyenler oldu.bir şey var ki telkinlerin etkisiz kaldığı benimde yeni farkettiğim:ben hala içine kapanık biriyim.:((yani rahatım sosyalim ama yine sessizim.tamam telkinler bana yolu açtı artık güvenle yürüyebilirim ama beni bağlayan bir şey var sanki hala.kendimi dışa ifade etmemi potansiyelimi gösterebilmemi engelleyen bir şey.bu konuyla ilgili de sitede çekirdek inanç çalışması olduğunu gördüm bu beni sevindirdi:))) bende kendimle ilgili Louise Hay'ın düşünce gücüyle tedavi isimli kitabında bir iki inanç buldum.bunlar benim inançlarım mı tam olarak emin değilim ama beni etkilediğini söyleyebilirim.bende sosyal anksiyete yani sosyal fobi var bununla ilgili dediği:kendimi seviyorum ve kendimi onaylıyorum.Yaşamın akışına güveniyorum.Güvendeyim.bu gayet bana uygun.diğeri astım ve bronşit için söylediği:yaşamı dolu dolu ve özgürce yaşamak benim en doğal hakkım,yaşamımın sorumluluğunu artık güvenle üstlenebilirim,özgür olmayı seçiyorum.bu cümleler bana orta okul zamanlarımı hatırlattı ben büyümeyi ve sorumluluk almayı istemiyordum.bunları okuyunca işte benim çekirdek inançlarım diyesim geliyor fakat yinede emin olamıyorum.buda benim kararsızlığım herhalde:)))oh be rahatladım :)) biraz uzun oldu ama burası benim günlüğüm:)) herkese iyi geceler

Cevap: selocanın günlüğü:))
 

Cevap: selocanın günlüğü:))
 

teşekkür ederim zerynthia iyi ki varsıngirlhaha elimden geldiğince düşüncelerimi sizlerle paylşamaya çalışıcam.

Cevap: selocanın günlüğü:))
 

Cevap: selocanın günlüğü:))
 

akşam akşam beni de rahatlattı yazdıkların hepsi çok umut verici hepsi çok içtenn..tüm sıcaklığını hissetim gerçekten..yazdıkca kendi içindekileri daha net göreceksin..ama çekirdek inanç çalışması yaptırmanın faydası olacaktır çünkü yaptıranlar hiç beklemedikleri şeylerle karşılaşıyor ve temizlediklerini söylüyorlar..

öncelikle değişime bu kadar istekli birinin amacına ulaşmaması için hiçbir sebep olamaz..en kısa zamanda istediğin hayatı yakalayacağına eminim ..bu günlüğü ve başarı hikayelerini ilgiyle takip edeceğim..

telkinleri bırakınca ne oluyor..sanırım başaranın sen değil telkin olduğunu sanıyorsun .telkinleri bırakınca geçmişin yakana yapışacağını sanıyorsun ..bu burçlara inanlardada olur..sorumlukları burçlara yıldızlara bulurlar..ne yapmak gerekir kendine güvenmek gerekir..arındığın zaman arındığını kabullenmen gerekir..ama çekirdek inanç çalışmasını ihmal etme.bulmak çözüm olmuyor temizlemekte gerekiyor..sevgiler..

Cevap: selocanın günlüğü:))
 

