[bluemoon24]

*



68 kuşağının özgürlük tutkusundan söz etmek istemiyorum..







acıdır..anadolu toprağının ve ikliminin bize çiçeklerle sunduğu renk gezegenine kör bakan bir toplumuz, yüzlerce yıldır onların içinde yaşayıp farkında olmadan çiçek toplumu olup değer bilmezlerdeniz.. bize yararlı ve zararlı olanların dışındakileri yok sayıp ot, bitki ağaç, çiçek gibi tür adlandırmalarıyla görmezden gelmişiz.. yani bir bitkiye ad verebilmemiz için ya zehirli olması gerekmiş ya da bir derde deva..







Türkiyede halk ağzından derleme sözlüğünde 6 bine yakın bitki adı var (süs bitkileri dahil) , oysa 9 bin tür bitki türüyle asırlardır koyun koyunayız.. körkoyunuz! !



3 bin tür bitkiyi görmeyen, yok sayan, ad vermeyen bir göçebe kültürü geçmişimiz var..



daha da ilginçtir rakamlara bakın:



avrupada yani koca bir kıtada toplam çiçek türü 12 bin..türkiyede ise 9 bin..







bişi daha:



endemik (oraya özgü başka yerde yetişmez) çiçek türü, avrupada 2500 iken türkiyede 3000..







evet çiçek toplumuyuz ama yakında balkonumuzdaki, bahçemizdeki çiçekler, kör ve sevgisiz yanımızdan paylanarak ayrı bir yitik listesi oluşturacak (bunun nedenleri de ayrı bi araştırma konusu) ve onları başkaları evine severek alıp kötü geçmişini unutturacak..



aklıma gelmişken,



hollandadan dönen arkadaşım sarı lalelerden bir biblo armağan etti.. hollanda, laleleri çoktan sahiplenmiş ve turizm malzemesi yapmış bile.. oysa lalenin anavatanı orta asyadır, sonra anadolu ve çok sonra avrupa..







neyse işte.. çiçeğe gönül veren, onun dilini ve edebiyatını oluşturup koruyacak bilince sahip toplumlar, çiçek toplumudur



bizimki tamamen rastlantısal [img]/images/smilies/smile.gif[/img]







anarşist böcekler







rengarenkler.







Kaynak:Antropoloji