[Işıldayan Safir]

Öncelikle hepsinin birer seçim olduğunu bilmelisiniz. Tüm bu duyguları seçen sizsiniz.

Herkesin deneyimleri, sorunları farklı farklı. Hepimize bir şeyler ağır geliyor.

Mutluluğa gelince şöyle söyleyeyim. Saçma sapan dediğiniz şeylere takılmayı da yine kendiniz seçiyorsunuz. Aslında bunu hepimiz yapıyoruz çoğu zaman. Bir de hayatta sonsuz mutluluğu arzulamak yanlış bir düşünce bana göre.

İçteki derin güven ve huzuru hissedebilirsiniz elbette. Ancak ben mutluluğu hep şuna benzetiyorum ve mutsuz olduğum çoğu zaman da kendime bunu hatırlatarak rahatlıyorum.

Düşünün bir arkadaş ortamındasınız ve biri bir fıkra anlattı. Belki de siz... Öyle komik ki gülmekten çatladınız. Yerlere yattınız. Bir süre sonra bu durum devam ettikçe kendinizde bir rahatsızlık hissetmeye başlarsınız. Karnınız ağrımaya başlar ve bunu kesmeyi istersiniz. Oradan kaçıp başka bir odaya gidebilirsiniz. Yani aşırı gülmek sizi rahatsız eder.

Hayatımızda da bu böyledir. Her şeyi aşırı yaşamak bizlere zarar verir. Dolayısıyla aşırı mutluluk da sağlıklı bir durum değildir. Hayatımızda artı ve eksi kutuplar vardır. Her birini yaşamamız gerekir. Bu da hayatın dengesi açısından önemlidir. Ve zorunludur. Bu durumların üstesinden nasıl geleceğiniz de sizin değerlendirmelerinize kalmış.

Bazen mutluluk verici bir olay yaşadığımızda başarıyla bunu berbat edebiliyoruz. O zaman bu başarımızı kendimizi kötü hissettiğimiz zamanlarda da neşeye çevirerek de gösterebiliriz.

Sizi üzen ve kıran olayları yaşadığınızda, kötü düşüncelere kapıldığınızda, kendinizde rahatsız olduğunuz yönler bulduğunuzda ya da başkalarından rahatsızlık duyduğunuzda bu tür duygulardan ne öğrenebileceğinizi düşünün. Belki bunu dönüştürmek için bazı çözüm yolları da bulabilirsiniz.

Gerçek mutluluğa da bu şekilde erişilebileceğine inanıyorum.

Sevgilerimle.