yazdıkların bende umut ışığı oldu,yeni bir şey farkettim sayende iyi varsın :)) yaşamımın sorumluluğunu telkinlere yüklemek.Loiuse Hay haklıymış ben yaşamımın sorumluluğu almıyorum, büyümek istemiyorum:)))bunuda senin sayende farkettim teşekkür ederim.aslında etkileri tam anlamıyla yok olmuyor dinleme sürecinde yaşadıklarımdan öğrendiğim şeyler bende kalıyor.tabi dinlerken olduğu gibi çok iyi hissetmiyorum kendimi.ama benzer olaylara dinlerken ve bıraktıktan sonra bakışım çok farklı oluyor.eski bilinçaltı kalıbıma döndüren şey belkide bu çekirdek inançlarımdır bilmiyorum.mesela suçluluk telkinini bırakınca içimde yine kızgınlıklar ortaya çıkıyor.ön yargı gözlüğünü takıyorum yine.kaşlarımıda çatmaya başlıyorum.içimde sanki öfke birikmiş ama neye kızdığımı henüz açık ve net bir şekilde ortaya koyamıyorum.bu konuda öğrendiklerim affetmekle ilgili ama affedip kendimi ve insanları oldukları gibi kabul etmek.ben kendimi farketmeden çok yargılıyorum ve diğer insanlarıda çok yargıladığımı farkettim.ama bunu bilinçli yapmıyorum her şey anlık oluyor, çabuk sinirleniyorum ama dışarı belli edemiyorum.sonra kafama takıp kızdığım konuyla ilgili aslında olmayan biçimlerde hayaller kurup tekrar tekrar kızıyorum ve içime atıyorum.ve şunu farkettim kızdığım konular hep bana yapılan haksızlıklar kimisi gerçek haksızlık kimisi benim alındığım haksızlıklar( aslında haksızlık değil tabi söylenen sözler benim sert egoma çarptığı için ben öyle algılıyorum).kendimi yeterince anlatabildim mi bilmiyorum ama bu aralar bu sorunlarım üzerine odaklıyım.ha bide şöyle bir durum var bunuda başlangıç filmini izledikten sonra farkettim:)) ben hayal kurduğumda güzel bir araba mesela lüks bir araba hayal ediyorum ve sonra birden bakıyorum ki birileri ona zarar vermeye çalışıyor bende onlara sert bir şekilde cevap veriyorum ya hep ya hiç düşüncesine göre:))) sadece araba hayal ederken değil beni diğerlerinin gözünde değerli yapacak hayaller kurduğum zaman, zarar vermek isteyenleride hayal ediyorum ki bunu farketmiyorum bile ve benim cevabım çok sert oluyor yine:))) kurduğum hayallerin ana fikrinide anlattıktan sonra dahada rahatladım:))) artık yatma vaktim geldi doldukça gelip dökerim yine içimi:)))

Cevap: selocanın günlüğü:))
 

bugün kendimle ilgili yeni bir şeyin farkına vardım: başkalarının düşüncelerini çok fazla önemsiyorum birde buna kendimi yargılamak ekleniyor ve kısır döngü başlıyor.şöyle ki mesela yoldan geçen biri bile olsa kendime başkalarının gözüyle bakıyorum ve kendimi onların gözünden eleştiriyorum.sonra kendim bu kişiye kızıyorum ve sinir oluyorum sanki bana haksızlık ediliyormuş gibi.ama o kişiyle hiç konuşmuyorum:)))nasıl bir döngü bu böyle.kişiyi eleştiren yani beyin korteksini sürekli baskı altında tutan süper ego muydu?

Cevap: selocanın günlüğü:))
 

ovv ...her geçen gün kendini tanıyorsun..bu ne güzel bir tespitt...evet herşey kendini onaylamaığın için oluyor..kendini yeterince tanımadığından oluyor...hoşgeldin kendinee..sevgiler..

Cevap: selocanın günlüğü:))
 

dediğinde çok haklısın kendimi onaylamamaktan oluyor.bunu insanlarla konuşurken daha iyi anlıyorum.ya da yolda birileriyle yürürken.kendimi onaylama konusunu nasıl aşarım yardımcı olur musunuz acaba?

Cevap: selocanın günlüğü:))
 

acele etme ..telkinlerini dinle..kendine olumlamalar yaz ve sabah akşam oku..olumlamalar formda mevcut.istersen yine yazarız birlikte..

Cevap: selocanın günlüğü:))
 

mesela kendini onaylama konusunda en iyi en etkili şekilde bana onaylama yazar mısınız?bende bu kalıba uygun diğer konulara uyarlama yaparım.zaten çekirdek inanç konusundada yardım alıcam.yani her yönden daha iyiye gidicem sayenizde:))

Cevap: selocanın günlüğü:))
 

aynısı bende de oluyor.bundan nasıl kurtulacağız.kendimi iyi hissetmediğim,kendime güvenmediğim zaman bunu daha sık yaşıyorum.bir şey yapacağım diyelim,bir bakıyorum karşımdaki kişinin gözüyle kendimi eleştiriyorum,sabote ediyorum..kendime güvenim artığı zamanda onu tersliyorum,de git işine diyorum.ah bu kendine güven sorunu neler yapıyormuş adama.

