[bluemoon24]

* öncelikle:



baktın di mi? tamam. şimdi o baktıklarının kabasını



* aklında tut, öyle oku.



abd



* , egemen halk'ın kendini beyaz olarak tanımladığı mallı-mülklü iktidar alanlarında bir bölge beyaz olmayan azınlıkların çoğunluğa dönüşmesi sebebiyle yerleşik beyaz nüfusun emlak değerinin düşmesi, suç oranının yükselmesi, tatların kaçması sebebiyle kitleler halinde kaçışması, daha nezih ellere göçüşmesi hali. ardında urban decay, çevresinde ''meşru'' kesif ırkçılık bırakır.



hadise egemen merkezden



* ''mikrop gibi çoğaldığına inanılan'' azınlık grubun ait olduğu kaba sığmayarak taşması, bir kaç kendini bilmez gayri menkul sahibi, üreticisi ve spekülatör'ün ucuz konut alanları yaratarak ya da yaşatarak bu istenmeyen unsurlara kucak açması ile gerçekleşen kaçınılmaz doğal tepki ile tasvir ve izah edilir. hayatın tadının ve emlağın değerinin kaçtığı bu tip yerleşim bölgelerinde yaşanan neo-periferi hayata bakan yerleşik merkez bakış olası bir işgal, istila ve ilhak'tan kaçınarak milliyetçi, ırkçı, ayrımcı politikaları desteklediği, o yönlere doğru yatkınlık gösterdiği, ''biz o halkımızı da seviyoruz ama uzaktan'' dedikleri de vakidir.



çevreden merkeze bakıldığında ise hadise farklı bir biçim almaktadır. zaten tarihsel olarak mülksüz, iktidarsız, umutsuz ve dışlanılmış bir alt-yaşam'a ve ona bağıl ilişkiler zincirine müteselsil mahkum olan 'renkli azınlık'lar bir önceki yerleşkelerinden kendi kolektif iradeleriyle kurguladıkları kontrollü bir nüfus artışıyla değil, merkez'de kendilerine yaşam alanı bulamadıkları ve sürekli itelenip ötelendikleri, ve göçe mecbur kaldıkları için azınlık oldukları bir noktadan, ihtimal çoğunluk oldukları başka bir bölgeye hicret etmek durumundadırlar. ''suç''a yatkınlıkları da ırk temeliyle değil, tarihsel süreç içindeki değişmez sefaletleriyle, toplum oluşturmalarının önünde dikilen aleni ve zımni dezavantajlarla izah edilir.



ve fakat, heyhat, şu satırların yazarı olan ben de dahil olmak üzere, beyaz merkez'deki insanlar yaşadığı, yaşayacağı zaman dilimi içinde en azından bir kere ''ay burası



* ----&gtkro&lt----



* doldu'', ''zenci mahallesi'nde niye hep suç oluyor, kölelik biteli 150 yıl oldu ya....toparlansalar ya artık, ne bu böyle?'' söylemine aktif ya da pasif katılım göstermişlerdir. bu katılımın dönüştürülmesi, sönüştürülmesinin önünde bir milyon tane engel var, kabulümdür, dönüştürülmesi için bir tane iyi sebep yetiyor.

Kaynak: EkşiSozluk