| ||||||||||
|
Serbest Kürsü ve Sözlük ben ruhi bey nasilim Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız * istanbul devlet tiyatrosu tarafindan da uzun sureden beri sahnelenen edip cansever eseri. * her yeni yaşla birlikte tekrar okunduğunda anlam değiştiren ya da yeni anlamlar kazanan uçsuz bucaksız bir edip canseverşiiri * istanbul devlet tiyatrosunda sahnelenen oyunda, uğur polat'ın ...
ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Sözlük telkin cd indir izle İstanbul Sözlük nerededir kimdir Sözlük çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Sözlük hipnoz Sözlük olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Sözlük hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Sözlük kuantum düşünce kitap haberi
![]() |
![]() ![]() | LinkBack | Seçenekler | Stil |
![]() | #1 (permalink) |
Albay ![]() Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() | ![]() * istanbul devlet tiyatrosu tarafindan da uzun sureden beri sahnelenen edip cansever eseri. * her yeni yaşla birlikte tekrar okunduğunda anlam değiştiren ya da yeni anlamlar kazanan uçsuz bucaksız bir edip canseverşiiri * istanbul devlet tiyatrosunda sahnelenen oyunda, uğur polat'ın oyunculuğuna taptıran, edip cansever şiiri. * edip cansever'in 1976 yılında yayımlanan şiirinin ismi. aynı isimli oyunun başrolünde uğur polat var. diğer rollerde taner birsel, rüçhan çalışkur, mahmut gökgöz, ali fuat çimen, ali ersin yenar, celal kadri kınoğlu, canan şanan ve yurdaer okur yer alıyor. içeriği nedeniyle biraz ağır bir oyun olsada, güzel oyunculukları farkedebilmek için izlenmesi gereken oyunlardan. * yeri geldiğinde sorusuna yine kendi cevap veren nasıl olan ruhi beyin zihin fırtınasının sebebi... nasıl olan ruhi bey nasılım? iyiyim iyiyim... * uğur polat'ın alkışlanası performansı ile edip cansever okuyucularının beğenerek izleyeceği oyun. zira diğerleri için sıkıcı gelmesi muhtemel. o ben ki bir kadında bir çocuk hayaleti mi bir çocukta bir kadın hayaleti mi yalnızca bir hayalet mi yoksa. * istanbul devlet tiyatrosu oyunudur. Yazan: Edip Cansever Reji: Cüneyt Çalışkur Dekor: Ethem Özbora Kostüm: Gülhan Kırçova Işık: Önder Arık Müzik: Tamer Çıray Oyuncular: Uğur Polat Taner Birsel Rüçhan Çalışkur Mahmut Gökgöz Ali Fuat Çimen Ali Ersin Yenar Celal Kadri Kınoğlu Canan Sanan * edip canseverin ölmeden önce sahneye koymayı çok istediği ama maalesef gerçekleştiremediği eseridir. ancak o öldükten sonra sahnelenebilmiştir.. * Soluksuz izlediğim Uğur Polat'ın oyunuyla sahnede hakkını verdiği Edip Cansever şiiri. * Ölüler ki bir gün gömülür içimizdeki ölüler, dışımızdaki ölüler insan yaşıyorken özgürdür insan yaşıyorken özgürdür. * edip cansever'in insana dair destanının başlangıcı ,ruhi bey'in konuşmasıyla başlayan giriş bölümü, ruhi bey'in "ben ruhi bey nasılım" diye sormadan önceki ilk kendinden bahsedişi: 1 gördün mü hiç suyun yanmasını tuzda gördüm ben bu yaşam boyu iniltiyi büyük bahçelerin küçük içinde saksılardan birinde gördüm de uyurken uyandırılmış gibi beni bir sardunya büyüttü belki. o ben ki bir kadında bir çocuk hayaletimi bir çocukta kadın hayaleti mi yalnızca bir hayalet mi yoksa. ne peki yere dökülen bir un sessizliği mi göğe bırakılan bir balon sessizliği mi işini bitirmiş bir org tamircisinin tuşlardan birine dokunacakken ki dikkati ve tedirginliği mi. bekler mi beni her yanı, ama her yanı çocuklar gibi gülümseyen bir sürü yaz gününün içinde acaba bekler mi beni uykularım, o sonsuz uykularım yanmış bir limonluktaki - ve limonlar ki her gün bir yaprak ayininde sesini hiç eksiltmeyen - ama bilmez