Cevap: selocanın günlüğü:))
 

çocukken ebeveylerimiz bizi eleştirir yargılardı şimdi zihnimiz bunu kendisi yapıyo:)))

Cevap: selocanın günlüğü:))
 

Cevap: selocanın günlüğü:))
 

eğer abdullah betden çekirdek inanç konusunda yardım alacaksan bence ondan bu konuda yardım isteye bilirsin.çünkü zaten sen bir bütünsün.çekirdek inancın değişince kendine olan saygın yerine gelecek..ama ben kendim için kullandığım olumlamayı sana vereyim yinede.

olduğum gibi tam ve yeterliyim.yaptığım hatalar ve tüm deneyimlerim beni ben yaptı.hepsi birer deneyimdi ve en doğru ben olayım diye yaşandı..tüm deneyimlerimi yaşanmışlıklarımı korkularımı kişiliğimi olduğum gibi kabul ediyor kendimi onaylıyorum..artık daha çok ben olabilmek için iyiyi güzeli deneyimlemeyi seçiyorum..ve seçtiğim herşey güven ve sevgi içinde gerçekleşiyor..şükürler olsun..

Cevap: selocanın günlüğü:))
 

Selocum yeni günlüğün hayırlı olsun.Kusura bakma zamanım yoktu günlüğünü geç görebildim.Günlüğünde çok güzel ve samimi ifade etmişsin.Okurken gerçekten çok keyif aldım.:)Söylediklerin doğru.Aynı sorunları yaşıyoruz.Tam anlamıyla kendi içimizde kabuğumuzu kıramamış durumdayız.Umarım hayatımızdaki sorunların üstesinden gelmeyi başarırız ve herşey gönlümüzce olur. Şimdiden çok ilerleme kaydetmişsin.Bu konuda Benden kıdemli sayılırsın.Ben siteyle tanışalı yaklaşık 2 ay oldu.:)
Bu arada çekirdek inancı konusu ilgimi çekti. Merak ettim zamanım olduğunda bakmak isterim:) Senden öğreniceğim çok şeyler olucak:).Birde Louise Hay ismi hiç yabancı gelmedi.Üniversite sınavı zamanında Düşüncenin iyileştirici gücü kitabının yazarıydı.Okurken moralen beni çok rahatlatırdı.:)
Bu suskunluk konusuna gelince bende aynı şeyleri yaşıyorum.Yeni insanlarla tanışırken kendimi kasıyorum.Fakat bu bence sosyal fobiden kaynaklanmıyor.Çünkü kendini çok güzel ifade etmişsin.Bana da aynı şeyleri anlatıyorlardı.Kendine güvenle alakalıymış.İnanki bende bu konuyu araştırıyorum ve yardım almaya çalışıyorum.Kısa sürede sorunlarımızın çözüleceğini umuyorum.

Gelişimlerinin ve farkındalıklarının artması dileğiyle. :)

Cevap: selocanın günlüğü:))
 

teşekkür ederim edward kardeş inşaallah hep beraber hep daha iyiye gideceğiz ve kabuklarımızı kırmayı başarıcaz.bir kere buna niyet ettik mi yaşamımız bu yönde akacaktır.loise hay düşünce gücüyle tedavi kitabında çekirdek inanca yönelik bilgiler bulabilirsin.tabi orada yazanlar artık çekirdek inancın son belirtisi olan hastalıklar.inşaallah bize daha fazla zarar vermeden yok ederiz onları.
yukarıda meragir arkadaşın bahsettiği gelgit durumları yok mu ah bu özgüven.dinliyorum kuruyorum ama tekrar yıklıyo.yeni kurduğum düşünce yapılarını ısrarla yıpratan, beni yeniden geçmişe döndüren, ne yaparsam yapayım kendimi bir süre sonra aynı döngünün içinde buluyorum.ama tek bir farkla telkinlerin sayesinde kendime daha net bakabiliyorum ve içimde beni eski kalıba çeken bir inanç olduğunu hissedebiliyorum.inşaallah yakın bir zamanda ondanda kurtulucam.

