[Berilce]

Never let me go, Türkçe adıyla Beni yalnız bırakma, insanlara organ bağışında bulunmak üzere yetiştirilen klonların öyküsünü anlatıyor.
Çocukluk dönemlerini birlikte geçirmiş, Toomy, Kathy ve Ruth, filmdeki edilgenlikleri, kendilerini bekleyen ölümle sonuçlanacak sondan kaçmamaları, adeta öğrenilmiş çaresizlik gibiydi. Beni bu filmde en çok etkileyen şey, bu klonların insan gibi değilde bir makine gibi değerlendirilmesi oldu. Onlara resim yaptırılıyor, sanatsal faaliyetleri değerlendiriliyor, bir ruh'a sahip oldukları asla düşünülmüyor. Ama onlar birbirlerini severek, kıskanarak, öfkelenerek, isyan ederek bir insandan çokta farklı olmadıklarını gösteriyorlar.
Yılların sanatçısı, Snob Okul Müdürü rolünde Charlotte Rampling'in, onlarla ölüme gitmelerinden hemen önce yaptığı konuşmada acımasızlık ve birbirini takip eden ameliyatları en büyük zalimliğe eşit, çünkü sorgulama yok...Bu filmi herkesin izlemesi gerek çünkü genetik çalışmaların nelere malolabileceği iyi verilmiş, çok ince bir kırılganlıkla ama, isyanla değil...
Genetik çalışmaların etiği çok iyi sorgulanmalı ve bence insanı bu işe alet etmemeliler diye düşünüyorum, umarım olmaz...