[bluemoon24]

* insafsızca kafese kapatılmış çeşitli hayvanların, görülebileceği yerdir.



* BiZi DIŞARIDAKiLERDEN KORUMAK AMACIYLA TEL ÖRGÜLERE KOYARLAR SONRA ONLARI SEYRETMEMiZ iÇiN ÜSTE PARA VERiRLER.



* an itibariyle sol framenin durumu



* kolunu,kıçını kaptırmak isteyenlerin gittiği bir bahçedir



* para vererek, doğal hayatlarından koparılmış, üzgün üzgün insanları bakan zavallı hayvanları izlediğimiz parklardır.



* yürüdüğümüz sokaklar.



* dunya







* Güneş,



renklerin sayım defteri.







Dünyayı okumayı öğrenmiş atlar



gözlerinin sırça yemişleriyle.



Beyaz mercanların çıplak topluluğu.



Zürafaların çikolata vinçi.



Claude Debussy



farelerin gramofon iğnesi.



Boa yılanlarının elektrikli trenleri.



Denizci pantalonları fillerin.



Stravinsky, dolunayda damlarda gezen kedilerin ergenliği.



Kuş mermilerinin madeni.



iguananın bakır rafı.



Develer gibi hangi tepe yükselebilir?



Hangi gemi balinalar gibi suları yarabilir?



Coğrafya, salyangozun sezgisi.



Marx'ın bilgeliği, karıncalar topluluğudur.



Göğün kara gömlekleridir penguenler.



Charlie Chaplin ceylanların sıçrayışı üstüne yaptı doktorasını.



Kimse yılan X'in cebir denklemini çözemeyecek.



Hangi ingiliz hemşire daha iyi olabilir kangurudan?



Freud libidoyu onda öğrenmişti.







istiridyelerin saatçi dükkânı.



Hangi kadın kışları vizon gibi giyinebilir?



Zebraların pazar giysisi.







Hızlı devekuşları tüyden otomobillerdir.



Örümcek, billur iskelenin kuklası.







Bütün bunlar, yarasa gecenin şemsiyesini açsın diyedir.





*



* ing. zoo.



* hayvanları doğal ortamından koparıp kafeslerin içine koyma hakkını kendinde bulan insan evladının ürünüdür.



* maymunlara bakarken insanların maymunları değil, maymunların insanları seyrettiği anlaşılarak, utançla kafesin önünden uzaklaşılmasına, bir daha o bahçeye uğranmamasına sebep olmuştur. dikkat edilirse bütün hayvanların, özellikle maymunların, insanları tepeden tırnağa, küçümseyen bakışlarla süzerek,adeta "hıh ! bakacak şey bulamadın mı?" dercesine yerin dibine geçirdiği görülecektir.



* hayvanların kafese kapatıdığı ve insanların da "aaa", "ooo" nidalrı ile onları seyrettiği yer. ulan biz kendi hayatımızın ne olduğunu bilmezken hayvanların hayatını merak ediyoruz.



* "Böyle işte. Bir şarklı garba gidince uçaktan inip doğruca hayvanat bahçesine dalar. Her şey ilgi çekici, her mimari değişik, her insan yüzü farklıdır. Hemen bir harita bul, görülecek yerleri işaretle, mümkünse bir turizm informeyşın bureau. Tüm sokaklara ayak basılmalı, bütün kahveler içilmeli, tatlılar tadılmalı, trenlerle seyahat edilmeli



* bütün barlara girilmeli, insanlarla tanışılmalı gramatik açıdan doğru cümleler kurulmalı, biraz da ülke tanıtımına katkı belki. Nasıl yaptılar bunu? Eğer bahçenin ziyaretçileri bizsek hayvanlar nasıl göreli izleyici kılındı. Koca kıtayı nasıl kafese çevirdiler, kafesin dışında biz, içinde garplılar, ama bi pislik var bu işte, bilet almak için para ödemiş miydik, tam bir açıkhava müzesi, üstelik biletsiz, parayı da onlar ödemiş, sırf kafesi izlememiz ve sanki şaşırmamız için. Sonrası iyilik güzellik biraz oryantalizm çokça.."



*



* insanların ingilizcesini ilk öğrenişte uzun süreli hafızaya aldıkları, ve bir daha hiç unutmadıkları kelime,







ingilizce zoo,,



hayvanat bahçesi







neden acaba bu ikili?



* detroit pistonsun benchindeki yedek 5'e kuvvetli olmalarindan dolayi boyle hitap edilmektedir.



* ufakkene hayvanak bahçesi diye telaffuz ettiğim yerdir. * *



* neden hayvan bahçesi değil de hayvanat bahçesi olduğunu merak ettiğim yer.



* neden bahçe denildiğini merak ettiğim yer? bu hayvanat bitki mi lan, toprakta mı yetişiyor? nedir yani?



* neden o kadar fotoğraf çektirildiğini anlayamadığım yerdir.



hayır hippopo denir denmez kıkırdayan sen, hipopotam'ı goril falan sanarsın şimdi, zürafaların yanına gidersin sonra bir iki gülümsersin, makinan digitalse sorun değil, istersen sonra silersin, yok değilse 36'lık filmi heba edersin. 36 poz 36 hayvan. gidersin sonra lamaların bulunduğu kısıma. dayarsın sırtını tellere ama tahminimce albümündeki en güzel poz budur. sırıtırken sen, tükürür lama kafana. şakk yakalanır hemen o sahne. lama mutlu, poz güzel, kafa ıslak, pozu çeken yerlerde. oh olsun. zaten anlamam ne diye çekilir onca fotoğraf..