Cevap: selocanın günlüğü:))
 

bugün ne zamandır aklımda olan bir şeyi yazmak istiyorum telkinler konusunda.bizler her an geçmişin gölgesinde yaşıyoruz,geçmiş şartlanmazlarımız üzermizde bizi bizden uzaklaştıran gereksiz yükler.düşünürken sürekli olumsuz etki altındayız ve etrafımızda bir kabuk var gerçeği görmemizi engelleyen.telkinler bizi bu yükten, olumsuz seslerden kurtarıyor ve tertemiz bir sayfa açıyor.sonra kendimizi farkediyoruz.emekler gibi yaşarken kendimizi farkediyoruz.bilmediğimiz yönlerimizi görüyoruz.zihnimiz kendimize açılıyor.ama geçmiş bir yerde duruyor bizden bağımsız bir kenarda.bizimle bağlantısı yok anlarda.ve biz o sayfaları geçmişten bağımsız dolruyoruz kendimiz olarak yazıyoruz her satırını.bağımsız bir şekilde düşünüyoruz her şeyden.ama benim geçmişim duruyor bir kenarda benden bağımsız.dinlemeyi bırakınca bir süre sonra geri geliyor her şey.başından beri gördüğüm ama farkedemediğim bir şey var:çekirdek inanç ağacım.telkinler bu ağacı deviriyor olduğu gibi.ama bu ağaç dallarından yeniden yaşama dönebiliyor.yıkıyorum onu kendime güveniyorum diyerek.ama o dallar yok mu.kendine güveniyorsun ama bak yetenekli olduğuna güvenmiyorsun,başaracağına inanmıyorsun,sen sorumluluk alma başaracak kadar güçlü değilsin,yaşamın akışına güvenmiyorsun diyor.ve sonra olumsuz bir olayla kendilerini onaylıyorlar.sonra ağaç yeniden canlanıyor.sanırım bu savaş dallarını da kurutuncaya kadar hep devam edecek.

Cevap: selocanın günlüğü:))
 

hımmm...savaşı bırakıp egosal kimliğimizle barışınca düzelecek..dalgalanmalar olacak..o dalgalarda keyifle sörf yapmayı öğrenince bitecek..

Cevap: selocanın günlüğü:))
 

bu barışı nasıl yapıcam bilmiyorum.bugün söyle asosyal faceime baktımda bu yaşıma geldim hala sosyal olamamışım.istediğim sosyalliğe gelemedim.zaten sınıfta seminer vericem bide bu çıktı şimdi:(((

Cevap: selocanın günlüğü:))
 

ohhh....işte buuuu..hayat sana öyle bir şans vermişki gerçekten isteyip istemediğini görmek için..bir kez daha düzene güvendim..hayat bizi yeteneklerimizi görmemiz için sınar..ve biz edindiğimiz başarıyı ne kadar yol kattetiğimizi bunun sayesinde görürüz..sende bu seminer sayesinde nerede olduğunu görüp kendinle gurur duyacaksın..(listene topluluk karşısında konuşmayı ekliyebilrsin..) sevgiler..

Cevap: selocanın günlüğü:))
 

Selocum,
Bazen öyle fırsatlar geliyor ki hayatımıza, özgeçmişimizde yaşadığımız birtakım olumsuzluklar hemen görmemizi engelleyiveriyor.Fırsatlar halka gibidir birbirine bağlı durumda.Her fırsatta yeni bir kapı aralanıyor hayatımıza:)) Bunu değerlendiremediğimiz taktirde pişmanlıklar başlıyor.Bu da hayatımızda büyük bir eksiklik duygusu yaratıyor dostum.
Senin sayende baya bir yol kaydettiğimi düşünüyorum.Senden öğrendiklerimde benim fırsatlarımın halkasını oluşturmakta dostum :))))