miyim ben bilmez miyim hiç böyle sığ hayallerle oyalanmak yerine kısacık bir zaman olmalıydı elimde turfanda meyva gibi bir zaman yollar yollar kateden tadı ve ekşiliği geçerek erguvanların dönemecinde leylakların dörtyol ağzından yapıştırıncaya dek beni dudaklarına acının dudaklarına ve geçmişin bir yaban gülü yaprağı gibi beni ama ne gezer. korkmuyorum artık solmaktan solmaktan ve solgunluktan gelmişim nerelerden böyle kurumuş bir dere yatağı gibi ya da pek kurumamış da baygın, hasta ya da cançekişen çırparaktan yüzgeçlerimi dip sularında ya da yer tahtaları, muşamba, örtük perdelerin kasvetini yorgun düşerek taşımaktan ya da ne çıkar ayırmasam kendimi suların büyük içkilere kavuştuğu koylardan. koylardan kapsayan o sevimsiz, o küçük aşkları da eskiyen turunçlar gibi ilk rengini pek aratmayan ayırmasam kendimi diyorum ayırmasam köhnemiş bir geminin - izine pek rastlanılmayan - içindeki bir yolcudan da, değerli taşlarla dolu cepleri cepleri yüreği cepleri ayırmasam da ben kim görürdü o yolcuyu, yani kim farkederdi beni sıradan acılardır çünkü bütün ilgileri toplayan oysa sıkıntıyı buruşuk bir iç çamaşırı gibi saklayan bu kımıltısız gövde görülmemiştir ki hiç görülsün şimdi görülmediği gibi gündoğumundan havalanan kuşların ya da bir oda kapısını açtığınız zaman o müthiş öğle sıcağında pencerenin önünde örgü ören birinin - örgü mü, bir çay bardağını başka başka tutan ellerin becerikliliği mi - görülmediği gibi ama var mıydı sanki görülmeyi isteyen var mıydı bir şeyler bekleyen yüreğimin eskittiklerinden. alinti: sairin seyir defteri toplu şiirleri 2, edip cansever adam yayinlari onbirinci basım * toplam altı bölümden oluşan, üstadın güzel eseri. II Ve her şey hızla yetişti sonra Sarı bir günün kahverengi yarınına. Yıkılmış bir ağacın üstünde yıllarca oturdum da Gözleri avına benzeyen bir avcıydım sanki Ağaç da çürümüş zaten Kazımış, oymuş bir yerlerinden gelip geçen onu Ağaç mı, içi yıllarla dolu bir kutu mu Çözmek için mi acaba içlerindeki bir gizi -Gizi mi, bir giz gereksinmesini mi- Yoklamışlar orasından burasından Kim bilir. Ama sessizlikten başka ne bulmuşlar Önemsiz bir iki anıdanbaşka Ya insan kılığında ya da bir dekor taşkınlığında Sorarım ne bulmuşlar Çoktan yeni bir umuda dönüşmüştür onlar da Anılar. Oysa bambaşka şeyler olmalıydı ağaçta Kazılmış, oyulmuş yerlerinde ağacın Buruk mayhoş, daha çok da bir zehir tadındaki Bir şeyler olmalıydı. Ve sanki Yıllar var ki saklamışım orda ben Saklamışım anlaşılan Odasında yapayalnız doğuran bir kadının Dışa vurmak istemediği Ya da pek gereksinmediği O iniltiyi andıran Duyurulmayan her şeyi. * III Ve her şey dönüştü işte Kahverengi bir çarşambadan Sapsarı bir cumartesiye. Ansızın bir rüzgar çıktı demin Çölde yanıt arayan alaycı bir rüzgar Kolalı bir örtü gibi acıtıyor yüzümü Yakıyor gözkapaklarımı da Toplayıp getiriyor anılarımı bir bir Uzun yolları hiç sevmeyen anılarımı. * IV Bırakıp gidiyor anılarımı rüzgar Denize bırakılmış çöpler gibi Yol kenarlarında birikmiş gereksiz eşyalar gibi Geri veriyor ve çekip gidiyor usulca. Bulanık bir havuzun yanında buluyorum kendimi Bakımsız, taşları kırık bir havuzun yanında içinden koyu yeşil bir çocuğun baktığı Çürümeye yüz tutmuş yaprak renginde Ağlaması yağmurlu bir sundurmaya benzeyen Kırık iskemleleri, çatlamış mermer masasıyla Yağmurlu bir sundurmaya Ve pencerelerde belli belirsiz bir kadın Pencerelerde ve her yanda. Bir çocukta bir kadın hayaleti mi Bir kadında bir çocuk hayaleti mi Yalnızca bir hayalet mi yoksa. Geri getiriyor bunları rüzgar Geri getiriyor anılması kırmızı bir konağı da