[bluemoon24]

*



ilham perisi ))







Bir gün bir kralın tek çocuğu varmış. Bu bir kızmış. Buna herşey çağrışım yaratırmış.







Maalesef bu kızın bir huyu varmış.







Hani (yılan, sinek, böcek dahil) yaptığı herşeyin olağanüstü bir hayranlıkla kusursuzluk abidesi tanrıya yakıştırılması gibi, yaptığı herşey de yalnışlık abidesi olarak bu prensese yakıştırılırmış.







O da büyüyünce tanrı gibi kusursuz olmaya karar vermiş.







Yıllar yılları kovalamış. Bizim prensesimiz 29 yaşında taş gibi bir hatun olmuş. Tanrı olma hevesiyle ne varsa bulmuş okumuş. Platon, Mevlana ve Hallacı Mansur tesiriyle tarikata girmiş. Burda insanın asıl olanın yansıması, yansımanın da yokluk, aslolanın ise tekil olan bir olan birlik olduğunu öğrenmiş..







Bu öğrendiklerini bol çağrışımları olan doğadan örneklerle kuvvetlendirir çevresindekilere anlattıkça anlatmış. Bilge bir kız olmuş 33 yaşına geldiğinde.







Ama kız kısmına evliyalık verilmediğinden o da sürekli çevresindekilere, çağrışımını yakaladığı herşeyi malzeme yapar anlatırmış..







O yüzden adı çağrışım kraliçesi kalmış..







çağrıştır beni



kraliçem ol



sadece ağaçlar içinde



reçinem ol







tarzında sözlerin söylenebileceği hatun [img]/images/smilies/smile.gif[/img]







Kaynak:Antropoloji