Cevap: selocanın günlüğü:))
 

merhaba arkadaşlar.bende mp 3 leri indirmek istiyorum.ama bilgisayardan pek anlamıyorum.mp3 üm var.mp3 ler nasıl indirilir aşamalarıyla yazar mısınız

Cevap: selocanın günlüğü:))
 

sevgili vahid aşağıda linki veriyorum tek tek indirebilirsin:
http://www.hayatimdegisti.com/forum/...an-yukleyiniz/

Cevap: selocanın günlüğü:))
 

sevgili edward
kardeşim bende senden çok şey öğreniyorum inan ki.hayatımızdaki bu kısır döngülerden kurtulmanın yolu kendimizi tanımaktan farketmekten ve aslında kafamızdaki korkuların saçma olduğunu görebilmekten geçiyor.yeni yaşamımıza eski pencerelerden bakmayı bırakmanın zamanı geldi dostum.ben şu anda telkinlerin etkisi altındayım ve inan bana kapalı bir kutudan çıkmış gibiyim.hocam başka bir arkadaşa kızıp bana hastayı hazırlamamı ve sınıfta sunmamı istedi ama bende hiçbir endişe belirtisi yoktu.eskiden olsa panik yapardım hocaya kızardım herkesin karşısında çıkmaktan korkardım ama hiçbir kötü düşüncem yoktu.hatta hiç kayle almadım diyebilirim:)))böyle olunca eskile kendimi kıyaslayınca gerçekten ne kadar çok ilerlediğimi farkediyorum.

Cevap: selocanın günlüğü:))
 

kendime dışarıdan bakıyorumda, kendi hayatımda göze çarpmayan bir figüran olmuşum.bu kadar mı silinir insan hayattan.bütün gün kendimle yalnızlığımı konuşuyorum.ne yapacağına karar veremeden oturup duran bir beden görüyorum.ne olurdu birinin gözlerinin içinde kendimi görsem ama bakamıyorum ki geçmişin suçluluğu var yüzümde.

Cevap: selocanın günlüğü:))
 

son 4 gündür telkinleri dinlemiyordum.nasılda yavaş yavaş eski halime dönüyorum.bugün yeniden başladım dinlemeye ama bir daha bırakmayacağım ne olursa olsun.bugün şunu farkettim dün sigara içmemiştim bugün ilk içtiğim sigarada kendimi birden geçmiş hatıraların içinde buldum.sanırım sigara geçmişle aramda bir bağ dolayısıyla bırakmak için elimden geleni yapıcam.telkinlere gelince bana yeni bir maske veriyorlar daha kendim olduğum.endişe ve korku yok tamamen güven ve değer var.ah o anlar yok mu hiçbir şeye değişemem.yalnız tatlı bir sorun var yeni maskemle ilgili fazla deneyimim yok.dolayısıyla bende kalıcı olmaması bundan olabilir.ne kadar deneyimlersem o kadarı bende kalıyor.o yüzden artık tüm telkinlerin etkileri çıktığında bir daha geri dönmeden dinlemeye devam edicem.çünkü yeni bilinçaltı ağacımın yeni dallarını oluşturması gerekiyor.herhalde zamanla bu da olucak.

Cevap: selocanın günlüğü:))
 

kısa bir aradan sonra bugün telkinleri dinlemeye yeniden başladım ve dedim ki oh be dünya varmış.1,5 hafta kadar telkinleri bırak türk sanat musikisi dinlemeye başladım etkileri yok değil ama beni eski halime döndürdü ve 1,5 yıl önce telkinleri dinlemeden önceki halime kısa bir süre döndüm.inanın bana bu telkinler büyük bir nimet.ben ne kadar dinlemeliyim konusuna çok takılmıştım çünkü telkin dinleyince yaşadıklarım sadece o telkin metininde yazanlar kadar oluyor gibiydi.yani biri beni kendi içime kapanık silik filmimden çıkarıp kendi filminde kendine güvenen saygı duyan bir baş rol veriyormuş gibiydi.ben kendimi özgür değilim sanıyordum meğer eski halim zindanda geçiyormuş.Telkinleri yapanlardan Allah razı olsun insan bazı şeylerin değerini kaybedince anlıyor.neyse ki dönüş her zaman var.bir de şu telkin dinlemeyi bırakınca eski halime dönme olayını bir aşabilsem.beni sınarladıran engelin ne olduğunu çok iyi görebiliyorum ama aşamıyorum.sanırım buna çekirdek inanç diyorlar.ne kadar kendime güvensem de sorumluluk almaktan kaçıyorum.inşaallah buna da çare bulucam.bugün kendimi yeniden bulmuş gibi hissediyorum,genel anksiyetem baya azaldı çok şükür.