iniltili, hasta bir konağı da Çatısında baykuşların tünediği Birtakım iplerin düğümlendiği tahtaboşlarda Ve bütün konuşmaların tek bir cümlede toplanıp Suskunluğu bir anıt gibi yükselttiği Bir konağı ve konağın olanca görkemini Geri getiriyor rüzgar. Ve yıllar ve günler ve saatler ayarlandı Caddeler, işhanları kahveler ayarlandı Meyhaneler, genelevler Pasajlar, dar sokaklar, geçitler Soğuk biralar ayarlandı, soğuk her şey Ve bütün ilişkiler Birden yerini aldı. Ve her şey yetişti gene Sarı bir çarşambadan Kahverengi bir cumartesiye. * V Ben Ruhi Bey, nasıl olan Ruhi Bey Nasılım Bir yaz ikindisinden çıktım geldim Diyelim bir pazartesiydi, biraz da şöyle geldim Kapıyı iyice kapadım - Kapadım mı, evet, kapadım - Çitlenbik ağacının altından geçtim Frenk üzümlerinden bir iki salkım kopardım Dişlerimle sıyırdım Sardunya renginde ve sardunya tadında idiler Biri fotoğrafımı çekiyorkenki gibi durdum Azıcık gülümsedim Ve dünya bana gülümsedi Çakılların üstünden yürüdüm Yürüdüm ki, bir sese benziyordum sanki Yüzyıllarca önce kırılmış bir kemik sesi iyice duydum Çıkarken bahçe kapısını açık bıraktım - Çok yüksekti. Deniz dibi renginde ve demirdendi. Üstünde aslan başı kabartmalar vardı. iki yanında çok yüksek iki duvar uzar giderdi. Dışardan çam ğaçları görünürdü. Bir kırbaç gibi görünürdü. Ve ağaçların üstünde kırbaç kılıflarına benzeyen ve evlatlıkların mavi pazen giysilerini andıran kalınlaşmış bir gökyüzü dururdu - On sekiz on beş trenine yetiştim Geniş kadife koltuğa oturdum Puromu yaktım - iki kibrit harcadım - Akşam gazetelerinde pek bir şey yoktu Haydarpaşa''ya kadar bulmaca çözdüm iskelede saçları çok iyi taranmış bir kız bana baktı Bakışından tedirgin oldum Giyimsizdi, boyasızdı, bakımsızdı Vapurla Karaköy''e geçtim Tokatlı''ya uğradım Köprüden aldığım Fransız dergilerini karıştırdım Kirazla bir kadeh rakı içtim Çıkarken boy aynasında kendime baktım Oldukça yakışıklıydım Gömleğim temizdi, beyaz ceketim Tertemizdi ve ayakkabılarım Pantolonum ütülü Yelek cebimde ince altın bir zincir Sarı ve ince bıyıklarım Tam Ruhi Bey bıyığıydı Ve iki parmağın arasında bir çiçek sapı - Zakkum muydu, değil miydi, belki yazpatı - Boynumda menekşe rengi bir papyon Hafifçe sarkık Dudağımda bitti bitecek bir sigara Kenarında dudağımın Dışarı çıktım. Tünele bindim, Asmalımescit''teki Viyana lokantasına geldim. Avusturyalı karı koca beni karşıladılar ikisi de eğilerek ben dimdik durdukça onlar bir kez daha eğilerek beni karşıladılar Benden başka oldukça şişman iki adam daha vardı. Beyaz Ruslardandılar, gözleri necef taşı gibi sert ve parlaktı Tezgahta bir Leh Yahudisi votka içiyordu, yüzündeki ince damarlar fırçayla çizilmiş gibiydi, bir silinip bir canlanıyorlardı. Soğuk et getirdiler bana, omlet, bira filan getirdiler Üstüne kremalı ahududu getirdiler, likörle kahve getirdiler Çıkarken bolca bahşiş bıraktım. Markiz''e uğradım, dört mevsimden süzülmüş bir konyak içtim Düzeltip arada bir bıyıklarımı Uçları hafifçe ıslak Bir ara pencere camında kendime baktım Baktım ki, ben Ruhi Bey Nasıl olan Ruhi Bey Daha nasılım. Oradan Galatasaray''a kadar yürüdüm Bir kadının pembe beyaz teni dağılıp uçuşarak Gezindi ortalıkta bir süre Ve durdum Durdum bu güzel yaz ikindisinden çıkıp Bambaşka bir sonbahar sabahını giyinceye kadar Nasılım. * VI Nasıl olacaksınız Ruhi Bey Bugün de erkencisiniz Ruhi Bey Şarapla bira mı içiyorsunuz Ruhi Bey Böyle sabah sabah Ruhi Bey Akşam akşam Ruhi Bey Akşam sabah Ruhi Bey Cıgara alır mıydınız Ruhi Bey Yakalım Ruhi Bey, yakalım Böyle üşümüyor musunuz Ruhi Bey Benim de ayakkabılarım su alıyor Ruhi Bey Ne olur ne olmaz Önümüz kış Ruhi Bey Ee, daha nasılsınız Ruhi Bey - iyiyim, iyiyim. Sizinle görüşelim Ruhi Bey Vaktim yok, vaktim yok Ruhi Bey, görüşelim Vaktim yok görüşmeye kimseyle Ruhi Bey Kendimle bile, kendimle bile. * ruhi bey uğur polat olunca izlemek de ayrı bir zevk oluyor oyunu. 