Cevap: selocanın günlüğü:))
 

bugün çekim yasası olayı aklıma çok takıldı,hayata bakış açımla uğuşmuyor gibi,bence çekim değil seçim yasası var evrende,insan bir noktaysa evrende, içinden sonsuz doğru geçiyor her anında ve bunların düşünceler olduğunu kabul edersek hangi doğruyu takip edeceğimizi seçmek bize düşüyor,buna karar verme süreci ise bambaşka,geçmişe ya da geleceğe göre ya da yalnızca içimizden geldiği gibi seçimler yapıyoruz.sonra yaptıklarımızın sonuçlarını yaşıyoruz,sonra sanki biz bunu seçmemiş gibi birde başkalarını ve hayatı suçluyoruz.yolda başımıza gelenler bizi hedefimizden uzak eden şeyler aslında içimizde o hedefle aramıza giren şeyleri temizlemek ve çözmek için başımıza geliyor.yani dış dünyada ne yaşıyorsak aslında iç dünyamızda yaşadılarımızı ortaya çıkarıyor.biz ise hayata bakış filtrelerimizin durumuna göre bunları farkediyoruz ya da anlamadan yolumuza yeni duygularla devam ediyoruz.bu filtreleri telkinler değiştirmekte oldukça başarılı oluyor,sanırım ilk filtre kendimiz hakkında inandıklarımız,gelişimimizde ilk olarak anne ve babamızın bize davranışlarına göre kendimizi tanımlıyoruz sonra dış dünya geliyor onu tanımlıyoruz,sonra gittikçe genişliyor,ve biz hayata tümden bu tanımlamalar ve inançlarla bakıyoruz.kendime dikkatli baktığımda eleştirel ve korumacı bir aileden geldiğim için yaşamın akışına güven duyamama güvende olduğumu hissedememe gibi çekirdek inançlar geliştirdim sanırım.aman oraya gitme diye korkuturlardı hep yakınlarında olup güvende olmam istendi benden.sonra küçükken hiçbir şekilde iş yaptırmazlar hatta o kadar ki şimdi bile bir iş buyurmazlar bana,tek çocuk olup kendi sorumluluğunu hiç almamak.sanırım bu da benim diğer çekirdek inancım.amma kapalı kutu olmuşum diyorum bazen ama özel telkinlerle elde ettiğim bu farkındalıkla kendimi bu düşünce sınırlarında buldum.yaşamın akışına güven duyamama,kendi sorumluluğunu almaktan hatta sorumluluk almaktan kaçma,orta okulda arkadaşlarım çalışmaya giderlerdi ben kendimi o kadar büyümüş görmezdim ve büyümek istemediğimi hatırlıyorum çünkü büyümek sorumluluk almak demek,şimdi bunun acısını çekiyorum çünkü 1 yıl sonra doktor olucam ve ne kadar risk alabilirim bilmiyorum.birde yaşamayı nefes almayı haketmediğini düşünmek var tabi,bence sigara içerek astım olmamın ardındaki neden bu olabilir.bu kadar içine kapalı olup sonra hayattan tat almak pek mümkün olmuyor tabi.ama telkin dinledikten sonra gerçekten hayata ve kendime bakışım değişti.farkındalığımı çok arttırdı ama hala çözemediğim şeyler var.

Cevap: selocanın günlüğü:))
 

Merhabalar günlüğünü okudum. Aslında çok güzel farkındalıkları elde etmişsin şimdiye kadar. Kendini tanımak olsun, problemlerinin tespiti olsun. Telkin dinlemek ve olumlama yapmak dışında tespit ettiğin sorunlara çözüm bulabilmek için neler yapıyorsun?

Hayal kurduğun zaman akabinde o hayallere zarar geldiğinden bahsetmişsin bence bu konuda da senin gizli bir inancın mevcut olabilir. Küçükken hayal ettiğin ya da çok istediğin bir şey tam olacakken olmamış gibi birşey yaşamış olabilir misin acaba?

İnsan ne düşündüğüne her zaman çok dikkat etmeli. Mümkün mertebe olumsuz duygu ve düşüncelerinizden uzak kalmanızı öneririm. Zaten bizi toplum karşısında konuşmaktan alı koyan, kendimize güvenmemizi engelleyen hep o içsel konuşmalar değil mi? Hep o eleştirel tavrımız, hele de en çok kendimize ne kadar acımasız davranırız. Bu eleştirel tavrı yumuşattığımızda belki yaptıklarımızı daha net analiz edebiliyoruz. Yani kendimizle kavgayı bırakıp barış imzalayınca çözümler daha rahat geliyor belki de. Sonra da kendimize güvenebileceğimiz fark ediyoruz.

Bu günlüğü ziyaret ettiğim için çok mutlu oldum paylaştıklarınız için teşekkürler. Daha güzel gelişim dolu paylaşımlarınızı okuyacağımıza inanıyorum. Büyümeyi kabul ettiğinizde eminim çok başarılı bir doktor olacaksınız. İstediğiniz şeyleri başarabileceğinizden hiçbir zaman şüpheniz olmasın.

Cevap: selocanın günlüğü:))
 

merhaba yazdıklarımı okuduktan sonra beni anlayan birine rastlamak çok mutlu etti beni :)) ilk soruna gelince ben telkin dinlemek dışında sorunlarımın çözümü için günlük yaşamımda sorun yaşadığımda üzerine gitmeye çalışıyorum ve kendime bak gördün mü korktuğun ya da düşündüğün gibi bir durum değilmiş bunu kafana sok diyorum :) tabi ne kadar farkında olursam yaşamımın.
ikinci soruna gelince bugün buraya yazdıktan sonra yemeğe çıkmıştım ve tamda dediğin durumu düşünüyordum hayallerimde hep birileri bana zarar veriyor ve ben onları kovuyorum gibi.bu durum ya ailemin beni aşırı korumacılığından ileri geliyor ya da babamın bana daha küçükken sana vuran sende vur sana küfreden sende küfret gibi dayatmalarında ileri geliyor olabilir.ben çocukken kendimi hiç savunamazdım ve dayak yerdim genelde :) sanırım kendi gücümü bilmiyordum ve kendi sorumluluğumu ailemden bağımsız alamıyordum.babamda ne yapsın aklınca bana kendimi savunmanın yollarını öğretiyordu bunun için ona kızmıyorum.çünkü şimdi ki farkındalığımla baktığımda ne annem ne babam benden farklı değiller aslında ben onların kopyasıyım,kendilerine güvenleri yok ve başkalarının düşüncelerine çok değer veriyorlar,iç onayları yok,ve kimseye hayır diyemiyorlar,birbirimize aynayız yani.
söylediklerinde sonuna kadar haklısın insan düşüncelerini bir an bile otomatiğe atmamalı yoksa yeniden negatif düşünceler sarıyor her yanını.
günlerdir üzerine düşündüğüm ama bir türlü kelimelere dökemediğim düşünceleri senin yazında görüyorum buna çekim yasası diyebiliriz herhalde :))) hayatın düşüncelerinin aynasıdır :))) bunu not defterime kaydettim hemen :)))
gün içinde düşüncelerimi kontrol edebilmek için yanımda not defteri taşıyorum ve buraya yazdıklarım gün içinde girdiğim olumsuz düşünceler ve duygular döngüsüne dışarıdan bakmamı sağlıyor,insan anlamdan o kısır döngünün içinde buluyor kendini farkındalığın varsa çıkarsın yoksa öylece devam ediyor,olaylar karşısında hissettiklerimiz bizim olaylara yaptığımız yorumlardan kaynaklanıyor ve burada insan olayı kabul edip yorumunu seçme şansına sahip ama bu noktayı farkedip seçim yapmak oldukça zor.sanırım konudan çok uzaklaştım :))
sevgili sweeet günlüğümü okuduğun ve beni aydınlattığın için çok teşekkür ederim bizler birbimize hem ayna hemde ışığız umarım hepimiz kendimizle ve hayatla daha barışık oluruz.sıradaki mücadelem bu olacak :))