1.5 saat boyunca o upuzun monologlarda bile insanın sıkılmasını engelliyor o muhteşem ses ve oyunculuk. hatta abartıp oyun çıkışı sonraki ay için tekrar bilet bile aldırtabiliyor... * oyun hakkında bi tanıtım broşürü verilse seyircilerin oyun hakkında bişey * anlamasına yardımcı olunsa pek bi iyi olacaktır zannımca.. * hakkında bilgi verilse ve yönetmenin oyun hakkındaki görüşleri yer alsa bu broşürdeyani bilgilerindirilse izleyici..ben bu oyundan önce tanımıyodum edip canseveri...evt,bu benim eşşekliğim,ama araştırdım,ikinci yeni nedir,ne anlatır,nasıl anlatır..şimdi az çok biliyorum..ve önümüzdeki sezon bu oyuna tekrar gidecem..36 sayfalık a4 kağıdına çıkarttığım şiiri anladıktan sonra * 'ın oyunculuğundan daha da fazlasıyla tad alacam..bunu biliyorum.. edit:24 şubat pazar günü oyuna tekrar gittim.broşür dağıtıldı ama broşürler 2001-2002 sezonuna ait..ama içerik olarak broşür güzel..yani doyurucu.. ..''gördün mü hiç suyun yanmasını tuzda''.. * Bugün de erkencisiniz Ruhi Bey Şarapla bira mı içiyorsunuz Ruhi Bey Böyle sabah sabah Ruhi Bey Akşam akşam Ruhi Bey Akşam sabah Ruhi Bey Cıgara alır mıydınız Ruhi Bey Yakalım Ruhi Bey, yakalım Böyle üşümüyor musunuz Ruhi Bey? * "..bu çevrede herkes onu tanır bana sorarsanız tanımaz şöyle ki, bir ayakkabı çivisi gibi kendine batar şarabıyla batar, uykusuzluğuyla batar gülmesi hüznüne batar konuşması susmasına batar.." * ugur polat'in sahnede devlestigi oyundur.kendisi bir anlik bile gecmisiyle,gercekleriyle,ölümle hesaplasan ruhi bey rolünden kopmadi.siiri tadindan uzaklasmadan tiyatrolastirmak baslı basina güc bir mevzu iken bunu cok iyi bir sekilde kotarmis olan yönetmen cüneyt caliskur'u da ayrica tebrik etmek gerek.dekor,kostüm hersey iyi düsünülmüs.kisacasiugur polat'ı birde edip cansever'in dizeleriyle izlemek lazimdir..kesinlikle gidilip görülmesi gereken oyundur * ilk izledigimde bir bok anlamadigim,aptal ve entel gorunumunun altinda bir mal yattigini sonradan ogrendigim cahil kiz arkadasimin gaziyla dalga gectigim ama sonradan ben ne salakmisim diye yakinip bu sene iki kere izleyip kendi kendime af diledigim monologlar harikasi oyun. * edip cansever'in mükemmel şiiri ve aziz nesin tiyatrosu'nda sahnelenmekte olan mükemmel bir oyundur. tabii ki uğur polat'ın çıkardığı müthiş oyunculuk da görülmeye değer. * edip usta'nın minimalist okyanusu. basite indirgemeye çalışılıp hafife alınırsa içinde boğulur insan. yazıktır. şiir olağanüstüdür.
Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir. |
![]() | ![]() |
![]() |
Bookmarks |
| |
Serbest Kürsü ve Sözlük ben ruhi bey nasilim Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız * istanbul devlet tiyatrosu tarafindan da uzun sureden beri sahnelenen edip cansever eseri. * her yeni yaşla birlikte tekrar okunduğunda anlam değiştiren ya da yeni anlamlar kazanan uçsuz bucaksız bir edip canseverşiiri * istanbul devlet tiyatrosunda sahnelenen oyunda, uğur polat'ın ...
ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Sözlük telkin cd indir izle İstanbul Sözlük nerededir kimdir Sözlük çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Sözlük hipnoz Sözlük olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Sözlük hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Sözlük kuantum düşünce kitap haberi