Cevap: selocanın günlüğü:))
 

Cevap: selocanın günlüğü:))
 

Ataletimi yenip yaptırdım sonunda çekirdek inanç çalışmasını.türlü taklalar attım randevu saatinde aranmamak için :)) abdullah beyle güzel bir sohbet yaptık,daha önce benimde tespit ettiğim inançlarımı buldu.ben sadece 4 tane sanıyordum meğer dallarıyla birlikte 12 imiş.tam 12 telkin var şimdi listemde.dinlediğim ilk gün bir hafifleme ardından biraz direnç hissettim ama şimdi daha iyiyim çok şükür.etkilerine gelince daha 3. gün dinlemeye başlayalı fakat dinlerken çok hafif hissediyorum kendimi.dalgalanma olur mu bilmiyorum.düşünürken farkediyorum ki aşırı uçlara gitmiyorum,yeni fikirlere ve yeni şeyler deneyimlemeye direncim azaldı.sanırım yavaş yavaş kabuklarımı kırıyorum :))

Cevap: selocanın günlüğü:))
 

Sevgili dostum bunu senden duymak çok umut verici çok sevindim ya :) Umarım kabuğunu dahada çok kırarsın ilk başta dinlerken mutluluk hissi oluyor sonraları çok rahat hissediceksin. 12 tane çekirdek inancın olduğunu bilmiyordum. Ne güzel sevgili dostum senin için çok sevindim bunları duymama.
Selocum ben artık daha iyi yolunu buldum. Telkinleri dinlemeyi bıraktım . hayatımdki bu çekim yasası sayesinde çok değişti. Artık kendimi bu yolla geliştiricem.Telkinlerinde bana çok katkısı oldu bu site sayesinde hayatıma anlam kılan birşey daha buldum. Seninlede paylaşmak isterim ama çok erken senin önce telkinleri dinlemen gerek daha sonra paylaşıcam seninle dostum.Umarım ilerde bir kafede çay içerken buluruz . Seninle paylaşmak istediğim çok şeyler olucak. Kendine iyi davran dostum. Sen bu Dünya da en iyi kişisinden birisin. Senin sayende de bakış açımda değişti Zor günlerimde sen yardımcı oldun ;)) Sağlıcakla kall ;)

Cevap: selocanın günlüğü:))
 

yahu neymiş bu çekirdek inanç telkinleri böyle.eskiden arayış içinde olduğum için sürekli eksiklik hissederdim.sonunda içimdeki boşluk doldu yeniden kendim olabiliyorum.keşke 26 yaşımda değil de çok daha önce yaptırsaydım.hem kendime güvenim yükseldi hemde kendimi bambaşka hisseder oldum çok şükür.yaşama isteğim geri geldi yahu yediklerimden daha fazla lezzet alır oldum.en önemlisi içimdeki boşluk ve arayış bitti şükürler olsun ki.sosyal fobim duman oldu,kendimi yabancılarla diyaloğa girmemek için tutar oldum :D

Cevap: selocanın günlüğü:))
 

günlüğünü okudum sevgili selocan:)..gelişim sürecin bir çoğumuza ilham kaynağı olacak cinsten,senin adına çok mutlu oldum,hep böyle kal..hiç aklımda yokken çekirdek inanç çalışmasını soktun şimdi aklıma:))

Cevap: selocanın günlüğü:))
 

Merhaba selocan, uzun süredir girmiosun siteye neden acaba? Şu anda nasılsın ?